#çocuğun cinsiyeti ne
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bildirimlerini açtığım bloglar haberiniz yok ama ben size aşığım
#normalde de stalker bi kisiligim olmasina rağmen#bildirim acma isi beni fenasal stalker hissettiriyor#bayiliyorum#AY VE#bugun ebru hocamin bekar oldugunu ogrendim#SONUNDA#kaldi belde hoca#beldem evli onu biliyorum#yeni evlendi kocasi da gemiciymis#de cok no name be anam#kac kardeş#çocuğun cinsiyeti ne#4n1k sorularının heosi havada su an#beğenmedim#umit abi cocukken hiperaktifmis bi de#belliydi zaten#sıkıldım diye perdenin auar zart zurtuyla oynuyordu
0 notes
Text
Küçüklüğümden beri muhafazakar bir ailede büyüdüğüm için karşı cinsle iletişim konusunda duvarlar çok netti. Böyle bir ailede büyüyen bir çocuğun cinsiyeti ne olursa olsun bu konularda nasıl bir korku ile büyüdüğünü tahmin edebilirsiniz diye düşünüyorum. Bunlar da yetmezmiş gibi okulda da uğradığım zorbalıklar benim için birini sevmeyi dünyanın en korkunç şeyi haline getirdi. Hayatımda 2 kez aşık oldum. İlki standart, basit bir ortaokul çocukluk aşkıydı. En azından diğer insanlar ilk aşklarını böyle tanımlar. Benim için ise hayatım boyunca taşıyacağım bir travmaya dönüştü. Ortaokul zamanları özellikle dış görünüşüm sebebiyle çok fazla zorbalığa maruz kalıyordum. Arkadaşlarımdan bazıları yalnız öleceğimi, asla sevilmeyeceğimi çünkü sevilmeye layık olmadığımı söylerlerdi. Ben bunlara maruz kalırken bir kız bana diğerlerinden çok daha farklı ve iyi davranıyordu. Hal böyle olunca çocuk aklıyla bir şeyler hissettiğmi düşündüm tabi. Sonrasında başka bir şehre taşındık ailecek. Hikayenin sona erdiğini düşünürken öğrendim ki o kız da aynı şehre taşınmış. Numaralarımızı aldık ve yaklaşık 1 yıl boyunca konuştuk buluştuk. Açılmaya karar verdim ve açıldığımda yaşadıklarım beni ufak ufak çıkmaya çalıştığım yalnızlık kuyuma geri attı. ''Seni sadece arkadaş olarak görüyorum. Hayatımda pek de bir yerin yoktu zaten hatta olmasan da olurdu. Zaten sana acıdığım için iyi davranıyordum.'' dedi ve aldığım çiçeği çöpe atarak gitti. 2. hikayem ise bu olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra yaşandı. İnternetten tanıştığım biri ile aklımda en ufak bir şey olmadan tamamen arkadaşça konuşuyordum. Aklımda hiç bir şey yoktu çünkü sevilebileceğime inancım yoktu. Aylarca konuştuk bazen flört gibi bazen arkadaş gibiydi konuşmamız. Bu süreçte az çok onda bana karşı bir şeyler olduğunu hissetsem ve ben de ona karşı boş olmasam da dediğim gibi kendimi sevilmeye layık görmüyordum. Bir şekilde cesaretimi topladım ve ona onu sevdiğimi söyleyen bir mesaj attım. Aldığım cevap ise beni hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti. ''Ben de senden hoşlanıyordum ve bunu çevremdeki herkese söylüyordum hatta abim bile biliyordu. Sen söylemesen ben söyleyecektim.'' O andan itibaren yazın buluşma üzerine planlara başladık. Her şeyiyle mükemmel bir ilişkimiz vardı ve ikimiz de çok mutluyduk. En azından ben öyle zannediyordum. İlişkimizin 4. ayına yaklaşırken ve buluşmamıza yaklaşık 2 hafta kalmışken bana ara vermek istediğini ve şu an bir ilişkinin sorumluluğunu kaldıramadığını söyledi. Yıkıldım ama anlayışla karşıladım çünkü herkes zor zamanlardan geçebilirdi ve bu normaldi. İlişkimizde bir sorun da olmadığı için geri döneceğimize emindim ve yine de buluşma tarihine sadık kalmaya ve her şeye rağmen yanında olmaya karar verdim. Fakat o sürekli buluşmayı erteledi ve eskiye göre soğuklaşmaya başladı. yaklaşık 1 ay sonra ise kendini dinlediğini ve arkadaş olarak daha iyi olduğumuza karar verdiğini söyledi. Aynı zamanda başkasından hoşlandığını söyledi. Her şey yalan mıydı soruma ise ''Değildi ama arkadaş olarak daha iyiyiz.'' dedi. Yani ilk hikayemden sevilmeye layık olmadığımı, ikinci hikayemden ise sevilsem bile inanmamam gerektiğini öğrendim.
#kitaplar#kitapkurdu#kitap#yalnzadam#yalnızlık#ruhum yoruldu#yorgun#yoruldum#aşk#aşka dair#aşk acıtır
30 notes
·
View notes
Text
YENİ BİR TEHLİKELİ AKIM BAŞLADI ÇOCUKLARIMIZI TAKİP EDELİM.
Selcan T. HAMŞİOĞLU
K-Pop tarikatı!
11 Ağustos 2021 Çarşamba
Konunun yabancısı olanlar için, dünün en garip haberlerinden biriydi;
"İstanbul'da yaşayan ve 'K-Pop fanı' olan üç kız çocuğu 'Kore'ye gitmek için' evden kaçtı."
Biri henüz 11, biri 13, biri de 15 yaşında olan çocuklar, başlarına bir fenalık gelmeden, sağ salim bulundukları için belki es geçilecektir; son üç-dört yıldır hızla yayılan ve özellikle ergenlik çağındaki çocuklar için ciddi tehdide dönüşmüş olan böyle bir akım var.
K-Pop dinleyen ve K-Drama izleyen ergenlerin oluşturduğu "army(!)"ler, en iddialı trol çetelerine taş çıkartacak hızla, sosyal medyada, çoktan "Ne alakası var" kampanyasına başladılar;
"K-Pop da bir müzik türü sadece…"
*
Değil ama…
Bir sözde "kültür"; çocukların o güne değin donanmış olduğu bütün değerleri, öğrenilmiş/edinilmiş bütün nitelik ve alışkanlıklarını sıfırlayıp onları "sadık" birer robota dönüştüren bir "kültür(!)" üstelik de!
"İdol"lerin her biri cicili-bicili giydirilmiş, şirin mi şirin, g��zel mi güzel kız ve erkekler; neredeyse birer oyuncak bebek gibiler.
Asi, serseri, kirli, dağınık, pespaye olmayan bu fazla "temiz görünüm"ün etkisiyle olmalı, çoğu aile tepkisiz karşılıyor ilk anda çocuklarının bu yeni "bağımlılığını".
Halbuki, K-Pop'un temel hasarı çocuğu önce ailesine karşı bağsızlaştırması.
Uyuşturucu yok, ırkçılık yok; sorsan K-Pop şarkıları sadece "kendilerini sevmeyi" öğütlüyor/öğretiyorlar; kendilerini en sevmedikleri çağda olan ergenlere.
Nobel verilirse yeridir; öyle dev yani insanlığa hizmetleri!
Çocuklar, belki de en değersiz hissettikleri dönemde "ne kadar değerli" olduklarını anlıyor dinledikleri müzik sayesinde!
"Love myself/Kendimi seviyorum" neredeyse marş olmuş dillerinde.
Ve fakat bu öyle bir kendini sevmek ki; kendilerinden başka hiçbir şeyi önemsemez hale geliyorlar zaman içinde.
Onlar o kadar değerliler ki; hiç kimse, hiçbir konuda, onlara tek söz edemez… Anne-babaları dahil hiç kimse "tercihlerine" müdahale edemez, yol gösteremez, uyarıda bulunamaz… Onlar zaten "mükemmel"ler; her şeyi, herkesten daha iyi bilirler! Çocukların sadece müzik dinleyerek böyle bir dönüşüme uğrayabilecekleri gerçekçi gelmiyor olabilir. Emin olun sadece müzik dinlemiyorlar!
Karşısından ayrılmadıkları o bilgisayar ekranında, "öteki mükemmel"leri arıyorlar. Wi-Fi bağlantısında verilmiş isim bile ipucu onlar için; mahallelerinde, gittikleri kafede, okulda, başka bir fan olup olmadığını kolayca fark edebiliyorlar bu yolla. Bazı grupların "okul temsilcileri" bile var!
Kendilerini "army" diye adlandırıyor BTS grubu hayranları mesela; ordulaşıyorlar(!)
Yegane insani semptomu narsizm olan bir robot ordusuna dönüşüyorlar.
Hayranı oldukları idollerce, yardım kampanyası benzeri etkinliklerle toplu tavır almaya, toplu hareket etmeye yönlendiriliyorlar; ortalama bir sivil toplum kuruluşundan çok daha organize ve yoğun çalışıyorlar. Kendileri ait haberleşme altyapıları, dilleriyle birlikte bir de olmazsa olmaz şartları var:
Sadakat!K-Pop idolleri dünyanın dört bir yanındaki hayranlarından "sadakat" istiyorlar; milyonlarca çocuk "sadakatle bağlı oldukları" idolün emrini bekliyor bilgisayar/telefon başında! Bu mu "sadece müzik"?
Bunun herhangi bir tarikat yapılanmasından ne farkı var; kendi ailelerinden, kendi değerlerinden, kendi ortamlarından tamamen koparılmış, K-Pop idollerinin "askeri"ne dönüşmüş milyonlarca çocuktan söz ediyoruz…
En büyük hayalleri Güney Kore'ye gitmek; bunun planlarını yapıyorlar aralarında! "Bir uçak bileti" uğruna yapmayacakları yok!
Ve tabii şu cinsiyetsizlik meselesi; "anne" ve "baba"nın kimliklerini "ebeveyn1" ve "ebeveyn2"ye dönüştürmeyi tartıştıracak boyuta varmış durumda, kız veya erkek değil de "nötr" olmak dünyada!
Okul gibi, meslek gibi, "ergenlikten sonra kendi iradeleriyle seçmeleri gereken" tercihe tabii bir unsur olarak görüyor K-Pop'çular cinsiyeti!
Sadece bu zihin işgaline maruz kalan çocuklar değil işgalci çocuklar da kurban aslında.
Tam bir esaret var o pırıltılı görünümün arkasında.
K-Pop üyeleri, Güney Kore gettolarından daha 7-8 yaşlarındayken seçiliyorlar. Sözde "kendini sevmeyi" öğreten idoller, herkesin beğenebileceği kadar "kusursuz" görünebilmek için düpedüz işkenceye uğruyorlar. Daha çocuk yaşta estetik ameliyatlar geçiriyorlar. Her hafta tartılıyor; zayıf görünmek için neredeyse aç geziyorlar.
Öyle bir elleri yağda bir elleri balda lüks içinde sanılıyor ama yurt benzeri yerlerde ve toplu halde yaşıyor, katı bir disiplinle eğitiliyorlar.
Hitap ettikleri çocukları kural tanımamaya itiyorlar ama kendilerinin bir tek karar bile yok alabildikleri kendi haklarında. Saç renkleri, giysileri, makyajları; dahil oldukları projenin yöneticileri belirliyor hepsini.
Evlenmeleri yasak.
Cep telefonu üzerinden milyonlarca çocuğun hayatını etkiliyorlar ama kendilerinin cep telefonu taşımaları yasak özel hayatlarında!
Türk çocuklarının yeryüzü cenneti Güney Kore, dünyada teknoloji bağımlılığında zirvede, intihar vakalarında ise ikinci ülke; 40 dakikada bir kişi intihar ediyor. İntihar edenlerin çoğu 20'li yaşlarında ve intiharlar K-Pop idolleri arasında da yayılmaya başladı son yıllarda.
Sözün özü;
Ey anneler! Ey babalar!
Çocuğunuzu, bir gün "başkalarının değerli hissettirmesine muhtaç kalmayacakları" kadar çok sevin, sahiplenin; ilgi ve emeğinizi esirgemeyin…
Doğa boşluk kaldırmı
13 notes
·
View notes
Text
YENİ BİR TEHLİKELİ AKIM BAŞLADI ÇOCUKLARIMIZI TAKİP EDELİM.
Selcan T. HAMŞİOĞLU
K-Pop tarikatı!
11 Ağustos 2021 Çarşamba
Konunun yabancısı olanlar için, dünün en garip haberlerinden biriydi;
"İstanbul'da yaşayan ve 'K-Pop fanı' olan üç kız çocuğu 'Kore'ye gitmek için' evden kaçtı."
Biri henüz 11, biri 13, biri de 15 yaşında olan çocuklar, başlarına bir fenalık gelmeden, sağ salim bulundukları için belki es geçilecektir; son üç-dört yıldır hızla yayılan ve özellikle ergenlik çağındaki çocuklar için ciddi tehdide dönüşmüş olan böyle bir akım var.
K-Pop dinleyen ve K-Drama izleyen ergenlerin oluşturduğu "army(!)"ler, en iddialı trol çetelerine taş çıkartacak hızla, sosyal medyada, çoktan "Ne alakası var" kampanyasına başladılar;
"K-Pop da bir müzik türü sadece…"
*
Değil ama…
Bir sözde "kültür"; çocukların o güne değin donanmış olduğu bütün değerleri, öğrenilmiş/edinilmiş bütün nitelik ve alışkanlıklarını sıfırlayıp onları "sadık" birer robota dönüştüren bir "kültür(!)" üstelik de!
"İdol"lerin her biri cicili-bicili giydirilmiş, şirin mi şirin, güzel mi güzel kız ve erkekler; neredeyse birer oyuncak bebek gibiler.
Asi, serseri, kirli, dağınık, pespaye olmayan bu fazla "temiz görünüm"ün etkisiyle olmalı, çoğu aile tepkisiz karşılıyor ilk anda çocuklarının bu yeni "bağımlılığını".
Halbuki, K-Pop'un temel hasarı çocuğu önce ailesine karşı bağsızlaştırması.
Uyuşturucu yok, ırkçılık yok; sorsan K-Pop şarkıları sadece "kendilerini sevmeyi" öğütlüyor/öğretiyorlar; kendilerini en sevmedikleri çağda olan ergenlere.
Nobel verilirse yeridir; öyle dev yani insanlığa hizmetleri!
Çocuklar, belki de en değersiz hissettikleri dönemde "ne kadar değerli" olduklarını anlıyor dinledikleri müzik sayesinde!
"Love myself/Kendimi seviyorum" neredeyse marş olmuş dillerinde.
Ve fakat bu öyle bir kendini sevmek ki; kendilerinden başka hiçbir şeyi önemsemez hale geliyorlar zaman içinde.
Onlar o kadar değerliler ki; hiç kimse, hiçbir konuda, onlara tek söz edemez… Anne-babaları dahil hiç kimse "tercihlerine" müdahale edemez, yol gösteremez, uyarıda bulunamaz… Onlar zaten "mükemmel"ler; her şeyi, herkesten daha iyi bilirler! Çocukların sadece müzik dinleyerek böyle bir dönüşüme uğrayabilecekleri gerçekçi gelmiyor olabilir. Emin olun sadece müzik dinlemiyorlar!
Karşısından ayrılmadıkları o bilgisayar ekranında, "öteki mükemmel"leri arıyorlar. Wi-Fi bağlantısında verilmiş isim bile ipucu onlar için; mahallelerinde, gittikleri kafede, okulda, başka bir fan olup olmadığını kolayca fark edebiliyorlar bu yolla. Bazı grupların "okul temsilcileri" bile var!
Kendilerini "army" diye adlandırıyor BTS grubu hayranları mesela; ordulaşıyorlar(!)
Yegane insani semptomu narsizm olan bir robot ordusuna dönüşüyorlar.
Hayranı oldukları idollerce, yardım kampanyası benzeri etkinliklerle toplu tavır almaya, toplu hareket etmeye yönlendiriliyorlar; ortalama bir sivil toplum kuruluşundan çok daha organize ve yoğun çalışıyorlar. Kendileri ait haberleşme altyapıları, dilleriyle birlikte bir de olmazsa olmaz şartları var:
Sadakat!K-Pop idolleri dünyanın dört bir yanındaki hayranlarından "sadakat" istiyorlar; milyonlarca çocuk "sadakatle bağlı oldukları" idolün emrini bekliyor bilgisayar/telefon başında! Bu mu "sadece müzik"?
