Tumgik
korpulmonale · 23 days
Text
yine fevkalade yağan yağmur eşliğinde kahve içtiğim akşam vakti. içimde tarifsiz bir huzur var hem de bütün belirsizliklere rağmen. belirsizlikler dedim evet. tusa girdim aşağı yukarı puanımı biliyorum göz cerrahisi istediğim için gelmeyeceğini mart tusuna kaldığının da farkındayım ama yine de allahtan ümidimi kesmiyorum mucizelere inanıyorum sıralamam iyi gelecekmiş göze yerleşecekmişim gibi hissediyorum. bir yanda da dhy süreci var tabi ki ilk tercihim belli ona yerleşeceğime hem de en yakın arkadaşımla birlikte yerleşeceğime inanıyorum bilmiyorum içime öyle doğuyor. tarifsiz bir huzur var içimde. son zamanlarda çok güzel yerleri gezdim. sürekli rabbime dualar ettim belki de o yüzden bilmiyorum. geçtiğimiz günlerde istanbuldaydım. tustan çıktıktan 1 gün sonra düştük yollara kendimi istanbulun kollarına atmam gerekiyordu 1 sene oldu gidemedim çünkü. özlemiştim. çok başka seviyorum istanbulu. tüm o kalabalığına arabına afganına suriyelisine kürdüne lazına üçkağıtçısına rağmen çok seviyorum. sokaklarında yürürken her seferinde hayranlıkla mutlulukla geziyorum.
istanbula da yengem teyzem annem ve iki kuzenimle gittik. ayrı bir keyifliydi. sohbet muhabbet teyzem zaten anne yarım yengem de teyzem gibidir. ikisini de ayrı ayrı çok severim. yengem istanbulu çok iyi bildiği için o gezdirdi çoğunlukla. her vakit başka bir camide namaz kıldım. bunun tadı o kadar ayrı ki. anlatılmaz yaşanır. her cami öyle güzel öyle huzurlu ki. insanın içini açıyor. eyüp sultanın huzurunda gözlerim doldu. aziz mahmud hüdayi hazretlerinin huzurunda öyle huzurlu hissettim ki anlatamam. içimden böyle bir şeyler çekildi sanki. çok güzeldi. ayasofyanın heybeti sultanahmetin ferahlığı süleymaniyenin huzuru fatihin görkemi mihrimah sultanın samimiyeti… hepsinin hissettirdiği bambaşka duygular gerçekten. ben anladım ki birkez daha istanbulda yaşamak istiyorum. istanbulu yaşamak istiyorum. sevdiğimle bulduğum her fırsatta bir yerini keşfetmek anı yaşamak…
o yoğunluğuna yorgunluğuna rağmen nöbet ertesilermde huzuru istanbulda bulmak istiyorum.
2 notes · View notes
korpulmonale · 2 months
Text
evet yine ev sessiz ben tek başımayım balkonda hafif esinti eşliğinde türk kahvemi yudumluyorum şu anın verdiği huzur için rabbime ne kadar şükretsem az. bayağıdır yazmıyorum daha doğrusu yazamıyorum. yazmak istediğim çok şey var ama içimdeki o öküz buna izin vermiyor. dillere destan bir mezuniyet töreni ile üniversiteden mezun oldum ben. ODTÜ’nün sansasyonel törenlerinden sonra bence ülkenin de en keyifli en gurur verici mezuniyet töreni bizimki. okulumun adını vermek istemiyorum çünkü bugün buraya çok özel şeyler yazacağım artık içimi dökmem gerekiyor ve bir gün bir yakınım tarafından ifşa olmak istemiyorum. buraya kalbim sıkıştığında gelip her şeyi yazabilmeye hep devam etmek istiyorum çünkü. belki geçmişte okuduğum kitaplar belki de izlediğim dizilerden dolayı bilmiyorum hep böyle dillere destan ilerde çocuklarıma masal anlatırmış gibi anlatacağım bir aşkım ilişkim