#Çiğdem Tunç
Explore tagged Tumblr posts
Text
Çiğdem Tunç Kimdir
Sinema oyuncusu ve balerin Çiğdem Tunç, 28 Ağustos 1963 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi.Mehmet Ali Erbil ile birlikte 1984 senesinde başlayan ve uzun seneler çeşitli televizyon programlarında sunucu ve oyuncu olarak yer almıştır.
0 notes
Photo
😂
Çiğdem Tunç ve Kemal Sunal
#çiğdem tunç#kemal sunal#gif#yeşilçam#yesilcam#yumruk#fist#yeşilçam gifleri#yeşilçam filmleri#eski türk filmi#eski türk filmleri#komik
10 notes
·
View notes
Text
TV’de Kurban Bayramı 2024 - 4.Gün (19 Haziran 2024 Çarşamba)
2024 yılı Kurban Bayramı 16-19 Haziran tarihleri arasında olacak. Ana akım televizyon kanallarımızda (TRT 1, Star, SHOW, atv, Kanal D, NOW) bu yıl da bayrama çok özen gösterilmemiş durumda. Euro 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı yayınlayan TRT 1‘de sadece canlı maç yayınları ekrana gelecek. Kurban Bayramı boyunca, bayram özel olarak yayınlanacak olan programların akışını Yeni Yeni Şeyler olarak…
View On WordPress
#19 Haziran#19 Haziran 2024#19 Haziran 2024 Çarşamba#atv&039;de Kurban Bayramı#atv’de Kurban Bayramı 2024#Barış Falay#Bayhan#Berdan Mardini#Cengiz Kurtoğlu#Çiğdem Tunç&039;#Kanal D&039;de Kurban Bayramı#Kanal D’de Kurban Bayramı 2024#Kurban Bayramı#Kurban Bayramı 2024#Kurban Bayramı 2024 - 4.Gün#Kurban Bayramı 2024 Yayın Akışı#Kurban Bayramı Yayın Akışı#Latif Doğan#Nergis Kumbasar#Onur Büyüktopçu#Serdar Ortaç#Show&039;da Kurban Bayramı#Show’da Kurban Bayramı 2024#Star&039;da Kurban Bayramı#Star’da Kurban Bayramı 2024#TRT 1&039;de Kurban Bayramı#TRT 1’de Kurban Bayramı 2024#TV’de Kurban Bayramı#TV’de Kurban Bayramı 2024#TV’de Kurban Bayramı 2024 - 4.Gün
0 notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/a7aed4a1b3554c6189bb838f41da0aca/b912093655fd1869-72/s540x810/77ae2d39f0bf0099afd98be03cfabc9f4cf3349f.jpg)
Güven Tunç – Ay Dilbere (*)
✍🏻 Ali Erkan Güneri
GÜVEN TUNÇ – AY DİLBERE (*)
“Bir tarih sanki gözlerimin önünden akıp giden,
Geçmiş günleriniz, iki, üç, beş oluşunuz, birken
Oğullar, kızlar, yavrularınız, yaşadıklarınız.
Aklıma bugünü hazırlamanız geliyor dünden” (**)
Kasım 2024’te yeni bir kitapla çıktı karşımıza Güven Tunç. 1958 Erzincan doğumlu olan yazarımız, Sosyal Hizmetler Akademisi 1980 yılı mezunudur. Yaşamını Ankara’da sürdürmektedir.
Yazarın basılmış diğer eserleri:
Gökyüzünü Arayan Mavi, Alan Yayınevi, 1992.
Şehrin Zulası Ankara Kalesi (ortak yazar), İletişim Yayınevi, 2005.
Elimsende, Akademi Matbaası, 2009.
Bir Aşk Bir Hayat Bir Şehir, Dipnot Yayınevi, 2011.
Sen Çok Yaşa Babaanne, Ürün Yayınları, 2013.
Ververan’da Bir Hüzzam Şarkı, Ürün Yayınları, 2019.