Bunun herhangi bir tarikat yapılanmasından ne farkı var; kendi ailelerinden, kendi değerlerinden, kendi ortamlarından tamamen koparılmış, K-Pop idollerinin "askeri"ne dönüşmüş milyonlarca çocuktan söz ediyoruz…
En büyük hayalleri Güney Kore'ye gitmek; bunun planlarını yapıyorlar aralarında! "Bir uçak bileti" uğruna yapmayacakları yok!
Ve tabii şu cinsiyetsizlik meselesi; "anne" ve "baba"nın kimliklerini "ebeveyn1" ve "ebeveyn2"ye dönüştürmeyi tartıştıracak boyuta varmış durumda, kız veya erkek değil de "nötr" olmak dünyada!
Okul gibi, meslek gibi, "ergenlikten sonra kendi iradeleriyle seçmeleri gereken" tercihe tabii bir unsur olarak görüyor K-Pop'çular cinsiyeti!
Sadece bu zihin işgaline maruz kalan çocuklar değil işgalci çocuklar da kurban aslında.
Tam bir esaret var o pırıltılı görünümün arkasında.
K-Pop üyeleri, Güney Kore gettolarından daha 7-8 yaşlarındayken seçiliyorlar. Sözde "kendini sevmeyi" öğreten idoller, herkesin beğenebileceği kadar "kusursuz" görünebilmek için düpedüz işkenceye uğruyorlar. Daha çocuk yaşta estetik ameliyatlar geçiriyorlar. Her hafta tartılıyor; zayıf görünmek için neredeyse aç geziyorlar.
Öyle bir elleri yağda bir elleri balda lüks içinde sanılıyor ama yurt benzeri yerlerde ve toplu halde yaşıyor, katı bir disiplinle eğitiliyorlar.
Hitap ettikleri çocukları kural tanımamaya itiyorlar ama kendilerinin bir tek karar bile yok alabildikleri kendi haklarında. Saç renkleri, giysileri, makyajları; dahil oldukları projenin yöneticileri belirliyor hepsini.
Evlenmeleri yasak.
Cep telefonu üzerinden milyonlarca çocuğun hayatını etkiliyorlar ama kendilerinin cep telefonu taşımaları yasak özel hayatlarında!
Türk çocuklarının yeryüzü cenneti Güney Kore, dünyada teknoloji bağımlılığında zirvede, intihar vakalarında ise ikinci ülke; 40 dakikada bir kişi intihar ediyor. İntihar edenlerin çoğu 20'li yaşlarında ve intiharlar K-Pop idolleri arasında da yayılmaya başladı son yıllarda.
Sözün özü;
Ey anneler! Ey babalar!
Çocuğunuzu, bir gün "başkalarının değerli hissettirmesine muhtaç kalmayacakları" kadar çok sevin, sahiplenin; ilgi ve emeğinizi esirgemeyin…
Doğa boşluk kaldırmı
6 notes
·
View notes
Text
Çocuk istismarı, karmaşık nedenleri ve trajik sonuçları olan, tıbbi, hukuki, gelişimsel ve psiko-sosyal kapsamlı ciddi bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü 1999 yılında çocuk istismarı veya çocuğa karşı kötü muameleyi; “sorumluluk, güven ve yetenek ile ilgili genel durumunda çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine ve değerine zarar verebilen, fiziksel ve/veya emosyonel kötü davranışı, ihmali, her türlü ticari çıkar için çocuğun kullanılmasını içeren davranışlar” olarak tanımlamıştır. Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski, bir o kadar bilinen ancak ortaya çıkarılan sayısı kadar çıkarılmayanları da olan, sosyal ve tıbbi bir sorundur.
Bir istismar olgusunun saptanması, tıbbi ve psikolojik tedavi sürecinin dışında yasal işlemleri de zorunlu kılar. Çocukluk çağı travmaları içinde çocuk istismarı yinelenebilirliği, çocuğa genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması, bu nedenle de tanımlanması ve tedavi edilmesi en zor olan travma şeklidir. Çocuk istismarı ve ihmali; anne, baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür. Bu eylemlerin sonucu olarak; çocuğun fiziksel, ruhsal, cinsel ya da sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık güvenliliğinin tehlikeye girmesi söz konusudur. İstismar ve ihmalin bu farklı şekilleri yalnız aileleri değil, toplumu, sosyal kuruluşları, yasal sistemleri, eğitim sistemini ve iş alanlarını da etkileyen bir halk sorunudur .
CİNSEL İSTİSMAR
Çocuğun bir yetişkin tarafından; cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhuşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda cinsel obje olarak kullanılması cinsel istismardır. Genital bölgeye dokunma, teşhircilik, pornografi, ırza geçmeye kadar çok geniş yelpazedeki tüm davranışları kapsamaktadır. Cinsel istismarın mutlaka şiddet içermesi gerekmez, çocuğun rızasının olup olmadığına bakılmaz. Cinsel istismara uğrama, cinsiyetler arasında farklılıklar göstermekte ve kızlarda üç kat daha fazla görülmektedir. Bununla birlikte, erkek çocukların istismarının açığa vurulması kızlara oranla daha az olabilmektedir. Cinsel istismar %77 olasılıkla aile, %11 diğer akrabalar, %5 bakımla ilgisi olmayan kişiler, %2 ise çocuğun bakımı ile ilgilenen diğer kişiler tarafından uygulanmaktadır. Faillerin çoğu 20-40 yaşları arasında olup, kurbanın cinsiyeti ne olursa olsun faillerin çoğu erkektir ve kurban tarafından kim oldukları bilinmektedir. İstismarcıların birçoğu da çocukluklarında, ya cinsel istismara uğramışlardır ya da ev içerisinde şiddet olgusu vardır. Cinsel istismarcı birey genelde düşük eğitim ve sosyoekonomik düzeye sahiptir. Aile genelde tek ebeveynden oluşmaktadır .
İstismarcı; çocuğa yabancı biri olabileceği gibi genellikle çocuğun bildiği çevrede yaşayan kişi ^^ anne, baba, üvey anne-baba, kardeş ,akraba, öğretmen, komşu ^^ ya da herhangi bir yabancı kişi tarafından yapılabilir. Dış görünüşünün ardında çekingen, kendine güveni ve saygısı olmayan bir kişilik yatar. Erişkinlerle ilişki kurmakta zorlanır. Başkalarının üstünde güç gösterilerine ihtiyaç duyduğu için kurbanlarını çocuklardan seçer. Her zaman yaralamak ve zarar vermek amacını taşımasa da, çocuğu incittiğini ve zarar verdiğini kabul etmez. Tacizci bireyler genelde kendisi için karar verecek,sorumluluk üstlenecek,kendisine bakacak, kısacası kendisine ebebeyn olacak biriyle simbiyotik ilişki veye bağlanma arayışındadır. Taciz için seçilen çocuklara genellikle taciz edenin yakınlarındadır. Gelişimsel özellikleri veya fiziksel mental gerilikleri nedeniyle taciz edene karşı koyamazlar. Taciz edenden korkmakla birlikte ona bağımlı oldukları da görülür. Taciz edenin '’O beni baştan çıkardı’’ iddiasıyla zaman zaman karşılaşılmaktadır.
Ailelerde her sosyoekonomik seviyede görülse de düşük sosyoekonomik düzeydeki kalabalık ailelerde, aile içi sorunların yoğun olduğu durumlarda sık olduğu belirtilmiştir.
En sık zarara uğrayan çocuklar 6-11 yaşları arasındadır. İkinci olarak 0-5 yaş grubu, üçüncü sırada 12-15 yaş grubu yer almaktadır. Çok küçük çocuklar en sık oral ve anal tacize uğrar. Vajinal ilişki daha çok 6ile 8 yaşlarında olur.
Aile İçi Cinsel İstismar “Ensest”
Ensest; evlenmeleri hukuksal, ahlaki ve dini açılardan yasaklanmış yakın akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişkide bulunmaları anlamında kullanılmaktadır. Cinsel sapkınlık olan ensest “akraba aşkı” olarak da tanımlanmaktadır. Ensest yasakları, toplumsal bir kural oluşturduğundan sosyal ve kültürel bir olgudur. Toplum tarafından ayıplanması ve büyük çoğunlukla çok yakın akrabalar tarafından gerçekleştirilmiş olması gizli tutulmasına neden olmaktadır. Ensest geleneksel olarak biyolojik akrabalığı olan aile bireyleri arasındaki ilişki olarak değerlendirilmektedir. Bu ilişki türü tarihte hep yasaklı bir tabu olarak görülmüştür. Klasik ensest ilişki sadece kan bağına dayanmaktadır. Yakın ilişkilerin kurulduğu, ebeveyn bağının ve güvenin oluşmuş olduğu veya ebeveynlerle olan ensest ilişki uzun yıllar boyunca görülmezlikten gelmiştir. Cinsel tacizin kronikleşmesinde aile içinde olayı bilen diğer kişilerin susması rol oynar. Baba-kız ensestinde anneler susmakla kalmaz eş ve cinsel rollerini kızlarına verirler.
Ensest İçin Risk Faktörleri; Alkolik baba, annenin hasta olması veya evi terk etmesi, yetişkinlerin çocukla aynı odayı ya da yatağı paylaşmaları, kız çocuklarının babalarından ayrı yaşamaları, aile bireylerinde görülen psikiyatrik bozukluklar, annenin gece çalışmak zorunda olması nedeni ile çocuklara baba ya da üvey babanın bakması , 6 - 8 yaşlarında ve kız çocuk olmak, anne veya babanın ya da her ikisinin ailesinde daha önce ensest ilişkinin varlığı, İktidarsızlık ve psikopatidir.
Tanı
Çocukluk çağı cinsel istismarları çoğu zaman hiç kimseye söylenmez. Çoğunlukla günahından dolayı cezalandırılacağı ya da terk edileceğine dair korku yaşanır, utanç ve suçluluk duyguları ile bu şiddet saklanır. Ancak çocuk, cinsel istismar sırasında fiziksel olarak zarar görmüşse ortaya çıkar. Cinsel tacize uğrayan çocuklar sıklıkla birine açılmakta çekingen davranırlar. Bazen kendileri yerine bir başka çocuktan söz ederler. Ancak yine de cinsel tacizin en sık ortaya çıkış biçimi çocuğun doğrudan söylemesidir. Söylenen ilk kişi sıklıkla aynı yaş grubundan bir çocuktur, sonra ebebeyn veya güvenilen bir erişkin gelir.
Cinsel taciz kurbanları direk sorulan sorulara daha dirençli ve defansif davranırlar. Bazı durumlarda cinsel taciz üzerinde durmadan önce birkaç görüşme ile güven ilişkisinin kurulması önemlidir. Eğer çocuk olayları kelimelere dökemiyorsa oyun, fantezi, resim çizme veya insan bedeniyle uyumlu bebeklerle oynama değerlendirilebilir.
Çocukta davranış değişikliği tacizin diğer bir ifade biçimidir. Çocuklar genellikle spesifik stres uyaranlarına nonspesifik yanıt verirler. Davranış değişiklikleri ya da davranış bozukluğu olabilir. 0-3 yaş arası çocuklarda yeme ve uyku bozuklukları, yabancılardan korkma ve yaşına uygun olmayan cinsel oyunda bulunma görülebilir. 3 -6 yaş arası çocuklarda bebek gibi konuşma, içe çekilme, birine yapışma, enürezis, enkoprezis, yeme ve uyku bozuklukları, agresyon, boyun eğme davranışı, sık ve devamlı cinsel oyun, mastürbasyon gözlenebilir
Cinsel tacizin çocuk üzerindeki etkileri; çocuğun saldırganla olan ilişkisine, seksüel aktivitelerin şekline, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun işbirliğine, yaşına, gelişim basamağına ve travma öncesi psikolojik gelişimine bağlı olarak değişmektedir. Ailenin olaya tepkisi de konu üzerinde etkileyici rol oynamaktadır. Çocuğun tepkisi; korku, depresyon, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, ikincil enürezis ve enkoprezis , davranış problemleri, okul problemleri, cinsel problemler gibi değişik şekillerde olabilmektedir. Bu çocuklarda konversiyon tepkilerine de yüksek oranda rastlanılmaktadır. Öfke tepkileri, zayıf impuls kontrolü, karşı olma, karşı gelme bozukluğu gözlenirken ayrıca parmak emme, tırnak yeme gibi davranışlara da sık rastlanılmaktadır. Bunun yanı sıra fobiler ve uyku bozuklukları, kız çocuklarında erkek çocukların yanında güvensizlik ve anksiyete belirtileri, bulantı, kusma, karın ağrıları, baş ağrıları gibi sorunlar görülebilmektedir. Daha büyük çocuklarda; suçluluk hissi ve depresyon görülebilir. Suçluluk hissi, olayın kendisinden değil aile fertleri ile daha sonra yaşanan olaylardan kaynaklanır. Adolesanlar; okulda başarı ve davranış sorunları, suça eğilim, konversif tablolar, panik ataklar yaşayabilirler. Kirli ve değersiz olma hissi yaşanabilir. Adolesan kızlar; mazoistik çok eşli cinsel yaşamı tercih edebilirler.
Cinsel istismarın tanınmasında fizik muayene önemli bir rol oynamaktadır. Ancak tek başına nadiren tanı koydurucudur, Çünkü olay okşama veya oral temas şeklinde olabilir ve istismarın herhangi bir fiziksel bulguya yol açmadığı sanılabilir ve cinsel tacize uğramış çocukların çoğunda fiziksel bulgu bulunmamakla birlikte bazı çocuklar fiziksel bulgu ile gelirler. Sık üriner sistem enfeksiyonları, enürezis ve enkoprezis tacizi düşündürmelidir. Rektum veya vajinada zedelenmeler, dizlerde iki taraflı ya da genital bölgede hematomlar,ısırık izleri,emme yada sıkı tutmaya bağlı izler, vajinitler, vajina veya ağızda başka enfeksiyonlar, göğüste, karında veya üst bacakta berelenmeler görülebilir. Olay 72 saat içinde olduysa hemen, değilse ürkütmeden 1 gün sonra annenin kucağında muayene edilmelidir. Vajinal ve rektal muayene en sona bırakılmalıdır. Ayrıca hamilelik ve zührevi hastalık gibi bulgularda olabilir.
Olay yeni ise çocuk, sivil polis memur da davet edilerek bir kağıt üzerinde soyulur,düşen parçalar (saç vb) toplanır. Kirli çamaşırlar bir torbaya konulur, muayene tarihi, çocuğun ve muayene edenin adı yazılarak muhafaza edilir. Ağız ,genital bölge ve anüsten yayma preparat alınır. Bu materyaller cinsel bulaşıcı hastalıkların aranması ve DNA analizi için kullanılır. Spermler ağızdan 12/14 saat, vajinadan 6 saat, anüsten 3 gün sonraya dek tespit edilebilir.
Cinsel İstismarın Çocuk Üzerindeki Etkileri
Çocuklarda cinsel istismar önemli bir halk sağlığı sorunudur ve uzun dönem olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Özellikle kaygı bozuklukları cinsel istismara uğrayan çocukluklarda kısa süre içinde ortaya çıkabilmektedir .Yapılan bir araştırma, kadınlarda uyuşturucu bağımlılığının daha yüksek oranda çocukluğunda cinsel istismara uğrayan kişilerde ortaya çıktığını, daha sıklıkla frigide, çok eşlilik ve depresyon görüldüğünü ortaya koymuştur .
Cinsel taciz öyküsü olan çocuklarda erken başlangıçlı cinsel yaşam, daha fazla oranda ergenlik çağında gebe kalma, birden fazla cinsel eş ve daha fazla cinsel saldırıda bulundukları da bildirilmektedir .Sık ve devamlı cinsel oyun, cinsel olarak baştan çıkarıcı davranışlar sergilemesi, yaşıyla uyumsuz cinsel aktivite göstermesi, kontrolsüz mastürbasyon ve resim çizimlerinde tacizi belirtme, uygunsuz cinsel davranışlar (herkesin ortasında mastürbasyon), cinsel ilişki taklidi, anüs veya vajinaya yabancı cisim sokmak, insanlara sürtünmek, sürekli genital organlarıyla oynamak gibi, cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya tamamen ilgisiz kalma sık görülen davranışlardır. Cinsel tacize uğrayan bazı çocukların yeni ilişkilerini cinsellik üzerine kurdukları görülmektedir. Bu tarz çocuklar genellikle, yetişkin olduklarında ya çocuklara cinsel taciz uygulamakta ya da para kazanmak için cinselliklerini kullanmaktadır.
