#18 Haziran
Explore tagged Tumblr posts
Text
TV’de Kurban Bayramı 2024 - 3.Gün (18 Haziran 2024 Salı)
2024 yılı Kurban Bayramı 16-19 Haziran tarihleri arasında olacak. Ana akım televizyon kanallarımızda (TRT 1, Star, SHOW, atv, Kanal D, NOW) bu yıl da bayrama çok özen gösterilmemiş durumda. Euro 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı yayınlayan TRT 1‘de sadece canlı maç yayınları ekrana gelecek. Kurban Bayramı boyunca, bayram özel olarak yayınlanacak olan programların akışını Yeni Yeni Şeyler olarak…
View On WordPress
#18 Haziran#18 Haziran 2024#18 Haziran 2024 Salı#atv&039;de Kurban Bayramı#atv’de Kurban Bayramı 2024#Kanal D&039;de Kurban Bayramı#Kanal D’de Kurban Bayramı 2024#Kurban Bayramı#Kurban Bayramı 2024#Kurban Bayramı 2024 - 3.Gün#Kurban Bayramı 2024 Yayın Akışı#Kurban Bayramı Yayın Akışı#Show&039;da Kurban Bayramı#Show’da Kurban Bayramı 2024#Star&039;da Kurban Bayramı#Star’da Kurban Bayramı 2024#TRT 1&039;de Kurban Bayramı#TRT 1’de Kurban Bayramı 2024#TV’de Kurban Bayramı#TV’de Kurban Bayramı 2024#TV’de Kurban Bayramı 2024 - 3.Gün#TV’de Kurban Bayramı 2024 18 Haziran#Yayın Akışı
0 notes
Text
Günü uğurlayalım
4 notes
·
View notes
Video
youtube
Segem Haziran 2024 Sınav Soruları
Segem Haziran 2024 Sınav Soruları https://lolonolo.com/2024/08/18/segem-haziran-2024-sinav-sorulari/ Segem Tüm Sınav Soruaları : https://lolonolo.com/sertifika/segem/
#youtube#Segem Haziran 2024 Sınav Soruları https://lolonolo.com/2024/08/18/segem-haziran-2024-sinav-sorulari/ Segem Tüm Sınav Soruaları : https://l
0 notes
Text
Üsküdar/ Ortaköy
0 notes
Text
#bim aktüel#bim aktüel ürünler#bim aktüel kataloğu#bu salı bimde#bim broşürü salı#Bim aktüelbul#bim 18 haziran 2024 kataloğu#18 haziran 2024 bim kataloğu
0 notes
Text
Bir ömrü yaşamanın birden fazla doğru yolu olduğunu içtenlikle kabul ettiğim ve gün doğumlarında hayranlıktan kelimesiz kaldığım zamanlar.
20 Haziran ‘24
05:18
54 notes
·
View notes
Text
Gece gece yatmadigimiza göre....var bı sıkıntı.....
Kaç yaşında olursan ol uyuyunca geçecek gibi gelecek
Kaç yaşında olursan ol uyuyunca geçmiyecek...
01:52 18 haziran
54 notes
·
View notes
Text
Kalıntılar korkunç gerçeği ortaya çıkardı: 'Franklin'in Kayıp Seferi'nde mürettebat kaptanı yemiş!
Tarihe geçen seyahatte neler yaşandı?
Sir John Franklin'in Kuzeybatı Geçidi seferi, günümüzde hâlâ büyük ilgi gören ve hayal gücünü tetikleyen tarihi bir olay. Söz konusu sefer Franklin'in Kayıp Seferi olarak da biliniyor. 1846 yılında Arktika'dan çıkmaya çalışırken Terror ve Erebus adlı gemilerin donup buz tutmasıyla yaşamını yitiren denizciler, insan dayanıklılığının ve aynı anda çaresizliğinin de bir kanıtı konumunda. Umutsuzca eve dönüş yoluna çıkmaya çalışan Erebus'un kaptanı James Fitzjames'in kemik kalıntıları ise yürek parçalayan bir hikaye anlatıyor.
