Tumgik
#çoraplarımız
alexay76 · 1 year
Text
Hayatımın Sikişini Çek Cumhuriyetinde Yaşadım
Merhabalar, adım Behzat. İşyerimin talimati ile Çek Cumhuriyetine gitmek zorundaydık, orda kurulu olan fabrikaları denetleme amacı ile. Alman iş arkadaşım Joachim ile birlikte araba ile gümrük kapısına yaklaştık. Kapıya geldiğimizde, gümrük memuru bir bayan, bizden, önce passportlarımızı istedi, daha sonra arabadan inmemizi ve bagajı görmek istediğini söyledi. Aynen uyguladık. Bu arada şunu belirteyim: iş seyahati birkaç gün süreceği için, tedarikli gidiyorduk, yani takım elbiseler ve çamaşırlarımız çoktu.
Gümrük memuru bayan bu yoğun bagajı görünce doğal olarak, “Bu kadar eşya sizin mi?” diye sordu. Ben olayı olduğu gibi anlattım. Nereleri denetleyeceğimizi sordu. Ben de biraz ürkerek’te olsa, planladığımız şekli anlattım. Gümrük memuru bayan da okadar güzelki, sanırsın manken. Size anlatmaya çalışayım. Kumral saçlı, tahminen 1.75 boyunda, ince belli, o üniformasında bile seksi görünen, tatlı bir kadın. Üniformanın altında dekoltesi bayağı açık bir bluz giymiş, dudaklarda fazla olmasada biraz ruj, tırnaklarında French, fazla yüksek olmayan topuklu bir ayakkabı giymiş. Gerçekten o duruşuyla beni etkilemedi desem, yalan olur.
Bizim tam olarak ne iş yaptığımızı öğrenmek istedi. Arkadaşım Joachim girdi söze ve onun sorularını cevaplamaya başladı. Joachim de 1,80 boyunda, iri yapili, iyi görünebilmek için kendine çok özen gösteren bir kişidir. Aynı zamanda benim görüşümle yakışıklı bir arkadaşımdır. Bunu gümrük memuru bayan da fark etmiş olmalı ki, onların muhabbeti gittikçe başka konulara kaymaya başladı. Lafa ben de girdim, “Acaba yakınlarda WC varmı?” diyerekten. Hem çok sıkışmıştım, hemde o kadar yoldan sonra kendime çeki düzen vermek istedim. Gümrükcü bayan kolumdan tutup beni 5 metre ileri götürerek WC’nin yerini tarif etmeye başladı. Bana yakınlaşınca o güzel kokusundan derin bir nefes aldım. Bunu o da fark etti ve gülümsedi. Kadının bakışları ‘Seks istiyorum, sikişmek istiyorum!’ diye bağırıyordu sanki. Neyse işimi görüp tekrar arabanın yanına geldiğimde, gümrükcü bayanla arkadaşım Joachim samimiyeti artırmış, birlikte gülüşüyorlardı.
‘Hayırdır, neler oluyor?’ şeklinde arkadaşıma bir göz hareketi çektim. O da bana omuzlarını kaldırarak ‘Bilmiyorum.’ gibisine cevap verdi. Daha sonra anladığımıza göre gümrük memuru bayan bize takmış meğer. “Lütfen benimle gelin!” dedi, eline benim eşya çantalarından birini aldı yürüdü. Gümrük binasına girdik ve merdivenlerden aşağıya inerken, başka bir gümrük memuru bayan karşıdan bizimkine herhalde, “Ne oldu?” şeklinde Çek’ce bir soru sordu. Bizimki de ona artık ne dediyse, kalktı ve gitti. Tahminimce ‘nöbet değiştirelim’ der gibi bir olay oldu. Bir odaya girdik, bizden sandalyelere oturmamızı istedi. Daha sonra kapıya doğru gidip, kapıyı kilitledi.
Ben sanki kadının ne istediğini tam o vakit anladım, ama emin olmak için biraz daha bekledim. Arkadaşım Joachim şaşkınlık içinde bir soru soracaktı, kadın Joachim’in dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. İkimiz de şok olduk. İşe bak! Gümrük binasına kilitlendik ve gümrük memuru bizimle seks yapmak istiyordu. Kaçışımız yok gibi gözüküyordu. Kadın soyunmaya başladı ve bizimde aynen soyunmamızı istedi. Biz tabiki ne kadar tereddütlüde olsak okadar da istekli idik. Dediğini yaptık soyunduk, ayaklarımızda sadece çoraplarımız kaldı.
Kendisi de tamamen soyununca, vücudunun o güzelliğinden kendimizi alamıyorduk. Memeleri irice ve dimdik duruyordu, beli çok ince ve kalçaları bir erkeği baştan çıkaracak cinstendi. Amını tamamen traş etmişti, küçük amcık dili pembe pembe görünüyordu. Yanımıza gelip, bizim kalkmak üzere olan siklerimizi sıvazldı. Bir benimle öpüşüyor, bir arkadaşımla. Arkadaşımın siki, kendisi Alman olduğu için sünnetli değildi. Bunu farkeden gümrükcü kadın bana sordu, “Senin sikin neden böyle?” dedi. Sünnetli yarak görmemişti o vakte kadar. Ben de durumu kısa yoldan anlattım tabiki, çünkü daha önemli işimiz vardı.