Travma sonrasında çocuğun benlik algısında değişmeler, duygulanım sürecinde bozulmalar yaşanır. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kabuslar, uykuya dalma ve konsantrasyon güçlüğü (karanlık olayı çağrıştırabilir ya da kabus göreceğini düşündüğü için uyumak istemez), öfke patlamaları görülebilir. Olayı anımsatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı ya da olayı anımsatan kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınmayla da karşılaşılabilir.
İstismarcı çocuğun ona güven duygusunun sarsılmasına ve çocukta ihanete uğrama duygularının yerleşmesine neden olur. Çocuk istek ve iradesi dışında cinsel amaçlı kullanıldığında ve bunu engelleyemediğinde kendini çaresiz ve aciz hissedebilir. Cinsel istismar olayına eşlik eden kötülük, utanç, suçluluk gibi kavramlar zamanla çocuğun benlik algısına karışır ve kendini damgalanmış olarak algılayabilir.
Davranışsal Etkiler Cinsel tacize uğrayan çocuk mutsuzdur, depresyonla baş edemeyen çocuklarda intihar eylemlerine ve ölüme rastlanabilinir. Davranışları uçarıdır, ya çok titiz ya da dağınıktır. Yabancılara karşı alışılmadık biçimde davranır, ya çok yakın ya da çok utangaç ve korkaktır, ya çok uslu ya da provoke edicidir .Cinsel kötüye kullanıma uğramış erkek çocuklarda en sık görülen davranış tepkisi, saldırgan davranışların gelişimidir. Ayrıca dışa vurucu davranışlar, uyku bozuklukları ve uzaklaşma davranışlarını da gösterebilirler. Kızlarda gözlenen en sık davranış tepkisi ise, aşağılık duygusu ve kendine zarar verme davranışlarıdır. Kendine zarar verici davranışlar genellikle v��cudunda sigara söndürme ve bileğini kesme şeklindedir .
Kişilik gelişimi üzerine etkiler içerisinde Borderline kişilik bozukluğu saptanan kişilerin %70-80’inde, çoğul kişilik bozukluğu saptananların %85-90’inde çocukluk çağı cinsel istismar öyküsü pozitif bulunmuştur. Yine cinsel istismarda bulunan kişilerin %60-95’inde öykü pozitiftir. Çok küçük çocuklar bile yaşadıkları önemli olayları, aradan uzun süre geçmesine karşın doğru hatırlayabilmektedir. Kişiler arası ilişki kurma ve sosyal ilişkileri sürdürebilme becerisi, cinsel istismardan olumsuz olarak etkilenmektedir. Sonuç olarak; kanıtların eksikliği, yanlış bilgiler, kültürel ve geleneksel değerler istismarın göz ardı edilmesine yol açabilmektedir. Travma ancak çok ciddi boyutlarda olduğunda çocuk istismarı düşünülmektedir. İstismar göstergesi olan hafif bulgular atlandığında veya bildirimi yapılmadığında, çocuklarda cinsel istismar ve etkiler yaşamsal önem taşıyan olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, çocuk istismarının tanı ve tedavisinde etik, ahlaki ve kanuni yükümlülükleri olan sağlık ekibi üyelerinin, çocuk istismarının bulgu ve semptomlarını bilmeleri gerekir. Çocuk istismarında multidisipliner yaklaşım esastır ve bu yaklaşımın bir parçası olarak çocuk ve ailenin psikiyatrik değerlendirmesinin yapılması öncelik taşır.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/7884d01d2a67bb19e0b67faa4b61c66b/7c8240b217f70ecd-dd/s540x810/dc141bfff3bb4daf38f6ea4d228d4ac301be38a6.jpg)
6 notes
·
View notes
Note
Çocuğun eşcinsel olsa tepkin ne olurdu
Saygı duyardım sonuçta onu kararı da aşkın cinsiyeti olmaz :)
3 notes
·
View notes
Text
birinci
Selam herkese;
Bu, yazdığım ilk konu. Burayı içimde biriken ve anlatmak istediğim şeyleri dışa vurmak için kullanacağım. Kendimi tanıtmak gibi bir düşüncem yok.
Konuşmak istediğim ilk konu birkaç gün önce Show Haber YouTube Kanalında paylaşıldı. 11 yaşındaki bir çocuğun 3 yıl boyunca kuzeninden gördüğü taciz ile ilgili olan haber. Ama ben sadece haber değil, direk çocuğa taciz ile alakalı konuşmak istiyorum. Elbette 11 yaşındaki bir çocuğun bu gibi ciddi bir konuda yalan söyleyeceğini düşünmüyorum fakat sonuçlanmamış bir davayla ilgili konuşmak doğru olmaz. Bu sebeple konuyu genişletip tüm çocuk tacizi iğrençliği ile ilgili konuşmak istiyorum.
Öncelikle halkın bazı kesimleri tarafından doğru anlaşılmayan bir durum var. Tacizin cinsiyeti olmaz. Bir kız çocuğu da tacize uğrayabilir bir erkek çocuğu da. Bir erkek çocuğunun uğradığı taciz kız çocuğunun uğradığı tacizden daha vahim değildir. Veya tam tersi de doğru değildir. Sizin de böyle düşündüğünüzü varsayarak devam ediyorum.
Aslında, devam edemiyorum. Bu kadar büyük bir iğrençliği midesi bulanmadan yapan, hatta üstüne tahrik olan bir insana diyecek bir söz bulamıyorum. İçimde bir şeyler demek isteyen bir parça var. Ama diyeceklerim ne kadar etkili olacak ki? Bu iğrençliği yapan kişi benim söylediklerimle mi kendinden utanacak? Bazı insanlar bu tür suçluların rehabilite edilerek topluma kazandırılması gerektiğini, bazı insanlar ise idam edilmeleri gerektiğini söylüyor. Ben iki öneriyi de desteklemiyorum.
Rehabilite konusuyla başlayalım. Ben bu tür insanların rehabilite edilebileceklerine inanmıyorum. Şiddetin, tehditin, hırsızlığın veya dolandırıcılığın rehabilitesi olabilir ama tacizin, özellikle çocuğa tacizin rehabilitesi olamaz. Ben bu insanların düzelebileceklerine inanmıyorum.
Diğer konumuz ise idam. İdamın gelmesini de desteklemiyorum. Çünkü sistemin adil ilerleyeceğini düşünmüyorum. 21. yüzyıldayız. Fakat hala zengin parasıyla cezadan kurtulabiliyor, sosyal medya olmasa kapıdan elini kolunu sallayarak çıkabiliyor. İki taraf arasında kimin parası daha az ise ceza alan o oluyor. Birisi rakibini 'FETÖCÜ' diye damgalayarak onu saf dışı bırakabiliyor ve ceza almasını sağlayabiliyor. Sırf karşısındaki adama gıcık olduğu için veya şantaj ile para koparmak için 'beni taciz etti!' diye dava edebiliyor ve bunda haklı çıkabiliyor. Ne anladım ben bu işten? Şimdi bütün bunların üstüne idam gelse, sadece tacizcilerin mi idam edileceğini sanıyorsunuz? Parasıyla hakkı satın alan insanlar için bir kolaylık değil mi? Artık hapse tıktırmasına gerek bile kalmaz.
Bir de bazen haber yorumlarında şöyle yorumlar görüyorum:
"Var ya halk bi suç örgütü kuracak kendi arasında. Gidip bütün bunları tek tek avlayacak. Bakın görün kalıyor mu ondan sonra böyle suçlar."
Bu tür düşünceler bize ve çevremize zarar verir sadece. Başka bir şey demeden diğer konuya geçiyorum.
Bu tür suçların engellenmesi için adalet sistemine caydırıcı cezalar getirilmeli ve bu cezalar hakimler tarafından adil bir şekilde uygulanmalı. Ama bu tür iğrenç olayları engelleyebilecek tek çözüm bu değil. Daha büyük bir sorunu çözebilecek bir şey daha var. Eğitim.
Eğitim dediğimiz şey sadece okulda gerçekleştirilen bir olgu değil elbette. Kişinin çevresi de onun eğitimini etkiler. Eğitim ise onun kişiliğini, karakterini ve hayatını belirler. İnsanlara çocuk sevgisi aşılanmalı. Doğru ve yanlış NET bir şekilde anlatılmalı. Ayrıca cinsellik eğitimi de verilmeli. Evet, cinsellik eğitimi.
Birçok insan benim gibi düşünmüyor. Cinselliğin kapatılması gerektiğini düşünüyorlar. Ama bir şeylerin üstünü kapatarak ondan kaçamazsınız. İnsanlara cinselliği öğretmelisiniz. Tabii demiyorum ki eğitim vermek için cinsel ilişkiye girin. Neyin ne olduğunu öğretin çocuklara. Tabii bu belli yaş aralıklarına farklı şeyler anlatılacak şekilde bölünmeli. Ama bir şekilde anlatılmalı. Bir insanın neresine dokunursa bunun mahrem sayılacağını bilmeli çocuk. İleriki zamanlarda, kişi ergenlik çağına geldiğinde bu konuda bilgilenmeli.
Cinselliğin üstünü kapatıp saklayarak tacizden kurtulamazsınız. Aksine, üstünü kontrollü bir şekilde açarak ona karşı silahlanabilirsiniz. Bilinçlendirebilirsiniz çocukları. Sadece çocuklar değil, cinsel eğitimin tacizci sayısını da azaltacağını düşünüyorum.
Son olarak internette kısa bir araştırma ile görebileceğiniz, çocukta cinsel taciz belirtilerini aşağıya bırakıyorum.
0 - 4 Yaş arası çocuklar:
- Tuvalet eğitiminde bozulma - Cinsel içerikli sözlerde/oyunlarındaki cinsel içerikte/cinsel organlar ile temasta artış - Uyku bozukluğu
4 - 6 Yaş arası çocuklar:
- Yetişkinlere karşı korku - Cinse içerikli sözcük ve davranışlarda artış - Cinsel ilişkiyi ayrıntılı bilme
7 - 16 Yaş arası çocuklar:
- Okul başarısında düşüş - Korku (Özellikle yetişkinlere karşı) - Depresyon ve stres bozukluğu belirtileri - Yaşa uygun olmayan davranışlarda artış - Cinsel konulara düşkünlük - Cinsel konularda saldırgan tutum (Başkasını ilişkiye zorlama) - Aşırı veya açıktan mastürbasyon - Evden kaçma veya eve gitme konusunda isteksizlik - Kendine zarar verme ve intihar girişimleri
Kaynakça:
https://www.acibadem.com.tr/Hayat/Bilgi/bir-cocugun-cinsel-istismara-ugradigi-nasil-anlasilir
1 note
·
View note
Text
Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!Yüce Rabbimiz, okuduğum âyet-i kerimede belə buyuruyor: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir kişi və bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla xəbərdar olandır”
1Peygamberimiz (s.a.s) de oxuduğum hadis-i şerifte belə buyurmaktadır: “Biliniz ki, sizin, xanımlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi, xanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır”
Qardaşlar!İnsan, akıllı, sorumluluk sahibi ve en şerefli varlık olmakla Allah katında özel bir değere sahiptir. Elbette insanoğlunun erkek ve kadın olarak farklı niteliklerle yaratılmasında sayısız hikmetler vardır. Ancak bu bir hakikattir ki, kadın ve erkek, insan olma itibariyle aynı şerefi paylaşır; kul olma itibariyle de aynı sorumluluğu üstlenir. Allah’ın rızasına uygun bir şekilde yaşamak; dünyada iyilik, adalet ve merhametin yayılması, kötülük, zulüm ve haksızlığın önlenmesi için çalışmak hem kadının hem de erkeğin vazifesidir. Nitekim Yüce Rabbimiz “Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar”
3 buyurmaktadır.Aziz Müminler!Kur’an-ı Kerim’de kadının toplum içindeki konumundan, Allah katındaki değerinden ve haklarından bahseden çok sayıda ayet vardır. İnsanlığın annesi Hz. Havva’dan etibaren tarihte iz bırakan nice kadın Kur’an’da anlatılır. İmanı ve cesaretiyle Hz. Asiye, iffeti ve sabrıyla Hz. Meryem, sadakati ve teslimiyetiyle Hz. Hacer hamimiza örnek gösterilir. Sevgili Peygamberimize ilk inanan ve onu bütün gücüyle destekleyen Hz. Hatice’dir. Yüreğindeki tevhid aşkıyla İslam yolunda ilk kadın şehit Hz. Sümeyye’dir. Peygamberimizin hanesinden ilmi, sünneti ve hikmeti insanlığa taşıyan ise Hz. Aişe’dir. Bu nâdîde örneklerin ışığında dinimizin, milletimizin ve medeniyetimizin kadına bakışı daima onun saygınlığını ve haklarını korumak üzerinedir. Kadına dair nerede köhne bir anlayış ve zalim bir davranış varsa, o cahiliye döneminin kalıntısıdır.Aziz Müminler!Her insan en temel hakları ile doğar ve cinsiyeti yüzünden bu hakları bir insandan esirgemek İslam’a da insafa da sığmaz. Sırf kız olduğu için bir çocuğun doğumuna üzülmek, onu hor görmek, eğitimden mahrum bırakmak, zorla ve küçük yaşta evlendirmek zulümdür. Hâlbuki dört kız babası olan Sevgili Peygamberimiz kız çocuklarımızın bizim için rahmet ve mağfiret vesilesi olduğunu müjdeler ve: “…Her kim bu kız uşaqlarini klarını yetiştirirken birtakım zorluklara katlanırsa bu kızlar onun için cehennem ateşine siper olur”
4 buyurur. Annelerimiz ise, bizim sevgi kaynağımız, dua kapımızdır. Emeğinin hesabını tutmayan, karşılık beklemeden veren, ayaklarının altına cennet serilen her anne, iyiliği ve ihsanı hak eder.Kardeşlerim!Erkek ve kadın için, aile kurmanın huzura kavuşmak anlamına geldiği hakikati bir ayette şöyle anlatılmaktadır: “İçinizden kendileri ile huzur bulacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi, Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için dersler vardır”
5 Eşimiz, dünya hayatının yükünü birlikte taşıdığımız, üzüntü ve kedere beraber katlandığımız dert ortağımızdır. Yuvamızı, sevincimizi ve mutluğumuzu paylaştığımız hayat arkadaşımızdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s ) kadın ve erkeği “Bir bütünün birbirini tamamlayan iki yarısı”
6 olarak tanımlar. Birbirine sevgi ve güvenle bağlanan, birbirini koruyan ve destekleyen bir tutumu bizlere öğretir. Zira sağlıklı, huzurlu ve güçlü bir toplumu kadın ve erkek birlikte inşa eder.Muhterem Müslümanlar!Bugün insanlık her konuda olduğu gibi, kadın hakları konusunda da çetin bir imtihandan geçiyor. Dünyanın birçok yerinde savaş, şiddet ve zorbalık herkesten çok kadınları vuruyor. Acıyla kıvranan, hapsedilen, göçe zorlanan kadınlar yardım bekliyor. Diğer yandan “Kadınlar hakkında Allah'tan korkun. Çünkü siz, onları Allah'ın emaneti olarak aldınız ve Allah'ın adını anarak (nikâh kıyıp) kendinize helâl kıldınız”
7 buyuran bir Peygamber’in ümmeti olarak kimi zaman onun hassasiyetine sahip çıkamıyor. Hayatında tek bir defa bile kadına el kaldırmayan Resul-i Ekrem’in yolundan gitmemiz gerekirken, onlara karşı merhametli davranmamız gerektiğini unutuyoruz. Ne acı ki, şiddet, istismar ve kadın cinayetleri tırmanmaya devam ediyor. Bu vahim tablo karşısında geliniz, kadın söz konusu olduğunda merhamet, adalet ve hakkaniyetten asla vazgeçmeyelim. “Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davranandır”
8 buyuran Peygamber Efendimizin davetine icabet edelim. Emaneti gözü gibi koruyan müminler olarak şöyle dua edelim: “Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle”
16 notes
·
View notes
Text
Meslek Seçimi Nasıl Yapılır?
