#şenolerdoğan
Explore tagged Tumblr posts
Photo
Repost @barberkinguk Mortal combat star and legend @lewistanofficial not everybody with his talent and status are as genuine and down to earth as this guy! An absolute pleasure to cut your hair bro, see you again soon 🥋 #harrystyles #haircut #barber #barbershop #şenolerdoğan #senolerdoganofficial #mortalkombat #lewistan #barberking#lewistanoffical #lewistan_ph #lewistan https://www.instagram.com/p/Cg5BuRth5ks/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#harrystyles#haircut#barber#barbershop#şenolerdoğan#senolerdoganofficial#mortalkombat#lewistan#barberking#lewistanoffical#lewistan_ph
0 notes
Text
Ölü Şehrin Radyosu
Sanırım kitap yazsaydım bu ismi ben koymak isterdim. Çünkü şahsiyetimden çıkacak bir kitapta ancak böyle bir kitap olurdu. Militarist bir kitap hiç değil bakmayın “Bir Kuzey Irak Pornosu” yazdığına. Korku, adrenalin, bolca acı ve eleştiri barındırıyor.
“O köylerin adını bilmezdik, ölen adamın adını bilmezdik, kayıtsızdı her şey, kayıtsızdık.”
O kadar ince o kadar satır aralarına işlenmi�� ki vurgulanan yerler… Geçen süreyi takip etmekten vazgeçmenin çaresizliğini, kahvenin ve sigaranın fazla lüks olduğunu, derenin kenarında veya karanlık çöktükten sonra sereserpe dizilen yamaçta tek neşelerinin çalkalanmış kolanın patlama sesinden alay konusu edebildikleri her nesne veya özneyi, birazdan öleceğini gerçekten bilebildiğin arkadaş olmak istemesen bile canını uğruna verebileceğin askerin acısını ilmek ilmek işliyor gözünüze, beyninize belki varsa içinizde o hislerden kalbinize.
İnsanın ailesinin bile kayıtsız kalacağı anları yüzünüze vuruyor. Hayatınızın içine eden hayırsız evlat tiplemesini bile daha çok düşünür olan aptal beyinleriniz; “şehit olma”nın daha gurur verici daha mutluluk verici olduğuna inanıp sonra unutmaya yüz tutan aynı beyinlerinize vuruyor kitap. Tabi önce okumanız ve okutmamız gerekiyor bunu anlayabilmek için. Kitabı okuyalı yaklaşık 3 ay olmuştu ancak yazmam gündemi de düşündüğümüzde tevafuk oldu sanırım. Argo terbiyeli küçük kızlara yakışmaz ve toplumun burun kıvırdığı bir şeydir ya hani, bazen bazı gerçekleri anlamanız için kelimelerin haşırt diye kulağınıza girmesi için o güzelim kelimelerin cuk oturan küfürlerle buluşması gerekir. Hah bu kitapta tamda bu işte.
“Farkına varacakları yüzlerce şey gibi. Ağızlarına sıçacak olan her şeye gülüyorlar. Belki ölmemek için belki vurmamak için belki vurulmamak için belki her ne sikimin sebebiyse. Belki akılları bile yok 20-21 yaşındaki bu gerzekler sürüsünün. Bir boktan haberleri yok.”
Kolay gelir bizim toplumumuza arkadaşlar her şey. Gitmek, ölmek, içmek, kalmak, dövmek. Çünkü kimse bizi bir helikopterden fırlatıp ölümün kucağına bırakmamıştır. Hiç çaresizlik içinde korkutan zangır zangır titrerken aklımızdaki tek şeyin “biraz daha bu boktan dünyada nefes almak” olduğu gerçeğini düşündüğünü itiraf edemez. Ya aşkımızdan ölürüz, ya özlemekten ya açlıktan. Ama birilerini öldürmek üzere çıkılan yolda üstünüz başınız boka batmışken ve geri dönmeniz gibi bir ihtimal yokken, işte bunu hissetmedik. Belki o zaman ölmeyi bu kadar basit bu kadar hor görmezdik ha?
“Çukurca’daki portatif tuvaletleri düşünüyor. İshal salgını. Cehennem sıcağı. İçecek ve yıkanacak su yok. Su yok. Elektrik yok. Allah yok. Gerilla var. Ordunun gerillası ve örgütün gerillası. Meslektaşlar.
Senin ne yaptığını kimse bilmez. Sen sonsuza dek TV programlarında, haber kanallarında adı geçmeyecek olan şeyin içindesindir.
Burada akreplerin ve bokun arasında ölümle tanışmak çok mümkün. Siktimin Dağ’ı. Siktimin her şeyi. Siktimin savaşı. Ne ya da, ya da ne? Bokunun üzerinde ölmek istemiyor. Arkadaşlarının bokunda da. Birbirlerinin bokunda ölmek istemiyorlar. En azından bu şekilde değil.”
Yazarın değindiği konulardan en anlatmak istediğimde şu, bu insanların yani askerlerin, yani umursamadıklarınızın, işinize geldiğinde kahraman işinize geldiğinizde ölüme terk ettiklerinizin geri dönmeyi başarsalar dahi, eskisi gibi olamayacakları. Her şeyin bitip anadan doğma halinin dağlardaki hali olduğu o boktan çaresizlikleri. Uykuları, sevgileri, sevdikleri her şey, tutkuları, elleri ve gözleri dağda kalmıştır onların. Silahları gittikleri her yerde barut ve toprak kokusunun ruhaniyetini estiriyor. Hisler abiler, hisler.
Şenol Erdoğan, betimlemenin en ben haliyle, Winston Light tadında bir kitap yazmış. Her sayfasında ayaz, üniforma ve sigara kokusunu burnuma doldurduğu için bu kitap daha iyisini okuyana kadar en etkileyici kitaptır benim için.
“Bonservisin uzun bir süre devletin elindedir. Ölmen çare gibi değildir. Vakitsiz ve hissizsindir. Kimseyi bir daha hayatında görmek istemez bizden biri. Bizden biri gayri nizamidir, nizamın içine yerleştirilmiş.
Anlıktır bizde her şey. Anlara sahibizdir salt. Anılar yoktur, dostluklar anlardır. Çatışmalar yaşamlar kadar kısadır. Uzun sürmez durduğumuz yerde kalmamız.
Yememiz, içmemiz vakit almaz.”
Aquila
5 notes
·
View notes
Photo
heeeeeee #645 #645yayın #645dükkan #kadıköy #kaançaydamlı #şenolerdoğan #erolegemen #2014
0 notes