swingerhikayeler
swingerhikayeler
Eş Paylaşma Hikayeleri
34 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
swingerhikayeler · 26 days ago
Text
Tumblr media
19 notes · View notes
swingerhikayeler · 5 years ago
Text
Otopark
Geçen akşam otuz dokuz yaşındaki karımla üniversiteli gençlerin takıldığı bir bara gittik. Karım, en az yaşıtlarında hoşlandığı kadar genç erkeklerden de hoşlanır. Göğüs dekoltesini sergilemekten de çok keyif alır. Böyle bir kıyafetle barda bir iki kadeh içip birkaç adamla flört etmeye başladı.
Söylediğim gibi üstünde göğüslerini neredeyse açıkta bırakan bir bluz ve altında da dar dizlerinin üstünde tek parça bir etek vardı. Az sonra flört ettiği adamlardan biriyle barın tenha köşesinde oynaşıp yiyişmeye başladı. Odam oldukça genç ve zayıf biriydi. Ben ise masada oturmuş, müzik dinleyip onları izliyordum. Ateşli bir yirmi dakika kadar yiyişmeden sonra yanıma geldiler ve masama oturdular. Biraz sohbetten sonra adam evli olduğumuzu ama benim karımı başka erkeklerle izlemekten zevk aldığımı söyledim. Oldukça garip karşıladığını ama bunu yapabileceğini söyledi. Hatta karım Suzan için minik bir sürprizi de olabileceğini dedi.
Az sonra birlikte dışarı çıkıp arabamıza gittik. Onlar arka koltuğa geçerken ben de sürücü koltuğuna oturdum. Torpido gözünden bir kutu prezervatif çıkarıp karım Suzan’a uzattım. Adam ise gülüp, bunun işe yaramayacağını söyledi. Ne demek istediğini anlamamıştım. Ben de güldüm.
Derken öpüşmeye başladılar. Karım elini adamın pantolonunun içine sokunca aniden “h’assittir bu da ne böyle!” diye bağırdı. Karım adımın sikini dışarı çıkardı, yarı sertleşmişti ve korkunç derecede büyüktü. Ben aracı otoparktan çıkarırken karım adamın iri aletini emmeye başlamıştı bile. Adamın siki sertleşe bileceği kadar serleşmişti. Ama asla tamamen sertleşemeyecek kadar büyüktü. O zaman adamın prezervatifin neden işe yaramayacağını söylediğini anlamıştım ve bir mağazaya gidip en büyük boy prezervatif almayı önerdim.
Mağazaya vardığımızda adam karımın gömleğini çıkarmış, karım da adamın pantolonunu sıyırmıştı bile. Yiyişirken adam karımın memelerini okşuyor karım da adamın koca sikini sıvazlıyordu. Ben prezervatif almak için dükkana girerken, arkada daha geniş yer olması için ön koltuğu ileri kaydırıp öne yatırmalarını söyledim. Geri dönüp arabaya girdiğimde, ikisinin alt kısımlarının çıplak vaziyette 69 pozisyonu aldıklarını gördüm. Üsteki karım adamın siki ağzında bana bakıp gülümsedi.
Arabayı mağazanın otoparkının en dibine girişin en uzağına çektim. Arabayı stop edip arkaya dönüp onları izlemeye başladım. En büyük beden prezervatif kutusunu açıp içinden bir tanesini karıma uzattım. Karıp adamın yüzüne oturur şekilde doğrulup, prezervatifin ambalajını yırtarak açtı. Bu kadar büyük bir alet beni de heyecanlandırmıştı. Karıma “sahip olduğun en büyük sik bu değil mi?” diye sordum. Başıyla onayladı. Adamın siki benimkinden çok uzun ve çok kalındı. Ki benin sikim en az on sekiz santim vardır.
Adamın siki öyle büyük ki, muhteşem bir porno yıldızı olabilirdi. Karım prezervatifi takmak için epey uğraştı ama başaramadı. Sonunda prezervatif yırtıldı. Ben bir yenisini uzattım. Karım adamın üzerinden inip “ban takamadım, en kendin tak” dedi. Adam “siz de isterseniz kullanmak istemiyorum” deyince karım bana baktı, ben de sen bilirsin anlamında dudağımı büktüm.
Karım “neden olmasın?” deyip “ben bu koca siki içimde hissetmek istiyorum sadece” diye devam edip, başını ön koltuklarının arasına sokup sırtüstü uzandı. Adam karımın ayak bileklerinden tutup bacaklarını ayırdı ve koca sikini yavaş yavaş amına sokmaya başladığında ben ön koltuğa iyice sıkışmış onları izliyordum. Adam siki ama sokunca karım yerinden zıplayıp “dikkatli ol... yavaş...” diye hafif çığlık attı. Adam yavaş yavaş sikini hepsini içine soktuktan sonra yavaş yavaş bir iki sokup çekti. Sonra hızla soktu. Karım inlemeye başlarken ben de eğilip onu öptüm. Sonra dudaklarımı memelerine oradan da göbeğine doğru kaydırdım. Arkan adamın girip çıkışını daha yakından görebiliyordum. Adam biraz bu şekilde siktikten sonra karımı belinden kavrayıp kucağına oturturken kendisi de arkaya yaslanıp bu şekilde sikmeye başladı. Karım adamın kucağında aşağı yukarı zıplıyordu.
Yaklaşık bir saat kadar çeşitli pozisyonda sikişirlerken onları izledim;
Ben de arkamı ön cama doğru dönmüş sikimi çıkarmış otuzbir çekiyordum. Her ikisi de adeta duştan çıkmış gibi terden sırılsıklam olmuşlardı. Önce domaltıp arkadan sikti, sonra döndürüp önden sikmeye devam etti.
Karım biraz sonra inleyerek gelmeye başlamıştı. Adama doğru yeri bulduğunu durmaması gerektiğini söylüyordu. Karım aşırı çığlıkla atmaya başladığında adam da boşalmaya başlamıştı. Karım “Durma! Durma! Durma!” diye yüksek sesle üst üste çığlıklar atarken adam da “geliyoruuuuuuum!” diye bağırdı. Adam içine boşalırken karım bacaklarını adamın beline sıkıca kenetleyerek adamın amının içinde daha fazla kamasını sağlıyordu. Adam sın bir sert sokuşla spermlerini amına boşaltırken karım yüksek sesle çığlıklar atıyor ve hala inliyordu. Adam karım da boşalıp sakinleşene kadar birkaç sokuş daha yapıp durdu.
Sonra yavaşça sikini karımın amından çekip çıkarında sikin boşalttığı delikten spermeler dışarı akmaya başladı. Adam karımın yanında uzandığında her ikisi de yorgunluktan nefes nefese kalmıştı.
Ben uzanıp bacaklarını yakalayıp öptüm. Sonra dilimi amına doğru kaydırıp klitorisini dillemeye başladım. Sonra karımı bana döndürüp bacaklarının arasına girdim ve ıslak kaygan amına sikimi soktum. Dört sokuşta boşaldım. Siki çıkardım, üzeri hep adamın spermiyle kaplanmıştı. Adam karıma sikimi emmesini söyledi. Karım baş tarafına doğru kayıp sikimi ağzına verdim. Benim ve adamın spermlerini karışımını yalamaya başladı. Sikimi ağzından çıkarında adam uzanıp karımın dudaklarını ateşli şekilde öpüştüler. Adam elini karımın amına götürüp parmaklarını içeri soktu ve sonra da amının üstünü ve göbeğini okşayarak ıslaklığı oralara da yaydı.
Onlar oynaşmaya devam ederken ben üzerimi giyip arabayı çalıştırdım ve bara geri döndük. Saat gecenin biri olmuştu. Karım elbisesinin giyimini tamamlamak için ayaklarını arabadan dışarı çıkarmıştı. Adamla birbirimizin numaralarını alıp vedalaştık. Karım makyajını ve saçını düzeltmek için içeri girmemizi istedi. Bizim takılmak gibi niyetimiz yoktu. Üzerini düzeltip çıkacaktık.
İçeri girdiğimizde, karımı siken adamı arkadaşlarıyla barda sohbet ederken gördük. Adam karımı işaret ederken işte bu o dediğini duydum. Beşi de dönüp bize bakmıştı.
Karım makyajını tazeleyip saçını düzelttikten sonra yanıma geldi oturdu. Karım oturunca adamın arkadaşlarından biri bize doğru gelip “hey Hakan seni becermiş ha?” deyince karım” evet becerdi ve bu sikicinin çok koca bir siki var değil mi?” dedi. Güldük. Adam “keşke ben de sikseydim” dedi.
Suzan bana bakıp gülümsedi. Yirmi dakika sonra aynı otoparkta yine arkadan gelen inlemeleri dinliyordum. Yeniden başa dönmüştük
420 notes · View notes
swingerhikayeler · 6 years ago
Link
67 notes · View notes
swingerhikayeler · 9 years ago
Text
Doğum Günü
Ben Suzan, Yirmi dokuz yaşındayım. Uzun kahverengi saçlarım, mavi gözlerim, bir yetmiş boyum ve 60 kilo ağırlığımla güzel sayılan bir kadınım. Kocam Cemil ile en büyük fantezimiz koca sikli birine sikilirken beni izlemesidir. Sürekli bu tür filmler izler filmin sonunda fantezimizi düşünerek müthiş sevişme yaşarız.
Bir Cuma günü Cemil arkadaşları ile dışarı çıkmış, ben de evde sigara içerek koca sikli adamların olduğu porno filmler izliyordum. Bir elimde külotumun içinde müthiş tahrik olmuşken telefon çaldı. Arayan kocam Cemildi. Bara geldiğinde arkadaşı Tarık’ın doğum günü olduğunu öğrendiğini söyledi.
Tarık, Cemil’in dediğine büyük siki olan bir arkadaşıydı ve son iki hafta fantezilerinde hep onu kullanıyorduk. Ona “öyleyse ona tebriklerimi ilet” dedim. Cemil ise “Ona, bir doğum günü sürprizimiz olacağını söylemek istiyorum, O nedenle yatağımızda arkan kapıya dönük, seksi bir külot ile domalmış olarak bizi beklemeni istiyorum. Ne dersin, evet yada hayır, çabuk karar ver” dedi.
Birden başım döndü, şaşırmıştım. Tarık’ın bardan ayrılmak üzere olduğunu hemen karar vermem gerektiğini söyleyerek beni acele ettirdi. Benim ağzımdan da yarı bilinçsizce “Evet… Tamam… Olur” sözcükleri çıktı.
Cemil de bana “çok harika birisin, on beş dakikaya kadar evde oluruz” dedi ve telefonu kapattı. Gergin bir şekilde çabucak bir duş aldım ve pembe siyah dantelli seksi külotumu giydim. Cemilin söylediği gibi dört ayak üzerinde kalçalarım kapıya dönük domalıp beklemeye başladım.
Beklerken kafam seksi şeylerle dolup taşıyor, karnımda adeta kelebekler uçuşuyordu. Amım sırılsıklam olmuştu. Elimi amıma götürmekten kendimi alamadım. Tam daire kapımızın açıldığını ve yatak odamıza doğru gelen ayak seslerini duydum. Aman Tanrım! Cemil fantezi yapmıyor galiba ciddiymiş… Galiba gerçekten doğum günü olan arkadaşı Tarık ile geliyordu ve beni ona doğum günü hediyesi olarak verecekti.
Yatak odamızın kapısının açıldığını duyduğumda heyecandan adeta bayılacaktım. Seksi bir ifade ile ve dantelli külotumun içinde ileri geri yavaş yavaş sallanan kalçalarımla, arkama dönüp Tarık’ın yüzüne baktım. Önde kocam arkasında arkadaşı Tarık, gözleri şaşkınlıkla ayrılmış, yüzünde arsı bir gülümseme ile bana doğru geliyorlardı.
“iyi ki doğdun Tarık!” dedim seksi bir ses tonuyla. Tarık gözlerini kalçamdan ayırmadan kocam Cemile “sen ciddi miydin dostum!” dedi.
Cemil evet deyince Tarık, yüzünde piyango kazanmış adamın ifadesiyle yatağa çıkıp kalçalarımı öpüp okşamaya başladı. Gözlerimi kapayıp, kalçalarımı ona doğru bastırdım. Okşamaları ve öpmeleri çok hoşuma gitmişti. Tam bu anda parmağıyla külotumu tutup yana doğru çekti ve “Aman Allahım şu harika amcığa bakın!” dedi ve dil ile amımı yalamaya ve ardından amımın içine soktu.
Harika hissettiriyordu bana, inleyerek kendimi ona daha da bastırdım. Kalçalarımı iyice yüzüne dayadım. Bu çok seksi bir sahneydi ve amımı çok harika yalıyordu. O anda ilk orgazmımı yaşamaya başlamıştım. Onun kaba ve istekli yalaması beni çıldırtıyordu.
Tam o sırada yataktan inip tüm giysilerini rekor sayılacak sürede çıkarıp ayakta dikildi. Ben de atakta sırt üstü dönüp yattım. O bana ben ona bakıyordum. Gözümü aşağıya kaydırdığımda koca sikinin dikleşmiş bana doğru durduğunu gördüm.  Sürünerek yatağın ucuna geldim, o da bir adım atıp yatağın yanına geldi ve harika koca sikini istekle bekleyen ağzıma verdi.
Kalın siki dudaklarımın arasına zar zor sığdırdım. Çok kalındı ve çok sıcaktı. Sikini ucundaki kayganlaştırıcı sıvının tadı ağzıma geldi. Koca sikin başını sertçe emip dilimle yalamaya başladım. Kendimi kaybetmiş, başka dünyalar gitmiştim. Ağzımdaki koca siki çok sevmiş, biraz daha biraz daha istiyordum. Tarık bu aradı başımı arkadan tutup ağzımı sikmeye başladı. Koca kalın sikini zorla ağzıma bastırıyordu. ,
Ben bir daha boşaldım.
Bu ana kadar amımla bir kontak olmadan asla boşalmamıştım. Çıldırmıştım ve bu halimi seviyordum. Onun tatlı amımı biraz daha tatmak istediğini söylediğini duydum ve ne olduğunu anlamadan beni belimden kaldırıp tepe aşağı kucağına aldı ve bin siki yalarken 69 pozisyonunda aç dudaklarını bir kez daha amımda hissettim. Amımı yalamaya başlamıştı. Bu arada yeniden çabucak bir orgazm yaşamaya başladım. Çok harika bir duyguydu. Amımı adamın ağzına iyice bastırıp zevkin doruğuna ulaştım.
O anda beni yüz üstü yatağa fırlattı. Yüzüm yastığa gömülmüştü. O da arkama geçip kalçalarımı havaya kaldırdı. Ben kafamı kaldırmak istedim ama o eliyle yeniden yastığa bastırdı. Koca sikinin koca kafasını ıslak amımın yarığına dayayıp önce sürttü sonra içine soktu. Aman tanrım! Ne harika bir duyguydu. Öyle kalındı ki, daracık amımı yırtarcasına germişti. Sonra ta dibine kadar yavaş yavaş biraz biraz soktu.
Daha hızlı ve daha sert sikmeye başladığında ben zaten şehvet sarhoşluğuna çoktan yakalanmıştım. Hayatımın orgazmını yaşıyor, doruklarda dolaşıyordum. Onun “nereye boşalayım” dediğin duyduğumda başım yastığa gömülü çığlıklar atıyordum. Boşalma diye yalvardım. N’olur henüz boşalmaya diye yalvardım. Ancak o da dayanılmaz noktaya gelmişti. Sikini amımdan çekip sırtıma ve götümün üzerine patladı.
Vavvv… Hep düşlediği gibiydi yaşadıklarım… Hatta daha fazlasıydı…
Bu arada kocam nerede ne yapıyor unutmuştum. O yanda bir sandalyeye oturmuş, kim bilir kaçıncı mastürbasyonunu yapıyordu…
Yatakta yan yana bira dinlendik. Ona doğum günü hediyesini beğenip beğenmediğini sordum. O hediye için bir sene daha bekleyemeyeceğini söyledi. Ben de kulağına “belki de bu kadar beklemek zorunda olmazsın” dedim
�.�<�8�
591 notes · View notes
swingerhikayeler · 9 years ago
Text
Teşhir
Cemil zaten evlenmeden önce çıkarken seksi veya şeffaf şey giyinmemden çok hoşlanırdı. Evlenince benden daha da ileriye gitmemi istedi. Mesela balayımızda, otel odasında benden uyuyor rolü yapmamı isteyip, oda servisini çağırıp odamıza bir şeyler sipariş etti. Adam odaya geldiğinde ben tamamen çıplak vaziyette yatakta yüz üstü uyuma numarasıyla yatıyordum. Üzerimde sırtımı, bir bacağımı ve kalçamın bir kısmını dışarda bırakan çarşaftan başka bir şey yoktu.
Cemil odamıza gelen çocukların heyecanla beni seyretmelerini izliyor, onların bana şehvetle bakışları hoşuna gidiyordu. Hele havuz başındayken, bikinimin üstünün askılarını açıyor, yanımdaki erkekler göğüslerimi ta uçlarına kadar rahatlıkla görebiliyorlardı. Aslında çok büyük göğüslerim yoktur ama meme uçlarım için kocam Cemil, “göz patlatanlar” diyor.
Balayından dönüp işe başladığımızda da, bana askısız tişörtler ve alttan destekli üstü açık sutyenler aldı. Dikkatle baktığında memelerim görülebiliyordu. Patronum benim böyle giyindiğimi görünce eğer istersem terfi edip kendisine bağlı çalışabileceğimi söyledi. Herkes gibi bizim de paraya ihtiyacımız olduğundan teklifini kabul edip onun özel sekreteri oldum.
Gerçi ofise çalışan diğer kadınlar arkamdan, hatta bazıları yüzüme karşı, sürtük, yollu hatta orospu diyorlardı. Onlara gülüp geçiyor ve benimki gibi bir vücutları olsaydı onlarında benim gibi sergileyeceklerini söylüyordum.
Kocam Cemil, eteklerimin daha da kısa olması, külotlu çorap yerine de dantelli çoraplar giymem gerektiğini söylüyordu. Ben de sevmezdim zaten külotlu çorabı, sevinerek kabul ettim. İşe artık daha kısa etek ve dantelli çoraplarla gidiyordum.
Patron bana tüm yazışmalarını yapma görevini vermişti ve bunu yapmam için sık sık onunla aynı mekanda oluyordum. Beni masasının karşısında bir sandalyeye oturtuyordu. Sandalyede rahat edemediğimden sürekli hareket ediyordum ve o da aralanan bacaklarımdan gözlerini ayıramıyordu.
Kocam Cemil gittikçe daha da azıyordu. Ya şeffaf külot giymemi yada hiç giymememi istiyordu. Ben de Cumartesi arkadaşlarının kağıt oynamak üzere bize geldiklerinde deneyeceğimi ve tepkilerini ölçeceğimi söyledim. Bu düşünce beni çok etkilemişti. Bütün hafta başka bir şey düşünemedim.
Cumartesi gecesi, minicik bir etekle, siyah dantelli çoraplarımla ve tabi ki külotsuz olarak karşıladım misafirlerimizi. Üzerimde de sutyensiz olarak giydiğim askısız bir tişört vardı. Kendimi, bir orospu gibi hissediyordum.
Oyuna saat sekiz gibi başladılar. Ben onlara yiyecek ve içecek servisi yapıyordum. Saat on olduğunda kocamın arkadaşlarından dördünün elini etiğimin içinden çıplak kalçalarımda hissetmiştim bile. Hatta onlardan biri; ki benim en beğendiğim arkadaşıdır, parmaklarıyla amımın dudaklarını okşayıp, sonra da gözlerime bakarak, parmaklarını yalamıştı. Aman tanrım, bu amımın sırılsıklam ıslanmasına neden olmuştu. Kocamın dışındaki diğer beş adam ne kadar tatlı olduğumu söylüyor ben de zevkle dinliyordum.
Gece bitmeden onlardan ikisi bir veya iki parmağını yarığıma sokup yukarı aşağı defalarca okşamışlardı. O kadar azmıştım ki, adamlar gider gitmez, kocam Cemili yakalayıp koltuğa fırlattım, ata biner gibi üstüne oturup, muhteşem bir sikiş yaptık. Anında boşaldım ve boşaldım.
Sikişten sonra Cemil bana, “Pazartesi işe giderken böyle giyinmene izin veririm ama bahse girerim sen cesaret edemezsin” dedi.
Ben de “eğer bunu yaparsam ve patronum külotumun içindekini almaya çalışırsa ne olacak?” diye sordum.
Kocam Cemil gülüp “o da sana kalmış, belki bir terfi daha yapar” dedi.
Pazartesi günü işe gitmek için evden Cemilden yarım saat daha geç çıktım. O nasıl giyindiğimi görmedi. Ben bahse girdiğimiz gibi akşamkinden daha ince bir tişört ama akşamki mini eteği ve siyah dantelli çorabı giydim. Tabi külot giymedim ki kılsız amımı patronum görebilsin diye.
Masama henüz oturmuştum ki, birkaç mektup yazdıracağını söyleyip beni odasına çağırdı. Kalemi kağıdı alıp odasına girdim. Tam bir ofis çalışanı gibi sandalyeye oturdum. Ama sandalyede hafifçe hareket ederek bir saniyeliğine bacaklarımı ayırdım. Gözleri zaten bacaklarımdaydı. Çıplak amımı bir saniyeliğine bile görünce sözlerini unuttu ve bana nerede kaldığını söyleyerek yazdığımı baştan okumamı istedi.
Tüm bunlar olurken, yüzünün aldığı şekle bakmak harika bir duyguydu.
Neyse mektuplar bitince imzalaması için önüne kodum. Gittikçe azıyordum. Orada ayakta dururken öyle ıslandım ki amımın suları neredeyse amımdan yere damlayacaktı. Ben beklerken, yanına gelmemi zira bazı hatalarım olduğunu onları göstereceğini söyledi. Hayatı görmem için masanın arka tarafına geçmeme gerek yoktu ama o istediği için öyle yaptım. Yanına dineldim. Gerçekten yanlış yapmıştım. Yeniden yazayım dedim ama beklememi hepsini kontrol edeceğini ve varsa diğer hataları da birlikte düzeltmemi istedi.
Ben yanında ayakta beklerken eli kendi bacağının üzerinden kayıp benimkini üzerine geldi. Sonra yukarı doğru kayıp, götümün yanaklarını okşamaya başladı ki bu beni çok tahrik eder. Hiçbir şey söyleyememiştim. Derken eli bacaklarımın arasına kaymaya başladı. Onu durdurmalıydım ama ben de iyice tahrik olmuştum durmasını istemedim.
Yavaş yavaş kalçalarımın içini çorabımın dantelli kısmının üstünü okşamaya başladı. Sonra eli daha da yukarı kayarak sırılsıklam olmuş amıma doğru kaydı. Ben orada nefes nefese kalmış, gözlerim kapalı ayakta dururken o mektupları bir kenara koymuş, beni keşfetmekle uğraşıyordu. Amım dudaklarını okşuyordu. Ardından klitorisimi okşamaya başladı. Bu en hassas yerimdi. Bir dokunuşla bile orgazm olabilirdim.
Oldum da, parmaklarının üzerine boşalmıştım. Gözlerimi açtım, gülümseyerek bana bakıyordu. Parmaklarını yeniden çalıştırmaya başlamıştı. Yeniden boşalmanın eşiğine gelmiştim ki, parmaklarını amımdan çekip ayağa kalktı ve beni masasına doğru itip arkama geçti. Fermuarının açılma ve pantolonunun yere düşüş sesini duydum.
Nefes alıp vermekte zorlanıyordum, adeta nefesim kesilmişti. Aniden koca sikini amıma bastırdı. Hiç böyle arkadan sikilmemiştim. İlk sokuşta bir kez daha deli gibi boşalmıştım. O çiviledikçe ben inliyordum. Oda adeta etrafımda dönmeye başlamış adeta bayılmıştım. Bir daha boşaldım. Daha önce hayatımda bu kadar şiddetli orgazm olmamıştım.
Ancak o hale sikmeye devam ediyordu. Beni uzun ve güçlü bir orgazma daha yaklaştırıyordu. Bayılacağımı sanıyordum. “Yeter artık, yeter artık!” diye yalvarınca içimden çıkıp, beni dizlerimin üzerine oturtup koca sikini dudaklarıma uzattı.
Daha önce kendimi hiç tatmamıştım. Sikinin amımın tadında olması beni çıldırtmıştı. Derken saçlarımdan tutup sikinin yarısını ağzıma bastırdı ve gırtlağıma doğru soktu. Daha önce kocam Cemil denemişti ama gırtlağıma alamamıştım.  Ama patronum gırtlağımı sikiyordu ve banım yapabilecek bir şeyim yoktu. Her sokuşu arasında nefes alabilmek için kollarım kuş gibi çırpınıyordu.
Patronumun yarrağı boğazımı tıkayıp öleceğimden korkmaya başlamıştım. Ama arada bir nefes ala bilmem için gırtlağımdan çekiyordu. Ama başı hep ağzımın içinde kalıyordu. Derken boşalmaya başladı. Ağzıma sıcak spermlerini fışkırtıyor, spermeler gırtlağımdan aşağı akıyordu. Bu benim için ilkti. Kocam Cemil bile daha ağzıma boşalmamıştı. Oysa patronumun siki zonklaya zonklaya ağzıma boşalıyordu.
Spermleri yutarken aslında spermin tadının kötü olmadığı fark ettim; Biraz tuzlu ve acıydı ama kötü değildi.
O gece eve geldiğimde Cemil zaten evdeydi. Kapıdan içeriye girdiğimde beni kısacık eteğimden tutup kalçalarıma kadar kaldırınca külotsuz olduğumu gördü. “senin bunu yapacak kadar cesur olduğunu sanmıyordum ama yapmışsın” dedi. Sonra dizleri üzerine çökerek “iyi kız!” diyerek amımı yalamaya başladı.
Artık “iyi kız” değildim. Umarım amımı iyice temizlemişimdir diye düşündüm. Zira patronumun beni dört saat boyunca aralıksız siktiğini anlamasını istemezdim. Fakat anlaşılan sikişten hiç iz kalmamıştı ki anlamış gibi görünmüyordu. Sanırım patronumun koca sikinin sikmesinden tam zamanında kaçmışım.
Kocam yalamaya devam ederken, ben yeniden boşalmaya başlamıştım. Patronumun koca sikinin amımın derinliklerinde nasıl zonkladığını hayal etmek orgazmımın şiddeti daha da artıyordu. Daha önce hiç böylesini yaşamamıştım. Titreyerek Cemil’in ağzına boşaldım.
Ben boşalınca cemil, “kalk Lila Cafe’ye gidelim” dedi.
Niçin oraya gitmek istediğini çok iyi biliyordum. Orası caddeye bakan tabandan tavana kocaman camları olan bir yerdi. Sandalyelerin yönü cama yani sokağa dönüktü. O sandalyelere mini eteğimle oturunca dışarıdan uygun açı ile bakanların amımı görmesi mümkündü. Ama iş yerinde yaptıklarımı düşününce bu macera bana çok küçük bir şeymiş gibi geliyordu.
Neyse oraya varınca Cemil beni hemen hemen pencerenin tam orta yerine gelecek bir sandalyeye oturttu ve siparişlerimizi verdi. Amımı görmek için çabalayan delikanlıların yüzünü daha iyi görebilmek için Cemil de yanıma oturdu. Bana daha iyi görebilmeleri için bacak bacak üstüne atmamamı söyledi. Bana “bu delikanlılara en az bir yıl otuzbir malzemesi verdiğine bahse girerim” dedi gülerek.
Normalde özellikle de gençlere ben böyle bir şeyi asla yapmam ama garip şekilde uyuşmuş gibi Cemil’in dediklerini yapıyordum. Bu nedenle bacağımı diğer bacağımın üstünden indirdim ve iyice araladım. Bana bakan çocuğun gözleri fal taşı gibi açıldı ve yüzünün aldığı şekil beni güldürdü.
Yemek yemeye başladığımızda Cemil bana, patronumun için eteğimi yukarımı kaldırdığımı yoksa tişörtümü aşağımı kaydırdığımı sordu. Ben suçluluk hissederek, bir yerlerimi gördüğünü sanmadığımı söyledim. Kocama patronumun beni her yerimden siktiğini ve onun koca sikine aşık olduğumu nasıl söyleye bilirdim ki?
Yemekten ve en az on beş erkeğin ve birkaç kadının eteğimin altından amımı izlemesinden, kiminin öpücük atıp, gözleriyle beni sikmesinden sonra alış veriş merkezine gittik ve dolaşmaya başladık. Merdivenlerden inip çıktıkça doğru zamanda eteğimin altına bakanlara amımı sergileyerek biraz dolaştık. Derken Cemil bir mağazanın vitrininde bir çizme gördü ve “Gel, şu çizmeleri bir dene” dedi.
Çizmelerin boyu, dizimle amımın arasındaydı. Ben Cemil’in aklından geçenleri bildiğimden nefesim sıklaşmaya başladı. Zira mağazadaki tezgahtar 19 yaşında ya var ya yoktu. Yakışıklıydı ve kaslı vücudu vardı. Cemil ona vitrindeki çizmeyi denemek istediğimi söyledi. Adam beni deneme sandalyesine oturtunca, Cemil ayağımı ölçesini zira kaç numara olduğundan emin olmadığımızı söyledi.
Ayağımın ölçüsünü alması için bir bacağımı yukarı kaldırınca amım sadece onun göreceği bir pozisyonda ortaya çıktı. Adamı o anda görecektiniz. Ne yapacağını şaşırdı. Önce bana baktı, sonra amıma baktı ardından yeniden yüzüme baktı. Sonra işine döner gibi yaptı ama aslında gözleri hala amımdaydı. Ben hareket ettikçe gülümsüyor, çıplak ayaklarımı sevgiyle tutuyordu. Yada bana öyle geliyordu.
İlk getirdiği çizme büyük geldi. Sonra iki numara küçüğünü getirdi. Çizmeyi bacağıma giydire bilmek için bacaklarımı biraz ayırdı. Ben de sürekli amımı görsün diye bacağımın birini yeterince havaya kaldırdım. Düşmemek için dengem bozulmasın diye diğer ayağımı da ona yaslayınca yüzünün kızardığını görmek müthişti. Bunu yapınca kalkmış sikinin bacağıma değdiğini hissettim. O da bacağımı hissetince sikini iyice bacağıma bastırmaya başladı.
Adamın ağzından bir inilti çıkarken pancar gibi kıpkırmızı olmuştu; sanırım külotuna boşalmıştı. Çizmelerinin ucundan tutarak bacağıma giydirdi. Bu arada eli bacağımın iç tarafını okşayarak yukarıya kadar çıkmış, ardından iki parmağı açıkça çıplak amcığıma değmişti.
Çizmeyi bize indirimli fiyatında altında bir fiyatla sattı.
Adamın bu telaşlı ve rahatsız hali Cemil’i çok eğlendirmişti. Ama bu genç tezgahtarın beni ne kadar tahrik ettiği konusundan haberi bile olmadı.
��̷�a��
734 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Arkadaşların En İyisi
Bir akşam genç çift olan arkadaşlarımızı akşam yemeğine çağırmıştık. Karım Suzan ve ben yemekten sonra salonda kanepeye oturmuş, karşımıza da arkadaşımız olan çift oturmuştu.
Oradan buradan konuşurken söz dönüp dolaşıp, genellikle olduğu
gibi sekse geldi. Ve anında her şey açıkça konuşulmaya başladı. Konuştuklarından anladık ki bu çiftin kafalarında, daha çok seksle ilgili hem de oldukça marjinal düşünceleri var. Konuşma o kadar ilerledi ki, biz nelerden hoşlandığımızı ve neler yaptığımızı birbirimize anlatmaya başlamıştık. Kafamızda şekiller oluşmaya başlamıştı. Arkadaşlarımız hoş bir çiftti. Kadın çok hoş ve biçimli bir kadındı. Koca ise yakışıklı ve atletik yapılıydı.
Kadın uzanıp elini karımın dizine koyarken, “kocalarımızı kısa bir süreliğine değişme fikrine ne dersin?” diye sordu. Karım döndü ve bana baktı. Ben de onun gözlerine baktım. Karım adamı çekici bulmuş, kocaları değişmeye razı görünüyordu. Kızarmış ve utangaç bir şekilde bana bakıyordu. Aksi gibi karım bana bakarken ben de aynı şeyleri hissediyordum.
Karımın elini tutup ona göz kırptım. Söze gerek yoktu, gözlerimiz her şeyi söylüyordu. “Bunun cazip bir teklif olduğunu düşünüyoruz, sizin kafanızdan geçenler nedir?” diye sordum. Bunu duyunca bakışları değişmiş gülümsemeye başlamışlardı. Sonra arkadaşımızın karısı Semra, yerinden kalkıp bize doğru geldi ve önümde diz çöktü. Arkadaşımız Hakan da karımın önünde diz çökmüştü.
“Bizim aklımızdan geçen”, diye yanıtlamaya başladı Semra ; “sizinle çok özel, çok samimimi ve çok gizli bir şeyler denemek” diye sürdürdü. Sonra Semra kemerimi çözüp, fermuarımı açtı. Soğukkanlı bir maharetle, kalkmış aletimi pantolonumdan dışarı çıkarıp tuttu. Semra karıma bakarak “özel bir şeyler “ dedi ve ağzını açıp sikimin gövdesinin üzerine geçirdi. Bu işi yaparken de gözlerini karımın gözlerinden hiç ayırmamıştı. Ben dil darbeleriyle ve Semra’nın dudaklarının aletimi sarmasının verdiği duyguyla inlerken karım gözünü dikmiş sikimi emen kadını izliyordu. Yarağımı iyice ağzına alıyor, iyice içine çektiğinde burnu göbeğime değiyordu. Sikimin şişmiş başının gırtlağına değdiğini hissediyordum. Sikinin üzerini ağzını aşağı yukarı hareket ettirirken aletim ağzından ıslanmış ve parlıyordu.
“Pekala” dedi Hakan karıma “biz de kesinlikle sizden geri kalmak istemiyoruz” diye devam edip karıma uzandı ve öpmek için kendine çekti. Hakan elini önce memelerine, sonra beline oradan da eteğinin altına kaydığında, karımın nefes alıp vermeleri sıklaşmıştı. Adam karımın külotunu sıyırırken o da kalçalarını yukarı kaldırıp ona yardımcı oldu. Sonra adam iyice kucaklaya bilsin diye bacaklarını ayırdı. Hakan bir yandan ona sarılıp öperken bir yandan da elini göbeğinden aşağıya doğru kaydırdı. Sonra öpücüklerini dudaklarından karımın boynuna doğru indirdi. Karım adamın başının üzerinden bana bakıyordu. Göz göze geldik. Hakan dudaklarını karımın gömleğinin önünü çözerek açığa çıkardığı memelerine doğru kaydırırken ben de uzanıp usulca onun yanağında tutup öpmek için kendime çektim. Dudaklarımız birleşmişti. Karım beni soluksuz bırakarak öperken Hakan da meme uçlarını ağzına almıştı.
Karım Suzan bacaklarını Hakan için açmış, koltuğa iyice yayılmışken ben onları seyrediyor, bir taraftan da sikimi yalayan Hakan’ın karısının kafasını yakalamış kendime doğru bastırıyordum. Hakan karımın karnında dilini dolaştırarak göbek deliğine soktu, sonra daha aşağılara giderek şehvetli amcığına doğru kaydı. Hakan dokunuşuyla sertleşmiş klitorisini yalamaya başladığında karım nefesini hızla alıp vermeye başlamıştı. Bu arada dönüp onun karısına baktığımda, sikim ağzında gülümseyerek gözlerimin içine bakıyordu.
Hakanın dili amının içine kaydığında, karım elimi tutup gözlerini kapattı. O anda ikimiz de, başka bir çiftin gösterdiği ilgiyle şehvetten kıvranıyorduk. Ben karımı ve beni yalayan iki yalayıcıyı görebiliyordum ve onlarda arasıra bana bakım gülümsüyorlardı.
Sonra, Hakan’ın karısı Semra doğruldu ve elbisesini üzerinden sıyırdı. Kucağıma çıkarken de sutyen ve külotu da çabucak üzerinden çıkmıştı. Semra sırılsıklam olmuş, ateş gibi amını aletimin üzerine yerleştirip kaydırırken, karım da elimi okşuyordu. Semra sikimin üzerine yerleşip bana doğru eğilince memeleri yüzüme doğru geldi. Ben de, o üzerimde inip kalkarken, iki memesini sırayla emmeye başladım. Karım gözlerini Semra’nın amına dikmiş, kılları arasında kaybolup giden sikime bakıyordu. Sonra ellerini uzatıp, Semra’nın bacaklarını okşamaya başladı. Semra dudaklarımın memelerine ve sikimin de sıcacık amına verdiği zevkten inlemeye başlamıştı. Dönüp hala karımın sırılsıklam olmuş amını yalamaya devam eden kocasına seslendi “hadi tatlım, sanırım Suzan'ın da iyi bir sikişe ihtiyacı var” dedi.
Bunun üzerine adam ayağa kalktı ve sertleşmiş sikini dışarı çıkardı. Karım sikini amının içine sokabilsin diye bacaklarını iyice ayırmıştı. Hakan sikini karımın iyice ayrılmış amına dayadı. Sonra yavaşça kılıcı kabzasına sokar gibi içine soktu. Sonra yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladı. Karı koca bizim üzerimde aşağı yukarı gidip gelirken, karımla birbirimizin gözünün içine bakıyorduk. Suzan’ın gözleri şehvetle dolmuş, harika bir çiftle sikişerek inliyorduk.
Derken, Semra’nın kocası karımın kalçalarından yakalayıp sikini gittikçe daha hızlı ve daha derine sokmaya başladı. Adam karımın bacaklarından yakalayıp iyiye havaya kaldırıp ayırdı ve üzerine abanıp pompalamaya devam etti. Bu arada adam tarafından sertçe sikilen karım elimi tutup okşamaya başladı. Ben de Hakan’ın karısı kasıklarını benimkine yapıştırıp üzerime yerleşmiş ve muhteşem, nemli ve sıcak deliğinin içinde sikimi sımsıkı sararken, kalçalarından sertçe yakalayıp kendime çekiyordum.
Daha fazla dayanamadık, Hakan da bende de orgazm kasılmaları başlamıştı. Benim spermlerim onun karısının şehvetli amına patlarken, Semra da başını geriye atmış, çığlıklar içerisinde kendi orgazmını yaşıyordu. Karım Suzan da, Semra’nın kocası amını pompalarken, kendini geriye atmış şehvetle iniltiler çıkarıyor ve çığlıklar atıyordu. Bu sırada Hakan sikini karımın içinden çekip, spermlerini göbeğine ve memelerinin üzerine fışkırtmaya başladı. Krem gibi beyaz spermlerin fışkırarak karımın bütün vücudunun üzerinde lekeler şeklinde oluşması görüntüsü çok nefisti. Hakan’ın karısı Semra üzerimden eğilip karımın vücudundaki yapışkan spermleri diliyle yalamaya başladı. Spermleri yalarken dilinin darbelerinden karıma bir ürperme, bir titreme gelmişti. Yalama sonucu, iki kadın öpüşmeye başlamışlardı.
Sonra kocası karımın bütün vücudunu yalayarak dudaklarına kadar çıktı ve dudakları birbirine kilitlendi. Karısı da benim kucağıma oturmuş ateşli öpücüklere boğuyordu beni.
Gecenin geri kalanında da birlikte hayatımızın en inanılmaz cinsel maceralarını yaşadık. Sürekli partnerlerimizi değiştirdik veya yatakta dördümüz aynı anda bulunarak sikiştik. Her saniyesini severek yaşadı.
579 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Arkadaşla Aldatma
Bir gün işten eve, her zamankinden daha erken döndüğümde, güzel karım Suzan’ı yatağımızda, en yakın arkadaşım Faruk’a saksafon çekerken yakaladım. Onlar beni görmemişlerdi.
Çırılçıplak karım, arkadaşımın önüne eğilmiş, iri memeleri sallanıp vücuduna çarparak, koca, sert siki ileri doğru ağzına sokup çıkararak emiyordu. Siki içine çekerken yanakları iyice çukurlaşıyordu.
Karımın ihanetinin şokuna rağmen bu erotik görüntü gayri ihtiyari sertleşmeme neden olmuştu. Hemen geriye çekilip, görünmeden izleyebileceğim bir noktaya geldim. Hiç farkına varmadan fermuarımı açıp sikimi elime almıştım. En yakın arkadaşım ve karımın bana bilmeden sundukları seks gösterisini izleyerek sikimi okşamaya başladım.
Faruk karım Suzan’a, harika bir sik yalayıcısı olduğunu söylüyordu. Siki o kadar büyüktü ki, karım Suzan sadece başını yalayabiliyordu ve daha hassas bölgesi ağzına sığmıyordu. Görebildiğim kadar Faruk’un muhteşem erkekliği de gözlerimin önündeydi. Aleti koca bir mısır koçanı kadar, yumurtalıkları ise tenis topundan biraz küçüktü. Karım siki ağzından çıkarıp eliyle sıvazlamaya başladığında ben de Faruk’un aletinin gerçek boyutlarını görebildim. Gövdesi en az üç avuca sığacak kadar, başını da ilave edersek en az 25 santim büyüklüğünde vardı. Benimkiyle karşılaştırdığımda; karım benim aleti tuttuğunda eli tamamen kapatıyordu. Bu durumda karımın oynaşınınki benimkinin en az iki katı uzunluğundaydı.
Faruk, karımı başından yakalayıp, sikini ağzına öyle bir bastırıyordu ki, sanırsın kendi karısı Canan yıllardır onunkini ağzına almamıştı. Suzan aniden durdu ve yatağa sırtüstü uzandı. Hayal kırıklığına uğramıştım. Ama sanırım Faruk da uğramıştı ki, çocuksu bir tepki verdi; “ama ben saksafon istiyorum” diye ısrar etti. Ben de saksafon seyretmek istiyordum ama karıma siki ağzına al diye emredemezdim ya? Karım “ama bu çok kötü, benim iyi bir sikişe ihtiyacım var!” diye sızlandı. Arkadaşım Faruk onu ikna edemeyeceğini anlamıştı. Onun üzerine arkadaşım karımın üzerine çıkıp, içine girdi ve üç beş sokuştan sonra hemen fışkırtmaya başladı. Spermlerini boşaltırken, göt deliği büzüşmüş ve bacakları gerilerek havaya kalkmıştı. Karımı sikerken, bacaklarını birleştirdiğinden karıma girişini görememiştim. Ben de sessizce düşüncesizliğine küfrettim sevgili arkadaşımın.
Faruk karımın üzerinden indi. Yüzünde panik havası vardı, endişeyle kapıya bakınca görüldüğümü sanıp korktum ve hemen kenara çekildim. Bir şey olmadığını görünce yeniden pozisyonumu aldım. Karım “Puhh aman ne marifet!” diye alayla bağırıyordu “Liseden beri böyle hızlısını görmemiştim!” Ama bana göre onun hayal kırıklığı yaratan performansında karımın da payı vardı. Karım zaten onu yalayarak boşalmanın eşiğine getirmişti. Karım onu yalayarak temizleyip yeniden hazır hale getirmeyi önerdi ve yeni bir sikiş istedi. Ama Arkadaşım “bir daha ki sefere telafi ederim” deyip sanki alarm verilmiş gibi elbiselerini toplamaya başladı “Sedat (ben oluyorum) her an gelebilir” diye sürdürdü.
