Tumgik
#13 Gündür
tr-ataturk · 23 days
Text
Tumblr media
14 günde biter dediği ancak 13 günde bitirdiği sonrasında bir gün yanılmışız dediği zaferdir 30 Ağustos. Milli Kurtuluş Mücadelesinin, bağımsızlığımızın mücadelesinin askeri safhasının bittiği gündür. Düşmanı kovalamaya başladığımız gündür 30 Ağustos. Tüm Türk Halkı'nın 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun
85 notes · View notes
Text
Teyze Kızının Eltisi! (4) (Murat 45 Y., Aydın)
Uyandığımızda öğlen saat 13:00 idi. Melek alelacele eve gidip geldi. Biz yatakta biraz sümsüklenip oynaşırken, "Hadi kalkın kahvaltıya gidiyoruz!" dedi. Ama ortalık o kadar hareketliydi ki, bana arkadaki site duvarından atlayıp ana yola çıkmak dışında alternatif yoktu. Yola yürüdüm. Melek arabasıyla yanaşıp beni aldı, kadınlar önde, ben arkada kahvaltıya gittik...
16:00 civarı, "Artık gitmeliyim!" dediğimde, "Yaaa kal bu gece de!" dediler. Ama, "Gitmem lazım, haftaya ayarlayıp İzmir'e gelin!" dedim. Beni aracıma yakın indirdiler. İzmir'e döndüm. Ama hemen eve gidip, "Grip oluyorum sanırım!" dedim. Yatak odasına girip, sıcak bir duş aldım, ertesi sabaha dek uyudum.
Ertesi gün akşamüzeri, sanırım onlar da uyuyup kalmıştı, hem Melek'ten hem hale'den mesajlar vardı. Melek, "Oyunu bozmadığın için sağol!" derken, Hale, "Aşkım sayende o kadar mutluyum ki, yıllardır nerdeydin?" yazıyordu. İkisine de ayrı ayrı yazmaya başladım. Önce Hale'ye, "Biran önce plan yapıp ne gün geleceğinizi yazın, ben de organizasyonumu yapayım!" yazdım. Melek'e ise, "Hale ile gelmeden önce yalnız gelmeni istiyorum!" yazdım, sekse doymama rağmen.
Çarşamba akşam üzeri Hale'den gelen mesaj ilginçti, "Aşkım Mustafa'ya olmaz demeye gittim, ama nasıl oldu anlamadım, en son ağzımı sikiyordu!" yazmıştı. "Ya amını?" yazdım. "Hayıııırrrr!" diye yazdı. Melek'e yazdım, "Naber?" diye. Az sonra aradı. Ona, "Hale'den ses seda yok?" deyince, "Ben de aradım, cevap vermedi, gidip kapıyı çaldım, kapalı heryer, acaba Aydın'a mı gitti diye düşündüm." dedi. "Sen ne yapıyorsun?" dedim. "Hiç, evdeyim, benimki balıkta!" dedi. "Ne zaman geleceksin?" dedim. "Müsaitsen Cuma olur mu?" dedi. "Tamam, yarın kararlaştıralım programı!" dedim, kapattık.
Perşembe günü Hale'den ses seda çıkmadı. Melek'e Hale'yi sordum, ama o da, "Bilmiyorum!" dedi. Cuma için program yaptık. İncirlatındaki Plaza otelde oda ayırttım. Karıma da, taahhüt işi aldığımı, tespit için Mordoğan'a gideceğimi, işim uzarsa kalıp Cumartesi döneceğimi söyledim. Orda bir projemiz vardı zaten, ama karım bilmiyordu.
Cuma sabahı Melek kendi aracıyla geldi. Kahvaltı ederken, "Kocana ne dedin?" diye sordum. Güldü. Merakla bekledim açıklamasını. "Biz Almanya'da çok zengin ama ortak iki ailenin çocuklarıydık. Ama karı kocalığımızı tam inşa edemedik. Hani Ahmet balığa çıkıyor ya, aslında yan koydaki kiraladığı eve genç sevgilisine gidiyor. Almanya'da boşanmaya karar verdik, çünkü birbirimizi istemiyorduk, ama iki aile de miraslarından mahrum edeceklerini söyleyip burayı aldılar bize, Türkiye Almanya kadar rahat değil toparlanırız diye o siktiğimin sitesinden ev alıp şutladılar! Almanya'da benim de birileri oldu, ama buraya geldiğimiz iki yıldır kendime göre gönlümün istediği gözümün kestiği birini denk getiremedim. Ama Ahmet parasını verip üçüncü genç kızı alıp götürüyor yan koydaki kiralık evine. Bir şey söylememe gerek yok anlayacağın!" dedi.
"Hale bunları biliyor mu?" dedim. "Hayır, ona anlatırsam kocasına söyler mi diye düşündüm ilk zamanlar, sonra da ailece iyi görüşür olduk. Sitede tek arkadaşım Hale idi, bu kez de acaba benden uzaklaşır mı diye korkup söylemedim. Sonra seni anlattığında söylemek istedim, ama seni kaptırma korkusu yaşar mı diye düşündüm. Anlayacağın haberi yok!" dedi. "Sahi, Hale ne alemde? İki gündür haber alamıyorum!" dedim. "Bilmiyorum, iki kez yazdım, cevap ta yazmadı!" dedi.
Yarım saat sonra meşhur körfez manzarasında odadaydık. Karşıyaka'ya bakan pencerenin önünde süper bir sakso çekti bana. Ben de pencereye ellerini dayayıp amını göt deliğini yaladım. Melek'in götünü sikmemiştim daha, ayrıca detayları da bilmediğim için amına boşalmamıştım o ilk gün. Amına boşaldım uzun bir sikişme sonunda. Bir saatlik dinlenme sonrası balıkçılardan birine gidip yemek yedik. Elele döndük otele. Bir de götünden siktim. Tam boşalmak üzereyken Meleğin telefonu çaldı. Arayan Ahmet'ti. Reddetti. Bir dakika sonra Ahmet tekrar aradı, ama bu arada biz de boşalmış, yatağa devrilmiştik.
Melek kızgınlıkla açtı, "Ben seni sevgilinle beraberken arıyor muyum? Ne var, ne istiyorsun?" dedi. Karşıdan Ahmet bişeyler anlattı bir dakika boyunca. Melek dolu gözleri ile yutkunup, "Tamam geliyorum!" dedi. Sonra bana dönüp sarıldı ve ağlamaya başladı. "Ne oldu?" dedim. "Hale, Mustafa, Ayhan!" dedi. Hıçkırıklarının arasında ama anlamadım. Sonra anlaşıldı olay, Ayhan alışkanlığı olmasa da Cuma sabahı yazlığa gelmiş ve Hale ile Mustafa'yı evde yakalamış. Önce Hale'yi, sonra Mustafa'yı, en son da kendini vurmuş...