“Gelmekte olan güneşin tutuşturduğu kızıllıktan hayat dolu bir şafak söküyor.” (s. 11) İşte bu şafakla başlıyoruz romana. Sanki bir fotoğraf gibi geliyor gerçekler gözümün önüne…
Güven Tunç, dört kuşağı ele alıp anlattığı Ay Dilbere’sini “Ya Hızır” deyip salmış memlekete/vatana; oradan kentlere, şehirlere. O gözeleri, akan suları, gümleyen suları, şelaleleri, esen rüzgârları, fırtına ile savura savura vermiş; yönlendirmiş yüreğimize doğru başarıyla… O çapraz bağlantıları, insanlığı, Doğu’yu, Batı’yı, dünyayı gösteriyor okuyucuya… “Âdem ile Havva’nın… dünyada ayak bastıkları ilk yer… İlk buğday, ilk arpa, ilk nar, ilk elma, ilk aşk… ilk aşk şiiri… ilk karanfilli elma” (s. 14) “Uzun yürüyüş” böyle başlıyor.
Acılarla örülmüş, örtülmüş “tehcir”, sürgün günlerine günümüzden bakmak da aynı acıları yaşatıyor insana. Bugün baktığımızda yalnız kalan canlar; bırakılan, savrulan o azgın sularla bir yerlere dağılan insanların acıları, mutlulukları, umutları günümüz koşullarında yoğrulup verilmiş drajeler hâlinde. Herkes ayrı ayrı yaşasa da… Yudum yudum içiyorsunuz ama boğazınızda tıkanıyor su. Oysa kitap su gibi akıyor, acılar takılıp kalıyor boğazınıza. Tıpkı ikizini özleyen kahramanımız Hesen gibi. “Hesen daha çok kendisiyle konuşurdu… Bacısıyla konuşurdu… Çocuklarıyla, akrabalarıyla, keçiyle, kuzuyla, yağmurla, karla, rüzgârla, taşla, canlı cansız tüm varlıklarla konuşurdu.” (s. 20)
Bulaşıcı mıdır ne? Ben de başladım kendimle konuşmaya, Ay Dilbere ile konuşmaya, yokluğunda yazar Güven Tunç’la konuşmaya, arada bir de Hesen’le…
“Mayınlar, dikenli teller olmasa da bu geçilmezlik, o şehre dağlardan bakan insanın yüzüne öylesine keskin ve aşağılayıcı çarpıyordu ki nefesi boğazında kesiliyordu.” (s. 22) “Derin bir nefes aldı. Bir daha, bir daha, bir daha… Toprak kokusuydu bu! Çiğdem mi? Kardelen mi? Nergis mi? Sümbül mü? Kekik mi? Ne kokuyorsa baş döndürücü kokuyordu… Kanla karışmış bu toprak nasıl kan değil de böyle kokabilirdi?” (s. 23)
Gümbür gümbür akan sular almış yazarımızı, rüzgârlar eşliğinde fırtınalarla bir kente, bir dağlara savurmuş. O da muhteşem savrulmalarla bizleri o mis gibi kokan dağların toprağından alıp ilaç kokan huzurevinin boş koridorlarında dolaştırıyor. Hepsi yudum yudum sudur; billur kadehlerle, bülbül seslerinde, yılan ıslıklarında; nergis, sümbül kokularında, kanla yıkanmış topraklarda…
“Tehcir”, “zorunlu göç”, “sürgün”… Adına ne derseniz deyin, acıların kol gezdiği, ak��l almaz günler sonunda yurtlarından olan, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan kuşaktan arta kalan insanlar; bu gidenlerin yaşadıklarını görüp bir şekilde oradan kaçıp dönenlerle oralarda yaşayan ikinci kuşak ve kentlere, büyük şehirlere giden, göçen 3. kuşak insanları ve orada en son 4. kuşak… Hepsi yurt hasretiyle tutuşan, yaşamın acılarıyla hemhal olmuş insanlar işleniyor bu romanda çağdaş bir bakışla.