Kadın dizlerinin üstüne çömelip arkadaşımın sikini ağzına almaya başladı. Öteki eli ile benim sikimi okşamaya devam ediyordu. Arada bir banada saksofon çekmeyi ihmal etmiyordu. Arkadaşım herhalde fazla dayanamadı ve kadının ağzına boşaldı. Birden çok döl gelince ürken gümrükcü kadın, hemen gidip ağzını yüzünü temizleyip geldi. Benim sikim halen kalkık vaziyette bekliyordu. Arkadaşım sikini tekrar kaldırmaya uğraşırken, kadın benim yarakla ilgilenmeye başladı. Ben de bu arada boş durmuyordum, kadının iri göğüslerini kabaca sıkıyordum. O anda Kadının ismini sormayı unutuğumuz aklıma geldi ve hemen sordum. İsmi Mita imiş. “Mita masanın üzerine uzan!” dedim. Masanın üzerine oturdu ve kendini geriye bıraktı. Bacaklarını ayırıp, o mis kokan amcığını yalamaya başladım. Amına dilimi sokup sokup çıkarıyordum.
Zevkten dörtköşe olan Mita inlemeye başladı. Joachim bize yaklaşıp, yarı kalkmış sikini tekrar Mita’nın ağzına vermeye çalışıyordu. Mita Joachim’e sakso çekiyor, ben de Mita’nın amını (kedi süt içer gibi) yalıyordum. Bir müddet sonra dayanamayıp sikimi Mita’nın ıslak amına dayadım, “Mita sikişe hazırmısın?” dedim. Kafa sallayıp ‘Evet’ demeye getirdi. Var gücümle sikimi köküne kadar birden soktum. Mita’nin gözleri birden açıldı ve artık inlemeyi bırakıp bağırmaya başladı. “Dur! Yavaş!” diye yalvarıyordu. Ben dururmuyum, öyle bir pompalıyordum ki, Mita’nin söylediklerini o hızla zevk sesleri zannediyordum. Oysa Mita canı yandığından bağırıyormuş. Sikimi götüne sokmuşum. Ben de ne kadar güzel daracık bir amcık diye kendi kendime seviniyordum.
Joachim Mita’yi biraz rahatlattı, aynı zamanda Mita’nın amını parmaklıyordu. Tekrar zevke gelen Mita kendini masanın üzerinde iyice bırakmıştı. Arkadaşım Joachim de benim gibi götçüymüş, Mita’ya, “Götünü ben de sikmek istiyorum.” deyince, Mita ürküp, “Hayır! Arkadaşın mahvetti götümü, üstelik daha önce götten hiç yaptırmamıştım.” dedi. İkna etmeye çalıştık onu, “Krem var mı?” diye sorduk. “Sadece nemlendirici el kremi var.” dedi, çantasından çıkardı. Kremi aldım ve az önce siktiğim götünü kremledim. Arada bir parmağımı götüne sokup alıştırmaya bakıyordum. Joachim ise Mita’yı ikna etme çalışmalarına devam ediyor, kendisini bırakırsa ne kadar zevkli olabileceğini anlatıyordu.
Ben kremi bolca sürdükten sonra, Joachim gelip Mita’nın göt deliğine dayadı sünnetsiz sikini. Ağır ağır sokuyordu sikini. Bana dönüp “İşte göt böyle sikilir.” dercesine bakıyordu. Hafif formundan düşmüş olan sikimi Mita’nın ağzına verdim. Temizlememiştim, olduğu gibi yalayarak temizledi sikimi. Aynı anda çıldırmış gibi emiyordu sikimi. “Amımı da sikin, artık dayanamıyorum.” diye inliyordu. Masadan ikisinin de inmesini istedim. Kendim yattım masaya, Mita’yı üzerime bindirdim. Sikim amına kendiliğinden giriyordu. Joachim’e işaret ederek, götünü sikmeye devam etmesini istedim. Sandviç halinde pompalıyorduk Mitanın amını ve götünü. Zevkten çığlıklar atıyordu. Ben bir elimle memelerini sıkıyor, bir elimle ağzını kapatmaya çalışıyordum bağırmasın diye. O anda kapı çalındı, hepimiz birden durduk. Az önce gördüğümüz gümrükcü bayan arkadaşı, bir sorun olup olmadığını soruyormuş.
Mita kalktı, o çıplak haliyle kapıyı açtı, bayan arkadaşı da içeriye girdi. Arkadaşı da hani şöyle alıcı gözüyle bakınca, gerçekten güzel bir bayandı. Biz yine hemen çaktık davayı, Mita arkadaşına daha önce nöbet degişmesi ile ilgili değil de, az sonra sende gel komutu vermiş aslında. Kadın bizi öyle kalkık siklerimizle görünce, gözleri açıldı. Mita ona saati gösterip, ‘artık git’ gibi Çek’ce bir şeyler emrettiyse de, o dinlemeden hemen hızlı bir şekilde soyunmaya başladı. Kadının adını sordum ve soyunmasına yardımcı oldum. “Adım Katja, ya sen?” dedi, “Ben Behzat, bu da Joachim.” dedim.
Sütyenini çıkarınca iki adet küçücük meme fırladı karşıma. Memeleri okadar küçüktü ki, elma kadar bile yoktu. Külotunu da sıyırıp çıkarınca, traşlı fakat çok az kıllı olan amcığı da ortadaydı. Amcığına sadece bakmak bile acaip zevk veriyordu. Ben tamamen kendimi Katja’ya verdim, arkadaşım Mita ile ilgileniyordu. Katja’yı koltuğa oturttum, bacaklarını ayırdım ve direk amcığını yalamaya başladım. Katja’da buna hasret kalmış gibi oh çekiyordu. Başımı elleriyle amına doğru bastırıyordu. Katja’yı koltuğa uzatıp ben de ters döndüm üzerine çıktım ve sikimi ağzına yönelttim, 69 olduk. Sikimi tamamı ile yuttu Katja. Ben de dilimi amına girdiğince sokuyordum. Öylesine güzel tamamlıyorduk birbirimizi ki, anlatamam.
