#üsküdar hastanesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Pankreasınızı koruyun,
Bir değişimle hayatınızda çok şey değişebilir.
Karın ağrısı Pankreatit Belirtisi olabilir.
Dr Murat Koca
Üsküdar Üniversitesi
NPİstanbul Hastanesi
Genel Cerrahi Servisi #surgeon #pancreas
#pankreas#drmuratkoca#@drmuratkoca.official#lifestlye#health#surgeon#istanbul#sağlık#cancer#kiloverme#turkiye
2 notes
·
View notes
Text
İLK YARDIM SINAV UYGULAMALARI
İlk yardım eğitimini tamamlayan katılımcılar, ilk yardım sınavına girmeye hak kazanır. Eğitim sonrasında 1 ay içinde sınava girmek zorunda olan katılımcıların, başarısız olmaları durumunda 2. kez sınava girme hakkı bulunmaktadır.
Sağlık Bakanlığı, temel ilk yardım eğitimi sonunda katılımcıları sınava tabii tutmakta ve yalnızca sınavdan başarılı olan adaylara ilk yardım sertifikası düzenlenmektedir. Eğitimini tamamlayan katılımcıların toplamda 2 sınav hakkı bulunmaktadır.
Katılımcı, eğitim aldığı tarihten itibaren 1 ay içerisinde açılan sınava girmek zorundadır. Bir ay içerisinde sınava girmez ise almış olduğu eğitim yanar. Katılımcının ilk yardım sınavından başarısız olması durumunda gene 1 ay içerisinde 2. sınavına girebilir. Sınav kayıt işlemleri ve organizasyonları eğitimin alındığı ilk yardım merkezi tarafından yapılır.
Sağlık Bakanlığı ücret tespit komisyonu tarafından ilk yardım sınav katilim ücretleri 2017 yılı için aşağıdaki gibi belirlenmiştir:
Temel ilk yardım eğitimi 1 kişi sınav ücreti 27,38 TL
İlk yardım eğitici eğitimi 1 kişi sınav ücreti 36,5 TL
Sınavlar teorik ve uygulama aşamalarından oluşmaktadır.
4 şıklı 40 sorudan oluşan teorik sınav test usulü yapılmaktadır. Teorik sınav sonunda dağıtılan cevap anahtarlarına adayların işaretledikleri cevap şıkları optik okuyucudan geçirilerek, sınav sonuçları hemen açıklanmaktadır. Teorik sınavdan geçme notu 85 puan olup, adayların 40 sorudan en fazla 6 yanlış yapma hakkı bulunmaktadır. 85 puan altında kalan adaylar uygulama sınavına geçemezler. 85 ve üzeri puan alan adaylar teorik sınavın hemen arkasından yapılan uygulama sınavına girmeye hak kazanırlar. Uygulama sınavlarında sınav gözetmen ekibinin belirttiği senaryo üzerinde yetişkin, çocuk, bebek maketlere temel yasam desteği uygulamaları, havayolu tıkanıklığı (heimlich manevrası) ve araç içinden yaralı çıkarma (rentek manevrası) uygulamalarını doğru bir şekilde yaptığını sergileyen adaylar uygulama sınavından 85 ve üzeri geçer not alarak ilk yardımcı olmaya hak kazanırlar.
İlk yardım sınavları cumartesi ve pazar günleri İl Sağlık Müdürlüğü'nün İstanbul için belirlediği sınav merkezlerinde sabah 09:00 oturumu ve öğleden sonra 13:00 oturumu olmak üzere günde 2 oturum olarak yapılmaktadır. Sınav süresi 1 saat teorik sınav, 1 saat de uygulama sınavı olacak şekilde ortalama 2 saat sürmektedir.
İstanbul Anadolu Yakası ilk yardım sınav merkezleri:
Üsküdar Devlet Hastanesi Konferans Salonu
F.S.M. Eğitim Araştırma Hastanesi Konferans Salonu
Haydarpaşa Numune E.A.H Validebağ Ek Hizmet Binası Konferans Salonu
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Etfal EAH Konferans Salonu
Marmara Üniversitesi Pendik E.A.H Konferans Salonu
İstanbul Avrupa Yakası ilk yardım sınav merkezleri:
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları E.A.H. Prf. Dr. Mazhar Osman Konferans Salonu
Acil Sağlık Hizmetleri Şubesi Şube Konferans Salonu
Bakırköy İlçe Sağlık Müdürlüğü Konferans Salonu
Şişli Etfal EAH Sınav Salonu
Küçükçekmece İlçe Sağlık Müdürlüğü Konferans Salonu
Beylikdüzü Devlet Hastanesi Konferans Salonu
Sınav randevuları her hafta Pazartesi günü saat 09:00’da yayınlanır. Randevular yetkili ilk yardım merkezleri tarafından alınmaktadır.