Bağlantılı olarak da kent hayatında hukuk büroları, sinema, ödüllü belgeseller, festivaller ve huzurevleri; çalışanları, üretenleri ile yer alıyor. Bu etkileşimi, bu kurguyu yan ögelerle besleyerek merak uyandıran yazar, çağımızdan geriye bakarak hepsini birbirine bağlamış. Yazar, romanı ayrı ayrı bölümler ve başlıklar hâlinde irdeleyerek yol alıyor. Bölümler adını aldığı fırtınalar, rüzgârlarla örülmüş; ateş, su, toprak, hava, kadın, aşkla işlenmiş. Her işin başı olan aşkla, sevdayla…
Bu yöntem okuyucuya büyük kolaylık sağlıyor, rahat okumasına yardımcı oluyor, eşlik ediyor yazar okura. Aklınıza takılan sorulara anında ya da sonraki bölümlerde yeterli cevabı bulabiliyorsunuz.
Güven Tunç, ilmek ilmek bir kanaviçe işler gibi insanı işlemiş Ay Dilbere’de. Bir yazar olarak üzerine düşen tarihi görevini yerine getirmiş, diğer taraftan bir sosyal hizmet uzmanı olarak mesleki yaklaşımını da kendisine tamamıyla katıldığım şekilde yansıtmış. Bu tavrıyla beni bir insan olarak o vatana, o dağlara, o göl gibi dingin ovalara, o dut ağaçlarına, turnaların peşine aldı götürdü bir seherin yelinde; yetmezmiş gibi bir meslek elemanı olarak da aldı huzurevi nöbetlerime, bir çariçenin peşine götürdü. Aynı duygular, aynı yaklaşımlar ve yaşanmışlıklarla… Buralarda insan olmakla buluştuk, tıpkı Hakan’ın söylediği gibi o yerde… Romanda Sosyal Hizmet Uzmanı Hakan için “yaşlıları seviyordu Hakan. Yuvalardayken çocukları, yurtlarda görevliyken gençleri sevdiği gibi. İnsanı seviyordu aslında. Hocalarının dediği gibi mesleği seviyordu insandan dolayı.” (s. 68) Başka türlüsü olabilir mi?
Bir insanlık dersi daha. Ve aşk! Ve savaş! Şehirde yaşayan Hesen’in kızı Asya, yeğenini sakinleştirmeye çalışırken kendi kendine anasıyla konuşur: “Ah anne! Hep söylüyorsun ‘sana kötülük yapana kızma, öfkelenme’ diye. ‘… kin insanın kalbini karartır. Sen Hızır’a havale et. Düzgün Baba’ya bırak… Sen yola bak. Bizim yolumuz var. Yoksa biz nasıl dayanabilirdik o büyük kırıma? O kırımdan nasıl çıkabilirdik?’ diye dersin.” (s. 44)
Çözüm yolunu bulur rüzgârların savurduğu sokaklardan, savaşlarda yaşanan aşktan oluşturduğu senaryodan Asya: “Bazı yerler var ki oralar savaşın en görülebilir sivil hali. Güya sivil hali tabii. Aslında cepheden beter belki”… “Bazen hakikat, hayal dünyasının yetemediği bir gerçeklilikle ve zenginlikle yaşanır.” (s. 62) der. Aşkın ve savaşın birleştiği yerlerden devam ederek: “… Kadının ruhunda aşkla birlikte, dünyamızı daha yaşanır kılacak ne güneşler doğar.” (s. 63) “Dünya öküzün boynunda durur derler ya… Aslında bir kadının kalbindeki aşkın yörüngesinde durur. Kalbindeki temiz duyguların ışığından doğar.” (s. 64)
Analardır insanı insan eden. Akıldan çıkarlar mı hiç? Ya baba? Baba Hesen de “En özgür canlılar değil midir bizde kadınlar? Bir de yalnızlarsa… Bilirsin… Onlar ceylanlar gibi, onlar rüzgârlar gibi, onlar akıp giden sular gibi özgür ve uludur. Kutsalımızdır…” (s. 82) diyerek oralarda onlara kimsenin dokunamayacağını belirtir.
Ay Dilbere’de Güven Tunç, bugünden geçmişe bakarken seçtiği, kendine has sözcükler ve betimlemelerle okuyucuya çok güzel çekilmiş bir fotoğraf sunuyor. Okuyucu olarak fotoğrafı izlemekten ziyade etkileyici, insanı sarsan bir filmi izliyor hissine kapılıyoruz. Bizim de kalbimiz, Deniz’in “kırık kalbi” gibi “tüm ince yerlerinden kanıyordu”…
Kitap hakkında genel hatlarıyla bir bilgi sundum sizlere. Okuduğunuzda bana hak vereceğinizi biliyorum. Hep birlikte de Güven Tunç’u anlamış olacağız kanısındayım. Tarihe olan saygısını bize fırtınalar, çağlayan sular eşliğinde, aşkla, çarpıcı sahneleri olan, etkileyici bir film sunulmuş gibi bıraktım elimden Ay Dilbere’yi “Ya Hızır” diyerek.