1848'de geriye kalan 105 denizci, gemilerini buzun acımasız dişlerine terk ettiğinde Kaptan Fitzjames, seyir günlüğüne kasvetli bir rapor kaleme alıyordu; bu rapor daha sonra Kral William Adası'ndaki bir kayalıkta bulundu:
HMS gemileri Terror ve Erebus, 12 Eylül 1846'dan beri kuşatma altında olduğundan 22 Nisan'da terk edildi. Sir John Franklin 11 Haziran 1847'de öldü ve seferdeki toplam kayıp bugüne kadar 9 subay 15 er olarak kaydedildi.
“Kurtulan” 105 denizci asla evlerine dönemedi ve muhtemelen adadan da hiç ayrılamadı. O zamandan bu yana denizcilerin kemiklerinin çoğu bu ücra kara parçasında bulundu ve nihai huzura kavuşturuldu.
James Fitzjames'in kimliği ise mürettebatın bilinen torunlarının ve akrabalarının bulunması ve bunların DNA'larının Kral William Adası'nda bulunan kemiklerden elde edilen DNA'larla karşılaştırılmasıyla belirlendi.
Franklin'in Kayıp Seferi'nde ne yaşandı? Aslında yolculuk sorunsuz ilerliyordu. Atlantik geçilirken hava şartları zorlasa da sefer devam etti. Lancaster Boğazı'ndan geçen sefer, daha sonra Franklin Boğazı adını alacak boğazda ilerledi. Daha sonra şartlar kötüleşti ve Kral William Adası açıklarında Victoria Boğazı ortasında buzlar arasında sıkışıp kaldılar.
İlk etapta 3 genç denizci öldü. Felaketzedeler gömüldü ve bundan sonra sefer bir trajediye dönüştü. Zira buzlar 1846 ilkbaharında da erimedi ve gemiler bir daha buz kapanından kurtulamadı. Mürettebat 18 ay boyunca buz esaretinde kaldı, erzak tükendi, seferin lideri kaptan Sir John Franklin Haziran 1847'de öldü. 22 Nisan 1848'de sağ kalan mürettebat nihayet gemileri terk etti ve Kuzey Amerika anakarasına içlerine doğru sandallarla ilerlemeye çalıştı.
Yıllar sonra İnuit yerlileri ifadelerinde hastalıklı, zayıf onlarca üniformalı adamın kendilerinden yiyecek ve malzeme dilendiğini belirtmişti. Nihayetinde coğrafyayı tanımayan mürettebatın zaman içinde yaşamını yitirdiği aktarılıyor.
Fitzjames'in soyundan gelen birinden alınan örnek, bugüne kadar kurtulan 400'ü aşkın insan kalıntısından birinin dişinden alınan DNA ile başarılı bir şekilde eşleşti. Bu tanımlama, King William Adası'ndaki Franklin kalıntılarından şimdiye kadar yapılan sadece ikinci kimlik tespiti olarak tarihe geçti.
DNA eşleştirmesi acı gerçeği ortaya çıkardı
Dişte bulunan DNA ile uyumlu çene kemiği Fitzjames'in talihsiz kaderinin en azından bir kısmını gün yüzüne çıkarıyor. Zira çene kemiğindeki çentikler bilinçli kesimle tutarlı; bu da muhtemelen aç ve ölmek üzere olan mürettebatın, kaptanın naaşından olabildiğince faydalandığını yani onu çaresizlikle yediklerini gösteriyor.
Kanada'daki Waterloo Üniversitesi'nden arkeolog Douglas Stenton, “Bu, kaptanın en azından hayatını kaybeden diğer denizcilerin bir kısmından önce öldüğünü ve keşif ekibinin kendilerini kurtarmaya çalıştığı son çaresiz günlerde ne rütbenin ne de statünün belirleyici ilke olabildiğini gösteriyor” ifadelerini kullanmakta.
Bu durum o dönemdeki raporlarla da örtüşüyor: 1850'lerde kayıp kaşifleri bulmak için yola çıkan İngiliz keşif heyetleri, Kral William Adası'ndaki kalıntılarda yamyamlık belirtileri görüldüğüne dair raporlar kaleme aldı. İngilizler o dönemler biraz da ırkçı bir yaklaşımla “yamyamlığı” Kral Williams Adası'nda yaşayan İnuit haklarına atfetmişti.