4 notes
·
View notes
Text
Bahis bağımlılığı gençleri tehdit ediyor
https://pazaryerigundem.com/haber/193468/bahis-bagimliligi-gencleri-tehdit-ediyor/
Bahis bağımlılığı gençleri tehdit ediyor
Son dönemlerde sık sık gündeme gelen sanal kumar bağımlılığına yönelik haberler, dikkatleri artış gösteren bu bağımlılık türüne çekti.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, günümüzün en büyük sorunlarından biri haline gelmeye başlayan sanal kumar bağımlılığı hakkında bilgi verdi.
Kumar bağımlılığının dijital teknolojilerin gelişmesi ve pandemi ile birlikte giderek artış gösteren bir bağımlılık olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, “Kumar dediğimiz zaman buna her şey dahil, bahis, iddia, sanal bahis, sanal iddia, at yarışları, borsa, kripto, kumarhanelerde oynanan çeşitli ışıklı oyunlar, son zamanlarda sosyal medyada çok sık karşımıza çıkan şeker ve dede gibi oyunlar, kumar bağımlılığının içerisine dahil olan oyunlar.” dedi.
Bahis oynamanın bir alışkanlık mı yoksa bağımlılık mı olduğunun nasıl ayırt edileceği konusuna değinen Prof. Dr. Onur Noyan, “Kişinin kumar oynama dürtüsünü kontrol edememesi, durmayı tam olarak gerçekleştirememesi bizim bağımlılık belirtisi dediğimiz durumlar. Kişi istemli bir şekilde bahis, kumar oynamaya başlıyor, bu durum kişinin beyninin ödül merkezini aşırı uyarıyor. Kişi bir süre sonra fark etmeden de olsa çok fazla keyif alıyor ve beyni dopamin salgılıyor. Beyni fazla dopamin salgıladığı zaman, bu sefer de diğer aktivitelerden keyif alamamaya başlıyor ve bu nedenle her canı sıkıldığında hep kumar oynamak istiyor. Kumar oynadığında ise beynin ödül merkezi daha çok çalışıyor ve bir kısır döngü devreye giriyor.” açıklamasını yaptı.
Bu kısır döngü sonucunda da beynin ödül merkezinin düzensiz çalışmaya başladığını ve görevini yerine getiremediğini ifade eden Prof. Dr. Noyan, sonuç olarak kişinin kumar davranışını kontrol edememesine, fren mekanizmasının bozulmasına yol açtığını söyledi.
BAĞIMLILIK TEDAVİSİNDE HASTA, AİLE VE DOKTOR İŞ BİRLİĞİ SORUNU ÇÖZEBİLİR
Belirtileri arasında, kumar oynamaya karşı yoğun bir istek duymak ve kumar oynamayı durduramamak olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Onur Noyan, “En büyük belirtilerinden biri ise zararları gizlemek için yalan söylemek. Bu süreçte maddi, sosyal ve ilişki sorunları ortaya çıkmaya başlar. Kişi daha önce de kumar oynamayı bırakmak istemiş olabilir ancak bir türlü bırakamaz. Oynanan bahis, oyun miktarı sürekli artar, sahip olunan para biter ve kişi borçlanmaya başlar. Kumar bağımlılığı bu belirtilerle seyreden bir hastalık.” dedi.
HASTANIN DÜZENLİ TAKİBİ ÖNEMLİ…
Kumar bağımlılığını tedavi etmek için öncelikle durum analizi yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Onur Noyan, “Kumar oynama davranışı nerede daha çok karşımıza çıkıyor, hangi durumlarda daha çok artıyor, kişi ne zaman kumar oynamayı istiyor, kumar oynama isteği ile birlikte kişi nerede problem yaşıyor, bunları ortaya çıkartmaya başlıyor ve sonra bir tedavi planı hazırlıyoruz. Sıklıkla ilaç tedavisine başlıyoruz ve psikoterapi ile birlikte tedaviye devam ediyoruz. Daha sonra aile bireyleri devreye giriyor. Aile bireylerinin de bu durumda yapması gereken şeyler var ve en önemlisi hastanın düzenli takibinin yapılması. Kumar bağımlısının düzenli bir şekilde doktor ve psikolog randevularına gitmesi, gelişiminin takip edilmesi gerekir ki olası risklerin önüne geçilebilsin.” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Hazır Soslarda Kanserojen Madde Riski!