“Sen yola bak. Bizim yolumuz var.” diyor ya Zerife. Sen de o yola bak.
Ay Dilbere’nin yolu da açık olsun Güven Tunç…
Ali Erkan Güneri
(*) Ay Dilbere, Roman, KKM Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2024, 224 sayfa
(**) “Bir Günü Daha Yaşamak” adlı şiirimden alınmıştır.
0 notes
Text
'Annem Hep Derdi ki'nin galası yapıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/195707/annem-hep-derdi-kinin-galasi-yapildi/
'Annem Hep Derdi ki'nin galası yapıldı
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/aeb3c00dbbda9f5436b52d889d214502/9bbe95e654b23e79-12/s540x810/47a39294a9550885fad79227117662acfe0fa767.webp)
Tiyatrokare’nin “Annem Hep Derdi ki” komedisi, 21 Ekim’deki prömiyerin ardından Sarıyer Belediyesi’nin katkılarıyla Boğaziçi Kültür Merkezinde yapıldı. Oyun sosyal medyada da dikkatleri çekmiş ve pekçok ünlü sanatçının anne öğütleri gündem olmuştu. Galada aynı coşku ve nostalji devam etti.
İSTANBUL (İGFA) – Birçok ünlünün katıldığı gecede, annelerin sözleri yine dikkat çekti.
Galaya katılan davetliler özel olarak hazırlanan kartlara annelerinin öğütlerini yazdılar. Davetlilerin kartlara yazdıkları sözleri özel bir çiçek buketinin içine yerleştirildi ve oyun sonunda oyunun annelerine hediye edildi. Galada davetlilere özlediğimiz anne kurabiyesi ve limonatası, oyun arasında da mantı ikram edildi.
Geceye sanat, siyaset ve iş dünyasından katılan davetliler, Halil Ergün, Tuna Kiremitçi, Bahadır Erdem, Yalvaç Ural, Betül Arım, Füsun Önal, Leyla Feray, Suna Keskin, Göksel Kortay, Abdullah Şahin, Nuri Gökaşan, Serpil Tamur, Selen Görgüzel, Tolga Yeter, Oya İnci, Zeliha Sunal, Oya İnci, Neriman Uğur, Fulden Akyürek, Çiğdem Tunç, Ebru Karanfilci, Ayşenil Şamlıoğlu, Bensu Orhunöz, Berk Ali Çatal, Cenk Sözeri, Cenk Torun, Murat Evgin, Neriman Uğur, Naz Çağla Irmak, Özdemir Çiftçioğlu, Tanju Babacan, Özlem Güveli, Ayşe Tunalı, Orçun Kaptan, Ayşe Tunalı, Gül Erda, gibi bir çok davetli gece katıldı ve oyunu izledi.
Tiyatrokare’de uzun süredir devam eden Ağaçlar Ayakta Ölür ve Veda oyunlarının duayen sanatçısı Nevra Serezli, galaya oğlu Murat Serezli ve torunları Bade ve Beste ile katıldı. Serezli, oyunla ilgili yorumunda: “Oyunu daha önce izlemiştim. Bu oyun da Ağaçlar Ayakta Ölür gibi farklı kuşakların beraber izlemesiyle farklı bir seyir zevki veriyor, bu yüzden ailece geldik” dedi.
ANNEM HEP DERDİ Kİ ….