sonrasında da evliliğim olsun istedim. hala olabilir ümidimi kesmek istemiyorum ama ister istemez bunun başlangıcı üniversite olsun diye hayal etmiştim ama üniversiteye tabiri caizse sap başladım sap devam ettim ve sap olarak da bitirdim. bu kelimeyi kullanmayı nedensizce seviyorum. ama ister istemez beğendiğim hatta hoşlandığım bir çocuk oldu tabi ki. ama tek bir çocuk oldu. zaman zaman acaba fark etmesi için bir şeyler yapsam mı dediğim de oldu ama bu konuda ben çok katıyım ilk adımı kesinlikle karşı taraf atmalı. ilk ben sevmemeliyim ilk o sevmeli benim için sonrasında da bizim için çabalamalı yani ben hep böyle istedim. o yüzden adım atmadım hiç. atacak kadar da bir şey hissetmedim zaten sadece hoşlantıdan ibaretti. tabi bu arkadaşın okulun bitmesine yakın bir kız arkadaşı oldu. gördüğümde üzüldüm baya. bu kadar üzüleceğimi hiç tahmin etmemiştim. sonra evlenme teklifi ettiğini duydum nasip değilmiş dedim inşallah mutlu olurlar. neyse mezuniyet günü geldi tabi. mezuniyet hazırlıklarım nişan hazırlığı gibiydi elbisemi pinterestten beğendim terziye diktirdim çok güzel oldu. rengi de beyaz giydiğimde kendimi kuğu gibi hissettim. o gün geldi çattı şehrin en güzel salonunda gösterişli bir girişle mezuniyetimiz başladı sahnede yerlerimizi aldık. isimlerimiz okunmaya başladı ben başlardayım diplomamı aldım yerime oturdum kalabalığız dönem olarak öyle olunca uzun sürüyor tabi. sonra arkadan biri adımla sesleniyor ama sık kullandığımla değil bana öyle geliyordur diye üstüme alınmıyorum. en yakın arkadaşım da benim bir arkamda hemen. dürttü beni sana sesleniyor dedi döndüm arkama hoşlandığım çocuk telefonunda küçük bir kız bana gösteriyor. içimden bu benim ama onda ne işi var diyorum ee ben değilsem zaten neden göstersin falan. böyle bakakaldım telefonu aldım yaklaştırdım evet dedim bu benim yani. sonra ona dedim bu benim diye o da evet dedi güldü. şok geçiriyorum ama beynime pıhtı attı resmen ben ben değilim. sonra arkadaşım ne oldu dedi biz çocukluk arkadaşıymışız dedi bu sefer. tabi ben felfenayım. nasıl olur diyorum. sonra senin annenin adı b*** mı dedi evet dedim. annem annenle görüşmek istiyor numarasını atar mısın. attım wp den. adım okununca annesi ismimden tanımış. sonra tekrar seslendi annelerimiz bak diye kapıyı gösterdi. sonra tören bitti sahneden inmeden önce yanımıza geldi annesigille. birlikte fotoğraf çekindik. annesi siz tanışmıyor muydunuz dedi o da tanıyoruz birbirimizi ve a*** bana hep eskiden beri tanıdığım biriymiş gibi gelirdi dedi. bir de o böyle diyince ben kahroldum iyice. ayaküstü konuştuk işte biraz. annemler konuşmuşlar baya. hayırlı bir iş için yine geleceğiz biz tekrar görüşelim falan demiş anneme. böyle yeşilçam filmleri gibiydi. ama sonunun böyle bitmemesi gerekiyordu tabi güzel bitmeliydi. ama işte o an anladım nasip böyle bir şey. o çocuk benim nasibim değilmiş. ama ama eğer ki hayatında bir kız olmasaydı eminim sonrası gelirdi bence. nasip işte. nasip… inşallah nasibim hayallerimdeki gibidir ve hayallerimdeki gibi bir ilişkimiz olur.