Suzan “bu saatte evde olmaz” diye yanıtladı. “Gel ve beni yeniden sik. Boşalamadım” diye tatlı sert emretti. Ama Faruk orada daha fazla duramayacaktı. Bu durumda hayal kırıklığına uğrayan tek karım değildi. Ben de kendimi Faruk’un boşalmasına ayarlamış, o karımı sikerken ben de mastürbasyon yapıp boşalacaktım. Ama o kadar çabuk boşalmıştı ki, benim planımda suya düşmüştü.
Faruk hızla kapıya yöneldiğinde, kendimi zorla yandaki odaya atmıştım. Üstelik sikim hala açık fermuarımdan dışarıdaydı. Arkadaşım evden çıkınca yine ayaklarımın ucuna basarak yatak odasının kapısına geldim ve karım Suzan’ı gözlemeye başladım. Görünüşe göre karım Faruk’un başlattığı şeyi bitirmeye karar vermişti. Eliyle gitar çalar gibi şişmiş klitorisini okşuyordu. Onun orgazm sarhoşluğu ile titreyişini izlerken elime boşalmıştım.
Bundan sonraki birkaç hafta hayatımın en ilginç günleri oldu. Sürekli olanları düşünüyordum. Karısını başka erkekle sikişirken gören insanın kıskançlık krizine girmesi gerekirdi. Ben de öyle biriydim. Ama bu bende hiç sorun oluşturmamıştı. Evliliğimizin ilk yılları çok kıskançlık deneyimlerim olmuştu ama artık uzun süredir yani kıskanamayacak kadar uzun süredir evliydik. Üstelik şimdiki hedefim, karımla arkadaşım Faruk yatakta oynaşıp cilveleşirken ben de yanlarına oturup onları izleyerek el arabasına binmek istiyordum. Bunu onlara söyleyebilirdim. Ama amacıma ulaşmanın başka bir yöntem daha vardı, Faruk’a eşlerimizi değişmeyi önerebilirdim. Fingirdek karısı en az benimki kadar güzeldi ama gerçekten baş belası bir tipti. Belki tek başına sikebilirdim ama öyle hep beraber aramızda bulunmasını açıkçası pek tercih etmezdim.
Benim bir güvenlik şirketim var, o nedenle yatak odamıza bir video kamera yerleştirmem benim için çocuk oyuncağıydı. Onu yatağımızı görecek şekilde lambanın arkasına gizlenecek şekilde monte ettim ve kabloyla tavan arasında bir video kaydediciye bağladım. Video harekete duyarlı bir sensor vasıtasıyla devreye girecek şekilde dizayn edilmişti. Yani yatakta bir hareket oldu mu hemen kayda başlayacaktı.
Birkaç güç geçmesine rağmen bir kayıt elde edemedim. Sonra ilk olarak karım Suzan’nın tam bir saat süren mastürbasyon seansını yakalamıştım. Bizde olduğunu bilmediğim, yapay penis ve vibratör kullanıyordu. Bir tane kocaman amına, onun bir küçüğünü de götüne yerleştiriyor, o şekilde mastürbasyon yapıyordu. İki deliğinin de dolu olduğu halde müthiş zevk alıyordu. Aletlerini gizli yerine yeniden saklayana kadar, benim sürtük karım tam üç kez orgazm olmuştu. Onun mastürbasyona bu kadar düşkün olduğunu bilmiyordum. Onu bu şekilde görünce, en kısa zamanda Faruk’la bir ekip olup ona bunun gerçeğini yaşatmaya karar verdim.
Faruk da benim gibi kendi şirketinde çalıştığından işten istediği zaman ayrılabiliyordu. Cuma günleri işten erken çıkmayı alışkanlık edinmiş olduğumdan, onlar buluşmalarını bu güne getirmemeye dikkat ediyorlardı. Onları sikişirken bir Çarşamba günü yakalamıştım. Dolayısıyla yine kamerayı kurduktan sonraki ilk çarşamba günü de videoyla yakalamam sürpriz olmadı. Bir saat kadar Faruk’un çok istediği saksafon eylemini yaptıktan sonra, Faruk geçen haftaki erken boşalmasını telefi edecek şekilde karımı tam iki kez orgazm ederek uzun uzun ve çok sert şekilde sikti. Eski arkadaşıma güvenim geri gelmişti...
Bazı hayal kırıklıkları olsa da kaset inanılmaz derecede heyecan vericiydi. Mesela, karım onun sikini emerken başı görüntüyü kapatıyor, Faruk karımı sikerken sadece onun inip kalkan kalçalarını görebiliyordum. Köpekleme pozisyonu sikişirken kısa süre biraz daha güzel manzara oluşmuştu. Yukarıdan (yani kameranın bulunduğu yerden) adamın siki kesinlikle muhteşem görünüyordu. Kasetin kısalığına rağmen izlerken birkaç kez boşaldım.
Ertesi ay, karımla arkadaşım Faruk’u her Çarşamba videoya kaydetmiştim. Bunun üzerine planımı yürürlüğe koydum. Karım Suzan ile Faruk’un suratsız karısı Canan her Cuma akşamı bir arkadaşlarında toplanırlardı. Onlar gittiği gece ben de eve Faruk’u maç izlemek için çağırdım. İlk yarı bittiğinde ona arada porno film izlemeyi önerdim. Ağzının suyu akarak kabul etti.
Faruk kaset de kendini görünce, ölü gibi beyazladı ve neredeyse bayılacaktı. Ona sakin olmasını ve hemen bir sonuca varmamasını söyledim ama o “ben kaç kez karınla birlikte olduysam sen de benimkiyle o kadar birlikte ol. Ve sana söz veriyorum karına bir daha asla dokunmayacağım!” dedi panikle. Neredesin ağlayacaktı. Ona “karın bana defalarca pas verdi, istesem yıllar önce onu becerirdim. Dürüst olmak gerekirse karın beni sinir ediyor” dedim. O da “o halde benden ne istiyorsun?” diye sordu. “Ben karım Suzan ile olan ilişkini bitirmeni istemiyorum. Sizi onunla sikişirken izlemek ve bazen de aranıza katılmak istiyorum” dedim ve ona hiç seçim şansı tanımadım. Zira eğer istediğimi yapmazsa kaseti karısına göstereceğimi ve onun da soluğu mahkeme de alacağını çok iyi biliyordu.
Bunun üzerine, Faruk, karım Suzan ve ben ertesi Cuma gecesi ilk seks partimizi yaptık. İlk defa olduğundan hepimiz biraz gergindik. Ben onlara ne yapmaları gerektiğini söylüyor, onlar da benim dediklerime uyuyorlardı. Onların yan yana yatmalarını ve orgazm olana kadar mastürbasyon yapmalarını söyledim. Ben de onları kasete alacaktım. Suzan için sorun değildi ve gidip aletlerini çıkardı ama Faruk pek istekli görünmüyor, istediğimi yapmamak için beni ikna etmeye çalışıyor “boşuna israf” diyordu. Ben ısrar edince o da otuzbire başladı. Sanırım biraz aşağılamak istiyordum onu. Böylece kendi mastürbasyonuma yol açıyordum da. Faruk başlayınca hoşuna gitmeye başlamıştı. Hepimiz için daha zevkli olacağını düşündüğümden, Faruk’un erkekliğini kanıtlamak için porno filmdekiler gibi ayağa kalkıp, karımın üzerine doğru, güzel vücuduna spermlerini fışkırtmasına izin verdim. Bu ilk boşalmadan sonra asıl partimiz başlamış oldu.
Nefeslerini topladıktan sonra, Suzan üste olacak şekilde altmışdokuz pozisyonuna soktum. Gerçek porno filmlerdekilerden daha etkileyici bir görüntü oluşmuştu. Çekici karımı bu koca aletin üzerinde aşağı yukarı kafasını oynatırken adeta bir porno yıldızı gibiydi. Karım Faruk’un sikini sertleştirir sertleştirmez, Suzan’a aleti ölçmesi için bir mezura verdim. İlk tahminimi tam yapmıştım. Çok etkileyici bir ölçüydü; tam 27 santim. “Tam bir balta sapı” dedim, heyecanla.
“Şimdi yala onu ve ama görüntümü kapatma” dedim. Her açıdan ve her uzaklıktan kaydettim. En sonunda da Faruk’un bacaklarının arasına girip iyice yakından yaklaşık yirmi beş otuz santimde çektim. Kameranın vizöründen, karımın tükürüğünden bir damlanın, Faruk’un aletinin başından başlayarak, bütün gövdesini aşıp taşaklarına kadar damladığını gördüm. Sonra boştaki elimle karımın başını tutup arkadaşımın siki üzerinde aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Derken ikisi aynı anda boşalmaya başladılar. Muhteşem bir görüntüydü. Suzan, Faruk’un spermlerinin birazını yutmuş, çoğu ise dudaklarının kenarından aşağıya çenesine doğru akıyordu. Spermlerden birazı da ki en güzel görüntü oydu; karımın gözlerine fışkırmıştı. Ben de dizlerimin üzerinde kendimi okşayarak ve tam zamanlama ile boşalmaya başlamış ve karımın yüzüyle, Faruk’un sikiyle taşaklarının üzerine fışkırtmıştım. Ve tam bir beceriyle de bu hareketimi kasete de kaydetmiştim.
Faruk iki kez boşalmış gitmek için can atıyordu. Ama ben ona karıma iyi bir sikiş vermeden gitmemesi gerektiğini hatırlattım. O da sönmüş sikini göstererek “bu sikişi nasıl becereceğim” diye sordu ve “iki kez boşaldım ve bu benim en yüksek limitim” diye açıkladı. “Sen bana boş yere mastürbasyon yaptırmamalıydın” diye de sitem etti. Ben de Faruk’a yüz üstü dönmesini söyledim. Sonra da karıma bana hep yaptığı gibi Faruk’un göt deliğini dilemesini istedim. Bu hep işe yarardı. Anında sertleşirdim ki, arkadaşım da anında sertleşti.
Bunun üzerine ben karım Suzan’a Faruk’un üzerine çıkıp sikinin üstüne oturmasını söyledim. Karım Faruk’un üzerine çıkıp ayağını iki yana salarak oturdu ve koca aleti eliyle tutup yol göstererek bal kutusuna soktu. Ben o aleti içine alabilmek için amını nasıl esnettiğini hayretle izliyordum. Bir süre kamerayla kaydettim, sonra yatağın ayakucuna bir sandalyeye yerleştirip, objektifi de karımın tam amına ayarladım. Sikimi yağlayıp yatağın üzerine çıktım. Suzan ne yapmak isteğimi anlayınca “ben ikinizi aynı anda idare edemem” diye itiraz etti. Ben “eğer hoşuna gitmezse anında bırakırım” deyip, sikimin başını göt deliğine dayadım. Benim sikim göt değine kayarken, karımın soluğu kesildi, acıyla inledi, dudaklarını ısırdı ama bana “dur” demedi. Hayatımda bu kadar zevk veren bir şey yaşamamıştım...
Bu Faruk’un hoşuna gitmişti, biraz devam edince Suzan da hoşlanmaya başladı. Biz Suzan’ı sikerken, benim sikim ve taşaklarım, Faruk’unkine sürtünüyordu. “Ohhh iki kişiyle birlikte sikişiyorum, kahretsin biz bunu neden yılar önce düşünemedik?” diye hayıflanarak konuşuyordu. Bir saniye duracak halde değildim. Karım Suzan ve arkadaşım Faruk, hayal kırıklığı yaşasalar da, sızlansalar da, ben şiddetle boşalmaya başladım. Sonra aklıma kasete aldığım geldi ve hemen sikimi karımın amından çıkarıp, Faruk’un sikine ve taşağına fışkırtmaya başladım. Sonra hayatımda daha önce hiç yaşamadığım şekilde yeni boşalmış aletimi yeniden aynı deliğe sokup sikişe devam ettim. Bu defa çok uzun sürdü ve daha müthiş bir orgazm yaşadık.
Suzan bu pozisyon da tam üç kez doruğa çıkmıştı ve hepsi de müthiş orgazmlardı. Yarım saat kadar sonra sikimi yeniden karımın götünden çıkarıp arkadaşımın taşakları üstüne boşaldım. Üçüncü olmasına rağmen, şaşırtıcı şekilde çok ve yapışkandı. Hafifçe üzerlerine yığılmıştım ki, Faruk da sikini çıkardı. Sıcak spermlerini kalçalarımın arasına götüme doğru fışkırtırken taşaklarım adeta sikinin başına yastık görevi yapıyordu. Bu ıslak sahnelerin hepsi videoya alınmıştı.
Bu olay yaklaşık yedi ay kadar önce olmuştu. Takip eden altı ay boyunca her Cuma öğleden sonra karım Suzan, arkadaşım Faruk ve ben buluşup tedbirimizi alarak bu seks partilerini sürdürdük. Bir ay kadar önce Faruk’un karısı Canan her nasılsa ne yaptığımızı öğrenmiş ve bize katılmak için ısrarcı olmuştu.
Aramıza katıldığında da mızmızlığını sürdürmüş, neden daha önce haberdar olmadığını sorup tavırlar almış, kendisinin ne kadar dar ve küçük amı olduğunu kocasının büyük aletinin onu zorladığını anlatıp durmuştu. İlk olarak o susmayan ağzına sikimi soktum! Geveze ağzını kapatmanın başka yolu yoktu. Onu her sikişimde o kadar çok bağırıp yaygara yapıyordu ki, ağzını bantlamak istiyordum. Yalnız, Canan’ın hakkını da yememeliyim ki, müthiş saksafon çalıyor ve harika yalıyordu. Sırf bu nedenle aramıza katıldığına memnun oldum. Aslında, arkasını da karımın asla yapmayacağı şekilde kullanıyordu. Bu nedenle, bizim Cuma öğleden sonlarının elemanlarından biri oldu.
506 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Maç Dönüşü
Dördümüz bir arabanın içinde İstanbul'dan futbol maçından dönüyorduk. Uzun bir yoldu ama o muhteşem maçı izlemek için değerdi... Maç öncesi Develi Restaurant’da muhteşem bir yemek yemiş ve tabi biraz da içmiştik.
Ancak ben dönüş yolunun şoförü olarak seçildiğimden herkes kadar içmemiş, kararında bırakmıştım. Ama diğerleri için bir sınır yoktu ve onlar da bu haklarını sonuna kadar kullanmışlardı.
Eşim Suzan, tamamen kafayı bulmuştu. Arkadaşlarımız, Birgül ve kocası Selim de sarhoş olmuşlardı. Hala da içmeye devam ediyorlardı. Bu durumda benden başka hiç biri alkol kontrolünden geçemezdi. Ben de sanırım sınırdaydım.
Birgül, şoförü, yani beni uyanık tutmak için yanıma, ön koltuğa oturdu, eşim Suzan'ı da kocasının yanına, arka koltuğa oturttu. Bu düzenlemeden ben pek hoşlanmamıştım. Yol arkadaşlarımızın, eş değiştirmelerin yapıldığının söylendiği partilere katıldıkları dedikodusu herkes tarafından yapılıyordu. Bu konuda adları çıkmıştı. Ama ben onların böyle bir şeyi hayat tarzı olarak seçmiş olabileceklerini sanmıyordum. Ancak kadın erkek ilişkilerine biraz geniş baktıkları için böyle bir söylenti çıkmış olalabilirdi.
Her neyse, biraz gürültücü grubumuz seyehat ederken, Selim yanında getirdiği içkileri içmeye devam ediyordu. Ben de biraz içmeye başladım. Ancak dikkatliydim.
Birgül bir yandan konuşurken, bir yandan da yavaş yavaş kendini bana doğru kaydırıyordu. Zaten az sonra da kolunun birini omzuma attı. Bu arada dikiz aynasından arkaya göz attığımda Selim'in de bir kolunu karım Suzan'ın omuzuna attığını ve iyice ona sokulduğunu farkettim. Samimi sıcak bir ortamdaymışız gibi görünüyorduk.
Çok geçmeden Birgül'ün elinin bacağımı yavaş yavaş okşadığını hissettim. Sonra gitgide daha yukarılara, bacaklarımın arasına doğru kaymasına itiraz etmedim. Sonra gözlerimin içine gülümseyerek bakıp yavaşça, onun okşamaları sonucu büyüyen sikime doğru uzandı.
Acaba arkada neler oluyor diye dikiz aynasından baktığımda, Selim'in karıma sıkıca sarıldığını ve bir elinin kalçalarında dolaştığını görmem süpriz olmadı. Suzan o eli geri itiyor, ancak o yeniden kalçalarına doğru yolunu buluyordu. Suzan yeniden eli itiyor ama o biraz sonra bir kez daha yavaşça yeniden okşamaya başlıyordu. İkisi de kıkırdıyor, sanki zararsız arkadaş şakalaşmasıydı ve eğleniyorlardı. Ancak, Selim'in, karımın başını iki tarafından tutup kendine doğru çevirip öpmeye başlaması çok sürmedi. Karım dudaklarını adama doğru bastırırken, belli belirsiz "hayır, yapma" dedi. Birgül arkada neler olup bittiğinin farkında olmasına rağmen, gülümseyerek gözlerimin içine bakıyor ve iyice kabarmış pantolonumun önünü okşamaya devam ediyordu. Suzan, Birgül'ün beni oldukça tahrik eden, bu yaptıklarını göremiyordu.
Arkada olanlar beni biraz endişelendiriyordu. Selim, karım Suzan'ı bir kez daha tutup kendine doğru çekti ve sarhoş, kendini zor savunan kadını yavaşça öpmeye başladı. Tam birşeyler söyleyecekken, sikimi oşamayı sürdüren Birgül beni susturdu ve başımı kendine döndürerek minik bir öpücük verdi. Allahtan arabayı yolda tutabilmiştim.
Aynadan yeniden arkaya baktığım da; Suzan'ın onun elini itmesine aldırmadan, eteğini kalçalarının yukarısına kadar sıyırmaya çalıştığını gördüm. Selim'in çıplak kalçalarını okşamasından tahrik olan karımın yüzü kıpkırmızı olmuştu. Birgül benim engel olmamı önlemek için erken davranıp, yavaşça fermuarımı açıp, elini sikime uzattı ve kolayca külotumun içinden çıkardı. Eğilip kulağıma "boş ver onları, birazcık eğleniyorlar" diye fısıldadı.
Bu noktadan sonra ben de tüm dikkatimi, Birgül'ün tamamen sertleşmiş sikime ne yapacağına verdim. Çok yavas ve nazikçe okşuyordu. Arkadaki sarılma ve kucaklaşma seslerini duyuyordum. Arkaya yeniden göz attığımda, karımın beyaz danteli külotunu tamamen açığa çıkaracak sekilde, eteğinin ve kombinezonunun yukarıya toplandığını gördüm. Suzan, Selim'in bileğini tutarak ona engel olmaya çalışıyordu ama, adam onun dudaklarına yapışıp ara vermeden öpmeye başlayınca, karım direnmekden vazgeçti. Acaba iyice tahrik olmuş karım Selim'e ne kadara kadar izin verecekti. Eminim adama bacaklarının arasına yöneldiğinde durduracaktı onu, ama alkol onu çok dirençsiz hale getirmişti.
Ön tarafta da dikkati çekecek şeyler oluyordu; Birgül eteğini beline kadar toplayıp, elimi tutup çıplak kalçalarına koymuştu. Sonra bacaklarını yavaşça aralayıp, elimin kolayca, ıslanmış külotunu kadar ulaşmasını sağlamıştı. Kendisi de tamamen sertlesmiş sikimi okşamayı sürdürüyordu. Acaba bu durumun sonu nereye varacak diye merak etmeye başlamıştım.
Arka koltukla işler daha ileriye doğru gitmeye başlamış görünüyordu. Selim, karımın bluzunun düğmelerini çözmüş, bir hareketle sutyenini yukarıya kaldırmış ve memelerini ortaya çıkarmıştı. Selim'in okşamalarıyla çabucak serleşip irileşen meme uçlarına bakılırsa  uzan, artık daha fazla direnmeyecekmiş gibi görünüyordu. Kızaran yüzünü kaldırdığında aynada göz göze geldik. Sadece birbirimize baktık. Sonra o başını arkaya atıp sırtını koltuğa iyice yasladı. Ben Birgül'e baktım, gülümseyen yüzü arkada neler olduğunun farkında olduğunu söylüyordu.
Birgül, külotunu kalçalarına kadar sıyrılmasını sağlayacak kadar poposunu kaldırdı. Sonra bacaklarını biraz daha aralayıp, elimi ıslak amına doğru çekti. Elim ıslak, yumuşak amının üzerinde dolaştırıp, bir parmağımı içine kaydırdım. Birgül yavaşça inledi. Sikimi okşamayı sürdürüyordu. Araba erotik bir sinema seti gibiydi.
Arkaya göz attığımda, Selim'in karımı koltuğa yatırdığını, üzerine uzanıp, dudaklarını memelerine gömdüğünü gördüm. Karımın külotu hala üzerindeydi. Hala Selim'e karşı koymaya çalışıyordu ama gitgide daha da tahrik oluyordu. Yavaşça inlediğini duydum. Sanırım benim duymamı istemiyor ama kendini de tamamen kontrol edemiyordu.
Adeta otomatik pilota bağlamıştık; Birgül sikimin üzerindeki özenli bakımını sürdürüyor, ben iki parmağımı birden ıslak amına sokmuş içinde hareket ettiriyordum. Klitorisinin sert tomurcuğuna ulaşıp okşadığımda yeniden inlemeye başlamıştı.
Arkaya baktığımda, Selim'in Suzan'nın eteğini ve kombinezonunu tamamen aşağıya sıyrıldığını ve onu şeffaf naylon külotuyla bıraktığını gördüm. Tam ben onlara bakarken, Selim, karımın külotunu çıkarabilmek için lastiğinden tutup, kalçalarını havaya kaldırdı. Suzan kafasını hayır anlamında sallayıp, bu hareketinin çok ileri gitmek olduğunu anlatmaya çalışarak, adamın elini geri itti. Ama eminim ki, Selim onu ayartmaktan vazgeçmeyecekti vede başarılı olacak gibiydi... Zira tehlikeli bir pozisyondaydılar.
Birgül bacaklarını biraz daha ayırdı ama kalçalarına kadar sıyrılmış külotu iyice gerilmiş ona pek rahat hareket imkanı vermemişti. Öne doğru eğilip, külotunu ayak bileklerine kadar indirdi. Artık şişmiş ıslak amını rahatça görebilmem için hiç bir engel kalmamıştı. Şimdi bacaklarını biraz daha ayırırken daha da inliyordu. Birgül, iyice şişmiş sikimi dikkatlice kontrol ediyor, tam boşalacağım anda elini geriye çekiyordu.
Arabadaydık ve hala yoldaydık. Bir yerde durmamız gerekmiyor muydu? Ancak ne bir konaklama yeri ne de arabayı çekecek uygun bir yer vardı.
Bir kez daha arkaya baktığımda Selim'in karımı bir taraftan öperken, bir taraftan da külotunun üstünden amını okşayıp, diğer eliyle de memelerimüzerinde çalışarak gittikçe ateşini daha da yükseltip, kızıştırdığını gördüm. Sanırım, Suzan'ın direnci düşüyor ve yine sanırım Selim için yeniden külot lastiğine el atmanın zamanı gelmişti...
Selim'in "kaldır" diye fısıldadığını duydum. Karım hemen dediğini yaptı, o da çabucak külotu kalçalarına kadar sıyırdı. Ama karım hemen ne yaptığının farkına varıp külotunu yukarı çekmek için elini uzattı. Fakat Selim daha hızlı davranıp tek harekette külotu bacaklarından sıyırıp fırlattı. Benim yüzü kızarmış ve kızışmış karımın şimdi belden aşağısı çıplaktı. Karımın külotunu gayri ihtiyarı arabanın ön tarafına fırlayıp Birgül'ün kucağına düşerken, Selim bize bakıp sırıtıyordu. Kucağına düşen külotunu görünce Birgül kıkırdayarak güldü. Zira kocası Selim'in yapacağı şey için önünde hiç bir fiziksel engel kalmamıştı. Dantelli külotu eline aldı, sikimin etrafına dolayıp, sikimi karımın külotuyla sıvazlamaya devam etti. Kocasının, heyecandan titreyin karımı baştan çıkarmasını, hatta tecavüz girişiminde bulunmasını sorun etmiyordu. Bilakis arka koltukta gerçekleşen bu heyecanlı erotik oyunu teşvik ediyordu. Sanırım kocasının, benim karımın bacaklarını ayırıp, sikini arasına sokmasını görmek istiyordu ve Selim de şimdi tam bunu başarmak üzereydi. Ama sanırım, Suzan buna izin vermeyecekti.
Karım, tamamen savunmanız görünüyordu. Orada arka koltukta, kızışmış, memeleri açıkta, eteği beline kadar sıyrılmış ve belinden aşağısı tamamen çıplak, erotik bir sekilde uzanıyordu. Selim, onu öyle çaresiz, direnci kırılmış görünce pantolonunu ve külotunu dizlerine kadar sıyırıp, kalın, heybetli ve tamamen sertleşmiş sikini meydan çıkardı. Sanırım, arkadaşım Selim karımı sikecekti ve ben, bu noktadan sonra bir şey yapamayacaktım. Adam karıma doğru yaklaştı, karım kafasını sağa sola sallayarak ve uzun, güzel bacaklarını birbirine bastırıp sıkarak "Hayır! Bu kadar yeter! Bunu yapma! Yapamazsın bunu!" diye hafifçe bağırdı.
İki parmağım Birgül'ün amının içindeyken ve sikim onun kontrolündeyken, bir de arkada neler olup bittiğini takip etmeye çalışırken araba kullanmak hayli zor oluyordu. Tüm bu olanlar çok erotikti ve kontrolümü kaybettirecek gibi görünüyordu. Selim, Karımın bütün direncine rağmen çıplak vücuduna, saldırısını sürdürüp, onu öpmeye, memelerini ve kalçalarını okşamaya başladı. Suzan'ın inlemeleri ve iç çekişleri, bu okşamalara yanıt vermeye başladığını gösteriyordu. Biliyordum ki içki karımı tamamen bitirmiş ve savunmasız hale getirmişti. Selim onun direncinin üstesinden gelmeyi başarıp daha ileri götüre bilecek miydi acaba?
Bir şekilde ben de elindeki şişmiş tümseğe bütün dikkatini vermiş, arkadaşımın karımla arka koltukta oluşturduğu erotik görüntüye karşılık veriyordum. Birgül beni meşgul etmeye çalışırken, Selim'in, karım Suzan'ın bacaklarını aralamaya çalışmasını görebiliyordum. Karım hala direniyor olmasına karşın sarhoşluğun ve bu kadar cinsel uyarılmanın sonucu direnci düşüyordu ve sonunda teslim oldu, bacaklarının ayrılmasın izin verdi. Bu noktadan sonra Selim elini bacaklarının arasına soktu ve okşamaya başladı. Karım bu defa yüksek sesle inlemeye başladı. Böyle inlediğine göre sanırım adam amına parmaklarını sokmuştu. Birgül arkaya bir bakış atıp kendi kendine gülümsedi. Acaba tüm bu olanlar onun kurduğu bir oyun muydu.
Suzan inlediğinde aynadan arkaya baktım. Selim'in parmaklarının karımın içinde çalıştığını gördüm. Suzan'ın soluğunun kesildiğini duyduğumda da adamın karımın klitorisine ulaştığını anladım. Zira karımı en tahrik eden yeriydi orası...  Yeniden aynada göz göze geldik karımla. Yüzü şehvetten kıpkırmızı olmuştu. Yalvarır gibi bakıyordu. Yüzünde sorgulayan bir ifade vardı. Müdahele etmemi mi istiyordu? Çaresiz miydi? Yoksa kontrolünü mü kaybetmişti?
Adam amının nemli dudaklarını okşayıp, içine bir parmağını sokarken, Suzan inledi ve ardından küçük bir çığlık attı. Sonra bakışlarını benden çevirip gözlerini yumdu ve kendini o anın büyüsüne bıraktı. Selim, artık kontrolün kendisinde olduğunun farkındaydı ve Suzan artık ona itaat etmeye, tehlikeli şekilde çok yakındı...
Selim, karımın bacaklarını biraz daha ayırınca belli belirsiz mırıldandı. Acımasızca, iğfalini gercekleştirecekmiş gibi görünüyordu. Kendi pozisyonuna uydurmsk için karımın duruşunu ayarladı. Kendimi erotik bir filmin içinde hissediyordum. Sadece karım Suzan'a yapılanlar değil, aynı zamanda Birgül'ün sikimi okşayıp, tam boşalacağım ana geldiğimde elini geri çekip, beni sürekli zirvede tutması da bu hissi veriyordu.
Selim, karım Suzan'ı dizlerinden tutup, yüzü kendine dönecek şekilde koltuğun üstünde uzattı. Bastırarak bacaklarını ayırdı, poposunu yukarı kaldırıp kendisi de doğruldu. Şişkin sikini doğrudan, amının nemli dudaklarına dayandı. Karım, amının dudakları arasında hareket edip başı nemlenen siki hissedince nefesini tuttu. Adamın siki amının dudaklarına baskı yaparken bana baktı. Adeta durdurman için gözleriyle beni çağırıyordu. Aynadan bana bakan gözlerinden gözlerimi kaçırdım. Selim, onun yumaşak etine bütün gücüyle bastırırken adeta hareketsiz kalmış dilim tutulmuştu.
Karım, Selim'in sikinin iri pembe başı içine girerken inliyor, boğuk çığlıklar atıyordu. Yavaş yavaş sert sikini amının dibine doğru ilerletiyor, karımın amının kasları, adamın istilasına yol veriyordu. Suzan, adamın içini doldurduğunu hissederken inliyor, Selim'in girişinin baskısını azaltmak için, dizlerini biraz daha kaldırıp, bacaklarını iyice ayırıyordu. Amı tamamen dolunca yeniden müthiş bir çığlık attı.
Olmuştu... Karım, bacakları ayrık sırtüstü yatırken, arkadaşımız Selim, bu ayrık bacakların arasında koca şişkin siki ile amını doldurmuştu. Karımı, yavaş, derin vuruşlarla sikmeye başlamıştı. Karımın amının suyundan nemlenen siki parlıyordu. Ben büyülenmiş gibiydim. Karımın daracık amcığının içine giren koca siki sıkıca sardığını görünce neredeyse heyecandan bayılacaktım.
Birgül kafasını bana çevirdi, yüzü, kocasının benim karımın bacakları arasına girip, koca sikinin gererek amını doldurmasından heyecanlanmış, ateşler içerisinde kıpkırmızı olmuştu. Suzan, beni, onları izlerken gördüğünden beri, sakin ve sessiz olmaya gerek duymamış, heyacanını gizlemeden iniltilerini artarak ve tonunu yükselterek devam ediyordu. Selim dibine kadar bastırdığı zaman ise nefesi kesiliyor, yutkunuyordu.
Bu durum nasıl olabilir, bu adamın uysal, yumuşak başlı karımı tam anlamıyla sikiyor olması noktasına nasıl gelebilirdik? Sanırım, Selim, kocasının ve kendisini izlemekten hoşlanan kendi karısının önünde Suzan'ı baştan çıkarıp düzmekten özel bir zevk alıyordu. Birgül, arkadaki yaşananlardan gözüne bir şey takıldığı sırada bir an için şişmiş sikim üzerindeki aktivitesine ara Verdi; kocasının sikinin, titreyin karımın amına diplediğinde, karımın amının gerilip genişlemesini gördüğünde, gözleri heyecanla parlamıştı.
Selim inleyen karıma sokuşlarını hızlandırıp, artırdığında, boşalmasının yakın olduğunu anlamıştım. Şu ana kadar hamilelik riski aklıma bile gelmemişti. Acaba Selim, çaresiz karımın içine boşalmayı mı düşünüyordu? Eminim boşalmadan önce geri çekmek gibi bir niyeti yoktu; karımın amının içine spermlerini fışkırtacaktı... Özellikle tüm gücüyle kocasının önünde karısını sikerken, amını tohumlarıyla doldurmak, zaferini taçlandıracaktı. Suzan'ın kontrolünü tamamen kaybettiği açıkça görülüyordu. Tamamen adama teslim olmuş, tüm duygularını, kendisini müthiş bir orgazma doğru götüren, bu iri sike kilitlemişti.
İkisi de orgazma yaklaşmıştı. Selim adeta anırır gibi ses çıkararak, tüm gücüyle karımın içine bastırdı. Karımın içine boşalıyor, amını tohumlarıyla dolduruyordu. Karım Suzan, bacaklarını adamın beline dolanmış, elleriyle de kalçalarını sıkıca kavramış, vücudu yay gibi gerilmiş çığlıklar atıyordu. Elektiriğe tutulmuş gibi titreyerek, kendi orgazmını yaşıyordu. Gittikçe gevşeyip rahatladı. Birgül de sikimi sıvazlama hızını artırmış, Suzan'ın külotu ile sarılı sikim tireyerek boşalmıştı. Spermler, sikimi kavrayan Birgül'ün eline ve Suzan'ın külotuna akmıştı. Hayatımın en muhteşem orgazmını yaşamıştım.
Bunlar olurken neredeyse bir kez daha arabayı yoldan çıkarıyordum. Birgül kulağıma fısıldayarak dalga geçer gibi "Selim'in karın Suzan'ı sikmesini ve içine boşalmasını izlemek seni gerçekten heyecanlandırdı. Bilirsin, bazı erkekler, eşinin başka bir adam tarafından sikilmesini seyretmekten hoşlanırlar. Selim aslında karını siktiği kadar seni de sikti. Boynuzlu koca olmak nasıl bir duygu ha? Suzan, amına girin koca sikten çok hoşlanmış görünüyor, kocam da kafana bir çift boynuz dikmekten çok hoşlanmıştır. Karının gerçek bir erkek tarafından sikildiğini unutması zor olacak." dedi.
Sonunda Selim inmiş sikini karımın içinden çekti. Suzan'ın amı iyice açılmış ve her ikisinin suları ile nemlenmişti. Selim onu tutup doğrulttuğunda ayrık bacaklarının arasından spermler damlıyordu. Suzan belli belirsiz inliyordu. Tamamen kendi isteği ile teslim olup, kocasının gözleri önünde, adım adım baştan çıkarılıp, soyundurulup, esaslı bir şekilde sikilmesinin şokuyla gözleri ayırmış oturuyordu. Gözyaşlarıyla birlikte hıçkırarak ağlamaya başladı.
Sonunda kendilerine çeki düzen verip, elbiselerini giydiler. Evimize ulaştığımızda bize gülümseyerek veda eden arkadaşlarımızdan ayrıldık. Her ikisi de yeniden birlikte olmayı diledi. Ancak olanlar gözönüne alınırsa bu görüşmenin olacağını sanmıyorumdum. Arabadan inmeden önce Birgül Suzan'a külotunu uzatıp "bizim kondisyonumun için özür dilerim, ama bunun sorumlusu, zor tatmin olan kocandır," dedi.
Yatmaya hazırlanırken Suzan gittikçe ayılıyordu. Başta hiç bir şey konuşmadık. Sonra bir baraj patlamış gibi ikimiz birden konuşmaya başladık. Suzan "Bu olanlara inanamıyorum! Evet kabul ediyorum, kısmen içkinin etkisiyle oldu, ama ben masum bir öpücük, basit bir flört olacağını sanıyordum. Asla bu kadar ileri gideceğimizi tahmin edemedim. Sikini amıma dayayıp sokmaya hazırlandığında onu durduracağını düşünüyordum hala. Sen bir şey demeyince benim için de çok geç olmuştu, zira çok tahrik olmuş, çok ıslanmıştım, onu durduracak durumda değildim" dedi.
Sonra "Soyunup o herifin altına yatacağımı, sikini içime alacağımı - Tanrım çok tahrik ediciyi, tamamen kontrolden çıkacağımı asla ama asla düşünemezdim. Ya sen, ya sen ne yaptın, külotuma mı boşaldın sen? Sanırım, kocası beni düzerken, Birgül de seni boşaltıyordu. Tahminen, adam beni sikip içime boşaldığını izlerken, oldukça heyecanlanmışsındır. Tanrım, ne kadar çok boşaldı, gerçekten tamamen doldurdu içimi, hala amımdan dışarıya spermleri akıyor..." diye devam etti.
Ben de "Sen oradayken, ben de çaresiz kaldım; Selim'in asla bu oyunu sikişle sonlandıracağına inanmadım. Senin onu durduracağını sanıyordum. Ama senin külotunu çıkardığında o kadar çaresiz görünüyordun ki... Sana yapacaklarını yapamasını, seni sikmesini engelleyebilmek için bir şans vardı ama Birgül'ün bana, yani sikime yaptıkları beni konuşamaz, adeta dilsiz biri haline getirmişti. Müdahale edecek durumum kalmamıştı. Ancak ne olacağını tahmin etmeliydim. O bacaklarının arasına girip, sikini amına dayayıp, içine bastırdığında artık çok geçti. Zira ben kendimi bu muhteşem erotik gösteriye kaptırmıştım. Selim'in seni sikişini seyrederken karısı Birgül'ün sikimi okşaması, beni ortamdan uzaklaştırıp, başka yerler götürmüştü" diye anlattım.
Suzan, "Boşalırken, geri çekeceğini düşünmemiştim. Ama artık çok geç, sanırım, o beni hamile bırakmış olabilir. Sen ve onun karısı sikilişimi izlerken ben hamile kalmış olabilirim. Bu çok heyecan verici. Tanrım, koca sik içimi doldurup, daracık amımı yararken, benim tüm vücudum, gözler önündeydi... Ve ben çaresizdim. Ama içime boşalmasını istiyordum. İçimde sikinin, şişip, kabarıp fışkırtmaya başladığını hissedince, müthiş duygulara kapıldım. O içimi spermeleri ile doldururken üst üste defalarca orgazm oldum." diye heyacanla açıkladı.
Ben de "O bunları sana yaparken ben de adeta büyülenmiştim. Onun ıslak sikinin, senin daracık amına girip çıkmasını izlemek, hayatımda gördüğüm en erotik sahneyi. Asla başka bir adamın koca sikiyle, kendi karımı hakkını vererek sikmesini ve içine boşalmasını izlemenin bu kadar tahrik edici ve bu kadar heyecan verici olduğunu bilmezdin. Çılgıncaydı. Asla böyle bir deneyimi yaşayacağımızı hayal bile edemezdim" dedim.
Bir hafta kadar sonra, Suzan, markette Birgül ile karşılaşmış, gülerek, karıma, yaşadığımız küçük maceranın etkisinden kurtulup kurtulamadığını sormuş. Suzan yanıt vermemiş. Birgül ise "Takma kafana, bu bizim sırrımız. Selim'in siktiği ilk arkadaş karısı sen değilsin. Tabi benim iznimle... Koca sik içindeyken neler hissettin? Selim'in, kocası izlerken, karısının bacaklarını ayarıp amını koca sikiyle doldurmaktan daha hoşuna giden bir şey yoktur. Evet biz bu olayı planladık. Kocamın, çaresiz bacakları ayrık yatan bir eşin bacakları arasına girip, amına koca sikini sokması sahnesi her ikimizi de çok heyecanandırır. Özellikle spermelerini amına doldurması, bizi zirvelere çıkarır." diye açıklamış.
Suzan bu konuşmayı bana aktardığında aynı zamanda yeniden görüşmek isteyip istemediğimizi sorduğunu da söyledi.
Ben de bunun üzerine karıma, bunu bir daha yapmamamız gerektiğini söyledim. Oysa gerçek nedenim, tekrar etmemesini istemem, Suzan'ın bu sike alışmasını istememem ve onunla düzenli bir sikiş ilişkisine girmesini istemememdi... Sanırım ikimiz de bu deneyimin etkisinden kurtulmuş ve bu deneyimin anıları, birlikteliğimizin heyacanına seviye atlatmıştı. Ancak bu sahneleri bir daha asla yaşamak istemiyorduk.
585 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Kocamın Patronu
Kocam Recep ve ben, grup sekse ilgi duymuş çiftlerle ilgili bir sürü yazı ve hikaye okumuştuk. İtiraf etmeliyim ki, kocam Recep, birisinin karısıyla sevişirken benim de o adam tarafından yalanıp, sikiliyor olmam fikri beni fazlasıyla tahrik ediyordu.
Bu fikir aynı şekilde kocamı da heyecanlandırıyordu. Öncelikle neden böyle olduğunu açıklasam iyi olacak sanırım. İkimiz de seksi çok seviyoruz. Fakat ben her fanteziyi çabucak tüketiyorum. Çok sık mastürbasyon yaparım. Bulabildiğim
en seksi iç çamaşırlarını giyerim. Vücudumu yabancılara sergilemekten hoşlanırım. Ve buna benzer daha başka bir sürü şeyler yaparım. Şimdiye kadar kocam Recep’in istediği her şeyi yaptım. Bunların bir sürüsü çok aşırı ve sapıkça şeylerdi de… Şimdi anlatacağım şey bunlardan bir tanesidir.
Bir gün Recep eve gelip de patronunun bizi havuza girmek için cumartesi günü yazlığına çağırdığını söylediğinde etkilenmiştim. Yüzünde arzuyla karışık garip bir endişe vardı ve bu bana, bu işte bir karışıklık olduğu konusunda işkillendiriyordu. Ben üstüne gidip baskı yapınca gerçeği açıkladı. Patronu benden çok tahrik oluyormuş ve ona, beni aşırı derecede arzuladığını ve sikmek istediğini söylemiş.
“Beni sikmesi senin için sorun olur mu bebeğim?” diye sordum.
“Eğer senin için bir sorun yoksa benim için de yok… Biliyorsun, uzun zamandan beri seni başka bir herifle sikişirken görmek istiyordum. Ayrıca patronum Hasan'la bu işi yaptın diye kariyerim de sarsılmayacaktır” dedi ve “ama yani bir şey daha var..” diye geveledi.
Ben “ne, ne var başka?” diye sordum.
Recep “belki parti de seni sikmek isteyecek başka adamlarda olacakmış. Belki de parti bütün hafta sonu sürecek bir grup seks partisine dönüşebilecekmiş” diye açıkladı. Sonrada ofisteki bazı adamların, patronları Hasan’ın bu partilerinden bahsettiklerini ve o partiye katılanların asla oradan geriye dönmek istemeyeceğini söylediklerini anlattı.
“Bana çok eğlenceli olacakmış gibi geldi” dedim. Amım karıncalanmaya başlamıştı bile. Aynı anda birden fazla erkeğin altına yatma fikri beni müthiş şekilde tahrik etmişti. Kocam Recep’in daveti kabul etmesi için dua ediyordum.
Recep gülümseyerek “bana da öyle geliyor hayatım” dedi. Sonra “biliyorsun ki hayatım senin muhteşem vücudundan ve bu vücudun benim olmasından gurur duyuyorum. O vücudunu bir sürü adam için kullanıyor olmanı seyretmek de çok hoşuma gider. Tabi sen de istersen eğer. Ama bir şey daha var…” diye devam etti.
“Nedir?” diye heyecanla sordum. Hala vücudumun titremesi devam ediyordu.
Recep “Hasan ve karısı Melihat’ın çift taraflı oldukları yani biseksüel oyduklarını duydum” diye ürkerek açıkladı.
“Sapıklar!” diye çığlık attım gülümseyerek. “Biliyorsun kaç zamandır başka bir kadınla seks yapmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ediyordum. Ama sen düşünüyorsun? Patronunun sikini emmeye yada onun sikini emmesine veya seni sikmesine ne diyeceksin?” diye sordum.
“Kahretsin, bilemiyorum. Belki… Sanırım… belki iyice tahrik olursam…” diye utangaç bir tavırla kem küm etti. Gülerek onunla “sapık!” diye alay ettim. O da “sanki sen benden geri kalıyorsun” diye yanıtladı.  O gece yatakta bazı özel aletler kullandık. Kocam Recep’e Cumartesi gününe kadar bekleyemeyeceğimi söyledim.