Adıyla da ilgi odağı olan komedi oyunu “Annem Hep Derdi ki” seyircisini hem güldürüyor hem duygulandırıyor. Katherine Di Savino’nun yazdığı, Devlet Tiyatroları Dramaturgu Servet Aybar’ın dilimize çevirdiği , Nedim Saban’ın uyarlamasıyla sahnelenen oyun, evliliğe hazırlanan genç çiftin başından geçen sorunları, yaşadıkları kültürel şoku eğlenceli bir dille anlatıyor. ABD’de eğitimlerini tamamladıktan sonra , idealist bir ruhla Türkiye’ye gelen Nusret ve Işıl çifti, Tarlabaşı’nın ve İstanbul’un değişen şartlarına uymakta zorlanır ve evliliği ertelemeyi düşünürken, anne ve babalarının sürprizi ile karşılaşıyor. İlişkilerinde yaşadıkları bu zorlu süreci, annelerinin öğ
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/aeb3c00dbbda9f5436b52d889d214502/9bbe95e654b23e79-12/s540x810/47a39294a9550885fad79227117662acfe0fa767.webp)
0 notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/b409f91ff6bb7af0df4d11ba09719183/92c62becd54b4ac0-1b/s540x810/81319b41f47513c10bbd47815bc5afd4b019a7f7.jpg)
Tarık Akan & Çiğdem Tunç
#yesilcamvadisi#yeşilçam#yesilcam#eskiler#replikler#eski türk filmleri#eski türk filmi#türk filmi#replik#nostalji#tarık akan#çiğdem tunç
2 notes
·
View notes
Text
TGRT Haber’den ezber bozan bir program başlıyor
TGRT Haber’den ezber bozan bir program başlıyor
Çiğdem Tunç ve Murat Parsayar’ın birlikte sunacakları “Benim Hikayem” 1 Mayıs Cumartesi günü saat 23.00’de TGRT Haber’de izleyiciyle buluşacak.. Sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu ünlü sunucu Çiğdem Tunç ile televizyon ve tiyatro dünyasının ünlü sunucu ve oyuncusu Murat Parasayar’ın birlikte sunacağı “Benim Hikayem” TGRT Haber’de başlıyor.. Yapımcılığını Niyazi Hancı, program editörlüğünü…
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/9c492cd37fdd7f70b0c3573be6d5e403/955b04990be52f62-c7/s540x810/c24534ee57b02ad170161d1cae9211591dde759d.jpg)
View On WordPress
0 notes
Video
instagram
#Repost @cigdemtuncofficial (@get_repost) ・・・ Yenisi..Fragman.. #geceyebirrenkbırakalım #geceninrengi #magazin #müzik #tiyatro #şiir #maneviyat #dinbilgisi #sohbet #canlı #yayın #instagram #sanat #güzelinsanlar #kalite Yapım @sureyagokhan @alpercorumluoglu @melikebirgolge (Çiğdem Tunç Tiyatro Ofisi) https://www.instagram.com/p/B_dWTiHlXPi/?igshid=7mxy7asfx6rp
#repost#geceyebirrenkbırakalım#geceninrengi#magazin#müzik#tiyatro#şiir#maneviyat#dinbilgisi#sohbet#canlı#yayın#instagram#sanat#güzelinsanlar#kalite
1 note
·
View note
Text
Mehmet Ali Erbil’e şık jest!
Mehmet Ali Erbil’e şık jest! Geçtiğimiz haftalarda rahatsızlanarak yoğun bakımda tedavi altına alınan ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, sanat camiasında unutulmadı. Hastanede yaşam mücadelesi veren Erbil’e, Çiğdem Tunç’tan jest geldi. Çiğdem Tunç, hangi hareketi ile Mehmet Ali Erbil’i andı? O anlarda neler yaşandı? Detaylar haberimizde… Sezin Erbil’den Mehmet Ali Erbil Paylaşımı! Mehmet Ali Erbil yoğun …
The post Mehmet Ali Erbil’e şık jest! appeared first on Magazin Haberleri.