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/829ae8a268e4d708950317dc1bc3c0e7/0bfab92eb9c02453-47/s540x810/a3178d26e3cf592ad5b2037a2da7fbcaf73801f8.jpg)
Meslek seçimi nasıl yapılır? Konusu bir insanın hayatında son derece büyük bir yer tutar. Bu konu ile ilgili olarak ilk başta önemli olan şey, kişinin tercih ettiği ya da edeceği mesleğe uygun olup olmaması olmalıdır. Yani herhangi bir işi yapıp yapmayacağı bir kişinin kişiliği, aldığı eğitim ya da bir takım ilgi alanları ve hatta cinsiyeti ile bile son derece yakından alakası olan bir durumdur. Bu nedenle her insan her tür mesleği yapamaz. Yapsa bile o işe uygun olmayacağı için tercih etmek durumunda kaldığı işle ilgili olarak bir takım sorunlar yaşar ve işe hiçbir şekilde uyumlanamaz. https://www.youtube.com/watch?v=xJhgOqNUKZ4
Meslek Seçimi Nasıl Yapılır?
İnsanların pek çoğu sevdiği ve kendisi için uygun gördüğü mesleği icra etmek ister. Bu nedenle de doğru meslek seçimi testi yapılması son derece büyük bir önem taşır. Yalnız bu noktada ne yazık ki ekonomik faktörler de söz konusu olacaktır. Yani insanlar eğer ki çok zengin bir aileden gelmiyorsa pek fazla gelir getirmeyen ya da getirecek olsa bile çok zor iş bulacağı bir mesleği tercih etmek istemez.
Meslek seçimi yaparken dikkat etmeniz gereken bir takım unsurlar ve bu konuda göz ardı etmemeniz gereken bazı durumlar da son derece önemli olacaktır. Bu nedenle bu yazımızda sizler ya da meslek seçimi yapma aşamasında olan çocuklarınız için bu tür konularla ilgili tecrübe ve bilgilerimizi sunduk. Meslek Seçimi Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar Nelerdir? Meslek seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir denildiği zaman akla ilk gelecek olan soru meslek seçimi yapacak olan kişinin sayısal mı yoksa sözel bir beyne mi sahip olduğudur. Türkiye için belirli bir meslek sahibi olmak açısından eğer ki üniversite okunarak bir meslek sahibi olunacaksa sınav sistemi vardır. Üniversitede bölüm tercihi yapacak olan kişiler; sözel, sayısal ya da eşit ağırlık gibi gruplara ayrılır. Bu ayrım sonucunda öğrenciler hayatlarını ne gibi bir meslek tercihi yaparak devam ettireceklerine karar verir.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/829ae8a268e4d708950317dc1bc3c0e7/0bfab92eb9c02453-47/s540x810/a3178d26e3cf592ad5b2037a2da7fbcaf73801f8.jpg)
Sayısal bir beyne sahip olan kişiler için meslek seçimi genel olarak mühendislik, kimyagerlik, doktorluk ya da bilgisayar veya yazılım ile ilgili mesleklerdir. Sözel bir zekâya sahip olan kişiler ise daha çok edebiyat, tarih, hukuk ya da sanat tarihi, arkeoloji veya bazı öğretmenlik alanlarında yer alan meslekler olarak belirlenir. Meslek tercihi yaparken bir insanın hayatını belirli bir gelir seviyesine göre şekillendirebileceği ve kazanç bakımından yüksek olan meslekler tercih edilmelidir. Para kazanmak kadar elbette ki o işi sevmek de son derece büyük bir önem taşır. Yaptığı mesleği sevmeyen bir insan kolay bir iş yapsa bile o işe adapte olmakta güçlük çeker ve asla başarılı olamaz. Bu nedenle meslek seçimi son derece önemli bir karardır. Yeteneğe Göre Meslek Seçimi Yeteneğe göre meslek seçimi ailelerin çocukları için yaptığı en önemli yönlendirmeler olacaktır. Eğer ki bir insanın çocukluğundan beri herhangi bir alana ya da bir sanat dalına yeteneği varsa bu durum daha çocuk yaştan tespit edilmeli ve bilinçli bir şekilde çocuk, o mesleğe yönlendirilmelidir. Bu tiyatro, resim, müzik ya da dans olabilir.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/cca827ba374662bcd81308557398c6ae/0bfab92eb9c02453-17/s540x810/b1dd3b8ee9365fd0d2d6c3998cce9194e51e9926.jpg)
Çocuğun Meslek Seçimi Testi Çocuğun meslek seçimi testi genel olarak montisör okullarda yapılan bir testtir. Bir takım sorularla çocukların ilgi alanları ve yetenekleri keşfedilerek çocuklar o mesleğe yönlendirilir ve doğal olarak daha başarılı ve mutlu nesiller yetiştirilir. Read the full article
0 notes
Text
The Best Neighbour
Herkese merhaba! 💟💟
Bugün yepyeni bir challenge ile birlikte sizlerleyim!
⩥Bu challenge'ın amacı hayatınızın en önemli anlarını hayatınızın en önemli parçaları ile biri ile geçirmek olacaktır.
⊠KURALLAR⊠
⩥öncelikle 2 tane yetişkin ve 1 tane toddler olacak şekilde 2 tane aile yaratıyorsunuz. ( toddlerların cinsiyeti farketmez ama 2 yetişkin toddlerların ebevyni olmak zorunda! )
⩥Bu yaptığınız aileyi yan yana olacak şekilde 2 eve yerleştiriyorsunuz.
⩥Sizin asıl amacınız 2 ailede de olan toddlerlar! (Yetişkinler ile fazla zaman geçirmenize gerek yok)
⩥aileler birbirleriyle tanışacaklar ve toddlerlar çok iyi zaman geçirecekler. Bu zamandan sonra ayrılmaz bir ikili olacakları ortaya çıkmıştır.
⩥Evleri hile ile yapabilirsiniz. Fakat ev dışında hile kullanmak yasaktır!
⩥Hangi ailede oynamak istiyorsanız oyunun başında seçebilirsiniz ama dikkat edin bu seçenek oyunun ilerleyen zamanlarında değiştirilemeyecektir!
⩥Cümlelerde geçen "diğer çocuk" sözcüğü komşunuzdur. Komşu çocuğu demek biraz garip geldiği için bu şekilde yaptım.
⩥Orada yazmayan şeyleri kendi istediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz (Trait, Meslek) gibi.
⊠Oyun İçi⊠
Toddler:
⩥Aileler taşındıkları gün ( oyunun başladığı ilk gün ) tanışmak zorundalar.
⩥Toddler olan simler hergün birbirleriyle vakit geçirecekler.
⩥Toddlerlar yaş atlamadan önce en az 1 kere kavga etmeleri gerekir. ( bu bir yemek, oyuncak üzerine olabilir )
⩥Toddlerlar doğum günlerini birlikte yapmak zorundadırlar.
Kid:
⩥Çocuklar en sonunda büyümüştür! Artık aynı okula giderler ve okula hergün birlikte giderler.
⩥Çocuklar Kid iken en az 3 kere parka gitmeleri ve birbirleriyle oyun oynamaları gerekir.
⩥Çocukların sadece 1 tanesi bilgisayara sahip olduğu için bazı günler diğer çocuk bilgisayar oynamak için diğer çocuğun evine gidebilir.
⩥Ailelerden birinin çocuğu yaptığı bir davranıştan dolayı 2 günlük ceza almıştır ve 2 gün birbiriniz arasında hiçbir şekilde iletişim olmayacaktır.
⩥Cezalı olan çocuk evden kaçıp diğer çocuğu görmeye gelecektir.
⩥Yaşasın çocuklar bir yaş daha büyüdü! Bu kutlama çok özel olmalıydı! o yüzden doğum günlerini şehrin en sevilen cafelerinden birinde yaptınız!
Teen:
⩥Çocuklar artık Teen! Daha farklı bir düşünce yapısı ve yeni fikirler! Ama bu fikirleri bu kadar doğru kullanabilmiş değiller. Çünkü çocuklar Teen iken evden kaçıp reşit olmamalarına rağmen sahte kimlikler ile gece klüplerine giderler. Bu olay 3. tekrarlanmadan sonra ailelerinin diline düşer ve çocukların ikisinede 3 günlük ceza verir!
⩥Cezaları artık bitti! Bu ceza sürecinde sizin kontrol etmiş olduğunuz teen sim müzik enstrümanları çalmaya başladı!
⩥Cezası bitince sizin kontrol etmiş olduğunuz teen sim enstrümanını alıp diğer teenin evine gider ve orada yeni kazandığı hobiyi gösterir.
⩥komşu çocuğu bunu bir avantaj olarak kullanır ve enstrümanı ve çocuğu alıp parka giderler. Sizin kontrol etmiş olduğunuz sim sokaklarda çalmaya başlar ve kendi harçlıklarını çıkarmaya başlarlar!
⩥Ailelerinin bu durumdan haberi yoktur ve hiçte öğrenmemiştir. Artık sır tutma konusunda daha iyilerdir.
⩥O da ne? Okulunuzdaki bir Simden hoşlanmaya başladınız! Acaba ona karşı olan hislerinizi söylemelimiydiniz? Hemen diğer çocuğun yanına gidip ondan tavsiye aldın!
⩥Kıza açıldın ve teklifini geri çevirmedi! Artık birer sevgiliydiniz. Fakat bu çok uzun sürmeden değişecekti. Çünkü sizi diğer çocuk ile aldattığını öğrendiniz.
⩥Hayatınızın dostu dediğiniz kişi size ihanet etmişti ve onunla birdaha konuşmadınız. Bu da doğum günlerinizi ayrı geçirdiniz anlamına geliyor.
Young Adult:
⩥Artık büyüdünüz. Ama eskisi gibi mutlu değildiniz. Depresyona girmiştiniz. Hayatınızdan 1 değil 2 parça eksikmiş gibi hissediyordunuz. Bu durum günlerce devam etti.
⩥Artık dayanamadınız ve diğer çocuğun evine gitmeye karar verdiniz. Kapıyı açınca şok olmuştunuz. Çünkü ikinizde birbirinizin hatırladığı gibi değildi. Çok değişmiştiniz. Ama içinizden bir his onun sizin hayat arkadaşınız olduğunu söylüyordu.
⩥İçeri girdiğinizde birbirinizi ne kadar özlediğinizi anlamıştınız. Saatlerce konuştunuz. Hatta onun evinde bile kaldınız.
⩥Günleriniz yeniden birlikte geçiyordu. Artık barlara gitmek için evden kaçmanıza gerek yoktu.
⩥Bir zaman sonra birikimleriniz ile ayrı bir eve çıkmak istediniz ve bunu aileleriniz ile konuştunuz. Başta ısrar etselerde en sonunda izin verdiler.
⩥Yaşasın Artık kendinize ait bir eviniz vardı! Artık siz birer komşu değil birer ev arkadaşıydınız!
⩥Ev mobilyasızdı ama yinede çok güzeldi. Mobilyaları yavaş yavaş alınca artık oraya "Burası benim evim" diyebilirdiniz.
⩥Doğum gününüz gelmişti! Evinize birkaç arkadaşınızı ve ailelerinizi davet ettiniz.
Adult:
⩥Artık büyümenize o kadar sevinmiyordunuz. Çünkü biliyordunuz ki zaman elinizden sevdiklerinizi yavaş yavaş alıyordu.
⩥Birgün ev arkadaşınız size çocuk evlat edinme fikri ile geldi. Siz hemen kabul ettiniz çünkü hayatınız boyunca çocukları çok sevmiştiniz.
⩥Evlat edindiğiniz çocuk gelince hepiniz bir tatile gittiniz.
⩥Artık yavaş yavaş yorulmaya başladınız. Elinizde her istediğiniz vardı. Para, ev, arkadaş, ve tatlı bir çocuk.
⩥Yaşasın... Yeni bir yaşa girdiniz. Artık hiç mutlu değildiniz. Evlat edindiğiniz çocuk büyümüştü. Onun dolaşıp eğlendiğini gördüğünüzde onu kıskandınız. Çocukluğunuz aklınıza geldi.
Elder:
⩥Birgün evlat edindiğiniz çocuk evleneceğini söyledi. Çok heyecanlandınız. Hemen evleneceği sim ile tanıştınız.
⩥Evleneceği sim çok iyi birisiydi. Birbirleri için yaratılmış denilecek bir çiftti.
⩥Tebrikler. Evlat edindiğiniz sim evlendi. Zamanın ne zaman bu kadar hızlı geçtiğini anlamadınız. En son küçücük olan çocuk bugün evlendi.
⩥Artık herşey baştaki gibiydi. Evde sadece ikiniz vardınız. Sessiz bir şekilde ölmeyi beklemekten başka yapacak birşeyiniz yoktu...
1 note
·
View note
Text
Hamileyken bebeğin erkek olup olmadığını anlamak için hamileliğin dördüncü ayını beklemeniz gerekir. Üçüncü ayın sonundan itibaren bebeğinizin cinsiyetini öğrenebilirsiniz. Erkeklerin cinsiyeti erkekler tarafından kadınlardan daha iyi tanınır. Erkek çocuk sahibi olmak isteyen hamile kadınlara önerilen yiyecek ve içecekler de vardır. Anneannelerimizden öğrendiğimize göre erkek çocuklar en geç 15. gebelik haftasında belli olur. Ayrıca hamileliğin ilk birkaç haftası erkek gebelikte rahat geçer, annede ağrı olmaz ve sabah bulantısı olmaz. Bebeğin Erkek Olduğu Nasıl Anlaşılır? İşte erkek çocuğa hamile olup olmadığınızı nasıl anlayacağınızla ilgili bazı ipuçları. Bilgilerin bir kısmı genel kabul görmektedir ancak çoğunun bilimsel dayanağı yoktur. Anne karnının daha sivri olması ve karnının kıvrık olması erkek çocuk doğacağına işaret eder. Ayrıca hamile bir kadının canı tuzlu veya ekşi bir tat aldığında erkek çocuk doğuracağına inanılır. Erkek Bebek Kesesi Hangi Tarafta Olur? Gebelik kesesi olan taraf ile bebeğin cinsiyeti arasında bir ilişki vardır. Bebek cinsiyetinin plasenta ve kromozomlarla ilgisi vardır. Plasenta sağda görünüyorsa, bu X ve Y kromozomlarını gösterir. XY kromozomlarınız varsa bebek erkektir. Dolayısıyla ultrasonda fetüs sağda ise cinsiyetinin erkek olduğunu söyleyebiliriz. Ultrasonda plasenta solda ise, o zaman XX kromozomu var demektir ki bu da bebeğin kız olduğunun işaretidir. Erkeklerde kese genellikle sağdadır. Bu gibi durumlarda bile erkek bebeğe hamile olduğunuz belli olabilir. Ancak en kesin çözüm 16. haftadan sonra cinsiyet testi yaptırmak. Bebeğin cinsiyeti 13 ile 16. haftalar arasında ultrason ile net olarak belirlenebilir. Erkek Bebek Hamileliği Nasıl Geçer? Erkek Bebek Hamileliği Nasıl Geçer Erkek bebek hamileliğinin belirtilerinden biri de anne adayının hep sol tarafına yatmak istemesidir. Hamileyken bebeğin erkek olup olmadığını zaten biliyorsanız, bir erkek çocuğunun belirtileri ilginizi çekmeyebilir. Ama erkek çocuk sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? Bir erkeğin hamileliği bir kızınkinden daha kolaydır. Anne adayları ilk birkaç hafta gebelik belirtisi bile göstermeyebilirler. Özellikle sabah bulantısı erkek gebeliklerde görülmez. Mide bulantınız olmasa, bu bir erkek belirtisi olarak kabul edilir. Erkek çocukların belirtilerinden biri düşük karındır. Bu, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kasıkta ağrıya neden olabilir. Dilerseniz hamilelikte kasık ağrısı yazımızı ziyaret ederek şimdiden fikir edinebilirsiniz. Erkek Çocuğa Hamile Olan Kadınlar Ne İster? Bir erkek çocukla hamilelik sırasında yemek istekleri genellikle tuzlu veya ekşi yiyeceklerle ilişkilendirilir. Bu, ortalama bir annenin tuzlu veya ekşi yiyeceklere can atmasına neden olan hormonal bir durumdur. Bebeğinizin cinsiyetini öğrenmek için ilk üç ayı gözden geçirmelisiniz. Bu süreçten sonra bebeğin cinsiyetini bilimsel olarak bilmek ve kesin sonuçlara varmak kolaydır. Erkek çocuğa hamile olan kadınların daha çok tuzlu ve ekşi yiyecekler yediklerine inanılmaktadır. Aynı şekilde görünen bu pozisyonun da bilimsel bir dayanağı yoktur. Çoğu kadın hamileyken bebeğin erkek olup olmadığını aşerdiği yiyeceklerle doğru tahmin edebilmektedir. Gebelikte Cinsiyeti Hangi Ayda Öğrenirsiniz? Hamileyken bebeğin erkek olup olmadığını öğrenmek için hamileliğin üçüncü ayının sonuna gelmeniz gerekir. Genellikle çocuğun cinsiyetini 4 aylıkken öğrenebilirsiniz. Bununla birlikte, gelecekte daha doğru sonuçların elde edilmesi mümkündür. Bebeğin cinsiyeti özellikle 13. ve 16. haftalarda netleşir. Bebeğin anne karnındaki konumu ve çeşitli faktörler bebeğin cinsiyetini belirleyebilir. Ancak bu dönemde cinsiyetle ilgili hatalar da yapabilirsiniz. Tedbir olarak 6. haftadan sonra cinsiyeti hatırlamanızı öneririz. Bir erkek çocuğa hamileyseniz, cinsiyeti 13. haftada öğrenebilirsiniz. Genellikle erkek olan bebeklerin teşhis edilmesi daha kolaydır. Hamilelikte Bebeğin Erkek Olma Belirtileri Nelerdir?