Ertesi gün kocam, patronuna davetini kabul ettiğimizi söyledi. Cumartesi günü de arabamızla Hasan bey’in yazlığına doğru gittik. İri göğüslerimin neredeyse dışarı fırlayacağı minicik seksi bir bikini giymiştim. Bikinimin altı düşük bel kesilmiş, arkası da kalçalarımın arasına kaçacak şekilde ipince bir materyalden yapılmıştı.
Kocam Recep “Nerdeyse çırılçıplaksın” dedi, ben önde o arkada patronunun yazlığının ön kapısına doğru yürürken. Ben de ona “umarım bütün hafta sonu çıplak kalırım ve bir sürü hoş sert sik tarafından doldurulup doyurulurum” diye nispet yaptım. Bunun üzerine Recep kalçalarımı okşayıp “öyle olacağını kesinlikle garanti ederim “dedi. Bu sözü duymak amını iyice nemlendirdi.
Hasan bizi kapıda karşıladı ve “işte nihayet senin güzel eşin geldi” dedi ve bana arkadaşça bir öpücük kondurdu. O beni öperken ben de göğüslerimi onun çıplak döşüne doğru bastırmıştım. Hasan’ın üzerinde sadece slip bir mayo vardı. Bu mayo onun sikini ve yumurtaları tamamen ortaya seriyor, hayal gücüne hiçbir iş bırakmıyordu. Ben bu siki istiyordum ve biliyordum ki olabildiğince kısa süre sonra da kavuşacaktım ona.
Hasan gözlerini memelerime dikerek, “itiraf etmeliyim ki Leyla, bu giysiler içinde yenecek kadar güzel görünüyorsun” diye takıldı.
Onun sataşmasına karşılık vererek “ben de kesinlikle öyle umuyorum” diye yanıt verdim. Gözlerim de direkt hasanın sikine dikmiştim. Sonra gözleri kaldırıp onun bakışlarını yakaladım. “Sen de yenecekmiş gibi görünüyorsun” diyerek, dudaklarımı dilimle yalayıp, gözleri yeniden sikine doğru kaydırdım. Bakışlarımda o siki ne kadar çok ağzımın içinde ve amımda istediğimi saklamıyordum.
“Hadi içeri, diğerlerinin yanına gidelim” dedi. “Bazı misafirlerim, oldukça serbest davranışlar içindedir umarım bu sizi rahatsız etmez” dedi ve bizi salondan geçirerek arka bahçeye götürdü. Hasan, kocam Recep’e dönerek “Bizim partimizin bazen aşırılıklara kaçtığı konusunda Leyla’yı uyardın mı?” diye sordu. Recep “evet söyledim” dedi sonra da “ve ikimiz de bu partide güzel vakit geçirmeyi umuyoruz” diye tamamladı.
Hasan bizi bahçeye götürürken, bir kolunu belime dolamış açıkta kalan tenimi okşuyordu. Bahçede havuzun etrafında birkaç çift çırılçıplak bir şekilde oturuyorlardı. Hasan’ın eşi Melihat yanlarına gelip kendisini tanıttı. Çekici, kızıl saçlı bir kadındı, koca memeliydi ve memeleri tamamen çıplaktı. O da oradaki diğer iki kadın gibi bikinisinin üstünü çıkarmıştı.
“Üzgünüm tatlım” diyerek kollarını etrafımdan dolandırdı. Memeleri memelerime sürtünüyordu. “Evin kuralı bu; erkekler de kadınlar da üstsüz olacaklar, herhalde sorun olmaz değil mi” diyerek bikinimin önce boynumdaki bağcığını sonrada sırtımdaki kancası çözüp çıkardı. “Oh Leyla, bunlar çok güzel” diye iç geçirdi Melihat. Sonra nazikçe meme uçlarımı okşadı ve yumuşak bir şekilde memelerimi sevdi.
Bu manzara karşısında kocam Recep’in siki anında serleşmiş ve mayosunun önünde çadır direği gibi kabarmıştı. Benim meme uçlarım da anında kaya gibi sertleşmişti. Melihat’a “eğer biraz daha böyle devam edersen külotum ıslanacak!” dedim. O da gülerek “Harika! Bunu görmek isterim, ama belki biraz sonra “ dedi ve “gel, seni diğerleriyle tanıştırayım” diyerek beni havuzun kenarında güneşlenen diğer misafirlerin yanına götürüp tanıştırdı.
Diğer iki kadından bir Hasan’ın sekreteri, Meral ve diğeri de “özel asistanı” Gülay’dı. Onları görünce tam bir sürtük olduklarını anladım. Sarışın, yılışık, yapışkan ve sessizdiler.
“Evet hepimiz buradayız, sanırım artık oyuna başlayabiliriz. Tamamı mı çocuklar?” diye sordu Hasan. Yaşı 55’in üzerindeydi. Ama ağarmış şakakları ve hala biçimli vücuduyla oldukça yakışıklıydı. Diğer yedi yada sekiz adam daha gençlerdi. Yaşları yaklaşık 35-50 arasıydı. Çoğunluğu kocam Recep ve benden daha yaşlıydılar. Melihat kırkında, diğer iki fıstıksa otuz yaşlarındaydılar. Ben yirmi beş, kocam Recep ise henüz yirmisekiz yaşındaydı. Demek ki en gençleri bizdik. Ben diğer adamların eşlerinin yazlıkta olup olmadıklarını merak etmiştim, ama kocam da bilmiyordu.
Hasan “Leylacığım, sen en gencimizsin, önce sen başlayacaksın. Biz adına ‘Cesaret’ diyoruz. Şimdi herkes önünde sıra girecek, sen birimizden bir şey yapmamızı isteyeceksin. Eğer o yada onar isteğini reddederlerse kuyruğun sonuna gidecekler, eğer yaparlarsa sorun yok onlar bu defa istekte bulunacaklar. Nasıl eğlenceli değil mi?” dedi.
Ben “tamam anladım ama isteklerim konusunda bir sınır var mı?” diye sorunca, Hasan sırıtarak “kesinlikle hayır, aklından geçen her şeyi itsiye bilirsin. Hele sendeki muhteşem vücutla da istediğini kesinlikle yaptıra bilirsin!” dedi.
Recep’e bakım gülümsedim. Sonra erkeklerin arasına doğru yürüdüm. Sonra yavaş yavaş incelemeye başladım. Önlerinde kabarmış duran siklerine bakıp, bazısının karnına bazısının omzuna dokundum. Sonra geri kocamın patronu Hasan’ın yanına geldim. Bir saniyeliğine kocama baktım, sonra geri Hasan’a döndüm.
“Mayonu çıkarıp beni sikerken, karının da yüzüme oturup amını ağzıma vermesini istiyorum” dedim yüzsüzce.
“Oh, bu kızı sevdim” dedi Hasan. Sonra hemen mayosunu çıkardı. Çok büyük siki vardı. Karısı Melihat yanım gelip, önce benim, sonra da kendi bikinisinin altını çıkarırken, ben de uzanıp Hasan’ın sikini tuttum. Hepimiz çıplaktık. Beni tutup bir şezlonga götürüp üzerine yatırdılar. Amın acayip sulanmış, amımın suyu kasıklarıma doğru akıyordu. Melihat hemen üzerime tırmanıp, çıplak amını dudaklarıma bastırdı. Onu yalamaya başladım. Ama ağır bir kokusu vardı. Birden bu kokunun nedeni anladım. Sanırım az önce sikilmişti ve bu koku amından ağzıma damlayan spermler geliyordu. Bu çok hoşuma gitmişti.
Hasan sikini amıma kaydırırken “Oh, ne güzel bir amcık bu” diyordu. Sonra uzun uzun ve sert sokuşlarla beni sikmeye başladı. Ben zevkle çığlıklar atarak, bağırıp çağırarak, anında boşaldım. Elektriğe tutulmuş gibi çalkalıyor, felçli gibi titriyordum. Hasan beni, hiçbir şeye aldırmadan hızla sikmeye devam ediyordu. Birkaç saniye içinde o da içimde patladı. kocasıyla yüz yüze pozisyonda üzerimde oturup amını ağzıma dayamış olan Melihat kocası içime fışkırtmaya devam ederken “oh dilin içimde muhteşem ohhh” diye inliyordu.
Her şey çabucak olup bitmişti. Hasan içimden çıkmış, Melihat üzerimden kalkmıştı. Ama ben daha istiyordum… Ve hemen elde etim de.
Faruk, sıradaki diğer adam oyunda beni seçmiş, kendimi ona siktirmemi istemişti. Ona hemen gelmesini söyledim. Yanıma gelip üstüme çıktı ve az önceki sikişten dolayı spermle dolu amıma kolayca sertleşmiş sikini kaydırdı.
Birkaç dakika sikiştik. Sert siki, yumuşak güzel amımın içinde sabit hız ve rutin hareketlerle girip çıkıyordu. Etrafımızdaki diğerleri de soyunmuş, mastürbasyon yapıyorlardı. Sarışın sekreter Gülay, kocamın sikini ağzına almış emiyordu. Bu manzarayı görünce yeniden kasıldım. Kocamın onun yüze boşalmasını görmek istiyordum. Birden “yüzüne boşal diye” bağırdım. Recep bana bakıp sırıttı Sonra sikini kızın ağzından çekti. Sik çıkar çıkmaz patlamış, Gülay’ın bütün yüzünü, gözünü ve saçlarını sperm içinde bırakmıştı.
“Piç herif!” diye bağırdı Gülay, neşe içinde. Recep’in yüzünü kaplayan spermleri silerken gülüyordu. Sonra, ben uzandığım yerde sikilmeye davam ederken, bana dönerek “Sen!” diye bağırdı. “Bunu ondan sen istedin, o halde sen yalayıp temizleyeceksin” diye devam etti. Bu arada da sürünerek yanıma gelmiş ve beni öpmeye başlamıştı. Öpüşmemizin arasında ben yüzü yalayarak recep’in spermlerini ağzıma alıyor, sonra öpüşürken köpürterek birbirimizin ağzına boşaltıyor, çiğniyor ve yutuyorduk.
“Daha istiyorum” diye inledim, kızın yüzünü tutup benimkine yapıştırıp gitmesini engelleyerek. Bunun üzerine oradaki iki adam gelip siklerini yüzümüzün üzerine yerleştirip mastürbasyon yapmaya başladılar. Biraz sonra da hemen titreyip sıcacık yapışkan spermlerini üzerimize fışkırttılar. İkimiz birden aç kalmış çocuklar gibi ağzımı şapırtadarak spermleri yuttuk. Çok hoştu.
Daha sonra oyuna daha fazla devam etmedik. Ben bütün gün şezlongda sırt üstü yatıp, kim beni sikmek yada spermlerimi yüzüme veya vücuduma fışkırtmak istediyse izin verdim. Artık güneş batmaya yakın kocam Recep yanıma gelip beni öperek, bu gün ne kadar hoş göründüğümü söyledi.
“Yala beni!” dedim ona. “Amımdaki diğer adamların karışmış spermlerini yalaman beni müthiş tahrik edecek, hadi sevgilim benim içi yap ” diye yalvardım.
Recep yüzüme çıldırmış gibi baktı. Yüzünde müthiş bir şehvet vardı. Sonra eğilip yavaşça omuzlarımdan aşağı amıma doğru öpmeye başladı. Memelerim ve göbeğimdeki spermleri yalarken onu seyrediyordum. Heyecanla ürpermiştim. Sonra amıma ulaşınca bacaklarımın arasına yerleşti ve yüzünü spermle dolu amıma gömdü. Sikilmiş amımdan sızan spermleri yalarken dudakları amımın dudaklarına iyice yapışmıştı.
“Ohhhh evet!” diye çığlık attım. Bu arada Hasan gelip kocam Recep’in arkasına çökmüştü. Sonra Recep’in kalçalarını ayırıp anüsünü yalamaya başladığını gördüğümde titremeye başlamıştım. Recep, kendisini yalayanı görmek için arkasına döndüğünde manzara karşısında heyecandan titremeye başlamıştı. Patronu Hasandı. Hayvan gibi ulumaya başlamış ve yüzünü yeniden amıma gömmüştü.
“Sik onu, Hasan” diye çığlık attım. Bu sırada adamın biri memelerimi okşuyor, meme uçlarımı hafif hafif çimdikliyordu. Birisi de gene yüzüme boşalıyordu. Artık onlar kim umurumda değildi. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. Sadece patronu Hasan tarafından kocamın sikilmesini izlemek istiyordum. Hasan sikini kocamın göt deliğinin girişine yerleştirince yeniden “sik onu, sik kocamı!” diye bağırdım.
Hasan kocamın götüne sikini sokunca, Recep’in amıma doğru kaykıldığını hissettim. Recep başını amımdan kaldırıp bana bakınca kaymış gözlerinde acıyla zevkin vahşi karışımı görünüyordu. Ona gülümsedim. O da bana gülümseyip yüzünü yeniden amıma gömdü. Yalama başladı. Benim orgazmımı Hasan’ın boşalma anına yetiştirmeye çalışıyordu sanırım. Hasan onun götüne boşalmaya başlayınca, o da benim klitorisimi hızlı hızlı yalamaya başladı. Ben de boşalmaya başladım. Çığlıklar, bağırmalar, nefes kesilmeleri arasında en muhteşem orgazmımı yaşıyordum. Acaba başka hiç kimse böyle muhteşem bir orgazm yaşayabilir miydi?
Diğer misafirlerin çoğu cumartesi akşamı evlerine dönmüş, bizim çocuğumuz olmadığı için bütün hafta sonunu Hasan ve Melihat’la birlikte geçirmiştik. Bütün gece ve bütün bir Pazar gününü sikişerek geçirdik.
Hasan ve Melihat bizim için öyle müstehcen ve sapıkça şeyler yaptılar ki, hayatım boyunca böyle azmamıştım. O kadar tahrik ediciydi ki; ben de denemeliydim ve denedim de. Hiçbir tabu bırakmadık. Öyle ki; kocamla ben aniden evi korusun yada başka şeyler yapsın diye büyük bir bekçi köpeği almaya karar verdik.
378 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Enes ve Karısı Gamze
Bu öykü blog takipçim Enes'in isteği ile ve onun yönlendirmesi ile yazıldı. Bize nasıl bir öykü istediğini söyledi ve karısının fotoğraflarını gönderdi. Biz de bu öyküyü yazdık. Umarım beğenirsiniz.
Adım Enes, mutaasıp bir çevrede büyüdüm. Ancak Üniversiteye başladığımda çevrem değişti ve hiç de aileme benzemeyen bir arkadaş çevresi edindim. Sigara içki, şeker (biz extasy’e kendi aramızda bu adı veriyoruz) gibi alışkanlıklar edindim.  Zaten karım Gamze’yi de o dönemlerde tanıdım.
Gamze’yi tarif etmem gerek. Uzun b oylu 1.75 boyunda, 55 kilo ağırlığında beyaz tenli, uzun siyah saçlı, dolgun göğüslü uzun bacaklı ve taş gibi sert kalçalara sahip bir kadındır. Uzun bacaklarını erkeklere sergilemek için hep mini etek giymeyi tercih ediyordu. Başta bana biraz sakıncalı gelmişti ancak, erkeklerin ona ve bacaklarına iştahla baktıklarını gördüğümde duyduğum heyecandan sonra fikrim değişmişti. Artık ben mini etek giymesi için teşvik ediyor ve sürekli ona mini etekler hediye ediyorum.
Bu duygu gittikçe karımı başkaları tarafından sikilmesinin ne kadar heyecan verici olduğu fantezisini geliştirdi. Karımla sikişirken hep bu fanteziyi hayal ediyordum. Performansım bu fanteziyle artıyor, yaşadığım orgazm daha da şiddetleniyordu.
Sonunda bu fantezimi karım gamzeyle ilk paylaştığımda garipsemişti. Ancak bu fantezi ile yaptığımız sevişmelerin zevki onda da katbekat artınca o da benzer fanteziler kurmaya başladı.
Sonunda bu heyecanla fantezimizi gerçekleştirmeye karar verdik. Ancak kim olacağı konusunda biraz tereddüt yaşadık. Sonunda bir erkeği o, birini de ben seçecektim. Tek fiziksel ölçümüz, seçeceğimiz adamların siklerinin çok büyük olmasıydı.
Ben işyerinden Metin adında bir arkadaşımı düşünüyordum. Hem bizim ortamlarımızı bilen, şeker kullanmaktan çekinmeyen birisiydi. Hem de ve asıl olarak iş yerinde pisuvarda yan yana işerken tesadüfen aletini görmüştüm. Kalkmamış hali bile göz ucuyla bakmama rağmen çok büyüktü. Karıma anlattım kabul etti.
O da kendi işindeki kadın arkadaşları arasında meşhur olan ve aletinin büyüklüğü nedeniyle iş yerindeki kadınlar arasında lakabı bir buçuk adana dürüme çıkan Cafer’i düşündüğünü söyledi.
Bu iki isim üzerinde karar kıldık ve ikisini aynı zamanda, bir cumartesi gecesi evimize yemeğe davet ettik.
Karımla o gün akşamın hazırlıklarına başladık. Gamze akşam için yemek hazırlarken ben alışveriş için dışarı çıktım. İçecekleri aldıktan sonra meşhur bir iç çamaşırı mağazasından, karım için siyah silikon dantelli çok seksi bir çift çorap aldım.
Eve döndüğümde karım her şeyi hazırlamıştı. Onu banyoya soktum. Bir gün önceden tüm vücuduna ağda yaptırmış, amının kıllarını temizletmiş, mis gibi olmuştu. Güzel kokularla yıkandı. Güzelce kurulanıp saçlarına fönle harika bir dalga havası verdi.
Sıra giyinmesine gelmişti. Ona geçen doğum günüde hediye olarak aldığım, siyah, askılı, dar ve mini elbisesini giymesini söyledim. Elbiseyi giymek için üzerindeki bornozu çıkarınca bembeyaz heykel gibi vücuduna bir kez daha hayran kaldım. Üzerine atlamamak için zor tutuyordum kendimi. Bembeyaz omuzlarının ve koca memelerini üzerine siyah uzun saçları düşmüştü. Karnı düz, kalçaları ise biçimli şekilde yusyuvarlaktı. Upuzun bacaklarının birleştiği yerde kılsız amının yarığı çok muhteşemdi.
Amını örtmekten çok açığa çıkaran siyah dantelli bir tanga ve ona uygun siyah bir sutyen seçti. Bana gösterip onayımı aldı. Önce tangayı giydi. Aralarına sıkışan tanga biçimli kalçalarını daha da ön plana çıkarmıştı. Sonra sutyeni taktı, gelip düğmesini bana kapattırdı. Meme uçları şimdiden kabarmıştı. Sutyen bembeyaz iri memelerini zor kavrıyordu. Adeta sutyenden fırlayacak gibi duruyorlardı.
Tam bu aşamada bugün aldığın çorapları verdim. Çok beğendi hemen bacaklarına geçirdi. Uzun bacakları daha da uzun görünüyordu. Çorabının siyah dantelleri ile dantelli külotunun arasındaki baldırlarının beyazlığı daha da ortaya çıkmış, insanı kışkırtıyordu.
Siyah askılı mini elbisesini de giydi. Elbise vücudunun sıkıca sarmış, memeleri ve göğüsleri iyice belirginleşmişti. Siyah elbisenin kısa etiğinin bittiği yerden hemen çorabın dantelleri görünüyor, bacak arlını hareket ettirdiğinde eteğin arkasında ufak yırtmaçtan uyluklarının bembeyazlığı adeta göz kırpıyordu.
Sonra ayağına yine siyah uzun ve ince topuklu bir ayakkabı giydi. Tam bir seks abidesine dönüşmüştü. Sikim pantolonumun içinde kabarmış, bir çadır oluşturmuştu. Karım görünce eliyle pantolonumun üstünden sikimi okşayıp bana ıslak bir öpücük verdi. Karımı kalçalarından kavrayıp hemen kendime çektim. Ama o kurtulup “yaramazlık yok, sabırlı ol, daha zamanı gelmedi” dedi ve makyaj yapmak üzere aynanın karşısına geçti. Kırmızı ruj sürdü. El ve ayak tırnaklarına zaten bir gün önceden aynı renk oje sürdürmüştü.
İşi bitince karşıma geçip kendi etrafında döndü ve “nasıl, karın sikişe hazır mı?” diye sordu. Ben yutkunarak, bir şey diyemedim. Ancak kafamı sallayarak dediğine yanıt verdim.
Sonra çantasından iki tane şeker çıkarıp birine ağzına attı diğerini de yutmak için bana verdi.. . Keyfimiz yerine gelmişti.
Yemek masası hazır beklerken kapı çaldı. Gelen karımın iş arkadaşı Cafer’di. Elinde bir şişe şarap vardı. Karımı görünce ıslık çalmaktan kendini alamadı. Daha Cafer oturmadan kapı yeniden çaldı. Tabi gelen Metin’di. O da elinde bir kutuyla içeri girdi. Karımı görünce o da bir şaşırdı.
Ben Metin ile yan yana oturdum. Cafer Benim karşıma oturunca, karım için Metin’in karşısında, Cafer’in de yanında yer kalmış oldu. Gamze tüm hazırladığı yiyecekleri masanın yanındaki alçak sehpanın üzerine serviste kolaylık olsun diye dizmişti. Arkası bize dönük yemekleri almak için eğildiğinde zaten kısa olan eteği daha da yukarı çıkıyor ve siyah dantelli çoraplarının hemen üstüden bembeyaz uylukları göz önüne seriliyordu. Her iki adam da gözlerini karımdan alamıyorlardı. Yanımda oturan Metin’in önüne baktığımda sikini harekete geçtiği açıkça belli oluyordu. Eminim Cafer de aynı durumdaydı.
Karım ilk yemeklerimi alarak masaya döndü. Önce Cafer’in yemeğini verdi. Eğildiğinde bu defa da bembeyaz memeleri gözlerimize ziyafet vermişti. Sonra aramıza girerek Metin’e ve bana servis yaptı. Arkasını bana döndüğünde göğüsleri Metin’in omzuna sürtünürken, kalçaları benim koluma, bana servis yaparken de kalçaları metini koluna göğsü benim omzuma sürtünüyordu.
İki erkek de müthiş etkilenmişlerdi. Tüm yemek ve içki servisi bu şekilde oldu. Adamlar yemeği falan unutmuş karımı izliyor, sürtünmesini bekliyorlardı.
Karım kendi yemeğini de koyduktan sonra Cafer’in yanına Metin’in karşısına oturdu. Keyifli bir şekilde yemeğe ve konuşmaya başladık. Ben sürekli konuyu sekse getiriyorum, adamlarda büyük bir memnuniyetle devam ediyorlardı.
Sonunda yemeği bitirip koltuklara geçtik. Her ikisinin de önü kabarmıştı. Biz karşılıklı kanepelerde otururken karım aynı gösteriyle sofrayı topladı. Hepimiz de aşırı tahrik olmuştuk.
Karım bulaşıkları mutfağa bırakıp hepimize birer bardak içki getirdi. Adamlara “siz gelmeden biz birer tane ‘şeker’ içtik, siz de ister misiniz?” deyip yanıtlarını beklemeden çantasından birer tane de onlara verdi. Adamlar hipnotize olmuş gibi alıp doğru ağızlarına attılar. Adamlar karşıdaki uzun kanepede oturuyorlardı. Karım yanıma, geniş ve yumuşak kanepeye oturdu ve arkaya yaslandı. Bu durum eteğinin yukarı toplanmasına ve siyah dantel çorabın üzerindeki bembeyaz uyluklarının ortaya çıkmasına neden oldu. Bacaklarını sıkıca kapatmıştı. Ben bir elimde bardak diğer elimi karımın bacağının üzerine koyup aşağı yukarı okşamaya başladım. Karım da heyecanlanmış, ağzından mırıltılar çıkararak başını geriye atıp kendini okşamalarımın ritmine bıraktı. Ben okşadıkça karımın sıkı bacakları aralanıyor, dantelli külotunun içindeki ıslanmaya başlayan amı arkadaşlarımızın gözü önüne seriliyordu. İki adam da tek elleriyle pantolonlarının üzerinden siklerini okşamaya başlamışlardı.
Benim de sikim taş gibi olmuştu. İki arkadaşımız karımı seyrederek kendilerini okşuyorlardı.
Ben yerimden kalkıp banyoya gittim. Giderken de karıma gelmesi için seslendim. Karım arkamdan banyoya girdi. Hemen elimi amına attım. Külotu sırılsıklam olmuştu. Külotunu sıyırıp çıkardım ve lavaboya yaslayıp amını dilemeye başladım. O kadar tahrik olmuştu ki amına dilim değer değmez boşaldı.
Doğrulup eteğini düzelttim. Külotunu giymek istedi, giydirmedim. Elinden tutup salona geri döndük. Aynı yere aynı şekilde oturduk. Karım yine bacaklarını sıkıca kapattı. Ben elimi aralarına sokup araladım. İki erkeğinde gözü faltaşı gibi açılmıştı. Karımın çıplak, kılsız ve şişmiş amı önlerindeydi. Cafer az kalsın yeni aldığı içki yudumundan boğulacaktı. Adamların şaşkınlığı geçince karıma “sıra sende!” dedim. Karım yanımdan kalkıp, Metin’in yanına oturdu ve elini doğrudan adamın kabarmış sikinin üzerine koyup okşamaya başladı. Metin endişeyle bana baktı. Gülümsediğimi görünce, elindeki içkiyi bırakıp karımı belinden kavradı ve öpmeye başladı. Öpüşmeleri ateş saçıyordu adeta. Gamze hala adamın sikini okşuyordu. Metin de bir yandan öperken bir eliyle de karımın memelerini elbisesi üzerinden okşuyordu.
Cafer de ilk şaşkınlığını atıp bana baktı. Ona da gülümsedim. O da yerinden kalkıp onların yanına gitti ve karımın bacaklarını ayak bileklerinden dizlerine doğru okşamaya başladı. Sonra bacaklarının iç tarafından uyluklarına doğru ilerdi. Dudakları da elini takip ediyor, elinin okşayarak geçtiği yerleri dudakları da öpücüğe boğuyordu. Karım mırıldanarak bacaklarını gayriihtiyari ayırdı. Kılsız amı adamın gözleri önüne çıkmıştı. Cafer elini doğru amının yarığı üzerine götürüp yukarı aşağı okşamaya başladı. Karımın amı bir pınar gibi yine sulanmıştı.
Metin karımın elbisesinin ve sutyenin askılarını bir omzunda aşağı kaydırarak bir göğsünü açığa çıkardı ve koca elleriyle okşamaya başladı. Sonra dudaklarını karımın dudaklarından çekip bu memeye yöneldi. Önce fındık gibi sertleşmiş uçları dilinin ucuyla okşadı sonra ağzına alıp emdi. Karımın ağzından anlamsız sözler çıkıyor, inliyordu.
Bu arada Cafer bir parmağını karımın amına sokmuş, parmağı ile sikiyordu. Sonra ikinci ardıdan üçüncü parmağını sokunca karın bir çığlık atı. Bacakları gerilip titremeye başlamıştı. Gecenin ikinci orgazmını yaşıyordu.
Cafer memeyi bırakıp, karımın başını aşağı, sikini üzerine doğru bastırdı. Karım önce siki pantolonunun üzerinden bir ovaladı. Sonra fermuara açıp kemerini çözdü ve siki esaretten kurtardı.
Aman tanrım, hayatımda hiç bu kadarını görmemiştim. Gamze de görmemiş olacak ki gözleri faltaşı gibi açıldı. Koca siki iki eliyle kavrıyor, daha da açıkta yer kalıyordu. Sikin kıpkırmızı olmuş kafası büyükçe bir kuru soğan kadardı. Karım siki eline alınca dudaklarını ısırarak bana baktı ve gülümsedi. Ne demek istemişti acaba?
Sonra koca sikin ucuna inik dil darbeleri kondurmaya başladı. Sikin ucunda biriken sıvıyı diliyle yalayarak yutuyordu. Sonra dilini sikin başının kenarında gezdirmeye başlayınca, Metin de inlemeye başladı. Birkaç dairesel hareketten sonra sikin koca gövdesini kah yalayarak kah öperek taşaklara kadar indi. Taşakları diliyle yaladı. Sonra yumurtaları ağzının içine çekerek emmeye başladı. Metin başına geriye atmış bir eliyle karımı dışarıdaki memesini okşarken diğer elini de karımım saçları arasına sokmuş, bastırıyordu.
Bu arada Cafer de sonunda diliyle karımın amına ulaşmış.minik darbelerle klitorisini yalarken dudakları ile de amın dudaklarını yalıyordu. Karımın amının suları Cafer’in dudaklarında aşağıya sızıyordu. Cafer iki eliyle karımı kalçalarından kavramış, karım da bacaklarıyla adamın kafasına baskı yaparak daha derine dilinin ulaşmasına yardım ediyordu.
Metin karımın saçını sertçe kavrayarak başını kucağından yukarı kaldırdı, bir eliyle de sikini tutup, ağzına dayadı ve saçı kavrayan elini hızla aşağı bastırıp, iri sikin karımın gırtlağına kadar girmesini sağladı. Gamze bunu beklemiyordu. Nefesi kesilip öğürdü. Koca alet ancak yarısına kadar girmişti. Metin başını biraz daha bastırdı. Karım boğulacak gibi oldu. Adam biraz bekledikten sonra, kavradığı saçı aşağı yukarı basırarak karımın ağzını sikmeye başladı.
Gamze iki eliyle siki kavramış, günlerdir aç biri gibi adete yiyordu. Metin kafasını her bastırdığında sik gırtlağının içene girip ağzında eğiliyor ve yanaklarında bombe yapıyordu. Karımın gözleri kızarmış yaşlar geliyordu. Her bastırışta sutyeninden fırlamış tek göğsü çağanoz gibi sallanıyordu.
Karımın ne kadar tahrik olduğu Cafer’in ağzındaki amından belli oluyordu. Amı bir pınar gibi coşmuş adeta şakır şakır akıyordu. Amının suyundan koltuğun üstünde bir ıslaklık oluşmuştu. İnlemeye çığlık atmaya çalışıyor ama ağzındaki sikten dolayı duyulmuyordu. Sanırım bir muhteşem orgazm daha yaşıyordu. Zira iyice gerilen bacakları arasındaki adamın kafasını ezecekmiş gibi sıkıyordu.
Cafer ayağa kalkıp, pantolonunu açtı. Külotunu sıyırır sıyırmaz devasa siki önünde bir dal gibi dikildi.  Bu adamın siki Metin’inkinden daha uzun ama daha inceydi.
Gamze ağzındaki azman siki emmeye devam ederken Cafer bacaklarını yana doğru kandırarak arkasına uzandı. Karımın üstte kalan bacağını yukarıya iyice kaldırarak uzun sikini arkadan amına dayadı ve yarığının ağzında ileri geri sürttürerek, daracık amcık deliğine soktu. Uzan yarak bir hançer gibi amın içine girince karım birden irkildi. Ağzındaki koca siki bir an çıkararak derin bir “ooohhhhhhh” deyip yenide siki ağzına aldı.
Bu arada ben de sikimi dışarı çıkarmış, arkadaşlarım karımı sikerken izleyerek onu okşamaya başlamıştım.
Metin’in taşakaları hareketlenmeye başlamıştı. Ağzında siki olan arkadaşının karısı, bir yandan da başka bir arkadaşları tarafından sikiliyordu ve kocası onları izlerken otuzbir çekiyordu. Bu durum sanırım onu da çok tahrik etmişi. Sikini şiddetli bir şekilde son bir kez karımın amına bastırarak ve hayvan gibi böğürerek boşalmaya başladı. Taşakları bir körük gibi ine kalka içinde ne varsa karımın ağzına boşaltıyordu. Karım ilk gelen spermleri yutmuş ancak hepsini yutamamış, dudaklarının kenarından taşarak koltuğa ve Metinin taşaklarına damlıyordu.
Bu manzara beni de etkilemiş ve sarsıla sarsıla bütün spremlerimi halıya akıtmıştım.
Metini boşalması uzun sürdü. Tamen boşalınca sakileşti, yumuşayan siki karımın ağzından çıkıp kendi karnına düştü. Karım öpe yalıya koca siki temizledi.
Cafer de karımın amını alttan sikmeye devam ediyordu. Metin boşalınca karım doğruldu, sikini karımın amından çıkarmadan Cafer de koltuğa oturur vaziyete geldi. Karımın yüzü bana, arkası Cafer’e dönük koca sikin üzerinde aşağı yukarı hareket ediyordu. Sik bir piston gibi o daracık ama girip çıkıyor, sikin bütün gövdesi karımın amının suyuyla pırıl pırıl parlıyordu. Mini eteği beline toplanmış, hala sadece bir göğsü açıkta ve açıkta olan göğsü hareketin ritmine uyarak aşağı yukarı sallanıyordu. Müthiş bir manzaraydı. Karım gözlerini gözlerime dikmiş müthiş bir zevk sarhoşluğu ile bana gülümsüyordu.
Cafer bir eliyle bir memesini okşarken diğer eliyle de kapalı olan memesini askılarını aşağıya sıyırarak açığa çıkardı ve diğer eliyle de özgürlüğüne yeni kavuşan memeyi okşamaya başladı. Karım çıldırmış gibiydi çığlıklar atarak bilmem kaçıncı orgazmını yaşıyordu.
Bu arada Metin de tamamen soyunmuş, yarı ölgün sikini sıvazlayarak Cafer’in siktiği karımı izliyordu. Koca alet yeniden sertleşmeye başlamıştı. Yanlarına yaklaşıp sikini karımın eline verdi. Sik karımın elinde yavaş yavaş büyümeye başladı. Gamze yeniden siki ağzına alarak sikecek kıvama getirdi.
Metin karımı elinden tutarak Cafer’in sikinin üzerinden kaldırdı. Cafer itiraz edecek oldu ama fırsat bırakmadan Metin karımın yönünü ona çevirerek yeniden sikin üzerine oturttu. Cafer kaldığı yerden karımı sikmeye devam ederken, Metin karımın başını Cafere doğru iyice bastırarak biçimli kalçalarını açığa çıkardı. Aşağıdan amı sikilen karımın göt deliği iyice büzüşmüştü.
Metin diliyle minicik deliği yalamaya başladı. Delik daha da büzüştü. Hem yalıyor, hem de elleriyle karımın kalçalarına şaplak buruyordu. Karım acıyla karışık zevkle çığlıklar atıyordu.
Met,in koca siki tamamen sertleşmiş önünde bir çağanoz gibi sallanıyordu. Parmağını sikilen amının dudağına sürüp iyice ısladı ve bu ıslaklığı göt deliğine sürdü. Eyvah Metin karımı hiç sikilmediği götünden sikecekti. Metin bir de sikini amının etrafına sürüp sikini başını da nemlendirdi ve karımın götüne dayadı. Karım siki götünde hissedince panikledi, “hayır yapma, oradan olmaz” diye bağırdı. Ancak metin aldırmadı, kalçalarını bir eliyle tokatlamaya devam ederek, sikini göt deliğine bastırmaya başladı. Ufacık deliğe bilek kalınlığındaki sikin girmesi zor oluyordu. Karım acıyla bağırıyor, kendini kurtarmaya çalışıyordu ama iki adamın arasından kurtulmak mümkün değildi.
Arkasını dönüp yaşlı gözlerle yardım ister gibi bana baktı. Ben yeniden sertleşmiş müthiş tahrik olmuş şekilde sikimi okşamayı sürdürüyordum ve maalesef yapacak bir şeyim yoktu. Gamze yüzümdeki mutluluğu ve elimden gelecek bir şey olmadığını anlayınca önüne dönüp kaderine razı oldu.
Cafer yüzüne kadar gelen ve deli gibi sallanan memeleri dil darbeleriyle yalarken karımın sıcak ve ıslak amını sikmeyi sürdürüyordu. Karımın acıdan akan göz yaşarlı adamın yüzü ıslatıyordu.
Metin acımadan bir hayvan gibi siki göte sokmaya devam ediyordu. Ancak sadece başı girebilmişti. Çekip yeniden soktu, şimdi biraz daha fazlası girmişti. Bu şekilde çeke soka çeke soksa sikin yarısından fazlasını karımın götüne soktu. Kayganlık sağlamak için sürekli göt deliği ile sikinin birleştiği yere tükürüyordu. Yarısı girince durdu. Karım derin bir nefes aldı. Sonra adam yavaşça çekip hızla geri bastırdı. Gamze, bir yeri koparılmış gibi müthiş bir çığlık attı. İyice sıktığı gözleri yaşla dolmuştu. Metin acıdan hızlı hızlı sikmeye başlamış, karımın çığlık ve ağlamalarına aldırmadan sikişini sürdürüyordu.
Sikiş sürdükçe karımın göt deliği genişlemiş acısı azalmış hatta zevk almaya başlamıştı. Ben de ayağa kalkıp tamamen soyundum ve koltuğun aşına gidip, diğerlerininkine göre mütevazi sikimi karımın ağzına verdim. Karım bir vantuz gibi yakaladı ve hemen ağzının içine aldı. Ben tam bu anda Metin ile göz göze geldim. Bana pis pis sırıtıyordu. Bu durum anında boşalmama neden oldu. Karım spermlerimin bir kısmını yutarken artan kısmı dudaklarının kenarından Cafer’in yüzüne damladı.
Ben yeniden yerime geçip seyretmeye başladım. Karımın amında ve götünde iki piston çalıyordu adeta. Karım acıyı unutmuş yeniden orgazm çığlıkları atıyordu. Bu durum Caferi etkilemiş, taşakları titremeye başlamış ve sikini karımın amına şiddetli bir şekilde sokarak iniltilerle içinde ne varsa boşaltıyordu. Karımı omuzlarından tutup sikine doğru bastırarak tüm spermleri boşalttı ve yavaşladı. Spermler amın içindeki sikinin kenarından dışarıya sızıyordu. Sikini çıkarmadan öylece bekledi.
Metin de bu durumdan etkilenmiş taşakları karımın amına çarpa çarpa götünün içine boşalmaya başlamıştı. Sanki az önce boşalan o değildi. Yeniden çok fazla sperm fışkırtıyordu. Adamı boşalması bitince karımın üstüne yığıldı kadı.
Üçü de rahatlamıştı. Sessizce biraz öylece yattılar. Görüntü muhteşemdi. Altta Cafer, arada karım en üste Metin. Organları hala karımın içindeydi.
Derken Metin doğrulup, yumuşamış sikini karımın göründen çıkardı ve yan tarafa sırtüstü oturdu. O daracık delik o kadar genişlemişti ki şaştım. Kıpkırmızı olmuş göt deliğinden sik çıkar çıkmaz bir şelale gibi spermler dışarı karımın amına ve Cafer’in sikine doğru akmaya başladı. Karım da Cafer’in üzerinden kalkıp ikisinin arasına oturdu. Karım, iki sikicisin arasında amından ve götünden spermler sızarak ve yüzünde mutlu bir tebessümle bana bakıyordu.
Bu şekilde biraz dinlendikten sonra, iki elini iki yanındaki erkelerin önüne doğru uzatarak az önce kendisini aynı anda siken iki siki de eline alıp nazik nazik okşamaya başladı. Gözleri gözlerimdeydi. Gözlerinden hem mahcubiyet hem de şehvet okunuyordu. Açık bacakları arasından yeni sikilmiş ve hala aralık olan amı görülüyordu. Amından sızan sperm kalıntıların bacaklarının iç tarafında leke bırakmıştı.
Ayağa kalkıp iki bacağının arasına çömeldim. Ellerimle amının dudaklarını aralayıp, dilim ve dudaklarımla kalan spermleri temizlemeye başladım. Amı pırıl pırıl olmuştu. Metin elimi başıma koyarak daha iyi temizlemem için bastırdı. Karımın amı yalamalarımla yeniden sulanıp ısınmaya başladı.
Göz ucuyla yan tarafa bakınca karımın iki eliyle oynadığı iki sik de yeniden hareketlenmişti. Gamze bacakları arasında beni itip, Metin’e doğru domalarak, eğilip Cafer’in ince uzun sikini ağzına aldı. Önce başını hafif hafif emdi. Sonra diliyle ucunu yalamaya başladı. Cafer belli belirsin inledi.
Ben yerde iki dizimin üzerinde oturup onları seyrederken, Metin domalmış karımın arkasına geçip, iri sikini az önce yalayarak sikişe hazırladığım, karımın amına dayadı. Koca başı amının deliğine sığacakmış gibi durmuyordu. Sikin başını aşağı yukarı harekete ettirerek amının dudakları arasına sürttü. Gamze’nin amını girişi genişlemeye başlamış, ağzındaki siki daha iştahla emiyordu.
Metin sikini amına yavaş yavaş sokmaya başladıkça, karım da kalçalarını arkadaşıma doru kaldırıyordu. Karımın amına giren yarak dibine kadar ulaşmış, koca yarak karımın amının içinde görünmez olmuştu. Metin yenide yavaşça siki çekip, hızla dibine kadar tekrar sokunca, karım ağzındaki siki çıkarıp, korkunç bir çığlık atıp inlemeye başladı. Metin o kadar hızlı ve sert sikiyordu ki, her sokuşunda karımın kalçalarına çarpan kendi kalçaları müthiş ses çıkarıyordu.
Siki karımın ağzından dışarıda kalan Cafer, ise bu durumda hoşlanmamış, karımın saçlarından yakalayarak yeniden sikinin üzerine bastırdı. Uzun sik karımın ağzında tamaen kaybolmuş, gırtlağına kadar girmişti. Adam gamzenin başını sertçe sikine bastırdıkça daha fazla serine gidemeyen sik, karımın ağzında bükülüyor, ve yanaklarını şişiriyordu. Gamze nefes alamaz olmuş, yüzü kızarmış, böğürüyordu.
Cafer daha fazla dayanamayıp boşaldı. Boşalırken sikinin ve taşaklarını seğirdiği görünüyor, kendini karımın ağzına daha da bastırıyordu. İçi tamamen boşalana kadar iki eliyle karımın başını kucağına doğru bastırmayı sürdürdü. Karımın ağzı tamamen spermle dolmuş, dudaklarının kenarından sızarak adamın taşaklarına doğru akıyordu. Sonunda Cafer başı serbest bıraktı ve inmiş sikini ağzından dışarı çıkardı. Karım öksürerek ve böğürerek, ağzından spermler saçıyordu.
Metin hızla sikmeye devam ediyordu. Bastırdıkça karımın dermanı azalıyor, dizleri bükülüp kanepeye gömülüyordu. Sonunda dizlerini ve ellerini serbest bırakıp kanepenin üstüne çöktü. Başı Cafer’in kucağına düşmüştü.
Metin yüzüstü uzanmış karımın bacaklarını birleştirip kendi bacakları arasına alarak, amının girişini iyice daraltıp, hızlı ve sert sikişini sürdürdü. Metin kalçalarını kaldırıp koca kalın sikini daracık karımın amına hızla bastırdı mı, karım kanepeye adeta gömülüyor ve her sokuşta çığlıklar atıyordu. Çığlıklarının sıklığı giderek artmış, bir orgazma daha yaklaşıyordu. Metin siktikçe karımın kalçaları çarpışmanın şiddetinden kızarıyordu.
Metin boşalmadan karımı bu durumda yaklaşık yarım saat sikti. Bu süre zarfından karım defalarca boşaldı. Sonunda Metin de böğürerek boşalmaya başladı. Son darbesini daha derine sokup orada taşaklarını boşaltana kadar bekledi.
Siki amından çıkardığında pırıl pırıl parlıyordu. Karımın amı bir mağara gibi açılmış, sanırsın bir daha asla eski halini alamayacaktı. Amından sızan spermler koltukta birikmişti. Metin de kendini yan koltuğa bırakıp dinlenmeye başladı.