0 notes
korpulmonale · 4 months
Text
ders çalışıyordum annemler geleceklermiş ev sessizken biraz balkonun tadını çıkarıyım diye ara verdim. çayımı doldurdum çerezimle oturuyorum biraz yazmak istedim. yazmayı burayı özlüyorum. normalde başladığım bir şeyi devam ettirebilmek huyum kurusun çok benlik değildir ama her gelen takip ve beğeni bildirimi motive ediyor beni. aslında asıl amacım burayı günlük niyetine kullanmaktı ama benim çocukluk hayalimdi köşe yazarı olmak. belki de köşe yazarı olamam ama blog yazarı olurum diye bir mutlu olmadım değil. hem böylesi daha güzel değil mi fikir dayatan yok. ne düşünüyorsam ne hissediyorsam yazabilirim.
o kadar güzel yağmur yağıyordu ki az önce inanılmaz bir rüzgar vardı. benim en sevdiğim havadır. şimşek gök gürlemesi rüzgar yağmur. hiç kaçırmam hemen balkona koşarım normalde ama bu sefer daha yeni başladım diye çalışmam bölünsün istemedim. odamın penceresi açıktı lakin arkadan o sesi duymak bana çok iyi geldi.
1 note · View note
korpulmonale · 4 months
Text
influencerlar neden sadece reklam kovalıyorlar ürünleri tanıtmakla kalıyorlar da bir tanesi çıkıp da filistin soykırımı hakkında yorum yapmıyor yapanları kesinlikle tenzih ediyorum. sen bir kitleye hitap ediyorsun sonuçta senin çıkardığın sesle benim çıkardığım ses bir mi olur. tek amaçları pr ürünlerini paylaşıp daha çok reklam almak daha çok hediye ürün elde etmek daha çok kazanmak olmamalı insanın ya. biraz farkındalık da oluşturmalı insan. söz konusu sokak hayvanları olunca hayvan deneyleri olunca vegan ürünler olunca bas bas bağırıyorlar ama ben vegan ürün kullanılmasın demiyorum ona da farkındalık oluştursun ama diğerine de sessiz kalmasın diyorum. insanların çocukların bir hayvan kadar değeri yok mu gerçekten. hele ünlüler onlardan gerçekten etimle kemiğimle iğreniyorum ben söz konusu ukrayna savaşı olunca hepsi nasıl kınadı ama neden filistindeki insanlar için biri de çıkıp tek kelime etmiyor acaba. müslüman birini savunmak bu kadar mı utanç verici onlar için. onlar da müslüman değiller mi sonuçta pardon sadece kimlikte müslüman onlar. peki ya ispanyadaki isviçredeki insanlar londra halkı onlar müslüman mıydı. bu kadar yürüyüş yaptılar israili boykot ettiler. ya yer geldi bazı yahudiler bile israilin yaptığından utandı filistinin yanındayım dedi ama bizimkiler neden hala sessiz kalıyorlar. sanatçı bir ülkenin sesidir simgesidir. ama bizimkiler hepsinden iğreniyorum sadece onlar mikrofon ellerine verildiğinde yeri geliyor depremzedeler hakkında ofansif şakalar yapmayı biliyorlar. birisinin de çıkıp mantıklı bir şey dediğini duymadım. madrigalı tebrik ve tenzih ederim tabi ki. ilk kez konuşan hatta tek konuşan onlardı. diğer hepsinin de boykot edilmesi taraftarıyım ben. bu kadar ben merkezci sadece kendi çıkarlarını düşünen bencil ünlülerin sanatçıların influencerların hepsinin boykot edilmesi taraftarıyım. hepsini gerekirse takipten çıkmalıyız. storylerini izlememeliyiz. izlenme sayılarını beğenilerini tıklanmalarını düşürmeliyiz çünkü onlar sadece bundan anlarlar. biz onlara tepkimizi göstermezsek onlar bu şekilde devam edecekler. ve içten içe destekleyen ama sırf sanatçı ünlü çevresinden çekindiği için sesini çıkaramayanlara da destek olmalıyız. sonuçta onlara kazandıran onları tanınmış yapan bizlersek onlar da bizleri bizim görüşlerimizi anlamalı ve destek olmalılar. güneş batıdan doğmaya başladıysa eğer evet batıyı taklit etmenin tam vakti filistini desteklemeyen influencerları batılılar nasıl takipten çıkıp boykot etmedilerse biz de öyle yapmalıyız. hayat sadece alışveriş makyaj indirim değil. bir gün o durumda allah korusun ama biz de olabiliriz. siz hiç korkmuyor ve aklınıza getirmiyor musunuz komşu ülkeler bu kadar karışıkken biz hala nasıl ayaktayız.