from WordPress https://www.magazinhaberleri.com/mehmet-ali-erbile-sik-jest/ https://www.magazinhaberleri.com/wp-content/uploads/2018/12/mehmet-ali-erbil.jpg
0 notes
Text
HASRET SANCISI - FERDİ TAYFUR - NECLA NAZIR
FERDİ TAYFUR HASRET SANCISI FİLM BİLGİLERİ
TÜR: Dram,Duygusal,Macera
YAPIM YILI: 1982 / TÜRKİYE
YÖNETMEN: Osman Fahir Seden
SENARYO: Erdoğan Tünaş
OYUNCULAR: Ferdi Tayfur,Çiğdem Tunç,Suzan Avcı,Neriman Köksal,Nuri Alço,Nejat Özbek,Ali Sururi,Kadir Savun,Füsun Uçar,Atilla Ergün,Osman F. Seden,Süheyl Eğriboz,Mesut Sürmeli,Ekrem Dümer,Erol Şen,Tahsin Koray,Osman Alyanak,Erdoğan Seren,Yılmaz Kurt,Mesut Sandıkkaya,Ahmet Açan,Handan Kadıoğlu,Barış Dikişçi,Deniz Dümer,Zekai Müftüoğlu,Sadettin Erbil,Dinçer Çekmez,Şahin Çelik,Nevin Akkaya,Yaman Okay,Alev Koral,Sait Ergenç,Güner Ümit
KONUSU: Hasret Sancısı yeşilçam sinema filminde Ferdi Tayfur kendi adıyla filmde oynamaktadır. Ferdi Seher'e sırılsıklam aşıktır aynı zamanda Seher'de onu çok sevmektedir. Bu iki genç evlilik hayalleri kurmaktadır ve hazırlıklara başlamışlardır bile. Seher'in bir kız arkadaşı vardır. Bu kızın adı Mine'dir. Mine bir iş adamı tarafından tecavüze uğrar ve bunun sonucu intihar eder. Bu iş adamı Mine'yi evleneceğiz diye kandırarak ırzına geçmiştir. Bu iş adamının babası oldukça hatırı sayılır bir insandır. Gelecek olan seçimlerde zarar görmemek için oğlunu namuslu hanım bir kızla evlendirme kararı almıştır. İşte bu karardan sona alışılagelmiş olayların dışında şeyler yaşanır.
youtube
#ÇİĞDEM TUNÇ#SUZAN AVCI#NURİ ALCO#NERİMAN KÖKSAL#NECLA NAZIR#KADİR SAVUN#FERDİ TAYFUR#**** NOSTALJİK YEŞİLÇAM FİLMLERİ#**** MACERA FİLMLERİ#**** DRAM FİLMLER#** 1982 FİLMLERİ
0 notes
Text
Yeni Projesi İle Alakalı Bilgiler Verdi
Yeni Projesi İle Alakalı Bilgiler Verdi
Organizasyonunu ise Banu Noyan’ın yaptığı etkinlik esnasında Çiğdem Tunç ve de unutulmaz şarkıların yazarı olmakla birlikte müzisyen ve şair Ahmet Selçuk İlkan, sazlı ve sözlü eğlence kapsamında Adanalılar ile buluştu. Yazmış olduğu şarkı sözleri ile müzik dünyasına damga vurmayı başaran ve de unutulmaz şiirlere imzasını atan İlkan ise, en sevilmekte olan eserlerini bu defa M1 Adana ziyaretçileri…
View On WordPress
0 notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/97356f95ac95df58b823ef52d383868c/80c913c5baf9f6b2-2f/s540x810/1a87e4092f03ebe9f517d199ed057a93214cc048.jpg)
“herkes ölüyor” kitabı üzerinden Mehmet Mahzun Doğan’a Mektup
✍🏻 Güven Tunç
https://www.gundemarsivi.com/herkes-oluyor-kitabi-uzerinden-mehmet-mahzun-dogana-mektup/
“herkes ölüyor” kitabı üzerinden Mehmet Mahzun Doğan arkadaşıma mektubumdur.
Sevgili arkadaşım,
Şiirleri okumaya başlar başlamaz daha; ‘Ne kadar erken tanıdık ölümü,’ diye düşündüm. Hem de her çeşidinden… Dededen, neneden, sıralısından, sırasızından… Ama en çok da sırasızlarından.
Çocukluğumuzun sırasız ve cellat eliyle kıyılmış Deniz’lerden gelmişti ilk ölümün jilet kesiği acısı.
“koşar bir afişten savrulmuş
benim sesim kurumaz bağlasalar çözerim
söylerim aşkı
bir küçük özlem
durmaz
büyütürüm ama bu sabah
nereye koymalı böyle bir sabahı”
Bir zamanlar onlar abilerin, ablalarındır, sonra sen büyür yaşlanırsın onlar gencecik yaşar içinde.