Suzan bir et parçası gibi yığılıp kalmıştı. Bu manzara Cafer’in sikini yeniden sertleştirmiş, Metin’den boşalan yere geçip, sikini ayrık amına sokarak nemlendirmiş, daracık ama bir önceki sikişten kızarmış göt deliğine dayamıştı. Karım itiraz edecek gibi oldu ama hali yoktu.  Cafer göt deliğine sikini bastırdı ve yavaş yavaş derine doğru sokmaya başladı. Sik tamamen girememişti. Sonra yavaş yavaş ileri geri sikmeye başladı. Karım acıyla inliyor, Cafer’in her sokuşunda eliyle bacaklarını tutarak çıkması için geri itiyordu. Ama gücü yetmiyordu. Cafer gittikçe hızlandı, o hızlandıkça karımın acı çığlıkları artmaya ve gittikçe zevk çığlıklarına dönmeye başladı. Karım tam orgazm yaşarken Cafer de boşalacak hale gelmişti. Gamze çığlıklar atarak boşalırken, Cafer sikini karımın götünden çıkarıp eline aldı ve spermlerini karımın sırtına fışkırtmaya başladı. Spermler ta Gamzenin saçına kadar ulaşıyor, bütün sırtını dolduruyordu. Boşalma bittiğinde karımın kalçalarının saçına kadar spermle kaplandığı görülüyordu. Belinde toplanmış siyah elbisesi ve sutyeni de sperm içinde kalmıştı. Cafer son kalan damlaları da göt deliğine sürerek karımın arkasından kalktı ve yandaki boş koltuğa kendini bıraktı.
Bir yanda Metin, diğer yanda Cafer koltukta inmiş sikleri önlerinde dinlenirken, ortadaki kanepe sikilmiş karım ölü gibi yatıyordu. Ayağa kalkıp, karımın arkasına geçtim. Karnının altından tutup kalçalarını yukarı kaldırıp amını açığa çıkardım. Amı hala kapanmamış, Metin’in sikinin kalınlığında aralık duruyordu. İçi meninin spermleri ile doluyken dışı da arkadan sızan Cafer’in spermleri ile kaplanmıştı.
Karım adeta bayılmış, ne yaptığımı hissedecek durumda değildi. Sikimi bollaşmış ve spermlerden dolayı kayganlaşmış amına soktum. Sikimin girdiğini hissettiğini hiç sanmıyordum. Ama ben çok tahrik olmuştum ve bir iki sokuşta hemen boşaldım ve karımın üstüne yığıldım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Cafer’in sesiyle kendime geldim. Adam “hey kalk karının üzerinden, bu güne kadar arkadaşımın hakkını verememişsin, artık bu gün onu bir daha sikmeyeceksin, o bizim malımız!” diye bağırıyordu.
Doğrulduğumda salonun ortasına bir sandalye getirdiklerini ve ellerinde bir ip olduğunu gördüm. Cafer beni tutup sandalyeye oturttu ve ellerimi arkadan bağladı. Ayaklarımı da sandalyenin ayağına bağladı.
Metin “artık sen bir şey yapmayacaksın, Cafer ile ben sikeceğim sen izleyeceksin” dedi.
Sonra gidip karımı yüz üstü çevirdiler. Metin yüzüne şaplaklar vurarak karımı kaldırdı. Banyoya gidip temizlenmesini söyledi. Karım banyoya yönelince beni sandalyede bağlı gördü ve şaşırdı. Sonra ne olduğunu tahmin edip edepsizce sırıttı.
Biraz sonra banyodan önce sus sesi, sonra saç kurutma makinesi sesi geldiKarım içeriye geri döndüğünde üzerinde sadece bugün benim aldığım siyah çoraplar ve uzun topuklu ayakkabıları vardı. Her iki adamın da siki yeniden sertleşmişti. Metin koltuğa oturup karımın sırtını çevirerek sikini üzerine bastırdı. Kalın koca sik amının içinde yavaş yavaş kaybolurken Cafer ile ben keyifle izledik. Karım hemen inlemeye başlamıştı. Sik taşaklara kadar ama girince Metin geriden karımın dizlerinin altından tutarak bacaklarını havaya kaldırdı. Manzara muhteşemdi. Metin karımı aşağı yukarı yavaş yavaş sikmeye başlamıştı ki Cafer’e “hadi” dedi. Demek ki ne yapacaklarını önceden kararlaştırmışlardı. Cafer Metini ve karımın bacakları arasına girerek sikini karımın klitorisine sürttürdü. Karım zevk çığlıkları atarak “OOhhhhh” diye bağırdı.
Cafer sikini tutarak içinde Metin’in siki olan karımın amına bastırmaya başladı. Karım da ben de şaşırmıştık. Bir deliğe iki sik giriyordu. Hem de daracık bir deliğe. Benim sikim de sertleşmiş, ancak ellerim bağlı olduğu için bir şey yapamıyordum.
Yavaş yavaş Cafer de karımın amına girdi Karımın amı o kadar gerilmişti ki şimdi yırtılacak diye çok korktum. Karımın endişeli hali gitmiş, yerine yüzüne şehvet duygusu oturmuştu. İki adam birlikte sikmeye başlayınca yeniden yüksek sesle inlemeye ve bağırmaya başladı. Bir yandan da “sikin daha sert sikin… Ohhhhhh” diye bağırıyor, onları izleyen ve bir şey yapamayan bana dönerek “aşkım, Enesim, çok hoş, hiç böyle sikilmemiştim. Muhteşem…. Arkadaşlarımı harika sikiyor!” diyordu. Adamlar boşalana kadar karım birkaç kez daha orgazm oldu.
Cafer karımı sikerken bir yandan da yüzünü ve memelerini tokatlamaya başlamıştı. Gamzenin memeleri kıp kırmızı olmuş, her tokatta titreyerek sallanıyordu
Metin ile Cafer, hem karımın amından hem de siklerini bir birine değmesinden birlikte boşalmaya başladılar. Önce Cafer, sonra Metin sikini karımın amından çıkardı. Sikler çıkar çıkmaz amdan bir sperm deryası boşaldı. Karımın amı daha da bollaşmıştı.
Benim sikim sertleşmiş ama boşalmadığı için sızlıyordu. Ayaklarımı çözüp kanepeye oturttular. Karımı sırtüstü kucağıma yatırdılar. Sikim karımın başına değer değer boşalmaya başladı ve yüzünü sperm içinde bıraktı. Adamlar bu duruma güldüler.
Karım dizimde yatarken adamlar sırayla karımı sikmeye başladırlar. Karımın bacakları arasına bir biri giriyor ve sikiyor, o boşalınca dinlenmiş olan diğeri gelip sikiyor. Adamların her sokuşunda karıma yaptıkları baskıyı bacağımda hissediyordum. Adamların her sikişinde karım bişr kaç kez orgazm oluyor ve ben her orgazmın titreme ve şiddetini yine bacaklarımda hissediyordum.
Bu durum sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Adamlar kaç kez sikti karımı, karım kaç kez orgazm oldu sayamadım. Ancak hepimiz yorgunluktan o halde sızıp kalmışız salonda.
Ertesi Pazar günü akşama doğru önce ben sonra karım uyandı. Beni çözdü birlikte banyoya gidip yıkandık ve banyoda hayatımızın sikişini yaptık. İkimiz de hiç bu kadar ateşli olmamıştık.
Banyodan çırılçıplak çıkıp salona gittik. Karım uyumakta olan Metin’in önüne diz çöküp sikini ağzına alıp emmeye başladı. Metin uyandı ve biraz sonra karımın ağzına boşaldı.
Metin kalkıp banyoya giderken, karım uyumakta olan Cafer’e yöneldi. Onu da yanı yöntemle uyandırıp boşalttı. O da banyoya girip temizlendi ve birlikte çıktılar.
O gün ne karım ne ben üzerimize bir şey giymeden evde yemek yedik uzandık, güç. Buldukça sikiştik. Bu parti çok hoşumuza gitmişti ama her defasında farklı insanlarla bu partiyi sürdürmeye karar verdik.
589 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Ben Uyurken(!)
Ben Cemil, büyük bir şirkette orta düzey yönetici olarak çalışmaktayım. Otuzlu yaşlarımın ortasına kadar evlenemedim. Hayatımda çok çeşitli kadınlar oldu ancak hiç biri ölene kadar birlikte uyanmak isteyeceğim türden değildi.
Ama sonunda iki yıl kadar önce bir arkadaş toplantısında Suzan’la tanıştım. Daha ilk görüşte aşık oldum ve çıkmaya başladık. O da bana aşık olmuştu. Çıkmaya başlamamızdan çok kısa bir süre sonra da evlendik.
Tam bir taş bebekti. Boyu bir elli civarındaydı ama muhteşem iri göğüsleri vardı. Kalçaları yuvarlak ve biçimliydi. Dolgun dudakları, bembeyaz dişleri ve afacan bir gülüşü vardı. Oval  iri yeşil gözleri beni ve tahmin ediyorum ona bakan her erkeği hipnotize ediyordu.  Uzun dalgalı siyah saçları pırıl pırıldı. Daha yirmi sekizde, benden altı yaş daha gençti.
Suzan benden önce liseyi bitirir bitirmez okul aşkıyla evlenmiş. Ancak adam tam bir kazmaymış. Tek düşüncesi eteğinin altı ve iki bacak arasıymış. Oysa Suzan bağımsızlığına düşkün zeki bir kadındı. Adamdan kısa sürede ayrılmış.
Suzan bir iki kadeh itçi mi, yatakta çok atak ve agresif olur. Alkol onun tüm çekingenliği ve sakin halini yok eder. Dans etmek için gece kulübüne gitmekten çok hoşlanır. Az veya çok fark etmez, azıcık içki içmişse eve döndüğümüzde adeta bana saldırır.
Seks hayatımıza gelince, bir erkeğin sikini ağzına almaktan hoşlanmaz, fakat beni mutlu ettiğini bildiği için sikimi emer, yalar ama ağzındaki spermlerimi gider lavaboya tükürür ve mutlaka dişlerini fırçalar.
Bir tavşan gibi sikişir, bir kovboy gibi üstüme biner ve beni boşaltana kadar üzerimde tepinir. Neredeyse her gece sevişmemizden ve benim 17 santimlik aletimden mutlu görünüyor.
Metin’le ben nerdeyse on yıldır yakın arkadaşız. Evlenmeden önce onunla ayrılmaz bir ikiliydik. Etrafımızda bir sürü kadın vardı ve günümüzü gün ederdik. Ben Suzan’la tanışmadan önce iş değiştirerek Adana’ya yerleşmişti.
Metin tam kadınların beğendiği bir tipe sahipti. Benden biraz uzun ve yakışıklı bir adamdı. Kadınlar sürekli onun peşinde koşar, o da hiç birini nasipsiz bırakmazdı.
Arkadaşlığımızın ilk dönemlerinde bir süre aynı evde de kalmıştık. Yatak odasından gelen şehvet çığlıklarına bakılırsa kadınları memnun ettiği de aşikardı. Bir gün bilmeden odasına girdiğimde, üst tarafı tamamen çıplak, güzel genç bir piliç, ağzına Metin’in siki almış yalıyor olduğunu gördüm. Kız beni duyunca telaşlanıp siki ağzından bıraktı. Ortaya neredeyse bir atın siki büyüklüğünde bir sik çıktı. En az yirmi beş santim vardı ve kafası neredeyse bir tenis topu büyüklüğündeydi.
Kız utangaç bir edayla gülümseyerek bana döndü. Ne yerinden kalktı, ne üstünü örtmeye çalıştı ne de Metin’in aletini külotuna sokmayı denedi. Sadece biraz mahcup “Selam!” deyip işine döndü. Koca sikin sallanmasından adeta hipnotize olmuştu. Önce güldüm ardından özür dileyip odadan çıktım. Odasına kadın attığında neden bu kadar çok inleme ve çığlıklar geldiğini anlamıştım. İkimize de yetecek büyüklükte siki vardı. Kendimi biraz yetersiz hissetmiştim.
Metin’i neredeyse iki yıldır görmüyordum. Bir gün beni aradı ve yeniden İstanbul’da iş bulduğunu ve beni ve beni eve bağlayan kadını görmek istediğini söyledi. Ertesi akşam bize gelmesini, yeniden buraya geldiğine çok memnun olduğumu söyledim.
Ertesi akşam bize geldi. Çok memnun olmuştum. Suzan’dan hoşlanmış görünüyordu. Aynı şekilde Suzan da ondan hoşlanmıştı. Aslında her arkadaşımdan hoşlandığı gibi hoşlanmıştı.
Bir çak içkiden sonra Metin’i karımın kalçalarını izlerken yakalamıştım. Hak vermemek elde değildi, zira muhteşem kalçaları vardır.
Metin, muhteşem bir kızla tanıştığını, eğer bizim içinde uygun olursa birlikte bir yerlere gidebileceğimizi söyledi. Suzan hemen kabul etmiş onaylamıştı. Metin de dans etmekten hoşlanırdı. Bu nedenle cumartesi gecesi için iki çift dans da edebileceğimiz bir yere gitmek için sözleştik.
Cumartesi günü Metin, akşamüzeri saat altı buçuk gibi bizim eve geldi. Yanında tam bir sarışın bir afet vardı, adı Hülya. Uzun bacaklı biçimli göğüslere sahip bir hatundu. Sürekli gülümseyen güzel bir yüz vardı. Gülümsemesinin sıcaklığı bir buz dağını eritebilirdi.
Metin bizce sorun yoksa kendi arabasıyla tek araba olarak gitmemizi önerdi kabul ettik.
Her iki kadında, bacaklarını ve memelereni sergileyen kısa ve derin dekolte elbiseler giymişlerdi. Önce bir yere yemeğe gittik ve orada içmeye şarapla başladık. Yemek bittiğinde çakır keyif olmuştuk. Benim gözlerim Hülya’nın göğüslerine takılmış sürekli onlara bakıyordum. O kadar iriydi ki memeleri sutyene zor sığıyorlardı. Hülya da adeta sergilemek ister gibi sürekli öne eğiliyor, o eğildikçe memeleri zaten açık olan elbisesinden dışarı taşıyordu.
Ben onu sevgilisinin memelerine odaklanmışken Metin de gözlerini karımın iri memelerinden alamıyor, sürekli onlara bakıyordu.
Metin’le biraz eskilerden konuştuktan sonra istiklalde dans da edebileceğimiz ekiden beri gittiğimiz bir bara gitmeye karar verdik.
Suzan’la arka koltuğa oturduk. Suzan elini kucağıma koyup pantolonumun üzerinden sikimi okşamaya başladı. Sanırım benim Hülya’nın memelerine baktığımı fark etmişti.  Gözlerinden gecenin bundan sonraki bölümünde muhteşem vakit geçireceğimizi anlıyordum. Alkol onun arzularını kamçılıyordu.
Saat on civarı bara vardık. Dans pistine yakın bir duvarın dibindeki masaya oturduk. Arada dans ettik, içtik, gene dans ettik; ortam muhteşemdi.
Hülya seyrediliyor olmaktan hoşlandığını gizlemiyor, Metin ise karımın cazibesine kapılmış sürekli onu izlediğini görüyordum. Sonra ben Hülya’yla, Metin de karım Suzan’la dansa kalktık. Hızlı bir parça çalıyordu. Müziğin ritmiyle dans eden Hülyanın memeleri müziğin ritmiyle zıplıyorlardı. Suzan da beklediğimden daha iyi dans ediyor, müziğin ritmiyle salladığı kalçaları sanırım Metin’i baştan çıkarıyordu.
O anda Metin’in yüzene yerleşmiş hain bir ifadeyle karımın vücudunu seyrettiğini gördüm. Nedenini anlamıştım. Minyon vücutta koca göğüsler oldukça göz alıcı görünüyordu. Bu iki özellik her kadında bir arada bulunmazdı. Suzan’ın ince belini tek elinle kavrayıp vücudunu kolayca sikinin üzerine bastırabilirdin.
Derken müzik bitti ve slov bir parça başladı. Biz de birbirimizin kadınıyla dans etmeye devam ettik. Hülya’nın teması en az bakışı ve gülümsemesi kadar muhteşemdi. O harika göğüslerini bana sürttürerek dans ediyorduk. Suzan da başını Metinin göğsüne dayamış, kendini iyice adama bastırarak dans ediyordu. İçerisi loştu ama ben Metinin elinin biriyle karımın kalçalarını okşadığını görüyordum. Bu bana sanırım alkolün bir oyunuydu. Bunu bana yapamazdı, zaten öyle bir şey yapsa karım onu tokatlar yanından uzaklaşırdı.
Metin de ben de yavaş yavaş sarhoş oluyorduk. Kızların da bizden pek farkı yoktu. Saat bir buçuk civarı dönmeye karar verdik. Kendimizi arabaya atınca Metin onlara gidip son içkilerimiz de orada içmemizi teklif etti.
Metinin evine varınca Suzan banyoya gitti. Orada biraz uzu kalınca, merak edip bakmaya gittim. Kapıyı tıklattım, açıp hemen beni içeri çekti. Ateş parçasına dönmüş kızışmış bir haldeydi. Kalçalarımdan yakalayıp beni kendi üzerine çekti. Ateşli şekilde öperken, amını da hızla sertleşmeye başlayan sikime doğru sıkıca bastırıyordu. Ben de öpüşmeyi sürdürerek kalçalarından yakalayıp banyodaki lavabonun üstüne taşıyıp oturttum.
Ona istediğini vermeye karar vermiştim. Yere diz çöküp külotunu bacaklarından aşağı sıyırdım Dilim klitorisini anında buldu ve yalamaya başladım. Bu durumda boşalması çok vakit almamış, müthiş bir orgazm yaşamıştı. Ona eve gittiğimizde bu muamelenin devamını daha detaylı yapacağımı söyledim. Sonra külotunu ceketimin cebine koyup Metin ile Hülyanın olduğu salona döndüm. Bana Suzan’ın durumunu sordular, bir şeyi yok dedim. Zaten ardımdan da yüzünde büyük bir memnuniyet gülümsemesiyle o da geldi.
Bir iki kadeh de orada içtikten sonra, Hülya kendini kötü hissetmeye başladı. Metin bizi eve bırakırken onu da kendi evine bırakacağı söyledi. Birlikte yola çıktık. Biz arabada beklerken Metin Hülyayı dairesine bırakıp döndü. Hayal kırıklığına uğradığı apaçık görünüyordu. Ona bu gece sikecek amcık yoktu.
Ardından bize devam ettik. Evimizin önüne geldiğimizde bu defa Suzan Metin’e son bir içki teklif etti. Metin asla içkiyi reddedecek biri değildi; kabul etti. Aslında benim durum da pek iyi değildi ama Metinle ne zamandır görüşmüyorduk, o içmeye devam edecekse ben de etmeliydim.
Salona girince eski günlerdeki gibi sesini kısıp televizyonu açtık ama bununla birlikte de cd-çalardan müzik açtık. Televizyonun ışığı yeterli olduğundan salonun ışıklarını da söndürdük. Zira parlak ışık bu ortamda bizi rahatsız ederdi. Suzan bize içki getirmek için içeri gitti.
Ortasında büyük bir sehpa olan iki tane kanepemiz vardır. Birine ben uzandım, televizyona yakın olan diğerine de Metin oturdu. Suzan biraz sonra elinde içkilerle gelip bize ikram etti ve ben kanepeyi tamamen işgal ettiğimden Metin’in yanına oturdu. İçkilerimizi içerken  yarım saat kadar sohbet ettik. Çok geç olmuştu ve ben yavaş yavaş dalmaya başlamıştım ve nihayetinde sızdım kaldım.
Ne kadar uyuduğumu bilemiyorum ama biraz süre geçtiği belli oluyordu. Uyandığım da karımı arkadaşım Metin’e iyice yaklaşmış sohbet ederken buldum. Çok sessiz sohbet ediyorlardı. Ben de uyandığımı onlara hissettirmeden dinlemeye karar verdim. Metin karıma çok hoş bir kadın olduğumu, ona sahip olduğum için benim çok şanslı bir erkek olduğumu söylüyordu. Karım gözlerini arkadaşımın gözlerini içine dikmiş, dili dolaşarak ona teşekkür ediyordu. Metin elinin birini karımın arkasına kanepenin arkalığının üstüne koydu ve ona onun görüntüsü ve güzelliği ile ilgili iltifatlar yapmaya devam etti.
Karım ilk aşkından iltifat alan liseli kızlar gibi neşe dolmuştu. Adamın yakışlılığına kendini kaptırmış görünüyordu. Karım da onun iltifatlarına kendisinin de çok seksi olduğunu söyleyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Metin kanepenin üzerindeki kolunu karımın omuzlarına indirerek karımı kendine doğru çekti ve dudaklarından öptü. Suzan önce durakladı tereddüt etti ama ardından yavaşça onun öpücüğüne karşılık verdi. Sonra Metin’in elini tutup göğüslerini üzerine koydu ve ateşli bir şekilde öpmeye başladı.
Sonunda nefes almak için ara verdiler, ardında karım kendini adama doğru bastırdı ve öpüşmeye devam ettiler. Ortamın ateşine dayanamamıştı karım. Bir süre sonra Metin diğer elini de karımın omzuna koydu. Ardından elini yavaş yavaş karımın göğüslerine doğru  indirerek memelerini etrafını dairesel şekilde okşamaya başladı.  Karım adamı engellemek için hiç hareket etmediği gibi yavaş yavaş inlemeye de başlamıştı.
Bu sevişme başlamadan onlarlı durdurmalıydım. Ancak hiçbir şey yapmadan onları izleminin bana heyecan verdiği fark ettim birden. Sikim hiç olmadığı kadar taş gibi sertleşmişti. Karımın ne kadar ileri gidebileceğini, arkadaşım karıma ne kadar ney yapabileceğini merak ediyordum. Kısılı gözlerimin arasından, Metinin bir elinin aşağıya kayıp, bacaklarına indiğini görürken, karımın bir lise öğrencisi gibi heyecanlandığını fark ediyordum.Aşağıya inen elin karımın kucağına kadar geldiğini ve hemen bacaklarının arasına keşfe çıktığını gördüm. Suzan hala onu durdurmak için bir  şey yapmıyordu.
Metin hedefine ulaşana kadar, okşamalarını sürdürdü. Karımın elbisesi beyaz külotu görünecek şekilde yukarı toplanmıştı ama birden külotunu çıkarıp cebime koyduğumu ve karımın elbisesinin içinde tamamen çıplak olduğunu hatırladım. Suzan onun okşamalarına uyum sağlamak için yavaşça bacaklarını ayırınca Metin de kolayca çıplak amına ulaşmıştı. Demek alkol benimle olmadığı zamanda da karımda aynı etkiyi yapıyormuş. Metin külot giymediğini anlayınca gözlerini şaşkınlıkla açmış, sürprize sevinmişti.
Bu yakınlaşmadan birkaç dakika sonra karım Suzan elini aşağıya doğru itip bacak arasındaki adamın ellerini iterek “bunu yapmamalıyız. Ben… ben evliyim…” dedi. Metin yanıt vermek yerine dudaklarını yeniden karımın dudaklarına bastırarak ateşli bir şekilde öpmeye başladı. Bunun üzerine karım gözlerini yumup dili bir yılan gibi adamın ağzına soktu. Ben tam artık her şey biter derken Metin hiç tahmin etmediğim bir şey yaptı; Yavaşça pantolonunun fermuarını açınca yarı sertleşmiş kocaman siki sıçrayıp dışarı fırladı. O aleti daha önce gördüğüm zamandan biraz daha büyük görünüyordu.
Suzan öpüşmeye konsantre olduğundan onu henüz görmemişti. Metin yeniden elini karımın bacakları arasına sokup amına doğru kaydırırken, Suzan bir kez daha elini uzatıp ona engel olmaya çalıştı. Metin hemen karımın minik elini yakalayıp erkekliğinin üzerine doğru çekti. Suzan’ın eli koca alete dokununca, panikle hemen geri çekti ve upuzun sallanan sike gözlerini dikip şaşkın şaşkın bakmaya başladı. Önünde gerçekleşen bu durum, karımın isteksizliğini tamamen yok etmişti. Bakışlarından bu yarı sert tek gözlü kobradan büyülendiği açıkça belli oluyordu.
Karım Suzan “müthiş… bu kadar büyüğünü hiç görmedim..” diye mırıldandı.
Metin “dokun, bak bakalım daha ne kadar büyüteceksin onu..” diye cesaretlendirmeye çalıştı karımı.
Suzan adamın organına bakmaya devam ederek “bunu yapmamalıyız, lütfen onu içeri sok” dedi. Ancak ses tonunda hiç de kararlılık yoktu.
Metin karımı “beni öyle bir azdırdın ki, bütün gece gözlerimi senden alamadım…” diye ikna etmeye çalışıyordu.
Suzan, gözleri hala koca sike kilitlenmiş, hızla soluk alarak “gerçekten durmalıyız, daha ileri gidemeyiz…” diyordu.
Metin elini sikene götürüp sıvazlamaya başladı, sikin başı iyice kabarmıştı “durmak zorunda değiliz..” diye onu sıkıştırmayı sürdürdü.
Karım tereddüt ederek “bilemiyorum… ya o ne olacak?” diye sordu kanepede uzanan bendenizi çenesiyle göstererek.
Metin “dut gibi sarhoş o, eğer böyle sessiz olmaya devam edersek uyanacağını hiç sanmıyorum”  dedi ikna etmeye çalışarak. “bir dokun bak nasıl büyücek? Eğer istemezsen seni zorlayacak değilim ama sadece bir dokun” dedi kandırmaya çalışarak.
Suzan “yapmamalıyız…” dedi kekeleyerek. Adeta transa geçmişti. Etkileyici aletine baktıkça iradesi zayıflıyordu Suzan’ın
Suzan uzun süre kendini ikna etmeye çalışarak adamın sikine gözü takılı kaldı. Benim uyanıp onları yakalamayacağı umarak Metin’in istediğini yapmak istiyordu. Gözünü muhteşem aletten alamıyordu. Bütün gece çok içmiş, alkol onu azdırmıştı ve eminim ki banyoda yaşadığımız olayın tahriki de hala devam ediyordu.
“İnsanın başına ne gelirse meraktanmış” deyip adamın göğsüne yasladı ve minik elini yavaşça koca alete doğru uzattı. Yavaş yavaş parlak başını okşamaya başlayınca adamın sikini başı titredi. Sonra elini aşağıya kaydırıp sikin iri başının altında gövdesini kavradı. Eli koca sikin üstünde o kadar ince görünüyordu ki anlatamam. Parmakları ancak sikin gövdesinin yarısına kadar kavraya bilmişti. Ama yine de yavaş yavaş siki aşağı yukarı sıvazlamaya başladı.
Suzan “ne kadar büyür?” diye fısıldadı.
“Bunu yapmaya devam et görürsün…” dedi Metin.
Ben bu aletin daha fazla büyüyüp daha fazla sertleşeceğini hiç sanmıyordu ama karımın çabaları onu büyütmeye başlamıştı bile. Bu sırada Suzan adamın siki sıvazlarken o da uzanıp eteğinin altından çıplak amını okşamaya başladı. Suzan bu defa itiraz etmedi. Adam amı parmaklarken, kılları ve dudakları iyice görünmeye başlamıştı. Adam orta parmağın�� karımın amına sokunca, karım adamı yeniden öpmeye başladı. Metin ikinci parmağını da amının deliğine sokunca Suzan daha rahat hareket etsin diye bacaklarını iyice ayırdı.
Metin amın içine soktuğu koca parmaklarıyla karımı çıldırtıyordu. Metin geri çekilip elini sulu amından çıkarmasaydı, Suzan orgazm olacaktı neredeyse. Metin öpüşmeyi kesip, amının ne kadar güzel ve sıcak olduğu konusunda ona övgüler düzdü ve sonra amından yeni çıkardığı parmaklarını ağzına götürüp yaladı. Suzan’a “tadı da en az kendisi kadar harika “ dedi. Sonra dönüp “çok fena arzuluyorum seni” dedi. Adamın bu adeta sözleri karımın arzularını kırbaçlamıştı. Şehvetle yanmaya başlamıştı. Yüzü al al olmuştu. Eğer Metin biraz daha bir şeyler yapmazsa Suzan istediğini yapması için ona yalvaracak gibi geliyordu bana.
Suzan elinde tuttuğu koca sike bakıyordu. Yeniden adamın göğsüne yatıp heyecanla siki sıvazlamaya başladı. Büyülenmiş gibiydi ve tatlı yüzüne şehvet yerleşmişti. Alet en az 25-26 santim vardı. Sanki ilk gördüğümden daha büyük görünüyordu gözüme. Suzan bu koca aletin çok etkilenmiş görünüyordu.
Metin sol elini karımın saçlarının arasına sokup, bastıra bastıra okşamaya başladı ki; aslında karımın yapmak istediği şey için onu yönlendiriyordu. Zaten aynen düşündüğüm gibi, biraz sonra teşvik edici bir şekilde karımın başını koca sikinin başına doğru bastırdı. Karımın tatlı dudaklarının onu sikinin başını kavraması olasılığı Metine heyecanlandırdığı açıkça görülüyordu. Anlaşılacağı üzere karımın başı yavaşça tam hedefe, okşamayı sürdürdüğü sikin başına doğru yaklaştı. Dudakları, deliğinden kayganlaştırıcı sıvı çıkan sikin başına sadece 2 santim kadar uzaktaydı. Suzan inlemeye başlamıştı. Pembe dudakları arasından uzanan dili siki başındaki bu damlacıklara doğru yöneldi.
Metin bunu, onu beselemenin vaktinin geldiği işareti olarak algıladı. Karımın düşündüğüm şeyi yapacağını ve bu noktaya gelebileceğini sanmıyordum. Tamamen kontrolünü kaybetmişti. Metin karımın başını arkadan kavrayıp, dudaklarını sikinin başını tamamen içine alacak şekilde nazikçe aşağıya doğru bastırdı. Ancak Suzan’ın dudakları parıldayan sikin başını öpmek için duraklamıştı. Yeniden, titreyerek inlemeye başlamıştı. Daha ona hiç kimse dokunmadan bir orgazm yaşamaya başlamıştı. Adamın sikinin başını öpmek bile onu orgazm etmeye yeterli olmuştu. Metin alaycı ve küçümser bir gülümsemeyle yattığım yerde bana baktı. Siki karımın ağzındaydı ve sadece iki metre ötede aynı odadaydık.  Karımı bu pozisyonda izlerken bu kadar heyecanlanıp tahrik olacağım asla aklımın ucundan bile geçmezdi.
Suzan öpücükler kondurarak sikin gövdesinden aşağıya doğru kayıp taşaklarına kadar ulaştı. Elleriyle onları yukarı kaldırıp öptü. Sonra yumurtaları nazikçe ağzına alıp emdi. Suzan’ı daha önce böyle yaparken hiç görmemiştim. Benimle sevişirken hiç böyle bir coşku gösterdiğine şahit olmamıştım. Taşakları öyle öpüp, emip ve yalıyordu ki, adeta onları yutacak gibi görünüyordu.
Sonra yeniden aşağıdan yukarıya doğru dudaklarını kaydırarak sikin başına kadar geldi ve kafasının kenarını diliyle yaladı. Bu aradan yeniden ortaya çıkan kayganlaştırıcı sıvıyı da yalayıp yutmuştu. Karım bunu yapınca, Metin de kıvranıp hafiften inlemeye başlamıştı.  Çevik ve hızla çalışan diliyle adamın sikini yukarı aşağı adeta yıkıyordu. Sonra koca sikin şişmiş başının her yerini diliyle defalarca yalıyordu. Bu hareket Metin’in bir kez daha titremesine neden olmuştu. Adam sikini karımın ağzına sokmak için sabırsızlanıyordu.
Sonunda karım Suzan iyice sertleşmiş aleti kökünden kavrayıp, ağzının içine almaya başladı. Metin sonunda gayesine ulaşmıştı. Karım Suzan şimdi ağzında patlatacaktı onu. Metin gözlerini kapadı başını arkaya attı. Kalçaları istemsizce yukarı doğru sıçramaya sarsılmaya başladı. Suzan yavaş yavaş siki ağzının içine doğru çekiyordu. Yavaş yavaş gırtlağına doğru inen siki profesyonel bir fahişe gibi emiyordu.
Sikin, benim tahmin ettiğimden daha fazlasını ağzına sığdırması beni gerçekten şaşırtmıştı. Sikin hemen hemen yarısı ağzında kaybolmuştu. Sonra birazını daha ağzının içine çekti. Sanırım gırtlağına kadar gitmişti ama hiç öğürmedi. Acaba Suzan bunu nereden öğrenmişti. Odamın koca siki onu çok azdırmıştı. Bu bir doğaçlama öğrenme miydi yoksa?
Suzan, adamın aleti hala ağzında olduğu halde dizleri üzerine kayıp, Metin’in bacakları arasına yerleşti. Şehvetli bakışlarını adamın gözlerine dikti. Cidden adama vermeye hazırdı. Bu koca aletin üzerinde çalışmaya kararlıydı. Sik yalamaya can atan bir kadın olmuştu. İnanamıyordum. Karım gözlerimin önünde en yakın arkadaşıma saksafon çekiyordu.
Metin, ellerini karımın saçları arasına sokup, tükürüğünden ıslanmış sikinin üzerinde hareket etmesine yardım ediyordu. Koca siki karım tarafından ağzına alınıp emilen arkadaşımın yüzündeki coşku ve hazzı görebiliyordum. Karım ise kendinden geçmiş ve her şeyi umursamaz bir halde hem elleri ile gövdesini sıvazlayıp hem de aynı anda ağzında emiyordu arkadaşımın sikini. Suzan aniden, siki üst üste ağzına sokup çıkarmaya devam ederken yavaş yavaş inlemeye de başlamıştı.
Metin arkaya yaslanıp gözlerini yumdu. Siki emerken, Suzan’ın kalçaları arada sırada titriyor, ürperiyor üst üste orgazmlar yaşıyordu. Metin ise eli hala karımın saçları arasında onun başının ritmine göre aşağı yukarı bastırıyordu.
Koca sikin, karımın ağzından dışarı tamamen çımasını görmeyi bekliyordum. Her an patlayacaktı sanki. Ancak metin çok deneyimli olmalıydı ki patlamadan kendisini bu kadar tutabiliyordu. Karım yaklaşık on dakikadan beri nefes bile almadan sikinin üzerinde çalışıyor bana mısın demiyordu. Ben bunu yarısı kadar bile dayanamazdım.
Karımın işi sonunda bitmeye başlıyordu. Metin beni uyandırmamaya gayret ederek nerdeyse nefes alır gibi inlemeye başladı. Karımın uzun saçlarını ellerine dolayıp sikini ağzının içinde daha derine doğru bastırmaya başladı. Karımsa sadece koca sikin başı ağzının içinde kalacak şekilde kendini geriye doğru çekti. Sikin başını hızlı hızlı dilemeye başladı. Metin kontrolü kaybetmişti. Yüksek sele “ ooohhhhhh” diye bağırdı ve spermlerini karımın ağzına pompalamaya başladı.
Suzan bana spermin tadını sevmediğini söylediğinden beri, oral seks sırasından tam boşalırken kendimi geri çekip ağzının içine akıtmadım hiç. Şimdi gene beni şaşırtmıştı karım. Zira Metin’in bütün spermleri büyük bir açgözlülükle yutuyordu.  Yuttuğu bütün bu spermlerden aldığı protein nedeniyle yarın sabah kahvaltıya ihtiyaç duymayacaktı (!)
Hala kocam olan sikin içindeki bütün spermler boşalana kadar Suzan tembel bir şekilde siki sıvazlamaya, yalamaya ve emmeye devam etti. Metin gülümseyerek, hala umursamaz şekilde sikini okşayan karıma baktı. Suzan adamın sikine aşık olmuştu. Benimse sikim taş gibi sertleşmiş, boşalıp onlara yakalanmamak için taşaklarımla oynaya devam ediyordum. Sikim sızım sızım sızlıyordu.
Suzan memnun ve mutlu bir şekilde Metin’e bakıp “Muhteşemdi,  daha önce hiç böyle hissetmemiştim. İlk defa bana dokunulmadan boşaldım. Gitmeden önce bunu içime almak istiyorum” dedi. Ve uzun sikin üzerinde yeniden sertleştirmek üzere çalışmaya başladı. Duyduklarıma inanamıyordum. Karım emerek adamı iliğini boşaltmıştı, şimdi de onunla sikişmek istiyordu. Ancak karımın minik daracık amının bu koca aleti alabileceğine inanmıyordum.
Metin “Oooo sen böyle tembel davranırsan bu biraz zaman alacak…” diye azarladı. Siki karımın onu boşlatmış olmasına rağmen benimkinin en az üç katıydı. Karımın itinalı bakımıyla yeniden büyümeye başlamıştı bile.
Metin, “daha özel bir yere gitmemiz gerek, çünkü ben seni sikerken senin sessiz durman mümkün olmayacak…” dedi karıma. Suzan kafasını sikten kaldırım onu onayladı ve arkada bir misafir odası olduğunu, çok uygun bir mekan olduğunu söyledi. Sonra hemen kalkıp adamın elinden tutup doru arka taraftaki odaya doğru götürdü ve odaya girip rahat etmesini, kendisinin banyoya girip biraz tazeleneceğini söyledi. Ardından banyodan su sesleri geldi. Duşunu bitirince salona dönüp uyanıp yanmayacağımı kontrol etmek için beni biraz sarstı.
Tabi ki uyanmadım. Çok derin uyuyormuş gibi mırıldandım. Sahte uykuma devam ettim. Uyuduğumu teyit edince hızla adamın beklediği odaya döndü. Dönerken, kendi seslerini bastırmak için CD çaların sesini biraz daha açmıştı. Adama hemen geleceğim dediği için acele ediyordu. Karımın üzerinde bornozu vardı.  İnanamıyordum, benim tatlı karım gözlerimin önünde en yakın arkadaşıma saksafon çekmişti ve biraz sonra da ben evdeyken onunla sikişecekti. Metinin karıma sahip olmayı istemesinin nedenini kesinlikle anlıyordum, Suzan bir hazine erkekler için bir ödüldü. Sikim az sonra olacakların beklentisiyle sızlamaya başlamıştı.
Odada misafirler için büyük bir yatak ve çekyat vardı. yatağın karşısında duvarı tamamen kaplayan dekoratif bir ayna asılıydı. Bunun dışında küçük bir televizyon ve birkaç parça küçük mobilya vardı. Koridordan baktığında duvardaki aynadan yatakta neler olup bittiğini tamamen görebilirdin.
Karımın odaya girip yerleşmesi ve benim kalktığımı duymaması için biraz bekledim. Koridorun ucuna gelince, aynen düşündüğüm gibi yatakta olmadıklarını fark ettim. Metin kanepede çırılçıplak oturuyordu. Mutfak kapısının gölgesine çömelerek oturduğumdan beni görmesi imkansızdı. Üstelik hoş bir ortam hazırlamak için karım odayı mum yakarak aydınlatmıştı.
Mum ışığı benim onları yeterince görmemi sağlıyor, onların beni görmesini engelliyordu. Metin soyununca siki daha da büyümüş görünüyordu. Karım adamın önüne dinelmiş, üzerinde hala bornozu olduğu halde yarı kalkık koca siki izleyerek gözlerine bayram ettiriyordu. Derken bornozunun kemerini çözüp, omuzlarının minik bir hareketiyle aşağı yere kaymasına izin verdi.  Metin sert kalçalı, incecik beli, iri ve biçimli göğüsleriyle minyon harika vücuda baktı ve gülümsedi. Suzan hala çırılçıplak dikiliyor ve sertleşmeye başlayan sike bakıyordu.
Metin elini karımın eline doğru uzatarak “harika bir vücudun var, bir melek gibisin” diye iltifatlar etti.
Karım Suzan adamın uzanan elini tutup bacaklarının arasına diz çöktü ve gözlerine bakarak sikini nazikçe sikini kavradı. Sonra kökünden başına kadar sikini yalamaya başladı. Sık sık sikin parlayan başının kenarlarını yalamak için ara vererek bu kökten uca yama işini defalarca yaptı. Sikin başının etrafını her dilediğinde Metin inliyordu. Suzan adeta tapınır gibi yalıyordu bu tanrısal siki. Karım yaladıkça sikin damarları bir saat gibi atıyordu. Suzan adamın gözlerinin içine gözlerini dikmiş, yaramaz bir çocuk bakışıyla bakıyordu. Koca sik iyice şişmişti. Karım bu sike aşık olmuştu. Artık onu geri kazanabilir miydim, bilmiyordum.
Sonra Suzan kalkıp yatağa oturdu. Metin’e işaret ederek yanına çağırdı. Metin karıma doğru hareket edince ben de onları seyredebilmek için daha uygun bir açıya geçtim. Metin karımın yanına oturup, tutkulu bir şekilde öptü. Karım sikinden elini çekemiyordu. Adeta ona kara sevdalanmıştı. Derken Metin karımı itip yatağa yatırdı ve dudaklarını biçimli iri memelerine doğru kaydırdı. Metin memeleri öpüp yalarken meme uçları da heyecandan dikleşmişleri. Suzan inledi.
Metin dudaklarını daha da aşağıya kaydırıp, göbeğine ve ardından amının kıllı tepesine geldi. Sonra karımın uzatmış olduğu bacaklarının arasına yerleşti ve uyluklarının iç tarafını öpüp yalamaya başladı. Amına dokunmayarak karımla dalga geçiyor, bu da karımı daha da heyecanlandırıyordu. Derken bu tutumundan hemen vazgeçip dili karımın deliğine ulaştı. Karım yeniden inleyip, adamın kafasını sıkıca tutup amının üzerinden gitmesin diye bastırdı. Karımın verdiği tepkiden, Metin’in am yalamayı iyi bildiği anlaşılıyordu. Diliyle klitorisini yalarken, parmağını da içeri sokmuş ileri geri hareket ettiriyordu. Bu işlem istenen etkiyi doğurmuştu. Derken önce iki ardından da üç parmağını iyice gevşeyip yumuşamış amına soktu. Suzan inliyor, kalçalarını yatağın üzerinde değirmen taşı gibi bir sağa bir sola çeviriyordu.
Ben de sonunda sikimi hücresinden dışarı çıkardım. Ona dokunmaya korkuyordum, zira değer değmez boşalacaktım. Suzan yatakta, inliyor, hızlı hızlı soluyor ve gittikçe çıldırıyordu. Sanırım en az beş kez orgazma ulaştırmıştı karımı. Sonunda elini çekip, karımı, sikini ağzına sokabilecek pozisyona getirdi.
Metin sikini karımın ağzına doğru uzatırken “Yala, em, iyice ıslat, senin için en iyi durumda olmasını istiyorum” dedi.
Suzan onu ikiletmeden, koca siki şapırdatarak ağzına aldı. Biraz sonra siki ağzından çıkarıp, yılan gibi karımın ayrık bacaklarının arasına geçti. Sikini iyice kabarmış amının kıllarının üzerine dayadı. Metin dileri üzerine çökünce, Suzan da bacaklarını ayırarak karnına doğru çekti. Am memnun edici aletini tutup karımın ıslak amına yukarı aşağı sürttü. Bu durumu, seyretmekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Bu izlediğim en muhteşem porno filmden bile daha seksi bir durumdu.
Karım “lütfen yavaş…” dedi koca sikin acıtacağını düşünerek.
Metin “yavaş olacağım ve bu çok hoşuna gidecek” diye yanıtladı.
Suzan “aman Allahım!… çok büyük!… kocamın asla yapamadığı gibi içimi tamamen dolduruyorsun… “ diye inledi.
Metin, “daha yarısı girdi… Hepsini sokana kadar bekle hele…” diye karşılık verdi.