Tam 3 ay kimseye çaktırmayacağım diye uğraşarak kendime gelemedim. Bu arada bizim telefon görüşmelerimiz yüzünden polis birkaç kez ifademi aldı, ama olay barizdi. Kıskanç koca, genç yazlık komşusu ile karısını vurup intihar etti. Benim yüzümden öldü diye çok suçluluk hissettim. En son yine Melek sağolsun, "Hale yaşamak istediği herşeyi senle yaşadı, sayende yaşadı, böyle düşün!" diye diye aklımı çeldi. Melek daha sonra İzmir'de ev kiraladı, Kuşadasından çok burda, ben de ev ve dükkandan çok ondayım...
Olaydan 4 ay sonra, öğlen saat 12:00 gibi teyze kızı aradı, "Konuşmamız lazım!" diye. "Ne oldu?" dedim. "Dava dosyasında ismin çıktı, nedir bu öğrenmek istiyorum, ben şimdi İzmir'deyim. İşyerine mi geleyim, sen mi gelirsin?" dedi. Dilek'le yaşıttık, altlı üstlü evlerde büyümüş, okula beraber gitmiştik. Kocası ile dosttuk. Ama kocası iki yıl önce girdiği basit bir ameliyattan çıkamamış vefat etmişti. Dilek, geçen yıl sünnet yaptığımız oğlu ile kalmıştı. Dükkana gelmesini söyledim. Dileği gerçekten severdim, ama ona hesap vermek istemiyordum...
Hışımla girdi dükkandan içeri. Bereket müşteri de yoktu, ekipleri de sabah işlerine dağıtmıştım. Önüme bir dosya attı. Çay may birşey diyemedim. "Bana bunları açıklaman lazım!" dedi sert ve otoriter bir sesle. Evrak, olayın tahkikat dosyasıydı. Hale'nin telefon kayıtları sayfalarca dökülmüştü. Whatsap mesajlarının detayları, mesaj tarih ve saatleri, tüm arama kayıtları, kim aradı kimi aradı, hepsi vardı. Çok uzun bir süreci kapsıyordu. Biraz baktım, hatta son 3 gün mesaj trafiği çok fazlaydı. Benimle o son 3 telefon konuşmasının tarih ve saatleri (eve girerken tarifi, Mustafa'nın yanından aradığı 2 görüşme), Ayhan'ın aramaları vardı, ama en önemlisi Whatsap mesajları telefonundan alınmış içerikleri bile döküm haline getirilmişti.
Dilek sabırsızlıkla bekliyor, masada birşeyleri eline alıyor, bir süre onunla oyalanıyor, sonra çantasını karıştırıyor, sigara yakıyor, söndürüyordu. Whatsap mesajlarına bakarken dikkatimi çeken bir şey oldu. Ben Melek ve Hale 3'lü seviştikten sonra, Melek eve kocasına bakmaya gittiğinde, Hale Mustafa'ya mesaj atmıştı. "Bugün çok tahrik oldum, fotolarımı görünce!", Mustafa, "Hale abla geleyim mi?". Hale, "Hayır şimdi değil, ben seni çağırırım, bu gece Melek ablan burda, offf hayallerim gerçek oluyor!", Mustafa, "Hayallerin neymiş abla? Seni saatlerce evire çevire sikeceğim!". Hale, "Ohhhhhh!", Mustafa, "Deme öyle, Melek abla uyuyunca geleyim!". Hale, "Hayır gören olur, yarın öğleden sonraya hazır ol sen!", Mustafa, "Tamam abla, uyuyamam ben şimdi!". Hale, "Uyu, yarın bana güçlü lazımsın!".
Melek viski'yi getirip biz içmeye başladığımızda da yazışmalar devam etmiş. Ne ben, ne de Melek Hale'nin telefonla yazıştığını farketmemiştik. Hatta Ayhan aradığında da yazışıyormuş Mustafa ile. Hale, "Anlat bakalım, nasıl sikeceksin beni?", Mustafa, "İşte böyle!" deyip (internetten indirdiği amdan sikiş pozisyonunun fotosunu koymuş). Hale, "Offff, başka?", Mustafa, "Bunu da çok merak ediyorum!" (götten sikiş fotosu). Hale, "Eveetttttt, şimdiden sulandı amım!", Mustafa, "Ohhh abla, attırcam şimdi!". Hale, "Ziyan etme, yarın ağzıma attırırsın!".
Tuhaftı, biz o gece 3'lü yaparken ne ara yazmıştı bunları. İşin ilginci benimle tüm yazışmaları silinmiş olmasına rağmen, Mustafa ile yazışmaları duruyordu. Gece saat 02:00'de, Hale, "Bak yarın bunları sikeceksin!" (sikilmekten kızarmış amının dudaklarını ve göt deliğinin fotolarını çekip Mustafa'ya yollamış), Mustafa, "Ohhh, Halemmm, ben şimdi bunlara bakıp boşalırım!". Hale, "Hayırrr, sadece azgın kal diye yolladım!". Ertesi sabah, Hale, "Günaydın yakışıklı!", Mustafa, "Günaydın, geleyim mi?". Hale, "Bu kadar sabırsız olma, Melek ablanla işimiz var akşam üstüne kadar, ondan sonra seninim!", Mustafa, "Sabırsızlıktan öleceğim!". Hale, "Heyecanlanma, amımı doldurmadan boşalmanı istemiyorum!".
Ben bu kadını bir gün önce saatlerce her deliğinden sikmiştim, demek ki gram doyuramamışım. Saat 16:30'da beni arabama bırakıp, Melek'le siteye dönüşlerine kadar ne yazışmalar, ne yazışmalar! Okurken bile yarağım kalkmış masa altında gizlemeye çalışıyordum. 16:30'da, Hale, "Gel hadi Mustafa, evdeyim, ama arka bahçeden gel, kimseye de görünme!", Mustafa, "Uçtummmmm!".
Sonra ertesi gün yani Perşembe akşama dek mesajlaşma yok, demek ki 24 saat Mustafa Hale'deymiş. Akşam saat 22:00'de, Mustafa, "Annemlerin de geleceği tuttu!", Hale, "Olsun, dinlenmiş olursun!". Mustafa, "Ama özledim!", Hale, "Biliyorum, ben de özledim, ama 7/24 sikemezsin ya!". Mustafa, "Sen ver ben sikerim yavrum!", Hale, "Offf, deme şimdi, bak zaten sürekli bana bakıyorsun annenler anlayacak!" (ikisi de veranda herhalde). Mustafa, "Ne yapayım şu an çok güzel görünüyorsun!", Hale, "İyice dinlen bu akşam, sabah annenler gidince amcığım ve götüm seni bekliyor olacak!". Mustafa, "Ağzın da yavrum, çok sevdim ağzına yüzüne boşalmayı!" (vayyy ağzına boşaltmayan kadın gencecik dölleri yalayıp yutmuş). Hale, "Çok tatlıydı döllerin, ilk kez yuttum dedim değil mi?", Mustafa, "Evet aşkım, Halem!". Hale, "Tamam, ben içeri giriyorum!", Mustafa, "Girme, biraz bacaklarını açsana!". Hale, "Gören olur!", Mustafa, "Hadi aççç!". Hale, "Delisin sen!", Mustafa, "Offfff! (demek ki açtı) Külot giymemişsin?". Hale, "Hazır beklesin diye, hem ıslandı bütün hepsi, bırakmadın ki bugün amcığımdan beş dakika çıksan çamaşır atacaktım makinaya, doyamadım ki!". Gece boyu böyle sürüp giden yazışmalar. Ertesi sabah 10:00'da, Hale, "Annenler gitti, geliyor musun?", Mustafa, "Evettttt, duş alıp hemen geliyorum!". Hale, "Ben aldım, amcığım mis gibi kokuyor, gel de sik!".