90'larda yapılan araştırmalar da iddiaların doğruluğunu ortaya koydu: Arkeolojik kazılarda bulunan bireylerden en az dördünün kemiklerinde “kasaplık” yapıldığına dair bulgular mevcuttu.
Ancak bu ne bir suç hikayesi ne de korkunç bir skandalın müstehcen bir öyküsü... Aksine bu trajedi dayanıklılıklarının sınırında olan çaresiz adamların hikayesi. Muhtemelen açlıktan ölüyorlardı, hastaydılar ve uzun süredir yeterli beslenemiyorlardı. Yiyecek kıttı hatta yok denecek kadar azdı. Bu gibi durumlarda, yamyamlık hayatta kalmak için maalesef son çare olabilir.
Kaptan James Fitzjames ve gemisi Erebus. Fotoğraflar: Sotheby's (solda), Wiki Commons (sağda)
Waterloo Üniversitesi'nden antropolog Robert Park, “Bu, Franklin denizcilerinin şimdi bakınca hayal bile etmek istemeyeceğimiz bir şeyi yapmak konusunda ne kadar çaresiz kaldıklarını gösteriyor” şeklinde konuşuyor ve şöyle devam ediyor:
“179 yıl önce keşif gezisinin Arktika'da kaybolmasından bu yana, mürettebatın nihai kaderine dair yaygın bir ilgi oluştu ve bu ilgi birçok spekülatif kitap ve makalenin yanı sıra, son olarak, yamyamlık temalarından biriyle korku hikayesine dönüşen popüler bir mini dizinin dahi ortaya çıkmasına neden oldu. Bunun gibi titiz arkeolojik araştırmalar, gerçek hikayenin de en az onlar kadar ilginç olduğunu ve öğrenecek daha çok şeyimiz olduğunu gösteriyor.”
Bu araştırmayla Fitzjames, Franklin seferinden yamyamlığın ilk tespit edilen kurbanı oldu. Kurtarılan kemikleri, diğerleriyle birlikte bir höyüğe konuldu ve hayatlarını kaybettikleri yere bir anma plaketi yerleştirildi.
Stenton ve meslektaşları, keşif ekibinin diğer torunlarının kendileriyle iletişime geçerek kalıntıların geri kalanını teşhis etmeye çalışmaları çağrısında bulunuyor. Muhtemelen anlatılacak daha çok şey var...
Kaynak: Science Alert, Journal of Archaeological Science: Reports / Metin Aktaşoğlu tarafından yerelleştirildi.
41 notes
·
View notes
Text
18 Haziran
"Olmuyor farkındayım ama senden Başkasını istemiyorum."
#aşk#kalp yarası#aşk acısı#aşk kırıntıları#kalp kırıklığı#benim dünyam#sevgi#sozkirintilari#hayalgibiydik#hayat#kitap alintilari#my posst#postlarım#my post#spotify
53 notes
·
View notes
Text
17 haziran dolu kadehi ters tut
18 haziran Sertap Erener konseri varmış
31 notes
·
View notes
Text
GÖKYÜZÜNDEKİ OKYANUS 🌊 🤯
Hayır, düzenlenmiş bir fotoğraf değil. Fotoğraf; 18 Haziran 2022'de Minnesota'nın merkez-kuzeyinden Bemidji şehrine doğru yolculuk yapan Theresa Lucas tarafından çekildi. Önünde gördüğü inanılmaz bulut oluşumunu hatıra olarak saklamak istediği için bu fotoğrafı çekmişti.
26 notes
·
View notes
Text
14 Mayıs Anneler Gününe Annesiz, 18 Haziran Babalar Gününe Babasız Girecek O Kadar İnsan Varken Sizin 14 Şubat Telaşınız Batsın.
102 notes
·
View notes
Text
Mudanya seni hep çok severim.Artık bana iki vedanın resmini çiziyorsun 🌻🥹
3 notes
·
View notes
Text
DÜNYANIN BAZI ENLERİ
En yüksek dağ: Asya-Çin-Nepal-Everest 8.848 m.
En uzun nehir: Afrika-Nil 6.695 km.
