#üçlerkayası
Explore tagged Tumblr posts
Photo
👉@agurluk Üçlerkayası Gölü'nde muhteşem bir gündoğumu olduğunu söylüyor, onun için erken kalkıp bu anı yakalamak lazım. . . Follow👉 @kampingturkiye . . . #kampingturkiye #doğa #kamp #çadır #üçlerkayası #çadırkampı #seyahat #gezenbilir (Üçlerkayası Köyü Midas Krallığı) https://www.instagram.com/p/CFKh6b4D2-t/?igshid=17mxjmrf3lj1f
1 note
·
View note
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
Frigya'nın 3 bin yıllık tarihi mekanları
Frigya’nın 3 bin yıllık tarihi mekanları
Tarihi Frig Vadisi’nde yer alan Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesi Üçlerkayası köyü, çok sayıda tarihi mekanı ve peri bacalarıyla alternatif turizm rotası arayanların uğrak yeri oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Afyonkarahisar Valiliği bütçelerinden, İhsaniye ilçesindeki tarihi Frigya Vadisi’nin bulunduğu bölgeye yapılan yatırımlar her geçen gün artıyor. Birçok…
View On WordPress
0 notes
Text
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 7 akbaba zehirlenerek öldürüldü
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 7 akbaba zehirlenerek öldürüldü
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ve koruma altında tutulan kara akbaba türüne ait 4’ü dişi 7 akbaba, Afyonkarahisar’da ölü bulundu. Kuşların, yırtıcıları telef etmek için çevreye bırakıldığı düşünülen zehirli etleri yemesi sonucu öldükleri belirlendi. Olay, İhsaniye ilçesi Üçlerkayası köyü Keçili mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma…
View On WordPress
0 notes
Text
Merhaba yol! Sen ve ben asla ayrılmamalıyız!
Bir gece facebookta aylak aylak zaman geçirirken 2016’nın Mayıs ayında, bir gündoğumu konserinde tanıştığım Yaybahar isimli enstrümana ait bir etkinlik görüyorum. O konserden beri takipteyim, nedense içimde bir şeyler uyandıran bir enstrüman. 2-3 günlük bir etkinlik var, lokasyon Bursa civarı. İşlerimi yeni bitirmişim, mevsim çok güzel. Keyfim yerinde! Durabilir mi Feyza? Ne sandınız. Hemen rota beliriverdi kafamda. Armutlu’ya arabayla gidecektim, dönüşte de son iki yıldır bir türlü doğru koşulları yakalayamadığım için gidemediğim Bolu Yedigöller’e çevirecektim rotayı. Yol arkadaşımı kolundan tuttuğum gibi attım arabaya :)
Perşembe sabahı çıktık yola. İlk gün mola vermek gerek, yol uzun. İlkbaharda niyet edip, Meke Gölü civarında hala çok soğuk olduğuna karar vermiş, gitmekten vazgeçmiş ve Antalya’ya inmiştik. Hal böyle olunca mola denince aklımıza ilk Frig Vadisi geldi. Bu fırsat kaçar mı :)
Soğuk mu soğuk, evet, ama akşam karanlığı düşmeye yakın kendimizi Ayazini’ne kadar getirmiştik. İnternet araştırmamız sonucu Ayazini’nde Şefika Teyzeyi bulmamız gerekiyordu. E öyle de yaptık. Şefika Teyze Ege insanının o tatlı konuşma şekliyde karşımızda beliriverdi. Biz kadim kampçılar çadır kuracak yer bakınırken, sağolsun Şefika Teyzecim bize bahçesindeki çardağı gösterdi. Ellerimize battaniyeleri tutuşturdu, “Bir ihtiyacınız olursa kapıyı çalın muhakkak!” dedi ve gözden kayboldu. O gece misler gibi uyuduk.