Sonra bir sürü evrak, Ayhan'ın otoban giriş çıkış kayıtları, sitenin kamerasından giriş saat ve fotosu, tabanca ile ilgili ruhsat vs. mermi kovanları. Mustafa'ya ve Hale'ye 4'er kurşun isabet etmiş. Ayrıca salonun krokisi çizilmiş ve ufak bir detay vardı, kanape de bir adet seks oyuncağı bulunmuş. Daha önce tahkikat dosyası görmemiştim, ama herşeyin bu kadar detaylı ve adlı adınca yazılmış olması çok tuhaf gelmişti.
Dilek, "Ne o, yazışmalar çok mu ilginç geldi, kafanı kaldıramadın?" dedi. Telefonda bana dair bir iz yoktu, ama telefon kayıtları vardı. "Neyi soruyorsun bana sen şimdi?" dedim. Dilek, sanırım operatörden alınan 1 yıllık telefon görüşme listesinin sayfalarını aralayıp, "Bunlar ne?" dedi benim numaramın üzerine parmaklarıyla vurarak. Bir an yutkundum. Dilek, "Benim anlamadığım, geçen yıla kadar sakin, kendi halinde, kafasını önünden kaldırmayan kadının nasıl bu orospuya dönüştüğünü merak ediyorum!" deyip dosyayı gösterdi. Hemen sonra da, "Ölünün arkasından konuşuyorum!" deyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmez halde kalkıp dolaptan su aldım, kolonya ve havlu kağıt alıp önündeki sehpaya oturdum. Biraz kolonya döktüm ellerline. Kağıt havlula gözyaşlarını sildi. Dizdize oturuyorduk. "Bak.." dedim, iki elini de tutup sarstım ve "Bana bak, ne oldu?" dedim.
Anlatmaya başladı. "Ben ondan önce evlendim biliyorsun, beni kaynanam yetiştirdi sayılır. Gerdek gecesi sabahı kaynanam ikimizi de karşısına alıp, sen onun ablasısın koruyacak, kollayacak, doğruları, yanlışları gösterecek mutlu olması için çabalayacaksın. Sen de onun kardeşisin, saygını eksik etmeyecek, onunla beraber doğruları yanlışları bulacak, kocalarınıza güzel birer kadın, çocuklarınıza iyi birer anne olacaksınız demişti. Ama ben onu koruyup kollayamadım, iyi bir abla olamadım ki, olanları anlamadım bile, kendi derdimle (kocasının ölümünü kastediyordu) o kadar ilgilenmeyip ondaki değişimi görebilseydim, belki de 5 kişi ölmemiş olacaktı!" dedi.
"5 mi?" dedim. "Haberin yok mu?" deyip anlattı. 2 yılda 2 evlat, bir gelin kaybeden kaynana ve kayınvalidesi birer ay arayla vefat etmiş. "Tek başıma kaldım, şimdi de bu dosya ortaya çıktı. Çocuklarından gizlemeye çalıştım, ama sonuçta olay belli, çırılçıplak banyoda duş alıyorlarmış, su sesinden Ayhan'ın geldiğini duymamışlar bile. Oysa dava dosyasında salonda vuruldukları yazıyordu. Polisin tahmini, kaçarlarken, Ayhan çantasından silahı çıkarıp salonda yakalamış! Bu nasıl oldu, biliyorsan anlat bana!" dedi yalvaran gözlerle.
Elemanlardan birine telefon ettim, dükkana çağırıp, dükkanı ona teslim ettim. Melek 15 günlüğüne Almanya'daydı bir akraba düğünü için. Arabaya bindik, Meleğin eve götürdüm Dileği, bir yerlerden yiyecek birşeyler söyledim. Dilek, "Burası neresi ve neden geldik buraya?" dedi. "Burası arkadaşımın evi, anlatacaklarım uzun ve dükkanda tepkilerinin nasıl olacağını bilemediğim için geldik. Gelen giden müşterilerin ağlayan bir kadın görmesi işim için iyi olmaz takdir edersin ki!" dedim. "Peki tamam, anlat bakalım!" dedi. "Hayır, birşeyler yemelisin!" dedim. "İştahım yok!" dedi.
Çocukluğumuzda evcilik oynadığımızda, karı koca rolünde, bana yemek yapar, sonra da tabağın içine ağzına kadar birşeyler doldurur, "Bu çok!" dediğimde, gözlerini patlatır, "Hepsini yiyeceksinnnnnn!" derdi. Gözlerimi patlatıp, "Hepsini yiyeceksinnnnnn!" dedim. Zor da olsa gülümsedi.
62 notes · View notes
bintisham · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Arafe Gününü Nasıl Geçirelim?
1 | Gece erken uyu, ki teheccud için uyanmanın ecrini alasın. Uykuya da ibâdete güç bulmak için niyet al, böylece uyuduğun zaman senin için ibâdet olarak yazılsın.
2 | Yatmadan evvel Rasûlullah ﷺ’den vârid olmuş uyku öncesi zikirlerini yap, bu amelin gece namaz için uyanmana da yardımcı olacaktır.
3 | Uyandığında, nebevî haslet üzere; Allah’a hamd et, misvâklan, abdest al ve abdest duâsını unutma.
4 | Teheccud için kalk. Rasûlullah’ın ﷺ sünneti üzere 11 rekât gece namazı kılmaya gayret et. -Gece kalkmaya güç yetiremezsen, bu namazı uyumadan önce kılabilirsin.-
5 | Kulun gece uyandığı ve yaptığı takdîrde asla reddolunmayan bir duâsı vardır. Duâ günü olan Arafe gününe, gecesinden duâ etmekle başla. Duâlara icâbet etmek ve günahları bağışlamak için her gece dünyâ semâsına inen Rabb’ine, afv, mağfiret, ıslâh, dînî-dünyevî hayrlar için münâcât et. Duânda tek arzunun dünyâ olmasından ise sakın, duânda Cenneti ve ateşten azâd olunmayı dilemeyi unutma.
6 | Arafe orucu için sahûr yap, unutma ki Allah ve melekleri sahûr yapanlara salât ederler. Fecr vaktine kadar da dilinde hep istiğfâr ve tekbîr olsun.
7 | Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğana kadar musallânı terk etme, sabah zikirlerini yap ve sonra güneşin yükselişine dek namaz kıldığın yerde Allah’ı zikret. Güneş yükselene dek musallâda Allah’ı zikrederek beklemenin fazîleti çok büyüktür. Rasûlullah ﷺ buyurdu ki: «Sabah namazını cemaatle kılan sonra güneş doğana kadar Allah’ı zikreden, ve sonra kalkıp iki rekat namaz kılan kimseye; bir hacc ve bir umre sevâbı yazılır. Bu sevâb tamdır, tamdır, tamdır!»