Amını yalamaktan dilimin uyuştuğunu farkedince, koltuğa oturup, Katja’yı da üzerime oturttum. Yavaşca kaydı sikim amının içine. Ben fazla uğraşmıyordum, Katja sikimin üzerimde kalçalarını delicesine oynatıyordu. Amı sikimi öylesine bir emiyordu ki çıldırtıyordu beni. “Götünü de sikebilirmiyim?” diye sordum Katja’ya. “Evet! Her deliğimi sikmeni istiyorum zaten!” diye zevkle inliyordu. Amını sikerken parmaklarımı tükürükleyip bir yandan göt deliğini hazırlıyordum. Katja fazla dayanamadı boşaldı. Bu arada çığlıklar inlemeler alabildiğince… Yavaşca sikimi amından çıkardim, göt deliğine dayadım. Katja’nın götü de küçüktü, acıtırım diye korktum ve “Katja istersen sen kendin rahatça yerleştir ve sok!” dedim. “Olur.” dedi ve birden sikimi köküne kadar soktu götüne.
Joachim bile şaştı kaldı bu işe. Mita ile sikişirken bizi izliyorlarmış daha fazla tahrik olmak için. Joachime, “Bak! Göt böyle sikilir işte!” dedim ve durmadan alttan vuruyordum hem sikimi hemde taşaklarımı Katja’nın götüne. Mita Joachimin yanından kalkıp bizim yanımıza geldi. Katja ile sikişirken, önce taşaklarımı okşamaya başladı, sonra da yalıyordu. Ne zevkti o öyle. Bir yandan göt sikmek, bir yandan başka bir kadın taşaklarını yalıyor. Joachim de arkamdan sandalye üzerine çıkmış, sikini Katja’nın ağzına vermeye çalışıyormuş. Katja Joachim’in benimkinden daha küçük sikini ağzında kaybedince, Joachim bir kez daha şaşırdı kaldı.
Dördümüz yaklaşık bir saat kadar değişik pozisyonlarda sikiştik. Boşalıp, tekrar küçük bir moladan sonra yine sikişmeye devam ediyorduk. Ben o zamana kadar tüm arzuladığım fantazilerimi yaşıyordum. Kadınları üstüste yatırıp, sikimi Mita’nın amından çıkarıp Katja’nın götüne sokuyordum. Ardından tekrar Mita’ya yalatıyordum. Daha sonra ikisini 69 haline getirip, birinin götünü sikerken diğerine arada bir sikimi yalattırıyordum. Boş kalan amı veya götü de hep Joachim sikiyordu. Çıldırıyorduk hepimiz zevkten. Saatin ilerlemesini unuttuk tabiki, kadınların mesaisi bitmişti. Bizi evlerine davet ettiler, orda devam ederiz dercesine. Bir yandan akşama doğru ilk fabrikada olmamız lazım iken, öte yandan kadınlarin evli olup olmadıklarını düşünüyordum.
“Evlimisiniz?” diye sordum ortaya. Mita, “Ben ayrıldım, şu an yalnızım ve kendime ait bir dairede kalıyorum.” diye cevapladı. Katja da, “Ben bekarım, ailemle yaşıyorum.” diye ardından ekledi. “Kızlar, biz işimizi halletsek, zaten birkaç gün sonra geri dönerken yine burdan geçeceğiz.” dediysek te, bizi ısrarları ile zorluyorlardı. Yapacak bir şey yoktu, fabrikada buluşacağımız şahısa telefon açıp bir yalan uydurmalıydık. Joachime, “Sen çöz bu olayı artık!” dedim. Joachim telefon edip, gümrükte alıkoyulduğumuzu anlattı, artık işlerimiz nezaman biterse tekrar fabrikayı arayacağımızı söyledi.
Koyulduk yola, kadınlar kendi arabaları ile önde, biz de arkalarında, yaklaşık on dakikalık yoldan sonra geldik Mita’nın evine. Havanın da sıcak olması nedeni ile, kapıdan içeri giren soyundu. Mita bize içecek hazırlamaya mutfağa girdi. Ben Katja’yı küçük öpücüklerimle başladım azdırmaya. Katja, “Bir dakika.” dedi ve Mita’nın yanına gitti. Joachim bana bakıp gülüyor, ben ise, “Bu fırsatı iyice, hatta gittiği yere kadar değerlendirelim.” dedim. Kadınlar ellerinde içeceklerle geldiler ve “Biz banyoya, duşa giriyoruz, hemen çıkarız.” dediler.
Duştan çıplak geri döneceklerini düşünerek bizde Joachim’le üzerimizde ne kaldıysa artık soyunduk. Aradan 10 dakika geçti, kızlar halen gelmeyince, Joachim’e, “Şunlara bir bakalım.” dedim. İkimizde çırılçıplak banyonun kapısını çaldık. “Gelin içeriye, çekinmeyin!” dediler. Bizde zaten çekinme diye birşey kalmamıştı. Bir de baktık ki, Mita Katja’nın şampuanlar içindeki amını yalıyor, o da inlemeye başlamıştı bile. Dördümüz birden banyoya sığmadığımızdan, ben Katja’ya, “Yıkan çabuk gel, seni sikmeye devam etmek istiyorum!” dedim. Katja, “Acelen ne? Rahatça yıkanıyoruz burda.” diye şikayette bulundu. Ben de, “Oh gel keyfim gel, bizi düşündüğünüz yok ki!” dedim. Bunun üzerine Mita çıktı hemen ve benimle salona geldi. Katja’nın sırtını keseleyen Joachim onunla banyoda kaldı.