Sonra karımın daracık amına koca sikini yerleştirmek için ufuk darbelerle açmaya başladı. Ben karımın o koca sikin hepsini içine alabileceğini pek sanmıyordum ama Metin hala sokmaya, daracık amını doldurmaya devam ediyordu. Sonunda taşakları karımın göt deliğine değerek kadar geldi. Adam dev gibi sikiyle karımın amını tamamen doldurmuştu. Karım bundan çok hoşlanmıştı.
Sik amı tamamen doldurunca biraz bekledi ve sonra kısa ve yavaş vuruşlarla karımı sikmeye başladı. Suzan, Metin’in koca siki ıslak amının içinde ileri geri gittikçe, hızlı hızlı soluyor, inliyor, arada bir nefesi kesiliyor, sonra yeniden inliyordu. Metin hızını ve sokuş uzunluğunu artırdıkça Suzan’ın görü büzüşüyor, kalçaları kıvranıyordu. Ellerini adamın kalçalarına yerleştirmiş daha hızlı sikmesi için teşvik ediyordu.
Bu durumda durmadan sanırım yarım saat kadar karımı sikti. Karım soluk soluğa “Tanrım inanamıyorum,  beni öyle güzel sikiyorsun ki… Bunu sonsuza kadar yapabilirim… hiç bitmesin… Ohhhhh!” diye inliyordu.
Bunu duyunca Metin, karımın daracık amına boşalmaya başladı. Hareketleri düzensizleşti ve sikini karımın amının mümkün olan en derin yerine kadar bastırıp sıcak spermleriyle rahmini dolduruyordu. Suzan da bacaklarını adamın beline sıkıca sarmış kendine bastırıyor ve adamla aynı anda orgazm yaşıyordu. Karım kaçıncı kez boşalıyordu artık sayamıyordum.  Metin titreme ve sarsıntılarını sürdürerek tamamen boşladı ve sonra kendini karımın üzerine boş bir çuval gibi bıraktı. Suzan ona tutkulu bir öpücük vermeye başlayınca adam da aynı tutkuyla onu yanıtladı.  Uzun o şekilde kaldılar. Koca aleti hala karımın amın içindeydi ve bir göbek bağı gibi ikisini birbirine bağlıyordu. Bir süre sonra karım adamı üzerinden iterek yanına sırtüstü yatırdı. Bu hareketi yapınca Metin’in siki, sperm ve amcık suyu karışımının damladığı amından çıktı Amının dudakları şişmiş, deliği ise hala koca sikin kalınlığı kadar açıktı.  Suzan hemen doğrulup yeniden adamın sikine sarılıp ağzına aldı.
Murat sırıtarak “ne yapıyorsun, bu yaptığınla ne olacak sanıyorsun?” dedi
Karım Suzan “ayrılmadan önce bir kaz daha sikeceksin beni…” dedi biraz mahcup biraz buyurgan bir ses tonuyla.
Sonra “sikine aşık oldum, neredeyse son yarım saatten beri sürekli orgazm oldum ve ben yeniden istiyorum” diye devam etti.
Metin “Sürtük seni… eğer o sihirli ağzını sikimin üzerinde kullanırsan bir kez daha sikebilirim seni. Sen dünyanın en iyi saksofon çalan kadınısın!” dedi.
Bu söylenenler karımın kulağına müzik gibi gelmişti sanırım. Zira daha önce hiç görmediğim bir kudurmuşlukla adamın sikinin üzerinde çalışmaya başlamıştı bile. Zaten biraz sonrada dev sik iyice sertleşmiş ve karımın kullanımına hazır hale gelmişti bile. Emekleyerek adamın üstüne çıktı ve kendini koca organın üzerine yerleştirdi. Yavaş ama tek bir hareketle koca sikin üzerine oturup hepsini amının içine aldı. Metin memelerini yakalayıp okşamaya başladığında karım da koca sikin üzerinde yavaş yavaş zıplamaya başlamıştı. Benimle seks yaparken de üste çıktığında aynen böyle sikişiyordu ama bu defa sik onun amının daha derinliklerine kadar ulaşıyordu. Karım şimdi adeta bir orgazmik zevk dalgası üzerinde yüzüyordu. Bir orgazm bitiyor diğeri başlıyordu. Yaklaşık on dakika sonra adam bir kez daha boşaldı. Karım adamın içinden çıkmasına izin vermeden bir süre üzerine yattı.
Metin az sonra onu üzerinden kaldırarak, eve gitmesi gerektiğini söyledi. Karıma dönüp “muhteşem sevişiyorsun” dedi, karım da “sen de” diye karşılık verdi.
Ben hemen salona geçip kanepedeki yerimi aldım ve son gördüğü pozisyonda uyuma numarasına devam ettim. Adamı salondan geçirerek dış kapıya kadar uğurladı ve kapıda tutkulu ve ıslak bir öpücük verdi.
Suzan “gene görüşeceğiz..” dedi
Metin “kesinlikle diye sırıtarak karşılık verdi.
Suzan yanıma gelip üzerime bir battaniye örttü.  Sonra banyoya gidip yıkanmaya başladı. Suyun sesini sinlerken ben de sikime ilk dokunuşta boşaldım.
Bundan sonra arkadaşım Metini daha çok göreceğim ve sanırım karım Suzan da..
Sonra sikin başı ile birkaç okşayışın ardından içine girmeye başladı. Sabır ve sebatla işini görüyordu. Yavaşça sokuyor, sonra gene yavaşça geri çekiyordu. Her sokuşunda biraz daha hızlanıyor ve biraz daha derine giriyordu.  Suzan gittikçe çıldırıyor, onun her sokuşunda dha da derine girsin diye kalçalarını yukarıya, adama doğru kaldırıyordu.
475 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Sarhoş
İnternette, karısını onun hiç tanımadığı arkadaşlarının evindeki bir partiye götürüp,  iyice içirip sarhoş ettikten sonra eteğini yukarı sıyırıp tüm orada olanlara gösterdiği bir hikaye okumuştum. Bu hikaye beni çok tahrik etmişti. Ben de fantezi olarak genç karım Suzanla bunu yapmayı hayal etmiş, bu hayalle defalarca mastürbasyon yapmış, müthiş orgazmlar yaşamıştım.
Karımın pek tanımadığı bir iş arkadaşım bizi evinde bir patiye davet edince bu fırsatı yakalamıştım. Bu gerçekten fantezimi yaşamam için iyi bir fırsattı. Zira Suzan neredeyse partiye gelecek iş arkadaşlarımdan hiç kimseyi tanımıyordu. Tamamen yabancı insanların arasında olacaktı.
Suzan partilerden ve orada içki içmekten çok hoşlanırdı, birine davetli olduğumuzu öğrenince çok sevindi. Ona kırmızı dar mini eteği ile ince askılı siyah dar tişörtünü giymesini söyledim. Suzan seksi görünmekten hoşlanır ve kışkırtıcı giyinmiş olmayı dert etmezdi. Hatta “Hayatım, bacaklarıma çorap mı yoksa külotlu çorap mı giymemi istersin?” diye sordu.
Ben biraz düşünüp, “Tatlım, bacaklarına hiçbir şey giymeni istemiyorum, sen git geçen gün aldığın o seksi külotunu giy, çünkü eteğin oldukça kısa ve dekolte” dedim.
Karım genellikle bana itaat ederdi ama böyle giyinmesinin onu üşüteceği konusunda endişelendirmişti. Biraz muhalif oldu. Ancak ben arabayı ısıtıp onun gelmesini bekleyeceğimi ve arkadaşın hemen evinin önüne park edeceğimden dolayı fazla yürümesine gerek olmayacağını söyleyerek ikna ettim. Onu neyin beklediğinden habersiz kabul etti.  Ayrıca kabul etmesinin bir başka nedeni de ben araba kullanırken bir elimi onun çıplak kalçalarına ve bacak arasına koymaktan çok hoşlanırım ve o da arabaya binerken hep buna uygun giyinirdi zaten. O nedenle üstelemedi.
Ona askısız sutyen giymesini de söyledim. O hala çekmecesinden uygun çamaşırlar bulmaya çalışırken ben resimlerini çekiyordum. Üzerinde siyah külotu vardı çekmecelerini karıştırırken.
Ben solana geçip beklemeye başladım. Biraz sonra giyinmiş olarak o da salona girince bu kadar seksi ve güzel görünebileceğine inanamadım. Bembeyaz bacakları ta kalçalarının ortasına kadar tamamen çıplaktı; çorap giymeden kısa, dar, önden ta beline kadar düğmeli, kırmızı mini eteğini giymişti. Pürüzsüz muhteşeme bacakları tam benim istediğim gibi gözler önündeydi. Üzerine giydiği siyah dar badi, muhteşem karpuzlarının tüm kıvrımlarını ortaya çıkırmış, göğsünden ileri doğru fırlamış görünüyorlardı. Kırmızı rujlarıyla aynı renkte uzun ince topuklu ayakkabıları onu azgın bir ev kadınıyla adi bir orospu arası biri gibi gösteriyordu.
Arabaya bindik ve sessizce yola koyulduk.  Yol boyunca çıplak kalçalarını ve uyluklarını okşadım. Bir “kaza” olmadan arkadaşımın evine geldik.
Suzan hemen bir kadeh şarabı yuvarlamadan önce onu ev sahibiyle tanıştırma fırsatı bulmuştum. O ise eline geçirdiği ikinci kadeh şarabı midesine indirmekle meşguldü. Ben sırasıyla diğer iş arkadaşlarımla tanıştırmaya başladım. Karımın güzel ve seksi vücudunu partideki erkek meslektaşlarıma sergilemekten müthiş zevk alıyordum. Adeta “hey millet bakın benim sahip olduğum kadına… Bu kadın sizin değil, benim kadınım” diyerek, Suzan kollarımın arasında bir geçit töreni gibi herkese göstererek yürüdüm. Bu arada erkelerin arasında, çorap var mı yok mu anlamaya çalışarak, eteğinin altında daha nereye kadar görünecek diye karıma ve bacaklarına arzuyla bakan üç genç ve azgın adam özellikle dikkatimi çekti. Karımın da dikkatini çekmişlerdi.
Tanışma faslı bitince Suzan’ı oldukça rahat bir kanepenin tam ortasına oturttum. Suzan oturup arkaya doğru yaslanınca eteği biraz daha yukarıya toplandı ve külotu görünecek şekilde kalçaları meydana çıktı. Suzan içgüdüyle bacaklarını sıkıca kapattı. Suzan aslında bacaklarının ve kalçalarının salondaki herkes tarafından görüldüğünü ve hayranlık duyulduğunun farkındaydı. Ve ben de çok iyi biliyorum ki, erkeklerin onu beğenmesi onu tahrik ediyor ve nemlendiriyordu. Özellikle de genç yakışıklı azmanların onu beğenmesi daha da tahrik ediyordu.
İş arkadaşlarımla sohbet ederek Suzan’ın yanına oturdum. Ancak bu durumdan pek memnun değildim. Zira Suzan bacağını sıkıca kapatarak orada bulunanların apış arasını ve külotunu görmelerini engelliyordu. Bunun üzerine ona bir kadeh şarap daha verdim. Bir yudumda bardağın yarısını içtikten sonra onu kendime çekip öpmeye başladım. Ateş gibi yanan dudakları anıda öpücüğüme yanıt verdi ve dili ağzımın içindeki dilimi hemen buldu. Eminim ki amı sulanmaya başlamıştı. Bacakları aralansın diye onu kendime doğru iyice çektim. Suzan biraz çakır keyif olmuş, bacaklarının aralanmasına aldıracak durumda değildi. Pozisyonda rahat edebilmek için bacağının birini önümüzdeki sehpaya uzatınca apış arasını ve nemlenmiş siyah külotunu herkesin gözleri önüne sermişti. Karımın bu manzarası uyuyan hayvanı uyandırmış ve dikkatimi çeken o adamların pantolonlarının önlerinden aletlerinin sertleştiği açıkça görülüyordu. Suzan’ın bu açık saçık görüntüsü adamları adeta hipnotize etmişti. Utanmaz bir şekilde, nemlenmiş külotunun içindeki amına bakıyorlardı.
Benim de sikim sertleşmişti. Salondaki hemen hemen bütün erkeklerin onu seyrediyor, gözleriyle onu soyuyor olmaları ve giysileri olmadan ne hoş bir kadın olduğunu tahmin ediyor omları beni çok memnun etmişti. Bu durum bu kadar yeterliydi. Şimdi sıra onun külotunu çıkarmasını sağlaya gelmişti.
Suzan’ın kulağına yaklaşıp, “hayatım çok ıslandın, külotun mahvolacak. İstersen onu çıkarayım da bozulmasın” dedim. Ancak yarı sarhoş olan karımın beni tam olarak anladığından emin değildim.
Onu kanepeden kaldırdım, çok sarhoş görünüyor, ayakta zor durdu. Omuzlarından tutup arka taraftaki yatak odasına götürdüm. Duvara dayayıp bacaklarını ayırdım ve külotunu aşağıya sıyırdım. Belli belirsiz itiraz etti ama onun söylediklerine aldırmadan külotunu ayaklarından çıkarıp cebime koydum.
Sonra yeniden kalabalık salona getirdim. Şimdi dar mini eteğinin içinde tamamen çıplaktı. Ben çok mutluydum bu durumdan. O genç aygırların da orada bulunduklarını umarak bütün cazibesiyle karımı bütün erkeklerin önünden resmi geçit gibi geçirdim.
Suzan gerçekten çok sarhoştu. Eğer yeniden kanepeye oturtursam, herkese müthiş bir seyir çıkaracağını çok iyi biliyordum. Odada yaşlı adamlar ve kadınlar varken böyle bir görüntü hiç de uygun olmazdı. Bu benim limitlerimi de aşardı. Onun yerine kuytu bir odaya götürmenin daha iyi olacağına karar verdim.
Arka tarafta bir oda buldum. Sanırım küçük, ikinci bir oturma odasıydı. Ev sahibi bu odaya da bir sehpa ve üzerine ikram için içki ve yiyecek şeyler koymuştu. Köşede küçük kırmızı bir kanepe ve minik bir müzik seti vardı. Suzan hemen radyoyu açmak için eğilince yuvarlak kalçaları tamamen ortaya çıkmıştı. Bu pozisyonda da fotoğraflarını çektim.
Ardından Suzan’a şarabını bitirip, koltuğa uzanıp biraz dinlenmesini istedim. Bu fikir Suzan’ın çok hoşuna gitti, şarabı kafasına dikip bir çuval gibi kendini köşedeki kanepeye bıraktı. Özellikle eteği olmak üzere tüm giysileri kırışmıştı. Gözleri yarı açıktı. Bacaklarını kaldırıp kanepenin kenarına koydum. Bu durum bacaklarının güzel vücudundan daha yukarıda olmasına neden olmuştu. Eteği bacağı ile apış arasının birleştiği yere kadar kaymıştı.
Güzel karımı biraz seyrettikten sonra fotoğraf makinemi çıkarıp birkaç fotoğraf daha çektim. Mümkün olduğu kadar eteğini çekerek bacağını biraz kapatmaya çalıştım. Ama bu pek mümkün değildi. Sonra odadan çıkıp salona insanların yanına döndüm.
Salona döndüğümde, gözüme kestirdiğim genç aygırların, seks bombası karımın yanımda olmadığını fark ettiklerindeki durumlarını gördüm. Gözleri onu arıyordu. Ben ev sahibiyle sohbet ederken adamlardan birinin kaybolduğunu fark ettim. Biraz endişelenmiştim, karımı bıraktığım odaya geri döndüm.
Evet tahmin ettiğim gibi adam oradaydı. İçkisini yudumlayarak karımın güzelliklerini izliyordu. Beni görünce hemen kalkıp odadan çıktı. Suzan hala orada öylece yatıyordu. Sadece, bir bacağı hala kanepenin kenarındayken, diğer bacağı yere kaymış, bacakları ayrılmıştı. Adam biraz edepliymiş ki onun eteğini iyice sıyırmamıştı. Bununla birlikte karımın amının siyah kıllarının bir kısmı eteğinin ucundan görünüyordu. Amının yarığının bir kısmı da görünüyordu. Bu yarı çıplak pozisyonda birkaç fotoğrafını daha çektim.
Sonra bacağını yeniden kanepenin kenarına koyup eteğini düzelttim.  Şimdi sıra sutyenini çıkarmaya gelmişti. Bluzunu göğüslerinin üzerine kadar sıyırıp, kendisini yana çevirip sutyenin kopçasını açtım. Memeleri anide fırlayıp ortaya çıktı. Suzan’la ilgili sevdiğim şeylerden biri de soğuk havalarda meme uçlarının hep sert olmasıydı. Sürekli sertleşmiş halde olan meme uçları en az iki santim büyüklüğünde ve hep tavanı gösteriri şekildedir.
Ben sutyenini göğüslerinden alıp cebime koyarken Suzan aniden gözleri açıp “ne yapıyorsun?” diye sordu.
Ben de “tatlı pastam sen dinlenmene bak benim merak etme” dedim. Bluzunu aşağıya çekip memelerini yeniden örttüm. Ama sertleşmiş meme uçları bluzunun ince kumaşından hala belli oluyordu. “tatlım şarabını bitirmemişsin” deyip onu doğrultarak bir bardak şarap daha uzattım. Yardım ederek biraz daha şarap içmesini sağladım.  
Şaraptan bir yudum alıp “hayatım neredeydin, neden külotumu çıkardın? “ diye sordu ve “korkunç bir rüya gördüm, bir grup adam geldi, bacaklarımı ayırıp amıma dokundular” diye devam etti.
“Tatlım buraya kimse girmedi, o sadece bir rüyaydı, belki de partideki genç aygırları düşündüğün için rüyana girdiler” diye yanıtladım.
Hiç bir şey demedi.
Ben açıklamaya devam ettim, “takma sen, kafan ne güzel olmuş, keyfini çıkar ve rahatla. Külotunu çıkardım çünkü seni öyle görmek beni müthiş tahrik ediyor. Elbisenin içinde çıplak olduğu bilmek beni senin için çıldırtıyor. Yine aynı nedenle de sutyenini çıkardım. Hadi rahatla ve kocanın tahrik olmasına izin ver”
Açıklamalarımdan tatmin olmuş gibi görünüyordu.
“Hayatım, amına dokunabilir miyim?” diye sorarak bacaklarını ayırdım ve parmağımı amına soktum. Tamamen ıslanmıştı. O kadar ıslaktı ki, yarığından kalçalarına kadar am suyu akmıştı. “Hayatım, demek sen de bu partiden hoşlandın ki amın tamamen sırılsıklam olmuş.” dedim.
Ona, işle ilgili bir yarım saat kadar kalmamız gerektiğini, bu odada kalıp, şarabını içerek vakit geçirebileceğini ve gözlerini kapatıp, partide gördüğü delikanlılarla seks yaptığını düşünerek fantezi kurmasını söyledim.
Suzan gülümsedi ve “tamam tatlım” dedi.
Kırmızı sutyenini odanın tabanına, içeri geren herkesin göreceği şekilde bıraktım. Suzan yine bacaklarını kanepenin kenarı koymuş, eteğinin minik yırtmacı bacağının arkasında kaymış, ancak derli toplu gözüküyordu. Bluzu ise birazcık sıyrılıp memesinin alt taraflarını açıkta bırakmıştı.
Salona döndüm… İşten arkadaşlarla biraz lafladıktan sonra, herkesin duyacağı şekilde dışarı çıkıp sigara içeceğimi ve yarım saat sonra döneceğimi söyledim. Ben sigara için kapıya yöneldiğimde sabahtan beri karımı gözleyen üç genç aygırın da aceleyle, karımın kanepede sarhoş ve savunmasız bir şekilde yattığı odaya yöneldiklerini gördüm.
Biraz sonra salona geri döndüm.  Adamlardan ikisi oradaydı. Biraz sohbet edip arka odaya yöneldim. Yeniden çıktım. Biraz sonra yeniden girip karımı kontrol ettim. Her girdiğimden biraz daha çıplaklaşıyordu karım.
Bir sonraki kontrolümde, eteğinin yırtmacının düğmelerinden birinin biri tarafından çözüldüğünü fark ettim. Bu nedenle yırtmacı biraz aralanmış ve amının bir kısmı görünüyordu.
Salona dönüp bakkala gidip sigara alacağımı yüksek sesle söyleyip çıktım. Ancak kapıdan uzaklaşmayıp içeriyi gözlemeye devam ettim. Benim ardımdan adamlar yeniden sarhoş, savunmasız ve orada bulunanların merhametine kalmış şekilde yatan karımın bulunduğu odaya yöneldiler.
Ben beş dakika kadar sonra salona geri döndüğümde üç adam da salonda değildi. Elbette nerede olabileceklerini tahmin ediyordum. Sessizce arkadaki odaya doğru süzüldüm. Zira iş üstündeki bu beyefendileri rahatsız etmemek gerekirdi. Parmaklarımın ucunda yürüyerek içerden bir ses duyabilme ümidi ile kulağımı kapıya dayadım. İçerden karımın zevkle inleme sesleri geliyordu.
Sanırım biri onun ağzını kapadı ki aniden sesi kesildi. Kapı aralığından odayı gözlemeye başladım. Gördüklerim anında sertleşmeme neden olmuştu; Adamlardan üçü de karımın üzerindeydi. Suzan’ın çıplak vücudunu görebiliyordum. Eteğinin yırtmacının düğmeleri tamamen açılmış, eteğinin flapaları iki yana açılarak amını tamamen ortaya çıkarmıştı. Amının siyah kılları yukarı doğru dikilmişti. Karımın bacağının birini aşağıya kaydırmışlar diğer hala kanepenin üzerinde duruyordu. Bu pozisyonda amının ıslak yarığı ve pembe deliği tamamen gözler önüne serilmişti. Karımın kollarını başını üzerine doğru uzatmışlar ve bluzunu başına kadar yukarı sıyırmışlardı. Karım Suzan bu üç adamın ve içeriye girebilecek başka insanların önünde tamamen çırılçıplak uzanıyordu.
Adamlardan biri karamın bacakları arasına, yere oturmuş amını yalıyordu. Sanırım az önce duyduğum inlemelerin nedeni buydu, zira Suzan en çok amının yalanmasında zevk alırdı. Diğer adam da karımın yanına dikilmiş, iki eliyle iri biçimli memelerini okşuyordu. Bir yandan da meme uçlarını sıkıyordu. Diğeri de kanepenin üstüne çıkmış sikini karımın ağzına vermişti. Kalın yarak bir tıpa gibi karımın ağzını kapatmıştı.
Bu manzarayı izlerken, bir yandan sikimi çıkarıp şiddetli şekilde sıvazlamaya başladım ve anında avucumun içine boşaldım. Allahtan cebimden peçete vardı da çıkarıp sildim. İlk adam gözleri kapalı karımın amını yalamaya devam ederken, ikinci adamda elleriyle karımın memelerini, karnını, göbeğini, göbeğinin deliğini velhasıl bütün vücudunu okşuyordu. Parmaklarıyla amının uzun kıllarını hafifçe tarayıp, çekiyordu.
Üçüncü adam ise sertçe ağzını sikiyordu. Birden adamdan adeta kesilen hayvanlardan çıkan seslere benzer sesler çıkmaya başlamıştı. Karımın ağzına boşlamaya başladığını anlamıştım. Ağzı spermle dolmuş, bütün vücudu şehvetle okşanan ve amı yalanan karım da eminim birazdan boşalacaktı. Durup izlemeye devam etmeye karar verdim. Ben bunları düşünürken, birden karımdan bastırmaya çalışsa da şehvetli sesler çıkmaya başlamıştı.  Utanmaksızın, bu üç yabancı adamın önünde, aynı benimle birlikteyken boşaldığı gibi sesler çıkarıyordu.
Bu adamların karımı tam bir orospuya dönüştürmesine izin vermeden bu durumu nihayetlendirmeye karar verdim. Hemen salona dönüp yeniden arka odaya doğru yöneldim. Bu defa oldukça gürültülü ve karımın yanındaki adamların duyacağı şekilde “arka odadaki karımın yanına gidip bir bakayım” diye yüksek sele söyleyerek arka odaya yöneldim. Odanın kapsında adamların üstlerini düzelterek çıktıklarını gördüm. İkinci adam hala elinde sikini tutuyordu.
Odaya girdiğimde Suzan adamların aynen bıraktıkları gibi çırılçıplak, yüzüne bir memnuniyet ve mutluluk ifadesi ile gülümseme oturmuş şekilde yatıyordu. Adım gibi eminim ki Suzan bu maceradan çok hoşlanmıştı; zaten orgazm olması da bunu gösteriyordu. Dudağına bir öpücük kondurdum, dudaklarındaki hala sıcak olan sperm ağzıma geldi. Spermlerin kokusunu içine çekti. Amının suları hala akmaya devam ediyor, memeleri hala şişkin ve meme uçları hala sertti.
“Hayatım, bu ne hal?  Yan odada bir partinin olduğu yabancı bir evde böyle çırılçıplak neden yatıyorsun? Hayırdır?” dedim.
Gözlerini açıp şaşkın şaşkın etrafına bakınıp, “B… Ben…  Rüyamda üç delikanlı beni sikiyordu..” dedi kekeleyerek.
Sert bir şekilde “ağzında ne var?” diye sordum.
Panikleyerek anında ağzındaki spermleri yutup, “hiç bir şey, bak!” diye ağzını masumca açıp bana gösterdi. Ağzında hala biraz sperm kaldığını görebiliyordum.
“Kalk fahişem benim eve gidiyoruz, bu gecelik bu kadar parti sana yeter!” dedim ve giyinmesine yardım edip birlikte çıktık
357 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Telefondaki Fotoğraflar
Cemil oturduğu bar taburesinde, birasının son yudumunu içti. Bardan ayrılmaya karar vermişti. Kesinlikle bu gece işi hiç de rast gitmemişti.
Bu gece de bu hafta sonu da ziyan olmuştu. Tam anlamıyla sömürülmüştü. Barın diğer tarafından iri yarı adamla konuşan hoş sarışınla baktı. Onlar için her şey çok iyiydi. En azından adam gecenin sonunda sikecek taze bir amcık bulmuştu.
Cemil içinden küfredenden boş bardağı masaya bıraktı ve bahşiş olarak bir onluk kapakladı ve bardan ayrıldı. Doğru arabasına gitti, araca binince çalıştırmadan önce dikim aynasından arkaya baktı. Arkada park etmiş arabanın içinde bir çift yiyişiyorlardı.
Bu bar hep tek gecelik ilişki arayan kadınların bulunduğu bir vardı ama maalesef Cemil'in şansı bu gece hiç iyi gitmemişti. Aslında bu üst üste dördüncü hafta sonunda ve hiç birinde şansı iyi gitmemişti. Aslında birçok kadın ona yaklaşıyor, dans ediyor hatta ısmarladığı içkileri içiyorlar ama... Herhalde artık kadın tavlama melekesini yitirmişti.
Arabayı çalıştırıp doğru eve yöneldi. Yolculuğu sadece on beş dakika kadar sürmüştü. Evinin bulunduğu sokağa geldiğinde kapılarının önünde beyaz bir arabanın durduğunu gördü. Aldırmadan evinin garaj kapısını açıp arabasını içeri soktu, yeniden dışarı çıkıp garajın kapısını kapattığında evinin önünde duran beyaz arabanın çalıştığını fark etti. Ancak sanırım camları film kaplı olduğundan ve bir de hava iyice karardığından içindekileri göremiyordu.
Cemil kapıyı açıp eve girdi, mutfağa yöneldi, her şey akşamüzeri bıraktığı gibiydi. Mutfaktan çıkıp gömleğinin düğmesini çözerek yatak odasına yöneldi. Yatak bozulmamıştı. Karısı Suzan hala eve gelmemişti.
Gömleğini sandalyenin üzerine bırakıp pantolonunu çıkarmaya başladı. Odada hala karısının parfümünün kokusu duyuluyordu. Dişini fırçaladı, tuvaletini yaptı, soğuk suyla yüzünü yıkadı, kuruladı ve yatağa girdi.
Siki yarı kalkmış vaziyetteydi. Kötü geceden sonra hayata dönmek için sikini okşamaya başladı. Cemil bardaki kırmızı giysisi kadını hatırladı; kendisiyle dans ederken kesinlikle çok eğlendiğinden emindi. Ardından birlikte bir şeyler için sohbet ederken de hoşça vakit geçiriyordu. Ancak her nasılsa tuvalete gidip döndükten sonra Cemil'i pas geçerek, doğrudan o iri yarı havamın yanına gitmişti. Bir daha yanına gelmediği gibi ona bakmamıştı bile. Onu son defa bardan adamla birlikte ayrılırken görmüştü.
Cemil sikini okşamayı sürdürüyor, taşaklarının spermle dolduğunu hissediyordu. bu gece gerçekten boşalmaya ihtiyacı vardı ve o bardaki yollu karılardan biri ile bunu yapacağını ummuştu. sikini okşarken sikinin başının ıslandığını hissetti. Cemil'in siki çok büyük değildi; ancak on beş santim civarındaydı. Pürüzsüz sıradan bir aleti vardı. Sikiyle ilgili hiç takdir almamıştı ama karısı Suzan’ı siktiğinden onun hep memnun kaldığını biliyordu
Birden "tanrım ne kadar uzun zaman geçti?" diye düşündü. Üç ay mı? Keşke Suzan şimdi evde olsaydı, onu sikmek istediğini söylerdi. Cemil birden Suzan'ın daha ve gelmediğinin ayırtına vararak onu merak etmeye başladı ve sikini okşamayı durdurdu. Ama tam o anda ön kapının kilidinin açıldığını duydu.
Suzan yatak odasına girene kadar Cemil sikini bir kaç defa daha sıvazlayıp, durdu ve yorganın altına girdi ve yastığa uzanır pozisyona geldi. Karanlıkta karısını görebiliyordu. Ama uzun topuklu ayakkabılarını odanın köşesine doğru tekmeleyerek çıkardığını duydu. Ardından çantasını sandalyenin üzerine fırlattı. Ardından da elbisesinin arkasındaki uzun fermuarın sesi duyuldu.
Cemil Suzan’ın elbisesin fermuaranı ellerini arkaya uzatarak açtığını görebiliyordu. Duvara düşen gölgesinden, ayaklarına kadar yere düşen elbisesinin içinden çıktığını ve elbiseyi yerden almadığını anlamıştı. Cemil karısının kalçalarını oynattığını görebiliyordu ve biliyordu ki siyah tanga külotunu çıkarıyordu. Cemil bu gece o külotunu bar sandalyesinde göründüğünü hatırladı.
Suzan banyoya girip kapıyı kapattı. Cemil yatakta banyonun ışığını açan düğmenin sesini duymuştu. Ardından suyun duş lavaboya çarpan sesini duydu. Cemil aklına bir fikir gelmişti; yataktan kalkıp uzanıp siyah tanga külotu aldı.
Cemil küçücük kumaş parçasını burnuna götürüp kokladı. Kalbi kür kit atmaya başlamıştı. Külot seks kokuyordu. Karısının parfümüne karışmış bir erkek kokusunu duyuyordu. Cemil lanet olsun diye düşündü. Parmağını külotun apış arasına gelen yere doğru kaydırdı; hala ıslaktı. Bu defa aynı noktayı burnuna götürdü ve derin bir nefes çekti içine; bu kesinlikle bir erkek konusuydu. Cemil karısının külotunu elinde tutup okşayarak kollamayı bir süre daha sürdürdü. Sonra külotu halının üstünde aldığı yere bıraktı ve elbiseye yöneldi.
Elbiseyi yerden alıp çeşitli yerlerini kokladı; parfüm, erkek kokusu ve biraz da erkek parfümü kokusu vardı. Birden yatak odasının kapısı açılınca elbiseyi aceleyle aldığı yere bıraktı ama yatağa geri dönemedi. Suzan banyo lambasını kapatmadan önce, Cemil'i yatağın yanında yasta dikilirler görmüştü. Suzan çırılçıplaktı.
"Sen hala uyumadın mı?" diye sordu Suzan.
Cemil hırsızlık yaparken yakalanan kedi gibi bakıyordu. "Şey... Çişim geldi de..." dedi ve lafı değiştirerek "gecen nasıl geçti?" diye sordu.
Suzan derin iç çekerek "ohhh... Çok yorucu geçti" dedi.
Cemil banyo lambasının loş ışığında kızıllaşan Suzan'a bakarak banyoya doğru yöneldi.
Tam bu sırada Suzan "senin gecen nasıldı?" diye sordu.
Cemil olmayan çişini yapmak için klozetin önünde dikilirler bir kez daha yalan söyleyerek "güzeldi, barda hoşça vakit geçirdim" dedi.
Suzan hala kapı aralığında dikiliyordu. Uzun sarı saçları adeta yeni yaranmış gibi görünüyordu. Cemil ona bakmamaya çalışıyordu ama göğsünün etrafındaki diş izlerini görünce birden neler olduğunu daha net anladı. Cemil bir şey yapamadı ama yorum yapmadan da durmadı; "o adam kimdi? Bir vampir mi?"
Suzan, Cemil'in vücudunda baktığım yere bakana kadar ne demek istediğini anlamaya çalışarak garip garip Cemil'e bakmıştı. Sonara telaşla geri sönüp banyodaki aynadan kendine baktı. Elini kızarmış ısırdık izleri üzerine koyarak "Aman Tanrım!" diye çığlık attı.
Cemil, Suzan gelmeden hemen önce çişini yaptığından damla damla işlemeye çalışıyordu. Siki hala sertti ve hala çok azgın durumdaydı. Cemil Suzan’ı sikmenin tam zamanı olduğunu düşünerek aniden Suzan’ın omuzlarından kavradı ve kendine doğru çevirip, belinden kavrayacak kalçalarını lavabo tezgâhının üstüne koydu.
Suzan "Cemil! Ne yapıyorsun? Saçmalama!" diye tepki gösterdi ve geri çekilmek istedi. Ancak Cemil dudaklarını dudaklarına bastırıp dilini de açık dudakları arasından içeri soktu. Suzan önce dudaklarını kaçırmak istedi ancak sonra bir kaç dakika öpmesine izin verdi hatta kendisi de kısalık onu öptü. Cemil nefes ala bilmeleri için öpmeye ara verip kendini geri çekti.
Nefesini toplamaya çalışırken karısını hale belinden kavramış vaziyetteydi ve karısına Bu gece iyi sikilmişsin, öyle değil mi?" diye sordu.
Suzan kafasını öne arkaya sallayarak "bunun seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum" dedi.
Cemil dudaklarını yeniden karısının dudaklarına gömdü. Karısının sikiştiğini düşünmek onu daha da tahrik etmişti. Cemil onu. Başını biraz olsun kendisinden uzaklaştırmayı başararak, "Cemil... Tamam... Yeter artık... Yapma!" diye bağırdı.
Cemil kafasını daha da aşağıya bastırarak meme uçlarını ve göğsündeki ısırdık izlerini öpmeye başladı. Ardından göğüslerinden yukarıya boynuna doğru dudaklarını kaydırınca, karısının boynunda ve çenesinde de aynı ısırık izlerinin olduğunu gördü. Ardından dudaklarını çenesinden kaydırıp karısının dudaklarına bastırdığında, Suzan onu itmeye çalıştı ama başarılı olmadı.
Ancak bir dakika bile geçmeden Suzan onu omuzlarından geri istemekten pes etmiş ve dilleri birbirininkini bulmuştu.
Olanlar şehvetini daha da artırmıştı Cemilin. Dudaklarını yeniden aşağıya kaydırıp iyice sertleşmiş meme ucundan birini ağzına alıp emmeye ve dişlerinde hafif hafif ısırmaya başlamıştı. Suzan aldığı zevki artırmak için kocasının başını iki eliyle kavrayacak göğsünde daha da bastırmıştı.
Cemil bir memeden diğerine geçerek her iki meme ucu üzerinde ıslak yolculuklar yaparken, Suzan da iki eliyle kavradığı kocasının saçlarını okşuyordu. Ardından Cemil Suzan’ın bacaklarını yukarı kaldırınca, o da eki elini destek olarak arkasına götürüp tezgâha dayamıştı. Cemin de karısının kalçalarını havaya kaldırıp bacakları arasına diz çöktü. Yüzünü daha az önce başka adam tarafından sikilen ve hala o sikişin kokusunun geldiği karısının kılsız amına gömdü. Bu duygu onu çılgına çevirmişti.
Cemil dilini Suzan'ın pembe amcık dudaklarının arasına gömdü. Hala sikişin ve diğer erkeğin sperminin tadını alabiliyordu. Suzan bir eliyle tezgâha dayanmaya devam ederken diğer eliyle de kocasının kafasından yakalayıp amanına doğru bastırdı ve "oh Tanrım, Cemil... Dilin harika... Çok hoş ve sıcaklık" diye inledi.
Cemil daha fazla krema gibi bal özünü içene çekebilmek için emmeye ve yalama devam ediyor, bu arada başka bir adamın spermlerini yutuyor olmasını hiç önemsemiyordu. O kadar azmıştı ki sadece yaptığı şeye odaklanmış sadece onu düşünüyordu. Bu arada da bir kaç saniyelerine durup, üzerinde olan son giysisi baksır şortunu da çıkarmıştı.
Ayağa kalkıp Suzan’ın bacakları arasında pozisyon aldı ve sikinin başını karının ıslak ve pembeleşmiş amının dudakları arasına bastırdı. Amının dudakları her zamankinde daha şişkin görünüyorlardı ama bu Cemilin daha da azmasına neden olmuştu. İleri doğru bastırıp, kendini bekleyen karısının ıslak ve sıcak amına yararak girdi.
Suzan içinde ıslaklığı ve sıcaklığı hissedebiliyordu. Cemil Suzan'ın içine tamamen girince her zamanki kadar dar olmadığını hissetti. Suzan her zaman çok dardı ama şimdi sanki yeni doğum yapmış kadının amı gibiydi. Cem'in sikini ileri geri hızla sokarlarsa adeta elektriğe kapılmış gibi Suzan'ı sikmeye başladı.
Suzan ellerini kocasının omzuna koymuştu. Cemilin dikişinden aldığı zevkle ağzını tamamen açmıştı. Cemil ona hangisi daha iyi diye sora bilirdi ama o sikmeye devam etti. Cemilin sikinin etrafından beyaz köpükler taşmaya başlamıştı. Cemil bu sıvının, Suzan'ın boşalma suyu ve aşığının spermlerimin karışımından oluştuğunu fark etmişti.
Cemil "boşaldın mı?" diye sordu.
Suzan gözleri kapaklı ve hızlı hızlı nefes alarak "boşalacağımı sanmıyorum... Öyle yorgunum ki..." dedi.
Bu karısının mazeretiydi. Ama Cemil onun demesine aldırmadan sikişini sürdürdü. Ardından öyle güçlü boşaldı ki, spermleri Suzan’ın amını. Hiç gitmediği kadar derinliklerine kadar fışkırdı.
Suzan boşalmamıştı. Sadece kocasının boşalabilmesi için zevklendirmiş gibi görünüyordu. Belki de Cemil’in çok azmış olmasına rağmen bu gece şansının pek yaver gitmediğini anlamış ve ona bir iyilik yapmıştı.
Cemil geriye doğru çekilip Suzan'ın bacaklarını aşağı doğru serbest bıraktı. Suzan da ayağını yere koyup doğrulunca,  Cemilin amına akıttığı spermlerin şıp şıp ses çıkarak yere damlamasına izin vermiş oldu.
Suzan temizlenirken Cemil yatağa gitti. Az sonra temizlenmesini bitiren Suzan da onu yanına gelecekti. Aslında bu durum son dört aydır devam ediyordu. Konu çocuklarının olmamasından kaynaklanıyordu. Sorun Cemildeydi ve bu konuda kendini suçluyordu.
Tartışmaları bir birbirlerine bağırmazlarsa dönünce ilişkilerine biraz ara verme kararı almışlardı. En azından normal bir evlilikleri vardı. Hala birbirlerini seviyorlardı ama bazı şeyler artık aynı değildi. Cemil, Suzan'ın bir adamla görüştüğünü biliyordu. Suzan bir gün çantasını mutfakta açık unuttuğunda, içindeki doğum kontrol haplarını görmüştü. O gün neler hissettiğini çok iyi hatırlıyordu. Kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi heyecanla atmaya başlamıştı. Ama aynı zamanda da Suzan’ın başka bir adamla sevişmek için doğum kontrol hapı olmuş olmazı onu heyecanlandırmış ve sikini sertleştirmişti.
Ama Cemil ne hapları gördüğünü ona söylemiş ne de görüştüğü adamla ilgili bir şey sormuştu. Ama şimdi öğrenmek istiyordu. Suzan’ın banyonun ışığını kapatıp yanına gelmesini beklerken ona sormayı planlıyordu. Nihayet Suzan banyodan geldi ve yatağa unun yanına uzandı. Cemil elini Suzan’ın amının üzerine koymak için hiç vakit kaybetmedi. Parmağını amının yarığına sokabilmek için iki bacağını eleriyle ayırdı.
Suzan "Ah! Kaba davranma Cemil, oram çok hassas dokununca acıyor" dedi acıyla.
Cemil müşfik bir anne edasıyla "hay Allah bebeğim, çıktığın erkeğinki çok mu büyük?"  diye sordu.
Suzan sahte bir iniltiyle ve yorgun bir edayla soruyu yanıtladı; "bilmiyorum..."
Cemil bu akşam aralarındaki anlaşmaya uymaya pek niyetli değildi. Buna Suzan eve ıslak külot, erkek kokan elbise ve nefesindeki içki kokusunu ilk aldığında karar vermişti. Cemilin kafasında bir ışık yanmıştı. Suzan’ın amı tamamen tıraşlıydı. Ama oysa evlilikleri süresince hiç bir zaman tamamen tıraş etmemişti. Cemil aklındakileri ona sormaya karar vermişti, zira Suzan sarhoş olduğunda hep çok konuşurdu.
Cemil "peki bebeğim, neydi herifin adı?" diye yalandan sordu.
Suzan kısık bir sesle hafifçe "Abdul" diye yanıt verdi.
Cemil "ben tanıyor muyum?" diye sordu
"Sanmam" diye yanıtladı karısı.
Cemil hala parmağıyla amının dudakları arasına nazik şekilde dürtmeye devam ediyordu. Arada bir de parmağının ucuyla klitorisini okşuyor, bu hareket Suzan’ın vücudunun kasılmasına neden oluyordu.
"Hoşuna gidiyor mu bebeğim?" diye sordu Cemil
Suzan "evet ama oralarım çok acıyor..." diye yanıt verdi.
Cemil "Pardon, daha nazik olurum" diye söz verip yarığını parmağı ile okşamayı sürdürdü. Suzan’ın vücudu okşamalara gittikçe daha gazla yanıt veriyordu. Cemilin nazik okşamaları aslında onun kendi etrafında kıvranmasın neden oluyordu.
Cemil yine güya aldırmasızca "seni bu gece birden fazla sikti mi?" diye sordu.
Suzan hafifçe inleyerek yumuşak bir ses tonuyla yanıt verdi; "evet..."
Cemil iyice sertleşmiştim ve daha fazlasını öğrenmek istiyordu; "seni nasıl sikiyor? Üste sen mi çıkıyorsun, o mu?"
Suzan " her ikisi de" diye mırıldandı ve ekledi; "Abdul köpekleme pozisyonunu da seviyor." Suzan, Cemil'in amıyla oynamasından dolayı kıkırdayıp açıklamasına devam etti; "Abdul beni köpekle pozisyonunda sikerken, memelerimin öne arkaya sallanmasını seyretmekten de çok hoşlanıyor" dedi
Cemil onu ürkütmeden dikkatlice "Ne kadar hoş şeyler söylüyorsun bebeğim, Senin o tatlı kalçanı adama doğru bastırdığını neredeyse görebiliyorum tatlım. Bana Abdul ile ilgili daha fazla şeyler söyle, mesela ne kadar uzun?" diye sordu.