8 | Musallânda oturduğun süre boyunca dilinin en büyük nasîbi tekbîr’den olsun. Günlük evrâdını (sabah zikirleri, istiğfâr, tehlîl, tesbîh..) yaptıktan sonra uzun uzadıya Allah’ı tekbîr ederek yücelt.
9 | Güneş yükseldikten sonra kalkıp iki rekat işrâk namazı kıl. Bir hacc ve umre sevâbı almaktan nefsini mahrûm bırakma.
10 | Kur’ân tilâvetine vakit ayır.
Güç yetirebilirsen bu günün tek bir sâniyesini zâyi etme. Gününü zikir ve duâ ile geçir ve Allah’ın sana icâbet edeceğine yakîn ile îmân et.
11 | Öğle namazından önce en az dört rekat -velev ki hafîf olsun- duhâ namazı kıl.
12 | Abdest aldığın zaman, aldığın abdest ile iki rekat nâfile kıl. Buna abdest namazı denir ki, bu abdestle revâtib sünnetler kılındığında da niyet geçerli olur, mühim olan bu niyeti unutmamandır. Öğle, ikindi sünnetlerini bu günde sakın terk etme.
13 | Namazların (farzın) ardından 33 kere tesbîh-tahmîd-tekbîri, âyetel kursî ve ihlâs-felak-nâs sûrelerini okumayı ihmâl etme. Bu zikirler günün bereketidir, günahtan ve şerrden korunmaya vesîledir.
- Akşam zikirlerini güneş batmadan önce yapmanın fazîleti de daha büyüktür.
14 | Gün içinde Kur’ân’dan okuyabildiğin kadar oku, eğer hatmedersen hatminin sonunda Allah’a duâ etmeyi unutma. Bu gün duâ günüdür, ve sâlih amellerin ardından yapılan duâlar inşaAllah makbûldür.
15 | «Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerîke leh, lehul mulku velehul hamdu ve huve alâ kulli şey’in kadîr» kavlini artır. Zira bu duâ, arafe gününün en fazîletli duâsıdır.
16 | Bu gün bolca tekbîr getir ve bol bol duâ et. Vaktinin en büyüğünü duâya ada. Duâ ederken, kalbinde Rabb’ine karşı husnu zan taşı.
Başını ibâdetle geçirmeye azmettiğin Arafe gününün sonundan da gâfil olma, son saatlerde de kıbleye yönel ve Rabb’ine duâ et. Bil ki sen yılın (kurbandan sonra) en hayırlı günü Arafe’desin, Allah’ın duâyı red etmediği mübârek bir gündesin. Duâlarında ateşten azâdı dilemeyi, ve ümmetini unutma.
Duânı kısa tutma; insan, sevdiğiyle konuşmaya tamahkâr olur. Ve evet unutma ki bu gün, duâ günüdür. Bu gün Allah’ın “Kullarım ne istedi?” dediği gündür.
17 | İftâr edeceğin vakit yine duâ et. Çünkü oruçlunun, (oruçlu iken olduğu gibi) iftâr anında da reddolunmayan bir duâsı vardır.
Allah’ın seni bunlardan fazlasına muvaffak kılmasını iste. Muvaffak kılındığın şeyler için de sanma ki sen bunları yapmakla başkasından üstün ve hayırlı kılındın. Allah’ın üzerindeki nimetini idrâk et ve bu arafe gününü ve öncesini senden kabûl etmesi için Allah’a duâ et.
32 notes · View notes
istikametyazilari · 8 months
Text
Haşyetullah !
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla,
Ey bu yazıyı okuyan bir çift göz, acaba Allahtan hakkıyla korkuyor muyuz? Cehennem gibi dehşetli bir azabı elinde bulunduran O zâtın ﷻ azâbını güneş gibi kât'i bir senetle bize haber veren kurânı hâkimi tüylerimiz diken diken ve ağlamaktan gözlerimiz şişercesine okuduk mu hiç? Hafızların sesini güzelleştirip nâmeyle bize okuduğu cehennem ayetleri uykumuzu kaçırıyor mu? Sâhi biz gerçekten imân ediyor muyuz...
... bak ne diyor Rabbimiz:
"İman edenlerin, Allah’ın zikri ve O’ndan inen Kur’ân sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi?” (Hadid, 16)
“İnsanların hesapları yaklaştı. Böyleyken, onlar gaflet içindeler, yüz çeviricidirler." (Enbiya, 1)
Bu ayetlere kimse bizim kadar kayıtsız kalmadı, cenneti en çok hakedenler cehenneme girecekmiş gibi ağladı, cehenneme koşar adım gidenler ise cennetlikmiş gibi yaşıyor.
Peygamber aleyhisselam ﷺ bir keresinde şöyle buyurmuş: ...Vallâhi siz benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız. Zevcelerinizle meşgul olamaz, yollara dökülür, yüksek sesle Allah’tan yardım isterdiniz.”
Hadîsin râvîsi Ebû Zer der ki: “Kesilen bir ağaç olmayı ne kadar isterdim!” (Tirmizî, Zühd, 9/2312)
Hz. Ömer (r.a) günlük virdini okurken rastladığı bir âyet sebebiyle boğazı düğümlendi, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve yere düştü. Bir iki gün evinden çıkamadı. Öyle ki insanlar onun hastalandığını zannederek ziyaretine gelmeye başladılar. (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, XIII, 269; Ebû Nuaym, I, 51; Ahmed, Zühd, s. 119; Beyhakî, Şuab, V, 20)
Hz. Ömer (r.a) Tekvîr sûresini okuyordu:
“Güneş katlanıp dürüldüğünde, Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde, Dağlar yürütüldüğünde…” Onuncu âyet-i kerimeye geldi: “Amel defterleri açıldığında…” dedi ve daha fazla dayanamayıp baygın yere düştü. (Gazâlî, İhyâ, IV, 184; Muhibbu’t-Taberî, er-Riyâdu’n-nadra, II, 375)
Hz. Hasan (r.a), abdest alıp bitirdiğinde rengi değişirdi. Bunun sebebi sorulduğunda ise şöyle buyururdu: “–Yüce Arş’ın Sâhibi’nin huzuruna girmek isteyen kişinin hakkı, renkten renge girmektir.” (İbn-i Hallikân, Vefeyâtü’l-a’yân, II, 69)
Behz bin Hakîm anlatıyor: “Tâbiînden Basra’nın kadısı ve imamı olan Zurâre bin Evfâ, Ulu Câmi’de sabah namazı kıldırıyordu.
“O Sûr’a üfürüldüğü zaman var ya, işte o gün zorlu bir gündür. Kâfirler için (hiç de) kolay değildir.” (Müddessir, 8-10) âyet-i kerîmelerini okuyunca yere düşüp vefât etti.
