#Önder Taylan Çifçi
Explore tagged Tumblr posts
muzikim-blog1 · 7 years ago
Text
Topuk dikeni kilo sebebi
Topuk dikeni, kişide fiziksel aktivitelerde kısıtlılık, eklemlerde kireçlenme ve istenmeyen kiloya neden oluyor. Bunun yanı sıra, komşu eklemleri ve omurgayı etkilemeye başlayan topuk dikeni, diz ekleminde menisküs yırtığına, diz ve kalça eklemlerinde kireçlenmeye, omurgada postür bozukluğuna bağlı kronik ağrıya, omurga eğriliğine ve bel fıtığına yol açabiliyor. Topuk dikeninin önemine değinen Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Önder Taylan Çifçi, topuk ağrısının düztabanlarda, yüksek kavisli ayaklarda, kilo problemi olanlarda, topuklu ayakkabı ya da babet tarzı düz ayakkabı kullananlarda, diyabetiklerde, çeşitli romatizmal hastalıklarda ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Dr. Önder Taylan Çifçi topuk dikeni ile ilgili şöyle konuştu: "Hastalar tipik olarak sabah yataktan kalktıktan sonra ilk birkaç adımda topuk ağrısı ile karşılaşırlar ve bu ağrı kendiliğinden yürüme ile azalır. Bir yerde uzun süre oturduktan sonra ilk kalkmada oluşan ağrı ve gün sonu ağrıları, çok tipiktir ve tanı koydurucudur. Hastalar çok uzun süre yürüdüklerinde veya ayakta kaldıklarında topuk ağrısından şikâyet ederler. İlerleyen zamanla ayakta şişme, çeşitli kemik deformiteleri, ayak bileğinde ağrı gibi sorunlar tabloya eklenir. Eğer topuk dikeni rahatsızlığı tedavi edilmezse, kronik bir duruma dönüşebilir ve kişinin yürüyüş şeklini değiştireceği için zamanla ayak, diz, kalça ve sırt problemlerine yol açabilir." Nasıl Tedavi Ediliyor? Dr. Önder Taylan Çifçi, topuk dikeni hastalarında uygulanan tedavilerin başında aşil germe egzersizlerinin geldiğini, kişiye özel hazırlanan tabanlıklar kullanılarak basma esnasında hissedilen ağrıların azaltılmasının sağlandığını ve ağrı kesici ilaçlarının yanı sıra buz uygulamasının önerildiğini söyledi. Uygulamaların altı hafta gibi bir sürede fayda sağlamaması durumunda ise fizik tedaviye başlandığını belirtti. En Etkili Tedavi Yenileyici Enjeksiyon Yöntemi Dr. Çifçi; topuk dikeni tedavisinde başlangıç uygulamalarından sonraki aşamaların, doktorun tercihine göre kortizon ya da prp enjeksiyonları olduğunu ama bu iki yöntemin de olumsuz ya da yetersiz olduğunu söyledi şöyle konuştu: "Kortizon enjeksiyonu zaten zayıf ve gergin olan bağ dokusunun kemiğe tutunmaya çalışan kısmını daha da zayıflatır ve taban çökmesine zemin hazırlar. Prp enjeksiyonu ise tedavi konusunda daha isabetli bir tercih olmakla birlikte genellikle yetersizdir. Topuk Dikeninde en etkili tedavi Rejeneratif (yenileyici) enjeksiyon yöntemidir. Ayak tabanını oluşturan ve ayak kubbesini destekleyen plantar fasyanın güçlendirilmesi tedavinin ana hedefidir. Seanslar halinde uygulanan proliferan solüsyonlar o bölgede vücudun savunma mekanizmasını harekete geçirerek bir tamir süreci başlatır. 3 haftada bir uygulanan seanslarla birlikte hastaya evde uygulamak üzere egzersiz programı verilmelidir. Ortalama 4-6 seans enjeksiyon tedavisi ile vücudun ağırlığını taşımakta zorlanan zayıf plantar fasya doğal yoldan güçlendirilerek kalıcı bir iyileşme ve ağrı kontrolü sağlanır. Plantar fasya güçlendirildiği için sonuçlar kalıcıdır. Ağrı genellikle nüksetmez. Böylece uzun vadede oluşabilecek, diz ve bel rahatsızlıklarının önüne geçilmiş olur." Topuk dikenini önlemek için: • İstirahat çok önemlidir (Gerekli durumlar dışında ayakta kalmamak - uzun mesafe yol yürümemek gerekir ), • Düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır, • Kaliteli, sağlıklı, tabanı yumuşak ortopedik ayakkabı kullanmalıdır, • Fazla kilo varsa zayıflamak topuklarınıza binecek yükün azalmasına yardımcı olacaktır,