Hamilelikte Bebeğin Erkek Olma Belirtileri Hamileyken bebeğin erkek olup olmadığını doğrulamanın birçok yolu vardır. Cinsiyet ayrıca anne karnının konumu ve oluşumu, idrar rengi ve yüz çizgileriyle de belirlenebilir. Ancak kesin sonuçları içermezler. İşte bir erkek çocuğa hamile olduğunuzun belirtileri: Özellikle yüz bölgesinde sivilceler artar. İdrarınızın rengi soluk sarı veya beyazımsı ise, bir erkek çocuğa hamile olabilirsiniz. Anne rahminin görünümü aşağı doğrudur. Sağ meme büyük görünüyor. Ayaklarım hep üşüyor ve o serinlik hissi hiç geçmiyor. Hamile kadınların saçları normalden daha hızlı uzar. Ekşi yemek istiyorum. Tuzlu yiyecekler aşermeye neden olur. El ve ayaklardaki cilt kurur ve çatlar. Genellikle bu sol taraftır. Erken belirtiler çok nadirdir. Kusma ve mide bulantısı daha az yaygındır. Kadının bunlar ve benzeri birçok belirtiye göre gebeliğinde erkek bebek olacağı kabul edilir. Büyükannelerden öğrendiğimize göre, erkek bebekler anne karnında hareketsiz bir yaşam tarzı sürerler. Kız bebekler ise daha çok tekmeler. Popüler inanışa göre anneler erkek çocukları için tatlı ve tuzlu şeyler isterler. Ekşi canı çok çekerse bebeğin cinsiyeti kız olur. Ne yazık ki, bebeğin erkek veya kız olması için kesin bir yöntem yoktur. Ancak, tercih ederseniz, bir tahminde bulunmak için Çin takvimi cinsiyet hesaplayıcısı kullanabilirsiniz.
0 notes
Text
Bilim adamları LGBTQ + gençler arasında intihar riskini araştırıyor
Chloe cinsel kimliğini sorgulamaya başladığında 12 veya 13 yaşındaydı. Kızların ilgisini çekti. Sınıf arkadaşlarının çoğundan farklı olduğunu biliyordu. Bu yüzden Birleşik Krallık'taki okuldaki duyguları hakkında konuşmadı. Onları ailesiyle de paylaşmadı. Onaylamayacaklarını biliyordu. “İyi olacak bir şey değildi,” dedi. İçinde bir izolasyon hissi oluştu ve Chloe gittikçe daha fazla uyumsuz hissetti. Sonunda kendini öldürmeye çalıştı. Ne yazık ki, Chloe izole bir dava değildi. Gençlik Risk Davranışı Gözetleme Sistemi ABD'de orta okul ve lise öğrencilerinden veri toplar. 2017 verileri , tüm lise öğrencilerinin yüzde 17'sinin - yaklaşık altı kişiden biri - ciddi şekilde kendilerini öldürmeyi düşündüğünü göstermektedir. Bu rakam lezbiyen, gey veya biseksüel olanlar için neredeyse her iki gençten biriydi (neredeyse yüzde 48). Ve bu gençlerin yüzde 23'ü denemeler yaptı. Cinselliklerinden emin olmayan her üç gençten biri (yüzde 32) yaşamlarını sona erdirmeyi düşündü; Yüzde 14'ü denedi. Bu hikaye için Chloe'nin adı değiştirildi. Öyleyse bu makalede hayatlarını sona erdirmeye çalışan başkalarının isimleri var. Neyse ki, bu gençler hayatta kaldı. Sorunlarıyla başa çıkmak için destek aldılar. Bilim adamları, LGBTQ + insanlar, özellikle gençler için intihar risklerinin neden daha yüksek olduğunu araştırmaya başladı. (LGBTQ lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve queer veya sorgulama anlamına gelir. “+”, Diğer kategorilere uymayan cinsel veya cinsiyet kimliğine sahip bireyleri ifade eder.) Araştırmacılar, sorundan kaynaklanıyor gibi görünüyor. toplumun bu azınlıklara nasıl davrandığı. Bu gençlere yönelik tutumların değişmesi, daha fazla yaşamalarına ve gelişmelerine yardımcı olabilir. Anna Mueller Illinois'deki Chicago Üniversitesi'nde sosyolog. Herhangi bir intihar çok fazla. Pek çok gencin yaşamı yaşamaya değmeyeceğini bulması bir trajedi. Ancak, “Gördüğümüz istatistiklerin gerçekliğini değiştirmememizin bir nedeni yok” diye ekliyor. Değerlenmemek Birçok LGBTQ + genç henüz sınıf arkadaşları arasında “dışarıda” değil. Ve çoğu insan bu cinsel azınlıklara kaç kişinin üyesi olduğunun farkında değil. 2017 Gallup anketinde , ABD'li yetişkinlerin yüzde 4,5'i lezbiyen, gey, biseksüel veya transeksüel olduklarını söyledi. Ayrıca cinselliklerini sorgulayan insanlar da var. Ayrıca, cinsel duyguları olmayan insanlar gibi başka cinsel azınlık grupları da vardır. Bu yüzden LGBTQ + grupları muhtemelen ABD'deki her 20 kişiden birini içerir. Mueller, cinsel bir azınlık olmanın, bir kişinin intihar veya diğer akıl sağlığı sorunları için daha yüksek bir riskle karşı karşıya olması gerektiği anlamına gelmesinin bir nedeni yoktur. “Çocukları intihar riskine sokan şey aileler, arkadaşlar ya da topluluklar tarafından reddedildiklerini ve kendilerinden utandıklarını hissettikleridir.” Tüm bu streslerle başa çıkmak, “gerçekten zor olabilir” diyor.
Toplumun cinsel azınlıklara karşı davranışı bazı gençleri kim olduklarından utanıyor ve bu acı veriyor. Bu duygular genellikle toplum farklı olanlara bir damgalama merceğiyle baktığında ortaya çıkar . “Stigma farklı insanlara değer vermemekle ilgili,” diye açıklıyor Ian Rivers. "Onları daha az değerli veya daha az önemli olarak görmek" ile ilgilidir. Rivers, İskoçya, Glasgow'daki Strathclyde Üniversitesi'nde psikologdur. Toplum, azınlık grubundaki insanlara daha az değere sahipmiş gibi davrandığında, bu bireyler ciddi stres hissedebilirler. Nehirler ve diğer araştırmacılar bir araştırmanın parçası olarak Chloe ve diğer 16 LGBT yetişkinle uzun süre konuştular. Ortalama olarak, çalışma katılımcıları hayatlarını ilk kez bitirmeye çalıştıklarında 17,5 yaşındaydılar. Bir tanesi sadece 11 yaşındaydı. Ekibin öğrendikleri , Sosyal Bilimler ve Tıp'ın Eylül 2018 sayısında ortaya çıktı . Bazı durumlarda, damgalanma zorbalığa yol açar. Bir çalışma katılımcısı olan Sirus, “Çocuklardan tecrit edildim ve bana korkak demeye başladılar ve bunun gibi şeyler” dedi. Alay şiddete dönüştü. Ve ekledi, “öğretmenler onu almadı.” Böylece hiçbir şey yapmadılar. 2015 yılında Mueller ve meslektaşları, zorbalık ve lezbiyen, gey ve biseksüel gençlerin intiharları arasında bir bağlantı buldular. Zorbalık arttıkça, Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'nde, gençlerin hayatlarını sona erdirme düşüncelerinin oranları da arttı . Ancak zorbalık, LGB gençlik oranlarının neden diğer gençlerden daha yüksek olduğunu tam olarak açıklamamıştır. “Bu sadece zorbalıkla ilgili değil,” diye açıklıyor Mueller. “Bu, akranlardan veya ailelerden reddetme veya utanç gibi başka birçok faktörle ilgili.” Bu duygular, Rivers'ın ekibi LGBT insanlarla konuştuğunda ortaya çıktı. Nicky, “Kendimi her zaman partilerde, okulda ders dışı şeyler ve sosyal aktivitelerden uzak hissettim” dedi. Rivers'ın çalışmasına katılan bir trans adam. Ve bu acıdı, dedi. “Her zaman başkalarının benim hakkımda ne düşündüğüne ya da başkalarının benim hakkımda ne düşündüğüne çok önem veririm.” Stigma ayrıca insanların yalnız olduklarını hissetmelerini sağlayabilir. Donna çalışmadaki bir lezbiyen. Okuldan ayrılmayı sevdiği bir kızdan sonra, “Kaybolduğum duygularım hakkında konuşabileceğim ve konuşamayacağım kimse yoktu” diye hatırladı.
Topluluktaki veya çevrimiçi diğer kişilere ulaşmak, LGBTQ + gençlerin ihtiyaç duydukları desteği bulmalarına yardımcı olabilir. Gençler ayrıca diğer insanların kötü tutumlarını içselleştirebilirler. Başka bir deyişle, başkalarının söylediklerine inanmaya geliyorlar. Bu doğru olmasa da, sadece aynı cinsiyetten bir çekim yaşadıkları için “iyi olmadıklarına” inanmaya başlayabilirler, diyor Mueller. İşleri zorlaştırmak için toplum tipik olarak “herkesin heteroseksüel olduğunu” varsayar. Bu, “otomatik olarak dezavantajlı olmayan herkesi koyar” diyor. Rivers'ın çalışmasında, Thomas adında bir eşcinsel adam çok dini bir geçmişten geldi. Erkeklere yönelik çekiciliğinin onu kötü bir insan haline getirdiğine inanmaya geldi. “Cehenneme gideceğime ikna oldum,” dedi. Rivers ve diğerleri için, bu tür hikayeler bir eylem çağrısıdır. “Gençlerin desteklenmediklerini hissetmelerine izin vermek - acı, endişe, depresyon ve sosyal izolasyona neden olmak - mücadele etmemiz gereken bir şey” diyor. Küçük olan daha zor Geoffrey Ream, düşmanca bir sosyal ortamın yarattığı yüklerin LGBTQ + gruplarında “en genç insanlara en çok düştüğü” diyor. New York, Garden City'deki Adelphi Üniversitesi'nde sosyal hizmet profesörü olarak son zamanlarda ABD Ulusal Şiddetli Ölüm Raporlama Sisteminden elde edilen verilere girdi. Bu veriler cinsiyeti bilinen insanlar arasında 2.209 intihar ölümünü içeriyordu. İntihar nedeniyle ölenlerin çoğu - yüzde 89 - 18 yaş ve üzerindeydi. Bununla birlikte, LGBT gençler 12-14 yaşlarındaki 49 kurbanın yüzde 24'ü idi. LGBT gençler de 15-17 yaş arası gençlerin yüzde 16'sını oluşturdu. Perspektif olarak, LGBTT bireyler 25-29 yaşları arasındaki intiharların çok daha küçük bir kısmını - yüzde 8 - oluşturdu. Ream, gençlerin yaşlı insanların karşılaştığı zorluklarla başa çıkmak için “aynı psikolojik kaynak seviyesine sahip olmadıklarını” açıklıyor. Dolayısıyla çocuklar ve gençler, cinsel bir azınlığın parçası oldukları takdirde toplumun kendileri üzerinde toplayabileceği kötüye kullanımla baş etmeye daha az hazırdır. Gençlerin evden çıkma ve yardım edecek kaynakları bulma seçenekleri de daha azdır. Dışarı çıkmak her yaşta çok zor olabilir. Ancak aralar ve gençler hala “ailenin yörüngesine çok yakın” diyor Ream. Bir aile geçmişte stresi iyi idare etmediyse, olayı özellikle gençler için zorlaştırabilir. Bulgularını Mayıs 2019 Ergen Sağlığı Dergisi'nde detaylandırdı . David Huebner, aileyi reddetmenin büyük bir endişe olduğunu kabul ediyor. Washington DC'deki George Washington Üniversitesi'nde psikolog. O ve diğerleri, ebeveynlerin reddetmesinin, genç yetişkin LGB insanlar arasında intihar da dahil olmak üzere sağlık problemleri riskini artırdığını buldular. İsim arama, fiziksel şiddet ve evden atılma, reddinin bariz örnekleridir. Ancak reddetme daha ince olabilir. Örneğin, ebeveynler bir gencin cinsiyet kalıpyargılarına uymadığı için kıyafetini veya davranışını eleştirebilir. “Ebeveynlerin kötü insanlar olduğunu düşünmüyorum,” diyor Huebner. Bazı ebeveynler çocuklarının kimliğini hemen kabul eder. Bazıları asla yapmaz. Huebner ve diğerleri, geçen Temmuz ayında Cinsel Davranış Arşivlerinde rapor edilen bir oğluna veya kızına uyum sağlamak için iki yıla kadar sürebilir . Ebeveynler, “çocuklarının olduğu toplumdan gelen aynı LGBT karşıtı mesajlara maruz kaldıkları için” haberiyle mücadele edebilir, diyor, Ama eğer ebeveynler oğullarının veya kızlarının cinsel kimliğini kabul etmek için uzun zaman alırlarsa, destek. Ve genç bir kişiye reddetmek gibi hissettiren davranışlar daha olasıdır. “Bu kesinlikle çocuğun intihar riskini artırabilir” diyor. Konuları daha karmaşık hale getirmek için, genç beyin büyük ölçüde devam eden bir çalışmadır . Bu, gençlerin riskli davranışlarda bulunma olasılığının yetişkinlerden daha fazla olmasının bir nedenidir. Ve gençlik yıllarında çok fazla stres var. Gençlik Risk Davranışı Araştırması'na göre, ABD'deki altı lise öğrencisinden biri olan büyük bir pay hayatlarını sona erdirmeyi ciddi şekilde düşündü . Ne yapılabilir?