Onun cenâzesini taşıyanlar arasında ben de vardım. (İbn-i Saʻd, Tabakât, VII, 150; Ebu Nuaym, Hilye, II, 258; Zehebî, Siyer, IV, 516)
Rebi bin heysem ateş dolu bir fırını görünce furkan süresi 12 ve 13. Ayetlerinden dolayı bayıldı. Onu taşıyarak ailesine götürdüler. Başında beklediler de akşama kadar ayilmadi...
(Ebû Ubeyd, Fedâilü’l-Kur’ân, s. 23)
Ey bu yazının sonuna gelen bir çift göz!
Ömer bin hattabı bayıltan ayetleri , Hz aişeyi ölüm döşeğinde titreten ayetleri, ibn Ömer'i hıçkıra hıçkıra gözyaşlarına boğan ayetleri,sanki cehennem kendisi için yaratılmış gibi ağlayan Ömer bin Abdülazizin okuduğu ayetleri biz acaba nasıl okuyoruz?
Zaman hızla geçiyor, artık Rabbinden sana gelene teslim olma vakti gelmedi mi? " Nasıl Allah’ı inkâr edersiniz? Hâlbuki sizler ölüler iken, O size hayat verdi. Sonra öldürecek, sonra diriltecek, sonra O’na döneceksiniz." (Bakara, 28)
Hâdi bu sefer kurânı hirâdan yeni inmiş gibi oku. Bırak sesinin güzelliğiyle name yapan hatipleri, hafızları... Cehennem ayetlerini duyunca bineğinden düşüp bayılanlar gibi oku, cennet ayetlerini okuyunca Allah'ın rahmetine bir dilenci gibi yapış...
Ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden Allaha sığınırız...
Yazarken surçi lisan ettiysem affola, benim için yazması en güç yazıydı.
Velhamdulillahirabbilalemin.
28 notes · View notes
etaali · 1 month
Text
Tumblr media
İran resmen Dünyanın aklıyla oynuyor. Bu günmü yarınmı o saat bu saat şu gün bu gün.. 13 gündür israililler rahat uyuyamıyor. 13 gündür abd aldığımız istihbarata göre şu gün bu gün falan diyor ama bi türlü tutturamıyorlar.
Bu gece olurmu, hepsi beklenti içinde, ama yine ters köşe yapılabilir.. ben şahsen keşke hemen vursun demiyorum, varsın geç olsun ama isabetli olsun.
Muhtemelede iran hedefine sağlı ulaşacak sarsacak bir vuruş için yayını gerebildiği kadar geriyor. ki ok'u isabetli olsun. Onlar atsın Allah vursun..
14 notes · View notes
ddsbirgetto · 2 months
Note
Abi nerelerdesin kaç gündür
13 günlük stajım başladığı için pek giremiyorum staj uyku ikilisi arasında dönüyoruz
10 notes · View notes
bi-perva · 11 months
Text
"Hep şaşırıyoruz ya hani Kerbelâ'da Hz. Hüseyin susuz bırakılmışken Müslümanlar nasıl seyredebilmiş diye. 13 gündür Gazze'ye su girmiyor. Ve biz diplomasi narkozuyla sadece seyrediyoruz. Asrın Kerbelâsı gibi."
Ayşe Merve Yönet:
25 notes · View notes
korpulmonale · 4 months
Text
yazım çirkin olduğundan mı yoksa yazı yazmaktan hiç haz almadığımdan mıdır bilinmez düzenli bir günlüğüm hiç olmadı. defter almayı çok severim ama hiç bitirdiğim bir defterim olmadı olmadığı gibi aldıklarıma da hak ettiği değeri veremedim. bir iki sayfasına biraz bir şeyler karalayıp hep müsveddeye çevirdim. hiç unutmam bir kere de günlüğüm ortada açık bir şekilde uyuya kalmışım tabi annem durur mu hemen okumuş. o zaman da hoşlandığım bir çocukla alakalı şeyleri gece üzgün olunca dayayıp döşemiştim tabi. bir sürü olay olmuştu yaş daha 12-13 falan uzun bir süre günlük tutmayı bırakmıştım o fobiyle. sonra ortaokuldaki en yakın arkadaşımla ortak bir günlüğümüz oldu bizim. bir gün o yazdı bir gün ben. o kadar güzeldi ki her şey ikimizin özeliydi. tabi sonradan okuyup utanıp atmış kendisi o defteri. baya üzülmüştüm öğrendiğimde. neyse lafı uzattım iyice birileri okur mu bu yazdıklarımı hiç bilmemekle birlikte nedense içimi deftere dökmek yere böyle bir yere açmak istedim. sanki herkese haykırıyormuşum gibi. belki hiç kimse okumayacak ama birileri okusun istedim. hep de bir şeyleri en çok üzüldüğüm zamanlar da yazmak isterim. kişi hep aynı. zaten koç burcu olmanın verdiği azap mı karakter olarak mı bilmem ama hayatımın merkezine aldığım kişiyi o kadar çok seviyorum ki bana eziyet ediyor beni üzüyor ama hala da sevmeye en çok sevmeye devam ediyorum. neden kendime bunu yapıyorum ben de bilmiyorum. yine bugün 6 kız bir arkadaşımızın doğum gününü kutlamak için toplanmışız. zaten kaç gündür off olduğum için evdeyim görmüyorum kimseyi özlemişim herkesi. hazırlanıp süslenip gittim. neden bana böyle davranıyor bilmiyorum beni sevmiyor mu anlamıyorum ama sanki üzmek için elinden geleni yapıyor. neyse laflarıyla beni vurdu vurdu duvara attı. vurdu vurdu duvara attı. modum düştü iyice. bir süre yüzünü görmek istemiyorum. annem o konusunda nedense hep dikkatli olmamı söyleyip duruyor belki de çok haklı gerçekten dikkatli olmam ve bu kadar fedakarlık yapmamam gerekiyor. bir süre akışına bırakmaya karar verdim. sanırım buna ihtiyacım var. gerçekten beni seviyor ve bana değer veriyor mu bunu gözlemleyip emin olmak istiyorum. şimdilik söylemek istediklerim bu kadar ama yine geleceğim hatta hep geleceğim inşaallah
4 notes · View notes
naftalin2027 · 5 months
Text
7-Gözleri korku içinde, sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi kabirlerinden çıkarlar.
8-Davetçiye doğru koşarlar. Kâfirler derler ki: "Bu, çok çetin bir gündür!"
9-Onlardan önce Nuh kavmi de yalanladı. Böylece kulumuzu (Nuh'u) yalanladılar ve dediler ki: "(Bu,) bir delidir" ve (Nuh risaletini tebliğ etmekten) alıkonuldu.
10-Bunun üzerine Rabbine: "Hakikaten ben yenik düştüm, artık sen yardim et!" diye duâ etti.
11-Biz de derhal kendisine kesintisiz, bolca dökülen bir su ile göğün kapılarını açtık.
12-Yerden de kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su gerçekten takdir edilmiş bir buyruk (tufanla, Nuh kavminin helakiyle ilgili hükmümüz) üzerine birleşti.
