#üşendim galiba
Explore tagged Tumblr posts
Text
#bunlara da hiç digital art falan etiket atmıyorum#üşendim galiba#bir ara toplu düzenlerim jfgkdfgjfd
6 notes
·
View notes
Text
Bu gece aşka dair şeyler yazmak gelmiyor içimden. Tüm şehirden siktir yemiş gibiyim. Kafamda tonlarca gürültüyle eve gelebildim. Merdivenler büyüyor gözümde. Arabayı çapraz park ettim, umrumda değil. Asansörün tuşu bozulmuş. Geçen ay da biri bira şişesi kırmıştı. Burcu burcu kokuyordu. Galiba farkındalığım çoğaldı. Fener berabere kaldı. Yarım kilo kabak çekirdeği yedim stresten. Dilim yara oldu. Duş almaya üşendim yıllar sonra. Yinede aldım. Çalar saatin pili zayıflamıştı, yenisini almayı unuttum. İnşallah sabah uyandırabilir. Bu unutmalar rahatsızlık boyutuna geliyor artık. Yeni tanıştığım bir arkadaşımdan trip yedim. Şimdi balkondayım. Bir sigara daha içip uyumayı planlıyorum. Fotoğrafına 2 saattir bakmıyorum. Fevri hareketlerim var. Şehri izlerken bir olaya karışsam mı? Düşüncesi geçti içimden. Salakça diyip geçtim. Bu yazıyı düzenlemeye bile tahammülüm yok. O yüzden mazur görün bu gece beni. Bir ara düzenlerim.
Ve sen yokken de hayat devam ediyor diye kendimi kandırmak istiyorum. Hepsi bu.
2 notes
·
View notes
Text
Bloğumu biraz temizlemem lazım galiba bir sürü saçma şeyler yazdım ya da silmekle uğraşamam yaa çok üşendim ,kalsın şimdilik belki bir ara üşenmeyip temizlerim
4 notes
·
View notes
Text
bu sabah çok bilge birisi olarak uyandım diyordum ama sonra farkettim ki öğleden önceki bir iki saat benim kafa hep zehir buna benzer bir post üç sene önce yazdığımı hayal meyal hatırlıyorum arşive gitmeye üşendim şimdi ama galiba artık yavaş yavaş kendimi çözüyorum
4 notes
·
View notes
Note
16- derdini anlatacağın biri varmı?
17-kaç tane grubun var?
18- hangi gruplardasın?
19-kaç takipçin var?
20-kaç kişiyi takip ediyorsun?
21-en son aldığın ss at
22-en çok beğendiğin blog?
23- bildirimini açtığın blog varmı?
24- en çok kullandığın kelime?
25- kaç tane taslağın var?
Oha
Var @caki-farukk
Tumblr grubuysa benim grubum yok ama 2 grupta varım
Bu nasi soru aw
Geçen hafta 2k oldum 2100 falan galiba şuan öyle bişi
Şimdi bakmaya üşendim 250-300 kisidir
En son aldığım SS :
Ecmelin videosundan kenardaki şeyi almak için SS aldım wmxuxks
En çok beğendiğim blog yok ekxysk
Yok
Genjler , babuş
12-13 tane
38 notes
·
View notes
Text
Akşam nişana gidicem ama şu an kıyafet seçmeye çok üşendim ve gözüm mikrop kapmış galiba
12 notes
·
View notes
Photo
Hayallerimden bahsetmek istiyorum biraz aslında ilk buraya kayıt olduğumda yapabileceğim en fazla bir söz yazmak olarak düşünmüştüm ama içimi dökebileceğim dijital bir kağıt sayfası gibi düşünmemiştim şu anda öyle görüyorum ve bu sayfaları doldurmak istiyorum şimdi de biraz hayallerimden bahsetmek istiyorum sabah bugünün güzel bir gün olacağını söylemiştim olmadı hislerimde yanılmışım ama belli olmaz tabii ki dahaa üşendim saymaya ama daha var 00:00′a o arada burada size biraz hayallerimden bahsedeyim ben mesela çok başarılı olmak istiyorum her şeyde işte , aşkta , el becerilerinde içimden bir his bana sanki güçlüsün diyor ama ben o güce layık olamıyorum içimdeki o ses beni terk etmiyor da vazgeçmiyor bana gaz vermekten ne zaman düşsem birini sevmem bundan sonra diyorum seveceksin diyor başarılı olamam diyorum olacaksın diyor ama son söz benim sözüm galiba ki dediklerim oldu başarılı olamadım ama bir gün olacağım en büyük hayalim şu anda iyi bir iş kurmak ve beni seven birisiyle karşılaşmak aslında ikisi de kadere bağlı bir şey belki de ama bilmiyorum ya neyse bugünlük son yazım olabilir biliyorum beni çok özleyeceksiniz ama ne yapalım beklemeyi öğreneceksin sevgili okur :)
1 note
·
View note
Text
Sellaaaaam. Ben geldim bayyaa bir zaman oldu galiba ama gelmeye üşendim walla. Maça kızı8 diye bir kitap okuyorum. Cidden kaliteli bir kitap. Beğendim kendisini. Bayada bir söz yazdım defterime sayesinde. Neyse işte canım fena halde sıkılıyo... Yapıcak çok şey var ama o istek bende yok maalesef. Bir kaö gündür canım bir şeyler çekiyo ama çok amaçsızca oluyp bu BEN ACI SEVMEM AMA ÇİĞKÖFTE İSTEYİP DURUYORUM. Öyle işte. Hayat geçiyo bir şekilde. Umatım okulda falan kalmam. Annemlerin ağzıma etmesini istemem çünkü. Ben gidiyom biraz evde dolaşmaya karar verdim de.