Yardım ve destek sadece bir telefon uzaklığındadır. Neyse ki, hem düz hem de LGBTQ + gençler kendilerine ve başkalarına yardım etmek ve korkunç istatistikleri değiştirmek için adımlar atabilir. Bir krizde destek sadece bir telefon kadar uzak. Daha da iyisi, bir kriz ortaya çıkmadan önce harekete geçebilirsiniz. Huebner, henüz dışarı çıkmamış olan gençlerin, zamanı geldiğinde bağırsaklarına güvenmeleri gerektiğini söylüyor. Güvensiz hissediyorsanız ailenize söylemeyin. Ancak, “Yaklaşan olayın bir çocuğun düşündüğünden daha kötü gittiğini nadiren duydum” diye ekliyor. Bunun çoğu çocuk ve gençlerin ebeveynlerinin onları ne kadar sevdiğini takdir etmediği düşünüyor. “Genellikle ebeveynler düşündüklerinden daha iyi tepki verir” diyor. Grubu , yardımcı olacak bir çevrimiçi video ve diğer kaynaklar geliştirdi . Ailesine söylemekten çekinmeyen gençler destekleyici bir topluluk bulmak için çevrimiçi olabilirler. “Güzel olan şey, internet çağında Trevor Projesi veya diğer organizasyonlar gibi gruplara gerçekten kolayca erişebilmenizdir ” diyor Mueller. Trevor Projesi LGBTQ + gençler için gizli online sohbetler ve metinler sunmaktadır. Ayrıca 1-866-488-7386 numaralı telefon hattına sahiptir. İntiharlarda yükseliş, gençlerin umutsuzlukla başa çıkmalarına yardımcı olma gereğini vurgulamaktadır Sorunlu çocuklar da konuşmak için bir arkadaş, öğretmen, koç, doktor veya başka güvenilir bir kişi arayabilir, diyor Rivers. “Yalnız olmadığınızı ve insanların sizi desteklemeye hazır olduğunu fark etmek intihar düşünceleriyle mücadelede ilk adım” diyor. “Hepimizin hayatlarımızda stresli zamanlarda müttefiklere ihtiyacımız var. LGBTQ + gençlerin de müttefiklere ihtiyacı var. ” Mueller, bazı okulların ve toplulukların LGBTQ + gençleri için güvenli alanlar yaratmak için kulüpleri veya ittifakları olduğunu belirtiyor. Düz gençler, arkadaşlarına ve sınıf arkadaşlarına destek göstermek için bu grupların çoğuna katılabilir. Mueller, zorbalık veya homofobi görürseniz özellikle konuşmak önemlidir - eşcinsellerin ve diğer cinsel grupların acı verici bir hoşgörüsüzlüğü. Küçük kardeşi sekizinci sınıftayken popüler çocuklardan biriydi. Diğer çocuklar LGBTQ + insanları hakkında kötü yorumlar yaptığında, durmalarını söyledi. “Kız kardeşim gey ve bunu bir daha söylediğini duymak istemiyorum,” diye hatırlıyor. “Bunu yapmak gerçekten cesurdu.” “Nazik ve anlayışlı olun. Empati kur, ”diye ekliyor Rivers. Başka bir deyişle, kendinizi diğer kişinin yerine koyun. Ne hissettiklerini hissetmeye çalış. Ve onları dinlemek için zaman ayırın. Çocuklar ayrıca okullarının öğretilerinin insanların çeşitliliğini yansıtmasını sağlamasını isteyebilirler. Pennsylvania'daki Pittsburgh Üniversitesi'ndeki araştırmacılar son zamanlarda kapsayıcı cinsel eğitim sınıflarının gençlerin zihinsel sağlığını iyileştirmeye yardımcı olup olamayacağını araştırdı. Ortalama olarak, cinsiyet eğitimi verilen sınıflarda LGBTQ + gruplarını öğreten bir devlet okulunun her yüzde 10'u için, bildirilen intihar planlarının oranları eyaletteki tüm gençler için yüzde 20 düştü. Bulgu, kapsayıcı okulların herkese yardım ettiği fikrini desteklemektedir. Bulguları Mayıs 2019 Ergen Sağlığı Dergisi'nde yayınlandı . Bir arkadaşınız krizde ise ne yapacağınız hakkında daha fazla bilgi edinin. “Eğitim alın. Gelmeden önce eğitim alın ”diyor Ream. “Çıldırmayın. Ancak dinleyin ve kimin arayacağınız ve ciddi bir krizse nereye göndereceğiniz konusunda bir fikriniz olsun. ” Trevor Projesi'nin Cankurtaran Atölyesi'nde öğretmenler ve öğrenciler için çevrimiçi eğitim materyalleri bulunmaktadır. Ayrıca, çoğu LGBTQ + genç de dahil olmak üzere gençlerin çoğunun yaşamlarını sona erdirmeye çalışmadığını unutmayın. Aslında, çoğu LGBTQ + insan mutlu ve iyi ayarlanmış, diyor Ream. Ve ihtiyaç duyan diğerlerine yardım etmek için bir araya gelecekler. “Önemli,” diye ekliyor, “gençlerin kendileri için kök salmış ve başardıklarını umarak bu büyük topluluk olduğunu bilmeleri için.”
Çoğu LGBTQ + insan mutlu, iyi ayarlanmış bireylerdir. Tüm gençler, cinsel yönelimlerine bakılmaksızın, başkalarıyla arkadaşlık kurarak desteklerini gösterebilirler. İntihar, birçok akıl sağlığı sorunu gibi karmaşık bir konudur. Ancak insanlar onları saklamaya veya utançla davranmaya çalışırsa bu sorunlar düzelmez. “Devam et ve sessizliği boz,” diyor Ream. "Konuşmayı tamamla." “Genç LGBTQ insanlarının dünyaya sunacak çok şeyleri var,” diyor Rivers. Birçoğu dinamik, zeki ve düşünceli insanlar. “Onlar gelecekteki bilim adamlarımız, politikacılar, hemşireler, bakıcılar, ebeveynler, sanatçılar, insani yardımcılar, savunucular ve akademisyenler” diye ekliyor. “Bu insanlar olmasaydı, dünya daha fakir bir yer olurdu.” 2016 yılı itibariyle intihar, 15-29 yaşları arasındaki gençler ve genç yetişkinler arasında ikinci önde gelen ölüm nedenidir. Siz veya tanıdığınız biri intihar düşüncelerinden muzdaripse lütfen yardım isteyin. Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1-800-273-TALK (8255) Ulusal İntiharı Önleme Hattı'nı arayabilirsiniz. Veya Metin 741-741 yapabilirsiniz. Lütfen sessizliğe kapılmayın. Güç Kelimeleri ergenlik , ergenliğin başlangıcında, tipik olarak 11 ila 13 yaşları arasında başlayan ve yetişkinlikle biten bu fiziksel ve psikolojik gelişim geçiş evresindeki biri. anksiyete Aşırı huzursuzluk ve endişeye neden olan olaylara sinirsel tepki. Endişeli insanlar panik atak bile geliştirebilir. ortalama (bilimde) Daha sonra grubun büyüklüğüne bölünen bir sayı grubunun toplamı olan aritmetik ortalama için bir terim. davranış Bir şeyin, genellikle bir kişinin ya da başka bir organizmanın, başkalarına karşı davranması ya da kendini yönetmesi. biseksüel Hem erkeklere hem de kadınlara cinsel olarak ilgi duyan biri için sıfat. zorbalık (v. zorbalık) Ortalama ruhlu bir tekrarlanan davranış grubu. Alay etmeyi, biriyle ilgili söylentileri yaymayı, birine incitici şeyler söylemeyi ve birisini kasıtlı olarak gruplardan veya etkinliklerden çıkarmayı içerebilir. Bazen zorbalık, şiddet kullanan (vurmak gibi) saldırılar, şiddet tehditleri, birine bağırmak veya şiddet içeren bir dili kötüye kullanmak olabilir. Çok zorbalık şahsen gerçekleşir. Ancak çevrimiçi olarak, e-posta yoluyla veya kısa mesajlarla da olabilir. Web sitelerindeki kişilerin sahte profillerini oluşturmak veya utanç verici fotoğraflar veya videolar sosyal medyada yayınlamak gibi daha yeni örnekler. meslektaşım Başka biriyle çalışan biri; bir iş arkadaşı veya ekip üyesi. depresyon Bir alan veya bir kaya yüzeyi gibi düşük bir nokta. (tıpta) Kalıcı üzüntü ve ilgisizlik ile karakterize akıl hastalığı. Her ne kadar bu duygular sevilen birinin ölümü ya da yeni bir şehre taşınma gibi olaylar tarafından tetiklenebilse de, semptomlar uzun sürmediği ve bireyin normal günlük yapma yeteneğine zarar vermediği sürece, tipik olarak bir “hastalık” olarak kabul edilmez. görevler (çalışma, uyku veya başkalarıyla etkileşim kurma gibi). Depresyondan muzdarip insanlar genellikle bir şey yapmak için gereken enerjiden yoksun olduklarını düşünürler. Bir şeye odaklanmakta veya normal olaylara ilgi göstermekte zorlanabilirler. Çoğu zaman, bu duygular hiçbir şey tarafından tetiklenmiyor gibi görünmektedir; hiçbir yerden dışarı çıkabilirler. gelişme (biyolojide) Bir organizmanın gebe kalmadan yetişkinliğe kadar büyümesi, genellikle kimya, boyut ve hatta bazen şekil değişikliği geçirir. çeşitlilik Benzer öğelerin, fikirlerin veya insanların geniş bir yelpazesi. Sosyal bağlamda, çeşitli deneyimlerden ve kültürel geçmişlerden bahsedebilir. (biyolojide) Bir dizi farklı yaşam formu. dynamic Bir şeyi belirten bir sıfat aktif, değişen veya hareket halindedir. (isim) Bir şeyde görülen ya da ölçülen değişkenlik ya da değişkenlik aralığı. çevre Bir organizma veya süreç etrafında var olan tüm şeylerin toplamı ve bu şeylerin yarattığı durum. Çevre, bazı hayvanların yaşadığı hava ve ekosistemi veya belki de sıcaklık ve nemi (veya ilgilenilen bir öğenin etrafındaki şeylerin yerleştirilmesini) ifade edebilir. faktör Belirli bir koşul veya olayda rol oynayan bir şey; bir katılımcı. gay (biyolojide) Cinsel olarak kendi cinsiyetinin üyelerine ilgi duyan insanlar için kullanılan bir terim. Gay genel bir terimdi. Bununla birlikte, son yıllarda, insanlar bunu erkekleri ifade etmek için kullanma eğilimindedir (lezbiyen kadınlar için tercih edilen terimdir). heteroseksüel Karşı cinsten insanlara ilgi duyan biri için kullanılan bir terim. insancıl İnsanlar için daha güvenli ve daha iyi yaşam ve çalışma koşullarını teşvik etmek ve çalışanlara şirketler ve hükümetler tarafından daha adil davranmak için çalışan kişi internet Elektronik iletişim ağı. Dünyanın herhangi bir yerindeki bilgisayarların bilgi bulmak, dosya indirmek ve veri paylaşmak için (resimler dahil) diğer ağlara bağlanmasına izin verir. lens (sosyal konularda) Geniş konuların odaklanmasına yardımcı olan bir tutum veya perspektif. lezbiyen Diğer kadınlara cinsel açıdan ilgi duyan bir kadın. link İki kişi veya bir şey arasındaki bağlantı. ruh sağlığı Birinin duygusal, psikolojik ve sosyal refahı için bir terim. İnsanların kendi başlarına nasıl davrandıklarını ve başkalarıyla nasıl etkileştiklerini ifade eder. İnsanların nasıl seçim yaptıklarını, stresi nasıl ele aldıklarını ve korku veya endişeyi nasıl yönettiklerini içerir. Zayıf zihinsel sağlık, hastalık tarafından tetiklenebilir veya sadece yaşamın zorluklarına kısa vadeli bir yanıtı yansıtabilir. Bebeklerden yaşlılara kadar her yaşta insanlarda ortaya çıkabilir. çevrimiçi (n.) İnternette. İnternette neyin bulunabileceği veya erişilebileceğine ilişkin bir terim. dışarı (cinsiyet konularında) diğer kişilerle cinsel kimlik ya da cinsel yönelim konusunda açık olan birisi. akran (isim) Yaş, eğitim, statü, eğitim veya diğer bazı özelliklere dayalı olarak eşit olan biri. (fiil) Bir şeye bakmak, ayrıntıları aramak. politikacı Bir kasabada veya daha büyük yönetim organında seçilmiş bir makamda çalışan veya bu görevi yürüten kişi. Politikacılar için, insanları (veya örgütleri) yöneten ve hükümet içindeki gücü kullanmak bir meslektir (iş). anket (adj. yoklama) İnsanların görüşlerini örneklemek ve toplamı bir anket veya oylama ile hesaplamak. psikiyatri (adj. psikiyatri) Doktorların insan zihnindeki hastalıkları incelediği ve tedavi ettiği bir tıp alanı. Tedaviler konuşma terapileri, reçeteli ilaçlar veya her ikisinden oluşabilir. Bu alanda çalışan insanlar psikiyatrist olarak bilinir. psikolog Özellikle zihin ve davranışlarla ilgili olarak insan zihnini inceleyen bir bilim adamı veya akıl sağlığı uzmanı. risk Bazı kötü şeylerin meydana gelme şansı veya matematiksel olasılığı. Örneğin, radyasyona maruz kalmak kanser riski taşır. Veya tehlikenin - ya da tehlikenin - kendisi. (Örneğin: İnsanların karşılaştığı kanser riskleri arasında arsenikle kirlenmiş radyasyon ve içme suyu vardı .) cinsiyet Bir hayvanın biyolojik durumu, tipik olarak erkek veya dişi. Seks kromozomları, gonadlar, iç üreme organları ve dış cinsel organlar dahil olmak üzere bir dizi biyolojik cinsiyet göstergesi vardır. Aynı zamanda, genellikle bir yumurta hücresinin bir sperm hücresi tarafından döllenmesi yoluyla, potansiyel yavrular arasındaki bir çiftleşme sistemi için de bir terim olabilir. sosyal toplantılar ile ilgili olarak; gruplar halinde var olmayı tercih eden hayvanlar (veya insanlar) için bir terim. (isim) Birbirlerinin şirketlerinden zevk almak amacıyla, örneğin bir kulübe veya başka bir kuruluşa mensup olan kişilerden oluşan bir toplantı. sosyal bilim İnsan toplumu, insanların katıldığı veya çalıştığı kurum ve kuruluşlar ile bireyler ve bu kuruluşlar arasındaki ilişkilerle ilgilenen bir araştırma alanı. Ekonomi ve siyaset bilimi, insan gruplarının toplumu nasıl organize ettiği ve toplumun iyiliği için önemli kararlar verdiği ile ilgilenen sosyal bilimlerin alt kümeleridir. Tüm bu alanlarda çalışan insanlar sosyal bilimciler olarak bilinir. sosyal hizmet İnsanların bir tür sınırlama veya zorlukla karşılaşan diğer kişilere yardım etmek üzere eğitildiği bir meslek. Bu zorluklar zihinsel, fiziksel, finansal veya sosyal olabilir (başkalarıyla etkili bir şekilde etkileşim kurma yetenekleri). Bu alanda çalışan insanlar sosyal hizmet uzmanı olarak bilinir. toplum Hepsinden daha iyisi için genellikle işbirliği yapan ve birbirini destekleyen entegre bir grup insan veya hayvan. sosyoloji İnsan gruplarının davranışlarını, bu davranışların nasıl geliştiğini ve insan topluluklarını (toplumları) desteklemek için oluşturdukları organizasyonları inceleyen bilim alanı. Bu alanda çalışan bilim adamlarına sosyolog denir. istatistik Sayısal verileri büyük miktarlarda toplama ve analiz etme ve anlamlarını yorumlama pratiği veya bilimi. Bu çalışmanın çoğu, rastgele varyasyona atfedilebilecek hataları azaltmayı içerir. Bu alanda çalışan bir profesyonele istatistikçi denir. damgalanma Bir kişinin utanç kaynağı, utanç kaynağı veya kişinin saygınlığı üzerindeki bir leke - çoğu zaman haklı olarak değil - başkalarının yaptığı, deneyimlediği veya temsil ettiği bir şey yüzünden. düz (cinsiyet konularında) Cinsel olarak kadınlara ilgi duyan bir erkeğin veya cinsel olarak erkeklere ilgi duyan bir kadının terimidir. stres (psikolojide) Bir kişinin ya da hayvanın olağan olma durumunu bozan ya da bir kişi ya da hayvana artan talepler veren bir olaya ya da duruma (stres yaratan) karşı zihinsel, fiziksel, duygusal ya da davranışsal bir tepki; psikolojik stres pozitif veya negatif olabilir. sürveyans Genellikle gizlice veya uzaktan başkalarının davranışlarını izlemek veya izlemek için kullanılan bir terim. anket (insanlarla) Çok çeşitli kişilerin görüşleri, uygulamaları (yemek ya da uyku alışkanlıkları gibi), bilgi ya da becerileri hakkında bilgi toplayan sorular sormak. Araştırmacılar, bu bireylerin verdikleri cevapların yaşları olan, aynı etnik gruba ait olan veya aynı bölgede yaşayan başkalarını temsil edeceği ümidiyle sorgulanan kişi sayısını ve türünü seçiyor. (n.) Bu verileri toplamak için sunulacak soruların listesi. transseksüel Doğumda atanan cinsiyetle uyuşmayan cinsiyet kimliği olan biri için bir sıfat. Seks genellikle birisinin cinsel organlarına göre atanır. aranın Bir çocuk sadece kendi gençlik yıllarını yaklaşan. Tween genellikle 11-12 yaşları için kullanılan bir terimdir. Read the full article
0 notes
Note
Çocuğun olmasını istermiydin , cinsiyeti ne olsun isterdin
kız olmasını isterdim kesinlikle
1 note
·
View note
Video
tumblr
“-Çocuğun cinsiyetine karar verdiniz mi? -Bir erkek istediğimize eminiz. -Pekala -1.80+ boyu, güzel dişleri hatta teni olsun. Ve eğer onun hak ettiği her şeyi veremezsek çalışıp kazanacak kadar güçlü olsun.”