13-Ve onu (Nuh'u) da tahtalarla ve çivilerle (çakılıp inşa edilmiş bir gemi) üzerinde taşıdık.
14-(Gemi) gözlerimiz önünde akıp gidiyordu. İnkâr edilmiş olan (Nuh)'a bir mükafat olmak üzere (veya Nuh'u inkâr ettikleri için bu azabla cezalandırıldılar).
15-Hakikaten biz onu (gemi hadisesini) bir ibret olarak bıraktık. İbret alan yok mudur?
16-Şu halde benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
17-Kasem olsun ki biz Kur'- an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mudur?
18-Ad (kavmi de) yalanladı. Benim azabım ve uyarım nasılmiş?
19-Geçekten biz, uğursuzluğu sürüp giden bir günde, üzerlerine dondurucu (sesi kulakları sağır eden) bir rüzgâr gönderdik.
20-İnsanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi (yerlerinden) çekip yere seriyordu.
21-Şu halde benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
22-Hakikaten biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mudur?
23-Sernûd kavmi de uyarıcıları yalanladı.
24-Ve dediler ki: "Bizden biri olan bir insana mı uyacağız? Kesin o zaman, biz bir sapıklık ve çılgınlık içinde olmuş oluruz."
25-"Zikir/vahiy aramızdan ona mi verildi? Hayır, o; çok yalancı, şımarık biridir" dediler.
26-Yarın onlar, kimin çok yalancı, şımarık olduğunu öğreneceklerdir.
Kamer süresi meali
2 notes · View notes
acz1kul · 2 years
Text
ÇAY OCAKLARI SAHA İZLENİMLERİ
1) Biz ayağa kalkınca siz oturacaksınız.
Sizin oyunlarınız, bizim izin verdiğimiz yere kadardır.
Deprem gecesi NATO savaş gemisi ve savaş uçakları çıkardı yola, deprem de ülke savunması zayıflar ve İŞGALE uğrar bahanesiyle.
Aslında işgali kendi yapacaktı..
2) O konteynerlerin yanması ve olmayan BARAJ patladı söylentisi ile şehre girişin engellenmesi istendi.
PKK’nın yardım tırlarına el koyması, CHP li başkanların erzakları ortadan kaybedip halka ulaşmasını engellemesi, MLKP ile PKK’nın YAĞMA girişimleri ile halkı tedirgin etmesi..
3) Asker ilk 3 saat havayı kokladı ve İŞGAL önlemi aldı, sonrada depreme yardıma koştu. 4 koldan devleti karalama kampanyası yürüttü millet ittifakı. Depremde psikolojisi bozulmuş milletimizi bilerek sosyal patlama ile ayaklanmaya ittiler..
4) Tehlikeyi gördük ve ilk anda lojistik stratejik yerleri ayağa kaldırdık, Afrin'e kadar gittik ve haram ilçeside dahil sistemi ayağa kaldırdık.
Hızlıca aksiyon alıp YAĞMANIN önüne geçtik. Sahada kestik cezayı ilk önce ibreti alem için, onlar biliyorlar..
5) Sonra yardımları koordine eden ekipleri bölgeye ulaştırdık HIZLICA ENKAZ çalışması ile yardım kumanyalarını bölgeye ilk ulaştıran olduk.
Fahiş fiyat satıcı dükkanlar önüne seyyar mutfaklar,kumanya kolileri enteg kurup VİCDANSZ esnafa size burda EKMEK yedirmeyiz mesajı verdik.
6) Kısa zamanda İstanbul Ankara ve diğer illerden ÇEVİK KUVVET personeli ile tüm EMNİYET birimlerini bölgeye kaydırdı devlet.
TSK olası bir İŞGAL planına ve planlı yağmaya karşı sokak sokak önlem aldı. Bölge dronelar ile izlendi. Enkaza giren sivil gruplar gizlice takip edildi.
7) Helikopterler ulaşılamayan bölgelere ACİL erzak ve çadır bıraktı.
Trafiği KASITLI olarak tıkayan ve yardımın ulaşmasını engelleyen gruplar şiddetle tazyik edildi. İkinci ekip 6 saatlik yolu 18 saatte zor geldi.
8: Deprem bölgesine ULAŞILMASIN diye sürekli sosyal medya üzerinden kışkırtmalar yapıldı ve kışkırtmalar sahada devam etti.
İlk gün deprem değil SAVAŞ vardı sanki. Depremin isyana evrilmesi için muhalifler ağız birliği yapmıştı sanki..
Oğuzhan o kadar tweti neden sildi?
9) Hızlıca devletin karar mekanizması devreye sokuldu ve şehirden ayrılmak isteyen kişilere ÜCRETSİZ mazot verildi benzin istasyonlarından.
Bidonu alan istasyona koştu ve yakıtını ücretsiz alıp şehri terketti.
10) Şehre ilk anda 50.000 litre mazot tankeri sokup, sahada çalışan arama timlerinin araçlarını besledik.
GSM şirketlerinin vericilerini atağa kaldırması için destek verildi.
Enkazdan kurtulanların cep telefonlarının sathına kadar devlet en ufak ayrıntıyı hesap etti…
11) İlk bölgeye girdiğimizde kendi çadır, konteyner ve erzakları depremzedelere tahsis ettik, stratejik/ korumak ve ayağa kaldırmak için gittiğimiz istasyon 9.2 şiddetinde depreme dayanıklı yapılı olduğu için sahanın dış tarafında ki binalarımızı dahil depremzede ailelere açtık.
12) Araç ve Makine ihtiyacımız oldu. Bölgede ki çaycılardan temin ettik ivedi şekilde
Bir tanesinin şu sözünü unutmam, fabrikada ne araç varsa alın feda olsun devletime, Gizli Arşive selam
O forklift olmasa yolu kapatan araçları kenara cekemezdik 2 saat içinde sıkıntı büyürdü..
13) ÖSO bölgesi ile bağlantı kurduk ilk gün, PKK’nın yardım tırları göndereceğini fakat içinde ağır silahlı teröristler olacağı istihbaratından bahsettiler. Ve menbiç’ten girmek isteyen bölgede ki PKK bayrağı asılı centcom yardım tırlarının içeri girmesi kabul edilmedi.
14) Dokuz gündür bekliyor idi tırlar bugün PKK geri çekti tırları.
Kobani'ye onlarca yardım tırı gönderen HDP ve CHP belediyelerinin deprem bölgesine dostlar alışverişte görsün diye birer tane yardım tırı göndermesini esefle kınıyoruz..
15) AFAD tarafından hazırlanan bölgeye bir kaç çadır kurup , 200 kişiyi barındırıyoruz diyen İBB yi kınıyoruz. Koskoca İstanbul'un gücü 200 kişimi? Selçuk Bayraktar tek başına 17000 kişiyi barındırıyor şu anda ve bu sayı 30. 000 olacak.
16) HDP belediyelerine otobüsler kamyonlar hediye eden İBB, bir tane halk ekmek kamyonuna ekmek yükleyip yollamış, ekmeğin bedelinden fazla mazot parası ödetti istanbulluya.