Uzmanlar, hazır sosların çocukların gelişimi ve sağlığı açısından birçok sağlık sorununa yol açabileceği uyarısında bulundu. Hazır sosların çoğunlukla yağ ve tuz içeriklerinin yüksek olduğuna dikkat çeken uzmanlar, zararlı kanserojen maddeler de içerebildiklerini ifade ediyor. Hazır sosların sık tüketiminin vücutta ödem tutulumuna, aşırı tuz alımına bağlı kemiklerden kalsiyum çekilmesine ve karın çevresinde yağlanmaya sebep olabildiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, içeriğinde bulunan maddelerin de özellikle çocuklarda hiperaktiviteyi arttırabileceği konusunda uyarıda bulundu. Hülya Yiğit ayrıca birçok sosun evde de hazırlanabileceğini ifade etti. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, yemeklerde sıklıkla başvurulan hazır sosların sağlığa etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. Yemek Kültürlerinin Etkileşimi Türk Mutfağına Sosları Soktu Yemek yemenin sadece açlığı giderme davranışı değil, aynı zamanda zevk almak için yapılan bir eylem olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Bu nedenle yemeğin kokusunun, görüntüsünün daha güzel olması ve lezzetinin artması için birçoğumuz lezzet arttırıcı olarak soslar kullanırız” diye konuştu. Türk mutfağında sosların büyük bir yeri olmadığını hatırlatan Hülya Yiğit, “Sosyal iletişimin arttığı dünyada farklı yemek kültürlerinin birbirleri ile etkileşimini de görmekteyiz. Bu nedenle son yıllarda market raflarında birbirinden çeşitli soslar yer almaktadır.” dedi. Hazır Soslarda Bulunan Renklendirici ve Koruyucular Çocuklarda Hiperaktiviteyi Artırabilir Hazır sos dediğimizde ketçap, mayonez, barbekü sos, acı sos, soya sosu, beşamel sos gibi klasikleşmiş sosların aklımıza geldiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, bu tür hazır sosların ne kadar sağlıklı olduğuna değindi: “Hazır sosların çoğunlukla yağ ve tuz içerikleri yüksektir. Çoğu sosun üretiminde kavurma, yüksek ısıyla temas işlemleri de gerçekleştiği için sağlığa zararlı kanserojen maddeleri içerebilmektedir. Hazır sosların sık tüketimi vücutta ödem tutulumuna, aşırı tuz alımına bağlı kemiklerden kalsiyum çekilmesine ve karın çevresinde yağlanmaya sebep olabilmektedir. Özellikle gastrit, reflü gibi mide sorunu olan bireylerin, hazır sosları tüketirken daha da dikkatli olmaları gereklidir. Hazır soslarda bulunan monosodyum glutamat (MSG), renklendirici ve koruyucuların özellikle çocuklarda hiperaktiviteyi arttırabileceği de unutulmamalıdır.” Read the full article
0 notes
Text
Mazhar Osman’dan Alınacak Ders
✍🏻 Dursun Uzun
https://www.gundemarsivi.com/mazhar-osmandan-alinacak-ders/
ŞEHVET-ŞÖHRET-SERVET HASTALIĞI hemen hemen her insanda bulunan sadece dozajı fark eden bir hayat felsefesi gibi bir durum. Her insan birçok şeyden zevk duyar, haz alır; o yüzden hedonist (zevkçi) bir yapısı vardır. Kimisi çok sevdiği bir yiyecekten aşırı mutlu olur, kimisi de bunu cinsellik kaynaklı fetiş durumlardan alır. Her şeyin aşırısı zarar olduğu gibi şehvetin aşırısı da hastalıktır. Şöhret de öyle. Herkesin beğenilmek, takdir edilmek, farklı ve erişilmez olmaktan kaynaklı şöhret olma hastalığı veya sendromu vardır diyebiliriz. Sonuncusu olan servet hastalığı ise bunları besleyen ve sağlayan en büyük hastalıktır. Dünyadaki dengeleri sarsan ve değiştiren de bu hastalıktır. Para, mal, mülk (- ile çok güçlü olma isteği) edinme hep bu hastalığın sonucu artan ihtiyaç fazlası şeylerin tedariki mücadelesinin sonucu olan bir yaşam halidir. Bu servete erişmek için; hırsızlık, hak yeme, cinayet, haksızlık, zor kullanma ve daha bir çok şey gösterilebilir. Bu kadar şeyin Mazhar Osman ile ne alakası var derseniz direkt alakalıdır derim. Şimdi gelelim Mazhar Osman’ın ibretlik hikayesine sonra bu üç hastalıkla bağlantısını anlatalım.