Bilmeyenler için, FRİG VADİSİ, Afyon, Kütahya ve Eskişehir arasındaki bölgede, bundan 3bin yıl önce Friglerin yerleşim yeri olarak biliniyor. Bölge Kapadokya’yı andıran doğal oluşumlardan nasibini almış. Bu nedenler kaya evler, kaya mezarlar vadiye serpilmiş durumda. Frig Vadisinde trekking severler için rotalar mevcut. Frig yolu totalde 506 km uzunluğa sahip ve kampçılar için bir cennet.
Sabahın erken saatinde kaşife keşif gerek dedik, başladık yürümeye. Vadi henüz turist akınına uğramadığı için doğa hala oldukça bakir. Ayazini Köyü de küçük ama kendine has bir duruşu var. Hem Ege havasını, hem Anadolu havasını yansıtıyor. Her yerde dağdan gelen sular akıyor. Avdalas Kalesi’ni ziyaretimizin ardından asfaltta yürümeyi sevmeyen biz, vadi içerisinden bir dönüş yolu tutturduk. Vadide burnunuza çalınan çeşit çeşit ot kokuları sabahın erken saatlerinde sizi mest edecek cinsten. Vadinin sonunda Ayazini Kilisesi önünden köye çıktık. Şefika Teyzenin Yeri’nde bizim için hazırlanmış kahvaltıyı bir güzel mideye indirip arabaya atladık. Zamanımız dar ama görülecek yer fazla olduğundan, listede birkaç yer işaretleyip başladık keşfe.
ÜÇLERKAYASI tam da adında olduğu gibi, Üçlerkayası Köyü’nde, Afyon’a bağlı İhsaniye İlçesinde yer alıyor. Köyde bir tur atıp devam ediyoruz.
ASLANKAYA Üçlerkayası Köyü’nün kuzeyinde Emre Gölü’nün hemen yakınında konumlanmış bir anıt mezar. Yakınına gittiğinizde Aslan kabartmasını görebilirsiniz.
Vadi doğaseverlere çok cömert davranıyor. Daha uzun bir sürede daha derinlikli keşfedeceğime dair kendime söz veriyorum ve akşam başlayacak etkinliğimiz için ara vermeden yola koyuluyoruz.
İNEGÖL’den geçip de köfte yemeden olmazdı tabi. Hızlıca bir köfte tadımı yapıyoruz Orhan’da…
GEMLİK Körfezi’ni geçiyoruz. Sağlı sollu zeytin ağaçları, o güzelim yeşil rengiyle gözlerimi boyuyor. Bir yanım Marmara Denizi, yol boyunca zeytin güzelliği ile gün batımında yaklaşıyoruz Armutlu’ya. Durup bu anı taçlandırıyoruz arabadan gelen Seyyah parçasıyla.
ALİŞLER Yurdu, Armutlu Beldesine bağlı Alişler Köyü’nde yer alıyor. Medeniyetten ayrı ancak çok da uzak konumlanmamış olan yurtta bizi gülümseyen insanlar karşılıyor. Hemen girişte yapılmış olan domu görünce yüzümde bir gülümseme belirdi :) Bu mekan sıcacık!
2 notes
·
View notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/frig-vadisinin-buyulu-patikalari.html
Frig Vadisi’nin büyülü patikaları
UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Frig Vadisi’nin güneybatı koridorlarını keşfetmek üzere Afyonkarahisar’dayım. Türkiye’deki en gözde kültür rotalarından biri olan Frig Yolu, aslında tek bir vadiden ibaret değil. Afyon-Eskişehir-Kütahya ve Ankara arasında 506 kilometrelik büyülü yollar ağının toplamından söz ediyoruz. Devasa kaya bloklarına yaptıkları kabartmalar, yazıtlar ve desenlerle insanlığa çok önemli motifler armağan eden Frigler, pek çok müzik aletinin ve çengelliiğnenin mucidi. Friglerin ünlü isimlerinden biri, hayvan masallarının efsanevi babası Ezop.