0 notes
korpulmonale · 4 months
Text
erkeklerin instagramdan kızlara yazmasının çok kırıcı bir hareket olduğunu düşünüyorum. aslında bu konuyu o kadar iğrenç buluyorum ki hakkında yazmak bile istemezdim. biz kadınlar tabi ki de eşsiz ve benzersiziz bakın kusursuzuz mükemmeliz demiyorum eşsiziz diyorum. karşı cinsin instagramdaki bir isteğine bir mesajına yenik düşmemeliyiz. bu kadar değersiz değiliz. hem böyle birisine nasıl güvenebiliriz ki. dinimizde kadının yeri bu kadar özel ve ayrıyken tabi ki bir erkek tarafından sevilmek sayılmak değer görmek en büyük hakkımız. bize güven vermeli. özel hissettirmeli. elde etmek için çabalamalı. bize bu kadar kolay ulaşmamalı. bazen diyorum acaba ben mi çok sığ düşünüyorum diye ama sonra kabul edemiyorum. kendime bu durumu layık görmüyorum ben.
hep biri beni beğenen ya da seven kişi kendisini bana fark ettirmeye çalışsın bana adım adım yaklaşsın istemişimdir. ne biliyim hastaneden birisi diyelim bana karşı ilgiliyse zaten az çok hangi bölümde olduğumu çalıştığım saatleri bilmesi gerek. karşılaşmamızı denk getirsin bana göre kantinden en çok aldığım kahveyi bilsin mesela tam ben alacakken o önce davransın o uzatsın kahvemi. belki sadece dizi ya da filmlerde olur ama çok güzel bir hareket bence. evet ya ben resmen o dizi filmlerdeki erkeklerin bir tık daha muhafazakar versiyonunu istiyorum resmen. tamam kendisini fark ettirmek için beni instagramdan da eklesin ama bana gelip de oradan mesaj göndermesin. ya bir kahve içebilir miyiz demek bu kadar zor olmamalı. erkeğin işine gelmiyorsa o kız onun için olsa da olur olmasa da olurdur zaten bence. birkaç kere zaten böyle tatlı hareketler yapsa kadınlar olarak o ten uyumunu da yakaladık mı hemen yumuşuyoruz zaten. sonrasında yavaş yavaş tanımak. karşı tarafın kesinlikle merak etmesi lazım ne yaptığını nerede olduğunu hani hesap sormak gibi değil de düşündüğünü önemsediğini göstermesi açısından. öyle sanki rutin bir işmiş gibi akşam 9’da günün nasıl geçti mesajıyla olmaz bu işler. off bu erkekler ya işlerine gelmediği için böyle davranmıyorlar ya da bilmediklerinden ama ben kesinlikle ilki olduğunu düşünüyorum. çünkü şu bir gerçek ki mecnun leylasını bulduysa eğer gerekirse dağları deliyor çölleri aşıyor.
ben de artık birinin leylası olmak istiyorum. çünkü ben bu konularda çok üzüldüm. sonuçta benim de bir kalbim ve duygularım var zaman zaman illa ki beğendiğim hoşlandığım insanlar oldu. ama ben hiçbirine ilk adımı hiç atmadım hep içimde yaşadım. çünkü hep ilk adımı atması gerekenin erkek olduğuna inandım ki hala da aynısını düşünüyorum. ama artık şunun farkındayım öyle içten içe sevip sadece dua ederek onun gelmesini beklemekle olmuyor. eğer ki kadın seviyorsa erkeğe o adımı attırması gerekiyor. bunu en son şu hayattaki en korktuğum şey -yakın arkadaşımla aynı kişiden hoşlanmak- başıma gelince anladım. ne alaka diyeceksiniz şimdi o da benim ondan hoşlandığımı bildiği için kendisi ilk adımı attı bir iki hafta sonra da olsa çocuk sonunda onunla iletişime geçti bana da onların mutluluklarına şahit olmak kaldı. sonradan gerçi çocuğun çok da benim için uygun olmadığını hatta onların tam birbirlerine göre olduklarını fark ettim ama sonuçta üzüldüm mü hem de çok. ama en çok üzüldüğüm şey de ne oldu biliyor musunuz o arkadaşımı kaybetmek ve onun bunun umrunda bile olmaması beni hiçe sayarak ona adım atması yetmezmiş gibi benim onun için çabaladığım kadar bile çabalamadı bu süreçte bu da ayrı bir acı tabi. kısaca en son da bu kadar üzüldükten sonra artık duygusal manada baya yoruldum ve yıprandım ben. birilerini ilk seven beğenen kişi olmak istemiyorum artık. birilerinin çabaladığı kişi olmak istiyorum. nereden nereye geldim bu yazıda. dolmuşum demek ki.