‘Deniz’ dersin, kuşağının sırasız gitmiş, kaç delikanlısının ismi çiçekler gibi açar kalbinde. O kuşaktan kimi söylersen aynı bahçe içinde Deniz’ler de açar tüm aydınlığıyla.
Hey Denizler Denizler.
Hey Deryalar Denizler.
Bizim gençliğimiz de, sırasız gitmeler tarihi biraz.
“Hep peşimizde bir avcı
Keskin nişancı, hedefi sektirmiyor.”
Ömrümüz kelebek ömrü, yalnızlığımız bir ömür. Hayat bir koca telaş. Bir hızlı koşu, soluklanmadan…
Ve bir de genç ölümlü insanlar coğrafyası…
“Ey pervazları okşayan güneş
elbet okudum dudak kıpırtılarını
‘Bu son olsun!’
deyişini. Yoruldum çok.”
Şimdi biz yaşlandık savaşlar çoğaldı. Savaşlar çoğaldı bebeler gidiyor sapır sapır.
“Herkes ölüyor… Herkes ölüyor…
Yaşam dediğin bir dil sürçmesi
Kelebeklere sor söylerler belki”
Ölüm bize koymasın da kime koysun? Ölümü vedalaşılamamış, yüzleşilememiş, yaşanamamış, kederli, karanlık bir son bir sonsuz gidiş gibi yaşamaktır ağır gelen bize. Böyle yaşatıldık çünkü. Ne yapsak boş sanki. Ne teselli umsak boş, kalbimize…
Herkes ölüyor Mahzun. Herkes ölür…
1982 yılından, Nitelik’ten: Kıvılcım’a, Asi’ye, Murat’a, sana ve bana baksak yeter. Ne çok can uğurlamışızdır canımızdan.
“En sessiz yolculukmuşum
Maltepe’den Karşıyaka’ya”
Maltepe’den, Kocatepe’den gitmişliğimiz çok Karşıyaka’ya. Şimdi mezarlıklar da çoğaldı. Biz azaldık, mezarlıklar çoğaldı.
Ne benim haberim var, Asi’nin kardeşinden ne senin, “Ferfecir” şiirine konu olan yedi gençten birinin, gencecik ölmüş bir arkadaşımın kızı olduğundan.
Ne filizkıran ne heveskıran ne umutkıran ne sevdakıran fırtınaları koptu ömrümüzde…
“Nereye koymalı böyle bir sabahı”
Ah nereye koymalı gece gelen telefonları?
Ah! Bilmem ki nereye koymalı?
“Kitap bitmek üzere
El kaldırdı şiirler:
Ölüm temasında buluşmasaydık keşke!”
Keşke! Keşke arkadaşım; Ama bize kalan, sözcüklerimize bulaşan o… O koyu karanlık gidiş. Yazmasak olmaz.
Yaralıyız. Yaralı doğanlar diyarındanız belki.
Yaralı şifacılarız aynı zamanda.
Yaraya şiir basmasını yaraya kor basmasını yaraya şarkı basmasını da bilerek doğuyoruz sanki.
“Çiğdem bilir
gül bilir
Ruhi
Su bilir! “
Mahsus Mahal Türküsü var ya hani? Sen de bağlama ile çok güzel çalıp çok güzel söylüyorsun. Bir paylaşımından izledim, dinledim seni. Ruhi Su diyor ya,
“Ölürem ölürem gardaş
Aklım sendedir.”
Kalanın aklı gidende olduğu gibi kalan, gidenin aklının da kalanda kaldığını biliyor. Ne ağır yük. Yükümüz…
Umudumuz olmasa da inadımız var. Ölüm varsa çaremiz var. Yürüyüp geçip gittiğimiz bir hayattan bir zamandan bir dünyadan, daha iyi geçmek daha iyi gitmek.
Eskisi kadar hevesimiz kalmasa da…
Ölüme rağmen değil ölümle birlikte…
Nice şiire, şarkıya, dosta…
Kelebeklerle başladık Kelebeklerle bitireyim.
Hani diyorum, inadımızdan , yaptıklarımızdan bir, küçücük bir şey, bir rengarenk kelebek oluşur bir gün belki…. O minik kelebek bir kanatcık çırpar… Bir rüzgar olur. Büyük bir rüzgar olur. Temizler tüm kirleri.