En büyük çöl: Kuzey Afrika-Büyük Sahra Çölü 8.600.000 km2
En büyük yanardağ: Endonezya - Sumbawa Adası-Tambora.
En çok ülke ile sınırı olan ülke: Çin (15 ülke)
En büyük ada: Kuzey Amerika Grönland 2.175.597 km²
En sıcak yer: Al’Aziziyah-Libya 57.70C
En sıcak yerleşim yeri: Etiyopya-Dallol ortalama 34.40C
En kalabalık ülke: Çin (2021) 1,412 milyar kişi.
En geniş ülke: Rusya 17.098.246 km²
En kalabalık şehir: Japonya-Tokyo 26.500.000 kişi.
En uzun karayolu tüneli: İsviçre-St.Gotthard 16.4 km.
En uzun trenyolu tüneli: Japonya-Seikan 53,9 km.
En uzun kanal: Panama-Panama kanal 81,5 km.
En uzun asma köprü: Japonya-Akashi 1.990 m.
En çok konuşulan dil: Çince (mandarin) 885.000.000
En yüksek yerleşim yeri: Çin-Webzhuan 5.090 m.
En çok dil konuşulan ülke: Yeni Gine-Papua 869
En kuvvetli deprem: 22 Mayıs 1960'da Güney Şili 9,5
En soğuk yer: Antarktika'da Vostok'tur. -89.20C
En küçük ülke: Vatikan'dır. Yüzölçümü: 0.44 km².
En kuzeydeki şehir: Norveç-Longyearbyen (2.000 kişi) 78.50C
En ıssız yer: Güney Atlantik-Tristan Cunha adası. (boş)
En kuzeydeki kara: Kanada-Grönland Islet of Odaaq adası.
En güneydeki kara: Güney Kutbu Antartika'da bir ada.
En büyük kıta: Asya Kıtası 44.391.163 km²
En büyük göl: Asya-Hazar Gölü Yüzölçümü: 371.000 km2
En derin mağara: Gürcistan-Abazya Krubera 2.199 m.
En yüksek baraj: Çin-Jinping‑I ( Beton kemer) 303 m.
En uzun tünel: Avrupa-Alpler Gotthard Tüneli 57 km.
En uzun gün 21 Haziran, en kısa gün 21 Aralık'tır.
En yüksek ve sıcak yer: Etiyopya-Dallol (ortalama) 34.40C
En alçak nokta: İsrail-Ürdün -Ölü Deniz -18 m.
En uzun sıradağlar: Güney Amerika-And Dağları 8.000 km.
En geniş orta açıklıklı (2023 m) köprü 1915 Çanakkale Köprüsü.
2 notes
·
View notes
Text
Kapıcı Kaya abi ile maceralarım - Part 1
Ailemin evimden kendi evime ilk çıktığımda 22 yaşındaydım. Ailemin yaşadığı semt işe uzak olduğu için yarım saat uzaklıkta bir sitede ev kiralayıp yeni eşyalar almış, yeni evimin keyfini çıkarmaya başlamıştım. Site çok büyük bir site değildi. Ama işime 10 dakika uzaklıkta olduğu için çok memnundum. Siteye taşındıktan birkaç gün sonra site görevlisi Kaya abiyle tanıştım. 45 yaşlarında kalıplı 180 boyunda evli ve 2 çocuk sahibi bir adammış. Sitede kapıcı dairesinde kalıyorlardı. Güler yüzlü ve yardımsever bir adam gibi duruyordu. Her gördüğünde selam verir hal hatır sorardı.
Haftaiçi iş haftasonu da ailemin evine gidip geliyordum. Yeni evime taşınalı 1,5 ay olmuştu. Üniversite okurken Ahmet amcalarda kaldığımda Mustafa amcanın onu bayıltıp sikmesi ile kloroform ile tanışmıştım. Yeni evimde de sex çantası diye adlandırdığım içinde kloroform, göz bandı, ağız bezi, maskeler, kloroformu döktüğüm bayıltmak için kullandığım bez, dildo, tüy dökücü krem ve iplerin olduğu çantam her daim hazırdı. Fakat sitede seks yapamıyordum. Her tarafta insan vardı. Ve rahat olamıyordum.