1884’te Dedeağaç’ın Sofulu köyünde doğdu. Babası bankacıydı. Üsküdar’a atandığında Mazhar Osman on yaşındaydı. Üsküdar Mülki İdadisi’ne başladı ve okulu birinci olarak bitirdi. Mülkiye’de okumak istiyordu ama maddi sorunlar yüzünden Tıbbiye-i Askeriye’ye gitmek zorunda kaldı.
Babası işini kaybedince, ailenin bütün dengeleri bozuldu, Osman’ın eğitimine devam edebilmesi için para kazanması şarttı. O zamanlar evde ya da hastanelerde vefat edenlerin başında sabaha kadar bir görevli bekliyordu. Defnedilmeyi bekleyen ölülerin başında gece nöbetleri tutarak hayatını kazandı.
1904 yılında Tabip Yüzbaşı rütbesiyle diplomasını aldı. Hicaz’a tayini çıktı, ancak gidişi bir yıl ertelenince, o da Gülhane Askeri Hastanesi Akliye Servisinde staj yaptı. Bu arada, ilk eseri “Tabâbet-i Ruhiye” adıyla yayınlandı..
Meşrutiyet yeniden ilan edilince, Münih ve Berlin Üniversitelerinde, psikiyatri ihtisası yaptı. 1912’de askeri hekim olarak Balkan Harbi’ne katıldı, gezici hastanelerde çalıştı, savaş alanlarında koleraya karşı mücadele etti.
Askeri Sıhhiye başkanı Süleyman Numan Paşa, Gülhane’den akliye, asabiye, kadın doğum ve anatomi derslerini kaldırınca Mazhar Osman askeriyeden istifa ederek Haseki Hastanesi başhekimi oldu.
1933’te ordinaryüs profesör oldu ve İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği Başkanlığına getirildi, 1941’de emekli oldu. 1951’de şeker hastalığı ve nefes darlığı yüzünden vefat etti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, bir dönem onun adıyla “Mazhar Osman Hastanesi” olarak anıldı.
Ölümünden iki gün sonra, Bakırköy’ün kıdemlilerinden ‘‘De Gaulle” lakaplı hasta, pencereden bahçedeki doktorlara seslendi: ‘‘Mazhar Osman öldü diye uydurmuşlar. Mazhar Osman ölür mü, ne saçma şey? Bir zamanlar Atatürk için de öldü diye çıkarmışlardı.”
Oğluna sön sözleri şu olmuştu: “Oğlum, belki seni bir daha göremeyeceğim. Hayatta çok çalıştım, muvaffak oldum, mevki ve şöhrete nail oldum. Şu anda bunların aciz kıymetler olduğunu öğreniyorum. Hayatta ne olursan ol, parayı hakir gör, şöhretten iğren. Fakat dik yürü, her zaman dik yürü ve iyi bir insan ol.”
BUGÜNLERDE MAZHAR OSMANLARA O KADAR İHTİYACIMIZ VAR Kİ…
Neden biliyor musunuz bu üç hastalık yüzünden. Deli doktoru olarak anılan Mazhar Osman’ın hayatının üçte birini bile özetlemedim. İnsanların bu doyumsuz olarak yaşadığı ve ölümü kabullenmediği dünya da Mazhar Osman gibilerin nelere katlanarak, bileğinin ve çalışkanlığının sayesinde nerelere geldiğini bilmek, görmek gerekiyor. Ortalık sahte doktor, avukat, rektör hatta sahte üniversiteden geçilmiyor. Yanlış duymadınız sahte üniversite öğrencilerine diploma bile veren her şeyi komple sahte olan ve 400 mezun veren üniversite, sahte çıktı. Her şeyimiz sahte oldu artık. Mazhar Osman’lara o kadar ihtiyacımız var ki. Başkası için bir şey yaptığımızda bunu kendimize mutluluk olarak görmeye başladığımız, birinin sıkıntısına el attığımız zaman insan olabileceğimizi idrak ettiğimiz zaman düzelecek her şey. Çünkü İNSAN OLMAK BİR İDDİADIR ve herkes bu iddiayı ispatlamak zorundadır. İspatlayabilen o kadar az ki bu da insanlıkla ilgili umutlarımızı azaltıyor.