Ustamızın dediği, yeni romanın sonuna eklediğim gibi…
“Sen bakma havanın durgunluğuna
Derya dediğin uyur uyur uyanır.”
Bu kitaptaki dizelerinden de birini buldum öykülerimden birinin başlığına, izninle.
Kal sevgiyle.
…
Güven Tunç
0 notes
Text
Dolandırılmaya karşı en iyi yöntem sanal kart
https://pazaryerigundem.com/haber/176558/dolandirilmaya-karsi-en-iyi-yontem-sanal-kart/
Dolandırılmaya karşı en iyi yöntem sanal kart
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/8d9ad0b968081a18c189f1ba743d916d/4b9b90b69eca8596-a0/s540x810/20165a7c1e810ab5510a2ebf99cb46ad650ac5aa.jpg)
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin 50 yaş ve üstü kent sakinleri için düzenlediği finansal okuryazarlık ve mobil bankacılık eğitiminde internet alışverişinde dolandırıcılığa karşı için en iyi yöntemin her kullanımda şifre ve kart bilgilerinin değiştiği sanal kart kullanmak olduğu belirtildi.
ANTALYA (İGFA) – Muratpaşa Belediyesi, Antalya Bilim Üniversitesi ve Denizbank işbirliğiyle düzenlenen eğitim belediyenin kültür salonunda gerçekleşti. 50 yaş ve üstü kent sakinlerine yönelik olan eğitimde Denizbank Akdeniz Bölge Operasyon Müdürü Özlem Ceco Şeker, Antalya Bilim Üniversitesi’nden ise Dr. Öğretim Görevlisi Çiğdem Akbaş, Araştırma Görevlisi Aybike Tunç ve Araştırma Görevlisi Özge Nasırcılar konuşmacı olarak yer aldı.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/8d9ad0b968081a18c189f1ba743d916d/4b9b90b69eca8596-a0/s540x810/20165a7c1e810ab5510a2ebf99cb46ad650ac5aa.jpg)
Şeker, dolandırıcılık yöntemlerinden korunmak için internet alışverişlerinde her kullanımda şifre ve kart bilgilerinin değiştiği sanal karta geçiş yapmanın önemine vurgu yaptı. Şeker, ayrıca sanal karta yüklenen limit kadar alışveriş yapılabildiğini ve bu şekilde kredi kartının geriye kalan limitini korumaya aldığını söyledi.
Kart aidatı iadesi ya da ödül vaadi gibi sebeplerden arayanlara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Şeker, girilen internet sitelerinin ise ‘https’ uzantısı olduğundan emin olunması gerektiğini belirtti. Ayrıca bankacılık uygulamalarının telefonun kendi uygulama marketinden indirilmesinin de önemine değindi.
Güvenilir olmayan sitelere kart bilgilerinin girilmemesi hususunda uyaran Şeker, kredi kartıyla ödeme yapılan noktalarda kartın kopyalanma riskine karşı takibinin sağlanması gerektiğini söyledi. Şeker, mobil uygulama üzerinden hesap hareketlerinin sık sık kontrol edilmesinin ve bankalardan gelen mesajların dikkate alınmasının erken tedbir oluşturacağını aktardı. Sosyal medya, SMS gibi yollardan gönderilen linkleri açmamaya özen gösterilmesi konusunda da katılımcıları uyardı.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/9d5aa6069028c83a11ddade9b503d5c0/4b9b90b69eca8596-c6/s540x810/3886914f5533c6861219683bf3450f46492e1182.jpg)
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/6421bb1e90b1b53e5cfc634125aec295/b83b6e2b5d3a1836-90/s540x810/a0aaf6df6acdc4f1edefd85b8dafe86c5b04dce9.jpg)
Çiğdem Tunç
#yesilcamvadisi#yeşilçam#yesilcam#eskiler#replikler#eski türk filmleri#eski türk filmi#türk filmi#replik#nostalji#çiğdem tunç
0 notes
Link
Çiğdem Tunç, sahnede yaşadığı en ilginç olayı anlattı: Gülerken altıma kaçırmıştım
0 notes