Gud baaaay
1 note
·
View note
Note
107,103,91,82
Önce biraz ağzını ararım sonra da niye yaptığını sorarım,psikolog,yok galiba,düşünmeye üşendim
3 notes
·
View notes
Note
safa isminin sefadan anlam olarak bi farkı varmı biliyosan söyle googlelamaya çok üşendim ğaöxğwçdşwşşdöwlf ismin çok ii bu arada:'
yok galiba Safanın değişime uğramış hali diye biliyorum amaa yanlış bilgi vermek istemiyorum
4 notes
·
View notes
Note
yolculuğu işleyen japon yapım bir romantik film yazmışsın ya bunun adı ne bi izlemek istedim asdfghjklşi
Allah inandırsın ölü gibiyim ve çok üşendim. Dün akşam durum değerlendirmesini abartmışım biraz , sinir edici saçma şeyler de vardı her şey de vardır galiba çocuğun kız ölmesin diye yüz kez zamanı geriye sarması falan ilgimi çekmişti zamanı müzik plağıyla geri alıyordu , birde söyledikleri şarkıların sözleri çok hoştu , kız çocuğun zamanda yolculuk yaptığını farkedince şaşırdı sonra beraber kız yurt dışına gitmeden önce ki yaza dönüp sevgili oldular vs kız öldükten bir zaman sonra her şeyin yaşandığını hissetti falan çocuğun ölmesin diye zamanı geri sarıp durduğunu anlad�� duydu kızdı dedi sal beni artık ölmek istiyorum kaçarı yok çocuk da saldı son günlerini güzel geçirdiler sonra kız öldü bu , arkadaşlarının hayatlarını vs de değiştirdiler arkadaş gruplarından bir çocuk esas kızdan hoşlanıyordu hooop bizim zamanı geri alan bey geldi zamanı geri aldı çocuğu başkasına kakaladılar bunlar beraber oldular herif kız ölmesin diye zamanda geri dönüp dönüp deli gibi fizik çalışıyor araştırıyor falan bazı kısımlarda üzülmedim değil
3 notes
·
View notes
Text
ya deşte gördüm de doğum gününmüş galiba kutliyim de hayır olsun :d tanımıyorum da seni şimdi bloguna girmeye üşendim dgko caniim @fevkaladeyim
3 notes
·
View notes
Note
Şiplemenin ne demek olduğuna internetten bakmaya üşendim :d galiba sonsuza dek bilmiycem
yakıştırmak işte ya
2 notes
·
View notes
Text
Tramvay Durağı isimli bir gözlem çalışması yapıyordum instagramda bir ara takip edenler bilir. Nedense bugün tramvay durağından (Kayseri Cumhuriyet Meydanı Durağı) kilometrelerce uzakta (Akdeniz' in bir yaylasında) olmama rağmen yazasım geldi. İşte 12. bölüm İSİMSİZ DURAK...
.
Tavanın tam ortasındaki avizeden şiddetle vuruyor ışık. Bakışım bulanıyor göz kapaklarım sendeliyor ve kapatıyorum gözlerimi.
.
