#“bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı sikermiş”
Explore tagged Tumblr posts
Text
So in turkish there's this version of "speak of the devil" where you imply the devil is someone you kinda fucking hate, so it goes "speak of the dog, prepare the stick" (iti an çomağı hazırla) so you can throw the stick immediately when they show up because ain't nobody want him here
chaotic pretzel appears
i know i'm an art blog BUT i also love digging in cultures and in idioms in particular so let's talk about silly and smart idioms from your culture/language/social circle
i'll start with my favorite russian idiom: "You have as many [things] as a fool has candy wrappers (как у дурачка фантиков)".
268 notes · View notes
hiaamina · 7 months ago
Text
Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı kucağa alıp sikermiş
1 note · View note
serguzest · 6 years ago
Text
İbrahim
İbrahim, delinin teki olarak bilinirdi. Çok zekiydi, ortaokulda fizik hocası onun ileride büyük bir bilim adamı olabileceğini söylemişti, hem de sınıfta. Nasıl gururlanmıştı. Bazen, insanlara o anı anlatır, ballandıra ballandıra:
‘Bizim bir hoca vardı. Sınav sonuçlarını okuyor. Oğlum İbrahim, dedi, sen ileride büyük bir bilim adamı olabilirsin. Ama durumumuz yoktu, liseyi okuyamadım. Bi bok olamadık neticede. Haa, icatlarım vardır, hala onlarla uğraşırım.’
Yıllar önce ailesinden ayrıldı, kendi evini tuttu. İzbe, gariban bir ev, iki odalı. Kirası ucuz. Arada gündelik işlere gider, inşaat olsun, boya tamir işleri olsun. Harçlığını bu şekilde çıkarır. Pek bir masrafı, lüksü yoktur zaten.
İbrahim’in bir özelliği daha var, komik fıkralar üretir. Bunları, beraber şarap içtiği gençlere anlatır. Bazen ot içtikleri de olur. Bu fıkralar ve komik laflar, o gençler sayesinde önce bütün mahalleye, ardından da İstanbul’a yayılır. Bazen, bir arkadaşınız size fıkralar anlatır. İşte o fıkraları yaratanlar, İbrahim gibi insanlardır. Şu meşhur ‘bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı sikermiş’ atasözü de İbrahim tarafından üretilmiştir. Kafası güzelken atmıştır ortaya, yayılmış, popüler olmuştur. Bugün bütün ülke bu matrak lafları ve fıkraları bilir.
Aynı zamanda mucittir İbrahim. Bugüne dek, onlarca icat denemesi olmuştur. Temizlik malzemelerini karıştırır, en iyi temizlik deterjanını bulmaya çalışır. Yıllar önce, suyla çalışan motoru icat etmeye çalıştı, ama başarılı olamadı. Boş vakti çok olduğundan, böyle şeylerle uğraşır.
Saçları kısadır, sol gözünün altında bir ben vardır. Gariban ve zayıf yüzü hüzünlüdür. Herkes maça gidip eğlenirken, o yeni fıkralar üretir fakir odasında. Veya bir şey icat etmeye çalışır.
Mahalle eşrafı İbrahim’i sever, ağır abiler onu korur. Ona sık sık ot veya şarap ikram ederler. Onları eğlendirsin, yeni fıkralar anlatsın diye. Matrak adamdır İbrahim. Bu yeni fıkraları duyan, başkasına anlatır. Fıkralar bu şekilde yayılır.
Bir gün, Arif abi ve Haluk abi mahallenin meyhanesinde demlenmektedir. Masa meze dolu, rakıları yuvarlıyorlar. Ancak masada neşe eksiktir. Garsondan rica ederler, İbrahim’i çağırsın, meyhaneye getirsin diye. İbrahim’in evi yakındır. Garson İbrahim’in evine gider. Beleş rakıyı duyan İbrahim hemen giyinir, garsonla beraber gider yanlarına. Yalandan ceketini iliklermiş gibi yapar, ‘iyi akşamlar sayın abilerim’ der.
‘Gel lan deli, bir fıkra anlat da neşemiz yerine gelsin’
Önüne bir kadeh rakı koyarlar.
‘Karnın aç mı?’
‘Yok abim, sağolasın’
İbrahim’e yeni fıkralarından birini anlattırırlar. Keyifleri yerine gelir. Sonra garibanın halini hatırını sorarlar. İbrahim, başına gelen talihsizliği anlatır. Üst katın tuvalet borusu patlamış, İbrahim’in tuvaletinin duvarları ve tavanı pislik içinde kalmıştır. Üstelik tuvalet leş gibi kokmaktadır ve bu koku bütün eve yayılır. İbrahim bu trajediyi uzun uzun anlatır.
Arif abi hemen lafı yapıştırır:
‘Ulan bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı sikermiş’
İbrahim yavaşça rakısından bir yudum alır, sakince:
‘Abi o laf bana ait’ der.
‘Ne?’ der Arif abi.
‘Şu laf var ya, çölde kutup ayısı.. o lafı ben uydurdum.’
Arif abi ve Haluk abi birbirlerine bakarlar, kahkahayı patlatırlar.
‘Ulan deli, ne malum bu lafı senin uydurduğun?’
‘Abi bu laflar ve fıkralar birileri tarafından uyduruluyor değil mi? Bunu da ben uydurdum işte.’
‘Hadi len gavat’ der Haluk abi.
İbrahim’in morali bozulur. İçine bir hüzün çöker. Sonra gönlünü alırlar, onun için kalamar sipariş ederler, rakısını tazelerler.
‘Tamam lan deli. O laf sana ait. Aslanım benim. Hadi iç bakıyım. ‘
İbrahim çakırkeyf evine döner. Zaten ne zaman gerçek sanatçıların değeri bilinmiştir ki? İbrahim de, halk edebiyatının gizli sanatkarlarından biridir. Şu an belki onlarca kişi, farklı ortamlarda onun ürettiği fıkraları birbirlerine anlatıp eğlenmektedirler. Yolda aklına yeni bir fıkra gelir. Zaten fıkraların çoğu, morali bozukken ortaya çıkmaktadır.
Kapıyı açar. Tuvaletten gelen koku bütün evi sarmıştır. Odasına geçer, radyoyu açar. Ceketini, gömleğini ve pantolonunu çıkarır, yatağına uzanır. Zaten hava sıcaktır. ‘Amına koduklarım’ der, gözlerini kapatır.
0 notes
ketcap12 · 8 years ago
Text
Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı sikermiş
1 note · View note