#ışıksız kaldım
Explore tagged Tumblr posts
Text
Karanlığın içinde kendime ışık tut maya çalışıyorum ama ne yazıkki fenerimin pili bitmiş
5 notes
·
View notes
Text
Sen hiç farketmedin gözlerindeki ışığı. Ben ise hep o ışığı farket istiyordum. Çabaladım durdum kendini görmen için ben. Sonra sen gittin, aramıza dağlar ve uçurumlar soktun bilerek. Ben ışığını özledim gözlerinin, ışıksız kaldım. Şimdi zifiri karanlıkta oturuyorum öylece, sensiz.
4 notes
·
View notes
Text
Bulutlar, yıldızları gizliyor arkasına ama ay hala gözüküyor niye bu haksızlık şu kavuşamayan ay ve yıldızlarına, bir gece daha göremedim yıldızları ve bir gece daha karanlıkta ışıksız kaldım...
8 notes
·
View notes
Text
Hani güneş ışıksız olmazdı ben niye onsuz kaldım...
4 notes
·
View notes
Text
Doğum gününü unuttum sandın demi? Tabiki hayır. Sadece kutlayacak kadar tanıdık değilsin artık. 'Unuttum sandın'... Sandığını geçtim , aklında bile değilim biliyorum. Uzun bir araba yolculuğunda , arka koltukta mayışmış camdan dışarıyı izlerken gördüğün , çekici gelen o ışıklı tabelalar gibi kaldım hatrında. Aslında düşününce ne kadar da acıklı , yol kenarında bekleyen ışıklı tabelaların her giden arabanın ardından biraz daha umudunu yitirmesi, değersizleştiğini hissetmesi.
Oysa hatırlamazsın , geçen sene sana askerdeyken ilk doğum günü mesajını atmak isteyen olup , geceye kadar bekleyip, önceden hazırladığım ve 'hayatımda aldığım en güzel doğum günü mesajı' dediğin o seni duygulandıran , değerli hissettiren mesajımı.
Komiktir, dandik bir telefondan gönderilen sms olduğu için kısım kısım eksik olmuştu. Hepsini okuyabilmen önemli diye tekrar tekrar göndermiştim :) hatta cevap gelmemişti, saatlercede cevabını beklemiştim. Meğersem dandik telefona mesaj gelişlerinde de sıkıntı varmış.
Demem o ki Ezgi ; gördüğün o ışıklı tabela artık köhne karanlık yerde artık kendine bile ışıksız. Köhneliğe , karanlığa ayak uydurmuş; tüm ışıklarını söndürmüş. Umutsuz, çaresiz, özlem ve sevgi dolu. Ama kendinede bu durumu kabullendirmiş. Bir imar projesinde yerinden sökülmeyi bekliyor. Işığını yaksa geçen arabalae umrunda değil , çünkü istediği araba tekrar geçmeyecek o izbe ve karanlık yoldan.
Yazmak aklıma gelmemişti onu da itiraf edeyim. 7 Hazirandı doğum günün. Mutlu olmanı istediğim kadar başkasıyla mutlu olmanı da istemiyorum.
Elvedaları ve sonları beceremem. O yüzden sadece hoşçakal.
5 notes
·
View notes
Text
ait olduğum yerde değilim
sadece savruluyorum
özlediğim sevdiğim her şey benden çok uzakta
yalnız kaldım
renksiz, ışıksız kaldım
önceden renkler vardı, her yer aydınlıktı
şimdi ise karanlığın içine hapsolmuş kelebekten farksızım
sesimi duyan varlığımı bilen kimse yok
bi sigara yakıyorum,
dumanla beraber tüm acılarımı etrafa dağıtıyorum
ait olduğum yeri arıyorum
bulamıyorum.