Evrende sonsuz olan bir şey var, o da bilgidir. Onun ne kadarını alabilirseniz, o kadar mutlu ve uzun yaşarsınız unutmayınız. Hayatımıza ışık olmuş Mazhar Osman’ları örnek alarak yaşamamız ve topluma fayda sağlamamız dileğiyle…
Dursun Uzun, Gazeteci/Yazar DANIŞMAN
Not: Yorumlarınızı 0533 265 75 63 whatsapp hattına veya [email protected] adresine bırakabilirsiniz. Telefonla arayanlara cevap vermiyorum bilginiz olsun.
0 notes
Text
ATAŞEHİR OTEL, ZİRKON SUİT OTEL,
Ataşehir, İstanbul‘un Anadolu yakasında bulunan bir ilçedir. İstanbul’un doğu yarısında, Kocaeli Yarımadası‘nın batı kısmında yer alan ilçenin denize kıyısı yoktur. 2008 yılında Kadıköy, Kartal, Ümraniye ve Üsküdar‘dan bâzı mahallelerin içine katılmasıyla ilçe statüsü kazanarak, İstanbul’un 39 ilçesinden biri olmuştur. Güneybatıdan Kadıköy, batıdan Üsküdar, kuzeyden Ümraniye, doğudan Sancaktepe ve güneydoğudan Maltepe ilçeleriyle çevrilidir.İlçenin 2022 itibarıyla nüfusu 423.127’dir ve 17 adet mahalleye
sahiptir.
İnşaat şirketlerinin Ataşehir’in batı tarafındaki arazilerin uygunluğundan dolayı konut ve ofis projelerini bu bölgede gerçekleştirmesiyle Batı Ataşehir kavramı ortaya çıkmıştır. Varyap Meridian, Uphill Court gibi yapılar ilçenin batı kısmında bulunmaktadır. Ayrıca 2012 yılında kurulan Ülker Sports Arena da Batı Ataşehir’de yer almaktadır.
Ataşehirdeki zirkon suit otel, Sizlere en uygun otel, hizmetini En iyi fiyatlarla sunmaktadır. Zirkon Suit Otel bulunduğu konum itibariyle, Hastane lokasyonlarına, Finans Merkezine, Boğaz Köprüsüne, Kadıköy, ‘e, Maltepe’ye, çok yakındır.
REZERVASYON İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
KADIKÖY OTEL, ZİRKON SUİT OTEL,
Kadıköy‘ün tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Kuruluş tarihi olarak M.Ö. 675 yılı kabul edilir. M.Ö. 1000 yılları civarında Fenikeliler tarafından Fikirtepe’de çeşitli kaynaklarda Harhadon adıyla anılan bir ticaret kolonisi oluşturulduğu bilinmektedir. Fikirtepe’ deki ilk yerleşmenin karşısında Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında Halkedon (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşme daha oluşur. Halkedon (Kalkedon) bu dönemde Apollon Tapınağı ile ün salar. Haydarpaşa Çayırı ise Halkedonlular tarafından at yarışları için kullanılır. M.Ö. 658’de Sarayburnu’na yerleşerek Bizans şehrinin nüvesini atan Bizans, yörenin güzelliğine hayran kalır ve bu güzel yer dururken karşı tarafta (Kadıköy’de) yerleşen insanları körlükle vasıflandırarak, Kadıköy’ü “Körler Diyarı” olarak adlandırır. Bu sebeple çeşitli kaynaklarda bu adla da anılmıştır.