1 note · View note
korpulmonale · 4 months
Text
kore dizisi izlerken siz de depresyona giriyor musunuz yoksa normal misiniz. ben benim hiçbir zaman böyle bir ilişkim bu kadar sevenim olmayacak diye depresyona giriyorum. ne olurdu sanki tıpkı oralardaki gibi bir aşk yaşasaydım. ipek ismini telaffuz ederken bünyede bıraktığı hisle kore dizisi izlerkenki his bence aynı. başka nasıl tariflerdim bilmiyorum.
1 note · View note
korpulmonale · 4 months
Text
bazı insanlar vardır zaafınız olan. ona ne kadar kırılsanız da uzak durmaya da çalışsanız mesafe koyamadığınız ya da bir araya geldiğinizde kırgın olmak yerine yine o anı onunla gülerek geçirmeyi tercih ettiğiniz. hayır bu aşk değil. koşulsuz sevgi hiç değil. çünkü onun tarafından da sevilmek istersiniz. değer görülmek düşünülmek ya da. müsait misin kahve içelim mi diye aradığında hayır diyemezsin ama kırgın olduğundan gitmek de gelmez içinden. sonra pişman olursun hayır dediğine. belki onu son görüşün neden basit bir şey için o andan vaz geçesin. basit bir şey küçük bir şey diye diye kırgınlıklarımın birikip dağ olmasından bir gün onunla kötü ayrılmaktan çok korkuyorum gerçi. hayatımın her anında olsun istiyorum. bütün her şeyi onunla paylaşayım ilkleri hep onunla yaşayayım. benim için bir dost hatta kardeşim diyorum. ve hep şems ile mevlana muhabbeti gibi gönül bağımız hiç eksik olmasın diye dua ediyorum.
1 note · View note
korpulmonale · 4 months
Text
bugün yeni bir diziye başladım çok uzun zamandır kore dizisi izlemiyordum özlemişim gerçekten. insanların böyle dönem dönem kore dizisi moodu gelir ya. heh işte tam o mooddayım şu anda. KİNG THE LAND izliyorum. tam bir kore dizisi klişesi. ama ben bu klişeyi seviyorum yaa. çocuk da baya yakışıklı bu arada. kim istemez ki hayatında böyle birini. izledikçe yorumlamaya devam edeceğim.
0 notes
korpulmonale · 4 months
Text
hep kendime ait bir blogum olsun istemişimdir. aklıma tumblr geldi burada yazmaya karar verdim. daha çok birileri okusun diye değil de aslında günlüğüm hatta güncel deyişle daily dump’ım hep elimin altında olsun istedim. deftere yazmak güzel bir şey olsa gerek ama insan her an yanında taşıyamıyor. gün içerisinde mutluluğunu çevresiyle paylaşabilen ama üzüntüsünü pek anlatamayan biri olarak doğruca buraya gelirim belki. ya da fark ettim de ben tam bir snapchat delisiyim. attığım adımı her anımı paylaşıyorum. hayatımı yakın arkadaşlarım da olsa bu kadar ulu orta yaşamamaya karar verdim. genelde bu kararı hep yakın arkadaşım tarafından zorbalandığım ya da hor görüldüğüm zamanlar veriyorum. en yakınım bile bana değer vermiyorsa diğerlerinin hakkımda bir şey bilmelerine hiç gerek yok diyorum. normalde enerjik biriyim aslında melankolik takıldığım zamanlar çok nadirdir. maalesef yazmaya başladığım zaman böyle bir dönemime denk geldi. ama toparlarım hemen.