1 note
·
View note
Text
Bir sırrım vardı tam 3 kişiye anlattım Anlamadım dediler tekrar anlattım. Birinin anladığını öteki anlamadı ötekinin anladığını ise diğeri. Biri kadındı, ötekisi de kadın, kadınlara fazla güvenirdim ve yanıldım.Yanıldığımı anladığımda çok geçti bunu da sonradan anladım. Ama bunlar yetersizdi beni anlayabilecek bir erkeğe ihtiyaç vardı, buldum ona da anlattım. Varlığı hiçbir olguya denk değildi vazgeçtim.Sırrım bunlarla birlikte yok oldu çünkü hepsini anlattıktan sonra öldürdüm içimde. Onlarla birlikte sırrım da yok olur sandım...Bir sırrım vardı onu bir yıldıza anlattım.Yıldız kaydı bir dilek tuttum.Aya anlatamadım,ışıksız kalmaktan korktum... ışıksız kaldım.Karanlığa anlattım dinlemedi beni ve mumu yaktım.Yılmadım, Bir kuş kondu pencereme onu ellerime aldım,uzun uzun öptüm kokladım ve ona da anlattım. Kuş uçup gitti avuçlarımdan. Uçuşunu izledim, fon da çalan bir plak eşliğinde.Plakta ‘’Beirut – Heartland’’ şarkısı vardı,heyecanlandım. Bir rüzgar esti,mum söndü ve yine ışıksız kaldım. Bir sigara yaktım ona anlattım ,anlattıktan sonra üstüne bastım söndü. Vazgeçtim.Sırrımı çeşmeden akan suya anlatmaya karar verdim ve anlattım. Birden çeşmeden oluk oluk kan akmaya başladı, elimi yüzümü yıkadım. Bir sigara daha yaktım bu sefer dumanına anlattım. Yavaşça garip garip şekiller çıkararak uçtu gök yüzüne ve bir yerden sonra kayboldu. Sırrımı duvarlara anlattım sert yumruk darbeleriyle. Ellerimden kanlar akmaya başladı umursamadım,anlattım.Ben anlattıkça daha kırmızı oldu etraf ve de daha çok sızladı ellerim. Ne kadar fazla sızlarsa o kadar az hissederim sandım yüreğimde ki ince sızısını sırrımın. Bir sırrım vardı kime anlatsam gitti. Neye anlatsam yok oldu, zamana anlatmaya kalkıştım, arafta kalmaktan korktum sustum. Ben sustukça daha da sıkıştım zamana. Neyim var neyim yok anlattım en son ellerimde hiçbir şeyim kaldı, onu da kaybettim. 2 kişinin bildiği sır değildir dedim dedim anlattım, yoksula anlattım bana aç karnını gösterdi zengine anlattım cebime para sıkıştırmaya çalıştı, işçiye anlatmaya meyil ettim yanına yaklaşır yaklaşmaz devrim dedi sonra mesai baslar dedi çekti gitti ben daha tek bir kelime dahi edemeden biraz ötede sirenler çaldı,kelepçe takıldı ve gözden kayboldu en sonunda yine yalnız kaldım. Yalnızlığımdan başka hiçbir şeyim kalmayana kadar anlattım baktım ki yalnızlığımdan başka hiçbir şeyim yok zaten, susma dedim susma Yalnızlığında seninle kalmayana dek susma, anlat gırtlağın patlayana kadar,anlat gün doğana dek anlat gün batana,bahar gele dursun kış veda ederken, kar yağar güneş açarken,gök gürülder gökte tek bir bulut dahi yokken mevsimler döne dursun yağmurlar yağa dursun sen otur meydanın en kalabalık kaldırımına kimi yakalarsan fısılda kulaklarına kulaklarına, Baktım ki kime anlatsam işitmiyor sırrımı, işiten dinlemiyor, dinleyen anlamıyor anlayan yok oluyor geçtim aynanın karşısına kan damladı, cam kırıldı, bense gülümsedim.
Onur Ökten
30 notes
·
View notes
Text
Benim hayatım bir enkazın altında kalmış, kurtulmayı bekleyen çaresiz insanların uzun özeti gibi. Deprem oldu sanki hayatımda, içinde bulunduğum bina yıkıldı, enkaz altında kaldım. Yıllarca kurtarılmayı bekledim. Aç, susuz, ışıksız, nefessiz, mutsuz, çaresiz. Gözlerinizi kapatmayın. Enkazın altında mı kaldınız, ben öldüm demeyin. Uyumayın, uyuyakalmak sizi öldürür. Gözlerinizi açın, taşların arasından sızan milimlik ışığı görün. Her enkaz ışık alır.
1 note
·
View note
Text
Karanlığımı sen aydınlattın. Şimdi gittin ve ışıksız kaldım.( Çokta umrumdaydı)
2 notes
·
View notes
Text
Sen gittin...bende ayın doğmadığı gecede bir yıldız gibi kaldım,ışıksız. Sonra karşıda bir parlaklık gördüm,o da bir yıldız fakat sonra o yıldız,benim ayım oldu. Hiçbir zaman umudunuzu kaybetmeyin✨
3 notes
·
View notes
Text
Neden soğuksun diyince,
Sana hak ettiğin gibi davranıyorum diyemiyorsun
Beni kandırdın diyemiyorsun ,senden iğreniyorum diyemiyorsun,beni çukurun içinde bıraktın ışıksız kaldım,ümitsiz kaldım diyemiyorsun bunu dersen herşey biter bu yüzde diyemiyorsun.