atasehir-otel
İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmet Halkedon’u, meşhur Nasrettin Hoca’nın kızının torunu olan ilk İstanbul Kadısı Celalzade Hızır Bey’e verir. Buna izafeten yerleşme adının da Kadıköy olarak değiştiği söylenir.Kadikör otel, konumuna 15 dakika mesafededir. 18. yüzyıl, özellikle Lale Devri boyunca Kadıköy çevresinin mesire yeri olarak öneminin attığı bir dönem olur. Haydarpaşa, Yoğurtçu, Moda ve Kuşdili çayırları ile Uzun Çayır halkın rağbet ettiği gezinti alanlarıdır. 18. yüzyılda o zamana kadar Türklerin ve Rumların yaşadığı Kadıköy’e Ermenilerin de yerleşmeye başladığı görülür.Kadıköy ve çevresi 19. yüzyılın ikinci yarısında kararlı bir gelişme göstermeye başlar. Selimiye Kışlası ve Hardarpaşa Askeri Hastanesi gibi önemli yapıların inşasıyla asıl gelişmeler başlar. Bu gelişmeleri takip eden diğer iki önemli olgu da şunlardır: Şehir içi vapur işletmeciliği ve Haydarpaşa-İzmit demiryolunun açılması.
19. yüzyılın sonlarına doğru Moda çevresinde gayrimüslim ve Levantenlerin yerleşmeye başladıkları gözlenirken, Göztepe, Erenköy, Bostancı çevresinde de II. Abdülhamid döneminin (1876-1909) önde gelen devlet görevlilerinin geniş araziler içinde köşkler yaptırdıkları görülür. Fenerbahçe’ye doğru da varlıklı Levanten ve gayrimüslimler geniş araziler satın alarak sayfiye amaçlı köşkler inşa ettirirler. 1892’de Hasanpaşa Gazhanesi’nin yapılmasıyla havagazına, 1894’te şehir suyuna kavuşan Kadıköy’e 1928’de elektrik gelir. Kadıköy’de kurulan Onuncu Belediye Dairesi’nin ilk başkanı Osman Hamdi Bey olur.
Kadıköy en uygun otel, kadıköy otel, kadıköy apart, kadıköy otelleri, konumlarına yakınlığı olan Zirkon Suit Otel Önemli Bir konumda Yer Almaktadır.
REZERVASYON İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
MALTEPE OTEL, ZİRKON SUİT OTEL,
İlçede Akdeniz iklimi özellikleri görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışlar yağışlı ve serindir. İlkbahar serin ve yağışlı, sonbahar ılıman ve yağışlıdır. En çok esen rüzgarlar poyraz ve lodostur. Lodos deniz fırtınası yapar, kışın keşişleme ve kıble rüzgarları da eser. Yıldız ve karayel rüzgarları fırtına getirir. İlçe topraklarının doğal bitki örtüsü ormandır. Orman olmayan yerler makiler ve otsu bitkilerle kaplıdır. Günümüzde düzlük alanlardaki bağ ve bahçeler, tepelerin yamaçlarını saran yeşil ormanlar azalmış, tarla ve otlakların yerine yerleşme alanları, iş yerleri, atölyeler ve fabrikalar kurulmuştur.
REZERVASYON İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
#günlük kiralık#günlük kiralık daire#hotel#otel#turizm#ataşehir otel#kadıköy otel#maltepe otel#içerenköy otel#bostancı otel#kozyatağı otel#üsküdar otel#ataşehir günlük kiralık#kadıköy günlük kiralık#maltepe günlük kiralık#bostancı günlük kiralık#içerenköy günlük kiralık#kozyatağı günlük kiralık#yenisahra günlük kiralık#ataşehir#kadıköy#üsküdar#maltepe#bostancı#içerenköy
0 notes
Text
İlişkiniz evliliğe mi gidiyor? İşte ilişkinizin evliliğe giden yolda olup olmadığını gösteren 7 belirti! Yılın en romantik zamanı olan ‘Sevgililer Günü’ yaklaşıyor. Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, partnerinizi daha yakından anlamanın bazı yolları olduğunu söylüyor. İlişkinizi daha da derinleştirecek ve birlikte geçireceğiniz bir ömür için adım atmanıza yardımcı olacak bazı işaretler olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bir ilişki evliliğe gidiyorsa gelecek planlarına sizi dahil ediyordur.” dedi. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, bir ilişkinin evliliğe gidip gitmediğini anlamanın yol haritasını çıkardı. İŞTE O HABERİN AYRINTILARI... https://www.fisiltihaberleri.com/haber/iliskiniz-evlilige-mi-gidiyor-iste-iliskinizin-evlilige-giden-yolda-olup-olmadigini-gosteren-7-belirti-10283.html
#ilişki #aşk #istanbul #ankara #psikoloji #sevgi #psikolog #terapi #tbt #aile #terapist #turkey #sevgili #insan #mutluluk #iletişim #love #hayat #beşiktaş #ailedanışmanı #çiftterapisi #beautiful #ilişkiler #değişim #enerji #ülkücü #transformation #farkındalık #reading #psk
0 notes
Text
Yengeç Sepeti Sendromu Nedir? Yengeç Sepeti Sendromunun sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını gösterdiğini ifade eden uzmanlar, sendromla b...