Mis gibi kokan Mita’yı aldım yumuldum amına hemen. Banyonun ıslaklığı ile amının ıslaklığı karıştı birbirine. İnlemeye başladı ve kafamı geri itip önümde domaldı. Sikim direk gibi olmuş inmek bilmiyor zaten. “Amını mı, yoksa götünü mü?” diye sordum Mitaya. “Götümün kızlığını sen bozdun, erkeğim sensin, tercihi sana bırakıyorum.” dedi. Götünü hazırlamadan Mita’yı tekrar üzmek istemedim, ıslak amına soktum sikimi. Bir süre köpekleme pozisyonunda siktikten sonra bunu kaldırdım, duvara dayadım, ayakta arkadan sikiyorum amını. Ellerim o sıkı memelerini sarmış, nefesi gitgide hızlanıyordu. Elimin biri ile amının klitoris bölgesine inip, zevk dügmesi ile oynamaya başladım. Artarak hızlanan nefesini hissediyordum. Kafasını çevirdi kulağımın memesini ısırıyordu. Bir an durdum, “Hiç kımıldama, boşalmak üzereyim, daha henüz bitsin istemiyorum!” dedim. Sikim amının içinde küçük adımlarla banyoya ilerledik.
Banyoda Joachim Katja’ya saksofon çektiriyordu. Mita’yı serbest bırakınca o da Katja’ya katılıp Joachim’in sünnetsiz yarağına sarıldı. Yakın bir rafta duran krem gördüm. Uzanıp aldıktan sonra, başladım Mita’nın götüne sürmeye. Arada bir parmağımı götüne sokuyordum. Daha sonra iki – üç parmak, derken götünü dört parmağım ile iyice aıştırdım. Bayağı açıldı götünün deliği. “Sıkı dur Mita, kökleyeceğim!” dedim. Mita Joachim’in yarağını yalamayı bıraktı ve tutunacak iyi bir destek arıyordu. Küvetin kenarına tutundu. Birden soktum sikimi götüne ve tamamını yerleştirdim, öylece içinde kaldım. Zevk kıvamım tam yerinde idi. Sert sert pompalarken “Artık dayanamıyorum!” deyip götünün derinliklerine boşaldim. Sikim biraz rahatladıktan sonra götünden çıkarıp suyla temizledim ufak Behzat’ı.
Sonra mutfaktan kendime bir su aldım ve salona geçip koltuğun üzerine uzandım. Tabiki onların seslerinden ben rahat duramadım ve tekrar banyoya gittim. Bu arada Joachim Mita’nın amına sokmuş sikini ve Katja’yı yalıyor. Yalarken bir yandan da Katja’nın götünü parmaklıyor. Mita boşalmak üzereydi, bir çığlıkla boşalıp saldı kendini. Joachim sikini Mita’nın amından çıkarır çıkarmaz Katja’nın götüne ağır ağır sokmaya çalışıyordu. “Öyle yavaş olmaz oğlum, hepsini birden sok! Katja alışmış götten vermeye zaten!” dedim. Joachim sözümü dinledi, sikinin ucunu göt deliğine dayadı ve hepsini birden soktu Katja’nın daracık götüne. İki üç git gelden sonra dayanamadı ve boşaldı. Hepimiz sırayla temizlenip salona geçtik.
Salonda Katja “Hepiniz egoist’siniz, siz zevkinizi aldınız ben daha alamadım!” deyince, Mita Katja’nın yanına gidip amına yumulmak istedi. Katja, “Hayır, sikilmek istiyorum ben, hemde çok sert bir sekilde! Hem amımdan hemde götümden sikilmek istiyorum!” dedi. Bu tahrik edici sözlerden benim sikim tekrar uyandı. Joachim, “Benim pilim bitti! Biraz istirahat etsek?” dedi. Ben, “Yorulan dinlensin!” diyerekten kalktım ayağa. Katja’nın ağzına verdim sikimi, “Ben seni şimdi çok kötü sikeceğim, bekle 2 dakika daha!” dedim. Katja sikimi çivi gibi yapmaya başladı bile. Kafasını ileri geri yapıp emmesi ile birlikte, sanki onun o dar amını sikiyormuşum gibi oluyordum. Zaten sikimin tamamını alıyordu ağzı.
Değişiklik olsun diye ayaktayken Katja’yı kucağıma aldım ve sikimin ucunu götüne soktum biraz. Katja götten zevk almasını bilen bir kadındı. Kucağımda yarrağım götüne kaydıkça ince ince inliyordu, ben de onun o erikten biraz büyük memelerini ısırıyordum. Gaddarlaşmaya başladım, o da bunu hissetti ve sırtımı tırmalıyordu. Bir de baktım Mita gelmiş, alttan Katja’nın götüne giren sikimi ve taşaklarımı yalıyor. Dünyada çok erkeğin bu duyguyu tattığını zannetmiyorum. O kadar güzeldi. Yorulduğmu hissettim, Katja yine nerden baksanız 50 kilo vardı. Katja ile yatakodasına gittik ve onu yatağa sırtüstü yatırdım. Götünden sikmeyi bırakıp amına soktum ve pompalamaya başladım. Var gücümle durmadan sikiyordum amını. Aradan garanti 15 dakika geçti, kan ter içinde kaldık. Katja’ya, “Boşalırken birlikte boşalalım.” dedim. “Tamam!” dedi. Zaten fazla sürmeden, “Ben geliyorum!” diye inlemeye başladı. Ben daha da hızlandım. Sikimin Katja’nın amının ta dibine kadar değdiğini hissediyordum. Katja tam boşalırken ben de patladım. Bu boşalma bize bir saat gibi geldi, zevkimiz hiç bitmiyordu sanki.