Cemil yarığını okşamayı sürdürürken Suzan inleyerek yumuşak bir ses tonuyla "uzun,  bir seksen bir doksan var. Kaslı ve çok güçlü... "
Suzan adeta trans haline geçmiş uykuda konuşuyor gibi açıklamalarını sürdürüyordu; "o kadar güçlü ki, ayaktayken beni tutup yukarı kaldırıyor ve sikinin üzerinde hoşlanacak sikiyor,"
Bu anlattıkları Cemil'i iyice kudurtmuştu; "söylediklerin çok tahrik edici, böyle devam et bebeğim. Demek ki çok büyük aleti var değilim bebeğim?" diye sordu.
Cemil amının üzerinde çalışmaya devam ettikçe Suzan inlemelerini sürdürüyordu. Cemil karısını siken bu adamın aletini ne kadar büyük olduğunu öğrenmek istiyordu. Suzan tam her şeyi anlatacak kıvama gelmişti ve bu fırsatı kaçırmayacaktı.
Suzan "oh... Bu çok harika... Tatlım..." diyerek elini amını parmaklayan Cemilin elinin üzerine koyarak amını daha da sıkarak bastırmasını sağladı.
Cemil aradığı yanıtı alabilmek için bir kez daha "onun aletinin çok büyük olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordu.
Suzan kedi gibi mırıldayarak "büyük... Hem de kalın..." diye yanıtladı.
Cemil onu teşvik eden bir ses tonuyla; "yirmi santim olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordu.
Suzan ipnotize olmuş gibi mırıldanarak "daha da büyük" dedi.
Cemil "o zaman 23 santimlik belki?" diye sürdürdü.
Suzan titreyerek "Ohhh Tanrım, çok güzel... Devam et Cemil,  amımı bu şekilde okşamaya devam et!" diye sorusuna yanıt vermedi.
Cemilin parmakları karısının amının suyundan sırılsıklam olmuştu. Cemil amını okşadıkça suları coşmuş seller ilgi akıyordu. Ama Cemil hala karısının aşığının sikinin Batı'nı öğrenmek istiyordu; "Ne kadar büyük söyle bana bebeğim?" diye sorunda ısrar etti.
Suzan iyice gerilmiş kendini geriye atarak orgazm olmaya hazırlanırken adamın istediği yanıtı da vermişti; "yirmi beş santimden daha bitik ve benim bileğimden daha kalın... Biliyorum... Çünkü bileğimle karşılaştırdım..."
Cemil karısının yanıtını duyunca kendini tamamen kaybetmişti. Karısının bu kadar büyük siki olan bir herif tarafından sikilirkenki görüntüsünü düşünmek neredeyse onu patlayacak konuma getirmişti. Karısının bu kadar yorgun ve bitkin olmamasına şaşırmamalıydı o zaman.
Suzan her zaman boşaması için amının yalanmasından çok hoşlanırdı. Cemil boşalmak üzere olduğunu gözlediği karısının bacakları arasına hemen çömelerek dili ile amını yalamaya başladı.
Suzan "oh Tanrım, diliyle çok harika yapıyorsun tatlım. Sen bu konuda en iyisisin. ohhhh!" diye inledi. Cemil mahareti bir şekilde diliyle amının üzerinde çalışıyor, arada bir dilinin ucuyla klitorisine minik dokunuşlar konduruyordu. Zaten aylardan beri ona oral seks yaptığından nelerden hoşlandığını çok iyi biliyordu.
Suzan bacaklarıyla havayı tekmeleyerek kocasının ağzı amına yapılışı olduğu halde bir kez daha boşalmıştı. Müthiş şiddetli bir boşalmadı. Aynı anda müthiş çığlıklar atmıştı. Cemil karısının boşalırken Abdul isimli bu adamı düşündüğü çok iyi biliyordu.
Cemil, karısı Suzan'ı tamamen ölü gibi uyuyup kalana kadar bir kez daha boşalttı. Cemil onu bir kez daha sikmeyi umuyordu ama Suzan ikinci orgazmını yaşar yaşmaz uykuya dalmıştı. Ama Suzan aşığı işe ilgili hayati bilgiler de vermişti. Bununla teselli bulmuştu. Yanına uzanıp, karısının dostu ile ilgili sorularına verdiği yanıtların onu nasıl azdırdığını düşündü.
Onları sikişirken seyretmekten çok hoşlanırdı. Suzan'la olan ilişkisi hakkında düşünmeye başladı. Bu kadınım çok seviyordu ama bunun yanında karısının başka erkekle silinmesini anlatmasını dinlemek de onu tahrik ediyordu. Acaba bunun nedeni neydi. İnternette. Böyle hikâyeler okuması videolar izlemesi miydi? Boynuzu koca olabilir miydi? Tüm bunlar kafasında dolaşıyordu. Acaba Suzan o herifi seviyor muydu yoksa sadece seks ihtiyacını mı karşılıyordu? Bu sorularla kafası doluyorlardı uyumak emin uğraştı ve nihayet uykuya daldı.
Cemil ertesi sabah uyandığında gözlerini tavana dikti. Duştan gelen su seni duyabiliyordu. Dün geceyi düşünerek yanmalarına baktığında yatağın boş olduğunu gördü.
Suzan dün gece ne kadar ateşliydi. Onunla yeniden sevişmek ne kadar hoş bir duyguydu. Yataktan neşeyle kalktı hatta sıçradı da diyebiliriz. Çişi gelmişti, işemesi gerekiyordu. Ama dün gece Suzan’ın üstünden çıkan elbise ve külot yoktu, gitmişti. Yatak odasının yanındaki küçük çamaşır odasındaki kirli sepetine baktı, birçok kirli çamaşır vardı ama o elbise ve külot yoktu. Ancak sepetteki çamaşırları karıştırdığında elbiseyle külotun en altlara gizlendiğini fark etti. Külotu aldı ve aynen dün geceki gibi burnuna götürdü. Hala üzerindeki erkek kokusu kaybolmamıştı. Elbiseyi de eline alıp kokladığında aynı dün geceki kokuları duymuştu; erkek parfümü ve Suzan’ın parfümünün karışımı. "Bu herif dün bütün gece karım birlikteydi demek ki" diye düşündü. Elbiseleri aynen Suzan'ın sakladığı yere koyarak banyoya doğru yöneldi.
Cemil içeri girmeden önce kafasını uzatıp baktığında karısı Suzan'ı bir havluya sarılmış şekilde küvetin yanında dururken gördü ve kapıyı açıp içeri girdi.
"Günaydın." dedi
Suzan gülümseyerek ona baktı. Cemil doğru klozetin gidip rahatladı. İşi bitince elini yüzünü yıkadı. Cemil, Suzan'ın, adamın sebep olduğu kızarım ve morlukları saklamaya çalıştığını fark etti.
Cemil "dün gece güzel vakit geçirdin mi?" diye sordu.
Suzan gülümseyerek "evet, ya sen?" diye yanıtladı.
Cemil "bir iki duble atıp eve döndüm, anlatacak bir şey olmadı" dedi.
Suzan ayna önünde saçlarını yatarken boynuna da ikinci bir havlu sarmıştı.
Cemil "Öyleyse dün gece Abdul'la birlikte nereye gittiniz?" diye sordu.
Suzan aniden saçını taramayı bırakıp şaşırmış bir şekilde Cemile bakarak "ismini nereden biliyorsun?" diye sordu.
Cemil yutkundu. Demek karısı dün akşam onun ismini söylediğini hatırlamıyordu. Boynundaki kızarıklıkları da sakladığına göre dün gece birlikte yaşadıkları hiç bir şeyi hatırlamıyor muydu acaba?
Cemil "eee... Şey... Dün gece eve geldiğinde onun isminden bahsettin ya" diye yanıtladı.
Suzan dün gece ve Abdul'la ilgili başka bir şey demedi ve sormadı. Suzan Cemile birlikte kahvaltı yapmayı önerdi. Cemil hızla duşa girerken Suzan da mutfağa kahvaltı hazırlamaya gitti. Birazdan mutfaktan nefis kokular gelmeye başlamıştı.
Cemil banyosunu bitirip üstünü giymişti ki, komodinin üzerinde çantasının yanında Suzan’ın cep telefonunun durduğunu gördü. Etrafı kontrol ettikten sonra telefonu alıp resimler bölümünü açtı. İlk resimde dün gece giydiği kırmızı elbisesi içinde Suzan'ın pozu vardı. Ama ikinci resimde yüzünde kocaman bir gülümseme ile yatakta çırılçıplak poz vermişti.
Sonraki fotoğrafta, Suzan yüz üstü uzanmış, mükemmel yuvarlak kalçaları fotoğrafın tam merkezinde görünüyordu. Bir sonrakinde ise ine çıplak ve elinde bir kadeh şarapla yatağın kenarında oturuyordu.
Bir sonraki resmi görünce hayretler içinde kalmış gördüğüne inanamamıştı. Suzan resimde simsiyah kalın bir siki yalıyordu. Parmaklarıyla sikin gövdesini kavramış ve sadece sikin başını ağzına almıştı. Cemil buna inanamadı; Abdul bir zenciydi! Fotoğrafları incelerken, bir yandan da Suzan'a yakalanmamak için kapıya bakıyordu.
Bir sonraki resimde yine karısı Suzan koca siyah bir siki emiyordu. Abdul denen adam yatağa yatmış, Suzan sikini emerken resimlerini çekmiş gibi görünüyordu. Bir sonraki fotoğrafı açarken Cemilin kalbi heyecanla atmaya başlamıştı.
Bu fotoğrafta Suzan bacaklarını elleriyle tutup havaya kaldırarak iyice ayırmıştı. Amından kalın bir tabaka halinde bembeyaz sperm damlıyordu. Herhalde Bu herif bu pozu Suzan'ı siktikten hemen sonra verdirmişti! Bir sonraki resimde ise Suzan’ın amının içindeki spermlerin yakından çekimi vardı.
Cemil o kadar heyecanlanmıştı ki elleri titremeye başlamıştı. Bu yoğun sperm karısının dölyatağına pompalanışını düşünüyordu.
Cemil diğer fotoğrafa geçtiğinde bunun çok farklı bir fotoğraf olduğunu gördü. Birlikte gittikleri lokantanın önünde çekilmişti. Herhalde dün gece çekilmiş olmalıydı. Zira karısı Suzan’ın üzerinde sün gece giydiği kırmızı elbise vardı. Abdul, Suzan'ın boyuna eşit olmak için kamburlaşmıştı. Suzan sadece bir elli beş boyundaydı. Abdul ise daha iri görünüyordu! Bir sonraki resimde ise Abdul beyaz arabasının önünde tek başına görünüyordu.
Cemil bir sonraki fotoğrafa geçtiğinde bir başka sürprizler karşılaştı. Bu fotoğrafta Abdul tamamen çıplak bir şekilde kaslarını sergileyecek şekilde şişirmişti. Koca siki ve taşağı önünde sarkıyordu.
Bir sonrakine geçtiğinde Karısı Suzan'ı bir kaç hafta önce aldığı yeni elbiseleri içerisinde görmüştü. Tam bu arada Suzan "kahvaltı hazır!" diye onu çağırdı.
Cemil telefonu aldığı yere bıraktı ve mutfağa doğru yöneldi. Suzan boynundaki izleri kapatabilmek için balıkçı yaka bir süveter gitmişti. Cemil o izleri zaten gördüğünü söylemek istedi ama sonra söylememesinin daha iyi olacağını düşünerek birlikte kahvaltı yapmak için oturdu.
Abdul'ın iş seyahati için bu sabah uçtuğunu öğrenince günü Suzan'la birlikte geçirmek durumunda kalmıştı.  O halde bu günü mümkün olduğu kadar iyi bir güne çevirmeliydi. Onu akşam yemeğinde iki kadeh bir şey içilmeden önce, gece yaşadıklarını anlatmaya çalışmaktan kaçınmıştı.
Her zaman olduğu gibi Suzan bir kaç kadın içinde kendini kaybetmeye başlamıştı. Artık önceki gecenin detaylarını gündeme getirebilirdi.
Cemil "dün gece eve gelip yatağa girdiğinde gerçekten harika vakit geçirdim bebeğim" dedi
Suzan gülümseyerek "dün geceden hiç bir şey hatırlamıyorum. Sen bana seviştik veya bir şeyler yaptık mı diyorsun?" dedi ve güldü.
Cemil içkisinden bir yudum alırken başını öne arkaya sallayarak dediklerini onayladı. "Gerçekten yaptık. Önce banyodaki lavabonun üstünde seviştik ve ben içine boşaldım, ardından da yatakta seni iki kez elimle ve dilimle boşalttım.
Suzan gülerek "seninle bir şeyler konuştuğumuzu hatırlıyorum ama her ne yaptıysak hiç bir şey hatırlamıyorum, koca bir boşluk var kafamda" dedi.
Cemil inandırıcı için başka bir konuya geçti ve "bana Abdul’la ilgili anlattıklarını hatırlıyor musun?" diye sordu.
Suzan kafanı hayır anlamında sallarken dördüncü kadehinden yudum alıyordu. Cemil yerinden kalkıp kanepeye karısının yanına oturdu. Elinden kadehi alıp sehpaya bıraktı. Sonra öpmek için Suzan’a uzandı. Suzan ona karşı koymadı. Ancak Cemil uzanıp memesini tutunca kısa kesti ve "tatlım, hiç bir şey olmamış gibi yeniden seninle olmak istemiyorum" dedi.
Bunun üzerine yaklaşık yarım saat kader birbirlerine laf söylediler. Sonunda Cemil ilişkilerinde kendisinin yerinin ne olduğunu öğrenmek istedi.
Suzan "Yanlış hatırlamıyorsan, bu serbest ilişki isteyen sendin. Şimdi ise kıskançlık gösteriyorsun, çünkü ben biriyle görüşüyorum öyle değil mi?"diye yanıt verdi.
Cemil lafı dolaştırmadan doğrudan "bunun anlamı biriyle sikişiyorsun öyle değil mi?" dedi.
Suzan kızarak "Cemil! Yeter artık sus!" diye bağırdı.
Bunun üzerine Cemil boynundaki ve memesindeki diş izlerini de gördüğünü anlattı. Hatta ona geçen gece amının ne kadar gevşek, cıvık ve bollaşmış geldiğini de söyledi. Bu laf üzerine Suzan yüzünü avucuna gömüp ağlamaya başladı.
Cemil "Suzan. Çok özür dilerim. Onu demek istemedim" diye açıklamak istedi ama artık çok geçti; Suzan koşarak yatak odamızda gitmiş ve kapıyı içerden kilitlemişti.
Suzan gece yarısını geçene kadar odadan çıkmamıştı. Cemil kanepede uyuya kalmıştı. Suzan kıçına şaplak vurarak onu uyandırdı. Cemil dönüp kanepede doğruldu. Suzan pijamalarını giymiş elleri konuna sokmuş gözlerini ona dikmiş sandalyede oturuyordu.
Cemil uykulu gözlerle ona bakarak "n'oldu, şimdi ne istiyorsun?" diye sordu.
208 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Otobüs
Suzan belediye otobüsüne son anda binmişti. İçeride hiç oturacak yer olmadığı gibi ayakta borulara tutunmuş bir sürü yolcu da vardı.
Bu duruma canı sıkılmıştı. Taksim'e gitmesi gerekiyordu ama arabasını bir türlü çalıştırmamıştı. Bu durumda mecburen otobüse binmişti.
Suzan'ın giysileri gerçekten otobüs yolculuğu için uygun bir giysi değildi. Arabası çalışmayınca acelesi olduğundan değiştirecek zamanı bulamamıştı. Altında sadece bir tanga iç çamaşırı olan kısa etek ve uzun topuklu ayakkabılarını giymişti. Bu Ağustos sıcağında sıcaktan korunmanın başka yolu yoktu zaten.  Aslında eteğinin altına hiç bir şey giyinmeden gitmekten çok hoşlanıyordu ama bazı günler bu şekilde giyinmesi uygun olmuyordu.  Bir buluşma için gittiği bugün de onlardan biriydi.
İçerisi hem kalabalık hem de hamam gibi sıcaktı. Bu sıcak havada hiç çekilmiyordu. Keşke arabası çalışsaydı. Balık istifi santim santim ilerliyordu. Otobüsün son durağında inecekti ve daha çok yolları vardı. Arkasındaki adam kalabalıktan dolayı onu iyice sıkıştırmıştı. Dikkatini ona vermeyip camdan etrafı izlemeye başladı.
İlkinde yoldaki tümseklerden dolayı olduğunu düşündü. Arkasındaki adam yeniden ona doğru bastırdı, sonra geri çekildi. Yine aldırış etmedi Suzan, zira yol çok tümsekli ve çukurlarla doluydu; adam adeta ritmik hareketlerle sürtünmeye mütemadiyen devam etti. Bu defa diğerlerinden biraz uzun sürdü sürtünmesi. Acaba kasıtlı mı yapıyordu adam, emin olamamıştı...
Bir dakika sonra adam yeniden Suzan'a çarptı. Ama bu defa geri çekilmeyip kendini iyice Suzan'a bastırıp kaldı. Artık bunun kasıtlı olduğundan tamamen emindi; zira tamamen sertleşmiş sikinin kalçalarına yaptığı baskıyı hissedebiliyordu. "Aman Tanrım! Çok iri bir alet olmalı!" diye düşündü. Adam bastırdıkça iri siki Suzan'ın götünün yanaklarını ayırarak arasına giriyordu. Suzan uzaklaşmayı düşündü. Ancak kalabalıkta ilerleyecek yer yoktu. Koca sik götünün yanaklarının arasına bastırmayı sürdürüyordu.
Suzan arkasına bastıran sikten başka bir şey düşünemiyordu; Çok iri olmalı diye hayal ediyordu. Acaba nasıl görünüyor diye merak ediyordu. Büyük ve damarlı mıydı acaba? Yoksa düzgün ve koyu renkli miydi? Kalın mıydı? Uzun muydu? Kıllı mıydı yoksa tıraşlı mıydı? Taşakları büyük müydü?  Bu düşünceler içinde kaybolmuş kendinden geçmiş farkına varmadan kalçalarını adama doğru bastırmıştı. Bunun üzerine adam sessizce kalçalarının arasına iyice bastırdı. Suzan birden ne kadar ıslandığının farkına barkına vardı.
"Oh Tanrım! Hemen bu adamdan uzaklaşmalıyım!" diye düşündü.
Ama yapamadı. Şehveti gittikçe artıyordu. Şimdi bilinçli bir şekilde adamın bastırmasına uyan bir ritimde kendisine kalçalarını adama doğru bastırıyordu. Harika bir duyguydu. Etrafında olanlara aldırmamaya başlamış, hiç bir şey umurda değilmiş gibi görünüyordu. Otobüs bir durakta durdu; yolcular indi, yolcular bindi. Ama Suzan adamın hala ortasında olduğuna emindi. İnen yolculardan biri o olmamıştı.  "İnşallah yakın bir durakta inmez" diye umdu. Sonra umarım hemen inmez diye düşünüp kendi kendine güldü. Ama inmekten kastı otobüsten inmesi değildi!
Suzan, duyduğu hazdan dolayı izlemek için kendini zor tutuyordu. İçinin derinliklerinde bir yerde çok utanç duyuyordu ama utancı şehvetine yeniliyordu. Adam eteğini yukarı doğru sıyırdığında Suzan hemen oradan uzaklaşması gerektiğini biliyordu. Ama yapmadı. Gerçekten bu adam onu burada, otobüsün içinde, herkesin önünde sikecek miydi?  Suzan şimdi inlememek çığlık atmasak için dudaklarını ısırıyordu.
Suzan şimdi adamın pantolonunun kaba pürüzünü kumaşını çıplak kalçalarında hissediyordu. Adam coşkuyla kendini Suzan'a doğru bastırdı, Suzan da onun her bastırışında kendini adama doğru bastırdı. Şimdi adam elini eteklerinin altına sokup Suzan'ın kalçalarını okşamaya başlamıştı. Suzan o anda daha da tahrik olup azmıştı.
Adam kısa bir süre için kendini geri çekmişti. Suzan adamın fermuarını açtığını ve aletini çıkardığını hissettiğinde az kalsın çığlık atacaktı. Ardından dama ateş gibi koca sikini Suzan'ın kalçalarının arasına yerleştirdi. Suzan'ın tanga külotu amının suyundan sırılsıklam olmuştu o an. Adamın sikini aşağıya doğru bastırıp bacaklarının arasına kaldırdığını ve külotunun üstünden amına sürtmeye başladığını hissetti. Suzan'ın dizlerinin bağı çözülmüş, adeta yere yığılacaktı. Kendini bir fahişe gibi hissediyordu. Ayaklarını ayırdı; adam kolayca ulaşsın diye; Ateşli bir orospu gibi siki karşılamak için. Suzan şimdi o siki içinde istiyordu...
Adam bir kaç defa daha vuruşlarını sürdürüp, Suzan'ı sonsuz bir haz denizine soktu ve amının sularının seller gibi taşmasına neden oldu. Derken adam parmağıyla Suzan'ın külotunu bir tarafa doğru çekti. Suzan adamın sikebilmesi için yavaşça ve sessizce öne doğru eğildi. Suzan adamın sikinin başını ıslak amının açık ağzında hissetti. Adam elleriyle Suzan'ın kalçalarından kavrayıp yavaşça amının içine girdi.
Sikin koca kafasını amının içinde hissedince Suzan boşalmaya iyice yaklaşmıştı. Gözlerinin kapandığını biliyordu. Başını geriye atmıştı. Onlara bakan herkes ne yaptıklarını anlardı. Ama Suzan, o an tam bir şehvet düşkünü yaratık haline gelmiş sadece sikilmeyi istiyor, gözü başka bir şey görmüyordu. Adamın koca aletinin içine daha derine girmesine yardımcı olmak için kendini geriye, adamın sikine doğru iyice bastırdı. Hayatında içine giren siklerin en büyüğüydü bu. Heyecanlanmıştı "aman Tanrım!" diye içinden geçirdi.
Suzan'ın soluk alış verişi hızlanmış, kontrolünü kaybetmişti. Adam arkadan pompalayarak onu sikiyordu. Bu karşılıklı kızışmış iki hayvanın sikişmesiydi adeta. Müthiş şehvetle boşaldı Suzan. Herkesin içinde, bir otobüste, tamamen yabancı bir adama sikilmiş olmaktan, içinde bir yerde müthiş utanç duyuyordu. Ama uzun zamandan beri hissetmediniz kadar harika bir duyguydu bu.
Arkasındaki adam da nefes alışları değişmiş düzensiz ve sık nefes almaya başlamıştı. Suzan adamın da boşalmak üzere olduğunu anladı. "Amıma mı boşalacak şimdi?" diye endişelenip, adama içinden çıkmasını söylemeyi aklından geçirdi. Ama aslında adamın içine boşalmasını istiyordu. Bu düşünce Suzan'ın yeniden orgazm olmasına nedeni olmuş neredeyse adamın üzerine düşüp kalacak gibi dizlerinin bağı çözülmüştü.
Bu durum adamında boşalmasına neden olmuştu. Suzan'ın amı adamın içinde boşalan sikinin üzerinde bir nabız gibi atıyor ve onu sıkıştırıyordu. Suzan adamın sikinin amının içinde zonklamalarını hissediyordu. Sikten içine fışkıran yoğun spermleri hissediyordu.
Bir dakika sonra pişmanlıkla birlikte adamın sikinin amının içinde yumuşadığını hissetti. Adam yavaşça sikini içinde çıkardı ve spermlerin akmasına engel olacak olan Suzan'ın külotunu yerine kaydırdı. Suzan adamın sikini pantolonun içine yerleştirdiğini hissetti. Tam o anda otobüs durdu ve adam indi. Suzan adamın yüzünü görmemişti ve asla da göremeyecekti.
Suzan yüzünde gizli bir gülümseme ve amında sperm dolu olduğu halde buluşmasına gitti. O gece kocası amını yalarken otobüste olan biteni detayıyla ona anlattı.
133 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Yağmur Yağınca
Karım Suzan ile ben doğa sporlarına meraklımız. Sık sık trekkingle yapar ve dağda kamp çadırlarında gecelerdik.
Genellikle arkadaş grubumuzla giderdik. Ancak bir hafta sonu son dakikada karar verip daha önce kamp yaptığımız taşlık ve kayalık bir alan olan Karadeniz sahilinde bir kamp alanına gittik. Bu defa küçük karavanımızla gidecektik. Hava raporları yağmur yapacağını söylüyordu ama biz her türlü hava şartlarına alışıktık. Hatta yağmur gittiğimiz yerde çok hoş manzaralar oluşmasına bile neden olabilirdi. Zaten yolda yağmur hafif hafif çiselemeye de başlamıştı bile.
Kamp yapacağımız alana vardığımızda bir sürprizlerde karşılaşmıştık. Büyük ardıç ağacının altına kurulmuş bir çadır gördük. Başkada bir çadır veya benzeri bir şey yoktu. Çadırda (daha sonra öğrendiğimize göre, okul projesi için bölgenin haritasını çıkaramaya gelen) bir öğrenci vardı. Motosikletiyle oraya gelmişti.
Biz önüne hem yağmurdan korunmak için hem de içeride daha bol yer olsun diye koca bir tenteden korunak yaptığımız karavanımızda kalacaktık. İçeride duvara portatif olarak monte ettiğimiz ve bize gerçekten doğada bile konfor sağlayan kocaman bir yatağımız vardı.
Biz yerleşirken delikanlıya da tanışmıştık. Yerleştikten sonra ona bira ikram ettim. Ayaküstü hoşbeş ettik. Tam bu sırada yağmur şiddetini artırınca biz karavanımız o da kendi çadırına gitti.
Karavanda yemeğimizi yiyip saat dokuz civarı yattık.  Karavanın alüminyum çatısına düşen yağmurları dinleyerek uykuya daldık. Saat on bir civarında komşu kampçının  "uyuyor musunuz?" diye seslenmesiyle uyanmıştım. Sonra cevap vermemem fırsat vermeden kapıyı çalmaya başladı. Kalkıp kapıyı açtım, ne istediğini sordum. Tepeden tırnağa ıslanmış bir vaziyette "acaba geceyi içeride geçirebilir miyim?" diye sordu. İçeri girmesini söyleyip, üzerindeki ıslak giysileri değiştirmesi için kuru giysiler verdim. Karım Suzan hala yorganın altından çıkmadan bizi izliyordu.
Çocuk bu halde dışlarda kalırsa asla hayatta kalamazdı. Ama bizim de ona verecek fazladan bir yorgan veya battaniyemiz yoktu. Arabada ısınmak için motoru çalıştırarak uyumasını da ben istemiyordum. Bunun üzerine karıma izin verirse bizimle birlikte yatmasını istediğimi söyledim. Suzan "neden olmasın?" dedi. Hep birlikte yumuşak sıcak yatağımıza girip yorganı üstümüze çekip yattık. Ben dış kenarda yatıyordum, karım da bana iyice sokulmuştu. Delikanlıya yatağın yarısı kalmıştı. Bu şekilde üçümüz de uykuya daldık.
Biraz sonra ben aniden uyandım. Karım hala bana sıkıca sokulmuş durumdaydı. Ama bir süreden beri çok hafif bir ritimde bir hareketlilik hissediyordum. Ama hareketin nedeni anlamam çok uzun sürmedi. Delikanlı karıma dayanmış çok hafif bir şekilde ona sürtünüyordu. Karımın uyuyor mu yoksa uyanık mı olduğunu anlamadım, fakat beni uyandıran sarsıntının nedeninin bu olduğunu anlaşılmıştı.
Hiç kıpırdamadan ve bir şey yapmadan bekledim. Biraz sonra karım yan dönüp benden birazcık uzaklaştı. Hareketlilik durmuştu. Sonra yeniden başladı. Ancak bu defaki ilkinkinden farklı bir hareketti. Bu defa karımın hareket ettiğini hissedebiliyordum. Sadece tahmin ediyordum ama sanırım karım adama doğru dönmüş ve beni uyandırmamaya çalışarak adamın sikini eliyle okşamaya başlamıştı.
Karımın elinin bu delikanlının sert sikini kavramış olması düşüncesi beni heyecanlandırmış, neredeyse boşaltacak hale getirmişti.
Delikanlı yaklaşık yirmi dört yaşında yakışıklı ve ilk izlenimlere göre hoş bir kişiliği olan birisiydi. Karım kırk altı yaşında bir altmış boyunda, yaşına göre güzel ve biçimli bir vücuda ve orta büyükte göğüslere sahip bir kadındır. Cinsel yönden sağlıklı bir ilişkimiz vardır. Ben ise elli yaşında, bir seksen boyunda yapılı bir adamım. İkimiz de doğa sporları yapar ve sağlığımıza dikkat ederiz.
Benim aletim sanırım on beş santimden fazla değildir. Ancak oldukça kalın ve her zaman sertleşmiş ben hiç hayal kırıklığına uğratmamıştır. Seks hayatımız mükemmeldir. İkimiz de açık fikirli insanlarız ve fantezilerinizi birbirimizle açıkça paylaşırız. Birlikte porno film izler, seks oyuncakları kullanırız. Üçlü seks en büyük fantezimizdir. Hatta yapmayı denedik ama bir türlü yapamadık. Dışlarda çok kaba yontulmamış adamlar var. Bunların bir kısmı da ham olayı anlamayan kıro insanlardı. Biz bu tip adamlar istemedik. Dolayısıyla da fantezimizi gerçekleştiremedik.
İkimizde sürekli arayış içindeydik ve bir gün bize uygun başka bir çift ile ilişki kuracağımız ümit etmekteydik.
Ama tüm denemelerimizde hep bir sorun çıktı ve bir türlü amacımıza ulaşamadık. Ama şimdi galiba çabalamadan bir şeyler olmaya başlamıştı.
Nihayet karım benden tamamen uzaklaşıp yüzünü iyice delikanlıya döndü. Hareket daha da arttı. Soluk alışlar hızlandı. Ne yaptığını bilmiyordum. Hala uyuma numarası yapmaya devam ediyordum. Ama inanılmaz derecede heyecanlanmış ve tahrik olmuştum.
Ama dayanamayıp hafifçe hareket ettim. Ben hareket edince, tüm hareketler durmuş, tamamen sessizlik hakim olmuştu. Ancak ben yüzümü karımın arkasına dönüp uyuma sesleri taklit edince bir kaç dakika içinde hareket yeniden başladı. Ben de iyice sertleşmiş sikimi karımın kalçalarının arasına soktum. Karım artık uyumadığımı biliyordu ama delikanlı henüz bilmiyordu!
Elimi yavaşça onun koluna doğru hareket ettirince, karımın adamın sikiyle oynadığını hissettim. Sonra elimi aşağıya doğru, karımın elinin bulunduğu yere doğru kaydırdım. Elinin yaptığı harekete göre sikin çok uzun olduğunu ve karımın onu çok güzel şekilde okşadığını söyleyebilirim. Bu arada ben hala sikimi arkadan kalçalarını ileri geri sürtmeye devam ediyordum. Derken ellerimi yavaşça kolundan çekip memelerine doğru uzandım. Ama orada bir el vardı...  Delikanlı benim elimi hissedince hemen kendininkini geri çekti ve hareketsiz bir durumda kaldı. Ama karım onun koca aleti üzerindeki çalışmasını öncekinden daha sert ve hızlı bir şekilde sürdürmeye başlamıştı.
Tamamen sertleşmiş sikimi amına sokmak için, karımı kalçalarından tutup kendime doğru çektim. Ben bu hareketi yapınca o da eğilip delikanlının sikini yalamaya başladı ve müthiş bir şekilde bir dakika içinde orgazm oldu. Şimdi herkesin uyanık olduğundan ve durumlarından memnun olduklarından hiç kimsenin şüphesi yoktu. İçerisi zifiri karanlıktı, hiç ışık yoktu ve hiç kimse tek kelime konuşmuyordu.
Derken Suzan kalçalarını önümden çekip yüzüne bana döndü ve adama doğru domalarak, "onu içime sok" dedi. Ve benim sikimi ağzına alıp yalayıp emmeye başladı. Delikanlı dizleri üzerine doğrulup sert bir şekilde karımı sikmeye başladı. Delikanlının her sik darbesinde sikim ağzında daha da derine giriyordu. Ağzında olmaktan hiç bu kadar haz almamıştım. Bu manzara karşısında çok dayanamadım ve müthiş bir şekilde ağzına boşaldım. O da spermlerimin tamamını yuttu. Sonra da adam arkadan pompalamaya devam ederken sikim iyice inene kadar yalayıp temizledi.
Az sonra ritmi yeniden yakalamışlardı. Delikanlı vahşi hırıltılar çıkarırken, karımın içerisine spermlerini boşalttığı bilmem yeniden ve aniden sertleşmeme neden olmuştu. Karım hemen onu sikeyim diye arkasını bana dönerken, ağzıyla da yeniden adamın üzerinde çalışmaya başlamıştı. Bir dakika içerisinde hepimizi birbirimizin orgazm sesinden etkilenerek aynı anda boşaldık ve uykuya daldık.
Sabahleyin yine bir sarsıntıyla uyandım. bu defa karım yüz üstü yatağa uzanmış delikanlı da üstüne çıkmış karım�� sikiyordu. Üzerlerinde hala yorgan vardı. Ben kalkıp dışarı çıktım, işeyip geri döndüm. Döndüğümde yorgan üzerlerinden düşmüştü. Adamın en az yirmi iki yirmi üç santim siki vardı ve bu harika sikle karımı sikiyordu.
Benim on beş santimlik sikinden çok uzundu ama benimki kadar kalın değildi. Derken ikisi birden boşaldı ve adam karımın üzerinden yatağa doğru yuvarlandı. Ben bu arada kahve yapıyordum. Onlar da kalkıp. temizlenip, giyindiler ve birlikte kahve içip sonra da karımın hazırladığı kahvaltıyı yaptık. Çok fazla bir şey konuşmuyorduk.
Hava biraz açmıştı; delikanlı çalışması gerektiğini söyleyip aletlerini alıp bir tepeye doğru gitti, biz de biraz dolaşmak için ayrı yöne doğru gittik. Karımla bütün gün, yaşadığımız bu deneyimi konuşup bu gece de delikanlıyı davet etmeye karar verdik.
Akşamüzeri saat dört civarı kamp alanına vardığımızda delikanlının da dönmüş ve bir ateş yakmış olduğunu gördük. Karım karavanda akşam yemeğini hazırlarken ben de iki bira kapıp adamın yanına gittim.
Ona akşam yemeğini birlikte yemeyi teklif ettim o da kabul etti. Ben işemek için bir ağacın dibine giderken, ondan da karavana gidip, iki bira daha getirmesini ve karımın ne pişirdiğine bakmasını istedim.
Ben işeyip geri döndüm ama on beş dakika geçmesine rağmen o henüz biraları alıp geri dönmemişti. Nerede kaldı diye karavana yaklaştığımda, karavanın amortisörleri üzerinde sallandığını duydum. Onların eğlencesine engel olmamak için uzak durdum, ancak açık kapının karşına doğru yürüyünce ikisinin de kızışmış olduğunu gördüm. Karım Suzan sadece külotunu çıkarıp sırtüstü yatağa uzanmış, delikanlı da pantolonunu dizine kadar sıyırıp karımın bacaklarını omzuna almış sert bir şekilde amını sikiyordu.  Beni görmemişlerdi. Sikim anında sertleşmişti.  Birayı falan unutup karavanın yanına geçtim ve otuz bir çekerek çabucak boşaldım.
Biraz sonra elinde biralarda geri döndü. Karımın onu bir kaç dakika oyaladığını söyledi, ben de anladığımı söyledim.
Dışarıda kocaman bir ateş yakmıştık. Akşam yemeğini bu ateşin başında yedik. Harikaydı. Yemekten sonra bir kaç bira daha içip, ateş başında cilveleşip flört ettik. Çok hoş vakit geçirdik.  Biraz sonra Karım Suzan adamın yanına gidip oturdu. Elini uzatıp fermuarını açıp sikini dışarı çıkardı ve aşağı yukarı okşayıp oynamaya başladı. İlk defa aydınlıkta benim önümde yapıyordu. Elbette ben de anında yeniden sertleşmiştim.
Suzan başka erkeklerin siklerini merak ettiğimi bilirdi. Ama karım bu konuda benimle alay mı ediyordu, yoksa ne kadar hoş olduğunu görmeme izin mi veriyordu anlamamıştım. Ben de aslında o siki elimin arasında hissetmenin nasıl bir duygu olduğunu merak etmiyor değildim. Ama delikanlının nasıl tepki göstereceğinden de pek emin değildim. O kadar sertleşmiştim ki neredeyse acı veriyordu artık. Karım adamın yanına oturmuş normal bir el iş ve benzeri bir şey yapar gibi onun sikini okşayıp, emip, yalarken biz de delikanlı ile işten güçten futboldan falan konuşuyorduk. Doğal bir durummuş gibi...
.
Derken Suzan doğruldu ve gidip temizleneceğini ve yatmak için hazırlanacağını söyleyip içeri girdi. Biz ateş başında biraz daha kaldık. Ona bu gece de kalacak bir yere ihtiyacı olup olmadığını sordum, o da henüz çadırının kurumadığını, bu gece de misafir edersek çok memnun olacağını söyledi.
Böylece birlikte içeri girdiğimizde karım Suzan’ın yatağa girmiş olduğunu gördük. Biz de hazırlanıp yorganın altına girdik. Karım yüzü bana dönük şekilde ikimizin arasında yatıyordu.  Yan yana yatarken, adamın karımı arkadan sikmeye başlaması çok vakit almadı. Ben de siki hissetmek için elimi ön taraftan karımın bacaklarına arasına soktum. Delikanlının siki karımın amına girip çıkıyordu. Karımın amına girip çıkan o uzun sike elim dokununca, daha önce hiç olmadığım kadar tahrik olmuş, karımla çok ateşli şekilde öpüşmeye başlamıştım.
Ben kesinlikle karımı çok seviyor hatta tapıyordum. Onunla bu inanılmaz muhteşem deneyimi yaşamaktan da çok mutluyum. Ona şu andaki yakınlığım kadar yakınlık hiç hissetmemiştim. Bu işte onunla birlikteydik ve bu iş sadece zevkimiz içindi.
Her ikisi de boşaldılar ama ben hala çok azmış vaziyetteydim ve karımın amına boşalan birinden sonra o amı yalamanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum. Bunu onun kulağına fısıltıyla söylediğimde, yatağa girmeden önce iyice temizlendiğini ve bunu ona yapmamdan kendisini de hoşlanacağını söyledi.
Suzan'ın amı sıcak, buharlı ve ıslaktı... Ağzımı amına yerleştirdim ama yeterince sperm hissetmedim. Amındaki suyun arasında neredesin sperm hiç yoktu. Ama karımın amı yine de çok ıslak ve harikaydı. Aslında bu sürpriz sayılmamalıydı. Zira son yirmi dört saatte bu kadar sık boşalan hiç bir erkekte yeterince sperm kalmazdı. Yine de karımın yeni sikilmiş, şişkin, sıcacık amını yalamak ve içindeki az da olsa spermleri tatmak çok hoştu.
Amını yalayıp emerek güzelce temizledikten sonra karımı sikme sırası bana gelmişti. O kadar tahrik olmuştum ki ancak iki dakika sikebildim ve hemen boşaldım. Bu da onun için iyi olmuştu. Zira önce uzun sik sonra da amını iyice geren benim kalın sikim tarafından art arda sikilmek amını iyice tahriş etmiş, limitleri zorlamıştı.
Üçümüz birlikte kucak kucağa uyuduk. Sabah uyandığımızda daha yataktan kalkmadan karım il iş olarak adamın sikini ağzına alıp emerek boşalttı. Sonra birlikte kahvaltı yaptık. Ardından biz eşyalarımızı toplayıp delikanlıya da veda edip ayrıldık.
Bu olayı her zaman aramızda konuşup yeniden yaşamak için özlem duyduk. Hep o delikanlı gibi doğru  ve eğlenceli birilerini bulmayı diledik ama şimdilik başkası olmadı. Kim bilir belki yine buluruz...
464 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Arkadaş Yardımı
Cemil ve Suzan on iki yıldan beri evliler ve bunca yıl bir çocuk sahibi olma hayaliyle yaşamışlardı.
Ancak bu dilekleri gerçekleşmedi; bunun nedeni Cemil’in sperm sayısının az olmasıydı. Doktorlar bu kalitedeki spermlerle belki hamile kalınabileceğini ama çok düşük bir ihtimal olduğunu söylemişti. Dört yol denemenin ardından, üzülerek ve mecburen doktorlarının haklı olduğu bir kez daha anlaşılmıştı.
İkisi çocuk sahibi olabilmek için bir sürü alternatif yöntem konuşmuşlardı. Ama Cemilin düzgün bir hayatı olması nedeniyle bu seçenekler bazıları sosyal ilişkilerinde pahalıya mal olacağından anında vazgeçilmişti.
Hep bu konuda tartışıyorlardı, Suzan "eğer birinden bu konuda yardım alsak, herhangi bir kişiden ha?!" diye bağırdı.
Adam aynı şiddette "her hangi bir kişi ne demek?" diye sordu.
Suzan "bilmem... belki kaliteli spermi olan bir akraba yada bizi test deneği gibi kullanacak bir klinik olabilir" diye yanıtladı.
Cemil "yapmadığım kalmadı. Ben her şeyi denediğimizi inanıyorum ve ben de bu konuda fikir tükendi, çıkış yolu kalmadı" dedi.
Bir süre sessiz oturdular, her ikisi de derin düşüncelere dalmıştı. Cemil karısı Suzan'a baktı. Onu böyle üzgün görmeye dayanamıyordu. On dört yıl önce ilk gördüğünden beri çok derin bir aşkla seviyordu karısını. Suzan, bir kadında istediği her şeye sahipti. Koca mavi gözleri ve uzun siyah saçlarıyla masum bir kız çocuğu gibi görünüyordu.
Ancak vücudu hiç de masum değildi; ufacık bir dokunuşa bile anında tepki veren meme uçlarına sahip koca göğüsleri vardı. Ayrıca oldukça biçimli kalçalarıyla uzun bacakları üzerinde adeta bir seks abidesi gibiydi.
Suzan daha on dört yaşındayken tamamen gelişmiş bir vücuda sahipti. Erkeklerin dikkatini çeker ve onların hep laf atmalarına maruz kalırdı. Bunu önlemek için bol, dikkati çekmeyecek, güzelliği göstermeyecek giysiler giyerdi. Gençliğinde yaşadıkları bu olaydan dolayı Suzan vücudundan ve seks ile ilgili şeylerden çok utanırdı.
Cemil "biliyorsun, sen bize yardım edecek birini bulalım dediğinde ben düşündüm ki, senin bir adam bulup, yani şey işte... anladın ya..." diye kekeledi.
Suzan "o kadar kötü ve umutsuz durumdayım ki; bazen bunu bile düşünüyorum" diye yanıt verdi.
Cemil'in başından aşağı bir ateş sarmıştı, heyecanını gizlemeye çalışıyordu. Sık sık, karısını yatakta tam bir fahişe gibi davranarak,  başka bir adamla sikişerek onu memnun etmesini hayal ediyordu ve bu hayal ona muhteşem bir sertleşme sağlıyordu.
Tatmin edici bir cinsel hayatları vardı ama Suzan bu konuda çok tutucuydu; Cemil nadiren onun yatakta pasif bir tavır dışında davrandığına şahit olmuştu. Bir defasında sevişirken müstehcen konuşmayı denemişti ama gece bir felaketle bitmişti. Suzan buna çok sinirlenmiş, kızmış ve günlerce kızgınlığı geçmemişti.