0 notes
Text
Yengeç Sepeti Sendromu Nedir? Yengeç Sepeti Sendromunun sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını gösterdiğini ifade eden uzmanlar, sendromla b...
0 notes
Text
Yengeç Sepeti Sendromu Nedir? Yengeç Sepeti Sendromunun sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını gösterdiğini ifade eden uzmanlar, sendromla b...
0 notes
Text
Yengeç Sepeti Sendromu Nedir? Yengeç Sepeti Sendromunun sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını gösterdiğini ifade eden uzmanlar, sendromla b...
0 notes
Text
Yengeç Sepeti Sendromu Nedir? Yengeç Sepeti Sendromunun sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını gösterdiğini ifade eden uzmanlar, sendromla b...
0 notes
Text
E-sigaralar uzun vadede kalıcı hasar oluşturabilir!
https://pazaryerigundem.com/haber/193385/e-sigaralar-uzun-vadede-kalici-hasar-olusturabilir/
E-sigaralar uzun vadede kalıcı hasar oluşturabilir!
E-sigaralar da geleneksel sigara gibi yanma olmadığı için daha güvenli olduğu algısının oluştuğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, e-sigaraların kanserojen etkisi henüz tam olarak anlaşılmamış olsa da, elde edilen verilerin tamamen risksiz olmadığına vurgu yaptı.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, Kasım ayının ‘Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’ olması dolayısıyla, gençler arasında giderek yaygınlaşan elektronik sigaraların akciğer kanseri üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
E-sigaraların, sıvı halde bulunan nikotini ve çeşitli aroma verici maddeleri ısıtarak buhar formuna dönüştürüp, kullanıcının solumasına olanak tanıdığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Bu sıvılarda genellikle propilen glikol, gliserol ve çeşitli aromalar bulunur. Isıtma işlemi sırasında bu maddeler formaldehit, akrolein ve asetaldehit gibi kanserojen kimyasallara dönüşebilir. Bu kimyasallar, özellikle akciğer dokusunda tahrişe neden olarak inflamasyon sürecini başlatır ve bu da astım, bronşit gibi kronik rahatsızlıklara neden olabilir.” dedi.
Isıtma işlemi sırasında ortaya çıkan toksik bileşiklerin, uzun vadede akciğer dokusunda kalıcı hasar oluşturabileceğine ve hücre DNA’sında değişiklikler yaparak kanser riskini artırabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “E-sigaraların içerdiği bu kimyasalların uzun vadeli etkilerini anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekse de şu ana kadar yapılan çalışmalar, solunum yollarında ciddi hasarlara yol açabileceğini ortaya koyuyor.” uyarısında bulundu.
PASİF İÇİCİLİK DE SOLUNUM YOLU HASTALIKLARINA ZEMİN HAZIRLAYABİLİR
E-sigara buharında bulunan kanserojen maddelerin hem kullanıcıyı hem de çevredeki insanları etkileyerek kanser riskini artırabileceğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “E-sigara kullanıcıları dışında, çevredeki bireylerin de bu kimyasallara maruz kalması, özellikle kapalı ortamlarda ciddi bir halk sağlığı problemi yaratır. Pasif içicilik yoluyla maruz kalınan bu kimyasallar, akciğer kanseri riski yanında astım, bronşit ve diğer solunum yolu hastalıklarına da zemin hazırlayabilir. Bu kimyasallar ayrıca, bağışıklık sistemi üzerindeki etkileriyle vücudun kanser hücreleriyle mücadelesini zorlaştırabilir.” dedi.