Sarıldık birbirimize, yatakta uykuya dalmışız. Mita da Joachim’in kucağında uyumuş kalmış. Ertesi gün uyandığımda hemen saate baktım ve “Eyvah!” dedim. Joachim’i uyandırdım ve “Oğlum yandık, geç kaldık!” diye cümleme başlarken, Joachim sözümü keserek, “Telaşlanma, ben o işi hallettim bile!” diyerek gülümsüyordu. Fabrikada bizi bekleyene arabamızın gümrükten sonra arızalandığını söylemiş. Ardından işyerini arayıp oraya da aynı yalanı uydurmuş. “Ne zaman hallettin bu işi?” diye sordum. “Sen Katja’yı becerirken, biz Mita ile bu planı yaptık ve gereken yerlere telefon açtık.” dedi. Mita’da o gün için Katja ile kendisine izin yazdırmış işyerinden. “Anlaşıldı bugünde sikimiz bayram edecek!” dedim. Katja ve Mita’yı uyandırdık. Kahvaltımız bile sikişerek geçti. Mita’nın amına bal döküp hepimiz yaladık. Katja’nın götüne salam soktuk ve Mita’ya yedirdik. Kahvaltıdan sonra oradaki alışveriş merkezine gidip soyunma odalarında sikiştik. Cafenin tuvaletinde dörtlü sikiştik. Arabanın motor kaputu üzerinde bile sikiştik.
Diyebilirim ki, hayatımın sikişini Çek Cumhuriyetinde yaşadım. Tabiki bu olaydan Joachim ile benden başkasının haberi yok. İlk fırsatta yine Çek Cumhuriyeti’ne gitmeyi planlıyoruz.
171 notes · View notes
temkinlifuturist · 6 months
Text
Masal Masal Matitas
Tumblr media
Doktor sordu, sigara kullandın mı hiç?
Yani ilk gençlikte büyüdüm havasıyla bir-iki tüttürmüşlüğüm vardı ama sevememiştim mereti o nedenle içmedim. Ama içmeye ne hacet, o dumanın içinde büyüdük. Doktorların bile hasta bakarken sigara içtiği bir kuşaktandım. Ana baba komşular kimse sakınmazdı sigara içmekten yanımızda çocuk var diye. Babamla fotoğrafımız var, ben kundakta babamın kucağındayım, o da keyifle evladının keyfini çıkarıyor sigarasının dumanını tüttürerek. Bütün aile yemekleri, toplantıları yoğun sigara dumanı altında yapılırdı o zamanlar. Hatta saatler süren otobüs ve trenler yolculuklarında seyahatin tamamı kesif duman altında gerçekleşirdi. Ben sigara içmemiştim ama içirilmiştim.
Tumblr media
Sormaya devam etti doktor, nemli rutubetli yerlerde bulundun mu?
Benim kuşağımdaki çocukların hepsi öyle yaşıyorduk. Nemli ve rutubetli. Evin bir odasında soba vardı, diğerleri soğuktu. Okul servisi filan yok ki. Karda kışta yağmurda yürüyerek okula gidip gelirdik. Sabah karları ezerek gittiğimiz yolda ayakkabılarımız ve çoraplarımız ıslanırdı. Az ısıtılabilen sınıfta kuruyamazdık. Akşam eve dönerken aynı ıslaklığı perçinlerdik karları eşelerken. Çocukluk aklıyla bir de karların içinde oyun oynardık. Eve geldiğimizde günün bütün ıslaklığı ayaklardan ciğerlere çoktan işlemiş olurdu. Benim dönemin çocuklarında zatürre geçirmemiş olan yok gibiydi. Ana baba da ne bilsin işte. Onlar bizden daha da beter koşullarda büyümüştü, bizim koşullar onlar için çok konforlu bile sayılırdı. Açlıkla yoklukla terbiye olmuşlardı. Üşümeyi, rutubeti , ısınınca gelir geçer diye düşünürlerdi, o soğuğun vücudumuzda izi kalacağını ne bilsinler.
Tumblr media
Biz gene ana baba ocağında büyüyorduk. Bizden önceki dönemde çok çocuklu ailelerin çocukları akrabaya dağıtılırmış geçim yüzünden. Teyzem hala acısını taşır, o günleri anlatırken hırstan gözleri yaşarır. Annem, akraba evinde kendisinden sakınılan bir dilim elmanın, baba evinde turşuya uzattığı elinin tokatlanmasına bir anlam yükleyemeden büyümüşlerdi. Neydi ki soğuk, birazcık üşümek, karda okula yürümek…  
Askerde soğuk suyla yıkandık, eksili derecelerde dikenli tel nöbeti tuttuk, koştuk terledik, terimiz üzerimizde soğudu. Tatbikatlarda donumuza kadar ıslandık, çamura bulandık, sonra buz gibi rüzgarda kurudu asker elbisemiz. Ne diyeyim doktora şimdi, biz soğuğun, rutubetin içinde büyüdük mü diyeyim?