Kafasındaki tüm bu düşüncelerle ve heyecanla "sen ciddi misin?" diye sordu Cemil.
Suzan "off bilmiyorum," dedi. Sonra "istesem bile, kime teklif edeceğiz, sen neler hissedeceksin, bilemiyorum" diye sürdürdü.
Cemil sertleşmeye başlayan sikini gizlemek için sandalyesinde doğrulup hayal kurmaya başladı; Suzan yatakta uzanmış, bacaklarını iyice ayırmış, başka bir adam da onu sikiyordu. Elbette gerçek düşüncesini Suzan’la tartışamazdı. Bunu anlaması mümkün değildi.
Cemil "senin mutlu olmam için bu durumda her şeye katlanırım" diye yanıt verdi. Sonra dikkatlice "Mesela Fuat'tan isteyebiliriz bunu" dedi.
Fuat, Cemil’in en iyi arkadaşıydı ve birbirlerini ilkokuldan beri tanıyorlardı. Uzun boylu yapılı müzmin bekârdı Fuat. Tam bir am budalasıydı. Fuat seks maceralarını anlatırken, Cemil büyülenmiş gibi oturur nefes almadan dinlerdi. Fuat’ın seks ile ilgili limitlerini Suzan’a açıklarken çok dikkatli olmalıydı. Suzan ondan pek hoşlanmaz, kaba ve iğrenç bulurdu. Sadece Cemil’in hatırına katlanırdı.
"Kesinlikle olmaz!" diye bağırdı Suzan, "biliyorsun ondan hiç hoşlanmam. Tam bir kadın budalasıdır" dedi.
"Tamam o zaman, senin aklında biri var mı?" diye sordu Cemil.
Odaya bir sessizlik hâkim oldu önce. Sonra Suzan Cemile baktı ve kısık bir sesle "nasıl karşılayacağı hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu.
"Bizim çocuk sahibi olmayı çok istediğimizi biliyor...  Eminin bu konuda yardım etmeye ikna olur," dedi Cemil. "Yabancı bir olmasından daha iyi diye düşünüyorum ve sır saklayacağına eminin" diye sürdürdü açıklamalarını.
Suzan tam ikna olmamıştı ama Cemil, Suzan’ın bu konu hakkında düşüneceğine emindi.
Sonraki birkaç gün bu konunun bir daha hiç sözü geçmedi ama bir akşam yemeğinin ardından, aniden Suzan Cemil’e "tamam, sor ona" dedi. "Ama eğer kabul ederde biz de bunu yaparsak bazı kurallarım olacak" diye sürdürdü. Sonra endişeli bir ses tonuyla "peki sen bu durumu kaldırabileceğinden emin misin Cemil?" diye sordu.
Cemil de "eğer sen kaldırabilirsen ben de kaldırabilirim" diye cevap verdi ve "peki kuralların ne olacak?" diye sordu.
Suzan "eğer kabul ederse, ben bu işi mümkün olduğu kadar duygusuzca yaparım" dedi ve "öpüşme, sarılma, kucaklaşma veya buna benzer bir hareket olmayacak. Sadece içime girecek boşalacak ve içimden çıkacak" diye sürdürdü. Konuşma bittiğinde kıpkırmızı olmuştu.
Cemil ertesi gün bir yolunu bulup uygun bir dil ile Fuat’a sordu. Fuat’ın hemencecik kabul etmesi Cemil’e sürpriz olmamıştı. Ancak Fuat heyecanla gözlerinin içine bakınca biraz da olsa huzursuz olmuştu.
Cemil "bu durumun benim için ne kadar zor alacağı biliyorsun" diye söyledi.
"Biliyorum dostum, merak etme görevimi layıkıyla yapacağım" diye yanıtladı Fuat.
Cemil sesini iyice alçaltarak fısıltıya "ona karşı nazik ola tamam mı? O senin kaşar kadınlarından biri değil... Hatta, yatakta biraz utangaçlığını da..." dedi.
Fuat gülümseyerek, anladığını gösterir bir şekilde başıyla onayladı. Ama Cemil hala biraz huzursuzdu. Aslında hala bu olacakları gerçekten isteyip istemediğine tam emin değildi.
Bir hafta sonra Suzan adet görüp yumurtlama devresine girdiğini söylediğinde, Cemil Fuat'ı evlerine çağırdı. Suzan işi garantiye almak için iki gece deneye karar vermişti. Ayrıca Suzan, Fuat’la beraberden Cemil’in evden ayrılmamasını yanlarında kalmasını istiyordu.
"Eğer onunla yalnız kalırsam kendimi hiç rahat hissetmeyeceğim" diyordu.
Fuat gelince, Cemil karısı Suzan'a ve arkadaşına içki ikram etti. Bu garip durumu biraz sakinleştirmek ve kolaylaştırmak istiyordu. İçkiyi alırken Suzan’ın ellerinin titrediğini iki erkek de fark etmişti.
Suzan koltuğa iyice yayılıp oturarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. "Bu çok garip," diye düşündü, "bir kaç dakika sonra bu adam beni becerecek ve ben buna izin vereceğim!" diye düşüncelerini sürdürdü. Bir yandan da göz ucuyla Fuat’ın pantolonunun önüne bakıyor, nasıl bir şeyle karşılaşacağını merak ediyordu.
Suzan ayağa kalkıp "neyse, ben yatak odasına geçiyorum, Fuat sen de beş dakika sonra içeri gel" dedi ve yatak odasına yöneldi.
Cemil midesine yumruk yemiş gibi hissetmişti. Gerçekten olacaktı! Siki zaten sabahtan beri hep kalkık durumdaydı ama şimdi adeta patlayacak duruma gelmişti. Fuat'a dönerek "sana söylediklerimi unutma" dedi.
Fuat "meraklında çok nazik olacağım" dedi ve yatak odasının bulunduğu koridora doğru yöneldi. Kapalı nazikçe tıklatıp "girebilir miyim?" diye sordu.  İçerden "gelebilirsin" sesini duyunca odanın kapısı açıp içeri girdi. Oda da gece lambası yanıyordu ve yarı karanlıktı. Suzan yatağa uzanmış, yorganı çenesine kadar çekmişti.
"Hazır mısın Suzan?" diye sordu. Suzan başıyla evet deyince Fuat soyunmaya başladı. Fuat soyunurken Suzan kendini görebileceğini bildiği, nispeten daha aydınlık bölüme doğru hareket etti.  Sadece külotuyla kalınca, onu da çıkarmadan önce üstünden yavaşça sikini okşadı.
Suzan ona karşı duyduğu nefretin gerginliği ile dalmış Fuat'ı izliyordu. Fuat nihayetinde külotunu da çıkarıp yarı sert siki serbest kalıp göz önüne serilince Suzan duyulacak şekilde yutkundu. Sik çok iriydi. Yarı karanlıkta görünüşü daha da heybetliydi. Bu manzara karşısında Suzan titremeye başlamıştı. Fuat yavaş yavaş yatağa doru yürüdü; sikinin Suzan’a doğru durmasına özen gösteriyordu. Suzan bu durum karşısında utanarak başını ters tarafa çevirdi.
Fuat Suzan'ın bu hareketini görünce "Aman Suzan... Seni ısıracak değilim ya. Rahat ol, belki senin de hoşuna gidecektir!" dedi.
Suzan da "anlaşmamızı unutma Fuat... Sadece hamile kalmam için ne gerekiyorsa onu yapacaksın. Fazlası yok. Unutma söz verdin!" dedi telaş ve endişeyle ama çok sert bir şekilde.
Fuat "Tamam, tamam... Sadece şansımı denemek istemiştim!" dedi sonra da "sikimi beğendin mi?" diye sordu.  Suzan "kes böyle pis konuşmayı!" diye azarladı.
Fuat "yapma Suzan, Cemil ile yatakta bu şekilde konuşmaz mısınız hiç?" diye güldü.
Bunun üzerine Suzan "bu seni ilgilendirmez," diye tersledi ve sonra "ben bu yaptığımızın pek iyi bir fikir olmadığını düşünmeye başladım, yani gitsen iyi olur" dedi.
Fuat " Suzan... Özür dilerim, " dedi. "Ben sadece gerginliğini azaltmak istiyordum. Üzerinde durma. Söz veriyorum başka bir şey yapmayacağım." diye açıkladı.
Bunun üzerine Suzan bir cevap vermeden, yorgının altında kayarak ona yer açtı. Fuat yanına yerleştiğinde her ikisi de gözlerini tavana dikmiş birbirlerine bakmıyorlardı.
Suzan "ben lazım olur diye kayganlaştırıcı krem hazırladım" diye söze başladı ve " şey... sertleştin mi?" diye sordu.
Fuat "Suzan, bu konuda biraz desteğe ihtiyacım var" dedi. Sonra "beni takip et ve göreceksin işe yarayacak söz veriyorum" dedi.
Bunları söylerken Fuat Suzan'ın elini tutup kasıklarına götürdü ve Suzan'ın titreyen parmaklarını sikinin gövdesi doladı.
"Hadi devam et Suzan... Nazik ve yavaş yavaş," dedi. Suzan sikini okşamaya başladı. Sadece bir kaç saniye sonra Suzan, Fuat'ın sikinin tamamen sertleştiğinin hissetmişti. Cemil’inkinin verdiği histen ne kadar farklı ve harika olduğunu düşündü. Fuat’ın siki, Cemil’inkinden daha kalın ve biraz daha büyük görünüyordu.
"Oh bu çok harika bir duygu," dedi Fuat. Sonra da Suzan'ın üzerindeki yorganı çekmeye başladı.
Suzan "ne yapıyorsun!" diye bağırdı. Şimdiye kadar Cemilden başka hiç kimseye tamamen çıplak görünmemişti.
Fuat "tahrik olmak için sadece biraz yardım alıyorum Suzan, güven bana, sakin ol" diye yanıt veri.
Bunun üzerine Suzan yorganı üzerinden çekmesine izin verdi. Ama boş bir umutla bacaklarını birbirine yapıştırıp sıkıca kapamıştı.
Fuat gördüğü manzara karşısında "muhteşemsin!" diye bağırdı. "Hep memelerinin nasıl olduğunu merak ederdim" diye itirafta da bulunarak Suzan'ın memelerini okşamaya başladı. Suzan da kıpırdanmaya başlamıştı.
Suzan "lütfen Fuat, çok uzatma, unutma söz vermiştin!" diye fısıldadı. Fuat onun bu cılız ricasına aldırmadan onu okşamaya ve sertleşmiş koca meme uçlarını hafif hafif çekmeyi sürdürmüştü. Fuat, Suzan'ın nefes alışlarının hızlandığını ve sikini kavrayan elinin daha da sert sıkmaya başladığını hissediyordu. Bunun üzerine elini yavaş yavaş karnına ve amının yumuşak kıllarına doğru kaydırdı.
Suzan, "Fuat oraya dokunma... Sana krem getirdiğimi söyledim... Islanmama gerek yok... Onu kullanabiliriz!" dedi. Ancak Fuat aldırmadan parmağını yarığının üzerine doğru kaydırdı.
Fuat "ama ben kremin spermler karışacağını düşünüyorum. Bu da amacımıza engel olabilir. Rahatla, sakin ol ve bu konuda bana yardım et" dedi.
Fuat parmağını amının yarığına doğru kaydırdığında, Suzan'ın ne kadar çok ıslandığını fark edip şaşırmıştı. Nazikçe parmağını klitorise doğru kaydırıp, sertleşmiş yumrusunun etrafında minik daireler çizmeye başladı.
Suzan "oh... Oh..." diye inliyordu. Eli adamının sikinin üzerinde gittikçe hızlanıyordu. Fuat uzanıp kulağına "bacaklarını ayır Suzan" dedi. Nefesinin sıcaklığını kulağına vererek devam etti; "benim için boşalmanı istiyorum"
Suzan "yo hayır... Bunu yapamam!" diye bağırdı. Sonra "bu kocama ihanet olur!" diye açıkladı. Ama Fuat amını okşamayı sürdürdü ve "sana bacaklarını aç diyorum... Hemen!" diye otoriter bir ses tonuyla emretti.
Suzan'ın, şaşkınlıktan ve yaşadığı şoktan gözleri fal taşı gibi ayrılmıştı. Buna rağmen, itaat edip yavaşça bacaklarını ayırmaya başladı. Fuat bu boyun eğişe gülerek klitorisi okşamayı sürdürdü. Suzan hızlı hızlı soluk almaya başlamış, adamın her okşayışında kalçaları tatlı tatlı aynı ritimle titriyordu. Suzan aniden, beklenmedik şekide adamın elini yakalayıp sessiz bir çığlık attı; "aman Tanrım, yardım et... G-e-l-i-y-o-r-u-m!"
Fuat ise kadının yüzünün zevkten aldığı şekli izlerken bir yandan da okşamasını sürdürüyordu. Bu olanlar, adamı da heyecanlandırmış, bacaklarının arasına girip sikini amına bastırıp zevkini alabilirdi ama önce başka bir şey daha yapmak istiyordu.
"Suzan... Suzan... İyi misin?" diye fısıldadı.
Suzan "evet... Evet... İyiyim. Tanrım, bu olanlara inanamıyorum!" dedi. Sonra "lütfen bunu Cemil’e söyleme, öyle utanıyorum ki... Bana ne oldu anlayamadım!" diye açıklamaya çalıştı.
Fuat "sen, sana ne olduğunu biliyorsun" dedi. Ardından "sen avucunun içindeki sikin, sıcak ve nemli amına vereceği zevk ve duyguyu düşündün!" dedi.
Suzan paniğe kapılmış, sus dercesine "Fuat!" diye bağırdı. Hiç kimse şimdiye kadar onunla bu şekilde konuşmamıştı.
Fuat "saçmala Suzan... Amına dokunduğumda iliklerine kadar sırılsıklamdın. İtiraf et, benim koca sikim tarafından sikilmek istiyorsun!" dedi.
Suzan "tamam yeter Fuat, böyle konuşma!" diye ağlamaklı olarak sızlanmaya başlamıştı. "Neden burada olduğumuzu biliyorsun... Bütün amacım bir bebek sahibi olabilmek!"
Bunun üzerine Fuat çabucak kadının bacakları arasına yerleşip, elleriyle kalçalarının altından kavrayıp, tek ve sert bir hareketle sikini amına batırdı.
Suzan "piç herif!" diye bağırdı. "Bana söz verdin... Bana sözünde duracağını söyle!"
Ama Fuat sikini amından ucuna kadar çekip yeniden hızla bastırarak cevap verdi bu isteğe.
Suzan "Ohhhhh..." diye inleyip "piç herif... Kalleş..." diye bağırdı.
Fuat "hadi Suzan... Sen de bunu istiyorsunuz!" dedi ve uzun ve sert vuruşlarla sikmeye başladı. "hadi bana ne isteğini söyle, neden hoşlanıyorsun söyle... Yatağa akan amının suyunu hissediyorum... Amın bir pınar gibi akıyor ve ıpıslak... Ve tamamen sikle dolu!"
Suzan alt dudağını ısırarak, ağzından çıkacakları engelliyordu. İnanılmazdı, ona kızmasına rağmen, bacaklarının arasında aşina olduğu duygular yükseliyordu. Fuat'ın siki harika duygular veriyordu. Fuat kafasını öne eğip meme uçlarını emdi.
Fuat "oruspu!" diye fısıldadı. "Bu hoşuna gitti değil mi? Benim küçük oruspum olman hoşuna gitti!"
Fuat birden sikini Suzan'ın amından çıkarıp, kadını kalçalarından kavrayıp yüz üstü döndürdü ve "dört ayak pozisyonu al ve bacakları ayır" dedi. Suzan hipoteze olmuş gibi denilen pozisyonu aldı.
Fuat "bu daha çok hoşuna gidecek!"dedi ve "şimdi, sikimi istediğin yere koy Suzan" diye sürdürdü. Suzan elini arkaya uzatıp siki kavradı ve başını amının ağzına dayadı. Fuat hiç vakit geçirmeden sikini bu ıslak ve kadife gibi yumuşak tünele daldırdı. Suzan adamın her darbesinde kendini geri doğru iterek adamın sikinin üzerine doğru bastırmaya başladı. Fuat kadının sırtına doğru uzanıp iki eliyle iki memesini kavrayarak "hoşuna gidiyor mu Suzan?" diye kulağına fısıldadı; "istediğin bu değil miydi?"
Suzan şimdi bütün sağduyusunun ötesindeydi. Fuat ona bir fahişe gibi davranıyordu ve o da bunu kabullenmişti.  Yo aslında o da bunu istiyordu!
Suzan "hadi konuş" diye fısıldadı. "İstiyorum,  ne istediğimi söyle bana... Hadi müstehcen şeyler söyle bana!" dedi.
Fuat sikmeye sürdürürken, "yarrak istiyorsun, sikilmek istiyorsun!" diye bağırdı. "Sikimin üzerine boşalmak istiyorsun, değil mi?" diye sürdürdü.
Suzan "evet! Evet! " diye çığlıklar atarak "sik beni Fuat... S-s-sikini... içimde... amımın içinde... istiyorum, işte aynen böyle... evet, evet... işte böyle sok... Sok bana... Sik beni!" diye bağırdı.
Suzan, Fuat'ın sikini her sokuşunda başını ileri geri çılgınca sallayarak inliyordu. Suzan’ın zevki gittikçe artıyor ve bir kez daha boşalacağını hissediyordu.
Suzan amını adamın sikinin üzerine iyice bastırarak "evet... evet... evet!" diye çığlıklar atarak üst üste boşalmıştı. Fuat da kendini daha fazla tutamayarak patlamış, pompalamaya devam ederek amının dibini spermleriyle doldurmuştu.
İkisi de bitkin vaziyette yatağa yığılıp kalmışlardı. Bir kaç dakika sonra Suzan sırtını Fuat'a dönüp yorganı üzerine çekti ve olanları anlamaya çalıştı. Hala titriyordu. Hayatında hiç böyle şeyler konuşmamış ve hiç böyle şeyler yapmamıştı.
Salonda, Cemil telaş içindeydi. Fuat yatak odasına gider gitmez, hemen sikini çıkarıp okşamaya başlamış ve rekor çabuklukta boşalmıştı. Az bir dinlenmeden sonra yeniden sertleşmiş ve kendi yatak odasından gelen sesleri dinleyerek kendini okşarken birazcık gerilmişti. Kafasında Fuat'ın, karısı Suzan'ı sikişini canlandırıyordu ki tam o anda Suzan'ın çığlığını duyunca salonun halısının üzerine boşalmaktan kendini alamamıştı. Bu orgazmın ardında kendini kanepeye atıp dinlenirken, Suzan da ikinci orgazmının sonrası kendini toplamaya çalışıyordu.
Fuat nazikçe elini Suzan'ın omzuna koyup kendisini onun arkasına yerleştirdiğinde, yumuşamış siki kadının kalçalarına değiyordu.
Fuat sırıtarak "sana hoşuna gideceğini söylemiştim" dedi.
Suzan "lütfen Cemile bir şey deme... Kalbi kırılsın, üzülsün istemiyorum" diye yanıt verdi.
Fuat "endişelenme, sırrımızı saklayacağım" diye sakinleştirip "çok iyi bir sikişicisin sen Suzan... Bu kadar muhteşem boşaldığımı hiç hatırlamıyorum" diye tamamladı.
Suzan fısıltıya yeniden "bu konuda Cemil’le konuşma lütfen!" dedi.
Fuat "yine başlamayalım lütfen, sanırım birbirimizi anladık değil mi?" dedi.
Suzan kalçalarının arasında Fuat'ın sikini yeniden sertleşmeye başladığını hissetti. Arkaya uzanıp eliyle sert siki yakaladı. Sonra geriye dönüp kafasını sikin üzerine bastırdı. Ağzını kocaman açıp onun sikini ağzının içene aldı. Ne Suzan ne de Fuat, Cemil’in çırılçıplak ve sertleşmiş sikiyle kapının önüne gelip  onları izlediğini fark etmişti.
Suzan kendini tamamen yaptığı işe vermiş Fuat'ın sikini şapırdatarak sesli sesli yalayıp emiyordu. Fuat ise doğrularak ağzını Suzan'ın bacakları arasına  gömmüş 69 pozisyonunda ıslak amını yalıyordu.
Cemil inanamayan gözlerle seyrediyordu. Kendisinin tatlı, minik, masum Suzan'ı, arkadaşı Fuat'ın sikini bir puro gibi emiyordu. Suzan'ın amını Fuat'ın ağzına bastırması izlerken, Cemil yeniden kendini okşayarak otuzbir çekmeye başladı. Suzan sesli sesli Fuat'ın sikini yalarken, dolgun memeleri de ileri geri sallanıyordu.
Suzan hızlı hızlı solumaya başlamıştı. Siki ağzından çıkararak elinden hiç bırakmadan üzerine oturdu. Tam istediği bir pozisyondaydı. Fuat'ın taşakları götüne tamamen yapışık vaziyete gelene kadar yavaş yavaş koca sikin üzerine oturdu.  Sik köküne kadar amına girince "eveeeeet" diye mırıldandı.
Suzan her şeyiyle Fuat'a ata biner gibi bindi ve üzerinde inip kalkmaya başladı. Tam bu sırada Fuat başını yana çevirince onları kapı aralığından seyreden Suzan'ın kocasını,  arkadaşı Cemil’i gördü.
Fuat "hey dostluğum, Suzan'ın çok iyi olduğunu biliyordum" dedi. Bu seslenme üzerine Suzan da Cemile dönüp baktı. Şaşkınlıktan gözleri yuvasından fırlayacaktı ama yine de hareketini durdurmayıp devam etti. "Oh tatlım, üzgünüm... Bunu yapmamalıydım..." diyebildi ancak. Zira her vuruşunda ağzından çıkan kelimeler kesik kesik anlaşılıyordu, girdiği mod bütün benliğini yaptığı eyleme vermesini gerektiriyordu. Çünkü boşalmak üzereydi. "Duramıyorum... Ben... Ben... Bo... Boşaltmak üzereyim... Oh... Oh... Oh..." diye inleyerek amını son bir kez daha adamın sikine bastırıp, başını geriye attı; “g-e-l-i-y-o-r-u-u-u-um-mmm” diye çığlık atarak bir kez daha boşalmıştı...
Cemil hayatında bunun kadar erotik bir şeye şahit olmamıştı. Bu anı, zihnine adeta kazımıştı. Asla unutmayacaktı; Suzan'ın gözleri kapalı, başı geriye doru eğilmiş, meme uçları heyecandan dikilmiş ve taş gibi sertleşmiş, amının dudakları da Fuat’ın sikinin gövdesini sıkıca kavramıştı. Evet, bu Cemil için asla unutulmayacak bir andı.
Fuat yavaşça Suzan'ı tutup sırtüstü yatağa uzattı ve kendisi yataktan kalktı. Yatak odasından çıkarken Cemilin omzuna hafifçe vurdu ve banyoya girdi. Cemil yavaşça yatağa doğru yaklaştı. Suzan’ın gözleri yarı açık, bacakları ise iyice ayrıktı. Cemil karısı Suzan’ın bacaklarının arasından sızan sperm, am suyu ve terle karışık sıvıyı görebiliyordu. Amı hala kapanmamış, amının dudakları titriyordu.
Cemil sürünerek yatağın üstüne, karısının bacakları arasına girip bir darbede sikini bu açık ama soktu. Suzan hemen bacaklarını kocasının beline sıkıca dolayıp, adamın ondan hep duymak istediği cümleyi söyledi; "sik beni!"
388 notes · View notes
swingerhikayeler · 10 years ago
Text
Tedavi
Olanların üzerinden üç yıldan fazla geçmesine rağmen hala o klik sesini beynimin içinde hissedebiliyorum. O an adeta zaman durmuş gibiydi.
O klik sesini duyduktan sonrasını hatırlayamıyorum. Vurulduktan sonra kurtarma helikopterinde bazı sesler duyana kadar her şey bulanıktı. Kendimi kuş gibi hafif hissediyordum. Daha sonra kendimi bir yatakta bir doktor muayene ederken buldum. Bu bölgeye çatışmaya geldikten yaklaşık bir hafta kadar sonra iki bacağımı da kaybettiğimi o an anladım. Oradaki herkes özellikle psikologlar, hayatının bitmediğini telkin ediyorlardı ama ben geceleri "neden ben?" diye gözyaşı döküyorum.
Bu olanı ve bunun bana olmasını anlamak ne kadar zor olsa da asıl geriye bu şekilde dönmek çok daha zor ve kötüydü. Karım Suzan beni havaalanında karşıladığında kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Onu, ayakta etrafa bakınan yolcuların arasında beni ararken gördüm ilk; saçlarına güneş vurmuş, yüze parlak ve hoş bir gülümseme oturmuştu. O hayatımın aşkıydı. Hayatımda gördüğüm en güzel kız ve hayatıma giren en iyi insandı. Sadece dış güzelliği ile değil, iç güzelliği ile de mükemmeldi. Çalıştığı kimsesiz çocuklar yuvasında herkesten daha fazla çalışırdı. Bir defasında bir yuvada bakmakta oldukları bir çocuk hayatını kaybettiğinde sabaha kadar için için ağlamıştı.
Bakmakta olduğu pistten bana doğru dönerken, giydiği parlak sarı yaz elbisesi belinden aşağı dalgalanmış, beni görünce yüzüne koca bir gülümseme oturmuştu. Ama beni o halde görünce yüzündeki gülümseme korku ve gözyaşına dönüşmüştü. Çok bencilce biliyorum ama beni öpüp uğurladığı anı hatırlamadan edemedim.  Gönderirken tam bir adam göndermişti ama şimdi dönen yarım bir adamdı.
Şimdi aradan üç yıl geçmişti. Bir cuma günü akşamıydı. Bir sürü tartışma ve kavganın sonunda karar verdik ki; Suzan'ın gece dışarıları çıkıp kendine bir erkek bulmalıydı. Çatışmada sadece iki ayağımı değil erkekliğimi de kaybetmiştim. Garip bir şekilde yara izi organıma kadar ulaşmış, bu da ben de uzun süre sert kalmama durumu meydan getirmişti. Ancak doktorlar bu durumun geçici ve psikolojik olduğunu söylemişlerdi. Suzan beni cinsel açıdan memnun edip, sertleştirmek için çok uğraşmıştı. Aletimi ağzına aldığında sıcaklığını hissediyordum ama onun yüzündeki tiksinme hissini görünce bir şey olmuyor, sertleşemiyordum. Tiksinmekte haklıydı; yara izi çok korkunçtu... Seks Suzan için bir tutkuydu, neredesin nemfomanyak düzeyde seks yapmayı severdi. İlk evlendiğimizde bakireydi ve ilk erkeği ben olmuştum. Ne geceydi ama o çığlıklar atmış bense nazikçe bekâretini almıştım. Sonra iki kez daha yapmıştık. Balayından sonra yaptığımı tüm tatillerde hep zevk alıp cinsel deneyimimizi artırmıştık. Bir defasında; gece geç vakit, kumsaldaki bardan otele, odamıza dönüyorduk. Suzan beni sirkimden yakalayıp denizin içine çekip ateşli şekilde öpmeye başladı. Ben de elimi beline uzatıp, belinden ağacı biçimli kalçalarına kaldırıp sıkıca yakaladım. Sonra elimi bikinisinin Altın'ın bağcılarına uzatıp onları çözdüm. Bikinin altı su yüzüne çıkıp yüzmeye başladı. Suzan da elini uzatıp, şortunun içinden serleşmiş sikimi kavrayıp sıvazlamaya başlamıştı.
Dudakları ve dili ile adeta beni yerken ben kendimi daha fazla tutamamış, Suzan'ı kumlara doğru yatırmış ve akdenizin yıldızları altında etrafımızı dalgalar döverken sahip olmuştum. Adeta hayal dünyasındaydık. Öpüşürken memelerini bikinisinin üstünden serbest bırakmış, kıvrak vücudu altımda oynaşırken ve içine girmeme yardım ederken, sertleşmiş meme uçlarını zevkime sunmuştu. Ateşli bir telaş içinde ikimizin de boşalması uzun sürmemişti. Kumsalda yankılanan orgazm çığlıkları hala kulaklarımdadır.
Etrafımızı dolduran alkış seslerine dünyaya adeta geri dönmüştük. Etrafa baktığımızda ileride duvar üstünde oturan ve bizi izleyen bir grup genci gördük. Performansımızı alkışlıyorlardı. Gülerek üstümüzü giyip hızla oradan uzaklaşmıştık. Hala hatırlarım, dar küçük kalçaları ile dalgaların arasında, önümde koşarken, bikinisinin gök kuşağı rengindeki bağcıları beni adeta ipnotize etmişti.
Ama artık bu günler çok geride kaldı. Bu çocuksu masumiyet savaşın korkunç yüzünde kayboldu. Sanırım tek pişmanlığım, doğu görevim bitene kadar çocuk sahibi olmamaya karar vermemizdir. Ama bu şimdi imkânsız fakat Suzan gerçekten bir çocuk sahibi olmayı çok istiyor. Evet, ben Suzan’ın amını yalayarak ve çeşitli aletler kullanarak onu bir nebze olsun tatmin ediyorum ama bu aynı şey değil. Suzan her zaman yapıyor gibi görünüyordu ama bu onun için bir angaryaydı ve ben bunu hissedince sevişmemiz bitiyordu. Ben genellikle pazar günleri erken kalkar yatak odasının açık kapısından içeri baktığımda onun ellerinin bacaklarının arasına gidip kendi kendini tatmin etmesini görür, izlerim. Böyle güzel bir vücudun yatakta solup, kendi kendini rahatlatıyor olmasını izlemek delirtici bir duygu...
Bu etkileyici vücudun kendi kendine zevk vermesi için amını parmaklarımdan sonra sakinleşirken, kendi amının sıvısını parmaklarından yalamasını izlemek acı verici geliyor. Bu durumları görünce, dönüşümün üçüncü haftasında ona, kendisine bir aşık bulmasını veya beni terk etmesini söylediğimde hiç biri kabul etmeyip, beni sevdiğini bir daha böyle bir şeyden söz etmememi bunun kendisini çok incittiğini söylemişti.
Onu ikna etmem uzun zaman aldı, üç yıl sürmüştü. Nihayet o da,  bir defalık olmak üzere kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir adama gereksinimi olduğunu ve eğer böyle bacaklarını açacağı bir erkek bulduğunda, deneyimlerini paylaşabilecek için mutlaka benim önümde olması gerektiği konusunda ikna olmuştu.
Bunun başka bir yolu olmadığını biliyordu. Ona eve geldiklerinde benim saklanabileceğimi söyledim. O ise eve getirdiği adamın onun beni sevdiğimi bilmesini ve sadece bir gecelik bir ilişki olduğunu anlaması gerektiğinde ısrar etti. Gönülsüzce kabul ettim.
Suzan dışarı çıktıktan bir kaç saat sonra kapıya bir taksi yanaştığını ve taksiden inen karımın yanındaki adamla kıkırdayarak gülüştüğünü duyabiliyordum. Kalbim duracak gibiydi ve onun teklifini kabul ettiğime pişmanlık duymaya başlamıştım. Ama bu durum beni kışkırtıyordu da...
Derken anahtarların kapıda çıkardığı tıkırtıları ve sonra içeri gülerek girdiklerini duydum. Genç adam beni görünce gülüşmelerini kesip hafifçe gülümseyerek başıyla selam verdi. Suzan uzun adımlarla odanın diğer köşesine doğru uzanıp beni öperken, eli hala adamın elindeki ve bana doğru uzandığında unu da çekmişti. "Merhaba canım" dedi. Nefesi alkol kokuyordu ve doğrulurken uzun topuklu ayakkabılarının üzerinde hafifçe sallanıyordu. "Bu Fuat, tamirci çırağı" diye tanıttı.
Sonra Suzan dönüp adamı öpmek istedi ama tökezledi, neredeyse düşecekti ki adam onu yakaladı. Suzan gülümseyip delikanlıyı öpmeye başladı. Yumuşak değil ama tutkulu bir öpücüktü. Fuat, kollarını ona dolayıp sıkıca kendine çekti; adam çok uzun boylu değildi ama tıkmaz bir yetmiş beş boyunda kısa kesilmiş saçları vardı.
Adamın karımın kalçalarını avuçların sonra da kısa eteğini yukarı sıyırıp okşamazsı izlemem bendeyi nefret duygusunu geçirmişti. Suzan tanga tipi külot giydiğinden kalçaları kolayca ele geliyordu ve adam de kendine doğru bastırarak rahatça okşuyordu. Suzan da bir yandan hafifçe inlerken, bacaklarını ayırıp amını adama doğru bastırdı ve uzanıp adamın kemerini çözdü, pantolonunun düğmesini açıp elini içeri doğru sokup fermuarın aşağıya doğru kayması için bastırdı.
Fermuarı açılıp külotu aşağıya sıyrılınca adamın siki sallanarak dışarı fırladı. Benimkinden kısa ama daha kalındı. Televizyonun ışığında sikinin ucundaki nemlilik parlıyordu. Her ikisinde şehvetle inleyerek öpüşmeye başladıklarında Suzan uzun parmağını sike dolayarak okşamaya başlamıştı. Adam da karımın dar elbisesine beline kadar yukarı sıyırıp elini külotunun üstüne bastırmak da gecikmedi. Bunun üzerine Suzan bacaklarını daha da ayırdı. Yüksek topuklu ayakkabılarda bu loş ışıkta bacakları daha uzun ve daha biçimli görünüyorlardı. Ancak dikkatimi adamın elinin hareketine verdim. Adam parmağını külotunu ince kumaşı üzerinden içine doğru bastırıyordu. Suzan'ın soluğu kesilmiş dizleri titreyerek bükülmüştü.
Adam çığlık atınca karım Suzan bir adım geri çekildi; delikanlının, karımın elbisesinin önüne spermlerini fışkırttığını görebiliyordum. Suzan "aman tanrım" diye öfkeyle bağırdı, "sen tam bir abazanmışsın" diye gülerek devam etti ve bana dönerek "bana bir dakika izin ver,  şunu çıkarıp temizleyeyim ve birkaç tane prezervatifi getireyim" dedi ve yatak odasına gitti.
Delikanlı, hala kalkık sikinden damlayan spermleri ile orada öyle dikiliyordu. Bana bakarken utanmış görünüyordu ve hızla külotunu yukarı çekti. Ben hemen evden çıkıp gidecek diye düşünürken, kanepeye oturup, "iyi misin bayım?" diye sordu.
"Eh iyiyim," diye yanıt verip "nasıl karımla eğlenebiliyor musun?" diye sordum.
"Çok ateşli" dedi gülerek.
Sonra bir sessizlik oldu. Adam etrafa bakınmaya başladı. Komodinin üzerinde Suzan'la birlikte ve benim üniformalı bir fotoğrafımı gördü ve eline aldı. Bana bakmadan "benim kardeşimde astsubay"  dedi ve başka hiç bir şey demeden evden çıktı ve gitti.
Bir kaç dakika sonra,  üzerinde çorapları, uzun topuklu ayakkabıları, benim çok hoşuma giden yarı açık sutyeni ve ona takım danteli külotuyla içeriye karım Suzan girdi. Salonun kapısının önünde dinelirken çok çekici görünüyordu. "Nereye gitti?" Diye sordu. Ben sadece omuzlarımı bilmiyorum anlamında silktim. "Ona ne dedin de gitti?" diye sordu.
Ben yeniden omzumu silktim ve neler olduğunu anlattım. Bunun üzerine Suzan kanepeye çöktü ve gözlerini halıya dikti. Bir süre sessiz kaldıktan sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve "yüce Tanrım, amımın, sert bir sik tarafından sikilmesini o kadar istiyorum ki?" dedi öfkeyle. Suzan’dan daha önce böyle kelimeler hiç duymamıştım. Beni biraz geri çekip, bir bacağını kaldırıp külotunu o bacağından sıyırırken "kıçını biraz kaldır da yala amımı" dedi. Külotu hala kaldırmadığı diğer bacağında duruyordu. Ne olduğu konusunda pek emin değildim. Belki gördüklerimden azmıştım ama gerçekten öylemi hissediyordum emin değildim. Ancak uysal köpek gibi dediğini yaparak tekerlikli sandalyeden inip sürünerek yanına gittim ve ağzımı amına gömdüm.
Yatağa gitmeden önce üç kez orgazma ulaştırdım Suzan'ı. Yatağa gittiğimizde belden bağlamalı dildo ile onu sikmemi istedi. Ben yataktan inip dolanı açıp aleti belime bağlayana kadar çok uğraştım ve yaklaşık on dakika zaman geçti. Hazır olup yatağa yöneldiğimde Suzan'ın uyuyup kaldığını gördüm. Onu izlerken kendimi tükenmiş ve tamamen yetersiz hissettim.
Ertesi gün hiç bir şey demedi, ben maç izlerken o pazara gitti, geldi yemeği hazırladı ama genellikle sessizdi. Ama pek negatif bir tavrı yoktu. Ama ben bir gece önceki yaşadıklarımızdan bahsederek aklını karıştırdım. Yemek yerken beni karşısına alıp "haklısın Cemil benim bir sike ihtiyacım var" dedi ve hafif gülümseyerek tam olarak emin olmadan "bilmiyorum," dedi "elimin içinde sert siki hissedince,  zonklayan kaya gibi bir sik tarafından amımın dibine kadar sikilmek istediğimi fark ettim" dedi.
Bu sözleri ondan duymak beni aşağılık hissine sokmuştu ancak bunu gerçekten istediğini biliyor bütün bu arzusunu gözlerinden okuyabiliyordum. Asıl düşüncemi gizleyerek sahte bir gülümseme ile "Bak, sen beni asla dinleme!" dedim. Akşam yemeğinden sonra ben televizyonun başına geçtim, Suzan da söylenerek bulaşıkları topladığı içeriye geçti.
Akşam saat yedi civarına kadar Suzan evin içinde ortadan kayboldu. Ardından yatak odasında, çekmecelerde ve dolaplarda bir şeyler aradığını duyabiliyordum. Sonra duş almasının sesini duydum, ardından saç kurutma makinesinin sesini duydum, saçını kurutuyordu. Demek bu gece dışarı çıkacaktı. Salona geldiğinde birçok hoş ve mutlu görünüyordu. Üzerine dar, kırmızı, straplez bir elbise giymiş, vücudunun biçimine tam uymuştu. Altına kırmızı bir çorap ve yine mükemmelliğini tamamlayan kırmızı yüksek topuklu bir ayakkabı giymişti.
Donanımı çok pahalı görünüyor ve uzun bacaklarını ve tüm kıvrımlarını ortaya çıkarıyordu. Ancak memelerinin arası çok az görünüyordu. Saçlarını kabartmış, altın renkli bukleler oluşturmuştu. İtiraf etmeliyim ki, çok klâs sosyetik bir hava içerisinde çok çekici ve güzel görünüyordu. Kapıya gelip durduğunda bir ıslık çaldım. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Kırmızı rujunun dişlerine bulaştığını görüp söyledim, aynaya bakarak temizledi.
Dişlerini temizledikten sonra ruhun dudağa yayımlaması için dudaklarını şapırdadırken "ne dersin, bu gece bir sik bulabilir miyim acaba?" sordu. Bana o kadar güzel görünüyordu ki, onu istemeyecek adam ancak aptal biri olabilirdi. "Çok hoş görünüyorsun tatlım" diye güvence verdim ve "sen hala şehrin en güzel kızısın" diye tamamladım.
Telefonla taksi çağırdı sonra gelip beni öptü ve taksiyi beklerken bacaklarını ayırıp karşıma oturdu. İç çamaşırı giymemişti. Amının kıllarını da tamamen temizlemişti. Orada öyle otururken ona bakıyor olmam beni tahrik etti, hemen saldırıp işini bitirme hissi verdi. Fakat sonra bunun işe yaramayacağı bildiğimden beni durdurdu.
Dışarıdan taksinin korna sesi duyulduğunda Suzan ayağa kalktı, beni alnımdan öpüp elbisesini düzeltti ve "bana şans dile" dedi.  Sonra kapıya doğru yürümeye başladı. Parfümün kokusu o uzaklaştıkça azaldı. Duygularım karma karışıktı, içime bir üzüntü çökmüştü.
O taksiye doğru yürürken ben pencereden arkasından baktım; akşam güneşinde tutuşmuş saçları, rüzgârda dalgalanarak, uzun adımlarla yürüyordu. Taksi şoförünün ağzı açık bir şekilde onun her hareketini arzuyla izlediğine bahse girerdim.
Suzan taksiye binip gidince kramplar giren midemi sakinleştirmek için soğuk bir bira alıp yeniden lig tv'i açıp maç izlemeye başladım.
Saat gece ikiye doğru kapının önünde bir taksi durdu. Bu defa ne bir gülme ne de bir konuşma sesi vardı. Kapının önünde sadece Suzan ince uzun topuklarının ve onu takip eden daha ağır birinin ayakkabılarının sesi duyuluyordu.
Kapıda ki anahtar dönme sesinin ardından Suzan’ın sesi duyuldu "kuralları biliyorsun değil mi?" diye sordu.
"Evet, çok iyi anladım" diye yanıt verdi kalın bir ses.
Salonun kapısı açılıp da Suzan içeri girip oturduğum köşeye gelip dudağıma bir öpücük kondurduğunda kalbim adeta yerinden çıkacaktı. Ağzı şarap kokuyordu ama bu defa daha ayık gibiydi.  Suzan önümden çekilene kadar eve kimi getirdiğini görememiştim. Yana doğru çekilip arkada ayakta duran adamı iri yarı gösterip "Bu Metin" dedi. Adam o kadar iriydi ki, nerdesin kapı girişini tamamen kapatmıştı. Çok kısa kesilmiş siyah saçları ve kısa kollu gömleğinden görüldüğü kadar kaslı vücuduyla tam bir çam yarmasıydı. Suzan "muhasebeci" diye tanıştırmasını sürdürdü.
Çok küstah görünüyordu, uzattığım eli sıkıca yakalayıp sıkarsak "sen de Cemil'sin değil mi?" dedi. Ben başımı sallayarak onayladım. "Suzan bana başına gelenleri anlattı. Bizim delikanlılarımızın da bu bölgeye asker olarak gidecek olmaları düşüncesi beni hasta etti. Darılma yok ama bu çok boktan bir savaş, hiç umurumda değil" dedi. Dişleri parlayarak sırıtıyordu.
Yüzünde tercih edilmiş, zafer kazanmışların edasıyla sırıtarak yanımdaki koltuğa oturup, havadan sudan konuşmaya başladı. Konuştukları incir çekirdeğini doldurmazdı. Ona bir sigara uzattı, aldı. Suzan'ı tamamen unutmuş benimle konuşuyor, savaşla ve savaş bölgesiyle ilgili olarak gereksiz saçma sorular soruyordu. Ancak o kadar güzel sohbet ediyordu ki, anlattığı. Her şeye çok şaşıyor yeni sorular soruyordu. Yılların tanışıklığı varmışçasına sohbet ediyor savaştan, sonra oradan başka konulara atlayıp duruyorduk. Bu şekilde yaklaşık bir saat sohbet ettik.
Sohbetin hızı azalınca ayağa kalktı; ben gidecek sandım. Ama o doğrudan gözlerimin içine bakıp bana "neyse, burada karını sikmek için bulunuyorum, doğru mu?" dedi. Küstah ve arsızca gidip Suzan'a elini uzattı. Suzan az önceki sohbetimiz nedeniyle uyuklamaktaydı. Suzan da ellerini uzatıp adamın ellerini tuttu. Adam Suzan'ı yakaladığı ellerinden çekerek ayağa kaldırdı.  Sonra güçlü kollarıyla beline sarılıp dudaklarına yumuldu. Suzan önce yavaşça ama sonra daha sert bir şekilde adamın boynuna kollarını dolayarak öpücüğüne karşılık verdi. Adamın eli karımın sırtında dolaşıyordu. Ardından yavaş yavaş aşağılara, kalçalarına doğru indi. Öpüşmeleri sürerken Metin karımın kalçalarını koca elleriyle ovalamayı sürdürüyordu.