0 notes
dededefrfrgtgt54-blog · 7 years ago
Text
Topuk dikeni kilo sebebi
Topuk dikeni, kişide fiziksel aktivitelerde kısıtlılık, eklemlerde kireçlenme ve istenmeyen kiloya neden oluyor. Bunun yanı sıra, komşu eklemleri ve omurgayı etkilemeye başlayan topuk dikeni, diz ekleminde menisküs yırtığına, diz ve kalça eklemlerinde kireçlenmeye, omurgada postür bozukluğuna bağlı kronik ağrıya, omurga eğriliğine ve bel fıtığına yol açabiliyor. Topuk dikeninin önemine değinen Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Önder Taylan Çifçi, topuk ağrısının düztabanlarda, yüksek kavisli ayaklarda, kilo problemi olanlarda, topuklu ayakkabı ya da babet tarzı düz ayakkabı kullananlarda, diyabetiklerde, çeşitli romatizmal hastalıklarda ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Dr. Önder Taylan Çifçi topuk dikeni ile ilgili şöyle konuştu: "Hastalar tipik olarak sabah yataktan kalktıktan sonra ilk birkaç adımda topuk ağrısı ile karşılaşırlar ve bu ağrı kendiliğinden yürüme ile azalır. Bir yerde uzun süre oturduktan sonra ilk kalkmada oluşan ağrı ve gün sonu ağrıları, çok tipiktir ve tanı koydurucudur. Hastalar çok uzun süre yürüdüklerinde veya ayakta kaldıklarında topuk ağrısından şikâyet ederler. İlerleyen zamanla ayakta şişme, çeşitli kemik deformiteleri, ayak bileğinde ağrı gibi sorunlar tabloya eklenir. Eğer topuk dikeni rahatsızlığı tedavi edilmezse, kronik bir duruma dönüşebilir ve kişinin yürüyüş şeklini değiştireceği için zamanla ayak, diz, kalça ve sırt problemlerine yol açabilir." Nasıl Tedavi Ediliyor? Dr. Önder Taylan Çifçi, topuk dikeni hastalarında uygulanan tedavilerin başında aşil germe egzersizlerinin geldiğini, kişiye özel hazırlanan tabanlıklar kullanılarak basma esnasında hissedilen ağrıların azaltılmasının sağlandığını ve ağrı kesici ilaçlarının yanı sıra buz uygulamasının önerildiğini söyledi. Uygulamaların altı hafta gibi bir sürede fayda sağlamaması durumunda ise fizik tedaviye başlandığını belirtti. En Etkili Tedavi Yenileyici Enjeksiyon Yöntemi Dr. Çifçi; topuk dikeni tedavisinde başlangıç uygulamalarından sonraki aşamaların, doktorun tercihine göre kortizon ya da prp enjeksiyonları olduğunu ama bu iki yöntemin de olumsuz ya da yetersiz olduğunu söyledi şöyle konuştu: "Kortizon enjeksiyonu zaten zayıf ve gergin olan bağ dokusunun kemiğe tutunmaya çalışan kısmını daha da zayıflatır ve taban çökmesine zemin hazırlar. Prp enjeksiyonu ise tedavi konusunda daha isabetli bir tercih olmakla birlikte genellikle yetersizdir. Topuk Dikeninde en etkili tedavi Rejeneratif (yenileyici) enjeksiyon yöntemidir. Ayak tabanını oluşturan ve ayak kubbesini destekleyen plantar fasyanın güçlendirilmesi tedavinin ana hedefidir. Seanslar halinde uygulanan proliferan solüsyonlar o bölgede vücudun savunma mekanizmasını harekete geçirerek bir tamir süreci başlatır. 3 haftada bir uygulanan seanslarla birlikte hastaya evde uygulamak üzere egzersiz programı verilmelidir. Ortalama 4-6 seans enjeksiyon tedavisi ile vücudun ağırlığını taşımakta zorlanan zayıf plantar fasya doğal yoldan güçlendirilerek kalıcı bir iyileşme ve ağrı kontrolü sağlanır. Plantar fasya güçlendirildiği için sonuçlar kalıcıdır. Ağrı genellikle nüksetmez. Böylece uzun vadede oluşabilecek, diz ve bel rahatsızlıklarının önüne geçilmiş olur." Topuk dikenini önlemek için: • İstirahat çok önemlidir (Gerekli durumlar dışında ayakta kalmamak - uzun mesafe yol yürümemek gerekir ), • Düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır, • Kaliteli, sağlıklı, tabanı yumuşak ortopedik ayakkabı kullanmalıdır, • Fazla kilo varsa zayıflamak topuklarınıza binecek yükün azalmasına yardımcı olacaktır,