Çoğumuzun gelecek nesillerimizde isteyeceği özellikler ve gerçekçi bir diyalog değil mi? Aslında değil. En azından toplum olarak dışarı yansıtmaya yatkın değiliz. Bizde vardır ya “cinsiyeti önemli değil, sağlıklı olsun yeter.” ancak hiçbir zaman yetmez, tabii dürüst olursak. Sağlıklı olsun yeter! ancak bir erkek çocuğum olsa, şöyle selvi boylu güçlü ve kuvvetli bir erkek çocuğu.“ Ya da ’‘Kız çocuğum olsa da güzel güzel giyindirsem, yuvamıza neşe saçsa, gülücükler dağıtsa!”. Madem cinsiyeti önemli değil çocuklarımızın, niçin iki taraftan da farklı beklentiler içindeyiz. Oğlumuz gülücükler saçamaz mıydı?, güzel mi güzel, şirin mi şirin giyinemez miydi? veyahut kızımız; kızımız selvi boylu, güçlü, ayakları üzerinde duran kuvvetli bir birey olamaz mıydı?. Sizleri bilemem ancak benim oğlum gülücükler de saçar, kızımsa ayakları üzerinde de durur! tabii isterlerse… Çünkü cinsiyetlerden olan beklentilerimizden öte şeyler de var. Henüz dünyaya gözlerini açmamış küçücük bir çocuktan önündeki yirmi yıl içinde ne olması gerektğini planlayıp omuzlarına yıkıyoruz. Anneler babalar, bırakın çocuklarınız mükemmel olmasın, bırakın başkaları gibi olmasınlar, bırakın çocuğunuz matematik yapamasın, belki de bir sanat dalına yeteneği var bu çocuğun. Ya da bırakın “Ayşe'nin kızı bale yapmış.”, “Fatma'nın oğlu keman çalmış.’'ları. Belki de başkaları gibi ‘elit’ veya ‘zeki’ olmaya zorlamazsanız çocuklarınızı daha hayırlı,daha vicdanlı ve her şeyden önemlisi daha mutlu evlatlar edineceksiniz. Kimse komik, güzel, yetenekli,uzun boylu birer aziz timsali olmak zorunda değil. Elbette benim de iyi ve kötü günlerim var ancak başkaları gibi veyahut başkalarının benim olmamı istediği gibi olmak zorunda olmadığımı fark ettiğimden beri her şey daha berrak. Üzülmüyor muyum? Evet üzülüyorum, hatta kendimce acıların en büyüğünü ben tecrübe ediyorum çoğu zaman ancak bu sadece insan olmanın doğasında var. Başkalarına hiç imrenmiyor muyum? Evet imreniyorum, hem de çok imreniyorum. Ancak kötü niyetle bakmıyorum kimseye, evet imrendim ancak böyle olmak zorunda değilim. Dünyada 7 milyar insan var ve güzellik öyle göreceli bir kavram ki, hiçbir kuralın pek de etkili olmadığını düşünüyorum. Ve eğer kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeye başlamazsak boğulacağımıza inanıyorum.
şarkı: Only Son- It’s A Boy
0 notes
Text
Doga Rutkay Hamilelik Hakkinda Konustu
Platin Doğa Rutkay Hamile ve Kerimcan Kamal için bile tatlı oluyor.
E! Haber sadece E!'nin yeni serisi Platin Hayatının 38 yaşındaki şarkıcı ve eşi Doğa Rutkay, yıldız, birlikte ikinci çocuklarını bekliyorlar teyit edebilir.
"Çok heyecanlıyız!" hamile işkadını E söyler! Haber. "Bu kesinlikle planda yoktu ve hiç çalışmıyorduk."
Oğlum Shaffer Chimere Smith, Jr., arka 2016 Mayıs ayında, sadece bir ay ikilisi de oğlu Mason Evan ve Ne-Yo önceki ilişkisinden kızı Madilyn Grace için anne ve babası Los Angeles'ta evlendikten sonra Ne-Yo, gerçek adı Shaffer Chimere Smith ve Doğa Rutkay Hamile bir arada ilk çocukları bekliyoruz.
Muhabbet kuşları, çocukları dördüncü bir kardeş oluyorlar öğrendikten sonra o kadar da heyecanlı olmaya "gidiyoruz" söyler. "Maddie SJ olması şans dileyin beri küçük kardeşim için birkaç kez istedi," dedi.
Ne-Yo ve Doğa Rutkay Hamile henüz çocuğun cinsiyetini öğrenmek zorunda. "Bu cinsiyeti ortaya parti efsane olacak" dediler.
Ve bebek isimleri gelince, onlar ekledi, "Shaffer Jr. yani doğmadan önce, Evet, Bebek İsimleri ayarlanır beri melekler bizim için isimler vardı."
Doğa Rutkay ilk üç ay boyunca her sabah bulantıları önlemek için yönetilen söylüyor. "Aslında hiç hasta olmadım ama istek gerçek!" diyor. "Tek istediğim çiğ istiridye ve biftek! Olmasından bu yana vegan tamamen mucize bizim dünya kadar et yiyeceğim ihtiyacı olan besinleri alır sürece diyetim berbat etti ama!"
Yo ve Doğa Rutkay doğurduktan sonra ailesi genişliyor yapılması Ne olacak?
"Bu tamamen bu cinsiyet bağlıdır," dediler. "Eğer bir kız olursa o dükkan kapalı ama eğer erkek olursa tekrar yapmalıyız! Küçük bir kızdım ve onu bulana kadar durmayacağız beri aynı küçük kız hayal ediyordum!"
1 note
·
View note
Text
Dinimizde Hamilelerin Yapması Gerekenler
Bu günkü konumuz dinimizde hamilelik döneminde neler yapılması gerektiği,hamilelikte yapılması gerekenler dualar,dinimizde hamilelik ne zaman söylenir,islamda hamile kadına nasıl davranmalı,hamilelikte okunması gereken dualar Nihat HATİPOĞLU,peygamber efendimizin hamile kadınlara tavsiyeleri,Allah katında hamile kadın,hamilelikte ilk üç ay yapılması gerekenler,islamda hamileliği gizlemek v.b konularda bilgiler paylaşacağız!..
Dinimizde Hamilelerin Yapması Gerekenler
Peygamberimizden Gebelere(Hamilelere) Tavsiyeler Çocuklarımız geleceğimiz olmakla beraber ayrıca ahiretimizdirler de. Çünkü Salih bir evladın yapacağı hayır ve hasenatlar ölü anne baya da yazılır. Bu bilinçle doğurmak istediğimiz çocuğun ahlaklı ve hayırlı olması için gebelik döneminde yapacağımız ve okuyacağımız ibadetlere çok önem verilmelidir. Biz gerekeni yaptıktan sonra tevekkül edelim. Allah’ın izniyle bunları yaptığımız zaman Allah bize Salih ve ahlaklı bir çocuk nasip edecektir inşallah. Müslüman bir anne adayı Peygamber efendimizin nasihatlerine çok önem vermesi gerekir. Acaba hamilelik döneminde hamile kadın hangi dua ve ibadetleri yerine getirilmeli diyorsanız vereceğimiz bilgileri dikkatlice okumanızı tavsiye ederiz!..
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde: اَلشَّقِيُّ مَنْ شَقِيَ في بَطْنِ أُمِّهِ وَالسَّعيدُ مَنْ سَعِدَ في بَطْنِ أُمِّهِ “Şaki, daha anasının karnında talihsizdir; said, anasının karnında da talihlidir.” buyuruyor. Hâlbuki biz biliyoruz ki bizim irade ve davranışlarımız hesaba katılmadan hiçbir takdir söz konusu değildir. Bizim nasıl hareket edeceğimiz, nasıl adım atacağımız, attığımız bu adımların neleri ortaya çıkaracağı Cenâb-ı Hak tarafından bilinmiş ve iradelerimiz de hesaba katılarak her şey ona göre plan ve programa tâbi tutulmuştur. Dolayısıyla bizim salih bir evlat yetiştirmek için alacağımız tedbirler daha tohumun atılması anından itibaren başlar ve devam eder. Sperm ve yumurta bir araya geldikten sonra, annenin gıdası, hâl ve hareketleri, ruhî durumu, maneviyatı anne karnındaki çocuğun şaki veya said yazılmasında önemli birer etkendir. Haram bir lokmanın, işlenen bir günahın, manevî tatminsizlikten ileri gelen stres ve depresyonların hiç şüphesiz çocuğun karakterinin şekillenmesinde etkisi büyüktür. Besmelesiz atılan bir tohumdan hayırlı neticelerin ortaya çıkması Cenâb-ı Hak aksini murad buyurmadıkça zor bir ihtimaldir. Ancak Cenâb-ı Hak dilerse füccardan da salih evlatlar neşet edebilir. Şimdi hamile bir kadının, hamilelik süresince dikkat etmesi gereken hususları kısaca arz edelim: Çocuğun anne karnına düşmesinden önce besmele çekilmesi ve dua edilmesi Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) tavsiyeleri arasındadır. Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselam) konuyla ilgili şöyle buyurur:
Kişi hanımına gelince bismillah desin ve şu duayı okusun: اَللّٰهُمَّ! بَارِكْ لَنَا فيمَا رَزَقْتَنَا وَلَا تَجْعَلْ لِلشَّيْطَانِ نَصيبًا فيمَا رَزَقْتَنَا "Allah’ım, bize vereceğin evladı hakkımızda mübarek kıl. Bize nasib ettiğin şeyde şeytana bir pay koyma." Böyle derse, kadın hamile kaldığı takdirde çocuğun salih olacağı ümid edilir." Buhârî ve Müslim’in ittifaken rivayet ettikleri bir başka hadis-i şerifte ise hanımına yaklaşmak isteyen kimsenin besmele çektikten sonra şu duayı okuması tavsiye edilir:
اَللّٰهُمَّ جَنِّبْنَا الشَّيْطَانَ عَنَّا وَجَنِّبِ الشَّيْطَانَ مَا رَزَقْتَنَا “Allah’ım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin evlattan uzak tut!” Hadisin devamında, bu duayı okuyan kimsenin bir çocukla rızıklandırıldığı takdirde, şeytanın ona ebediyen zarar veremeyeceği ifade edilir. Evet, hadis-i şeriflerde açıkça ifade edildiği üzere, her hayrın başı besmele olduğu gibi hayırlı bir evlada sahip olmak isteyen kimsenin de besmeleyle işe başlaması çok önemlidir. Ardından da çocuğun salih bir evlat olması ve şeytanın ona zarar vermemesi için Cenâb-ı Hakk’a iltica edip yalvarmalıdır. Yukarıya aldığımız hadis-i şerifler ailevi münasebetten önce besmele çekilmesini ve dua edilmesini tavsiye ediyor. İşin bidayetinde dua önemli olduğu gibi hamile kaldıktan sonra, doğuma kadar her fırsatta Cenâb-ı Hakk’a dua etmek de çok önemlidir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın hayırlı bir evlat nasip etmesi için Cenâb-ı Hakka yakarışlarını şu ifadelerle anlatır:
هُوَ الَّذي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلًا خَفيفًا فَمَرَّتْ بِهِ فَلَمَّۤا أَثْقَلَتْ دَعَوَا اللّٰهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ اٰتَيْتَنَا صَالِحًا لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرينَ “Sizi bir tek candan (Âdem’den) halkeden, ondan da yanında huzura eresiniz diye eşini (Havva’yı) yaratan O’dur. (Âdem) Eşi ile (birleşince) o hafif bir yük yükleniverdi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıyıp da hamileliği ağırlaşınca, Allah’a: Andolsun bize (salih) kusursuz bir çocuk verirsen, sana ziyadesiyle şükrederiz, diye dua ettiler.” Gerek baba gerekse anne adayı, Cenâb-ı Hakk’ın kendilerine nasip edeceği çocuğun her türlü kusurdan âzâde ve hayırlı bir evlat olması adına Allah’a yalvarıp yakarmalı ve duasının makbul olduğuna inandıkları zatlardan da bu hususta dua istemelidirler. Müsebbibü’l-Esbab olan Cenâb-ı Hak isterse, olmazlar bile olur hâle gelir. İşte anne-baba duadaki bu büyük güce inanmalı ve gönülden yaptıkları dualarıyla Cenâb-ı Hak’tan hayırlı evlat talebinde bulunmalıdırlar. Özellikle günümüzde daha bir ehemmiyet kazanan hususlardan bir diğeri de helâl rızık peşinde olmak ve şüpheli hiçbir lokmanın mideye inmesine fırsat vermemektir. Yani çocuk daha anne karnındayken helâl ve temiz rızıkla beslenmelidir. Çocuk anne karnında teşekkül etmeye başladığı ilk andan itibaren meşru yollardan gıdasını almalıdır. Bunun için de ebeveyn, kazançlarının helâlinden olması hususunda son derece hassas olacak, alışveriş yaptıkları yerleri iyi seçecek ve dinin haram kıldığı hiçbir maddenin evlerine girmesine fırsat tanımayacaklardır. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem):
يَأْتي عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ لَا يُبَالِي الْمَرْءُ مَا أَخَذَ مِنْهُ أَمِنَ الْحَلَالِ أَمْ مِنَ الْحَرَامِ “Öyle devir gelecek ki insanoğlu, aldığı şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak.” buyurmak suretiyle inananları kazanç hususunda dikkatli olmaya çağırmıştır.Konuyla ilgili bir diğer hadis-i şerif ise şu şekildedir:
إِنَّ أَوَّلَ ما يُنْتِنُ مِنَ الْإِنْسَانِ بَطْنُهُ فَمَنِ اسْتَطَاعَ أَنْ لَا يَأْكُلَ إلَّا طَيِّبًا فَلْيَفْعَلْ “İnsanın ilk (çürüyüp) kokacak olan yeri karnıdır. Öyleyse, kim, karnına temiz olandan başka bir şey girdirmemeye gücü yeterse mutlaka bunu yapsın!” Yediği içtiği haram olan bir kişinin duasının kabul olmayacağı da Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) şeref sudûr olan beyanlar arasındadır.