Tumblr media
İlk okulda zorla süttozu içirdiler. Kantin tuvaletin yanındaydı, yalak gibi sıralı çeşmeden ellerimizle su içerdik. Yiyecekler açıkta, herkes ellerdi simiti ve bisküviti seçerken. Sağlıklı beslendik diyebilir miyim? Bütün okul aynı tastan su içtik, aynı şırıngadan aşı olduk. Hastalıktan uzak durabildik diyebilir miyim?
Bir sürü çocuk adı konulamamış hastalıklardan, görünmez kazalardan öldü gitti; bizler kaldık ve biraz şansına yaşadık bunca yılı.
Bir sürü genç, çocukluğundan taşıdığı marazlardan öldü, siyaset ve umursamazlık ve şanssızlık ve kader ve fakirlik ve bilinmezlikler içinde büyüyemedi.
Bir sürü orta yaşlı, çocukluktan ve gençlikten taşıdığı marazlardan öldü. Yaşam ağırdı, kalpler yorgun ve damarlar tıkalı… Kiminin ciğerinde maden tozu, kiminde asbest ve araba ekzosu ve elbette biraz cigara tortusu.
Bir sürü yaşlı, çocukluğundan, gençliğinden ve orta yaşından taşıdığı marazlardan öldü. Bari sonu güzel bitsindi filmin, pek çoğunda olmadı.
Şeker, tansiyon, kalp
ve daha bir sürü marazla
ve yaşama içgüdüsünün iteklemesiyle
pencere önü çiçeklerine döndüler.
Tumblr media
Neyse ki alzaymır, demans denen perde inince beyinlere filmin sonunun da pek önemi kalmadı. Tuzu eksik bir yemek, tamamlanmamış bir tablo, torunla gidilememiş park ve boğaza düğümlenmiş masum istekler. 
Filmi çeken ne düşünüyor bilemem de oyuncuların damağında buruk acı bir tat kalıyormuş gibi geliyor.
Doktor sordu, geçmişten gelen bir rahatsızlığın var mı?
Dedim ki geçmişten dedemin paslı kılıcı, bayat ekmekten yaptığı tatlısı, birkaç sarı fotoğraf ve ezberlettiği şu tekerleme kaldı.
Eveleme develeme
Deve kuşu kovalama
Çengi çember
Misk-i amber
Tazi tuzi Mürekkeb’in kızi
Ne zaman geldin
yazın geldim
Yazılalım çizilelim
bir sıraya dizilelim
İncik boncuk, lebbey a çocuk…
0 notes
Photo
Tumblr media
👣Sabah ilk çorabını giyenlere.... #günaydın 😉😊 #boleroçorap #bolero #bolerosocks #çorap #çoraptoptancısı #çoraplarımız #socks #goodmorning https://www.instagram.com/coraptoptan/p/BuF_hPGnxQi/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=ev614soby416
0 notes
anksiyetemtavan · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
kombinimizi oluşturan çoraplarımız temas bağımlısı olduğum için nurla sokaklarda el ele gezmem mısır satan amcayla geçen samimi konuşma kitaplar sokak sanatçıları cafedeki garsonla geçen şakalaşmalar ilk kez şans oyunu oynamamız ve paramızın hepsini kaybetmemiz vee vee veee daha niceleri @sanageldimterliklerimle @simpforsudeki
11/12/2021
17 notes · View notes
Text
Yine umutlarımız kir çoraplarımız gibi.
26 notes · View notes
hasret-13 · 6 years
Text
Dışarda o kadar güzel nahif bir kar yağiyor ki insan düşünmeden edemiyor. Mesela şimdi bir çocuk olsaydık sabahtan dışarı çıkardık büyük bir heycanla önce ne kadar çocuk var toplar bi güzel kar topu savaşı yapardık ondan sonra kış aylarının ve karın olmazsa olmazı kardan adamımızı evin bahçesinin baş köşesine yapardık nedense hep annelerin kiyafetlerini giydirirdik :) sonra kızaklarla kayardık eğer kızak yoksa tepsilerle,poşetlerle,leğenlerle kayardık üstümüz başımız çoraplarımız sırılsıklam olurdu yinede aldırış etmezdik açıktığımızın bile farkına varamazdık... Sonra bi hışımla eve koşardın soba yanıyor tabi sen o vaziyette gelirsin annen kızar bide hasta olacaksın daha dışarı çıkmak yok derdi aldırış etmezdik eldivenleri sobanin yanina asardık kuruduktan sonra tekrardan oynamaya giderdik  şimdi bi bakıyorsun kar topu oynamak için kimseler yok kışın tadı yok insanlar havadan daha soğuk... Kısacası insan büyüdükçe anlıyor neler kaybettiğini...🍂
Tumblr media
4 notes · View notes
bobofaegean · 2 years
Photo
Tumblr media
MÜJDE!.. Ramazan'da yer sofrasında poz verecek siyasetcilerimiz için özel imalat, yırtık çoraplarımız çıkmıştır... Böylelikle, iftarda misafir olduğunuz yoksul ailelere daha yakın görünüp, komple oylarını alabilirsiniz!..:) Sarman Salepci https://www.instagram.com/p/Cb-NrATAu9s/?utm_medium=tumblr
0 notes
obirceo · 7 years
Text
Sorun bizde değil, kokan çoraplarımız da.