Melih Uslu
Antik Kral Yolu’nda
Afyon’un meşhur kaymağının zenginleştirdiği mükellef bir kahvaltıdan sonra doğal açık hava müzesi görünümündeki tarihi Frig Vadisi yürüyüşü için hazırım. Frigya’nın kalbi Göynüş Vadisi’ne Afyonkarahisar- Eskişehir karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) saptıktan sonra, yaklaşık 2 kilometrelik bir yolculukla ulaşıyoruz. Sabahın erken saatleri, güneş pırıl pırıl… Antik Kral Yolu’ndan Kibele anıtlarıyla dolu dağlık iç kesimlere uzanıp Aslantaş’ta sona erecek olan yaklaşık 12 kilometrelik yürüyüşümüz eğlenceli başlıyor. Parkurun zorluk derecesi 2 (orta). Yüksek duvarlarında Friglerin kağnı arabalarından kalma derin izlerin olduğu gibi görülebildiği dar bir kaya oluğunun içinden geçip masalsı bir vahaya açılıyoruz. Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağaralar ve peribacalarıyla dolu.
Vadi, kol gücüyle oyulmuş yerleşim alanları, kaya kiliseleri, mezarlar, tapınaklar, irili ufaklı mağara ve peribacalarıyla dolu. Fotoğrafçılar için tam bir cennet.
Büyülü coğrafya fotoğrafçılar için tam bir cennet. Burada kendimi başka bir gezegene gelmiş gibi hissediyorum. Frig Yolu’nda, kayaların ve ağaç gövdelerinin üzerinde periyodik aralıklarla sıralanan kırmızı-beyaz parkur işaretlerini takip ederek ilerliyorum. Türkmen Dağı’nın tüfleriyle örtülü Frig Vadisi’ni kaplayan ve yaşları yaklaşık 14 milyon yıl olan kayalara Ana Tanrıça Kibele kültüne ait çeşitli kabartmalar işlenmiş.
Emre Gölü
Onlardan biri olan Büyük Kapıkaya Anıtı, Döğer kasabası yakınlarındaki Üçlerkayası Köyü’ne uzanan engebeli arazide karşıma çıkıyor. Yekpare bir kaya parçasının batı yüzü kesilerek yapılmış bir yol üstü açık hava tapınağı bu. Kayanın yapısı gevşek olduğu için üstteki üçgen çatı bölümü erimiş ve ön yüzde açılan bir niş içerisine Tanrıça Kibele’nin ayakta duran kabartması yapılmış. MÖ 7’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu anıtın önünde, Kibele onuruna düzenlenen törenler için yapılmış bir sahanlık var. Kare planlı nişin içine yerleştirilen Kibele kabartması, 1990’lara kadar buradaymış.
Göl kenarındaki kafeden buz gibi ayranlar.
Maalesef defineciler çalmış. Yine de görülmeye değer. Yürüyüşümüzün devamında karşımıza çıkan şaşırtıcı kayaları, insanlara ve nesnelere benzetme oyunuyla yolumuza devam ediyoruz. Yükseklikleri yer yer 10 metreye ulaşan dik kayalar eşliğinde, rotamızın üzerindeki en görkemli Frig kaya tapınağı olan Aslankaya Anıtı’na varıyoruz. İlk bakışta sıradan bir kaya parçası gibi görünen Aslankaya, biraz dikkat edildiğinde insanı şaşırtıyor. Yan yüzeydeki devasa aslan figürü, etkileyici boyutlarda. Geometrik kabartmalarla süslü ön cephesiyle dönemin taş işlemeciliğinde ulaşılan noktayı gösteriyor. ‘A.R.O.G’ filminin çekildiği tarihi kaya yerleşimini gördükten sonra, güneşin sıcak yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladığı öğle saatlerinde Emre Gölü kıyısında mola veriyoruz. Doğal bir film platosunu çağrıştıran bölge, aynı zamanda akşam çadır kampı kuracağımız yerin ta kendisi. Afyon’a 50 kilometre uzaklıktaki göl, Frig Vadisi’ni keşfetmeye gelen gezginler için keyifli bir dinlenme adresi. Bölgede yapılan yatırımlarla Frig Medeniyet Bahçesi’ne dönüştürülen Emre Gölü, yeni konseptiyle alternatif turizme yelken açıyor.