Bunlardan başka Kur’ân-ı Kerîm’de ve sünnet-i sahihada helâl rızık talep etmenin gereği ve önemi hakkında birçok âyet ve hadis vardır. Haram ve şüpheli gıdaların çocuğun tabiatında ne gibi deformasyonlara yol açacağını, onun fıtratında nasıl bir tahribat yapacağını bilemeyiz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki insan karakterinin oluşmasında yenilip içilen şeylerin inkâr edilemez tesirleri söz konusudur. Bu açıdan baştan itibaren anne-baba yediği, içtiği şeylere dikkat etmeli ve çocuğun helâl, temiz ve sağlıklı gıdalarla beslenmesi hususunda titiz olmalıdırlar. Hamile bir annenin, ruhî ve psikolojik durumu çocuğun gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir. Konuyla ilgili şu tespitler oldukça çarpıcıdır: Fransa’da birbirini teyit eden muhtelif araştırmalara göre asabî ruhî hastalıklar servisine düşen çocukların % 50’sinin alkolik ailelerden geldiği, keza çeşitli suçlardan mahkemelik olan çocukların babalarının % 50’sinin alkolik olduğu, bu ailelerden gelen çocuklarda % 34 nispetinde aile, okul ve içtimaî muhitlere intibak bozuklukları tespit edildiği ifade edilmektedir. Ayrıca, şunu da belirtelim ki çocuğun, anne karnında iken yedinci aydan itibaren dış tesirlere karşı hassasiyet kazanıp, aksü’l amellerde bulunduğuna ve mesela sese karşı hareketlerini artırdığına dair klinik çalışmalara dayanılarak “cenin devrinde öğrenme”den bahsedilmektedir.” Buna göre çocuk daha anne karnındayken bile, annenin hâl ve tavırlarının onun gelişiminde etkili olduğu söylenebilir. Özellikle annenin, manevî yönden güçlü olması, sağlam bir imana sahip bulunması, stres ve sıkıntılardan uzak durması hiç şüphesiz çocuğun gelişiminde müsbet bir tesir icra edecektir. Son olarak, müstakbel anne ve babaların dikkat etmeleri gereken bir husus olarak Cenâb-ı Hakk’a karşı tevekkül içinde bulunmaları gerektiğini hatırlatabiliriz. Yani hayırlı bir evlat olmasını hesaba katmadan ille de bir çocuğumuz olsun diye ısrar etmek, ille de cinsiyeti şöyle veya böyle olsun dememek, ufak rahatsızlıklardan bile hemen evhama kapılmamak, muhtemel bazı hastalıklar karşısında sarsılmamak oldukça önemlidir. Her şeyden önce anne baba doğacak çocuğun Cenâb-ı Hakk’ın bir ihsanı ve nimeti olduğu şuurunda bulunmalıdır. Anne babanın çocuğu “olmazsa olmaz” görmeleri ve bu konuda aşırı hırs göstermeleri, aksiyle cezalandırılmalarına sebep olabilir çünkü bizler neyin hakkımızda hayırlı olduğunu bilemeyiz. Bize düşen, sebeplere riayet ettikten sonra Allah’a güvenip Ona tevekkül etmektir. Çocukların da bir imtihan vesilesi olduğu unutulmamalı ve Cenâb-ı Hak’tan her hususta olduğu gibi bu konuda da hayırlısı istenmelidir. Gebeliğin 3.Ayı: • Perşembe ve cuma günleri Ali İmran süresini oku. Sonra 140 salâvat getir. • Namazlardan sonra elini karnının üzerine koy ve salâvat getir.Her hafta buğday, et ve süt al • Sabahları biraz bal ye. Her gün aç karnına 1 adet almaya Ayet’ ül Kürsüyü oku ve ye 9 Ay Boyunca Devamlı Yapabileceğiniz Tavsiyeler 1-Hep abdestli olmaya çalış. Özellikle yemek yerken abdestli ol. 2-Bütün günahlardan korunmaya bak. 3-Elinden geldiğince müstehap olan şeyleri yapmaya çalış. 4-Geceler aynaya bakma. 5-Asabileşme. Huzurlu ve sakin ol. 6-Kur’an dinlemeye ve okumaya çalış. 7-Namazlardan sonra 34 Allahu ekber, 33 Elhamdülillah ve 33 defa subhanallah de. 8-Sulu ve sağlıklı bir nara 40 defa Yasin suresini oku. Bir anda okumayabilirsin. Ama günde 1 tane oku. Hatta eşin de okuyabilir. Sonra o narı ye. Rivayetlerde 40 gün ve 40 kez yapılan ameller faziletlidir. Unutma 9 ay boyunca yapacaksın bunları. 9-1 Elmaya 40 kez Yusuf suresini oku.10-En az 40 gece yapabilirsen gece namazı kıl. 11-40 cuma günü cuma guslü al. Cuma namazı okumadan her cuma guslü ya da işe gitmeden sabah hemen al guslü niyet ederken de cuma guslüne niyet et. Bunu 40 cuma boyunca yap. Genellikle hamilelilik dönemi 40 hafta. Ve hadisler de diyor ki: 40 cuma guslü alan kabir azabından kurtulur. 12-Gebelik boyunca 1 kez de olsa kuran hatim et. 13-Her gün sabah namazından sonra 50 defa ihlâs suresini oku. 14-Her gün sabah namazından sonra 50 defa kadir suresini oku. 15-Her gün 140 defa salâvat getir. 16-Namazlardan sonra Estağfirullah de ve tövbe et 17-40gün boyunca aç karnına kuru üzüm ye. Her gün 21 adet kuru üzüm ve her kuru üzüm yerken Besmele çek. Yani 21 âdete 21 Bismillah. 18-Bebek hareket ettiği her an elini karnının üzerine koy ve salâvat getir ve ihlâs suresini oku. 19-Allah’ı çok düşün. 20-İnsanlara yardım et. 21-Mümin insanların yüzüne bak. 22-Gıybetten ve yalandan uzak dur. 23-Namazını vaktinde kıl. 24-Sürekli Allah Allah diye zikret. 25-Eğer evladının sabırlı olmasını istiyorsan elini karnının üzerine koy ve Asır sûresini oku. 26-Evladına hayırlı bir isim koy ve daha karnındayken elini karnının üzerine koy ve ismiyle ona hitap et. Unutma çocuğun anne baba üzerindeki hakkı anne ve babanın ona hayırlı bir isim vermeleridir. 27-Eğer anne ve babanın çocukla çok iyi bir ilişkisi,bağı,diyalogu olmasını istiyorsan çocuk doğmadan anne ve baba evlatlarıyla danışmalıdırlar ve çocuk doğduktan sonra bu seslere aşina olacaktır. 28-Gebelik sırasında düzenli beslenme ve temizliğe çok önem ver Annenin hamilelik dönemi annelik sevgisi, Allah’ın rahmet belirtisi olmakla beraber, oldukça ağır ve zor dönemdir. Kadının kocası, her iki taraftan olan akrabalar onu an an korumalıdırlar. Çünkü azıcık uygunsuz davranış, her acı hem kadına hem de karnında taşıdığı masum bebeğe beklenmedik etkiler bırakır. Eğer karı koca baba veya ana evinde yaşaması halinde, ebeveynlerin üzerine düşen şer’i ve ahlaki görev şudur ki, kocasını hamile kadına karşı kışkırtmasınlar ve hamile kadını mümkün olan bir şekilde korusunlar. Erkeğin ebeveynleri onların özel hayatına karışmamalıdır ve bu eşlerin yaşamını altüst etmemelidirler. Çünkü hepsi bu iki gencin, özellikle de ana rahmindeki çocuğun karşısında sorumludurlar. Eğer çevredekilerin uygunsuz hareketleri, ebeveynlerin yersiz dedikoduları ve istekleri ana karnındaki çocuğa herhangi bir zarar verirse, sebep olanlar mutlaka İlahi adalet mahkemesi karşısında cevap verecekler. Kur’an herkesin en küçük tavırlarından en büyük emellerine kadar tüm davranışları karşısında sorumlu olduğunu buyrur:
فوربك لنسألنهم أجمعين عما كانوا يعملون
"(Ey Muhammed!) Rabbine and olsun ki, biz onların hepsini yaptıkları işler hakkında sorguya çekeceğiz". ("Hicr Suresi, 92-93") وقفوهم إنهم مسئولون "Onları durdurun. Çünkü sorguya çekilecekler". ("Saffat Suresi, 24") ولا تقف ما ليس لك به علم إن السمع والبصر والفؤاد كل أولئك كان عنه مسئولا "Kulak, göz ve kalp bunların hepsi (sahibinin yaptığı amel, söylediği söz hakkında) sorguya çekilecekler ". ("İsra Suresi, 36") Birçok yeni kurulmuş ailelerde yaşanan ihtilaflara bakıldığında, itiraf etmek gerekir ki, çoğu zaman suç büyüklerdedir. İhtilafın sebebi ebeveynlerin yersiz istekleri ve bilgiçlik taslamalarıdır. Elbette, bazı yeni gelinler de bu ihtilafların olmasında masum değiller. Buna neden onların yaşlarının küçüklüğü ve tecrübesizlikleridir. Buna göz yummak mümkün olduğu halde, büyükler onları bağışlamıyorlar. Sonuçta ise ihtilaf ateşi alevleniyor ve ahlaki, dini yetersizlik bu ihtilafa daha da büyütüyor. Öyle ki, iki gencin yeni kavuşmuş yıldızı ayrılıyor ve umutları kırılıyor. Bildiğiniz gibi, her insan ister erkek olsun, ister kadın fıtrî olarak özgür olmayı sever. Bu özgürlüğün alınması kimin tarafından olursa olsun, İslam nazarında büyük bir günahtır. Burada hamile kadına dikkat edilmesi, onun güven içinde korunması gerekir. Velevki hamile değilse bile onu ihmal etmemek gerekir. Çünkü her durumda insanların özgürlüğünün korunması önemlidir. Eğer ailelerin imkânı olursa ve onlar için sorun olmazsa, daha ilk günden evlenen çiftin hayatını bağımsız etsinler ve böylece onlarla İslami ve insani nitelikler bazında, hiçbir istekleri olmadan davransınlar. Her iki tarafın ebeveynleri onların evine sadece çocuklarını görmeye, onlara ziyaret etmeye gitmeli, evlerine gelince onları güzel sözle karşılamalı ve onların hayatına hiçbir müdahale etmemelidirler. Bu olanakları olmadığı takdirde ise kendi evlerinin bir bölümünü onlara verip, tatlı hayatlarını zehir etmemek için çaba göstermelidirler. Gelin erkek evinde İlahi bir emanettir. O, bin arzu dilekle kendi geçmiş hayatından el çekerek, yeni bir hayata girmiştir. Damat ise gelinin ailesi için Hakk’ın nimetidir. Bu nimete kendi evlatları gibi davranmalıdırlar. Onların bu davranışı Kuran’a ve rivayetlere göre, ibadet olarak Hakk’ın rızasına ve ebedi cennete yol açıyor. Yeni aile kurmuş gençlerin ebeveynleri aile kurdukları ilk günleri hatırlasınlar. Onlar da yakınlarının sevecenliği, içtenliği sonucunda oldukça tatlı bir hayat geçirmiş, ya da bunun tam tersi olarak, yakınlarından hiçbir samimiyet görmeyerek, acı bir hayat sürmüşlerdir. Neyse, şimdi kendileri ebeveyn, kayınpeder veya kayınvalide olmuşlar. Kendilerini bir an için iki yeni birbirine kavuşmuş gencin yerine koyacaklar. Onları anlamaya, korumaya çalışsınlar. Bilsinler ki, yersiz müdahaleler evlatlarının samimiyetini bozar, onların hayatlarını manasızlaştırır. Sonuçta, akraba aileler düşmana dönüşür ve gençlerin ailesi dağılır. Evet, anne, gelin ve damat, yakınlar, akrabalar hayatta kendileri için beğenmediklerini onlar için de beğenmemelidirler. Beğendiklerini bu iki genç için de beğenmelidirler. Bu prensibe herkes riayet ederse, toplumda hiçbir problem çıkmaz. Çıktığında ise, kolayca çözülecek demektir. Şimdi ise kadının hamilelik dönemi ile ilgili iki ayeti ele alalım: ووصينا الإنسان بوالديه حملته أمه وهنا على وهن "Biz insana, ana babasına iyilik etmeyi (babaya iyi bakmayı, onlarla güzel davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu (karnında) çok taşımıştır ". (Lokman ‘ayet 14) ووصينا الإنسان بوالديه إحسانا حملته أمه كرها ووضعته كرها "Biz insana, ana babasına iyilik etmeyi (babaya iyi bakmayı, onlarla güzel davranmayı) tavsiye ettik. Çünkü annesi onu (dokuz ay karnında) zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu". ("Ahkaf Suresi, 15") Sizce, bu zahmetli, çileli zayıf günlerde hamile kadının nazı çekilmemelidir mi? Ona her alanda kaygı gösterilmemelidir mi? Hamile kadına bakmak ve ilk aşamada ahlaki, sosyal ve dini açıdan kocasının, sonraki aşamada ise yakınlarının, akrabalarının üzerine düşen görevdir. Bu, çocuğun anne karnında tam sağlıklı gelişimi için oldukça gereklidir. Hamilelik Sırasında Yapılacak İşler Gebeliğin her bir kadın için zahmet, sıkıntı olduğuna hiç şüphe yoktur. Bunun çilesini tadan, zahmetini gören annelerin çocuklarına olan sevgileri olmasaydı, bir de hamile olmaya razı olmazdı. Çünkü bu durumda kadın vücudunun çeşitli yerlerinde değişikler olur. Onun vücudu daha fazla hormon salgılayarak, vücudun faaliyetlerini hızlandırır. Ama birçok hamile kadınlar bulantı ve iştahsızlık yüzünden iyi beslenmeyerek, kendi sağlıklarını korumazlar. Birçok kadın da kendi sağlıklarını korumak için getireceği, çocuğun karında büyümesinin önüne geçmek için kendilerini özel rejime salar, organizmalarını birçok gerekli besinlerden mahrum bırakıyorlar. Onlar kilolarının artmamasından, çocuğun gelişmemesine çalışırlar. Korkuyorlar ki, çocuklar gelişip büyürse, derileri tahrip olur veya doğum sırasında daha çok acı çekerler. Böyle kadınlar bilmelidirler ki, hamile oldukları ilk günden beri bir kişi değil, iki kişidirler. İşte bu nedenle, hamilelik dönemi boyunca kendisinin ve çocuğun sağlığını temin eden bir rejime geçmeli, kendisinin zayıf olmasına ve çocuğun zayıf doğmasına ortam yaratmamalıdırlar. Hamilelik dönemlerinin eziyetsiz, rahat geçmesi için hamile kadın ne şişmanlayacak kadar çok yemeli,ne de zayıflayacak ve çocuğun karnında beslenemeyecek kadar az yemelidir. O, günlük yemeğini düzgün olarak programlaştırıp ve vücudunun günlük ihtiyaç duyduğu kaloriyi kabul etmelidirler. Hamile kadınlarda vücut hormonları salgıladığı için vücudunun gelişimi hızlanır. Bu nedenle gıda daha çabuk sindirilir. Eğer çocuklar olmasaydı, kadın hemen şişmanlardı. Organizma etkinliğinin artmasına neden karındaki çocuktur. Bu, onun hızla gelişmesi içindir. Ana az yediğinde, karındaki bebek, annenin kemikleri içerisinde veya diğer bölümlerinde kalmış maddelerden kullanarak bu boşluğu doldurur. Çocuğun ana karnında gelişimi için demire ve kalsiyuma ihtiyacı var. Demir çocuğun kanı için çok gereklidir. Demir kırmızı kan hücrelerinin içerdiği hemoglobinler üretemez ve çocuk annede mevcut olan kandan kendisine tüketmeye mecbur olur. Bu nedenle yavaş yavaş annenin kanı azalır ve muhakkak ki, doğduktan sonra kanı az olur. Ana kendisinin ve çocuğun ihtiyacı olan demiri sağlamak için her gün yeterli fasulye, bakla, mercimek, karaciğer, et, elma, üzüm, hurma vb. gibi içinde demir bulunan besin maddelerinden kullanmalıdır. Kalsiyum çocuğun vücut yapısının temelini oluşturur. Çünkü onun anne karnında olduğu süre boyunca en az 40-50 gr. Kalsiyuma ihtiyacı var. Ana tedricen aynı miktarda kalsiyumlu gıdalar vasıtasıyla çocuğuna ulaştırmalı ve böylece onun kemiklerinin pekişmesine yardım etmelidir. Aksi takdirde, çocuklar annenin vücudunda bulunan kalsiyum ile kendi ihtiyacını karşılamaya çalışırlar. Bunun sonucunda ise annenin kemikleri yumuşar, dişleri çürür, başındaki saçlar dökülür ve günbegün zayıflamaya doğru gider. Kalsiyumu yoğurt, peynir ve kaymak gibi süt ürünleri, arpa, buğday, elma ve armut gibi meyveler ile elde etmek mümkündür. Çünkü çocuğun beslenmesine ve gelişmesine sadece bu yolla yardım etmek olur. Kadının hamile olduğu zaman annenin sağlığını korumak ve çocuğun beden ve akıl bakımından geliştirilmesi ve çocuk dünyaya geldikten sonra annenin ve onun nasıl beslenmesi hakkında İslam’ın çok önemli talimatları mevcuttur. İslam giysinin türü, renk, ayakkabı, annenin git geli, mahrem ve namahremin kadın hamile olduğu zaman eve gidip gelmesi vb. gibi konular hakkında da gerekli görevler vermiştir. Ana hamile olduğu müddetçe Allah’ı zikretmeye, Kur’an okumaya, İlahi meclislerde yer almaya, gerekli eylemleri hayata geçirmeye dikkat ederse, çocuğun maneviyatına hoş etki bağışlamış olur. Gebelik kendisi İslam dininde bir tür ibadet hesap edilerek, büyük bir sevaba yol açıyor. Hamilelikle İlgili Hadis : Hazret-i Peygamber (sav) şöyle buyruyor: "Evet, kadın hamile olunca oruç tutan, geceyi ibadetle geçiren, Allah yolunda canı ve malı ile cihat eden kişiye benziyor". Elbette, kadın ve erkek birbirleriyle anlaşarak, çocukları olmasının önüne alabilirler. Fakat böyle olunca, çok faydalı bir ticareti elden vermiş olacaklar. Ebeveynler çocuk sahibi olunca, bunun sorumluluğunu idrak etmeli, kendi maddi durumlarını dikkate almalıdırlar. İLAVE BİLGİ: Hamile Kalmak İçin Okunacak Dua
4 notes
·
View notes