136 notes · View notes
aysearpaci1-blog · 4 years
Photo
Tumblr media
📽Netflix çoraplarımız sizlerle... www.ororabutik.com #gainwithghostie #gains #gainwithmchina #gainwithfinnesengara  #tembeakenya #gaintrick #chuvadeseguidores #chuvadelikes #iamnairobian #gaintrain #ipostwhatiwant #likesforlike #followforfollowback #gainwithxtiandela #gainwithmtaaraw #gainwithspikes #gainwithmugweru #gainwithxtiandela #gainwithbundi #gainwithkenyanoxygen #gainwiththeepluto #gainwithtashamuthoni#팔로우 #맞팔 #선팔하면맞팔 #맞팔해요 #좋아요 #좋아요반사 #좋반 https://www.instagram.com/p/CMSRJ9WMj2T/?igshid=1apypr3p7uzzu
0 notes
merzifontarihi · 4 years
Photo
Tumblr media
KARDAN BİR KÖPRÜ KURDUK BAHARA Ocak ayının ortasındayız ve çocuksu gözlerle beklediğimiz o bembeyaz tanecikler ile bir nebze de olsa hasret giderdik. Mevlana Hazretlerinin “Kar taneleri ne güzel anlatıyor; Birbirine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu müşahede ediyoruz. Bizler eskiden haftasonu yağan kar pazartesiye de sarktığı zaman Kaymakamlıktan gelen duyuruya kilitlenirdik. Olumsuz hava şartları nedeniyle diye başlayan o cümle bize hiçte olumsuz gelmezdi. Üzerinde cızır cızır kaynayan demliğiyle içimizi ısıtan sobalarımıza yaren olmaktan çıkar kendimizi sokaklara, bembeyaz karlara bırakırdık. Havuç gibi kızarmış burunlar, kar suyunu çeken ayakkabılarımızın ucundaki o ıslaklık, başımızda analarımızın göznuru ile ördüğü püsküllü bereler , ağzımızda neşeli bir şarkı ha babam de babam , koşuşturmalar. Bazılarının ellerinde öyle herkesin sahip olamayacağı sayıları sınırlı kızaklar, bazılarınında naylondan çuvallar. Kış olimpiyatlarını aratmayan karnaval tadında geçerdi bizim çocukluğumuzun kış mevsimleri. Annelerimizin; evlerimizden yükselen ,tedirgin ,bir o kadar da otoriter ‘’hadi eve gel üşürsün hasta olursun!’’ serzenişleri ile bağırışlarının kulaklarımızdan silinmesi mümkün mü? Ev esaretinden kurtulup özgürlüğün simgesi beyaz karlara kendimizi bırakmanın hazzının unutulması mümkün mü? Kardanadam yapardık. Değme heykeltraşlara taş çıkarırcasına yaptığımız o şahesereleri gece de olsa penceremizin perdesini aralık eder izlerdik, büyük bir sanatçı edasıyla. Çünkü biz yapmıştık.. Bir bilemedin iki ayakkabımız olurdu biri kışlık biri yazlık olmak üzere. Yırtık çoraplar analarımızın o güzel ellerinde dikilirdi. Bir de yün çoraplarımız vardı. Ayakkabılar bir daha ki seneye tekrar giyebilmemiz için büyük alındığı için yün çoraplı ayaklarımız kolayca ayakkabılarımızın içine girerdi. İçimizi ve evimizi ısıtan sobalar , üzerinde cızırdayan demlik, hele de yanında minder üstünde mırıldayan bir de evin kedisi oldu mu değmeyin keyfimize derdik. Kuzineli sobalarımızın bölmesinde dilimlenmiş ekmekleri kızartmak, mukavva kutulu sabah yağını sürmek o dilimlere, hayatın sefasını sürmek gibiydi bizler için. Bizler yağda kızarmış (devamı Facebook sayfamız da) https://www.instagram.com/p/CKOB-8Apsjo/?igshid=h8gq9dfruyuv
0 notes
mutluluktanucuran · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Çorap Külahı
Çoraplar günlük hayatımızın bir parçasıdır. Renkli, desenli, şekilli çoraplar günlük hayatımıza eğlence katar. Peki bu eğlenceyi, bizi mutluluktan uçuracak hale getirebilir miyiz?
 Tinder’da bulunan kaydırma hareketiyle karşımıza rastgele kişiler çıkmasından esinlenerek tasarlanan Çorap Külahıyla bu mümkün. Külahın içine doldurulan çoraplardan bir tanesi alttaki boşluğa düşüyor ve rastgele düşen bu çorabı kullanıyorsunuz. Bu tasarım sonucunda renkli, desenli, eğlenceli çoraplarımız bizi mutluluktan uçuracak hale gelecek.
Emine ORDU
0 notes
ayfers · 5 years
Photo
Tumblr media
Rengarenk, desenli mevsimlik külotlu çoraplarımız geldi. #tire, #dörteylül, #i̇ççamaşırı, #çorap, #külotluçorap https://www.instagram.com/p/B3toFZLJWkF/?igshid=1c1tcom24qwoz
0 notes
ogaste · 5 years
Link
Ayak bakımı için yapılması gerekenler , Ayaklarımızın her gün nemlendirilmesi gereklidir,
Pratik bilgiler
Ayaklar yağ bezelerinden yoksun olduklarından , doğal olarak kurudur . İstisnasız her gün nemlendirilmesi gerekliliğinin ana sebebi budur. Ayrıca ayaklarımız, her gün vücudumuzun ağırlığını taşıdığından dolayı deforme olurlar . Kışın çizme ve botlardan ayaklarımızın alt tabakaları büzüşür ,  terlerler yada soğurlar. . Yazın genellikle yalın ayak yada açık ayakkabılarla gezdiğimiz için ezilir yada toza maruz kalırlar  . Birde rahatsız edici ayakkabıların onlara yaptıkları vardır . Sürekli olarak istismar edilmelerine rağmen  hala ayak bakımını ihmal edersek bu büyük bir hata olur....