Balonla gezinti de var
Gölün huzurlu kıyısındaki kır kahvesi panoramik bir seyir imkânı sunarken, Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas’ adlı kayık, isteyenleri gölde gezintiye çıkarıyor. Arzu edenler sıcak hava balonuyla vadinin dev bir karınca yuvasını andıran coğrafyasını kuşbakışı izleyebiliyor. Moladan sonra Kayıhan’daki Göynüş Vadisi’nin heyecan verici köşelerinden biri olan Maltaş’a yaklaşıyoruz. Yakın zaman önceye kadar küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dinlendirildiği bir açık hava ahırı olarak kullanıldığı için yöre halkı tarafından bu isimle adlandırılan Maltaş, Frig tarzı tipik bir tapınak cephesi aslında. Artık rotamızın finaline doğru yaklaşıyoruz. Yere saplanmış balta taşlarını anımsatan dev sivri kayalarla çevrili ilginç eskiçağ yerleşiminin yolları, vadi boyunca kayalara oyulmuş onlarca Frig eserini saklıyor. Maltaş’a yaklaşık 500 metre mesafede iki önemli Frig eseri daha bizi bekliyor. Anıtsal nitelikte iki mezar odasına sahip Yılantaş bunlardan biri. Konuklarına mitolojik hikâyeler fısıldayan karmaşık bir kaya ormanının kıyısındaki anıtın doğusunda, aynı kayalıkların devamındaysa Aslantaş var. Kapı boşluğunun her iki yanında ayağa kalkmış, karşılıklı iki heybetli aslan ve ayaklarının altında birer yavru aslan kabartmaları var. Önemli bir Frig kralının mezarı olduğu düşünülen Aslantaş’ın, MÖ 7’nci yüzyılda yapıldığı sanılıyordu. Oysa araştırmalar, bu kaya mezarının geçmişinin çok daha eskiye uzandığını ortaya çıkarmış. Güneş batarken Kral Midas’ın sırrını kuyuya fısıldayan Frigyalı berberin “Midas’ın kulakları eşek kulakları” cümlesini tekrarlayıp bu büyülü coğrafyaya veda ediyorum. Tekrar gelmeye söz vererek…
0 notes
Text
Üçlerkayası İlköğretim Okulu
http://dlvr.it/NbfF2b
0 notes
Text
Gözyaşları içinde kütüphane açılışıİhsaniye ilçesinde Şehit Ar Ramazan Sancak Kütüphanesi törenle açıldıAnne Fatma Sancak konuşma yaptığı sırada gözyaşlarını tutamadıİhsaniye Kaymakamı Semih Doğanoğlu;"Tarihi şehitler ve gazilerle dolu bir milletiz"
Gözyaşları içinde kütüphane açılışıİhsaniye ilçesinde Şehit Ar Ramazan Sancak Kütüphanesi törenle açıldıAnne Fatma Sancak konuşma yaptığı sırada gözyaşlarını tutamadıİhsaniye Kaymakamı Semih Doğanoğlu;”Tarihi şehitler ve gazilerle dolu bir milletiz”
Mardin’de teröristlerin hain saldırısı sonucu 1994 yılında şehit olan Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Üçlerkayası köyünden jandarma Er Ramazan Sancak adını yaşatmak için oluşturulan kütüphanenin açılışı duygulu anlar ve gözyaşları içinde yapıldı. Çocuklar Gülsün Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile Beyköy Ortaokulu’nun ortaklaşa çalışması ile oluşturulan Şehit Ar Ramazan Sancak…
View On WordPress
0 notes