İçten içe Kaya abiyi beğenmiş, onunla hayaller kuruyordum. Onun bundan hiç haberi yoktu tabi. Adamın 2 oğlu vardı. Biri 18 yaşında diğeri 15 yaşındaydı. Adam işinde gücünde başka kadınlara bile bakmayan dürüst bir adamdı. Zaten bu özellikleri beni etkilemişti. Karısı ve çocukları evdeyken onu bayıltamazdım. Onu merak ederlerdi. Sürekli fırsat kolluyordum.
Yaklaşık 15 gün sonra haziran ayının ortalarında yine denk geldiğimizde eşinin küçük oğluyla memlekete gittiğini 1 hafta sonra döneceğini büyük oğlunun üniversiteden dolayı burada onunla kaldığını söyledi.Fakat 2 gün arkadaşında olacağını söyleyince fırsatın ayağıma geldiğini anladım. O sırada telefonum çaldı. Arayan aynı sitede oturan komşum Aliydi. Musluğunun tıkandığını, açması için birini tanıyıp tanımadığımı soruyordu. Kaya abiye sorduğumda ben yaparım yalnız işlerim var saat 9 gibi geleyim dedi. Aliyle anlaşıp telefonu kapattım. Bu gece harekete geçecektim. Görüşürüz diyip eve geçtim. Saat 6 ya geliyordu.
Hemen duşa girip yarağımdaki ve deliğimdeki tüyleri almak için tüy dökücü sürdüm. 10 dakika boyunca beklerken Kaya abiyi bayıltıp sikeceğimi ve sikinin üzerine oturup içimde onu hissedeceğimi hayal ettim. Sikim kazık gibi olmuştu. Tüylerimden kurtulup güzelce bir duş aldım. Kurulanıp giyindim ve yemeğimi yedim. Saat 07:30 olmuştu. Kahvemi alıp site bahçesine indim. Gözlerim Kaya abiyi arıyordu ama bir türlü göremedim. Evime çıkarken dairemin olduğu kattaki depodan sesler geliyordu. Kapıdan baktığımda Kaya abinin burada boru tamiri yaptığını gördüm. O beni görmemişti. Sessizce daireme girdim.
Hemen seks çantamı açıp içinden kloroform ve bezi aldım. Daireden sessize çıktım ve deponun önüne geldiğimde kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi. Kapıdan eğilip baktığımda Kaya abi yoktu. İçeri girip beklemeye başladım. Sanırım malzeme almaya gitmişti. Sabırsızlıkla beklerken asansör kapısının açılmasını duydum. Hemen beze kloroform döküp kapının arkasına saklandım. Ayak sesleri daha da yakınlaşmıştı. Kaya abi depodan içeri girdi ve elindeki poşeti kapının yanındaki sandalyenin üstüne koydu. Yavaşça kapıyı itip arkasından yaklaşıp belini kavradım ve elimdeki kloroformlu bezi ağzına ve burnuna dayadım.
Nolduğunu anlayamayan Kaya abi önce eliyle elimden kurtulmaya çalıştı. Hemen kendimi ve onu geriye doğru çekerek kapıyı kapattım. Bir yandan bağırmaya çalışıyor bir yandan kloroformlu bezden kurtulmaya çalışıyordu. Noluyor kimsin sen diye birşeyler söyleme ve bağırmaya çalışıyordu. Öne arkaya ilerlemeye çalışıyor ama elimden kurtulamıyordu. Kapının arkasına doğru çektikten sonra birlikte yere düştük. Altında ben üstümde o çırpınmaya devam ediyordu. Sesi güçsüzleşmeye başladı.
Sonra öksürmeye başladı. Kloroformun keskin kokusu ciğerlerinden kanına geçtikçe gücü ve sesi azalıyordu. O sırada asansörün kapısının sesi duyuldu. Kaya abi de bunu duymuş olacak ki son bir gücüyle bağırmaya çalıştı ama sesi depo dışından duyulacak kadar güçlü değildi. Birkaç kez daha öksürüp sessizleşti. Nihayet bayılmıştı. Hemen kloroformlu bezi ağzında ve burnunda bırakıp deponun kapısını içten sessizce kilitledim. Gelen kişi deponun kapısını açmaya çalışınca tam zamanında kitlediğimi anladım. "Kaya Bey burda mısınız" diye ses duyunca gelenin site yöneticisi olduğunu anladım. O sırada Kaya abi baygın şekilde yanımda yatıyordu. Hemen cep telefonunu cebinden çıkarıp sessize aldım. İyi ki de almışım. Site yöneticisi aramaya başladı. Neyse ki cep telefonu sesini duymamıştı. Biraz bekledikten sonra ayak seslerinden site yöneticisinin gittiğini anladım.