Geleneksel sigaraların, yanma işlemi sırasında ortaya çıkardığı binlerce kimyasal ve kanserojen madde nedeniyle akciğer kanseri riskini doğrudan artırdığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, şunları kaydetti:
“E-sigaralarda yanma olmadığı için bazı araştırmacılar tarafından daha güvenli olarak lanse edilse de, bu cihazlar kanser riskini ortadan kaldırmaz. E-sigara buharında da akciğer dokusuna zarar verebilecek kimyasallar bulunur. E-sigaraların kanserojen etkisi henüz tam olarak anlaşılmamış olsa da, elde edilen verilere göre geleneksel sigaralara kıyasla daha düşük risk taşıyor gibi görünse de tamamen risksiz olmadığına işaret ediyor. Geleneksel sigaralarda yer alan yüksek seviyedeki toksik kimyasalların yanında, e-sigaralarda da çeşitli aromalar ve kimyasallar bulunur. Bu kimyasalların bazıları kansere yol açabilecek özelliklere sahiptir ve uzun vadede sağlığa zarar verebilir.”
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Tiryakilerde Kasık Fıtığı Riski Daha Yüksek
Kasıt Fıtığı neden oluşur ? Uzmunlar sigara içenlerde kasık fıtığı görülme olasılığının daha yüksek olduğunu ifade ediyor. Uzun süre ayakta durmak, obezite, kronik kabızlık ve ağır egzersizler de kasık fıtığına yol açıyor.Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, kasık fıtığı hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kasık Fıtığı Nedir?
Kasık fıtığı, kasık bölgesinde, tek taraflı veya çift taraflı şişlik, hassasiyet veya kabarıklık gibi belirtilere yol açan bir hastalıktır. Bazen, kişi bölgede baskı hissi veya rahatlama hissi yaşar, bu da kasık fıtığı şüphesini uyand��rabilir. İlerleyen durumlarda, bu şişlik testislere doğru yayılabilir ve bağırsaklarda sıkışırsa kabızlık atağı gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca, kaslarda şişkinlik ve karın ağrıları da ortaya çıkabilir.
Kasık Fıtığı Çeşitleri
Doğumsal Kasık Fıtığı: Kanalın genişlemesinden kaynaklanır ve iç organların fıtık kesesine doğru hareket etmesine neden olabilir. Bu durumda, fıtık kesesine bağırsaklar veya yağlı dokular girebilir. Sonradan Gelişen Kasık Fıtığı: Kas tabakasında veya karın duvarındaki zayıflıktan kaynaklanır. Zayıflık, doğum, kilo fazlalığı, kronik kabızlık, ağır egzersizler, obezite, yaşlanma, sedanter yaşam tarzı ve bazı bağ doku hastalıkları gibi faktörlerden kaynaklanabilir. Hamilelik dönemi de kasık fıtığı riskini artırabilir. Ayrıca, ağır işlerde ayakta uzun süre kalanlar ve sigara içenlerde de kasık fıtığı riski artabilir.
Kasık Fıtığı Belirtileri
Bölgede şişlik Zaman zaman kramplar ve hassasiyetler Cinsel ilişkide ağrı Yaşam kalitesinde düşüş
Kasık Fıtığı Tedavisi
Kasık fıtığı, kasık bölgesindeki bir yırtık veya kanal genişlemesi nedeniyle oluştuğu için cerrahi tedavi gereklidir. Aksi takdirde, bağırsakların bu alana girmesi ve düğümlenme gibi istenmeyen komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Teşhis ve Tedavi Kasık fıtığı, genellikle fizik muayene ile teşhis edilir. Bazen, ultrason tetkiki kullanılarak da tanısı konulabilir. Tedavi ise cerrahi müdahale ile gerçekleştirilir. Fıtık boşluğuna bağırsakların girmesi durumunda acil cerrahi müdahale gereklidir. Sigara İçenlerde Dikkat Sigara içmek, kasık fıtığı riskini önemli ölçüde artırır. Bu nedenle, sigara içen kişiler kasık fıtığı belirtilerini gözlemlemeli ve gerekli müdahaleyi yaptırmak için bir uzmana başvurmalıdır.
Uzun Süre Ayakta Durmak, Obezite ve Ağır Egzersizler de Risk Faktörü
Ağır işlerde ayakta uzun süre kalmak, obezite ve ağır egzersizler de kasık fıtığı riskini artıran faktörler arasındadır. Bu risk grubunda yer alan kişiler de kasık fıtığı belirtilerine karşı dikkatli olmalı ve gerekli önlemleri almalıdır. Kaynak :Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Read the full article
#elazığsondakika#elazığhaber#ensonhaber#güncelhaber#SonDakika#sondakika#sondakikahaber#elazığhaberleri#GüncelElazığHaberleri
0 notes
Text
0 notes