O da yetmezmiş gibi o ekmek arabasının reklamı için bir kamyon parası harcadı.
17) Yıkılan bölgede ki bina ruhsatlarını Hatay CHP belediyesi vermiş.
Yapı denetimleri yine partizan şirketlerce yapılmış. En bilinen örnek rönesans rezidans.
Bölgede ki kentsel dönüşüme engel olmak için halkı örgütleyenler TİP CHP HDP siyasileri ve gizli STK örgütleri!
18) Hangi görüşten, ırktan , dilden olursa olsun, Türk bayrağı altında yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvencesi bu altındadır
Kim bayrağa ihanet ederse bedelini ödeyecek!
Çok kişi yurtdışına kaçacak...
7 tanesi yakalandı bile. Zamanı gelince açıklanır isimleri..
19) Deprem günü Ege ve Akdeniz'e NATO adı altında savaş gemisi indiren ülkeleride not ettik.
Ahbapları üzerinden ülkemize para sokup FETÖ’ye yeni bir kalkışma için dağıtmak isteyen yapıyıda biliyoruz!
Devlet 7/24 görevi başında. Devlet her daim 18 yaşında.
Biz sizi izliyoruz
20) Devletin konteynerinde kalıyor, devletin verdiği kuş sütü eksik olmayan erzağı yiyor, devletin koyduğu soba ile ısınıyor, devletin verdiği elbiseleri giyiyor,..
Muhalif medya kameralarına devlet burada yok diyor.
21) Atalım şunu konteyner kentten dedik herif bariz Kahpe PKK lı..
Durup durup ziyarete gelen devlet erkanına saldırıp sonrada psikolojim bozuk diyor. Malzeme veriyor hainlere. Onu bile atmadı devlet, çocukları belki vatansever olur denilerek.
İşte devletin şefkati..
22)Lakin depremden sonra devletin TOKATINI göreceksiniz. Şimdi yaraları sarıyor devlet ve notunu alıyor!
Yaraların sarılması gereken şu günlerde acımasızca HANÇERİ vuruyorlar . Devlete olan güvenin sarsılması için her tuzağı kurup/ iftirayı atıyorlar..
Şimdi Sabrediyoruz…
Not: kopyala yapan arkadaşlar lütfen kaynağı yazınız. Sonuçta bu bizim yaşadıklaızmız.
Size her hangi bir soru sorulduğunda vereceğiniz cevabınız ne olacak!
Sorayım kopyalarım geleyim mi?
Ömer Sait Dündar GİZLİ ARŞİV
21 notes · View notes
seyyahe-iavare · 1 year
Text
13-14. Gün/ 29-30 Ağustos
Dün üzerimden kamyon geçtiği için nasıl geçtiğini anlamadığım sürekli uyuduğum bir gün oldu. Gün içinde göz ağrısı nedeniyle iki saat uyumuştum. Elimdeki metin 20.30 civarı bitti ve ben sanırım 21.00 olmadan uyumuşum. Dün geç uyunup dolayısıyla hedeflenen saatte uyanılmamış bir gündü. İki gündür ağrılarım nüksetmeye başladı.
Bugün bu kadar uykudan sonra elhamdülillah hedeflenen saatte uyanılabilmiş bir gün oldu. Bugün de instagramı protesto ediyorum herkes evine işine gücüne dönene kadar kimsenin tatil postlarını görmek istemiyorum. Haset etmiyorum. Rabbim keyif almayı nasip etsin hepsine ama görmek de istemiyorum. Galiba ekonomi bi bize kötü. Neden instagram ve twitterdan kaçıp tumblr kullanmayı tercih ettiğimi hatırladığım günlerden geçiyorum. Mahremiyetin önemini daha bi idrak ettiğim günler... Görünür olmaya çalışmanın kendi nefsinde ve başkalarında açtığı yaraları gördüğüm günlerden...
12 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year
Text
arkadaşlar şimdi size sıcağın insan kalbine olan olumsuz etkisinden bahsedeceğim :) malum tansiyon sıkıntısı yaşıyorum ve iki haftaya yakındır ilaç alıyorum ve sekiz gündür de doktorun talimatıyla sabah akşam tansiyonumu ölçüp kaydediyorum. dün gördü doktor hanım sonuçları ve "14'ün altında olmasını bekleriz hâlâ yüksek ilaç dozunuzu artılalım" dedi en düşük dozu alıyordum. dün gece klimayı kapatmadık çok sıcak diye, serinde uyudum ve gece ilacımı almayı unutmuşum. sabah uyandım dedim şimdi ilaç almayı da unutmuşum tüh yüksek çıkacak (sekiz gündür hep 14-15) ay bir ölçtüm 13 bir sevindim bir sevindim bir sevindim 😍 iki haftadan fazladır hiç bu rakamı görmemiştim.
işte böyle dostlar sıcaktan korunalım koruyalım. klimayı hiç sevmezdim artık bundan sonra birincil dostumdur 💨💙
10 notes · View notes
name-ihumayun · 2 years
Text
NATO İŞGALİ NASIL ÖNLENDİ...!!!
1) Biz ayağa kalkınca siz oturacaksınız.
Sizin oyunlarınız, bizim izin verdiğimiz yere kadardır.
Deprem gecesi NATO savaş gemisi ve savaş uçakları çıkardı yola, deprem de ülke savunması zayıflar ve İŞGALE uğrar bahanesiyle.
Aslında işgali kendi yapacaktı..
2) O konteynerlerin yanması ve olmayan BARAJ patladı söylentisi ile şehre girişin engellenmesi istendi.
PKK’nın yardım tırlarına el koyması, CHP li başkanların erzakları ortadan kaybedip halka ulaşmasını engellemesi, MLKP ile PKK’nın YAĞMA girişimleri ile halkı tedirgin etmesi..
3) Asker ilk 3 saat havayı kokladı ve İŞGAL önlemi aldı, sonrada depreme yardıma koştu. 4 koldan devleti karalama kampanyası yürüttü millet ittifakı. Depremde psikolojisi bozulmuş milletimizi bilerek sosyal patlama ile ayaklanmaya ittiler..
4) Tehlikeyi gördük ve ilk anda lojistik stratejik yerleri ayağa kaldırdık, Afrin'e kadar gittik ve haram ilçeside dahil sistemi ayağa kaldırdık.
Hızlıca aksiyon alıp YAĞMANIN önüne geçtik. Sahada kestik cezayı ilk önce ibreti alem için, onlar biliyorlar..
5) Sonra yardımları koordine eden ekipleri bölgeye ulaştırdık HIZLICA ENKAZ çalışması ile yardım kumanyalarını bölgeye ilk ulaştıran olduk.
Fahiş fiyat satıcı dükkanlar önüne seyyar mutfaklar,kumanya kolileri enteg kurup VİCDANSZ esnafa size burda EKMEK yedirmeyiz mesajı verdik.
6) Kısa zamanda İstanbul Ankara ve diğer illerden ÇEVİK KUVVET personeli ile tüm EMNİYET birimlerini bölgeye kaydırdı devlet.