Rahat bir nefes alıp kloroformlu bezi Kaya abinin ağzından ve burnundan çekince kapalı gözlerini ve baygın halini gördüm. Kirli sakalları vardı. Çok tatlı gözüküyordu. Bekaretini çatır çatır alacağımı düşününce sikim büyümeye başladım. Hemen Kaya abinin dudaklarını öpmeye başladım.Elimle kıyafetlerinin üzerinden önce göğüslerini sonra da sikini okşamaya başladım. Siki ve taşakları avucuma sığmıyordu. Kirli sakalları dudaklarıma ve yanaklarıma bata bata öpüp yaladım. Daha ileri gitmemek için kendimi frenledim.
Depo dışarısında ses var mı diye kontrol ettim. Hiç ses yoktu. Kapıyı yavaşça açıp etrafa baktım. Kimse olmayınca sessizce depodan çıkıp yan taraftaki daire kapımı açtım. Tekrar depoya gelip Kaya abimi kucakladım ve daireme taşıdım. Yatağa güzelce yatırdıktan sonra depoya tekrar gittim. Kloroform ve bezimi aldıktan sonra deponun ışığını kapattım ve kapıyı kapatıp depodan evime geçtim.
Haziran ayında olduğumuz için üzerinde sadece bir t-shirt altında ise şort vardı. Hemen t-shirt ü çıkarttım. Kıllı ama kaslı göğüsleri vardı. Sonra şortunun düğmelerini açtım ve bir çırpıda cıkarttım. Karşımda beyaz slip boxer ile kalmıştı. Yarağı ve taşakları boxerın üzerinden belli oluyordu. Boxerını çıkartıp kenara atınca baygın, çaresiz ve çırılçıplak Kaya abi muhteşem siki ve toplarıyla karşımdaydı.
Yalamak istiyordum ama önce onu yıkamam gerekiyordu. Hemen kloroformlu bezi Kaya abinin ağzına ve burnuna dayadım. Küçük bir çırpınmayla tekrar bayıldı. Kucaklayıp banyoya götürdüm. Duşakabinin içinde kafasını sampuanla güzelce köpürtüp yıkadım. Duş jeli ile vücudunu güzelce ovalamaya başladım. Yarağında ve taşaklarında hiç kıl yoktu. Yeni traş olduğu belliydi. Yarağını, taşaklarını ve bacak arasını güzelce köpürttüm. Yüzüstü çevirdiğimde poposunu iki tana ayırdım ve deliğini ve etrafını güzelce köpürttüm. Sonra duruladım. Deliğinin etrafındaki kılları almak için tüy dökücü krem sürdüğüm ve 15 dakika bekledim.
Daha sonra tekrar köpürterek yıkayıp duruladıktan sonra havluyla güzelce kuruladım. Ve kucaklayıp yatağa götürdüm. Ellerini yatağın başına ayaklarını da yatağın diğer uçlarına bağladım. Ağzını ve gözlerini tekrar bağlayıp tamamen soyundum. Onu yıkarken terlemiştim. Hızlıca duşa girip her tarafımı güzelce köpürtüp yıkadıktan sonra duştan çıktım. Üzerimi giyinmeden mutfağa geçip bir sigara yaktım. Sigaramı içerken Kaya abiyle biraz sonra yatak odasında yaşayacaklarımı düşünüyordum. Kalbim heyecandan küt küt atıyordu.