Mis '98
2 notes
·
View notes
Text
Yaz günün de hazal döktüm
Kışın ortasında kavruldum
Gün ortasında ışıksız kaldım
İnsanların içinde sevgi aradım
59 notes
·
View notes
Text
onca gece ışıksız durup sen gidince karanlıkta kaldım
7 notes
·
View notes
Text
Ah istanbul, beni inciten şehir kalbimin kırık kalpli kızı başımda sevda yellerinin estiği yüreğimin buz kestiği şehir
sevda burcunda değil kalbim yak bir mum umutsuz, ışıksız kaldım şarkılarda dokunur oldu hüzün hüzün üstüne yağmur yağmur üstüne şemsiyemde yok
ah İstanbul, beni inciten şehir gençliğimin ince sızısı öksüz çoçuklar geziyor şimdi içimde yalınayak kanadı kırık güvercinler hasretim üşüyor, yüreğim çırılçıplak
ne hüznümü paylaşacak bir yakınım kaldı ne günahımı yakaracak bir tanrım ben bu kimsesizliğimi alıp kimlere gideyim bütün dinlerden kovuldum
elifi solmuş bir gül şimdi düşlerimi yasladığım sahiller karanlık yüzlü adamlar külhan sokaklarında
bütün yıldızlar söndü bütün denizler kirlendi bu ağrı, bu sessiz isyan, yalnızca bana kaldı bilirim hiç bir kıyıya çıkamam artık martılar da öldü
ah İstanbul, beni inciten şehir sevdiğim kız da yok artık yakamda taşıdığım karanfil de ben bu yanlızlığımı alıp nerelere gideyim söyle
H. Nihal ATSIZ
0 notes
Text
DÜN AKŞAM SENİ BEKLEDİM DURDUM
***Dün akşam seni bekledim durdum Dün akşam seni bekledim durdum Sabaha kadar gözümü kırpmadan Gelirsin diye seni bekledim durdum Ama yoktun, sustum kaldım gecelerde Çaresiz sokaklardaki loş ışıklara baka kaldım Şu içi boş yalan dünyada ben sana hiç yalan söylemedim Bir tatlı gülüşü, bir tatlı sözü esirgeme benden Ömründen, sevginden bir günü esirgeme benden Dün gece seni bekledim zehir zemberek gecede Sensiz kaldım zifiri karanlıklarda Ben sana yandım su gibi akan zamanlarda Akşamlar boynu bükük kaldı sensiz yetim Her dinlediğim şarkı her içtiğim sigara da Seni yaşadım sensiz yapayalnız Kaç şarkı dinlediğimi, kaç sigara içtiğimi bilmiyorum Hepsinde sen oldun, seni anlattım, seni yaşadım Dün gece sensiz kaldım öksüz yetim bir çocuk gibi Yüreğim bin parça, ömrümden yüz yıl geçti Kimi zaman fırtına oldum duvardan duvara vurdum kendimi Kimi zaman okyanusta bir gemi, tutunamadım boğuldum Kimi zaman öfke oldum yenildim Kimi zaman kının dan çıkmış bir hançer oldum Kendimi vurdum karanlık akşamlarda her yerimden Soluksuz, nefessiz, ışıksız, güneşsiz kaldım Hadi gel kirpiklerinin oklarını batır Özledim demelerini özledim Susuşlarıma durgunluklarıma gel Gel ki dillerim, durgunluklarım çözülsün Buz gibi geçen yıllarımın tam ortasına gel ALİ TEMEL
0 notes
Text
Sabahın doğum sancısı gözlerimde
Çaresizliğin dermanı avuç içinde
Nefesimde sen nefesimde seninle
Seni arar gözlerim hıçķırıklar içinde
Bel bağlamdım senden başkasına
Yüreğimde yangın yeri ışıksız ateş
Dumansız belirsiz kor Ateş
Ey beni ben yapan yakin değilim
Yüreğime merhem olur senin varlığın
Biliyormusun kaybettim ben herşeyi
Kimsesiz kaldım sahra çölü gibi
Onunda sahibi sen benimde sen
Kuş uçmaz oldu kurak topraklarıma
Yinede sen yinede sen varsın
Bütün yalnıźlığımı senin paylaşırım
Seninle sohbet eder seni dinlerim
Ey sevgim şefkatim hayallerim
Hayallerimde deli bi canbaz ipsiz
Yada tam gözlerimde akan şelale
Ey merhamete merhamet eden
Beni bırakma beni bırakma beni bırakma
0 notes