TSK olası bir İŞGAL planına ve planlı yağmaya karşı sokak sokak önlem aldı. Bölge dronelar ile izlendi. Enkaza giren sivil gruplar gizlice takip edildi.
7) Helikopterler ulaşılamayan bölgelere ACİL erzak ve çadır bıraktı.
Trafiği KASITLI olarak tıkayan ve yardımın ulaşmasını engelleyen gruplar şiddetle tazyik edildi. İkinci ekip 6 saatlik yolu 18 saatte zor geldi.
8: Deprem bölgesine ULAŞILMASIN diye sürekli sosyal medya üzerinden kışkırtmalar yapıldı ve kışkırtmalar sahada devam etti.
İlk gün deprem değil SAVAŞ vardı sanki. Depremin isyana evrilmesi için muhalifler ağız birliği yapmıştı sanki..
Oğuzhan o kadar tweti neden sildi?
9) Hızlıca devletin karar mekanizması devreye sokuldu ve şehirden ayrılmak isteyen kişilere ÜCRETSİZ mazot verildi benzin istasyonlarından.
Bidonu alan istasyona koştu ve yakıtını ücretsiz alıp şehri terketti.
10) Şehre ilk anda 50.000 litre mazot tankeri sokup, sahada çalışan arama timlerinin araçlarını besledik.
GSM şirketlerinin vericilerini atağa kaldırması için destek verildi.
Enkazdan kurtulanların cep telefonlarının sathına kadar devlet en ufak ayrıntıyı hesap etti…
11) İlk bölgeye girdiğimizde kendi çadır, konteyner ve erzakları depremzedelere tahsis ettik, stratejik/ korumak ve ayağa kaldırmak için gittiğimiz istasyon 9.2 şiddetinde depreme dayanıklı yapılı olduğu için sahanın dış tarafında ki binalarımızı dahil depremzede ailelere açtık.
12) Araç ve Makine ihtiyacımız oldu. Bölgede ki çaycılardan temin ettik ivedi şekilde
Bir tanesinin şu sözünü unutmam, fabrikada ne araç varsa alın feda olsun devletime, Gizli Arşive selam
O forklift olmasa yolu kapatan araçları kenara cekemezdik 2 saat içinde sıkıntı büyürdü..
13) ÖSO bölgesi ile bağlantı kurduk ilk gün, PKK’nın yardım tırları göndereceğini fakat içinde ağır silahlı teröristler olacağı istihbaratından bahsettiler. Ve menbiç’ten girmek isteyen bölgede ki PKK bayrağı asılı centcom yardım tırlarının içeri girmesi kabul edilmedi.
14) Dokuz gündür bekliyor idi tırlar bugün PKK geri çekti tırları.
Kobani'ye onlarca yardım tırı gönderen HDP ve CHP belediyelerinin deprem bölgesine dostlar alışverişte görsün diye birer tane yardım tırı göndermesini esefle kınıyoruz..
15) AFAD tarafından hazırlanan bölgeye bir kaç çadır kurup , 200 kişiyi barındırıyoruz diyen İBB yi kınıyoruz. Koskoca İstanbul'un gücü 200 kişimi? Selçuk Bayraktar tek başına 17000 kişiyi barındırıyor şu anda ve bu sayı 30. 000 olacak.
16) HDP belediyelerine otobüsler kamyonlar hediye eden İBB, bir tane halk ekmek kamyonuna ekmek yükleyip yollamış, ekmeğin bedelinden fazla mazot parası ödetti istanbulluya.
O da yetmezmiş gibi o ekmek arabasının reklamı için bir kamyon parası harcadı.
17) Yıkılan bölgede ki bina ruhsatlarını Hatay CHP belediyesi vermiş.
Yapı denetimleri yine partizan şirketlerce yapılmış. En bilinen örnek rönesans rezidans.
Bölgede ki kentsel dönüşüme engel olmak için halkı örgütleyenler TİP CHP HDP siyasileri ve gizli STK örgütleri!
18) Hangi görüşten, ırktan , dilden olursa olsun, Türk bayrağı altında yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvencesi bu altındadır
Kim bayrağa ihanet ederse bedelini ödeyecek!
Çok kişi yurtdışına kaçacak...
7 tanesi yakalandı bile. Zamanı gelince açıklanır isimleri..
19) Deprem günü Ege ve Akdeniz'e NATO adı altında savaş gemisi indiren ülkeleride not ettik.
Ahbapları üzerinden ülkemize para sokup FETÖ’ye yeni bir kalkışma için dağıtmak isteyen yapıyıda biliyoruz!
Devlet 7/24 görevi başında. Devlet her daim 18 yaşında.
Biz sizi izliyoruz
20) Devletin konteynerinde kalıyor, devletin verdiği kuş sütü eksik olmayan erzağı yiyor, devletin koyduğu soba ile ısınıyor, devletin verdiği elbiseleri giyiyor,..
Muhalif medya kameralarına devlet burada yok diyor.
21) Atalım şunu konteyner kentten dedik herif bariz Kahpe PKK lı..
Durup durup ziyarete gelen devlet erkanına saldırıp sonrada psikolojim bozuk diyor. Malzeme veriyor hainlere. Onu bile atmadı devlet, çocukları belki vatansever olur denilerek.
İşte devletin şefkati..
22)Lakin depremden sonra devletin TOKAT’INI göreceksiniz. Şimdi yaraları sarıyor devlet ve notunu alıyor!
Yaraların sarılması gereken şu günlerde acımasızca HANÇERİ vuruyorlar . Devlete olan güvenin sarsılması için her tuzağı kurup/ iftirayı atıyorlar..
Şimdi Sabrediyoruz…
Not: kopyala yapan arkadaşlar lütfen kaynağı yazınız. Sonuçta bu bizim yaşadıklarımız.
Size her hangi bir soru sorulduğunda vereceğiniz cevabınız ne olacak!
Sorayım kopyalayıp geleyim mi?
Ömer Sait Dündar GİZLİ ARŞİV
9 notes · View notes
zehravezehra · 1 year
Text
Bileğime mührü ilk (ilk turda unutmuştum 😝) bastığım ve zaferle sonuçlanan gündür 28 Mayıs. Ve tabiki de bir amcamizin "bugün ayın kaçı" sorusuna bir anlık donuklukla cevap vermem sonucu "Amerika, Avrupa bile bu günü bekliyor sen nasıl bilmezsin" diye beni linclemesi dışında bir sorun yok sjsbhsbshhshdbd Neyse bizim mesele şu, 13. Cumhurbaşkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN.
4 notes · View notes
Text
son 3 gecede toplam 12-13 saat ancak uyuyabildim. uykusuzluktan can çekişiyor olmama rağmen saatlerce yatakta uyumayı denedim olmadı. 3 gündür alkol almadım herhalde ondan, düşünmeyi durduramadım.
3 notes · View notes
akrepvetilki · 2 years
Text
Bu ayın 6. kitabını bitirdim şuan, 13 gündür hayattan çok güzel bir şekilde kaçıyorum. Mutluyum, huzurluyum.
5 notes · View notes