O sırada kendine gelmeye başladı. Hemen kloroformdan beze döküp tekrar Kaya abimin ağzına ve burnuna dayadım. Bağırarak kurtulmaya çalışıyordu ama nafileydi. Sonrasında öksürerek inlemeye başladı ve bayıldı. Kloroformlu bezi çektim ve gözlerinde bağı çözdüm. Gözleri kapalı baygın yatıyordu Kaya abim. Yarağını avuçlamaya başladım. Yarağı ve topları elime sığmıyordu.
Daha fazla dayanamayıp Kaya abimin yarağını yavaş yavaş yalamaya başladım. Birkaç dakika içinde hareketlenmeye başladı. Ağzıma tamamen sokup sakso çekmeye başladıktan 5 dakika sonra ağzımda kocaman oldu. Taşaklarını sırasıyla ağzıma alıyor ağzımda çevirerek emiyordum. Tekrar ağzıma aldıktan yaklaşık 2 dakika içinde kasılarak ılık ılık ağzıma boşaldı.
Yüzüstü çevirip karnının altına yastık koyup belini yükseltince tertemiz poposu ve deliği kabak gibi karşıma çıktı. Hemen deliğine yumuldum. Çılgınlar gibi deliğini yalıyor, emiyor, dilimle masaj yapıyordum. Yaklaşık 20 dakika yalamışım. Deliği kadife gidi olmuştu.
Hızlıca ayaklarını yataktan çözüp Kaya abiyi sırtüstü döndürdüm ve ayaklarını yatağın ön kısmına bağladım. Götü ve deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı Kaya abimin yavaş yavaş hareketlenmesiyle kendine geldiğinin farkına vardım. Hemen gözbağını tekrar bağladım. Kimsin sen napıyorsun nerdeyim ben gibi sorular soruyordu. Poposunu okşayınca "napıyorsun yapma" gibi şeyler söylüyordu. Tabii o azgınlıkla ben hiçbirini duymuyordum. Götünü iki yana ayırınca kaymak gibi deliği ortaya çıktı. Tekrar yalamaya başlayınca götünü sağa sola kaçırıyordu. Yaklaşık 10 dakika daha bu şekilde yaladım. Sonra bir parmağımı sokmaya çalıştım. Deliği daracıktı ve kendini sıkıyordu. Zorla bir parmağımı sokabildim.
Deliğini sıktığı için ne kadar zorlasam da ikinci parmağımı Kaya abimin deliğine bir türlü sokamadım. Hemen çantamdan maskeyi çıkarttım ve üzerine kloroform doküp Kaya abimin ağzını ve burnunu kapatacak şekilde yüzüne taktım. Bağırarak kurtulmaya çalışıyor ama kurtulamıyordu. Öksürmeye başladı. Ve sonra tekrar bayıldı. Bayıldıktan sonra deliğine 2. ve 3. parmağımı zorlayarak soktum. Hiç sikilmediği belliydi. Çantamdan dildoyu çıkarıp yavaş yavaş deliğine soktum. Tamamını sokup yavaş yavaş git gel hareketlerle deliğini alıştırdım. Sert şekilde dildoyla sikmeye başladım. Bir yandan da yarağımla oynuyordum. Belirli süre geçtikten sonra dildoyu çıkarıp kazık gibi olmuş aletimi deliğine bastırdım, bir çırpıda Kaya abimin içine girdim. Hızlı hızlı git gel yaparak kaya abimin bekaretini elinden aldım. 5 dakika içinde tüm döllerimi içine boşalttıktan sonra çıkmadan sikmeye devam ettim.
Deliği kadife gibi olmuş, yarağımı adeta vakumluyordu. Yaklaşık yarım saat boyunca bir yandan sikerken bir yandan göğüslerini yalıyor bir yandan da dudaklarını emiyordum. Yarım saat sonra 2. kez Kaya abimin derinlerine boşaldım. Hala Kaya abimin deliğinin içindeyken tekrar kendine geldi. Birkaç sefer gitgel yaptıktan sonra artık dinlenmek istiyordum. Kaya abim de sikilmekten yorulmuştu. Ara vermek için hemen kloroformu beze döküp Kaya abimin ağzına ve burnuna dayadım. Nolur yapma bayıltma beni bırak diye söylense de bezi burnundan çekmedim. Öksürmeye başladı, çırpınışları yavaşladı ve son bir inlemeyle tekrar bayıldı.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra bir bardak su içip bir sigara yaktım ve yaşadıklarımı düşündüm. Çapkınlıkta bezi olmayan işinde gücünde, tam bir anadolu erkeği olan Kaya abimi bayıltıp bekaretini almıştım. Bir yandan da deliğim yanıyor, Kaya abimin erkekliğini içimde hissetmek istiyordum. Sigaramı söndürdükten sonra yatak odasına geçip Kaya abime baktım. Hala baygın yatıyordu. Bacakları hala havadaydı. Hemen yatağın başındaki ipleri çözüp bacaklarını yatağa indirdim ve yatağa bağladım. Yarağı küçülmüştü. Hemen ağzıma alıp emmeye başladım.