2 notes · View notes
korpulmonale · 4 months
Text
bizim seküler insanımız filistin ile ilgili paylaşım yapmaktan neden bu kadar aciz. neden tüm dünya ayaklanırken bizim tek bir sanatçımız bile desteklediğini açıklayamıyor ya da desteklemiyor. ama söz konusu bir hayvanın canı olduğunda yeri göğü ayağa kaldırıyor. müslüman bir çocuğun kadının hayatı bu kadar mı değersiz. neyden korkuyorlar gerçekten. müslüman olmaktan müslümanların yanında olmaktan bu kadar mı utanıyorlar. zulme sessiz kalmak zulmü desteklemek değil midir bir nebze de olsa. ülkemin sanatçılarından utanıyorum kendi adıma. sanatçı demek toplumu temsil eden ya da yansıtandır. ben bizi bunlar temsil etsinler istemiyorum. sessiz kalan hepsini protesto ediyorum.
0 notes
korpulmonale · 4 months
Text
yazım çirkin olduğundan mı yoksa yazı yazmaktan hiç haz almadığımdan mıdır bilinmez düzenli bir günlüğüm hiç olmadı. defter almayı çok severim ama hiç bitirdiğim bir defterim olmadı olmadığı gibi aldıklarıma da hak ettiği değeri veremedim. bir iki sayfasına biraz bir şeyler karalayıp hep müsveddeye çevirdim. hiç unutmam bir kere de günlüğüm ortada açık bir şekilde uyuya kalmışım tabi annem durur mu hemen okumuş. o zaman da hoşlandığım bir çocukla alakalı şeyleri gece üzgün olunca dayayıp döşemiştim tabi. bir sürü olay olmuştu yaş daha 12-13 falan uzun bir süre günlük tutmayı bırakmıştım o fobiyle. sonra ortaokuldaki en yakın arkadaşımla ortak bir günlüğümüz oldu bizim. bir gün o yazdı bir gün ben. o kadar güzeldi ki her şey ikimizin özeliydi. tabi sonradan okuyup utanıp atmış kendisi o defteri. baya üzülmüştüm öğrendiğimde. neyse lafı uzattım iyice birileri okur mu bu yazdıklarımı hiç bilmemekle birlikte nedense içimi deftere dökmek yere böyle bir yere açmak istedim. sanki herkese haykırıyormuşum gibi. belki hiç kimse okumayacak ama birileri okusun istedim. hep de bir şeyleri en çok üzüldüğüm zamanlar da yazmak isterim. kişi hep aynı. zaten koç burcu olmanın verdiği azap mı karakter olarak mı bilmem ama hayatımın merkezine aldığım kişiyi o kadar çok seviyorum ki bana eziyet ediyor beni üzüyor ama hala da sevmeye en çok sevmeye devam ediyorum. neden kendime bunu yapıyorum ben de bilmiyorum. yine bugün 6 kız bir arkadaşımızın doğum gününü kutlamak için toplanmışız. zaten kaç gündür off olduğum için evdeyim görmüyorum kimseyi özlemişim herkesi. hazırlanıp süslenip gittim. neden bana böyle davranıyor bilmiyorum beni sevmiyor mu anlamıyorum ama sanki üzmek için elinden geleni yapıyor. neyse laflarıyla beni vurdu vurdu duvara attı. vurdu vurdu duvara attı. modum düştü iyice. bir süre yüzünü görmek istemiyorum. annem o konusunda nedense hep dikkatli olmamı söyleyip duruyor belki de çok haklı gerçekten dikkatli olmam ve bu kadar fedakarlık yapmamam gerekiyor. bir süre akışına bırakmaya karar verdim. sanırım buna ihtiyacım var. gerçekten beni seviyor ve bana değer veriyor mu bunu gözlemleyip emin olmak istiyorum. şimdilik söylemek istediklerim bu kadar ama yine geleceğim hatta hep geleceğim inşaallah
4 notes · View notes