0 notes
hakkindabilgi-blog · 8 years ago
Text
Migrenin kalıcı tedavisi bedenimizde gizli
Tumblr media
Şiddetli baş ağrısı ile kendini gösteren, yaşam kalitesinin düşmesine neden olan migrenin, erkeklere göre kadınlarda 3 kat daha fazla görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Önder Taylan Çifçi, son aylarda toplumuzda artan stres ile beraber migren şikâyetlerinde de artış gözlendiğini söyledi. Çiftçi, uzun ilaç tedavileri ve çeşitli yöntemlere rağmen kalıcı tedavisi olmayan migren rahatsızlığının kişinin kendi bedenin iyileştirme gücü sayesinde kalıcı olarak tedavi edilebildiğini açıkladı. Ansızın gelen ve hayatı dayanılmaz kılan, yaşam kalitesini derinden etkileyen migren ağrıları kalıcı olarak vücut tarafından tedavi ediliyor. Özellikle son aylarda toplumumuzda stresin artması ile migren şikâyetlerinde gözle görülür bir artışın olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Önder Taylan Çifçi; migrenin, erkeklere göre kadınlarda 3 kat daha fazla görüldüğünü, bu oran��n erkeklerde % 6 iken, kadınlarda %18 civarında olduğunu belirtti. Baş ağrısının migrenin belirtilerinden yalnızca biri olduğunu söyleyen Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Önder Taylan Çifçi, hastalık belirtilerini şöyle anlattı: "Migren ağrısı ataklar hâlinde görülür ve 2-3 saatten 3 güne kadar devam edebilir. En bilinen belirtilerinden biri tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısıdır. Baş ağrısına bulantının veya kusmanın eşlik etmesi, ışığa ve sese duyarlılığın artması, zonklayıcı, nabız gibi atan ağrı, ağrının asıl olarak tek taraflı olması, ağrının hareketle artması gibi belirtiler de migrene işaret eder. Migrenli kişi boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da felç durumu veya şuur kaybı ile karşılaşabilir. Durum böyle olunca migreni olan kişi günlük faaliyetlerini gerçekleştirmekte güçlükler yaşar. Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, atak geçiren kişiler, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler. Bu da migreni olan kişiyi günlük yaşamından alıkoyar." Enjeksiyon İle Migren Tedavisi Mümkün Uzm. Dr. Çifçi "Migren hastalarında atakların sıklığı ve ağrının şiddeti enjeksiyon tedavisi ile azaltılıp kontrol altına alınabilir. Enjeksiyon uygulaması; prolifrean madde enjeksiyonunun gerçekleştirilmesiyle baş-boyun bölgesinde yer alan kronik hasarlı bağ dokusu elemanlarının kalıcı olarak tedavi edilmesidir. Kas-iskelet sistemi ve eklemlerdeki dejenerasyonun tedavisi ile seanslar ilerledikçe migren ağrısı çeken kişinin atak sıklığının ve ağrı şiddetinin giderek azaldığı ve hedef seans sayısına ulaşıldığında ağrının tamamen kaybolduğu görülmektedir" dedi. Migreni Hayatınızdan Uzaklaştırın Uzm. Dr. Çifçi, stresi azaltmanın, düzenli egzersiz yapmanın ve düzenli uyumanın migren şikâyetlerinin gerilemesini sağlayacağını, öğünleri düzenli yemenin, bol bol yürüyüş yapmanın, kısa süreli ılık duşlar almanın ağrıların azalmasına faydalı olacağını sözlerine ekledi.
0 notes