Yaklaşık 5 dakika sonra yarağı canlanmaya başladı. O sırada kendine gelen Kaya abim ağzındaki bağ yüzünden noluyor napıyorsun demeye çalışıyordu. Kendine gelince hızlı hızlı yalamaya başladım. Bazen yarağını bırakıp taşaklarını sırayla ağzıma alıyor, ağzımda yuvarlayarak emiyordum. Yarağını yalarken birden inlemeye ve kasılmaya başladı. Bir damlasını ziyan etmeden tüm döllerini yuttum. Küçülmesine fırsat vermeden hemen yarağının üzerine çıkıp deliğime hizaladım ve üzerine oturdum. Kaya abim çıldırmışçasına inliyor kafasını sağa sola sallıyordu.
Hızlı hızlı üzerinde zıplamaya başladım. Bir yandan ellerimle göğüslerini okşuyordum. 20 dakika sonra da tekrar kasılarak içime ılık ılık boşaldı. Zevkten ölmek üzereydim. İçinden çıkmadan ve küçülmeden hemen beze kloroform döküp Kaya abimin burnuna ve ağzına dayadım. Zevkten inlerken birden kloroform kokusuyla Kaya abim çırpınmaya başladı. Kurtulamayacağını bile bile çırpınıyordu. Üzerinde zıplarken öksürmeye başladı ve 10 saniye içinde son kez inleyip bayıldı. Baygınken hiç ara vermeden kendimi ona siktiriyordum. Yaklaşık 30 dakika geçmesine rağmen hala boşalmıyordu.
Hafif kendine gelmeye başlarken tekrar kloforomlu bez ile tekrar bayılmasını sağladım. 15 dakika sonra birden kasıldı ve içimde bir sıcaklık hissettim. Ilık ılık içime boşaldı. İçimde küçülmesini bekledikten sonra kalkınca deliğimden Kaya abimin dölleri karnına döküldü. Hemen mutfaktan kağıt havlu alıp Kaya abimin karnındaki dölleri temizledim. Yarağı sikişmekten kızarmıştı. Yarağını da kağıt havluyla sildim. Kendindeyken Kaya abimi sikmek istiyordum. Deliği hazır olsun diye bir hışımla dildoyu Kaya abimin deliğine sokarak duşa girip temizlendim. Duştan çıkınca çıplak şekilde mutfağa gidip bir sigara daha içtim. Sigara içerken Kaya abimin inlemelerini duyunca kendine geldiğini anladım. Yatak odasına gidip giyinmeye başladım. Sesleri duyan Kaya abim kimsin sen bırak beni demeye çalışıyordu.
Maskeye kloroform döküp Kaya abimin yüzüne takarak tekrar bayılttım. İki gün boyunca Kaya abi benim seks kölem olacaktı. İki gün boyunca erkeğimin enerjisini korumak için eczaneden serum almaya karar verdim. Onu serumla besleyip her pozisyonda onu sikecektim ve kendimi ona siktirecektim. Gitmeden önce son kez yanına uzanıp sevişmeye başladım. Dudaklarını öpüyor, sımsıkı sarılıyordum. Deliğindeki dildoyu çıkartıp parmağımla deliğine girip çıkıyordum. Yaklaşık 20 dakika bu şekilde onunla oynadıktan sonra hızlıca dildoyu tekrar deliğine sokup toparlandım ve evden çıktım. Hikayemi beğendiyseniz devamı için beğenilerinizi bekliyorum.
31 notes
·
View notes