Üşendiğimden, henüz sözlük anlamına bile bakmadığım "Pandemi" adında bir süreç yaşıyoruz şu sıralar. Üniversitem, henüz alışmaya başladığım yeni şehrim, henüz sahiplenmeye başladığım sımsıcak arkadaşlıklarım, henüz hayranlığımın sevgiye dönüşmeye başladığı hocalarım... çok uzağımda kaldılar. Online eğitime mecburuz malum korona var. Ah ki tramvay duraklarım da orada kaldı.
.
Kapalı gözlerimi araladım ve hayal meyal gördüğüm isimsiz bir duraktan yazıyorum size. Önceki bölümlerde olduğu gibi kimsesiz sokak çocuklarından, alışveriş çantalarını güçlükle taşıyan kırmızı bereli sarışın bir anneden, parkta karşılaştığım ihtiyar bir amcanın torunuyla oynadığı oyunlardan ya da şiddet gören bir kadından söz etmeyeceğim. Cami kubbesini mekan tutan güvercinlerin Türk bayrağının dalgalanışıyla ritim tutarcasına kanat çırpışlarını da daha önceden biliyorsunuz zaten.
Şimdi neler mi görüyorum? Önümde uçsuz bucaksız bir tarla var. Kupkuru. Otları sarı, başındaki güneş sarı. Tarlada çalışan işçilerin alnında tere dönüşen sıcak sarı. Toprak kahve sanki.
Burada geçen her saniye yorgunluk dolu. Tramvay ne gezer! Bir traktör geliyor karşıdaki yoldan. Sürücüsü genç bir kızcağız. Ayağında şalvar. Başında kundak yapılmış bir yazma. İğne oyası da allı morlu. Bir termos dolusu buz gibi suyla bir çıkın peynir ekmek zeytin getirmiş. Bekleyin!
.
Bu ses de ne? Tramvay mı? Tramvayın burada ne işi var? Sivas Caddesinden geçip meydana doğru ilerliyor. Peşinden koşuyorum. Çok hızlı. Yetişemeyeceğim galiba. Nefes nefeseyim. Hayır yavaşlıyor. Güvenlik görevlisi düdüğünü son ses öttürdü. Tramvay kendine has tuhaf bir edayla kornaya bastı. "Sarı çizginin gerisine" çekildi duraktakiler. Tramvayın kapıları açılıyor. Kim çıkacak içeriden? Bir genç kız çıkıyor. Ayağında şehirlilere has bir pabuç, yüzünde "terlemekten canın çıksa bile sus ve soluk alıp verme" diyen bir maske var. İndi. Bana doğru yürüyor. Yanımdan geçti şimdi ama beni fark etmedi. Traktör?
.
Köylü kızcağız kontağı kıvırıp atladı kızgın toprağa. Koyu mavi lastik ayakkabısı toza bulandı. Sağ eline suyu, sol eline çıkını alıp işçilere doğru yürümeye başladı. İşçilerden biri kızın geldiğini fark etti. Ellerini çarçabuk boynunda atılı olan yarı kirli havluya sildi. Kara şalvarının cebinden bir kibrit bir de çıra çıkardı. Kuru tarlanın tam ortasında endam gösteren ulu ağacın altına kadar yürüdü. Boynundaki havluyla bu defa alnını sildi. Gölge de ne serin ama be! Hafif bir meltem esti ılıktan hallice. Yanından yöresinden birkaç çırpı toplayıverip kaydı ateşi. Ateş kor, kor köz oladursun, köz çaydanlığına su kotarılmıştı bile.
.
Gözlerimi yeniden kapatıyorum. Bomboş bir durak var önümde. Dijital tabelada isim yazmıyor. Şu bana doğru gelen tramvayın şoför kabininde kimse yok. İçinde yolcu var mı acaba? İşte durdu. Kapılar açıldı. Size bahsettiğim iki genç kız yan yana iniyor tramvaydan. İki farklı dünyanın insanı! Maskeli olan gözleriyle gülümsüyor maskesiz olan al yanaklarıyla.
.
Aklına hemen "maske takmadığı için sağlık kurallarına uymadı onu hemen hapse atalım" gibi düşünceler gelen evlatlar! Bir sakin olun önce :) gülümserken maskeli olan kızımız tedbiri, maskesiz olan kızımız tedbirli olmanın sonucunu temsil ediyor olsun dedim.
Koronalı veya sağlıklı, bütün günlerimiz her ânımız kıymetli. Ne yaşıyor olursak olalım iyi günde kötü günde hep dost gönüllerimiz bir olsun. Ne "sosyal mesafe" ne de zaman giremesin aramıza. Sevgiyle yoğurulmuş dualarımıza katık edelim ümit aşlarımızı. Kimler utansın biliyor musunuz? Bizi kendi gönlümüzden, kendi insanımızdan kopardığını zanneden enayiler utansın.