Tam ve doğru ayak bakımı için yapılması gerekenler :
Ayaklarımızın bakımı günlük güzellik rutinimizin bir parçası olmalıdır. İşte bazı Yapılması gerekenler:
Ayak bakımı için her gün yapılması gerekenler
Duştan ya da banyodan çıktığınızda, önce ayaklarımızı havlu ile kurutmayı unutmamalıyız.Kötü alışkanlık olarak bazen unuturuz ya da alelade kurulama yaparız ve çoraplarımızı ıslak ayaklara giyeriz. .
Sırası ile önce ayaklarımızı hatta ayak parmaklarımızın arasını iyice kurutuyoruz ve Vücudumuz için kullandığımız nemlendirici kremden ayaklarımızı ve parmak aralarımızı kremliyoruz.
Yatağa gitmeden önce, ayaklarımızı nemlendirici bir kremle  kremlemek için iyi bir zamandır , böylece hem ayaklarımız dinlenecek hemde nemlendirilmiş olacak.
Mümkün olduğunca sık ayak bakımı
Ayaklarınızı nemlendirin, Ayaklarımızın tüm yüzeylerini nemlendirin ve bunu dairesel bir masaj gibi yaparsanız hem kanın yayılmasını kolaylaştırırsınız hemde ayaklarınızın sorununun tüm vücut tarafından hissedileceğini unutmayın .
Her hafta yapılması gereken ayak bakımı
Ölü deriyi çıkarmak ve bazı yüzeyleri düzgün bir şekilde yumuşatmak ve düzleştirmek için ayaklarınızı fırçalayın. Duş veya banyodan sonra yapılır, böylece ayaklarımızın derisi biraz esnek olur. Daha sonra bir krem ​​uygulanır.
Her ay yapılması gereken ayak bakımı
Tam bir ayak bakımı zamanı.
Ayaklarımızı yaklaşık on beş dakika boyunca ılık suda ıslatmaya başlarız. bu esnada Okumak ve rahatlamak için fırsatımız olur.
"Ayak banyosuna", efervesan kapsül, uçucu yağ veya yatıştırıcı ayak bakımı tuzu gibi bir ürün ekleyebilirsiniz. Amaç, cildi maksimum seviyeye kadar yumuşatmaktır.
Ayak bakımı topuk yumuşatma için daha sonra, topuklarımızda bir ponza taşı uygulayıp yıkadıktan sonra kuruturuz. Bu tedavi ayaklarımızın derisini yumuşatmaya yardımcı olur. Bu önemlidir çünkü ayaklarımız, çoraplarımız ve ayakkabılarımız arasındaki sürtünme, deride tahribata neden olur.
Sonra tırnak derilerini  geri itip tırnakları keseriz. Daha sonra besleyici bir krem ​​uygulamadan önce ölü deriyi tamamı ile fırçalayarak temizleriz.
Krem, baldırdan ayağa doğru dairesel hareketlerle uygulanır, topuk  ve ayak parmaklarını unutmamak gerekir.
Ev yapımı ayak bakımı tavsiyeleri
2 yemek kaşığı beyaz şeker
2 yemek kaşığı kaba tuz
1 çorba kaşığı limon suyu
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Ayrıca  Milliyet el ve ayak uygulamaları Farklı konularımız için takip edebilirsiniz :
KESİNLİKLE BİLMENİZ GEREKEN FASLI KADINLARIN GÜZELLİK SIRLARI !
SİVİLCE TEDAVİSİ AKNE TEDAVİSİ : CİLDİNİN HIZLI BİR ŞEKİLDE TEDAVİ EDİLMESİ İÇİN…
BİTKİSEL İLAÇLAR: MAYDONOZUN 5 FAYDASI
SIRT AĞRILARINDAN KURTULMAK İÇİN TETİK NOKTALARI NA MASAJ YAPMAK.
İNGİLTERE KRALİYET AİLESİ MODA KURALLARI NELERDİR ?
PARFÜM, EUDE DE TOİLETTE, COLOGNE GİBİ KOKULAR ARASINDAKİ FARKLAR
0 notes
Photo
Tumblr media
Bolero Bolero Erkek Süper Lüks Suba Çorap😎 Ürün Kodu🔎E23 💣💥%30 İNDİRİMLİ FİYAT:(6 Çift) 19,99 TL ➡️Çoraplarımız, dikişsiz burunludur. 🚩% 80 Pamuk #çorap #çorapçeşitleri #erkekçorap #subaçorap https://www.instagram.com/coraptoptan/p/Bt5_9ZIHeVa/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=qajb5wks0upo
0 notes
morkaktusb · 7 years
Photo
Tumblr media
Sanatsal çoraplarımız 20tl pamukludur ücretsiz kargo ulaşım süresi 2-6 hafta💕
2 notes · View notes
klavyedenyazar-blog · 5 years
Text
Alışveriş günlüğü
Marketten sadece 1 adet yoğurt aldım. Bir de çorap aldım çünkü hassas çoraplarımız aniden kaçabiliyor ve yedeği olması gereken bir kişisel eşya olması sebebiyle, yedeği de olmadığından bir adet aldım. Toplamda 8 TL tutarında harcama yaptım. Yarın bir görüşmeye gideceğim ve taksi kullanmam gerekecek. Ama 20 TL limitimi geçmeyeceğini umuyorum. Bugünkü durum özetim kısaca budur.
0 notes