.
Bir konudan yola çıkıp birkaç meseleye atıf yaptım bu yazımda. Her biriniz kendi ihtiyacınız olan kısmı anlayacaksınız. Benim de bütün bunları yazan kişi olarak hepsine ihtiyacım vardı galiba. İçimizdeki ortak manalarda buluşalım inşEllah.
.
Sonuna kadar okuyan evlatlar! Yazıyı uzun bulduğu için okumayan evlatlara selam söyleyin :) yoo hiç de üşenmiyormuş yazarken deyin :)
Saat şu an 00. 52 ve ben uyuklamaya başladım. Düzeltme yapmadan anlık yazdım bu yazıyı. Küçük detayları siz ekleyiverin zihninizden:) bak işte buna üşendim. Hiiç de yazamam şu an. Saat 00. 59 oldu. Hadi eyvallah.
.
FATMA ZEHRA AKYİĞİT
FZA
0 notes
Text
dashin sonu yok galiba o kadar gittim ve sonuna gelemedim ve daha fazöa gitmeye çok üşendim ama tahminen yabancı blogların postları vardır çünkü tb yi ilk indirdiğimde hiç kimseyi takip etmediğim için yabancı blogların gönderileri vardı
dashin sonuna gitmeye çalışıcam ve sondaki posta rb yapcam ödlfşdöf
#yani galiba öyle olması lazım#bunları yazarken her kelimeyi en az iki kere yazdım çünkü asla yazamıyorum döxöslfös
5 notes
·
View notes
Text
Sanatçılara Tapmak Günah mıdır?
Geçenlerde yukarıda gördüğünüz resmi gördüm ve üzerine düşünmem gerekti, o gördüğümüz koca koca resimleri, binaları, heykelleri ve mabetleri yapanlar, aslında sanatçılar. Bize tanrıyı çağrıştırması için yapılan her şey aslında bir sanatçının hayal gücünün eseri. Yani İsa'nın heykeli önünde diz çöküp dua eden kişi kime dua ediyor, İsa’ya mı yoksa o heykeli yapan sanatçıya mı? Bunu düşünürken aklıma başka bir resim geldi.
Bu fresk Michelangelo tarafından Sistin Şapeli’ne sipariş üzerine yapılmış, adı Adem’in yaratılışı, çıplak, küçük penisli olan adem ve beyazlar içindeki adam tanrıyı sembolize ediyor. Bu freskin muhteşem yanı kullanılan muhteşem teknik değil, kompozisyonun mükemmelliği değil, bu resmi muhteşem yapan şey tanrının olduğu kısımın tesadüf olamayacak kadar beyine benzemesi.
Bu resmi hatırlayınca Michelangelo ile aynı şeyi düşündüğümüzü anladım, bir sanatçı hikayeyi yazıyor, bir diğeri onu resmediyor, ötekisi onun için bir tapınak inşa ediyor, diğerleri ilahiler yazıyor, sesi güzel olanlar onları seslendiriyor ve tüm sanatçılar korkunç bir işbirliğiyle size yeni bir din veriyor. Üstelik parayı da sıkıcı işlerle uğraşan, sıkıcı insanlardan alıyorlar. Sonuç olarak Michelangelo’yu hepimiz tanıyoruz ama hamilerini ancak tarihçiler tanıyor. Ayrıca bazen Michelangelo’nun yaptığı gibi sizinle dalga geçiyorlar ve haberiniz bile olmuyor.
Son zamanlarda konuşulan sanatı aşırı kutsallaştırıyoruz galiba, tadında bir tartışma var sanat dünyasında. İşin komik yanı buna son yüzyılda başladık sanıyorlar. son yüzyılda değişen tek şey şu, sanatçılar artık aracıya bile ihtiyaç duymuyor, hayranlar onlara düpedüz tapıyor.
Tüm bunlar sanatçıların bize kurduğu bir komplodan mı ibaret, ne dersiniz?
Not: Terk edilmiş Tumblr köşelerinde, eskiden yazdığım imlası bozuk yazılarıma tekrar baktım ve düzeltmeye üşendim. Kusuruma bakmayın, gerçi buralarda kusura bakacak kimse kalmamış.
#Michelangelo beyin#Michelangelo beyin teorisi#adem'in yaratılışı#sanat#sanatçı#beyin#din#Sanatçılara Tapmak Günah mıdır?
0 notes