Metin elini karım Suzan'ın elbisesinin düğmelerine götürüp bana döndü ve "sorun yok değil mi?" diye sordu. İtiraf etmeliyim ki karım Suzan'ı bu çam yatmasının kolları arasında görmek boğazımın adeta düğümlenmesine neden olmuştu. Ellerimi bir şey sunar gibi iki yana açarak "eğlenmeme özgürsünüz" diye yanıt verdim. Suzan bana bakıp gülümsedi ve sonra dönüp Metin'e bakıp daha büyük bir gülümseme verdi.
Metin daha fazla boşa vakit geçirmek istemiyordu. Suzan'ın elbisesini yakalayıp başının üzerinden çıkardı. Suzan sallanan memeleriydi adamın önünde tamamen çıplak kalmıştı. Metin Suzan’ın başını bir tarafa eğip hemen boynuna yüzünü gömdü. Kalçaları iyice gerilmiş Suzan adamın kafasını boynundan çekip memelerine doğru bastırdı. Meme ucunu ağzına alıp emmeden önce diliyle ekip tadına baktı. Suzan soluk soluğa kalmıştı.
Metin elini yavaş yavaş karımın karnına ve göbek deliğine kaydırmış küçük daireler çizerek okşuyordu. Sonra elini karımın yeni tıraşladığı amının üzerine koydu. Suzan bir dizini kaldırırken adam da bir parmağını amının dudaklarının arasına girene kadar yarığına bastırdı. Adamın eli yumuşak ve yavaş bir şekilde yarığında ileri geri giderken karımın amının suyunun parmak üzerinde bıraktığı parlak nemlilik görünüyordu. Sonra metin parmağını yavaş ama tek bir hamlede içine sokunca karımın kalçaları daha da gerildi ve ağzından inlemeler dökülmeye başladı. Metin yavaş darbelerle parmağını kullanarak amını sikerken, Suzan da onun her sokuşunda amını parmağa doğru bastırıyordu.
Derken adam ikinci parmağını da amının dudakları arasına bastırdı. Yavaş fakat sertte sokuyordu. Karım adamın kollarında inlerken o "çok dara açığın var bebeğim" diye fısıldadı ve parmak sikişinin hızını gittikçe artırmaya başladı. Ben bir sigara daha yakıp sandalyeme gömülün izlemeyi sürdürdüm. Suzan adamın kafasını memelerine daha da bastırınca adam meme acunu dişlerinin arasına alıp minik ısırıklar vermeye başladı. Suzan çığlıklarla orgazm alana kadar amının içindeki elin üzerine daha hızlı ve daha sertçe bastırdı. Metin karımın kafasının üzerinden bana bakarak gülümseyerek göz kırptı.
Adam parmaklarını amından çıkarıp karımın ağzına soktu. Karım içeri dışarı söküp çekerek parmağı diliyle yalayıp temizledi. Bu manzarayı seyrederken ben sadece kendi kendine gülüyordum. Sonunda adam parmakları karımın ağzından çıkarıp elleriyle kafasının arkasından yakaladı ve geniş göğsüne bastırdı.
Suzan delirmiş gibi tek tek hamlede adının düğmelerini açtı ve kıldı göğsünü ortaya çıkardı. Ancak sabırsızca açınca son düğmesi koptu ve odanın diğer köşesine yuvarlandı. Şehvetle göğsüne bir öpücük kondurup diliyle adamın meme başlarını sırasıyla yalamaya başladı. Metin ellerini karımın başının arkasına koyup aşağıya doğru bastırıyordu. Karım aşağıya doru kayarken göğsünde göbeğimde diliyle çalışmaya devam ediyordu. Sonunda pantolonunun kemerine ulaştı. Kemeri hızla çözüp pantolonu aşağıya sıyırdı.
Pantolon aşağı inince ortaya çıkan uzun ve kalın siki görünce Suzan’ın gözleri az daha yuvasından dışarı fırlayacaktı. Aman tanrım adamın siki neredesin bira kutusu kadar kalın ondan daha uzundu.
Adam karıma "şimdi bana ne kadar oruspu olduğunu gösterme zamanı bebeğim yala bakalım sikimi" diyerek Suzan'ın kafasından yakalayıp kendine doğru bastırdı. Adamın aşağılamalarını tepki vermeden dilini sikin kalın gövdesine yerleştirip uzun darbelerde yalamaya başladı. Suzan'ın uzun ve ince elleri olmasına rağmen bu eller bile adamın kalın sikini kavramaya yetmiyordu. Suzan başını geriye çektiğinde sikin koca kafası görünüyordu. Karım gözünü yumup dudaklarını iştahla bir yemeği bekler gibi yalayıp sikin başını yalamaya koyuldu. Metin inilemeye başlamıştı.
O anda ben Metin'in sikinin tamamen kalkmamış olduğunu anladım. Bu haliyle bile yirmi santimden daha büyük görünüyordu. Suzan başını yaladıkça, sikin daha da şişip sertleşmesini görmek benim yetersizlik duygumu daha da artırıyordu. Ardından Suzan dudaklarını iyice açıp koca mor başı dudakları arasına bastırıp ağzının içine aldı. Kafamı kaldırdığımda Metinler göz göze gelmiştim. Suratına aptal bir sırıtış oturmuştu. Ben de kaşlarımı kaldırıp ona gülümsedim. Evet, Suzan amanın derinliklerini sikecek bir sik istiyordu ve eminim bu gece bir tane bulmuştu.
Suzan sadece bir kısmını ağzına alabildiği sikin üzerinde başını ileri geri sallamaya başladı. Metin karımın saçlarını toplayıp bir elinin avucuna almış bana bakarak ağzını silmeye başladı. Önce yavaş yavaş, sonra gittikçe hızlanacak ta gırtlağına gelecek şekilde sokuyordu. Adam soktukça Suzan öksürüyordu. Metin sokayım durdurup siki dışarı alınca Suzan nefes alabildi. Sonra adam yeniden sokup olabildiğince şiddetli şekilde sikmeye devam etti. Adam bu şekilde defalarca tekrar etti. Suzan’ın salyaları ağzını siken koca sikin üzerinde toplanmıştı. Adeta boğuluyordu. Hırıldayarak "em sikimi oruspu!" diye sesleniyor Suzan da hiç tepki göstermeden dediğini yapıyordu. Dayanak almak için iki eliyle adamın kalçalarına sıkıca yapışmış, ağzını tamamen dolmadan birazcık nefes alabilmek için başını geriye doğru çekiyordu.
Sonunda adam sikini karımın ağzından çıkarıp eliyle gövdesinde yakalayıp başıyla karımın yüzüne vurmaya başladı. Sonra siki dudaklarının üzerinde sallarken karım diliyle başını yakalayıp yalamaya çalışıyordu. Derken karımı kendisine doğru çekip "taşakların mı yala!" diye sertçe emretti. Suzan aşağı doğru sarkan kıllı koca taşağı diliyle yalamayıp emmeye başladı. Bunun üzerine adam kendini geriye doğru atıp, müthiş sesler çıkararak zevkle inlemeye başladı. Suzan’ın parlayan gözleri ile bana bakarak gülümsediğini fark ettim. Adamın siki o kadar serleşmişti ki nerdesin karnına paralel duruyordu. Hayatımda gördüğüm ek büyük ve en koca kafalı sikti bu. Adam birden Suzan’ı geriye doğru bastırıp siki yeniden ağzına soktu. Her vuruşunda karımın ta gırtlağına kadar sokuyordu.
Adam bütün gücüyle ta gırtlağına bastırdıkça karım boğulacak gibi olup öğürüyordu. Ama sik çok büyüktü, adam siki ağzından çıkardığında Suzan ancak nefes alabilmişti. Adam "seni işe yaramaz sik yalancısını seni" diye alay edip, "aç şu siktiğimin bacaklarını da amını yırtıp parçalayayım!" dedi.
Suzan aceleyle kanepeye tırmanıp bacaklarını adamın siki için ayırdı. Adam bacakları arasına girerken amının tamamen ıslandığını hatta am suyunun damladığını görebiliyordum.
"Sikime yapış amcık!" diye emretti karıma
Suzan uzanıp iki eliyle koca siki yakaladı ve amına doğru yaklaştırdı. Adam sikini hafifçe illeri doğru bağırarak "seni sikmem için yalvarmanı duymak istiyorum oruspu" diye sesledi. Koca sikin amın üzerine tam olarak yerleştiğini görebiliyordum.
Suzan "sik beni" dedi.
Adam "bir daha söyle" diye emretti.
Suzan yeniden "sik beni" dedi.
Adam "bir kez daha, daha yüksek!" diye seslendi
Karım "sik beni!" diye haykırdı.
Adam uzanıp karımın memelerini tutup onları okşamaya başladı. Adamın parmakları memesinde dolaşırken karım çığlık atıyor ama adam "seni duyamadım" diye arsızca tekrar etmesini istiyordu.
Suzan "sik beni!" diye gücünün yettiğince çığlık attı.
Adam memeleri okşamayı sürdürerek "benim adım Metin, onu söylediğini de duyayım" diye hırladı.
Bütün gücüyle yeniden bağırdı Suzan "sik beni Metin! Sik beni!" Adam memeleri okşamayı bırakıp meme uçlarına vurmaya başladığında Suzan son söylediğini sürekli tekrar ediyordu. Adam kendini ileri doğru bastıkça sik yarığını dalarken Suzan'ın sözleri anında kesildi ve ağzı açık kaldı. Ancak giremedi. Hafifçe büküldü.
"Çok darsın oruspu, aç sikişken amını benim için" diye hırladı.
Suzan adamın sikini bırakıp, bacaklarını daha da yurdu ve iki eliyle amının dudaklarını yakalayarak Metinin sikinin girmesi için ayırdı.
Adam sikinin koca kafasını amının yarığına aşağı yukarı sürterken "şimdi ne diyecektim oruspu diye bağırdı.
Suzan "sik beni Metin, lütfen sik, sik artık!" diye yalvardı. Sesinde gerçek bir yalvarma ve sikilmeye muhtaç olduğu hissi vardı.
Bu adamın duymak istediği sözler olmalıydı ki, sertçe karımın amına sikini soktu. Sikin başı karımın amına girerken karım geriye doğru sıçrayın müthiş bir çığlık attı. Sadece sikin başı içerdeydi ve adam çekip sorunca sik biraz daha içeri girdi ve karım umutsuz bir çığlık daha attı. Sonra adam yeniden çekip biraz daha derine soktu. Suzan geriye sıçrayıp "oh Aman Allahım!"diye feryat etti.
Sikinin sadece yarısı içeri girmişti ki, Metin, amı biraz genişletebilme umuduyla kalçalarını dairesel olarak oynatmaya başladı ve " seni duyamıyorum oruspu!" diye bağırdı.
Suzan başını öne arkaya savunarak ve gerçekten derinden gelen bir sesle "Oh Tanrım! Sik beni Metin!" diye bağırarak koca sik içindeyken boşaldı.
Metin sikini neredeyse tamamen çıkarıp yeniden sertçe sokunca Süzenden yeniden müthiş bir "ahhh!" işitti. Suzan yeniden boşalırken parmaklarıyla siki kavramıştı. Metin Suzan'ın ayak bileklerinden kavrayacak dizlerini göğüslerine kadar bastırmış, sadece sikinin yarısıyla onu sikmeye devam ediyordu. Suzan da uzanıp bacaklarının etrafından amının dudaklarını ayırıp, daha rahat girsin diye içindeki sike yardım ediyordu. Metin yavaş yavaş daha da bastırmaya başladığında Suzan da zevk çığlıkları arasında inlemelere ve hırlamalara başlamıştı. Adam hızını artırdığında, Suzan'ın yüzünde ter damlaları birikmiş saçı terden başına yapışmıştı. Biraz sonra Suzan adamın asını anarak ve sikmesi için yalvararak bağırmaya başladığında Metinin sikinin karımın amcık suyuyla kaplandığı görünüyordu.
Metin kendini yeniden ayarlayıp karımın üzerine doğru eğilince, koca kalın sikin karımın amına girip onu kanepeye iyice çivilediği açıkça görünmüştü. Sonunda tüm sikini karımın amına büyük bir şakırtıyla gömmüştü.
Ben bu sın yıl içinde sayısız defa Suzan'ı orgazma ulaştırmıştım. Ancak hiç biri, adamın gürültülü ve sert bir sikerken, yüzü kızararak ve sikmesini için yalvararak tekrar tekrar orgazm olmasıyla karşılaştırılamaz bile. Suzan şimdi adamın amının üzerinde çalışmasına izin vermiş, elleriyle kanepenin kenarından adeta düşmemek için sıkıca tutmuş, kanepenin kumaşına tırnaklarını geçirip yırtmıştı.
Metin tokmaklamaya devam ederken "sen kimin oruspususun söyle?" diye bağırıyordu.
Suzan ritmini hiç bozmadan "senin oruspunum, senin oruspunum Metin, Oh Tanrım, Oh Tanrım, Sik, Sik beni" diye soluk soluğa avazı çıktığı kadar bağırarak cevap verdi.
Suzan asla böyle kaba ve kötü kelimeler kullanmaz, 'yeri gelince, sadece çok gerekince' derdi. Ama şimdi, bağırarak ve yalvararak adama onun oruspusu olduğunu söylüyor ve kendisinin amını sikmesi için yalvarıyordu.
Metin, karımın yüzünü tokatlayıp, sikini amından çıkarıp karımdan dizleri üzerine domalmasını istedi. Suzan hemen dediğini yapıp istediği pozisyonu aldı. Karımın vücudu heyecandan titriyordu. Adam karıma şike bilmesi için amını iyice açmasını söyledi.
Suzan uzanıp elleriyle kalçalarını olabildiğince ayırdı. Kendini şike hazırlarken, sikilmiş ve şişmiş amın harika manzarasını gözlerimin önüne sermişti. Amının dudakları kızarmış, amının deliği iyice açılmıştı.
Metin siki amın girişine yerleştirince "ne diyordun?" diye sordu yeniden.
Suzan, ses tonu kötü kadınlarınki gibi ahlaksız ve kısık cevap verdi; "sik beni Metin, Allah rızası için sik beni"
Suzan bunları söylerken adam hızla içine dürttü. Koca sik içine ta derinlerine girerken Suzan çığlıklar atıyordu. Metin karımın kalçalarından tutup kendine doğru çekti ve sikini daha da derine yerleştirip sikmeye devam etti. Sonra "kendi kendi sik oruspu" diye seslendi. Suzan bunun üzerine kalçalarını döndürerek sikin gövdesinin üzerinde ileri geri hareket etmeye başladı. Adam kalçalarını şaplaklayarak  "daha hızlı oruspu" diye bağırdı buna karşılık olarak.
Suzan kalçalarının şaplaklanmasından pek hoşlanmazdı. Bir keresinde ben şaplak attığımda, ucuz bir oruspu olmadığını söyleyip beni engellemişti. Ama şimdi; adama 'oruspuna daha sert vur' diye yalvararak daha hızlı gidip geliyordu sikin üzerinde. Adam bir kez daha vurunca Suzan müthiş bir çığlık attı. Adam yeniden "daha hızlı kaltak" diye bağırınca Suzan arzuyla inleyerek kendini adama daha da bastırdı. Suzan sikin üzerinde gittikçe hızlanarak ileri geri hareket ederken, adam ardı ardına kalçalarına şaplak vurmaya devam etti. Kalçalar şaplaklardan kızarınca Metin iki eliyle karımın kalçalarını kavrayıp sertçe sikmeye başladı. Adamın her sokuşunda karımın vücudu sallanıyordu.
Adam onu tokmakların Suzan "Oh, Tanrım, sik beni Metin, sik oruspunu" diye çığlıklar atıyordu.
Metin hızını artırmıştı. Sırtından ter damlaları akıyordu. Karımı kalçalarından yakalayıp ayağa kalktı sikini de kaldırıp sikmeye devam etti. Suzan iyice ayrık buzun bacaklarıyla adamın koca sikiyle pompalamasının şiddetiyle kanepenin üzerinde zor duruyordu.
Metin, her fışkırmasında onu havaya kaldırarak ve çığlıklar atarak boşalana kadar, çığlıkları ve kıvranmaları gittikçe vahşileşen ve kanepenin arkasına sıkıca tutunan Suzan adeta başka bir aleme geçmiş gibiydi. Sonunda ada. Hala siki amın içindeyken dizleri üstüne doğrulurken Suzan çok yüksek sesle çığlık atarak adamın kollarına bir bez bebek gibi düşüp yığıldı kaldı.
Adam Suzan’ın kalçalarını bırakıp alnında biriken teri sildi ve ardından kalçalarını ileri doğru iterek sikini Suzan'a bastırdı. Suzan kanepeye yan şekilde uzandı ve hiç kıpırdamadı. Herhalde çok yorulmuştu. Ama Metin, onun bacaklarını havaya kaldırarak zorla sırt üstü çevirdi ve bacakları ayrık olacak şekilde bıraktı. Suzan'ın gözleri kapalı ve fakat tamamen ayrık amının yarığından bol miktarda Metinin bembeyaz spermleri sızıyordu. Amının üst tarafı her ikisinin suyuyla ıslanmıştı. Karım yorgunluktan uyuyor muydu yoksa baygınmıydı belli değildi. Metin ayağa kalktığında yumuşamış siki bacaklarının arasında sallanıyordu. Sikinin kılları karımın amının suyundan dolayı sırılsıklam olmuş vücuduna yapışmıştı. Göbeğinden kalçalarına kadar da ıslanmıştı.
Metin gülerek bana döndü ve "karın harika sikişiyor, çok dar amı var ve çok iyi oruspuluk biliyor" dedi.
Ben bir adama bir de karşımdaki karıma baktım; adamın spermleri hala karımın şişmiş ve kızarmış amından sızıyordu. Karşımda duran adamın az önce duygusuzca ve acımasızca karımı siken iri, şişmiş sikine bakarken anladım ki, karım Suzan sadece tek bir sikişle, benim yıllardan beri yaptım sikişlerden bile daha fazla zevk ve haz almıştı. Küçülmüştüm, bir kaç saat öncesine nazaran daha az erkek hissediyordum kendimi. Gözümden yanağıma yaşlar süzülmeye başlamıştı ve metin bunu görmüştü.
Yanıma gelip elimi omzuma koydu ve "ağlama" dedi. Sonra nazikçe beni Suzan doğru çekti ve yüzümü spermlerinle sırılsıklam ıslanmış açığına bastırdı ve "İşte bir kadın sikildiğinde gerçekte nasıl görünürmüş öğren!" dedi.
Sanırım arım Suzan'ın gözlerimin önünde bu şekilde sikilmiş olması gözyaşlarımın akmasına neden olmuştu. Zaten yarım adam olmak yeterince kötüyken, bir de karımın bu koca sikli adama sikmesi için yalvarması ve ardından ağzına tecavüz ederken onun adıyla çığlık atması ve de amını tokmaklarken oruspunu sik diye yalvarması çok daha zor gelmişti.
Ben tam bunları düşünürken, metin yere uzanıp kulağıma "sence o da hoşlandı mı?" diye fısıldadı. Bu soruyu çok açık yanıtlamaya bir sıkıca yoktu. Zira karımın çok hoşuna gitmişti. Başımı sallayarak onayladım.
Sonra yeniden koca elini neşemde hissettim. Başımı karımın şişkin amına değene kadar bastırmıştı. Burnuma ikisinin organının kokuları dolmuştu. "temizle, benim için temizle, uyandığında onu bir daha sikeceğim" diye emretti. Sonra yüzümü yeniden spermle ıslanmış amına bastırdı. Karımın amının suyunun kokusunu ve tabi adamın sperminin kökünü duyuyordum. Spermler hala açıktan sızmaya devam ediyordu. Yüzümü bastırmasıyla amcık suyuyla karışık spermler dudağıma sıvanmıştı. "Sen tatlı çocuksun, hadi yalayarak diliyle amcığı temizle" dedi. Eliyle saçlarımı okşuyordu bir yandan da.
İyi adama mağlup olduğum için bu bir angaryaydı, bir cezaydı. Ağzımı açıp başka bir erkeğin spermlerinin tadını alarak yalamaya başladım. Amı sıcak ve yapış yapıştı fakat yinede yalayarak ve amının deliğini emerek son damlasına kadar temizledim. Sonra da geriye doğru oturup yüzümü sildim.
Metin kafama vurup, "biliyor musun ben karşıda oturuyorum, gece gidemem şimdi, bana bir oda göster de yatayım" dedi.
"Koridorda sağdan ikinci oda" dedim.
"Güzel" dedi bir köpekmişim gibi başımı okşayarak "karın uyarınca yanıma gönder, eğer bu küçük göt deliğine koca sikimi alabilirse bu gece dar bir göt sikmeyi planlıyorum" dedi ve beni karımın amına bakar şekilde bırakıp odaya gitti.  Az sonra eski yatağımızdan gıcırtılar duymuştum; kendini yatağa atmıştı. Ben de kafamı acı acı sallayıp Suzan’ı orada bırak bizim yatak odamıza gittim ve uyudum.
Az sonra bir çığlıkla uyandım ve hemen doğruldum. Yan odadan yatak gıcırtıları ve karımın "görümü sik Metin" diye bağırmasın duyuluyordu. Yatağa kendimi yeniden bıraktım ve sesleri duymamak için yastık ile kulaklarımı kapattım. Ama pek kullanışlı olmadı. Zira sonraki bir kaç saat, adamın karımı sikme sesini ve karımı sik diye yalvarınız dinledim.
Ertesi sabah oldukça geç uyandım ve şükür ki ev çok sessizdi. Televizyonu açıp izlemeye başladım. Öğle vakti gelmişti, biraz sonra bir yatak geçirmişti ve ardından ayak sesleri duydum. Sonra tuvaletin kaysısı açıldı ve uzun uzun işeme sesi işittim.  Mu Metin olmalıydı. Zaten an sonra da koridorda göründü, çıplaktı ve şişkin siki bacaklarının arasında sallanıyordu. Yine başımı okşayıp, önündeki soğuk biraya uzandı aldı ve kanepeye kendini bıraktı ve "gerçekten karının çok dar görü varmış. Ben içine bastırdıkça az kalsın sikim içinde yırtılacak sandım"  dedi. Gözlerine bakmamak için yere halıya bakıyordum. "ama amı gerçekten çok tatlı, bir de oruspu olmayı çok iyi biliyor" diye ekledi.
Sonra ellerini kanepenin arkasına koyarak siki iyice görünecek şekilde bacaklarını ayırdı. Sikinin kıllarında sperm ve amcık suyu kuruyup kalmıştı. Hemen gözlerimi kaçırdım. Yaklaşık bir saat kadar sessizce oturduk. Ardından yine bir yatak gıcırdaması ve hafif bir ayak sesi duydum. Karım uyanıp doğru banyoya girmişti.
Aynı Metininki gibi uzun uzun işeme sesi evin içinde yankılandı. Ben sifonun sesini duyana kadar tam on beş dakika sessizce klozette oturdu. Ardından önce duşa kabinin kapı sesi ve sonra da duş sesi gelmeye başlamıştı. Bornoz giymiş ve saçını havluyla sarmış olarak yanımıza gelmesi yaklaşık bir saat sürmüştü. Mutfağa geçerken gözlerini Metinden kaçırarak bana bakıp gülümsemişti
Suzan oldukça yavaş ve aksayarak yürüyordu. Adam " hey oruspu bana soğuk bir bira getir" diye seslendi. Adama bakmadan döndü ve dolaptan aldığı birayı ona uzatırken adam belinden yakalayıp onu bacaklarının arasına doğru çekti.
Adam birayı kenara iterek Suzan'ı çekip elini bornozunun kordonuna uzatınca Suzan bakışlarını kaçırmaya çalıştı. Ancak onu durdurmayı denemedi. Adam kordonu çözüp çıplak gücünü kendine doğru çekti. Metin karıma gülerek bakarken Suzan yine bakışlarını kaçırmıştı. Metin, "artık buna ihtiyacın olmayacak" diyerek bornozu üzerinden aşağıya sıyırmaya çalıştı. Suzan tartışmak istemiyordu. Elindeki bira kutusu bir elinden diğerine alarak her iki kolundan da bornozun sıyrılmasına yardımcı oldu şimdi borunuz vücudundan sıyrılacak halının üzerine yığılmıştı.
Metin uzanıp birayı aldı ve ayağıyla rastgele Suzan'ın bacaklarına vurdu. Suzan bacaklarını ayırdı. Elindeki bira kutusunu sıkarak "Oruspu amını göster bana" diye emretti. Suzan elini bacaklarının arasına uzatıp pürüzsüz amını açarak adamın incelemesine sundu. "Oh sen kendi amını güzelce temizlemişsin ama senin amının sularını benim sikimde bırakmışsın, şimdi temizle onu oruspu" dedi.
Suzan bana gizli bir bakış atıp, adamın bacakları arasına dizlerinin üzerine çöktü ve sikini yalamaya başladı. Çok zor olmuştu ama hepsini temizlenene kadar yaladı. Sik yeniden sertleşmişti. Adam "bu kadar yeter, şimdi kendi kendini becer" dedi.
Suzan doğruldu önünü bana arkasını adama dönerek bacaklarını ayırdı. Uzanıp bir eliyle amının dudaklarını ayırırken, diğer eliyle de adamın koca sikini yakalayıp amının ağzına kadar getirdi. Koca kafası amının dudakları arasına değdiğinde gözleri kapalıydı ancak kendini kaldırıp yavaş yavaş sikin üzerine bastırırken gözlerini iyice sıktı. Suzan adamın iyice kucağına oturana kadar yavaş yavaş sikin üzerinde aşağı yukarı hareket ederken alt dudağını ısırıyordu. Sonra adam aşağıdan hızla bastırınca Suzan ileri doğru uzanıp elleriyle yere değdi. Arsından adam kalçalarından yakalayıp sikinin üzerinde zıplatmaya başladı.
Suzan anında boşalmaya başlamış, kafasını hızla sağa solla sallıyor ve "sik beni Metin" diye orgazm çığlıkları atıyordu. Karım şehvet çığlıklarıyla amını sikmesi için adama seslenirken ben gözlerimi kaçırdım. Daha fazla görmek istemiyordum. Ancak karımın amına sikin her girişinde çıkardığı ıslak ses hala kulağıma geliyordu. Hareket ettiklerini duydum. Onlara doğru baktığımda, karımın adamın göğsüne sırt üstü uzandığını ve ayaklarını dizleri üzerine koyduğunu, adamın da alttan kalın sikiyle amını tokmakladığını gördüm. Suzan nefes nefese sürekli adamın adını söylerken başını iyice göğsüne gömmüştü.
Metin iki eliyle uzanıp karımın memelerini yakalayıp sertçe okşarken bana bakıp sırıtıyordu. Meme uçlarına parmağımda vurup, eliyle memeleri yukarı doğru kaldırdıkça Suzan çığlıklar atıyordu. Suzan çığlıklar içinde kendini geriye doğru savuruyor ama Metin hala sikmeye devam ediyordu. Adam, Suzan'ın dizlerinden tutup bacaklarını yukarı kaldırınca iyice ayrılmış amın içinden çıkan siki gördüm.
Adam "oruspu al şunu görüne sok" diye emretti.
Suzan amından çıkan siki yakalayıp götünün deliğine doğru kaydırdı ve içine doğru bastırdı. Sik götüne girince Suzan'ın ağzından müthiş bir çığlık koptu. Metin kollarıyla, karımın kollarının etrafını sararak bacaklarınıza iyice yapıştırıp görümü sikmeye başladı.
Adam şaklatarak sikini daha da derine sokarken "sikinin hepsini götümün içinde istiyorum de bana oruspu!" diye bağırdı.
Suzan ilk defa onun istediğine olumlu yanıt vermemiş kafasını sallamaya devam etmişti. Ancak Metin bunu pek hoş karşılaması ve dar dirliğine canını acıyacak gibi sokmuş yaptı ve "yalvar bana oruspu!" diye bağırdı.
Suzan asla anal seks yapmak istemez, her göt deliğine dokunuşumda yerinde sıçrayarak benden uzaklaşırdı.
Metin sikinin sadece yarısını sertçe göt deliğine bir daha bastırdığında Suzan yine sessiz kalıp bir şey dememiş ancak yüzünün buruşmasından acı çektiği apaçık belli olmuştu. Sonra birden yüzü pembeleşti ve gözlerini kocaman açtı; belli yeniden orgazm oluyordu. Amının suları yarığından sızıp götünü siken yarağın gövdesine akıyordu. Kafasını çıldırmış gibi sallayarak çığlık çığlığa "götümü sik Metin, hepsini, sikinin hepsini içimde istiyorum, sok hadi sok" diye bağırdı.
Adam hırsla "bir daha!" diye bağırdı.
Suzan "sik götümü, lütfen Metin sik götümü" diye karşılık verdi. Adam koca sikiyle amını tokmaklamaya devam ederken Suzan durmadan çığlık atıyor ve hiç ara vermeden "sik götümü" cümlesini tekrar ediyordu. Sikin koca kafası girdikçe göt deliği inanılmaz genişliyor Karım çığlıklarına devam ediyordu.
Gözleri, sanırım yaşadığı acıdan dolayı tamamen yaşla dolmuştu ama adeta bir dere gibi taşmış, amı açılıp kapanarak kusar gibi suları fışkırıyordu. Tatlı Suzan'ımın götünün delinmesini daha fazla izlememek için gözlerimi kaçırınca, adam karıma "söyle kocana, koca kalın bir sikle götünün sikilmesini seyretsin" dedi.
Karım soluk soluğa "bak bana Cemil, bak koca sik nasıl giriyor götüme bak Cemil" derken gözlerimi kapatmıştım. Ama bu sözler üzerine yavaşça ona baktığımda koca siki ta bağırsaklarına kadar içine aldığını hissettim. "Bak Cemil, Metinin koca siki nasıl tokmaklıyor götümü izle" diye bir kez daha tekrarladı. Metin eğilip kulağına ne fısıldarsa Suzan bana onu söylüyordu; "Metinin siki kocaman seninkinden çok büyük, içimi tamamen dolduruyor, senin asla beceremeyeceğin gibi beni beceriyor ve boşaltıyor. Onun siki çok seviyorum Cemil, sen asla beni götümden sikemedin ama o sikiyor. Tanrım, o kadar sert ki..."
Beni aşağılamak için kelimeleri tiz bir sesle ve soluk soluğa söylerken yeniden adamın sikinin üzerindeyken boşaldı. Yaşadığı kaçıncı orgazmdı sayamadım. Tam bu sırada Metin de korkunç hırıltılar çıkararak siki göte daha da bastırarak boşalıp spermlerini karımın götünün içine fışkırtmaları başladı. Suzan içi spermle doğarken öyle rahatlamıştı ki 'içimi doldur' diye çığlıklar atıyordu.
İkisinin de boşalması bitince Metin karım Suzan'ı bıraktı ve o da adamın üstüne bir külçe gibi yığıldı. Suzan başından tırnak ucuna kadar kıpkırmızı olmuş üzerinde uzanırken, adamın siki hala görünün içinde duruyordu.
Metin, Suzan'a kendi birasından bir yudum ikram etti, karım birayı hiç sevmezdi ama şimdi birayı kapıp iştahla yudumlamaya başladı. Suzan birasını içerken Metinin siki yavaşça kayıp götünden dışarı çıktı. Metin karımın kulağına bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine Suzan ayaklarını adamın dizinden yukarı kaldırıp bacaklarını götü görünecek şekilde yukarı kaldırdı. İyice kızarmış göt deliği sıkıca kapanmış ama arasından adamın spermleri sızıyordu.
Suzan parmağını bükecek bana gel işareti yapıp "buraya gel ve götümü temizle küçük çocuk" dedi. Ben kafamı çevirdim. "Çevirme kafanı, sen bir erkek olarak işe yaramaz özürlü birisin, gel buraya ve götümü temizle!"diye bağırdı. Ben kafamı hayır anlamında salladım ama o "hadi küçük çocuk, gel ve götümdeki Metin'in spermlerini yala" dedi ve aşağılayacak dil dökmeye devam etti.
Sonunda pes edip oturduğum yerden yuvarlanıp yere indim ve onalar doğru süründüm. Metinin siki yakından daha büyük görünüyordu ama onu görmezden gelip dilimi Suzan'ın amına soktum. Suzan "götümü diyorum sikin avanak!" diye bağırınca dilimi, karımın kuru tatsız götü ile Metinin sperminin tadını alıncaya kadar aşağıya kaydırdım. Yavaş yavaş götünden sızan Metinin spermlerini kızarmış göt deliği üzerinden yalayarak temizlemeye başladım. Dilimi arasına göt yarığında gezdiriyordum. Ancak Suzan hemen "sadece göt deliğimdeki spermleri em çocuk" diye emrediyordu. Ben de dudaklarımı büzerek göt deliğinin üzerine yerleştirdim ve dilimde içine bastırarak spermleri emmeye başladım. Metinin spermleri ağzıma akarken Suzan da kendini ağzıma doğru ittiriyordu.
Spermin tadından midem kalkmış kusmak istiyordum ama götünden spermleri emmeye mecbur olmuştum. İşim bitince Suzan kafamı tıpışlayıp yerime geçmemi söyledi. Ben sandalyeme doğru sürünürken "akıllı çocuk" deyip adamın dizleri atasına çözüp yalayarak sikini temizledi.
Suzan bana sırıtacak bakan adamın yüzüne bakarak taşaklarını yalarken, işte bu dedim kendi kendime yenilgiyi kabul ederek; Suzan artık daha fazla senin olmayacak, şimdi o Metin'in olmuştur. Bakışlarımı kaçırıp yere baktım; yenilmiştim.
Metin, Suzan'ı itip kendinden uzaklaştırdı ve ayağa kalkıp "şimdi banyo zamanı" dedi ve koridora yöneldi. Sonra dönüp "gel oruspu" diye emretti. Suzan da kalkıp onu takip etti. Sonra "eğer sikimi istiyorsan sürünecek gel oruspu" dedi. Suzan yere bakıp yavaşça çömeldi ve dört ayak üzerine pozisyon alıp sürünecek onu takip etmeye başladı. O sürünecek adımı koridora doğru takip ederken mende sağa sola kıvrılan götünü görebiliyordum.
Biraz sonra duşun çalıştığını duydum, ardından Suzan'ın Metin'i ismiyle çağırdığını işittim. Sonraki bir saati de Metin'in katım Suzan'a yaptığı cinsel tacizin sesini dinleyerek kendi kendime ağlayarak geçirdim. Az sonra da Suzan’ın çırılçıplak yapışık vaziyette durduğu Metin tamamen giyinmiş şekilde kapıya doğru yöneldi. Beni görünce "şu zavallı piçe bak" dedi, "kötü sikici, benim gittiğimi sanarak, bu adi oruspuyu siktiğimi göremeyeceği için nasıl da ağlıyor" diye dalga geçti. Gözlerimi aşağıya çevirerek duygularını tamamen kaybetmiş bu ikiliden gözlerimi kaçırdım. Metin yine karşıma geçip saçlarımı okşadı ve "takma yavrum" dedi, " halı saha maçım var oraya gideceğim için ara verdim sadece, bitince geri geleceğim ve sabaha kadar senin fahişeni sikeceğim sen de seyredebileceksin, üzülme" diye beni aşağıladı.
Sonra da ben alttan kaçak bakışlarda onu izlerken kapıdan çıkıp gitti. Suzan çırılçıplak olarak, o taksiye binene kadar arkasından baktı. Sonra da bir şey demeden koridora yönelip kayboldu. Ben salondaki kanepeye baktığımda dün geceki olaydan kalan kocaman beyaz lekeyi görüyordum. Gözlerimi kapadığımda Suzan'ı tokmaklayan koca alet gözümün önüne geliyor, kulaklarımda ise karımın sekmesi için yalvaran çığlıkları çınlıyordu. Ardından yatak gıcırtılarının sesi başka bir gözyaşı seline neden oluyor ve kendimi tamamen küçülmüş ulaşmış değersizleşmiş hissediyordum.
Yaklaşık sonraki bir kaç saat içinde Suzan’dan hiç ses soluk çıkmadığı gibi yanılmada gelmedi. Nihayet evin sessizliğini kapıya yanaşan koca bir kamyon ve kapıyı çarparak içeri giren bir kaç adamın gülüşmeleri bozdu. Ardından içeriye yanında, kendisi gibi iri kıyım iki adamla birlikte Metin girdi. "Merhaba göt yalayıcı, nerede benim oruspum?"  sordu. Ben bakışlarımı ondan kaçırıp o buzdolabına gidip arkadaşları ve kendisi için bira alıp onları kanepeye oturttu. Kendisi de bir sandalye çekip karşıma oturdu ve "Hey oruspu, gel buraya siktiğimin amcığı!" diye bağırdı.
Önce bir yatak gıcırtısı ardından da koridordan hafif ayak seslerini duydum. Sonra birden ayak sesleri kesildi, Suzan durmuştu. Koridorun bizden tarafına eli ağzında ince vücudunun gölgesi düşmüştü.
Metin, ayağındaki futbol şortunu sıyırıp sertleşmiş sikini ortaya çıkararak "getir o dar götünü buraya oruspu!" diye yeniden bağırdı.
Suzan saçlarını geriye atıp salona geldi. Koltukta oturan öküz gibi iki adama baktı; ikisi de ona bakıp gülümsüyordu; bana yakın olan uzun saçlı adam, karımın güzelliğine iç geçirerek elini giysilerinin üzerinden aletine atıp okşamaya başladı. Kel kafalı olan diğer adam ise dişleri arasından bir ıslık çalarak gözlerini kocaman açtı.
Metin sinirli bir şekilde "getir o siktiğimin kafasını da sikimi ağzın al!" diye bağırdı
Suzan adamın önüne eğilip, iki eliyle koca sikini kavrayıp, dudaklarını iyice açarak koca kafasını ağzına aldı. Metin sikinin başı ağza girer girmez hızla bastırıp ta gırtlağına kadar sokmuştu. Suzan böyle dizleri üzerinde önünde çökmüşken hiç bir şey yapamazdı sik gırtlağına kadar girince nefessiz kalıp öksürmeye başlamıştı.  "O kadar dar bir gırtlağı var ki, hangi dar deliğini sikeceğimi şaşırdım" dedi gülerek.
Sonra dişlerini sıkarak pazılarını şişirerek Suzan'ın başını sikine doğru bastırdı. Sik ağzına yavaş yavaş girdikçe, Suzan nefissiz kalmış hırıltılarla karışık bağırarak adamın kalçalarını yumruklamaya başlamıştı. Ağzına ne kadar girdi göremiyordum ama duyduğu boğulma hissinden olsa gerek parmaklarını ve tırnaklarını adamın baldırlarına geçirmişti. "Çırpınma oruspu, sikimi iyice çek ağzının içine" diyerek koca eliyle karımın başını biraz daha sikinin üzerine bastırdı ve başını zevkle arkaya atarak "Ohhh Tanrım, o kadar sıkı bir gırtlağın var ki" diye haykırdı.
Kel adam gülerken, diğer adamın gördüğü manzara karşısında önünün kabarmaya başladığı görülüyordu.
Metin, Suzan'ın kafasını serbest bırakınca, biraz olsun nefes alabilmişti. Ancak adamın "getir o siktiğimin başını" emrini duyunca başını sallayıp siki ağzına almak için yeniden eğildi. Metin gene başını tutup hızla yeniden sikinin üzerine bastırdı. Adamın göğüs kasları gerilmiş "işte sikimi emen fahişe bu!" diye bağırdı. Suzan kollarıyla adamın kalçalarına vurmaya başladı ve bunun üzerine Metin kendini geri çekti. Suzan’ın gırtlağında bir öksürük fırtınası çıktı adeta. Katliam ağzına almak için sikin üzerine eğiliriken, Metin de onun saçlarını yakalayıp omuzlarının üzerinde topladı ve ensesinden bastırdı.
Metin kendini geriye doğru atıp onun sikini tamamen ağzına alması seyrederek "daha derine oruspu" diye bağırdı. Suzan öğürerek başını daha sike doğru bastırdı. "Sikimi yutacak mısın yoksa ben zorla mı yaptırayım oruspu!" diye yeniden bağırdı. Bu tehdit üzerine Suzan hızla başını daha da bastırdı ve yavaş yavaş siki gırtlağına sokamaya başladı. Bastırdıkça kafası iyice adamın kucağına doğru gidiyor, her ilerleyişte vücudu bir yaprak gibi titriyordu. Ama yine de adam kafasını okşayıp " bu iyi işte oruspu" diyene kadar bastırmasını sürdürdü. "Şimdi beni boşalt sürtük" diye emretti. Suzan sik gırtlağındayken yavaş yavaş kafasını ileri geri oynatarak adamın gırtlağını sikmesini sağlıyordu. Boğulacaktı yüzü mosmor olmuştu. "Oh evet, adi fahişe, yut sikimi" diye söyleyerek kafasını geriye doğru attı.
Ya adam çok azmıştı yada karım işini çok iyi yapıyordu ki, oturduğu sandalyenin kollarına tutup gerilerek boşalmaya ve karımın gırtlağını doldurmaya başladı. Adamın bu ani boşalması üzerine Suzan Metinin kalçalarına kollarıyla vurarak sikin ağızdan çıkmasını istedi ve adam onun başını serbest bırakınca siki yavaş yavaş ağzında çıkararak bana döndü. Yüzünde koca bir sırıtışla vardı ve sırıtın ağzından Metinin spermleri salyalı çenesine doğru sızıyordu. Boşalmaya devam eden adamın siki serbest kalmış, spermleri karımın burnunun yanına ve sağ gözünün üstüne fışkırtmaya devam ediyordu. Suzan’ın sağ göz çukuru spermler tamamen dolmuş yüzüne doğru akıyordu. Suzan sızan spermleri silmek için uzandı ancak Metin ona engel olup "elleme oruspu, herkes senin nasıl bir sürtük olduğunu görsün" dedi
Kel adam da gülerek "haklısın Metin, tam bir sik delisi küçük orospuymuş bu kadın" dedi. Diğer adam da "ya ya" diye onu onayladı.
Metin Suzan’ı dürterek "oruspu ayağa kalk ve arkadaşlarıma çürüttüğüm amını göster" dedi.
Suzan ayağa kalkıp, bacaklarını ayırdı ve elleriyle amının dudaklarını tutup iki yana çekerek adamların incelemesine sundu. Bunu gören kel adam dudaklarını yalarken, uzun saçlı olanı pantolonunun üzerinden kabarmış sikini okşamaya başladı; adamın pantolonun önü sikinin sıvısından ıslanmıştı.
Metin "parmakla amını, delikanlıların sikmesini için nemlendir" diye emir verdi. Suzan bir elini uzatıp üç parmağını birden kolayca amına sokup parmaklarken, diğer elini de vücudu okşayarak yukarıya doğru kaldırıp memesinin birini okşamaya başladı. Suzan mastürbasyon yapmaya devam ederek bacağının birimi kaldırıp, uzun saçlı adamın bacaklarının arasını yerleştirip, ayak parmaklarına pantolonun üzerinden kabarmış sikini okşamaya başladı. Parmağını daha derine soktukça inlemeye ve değişik sesler çıkarmaya da başlamıştı.
Metin "oruspu ne istediği söyle bana" diye sordu.
Suzan "yarak!" deyip devam etti ve "büyük, sert, öfkeli ve zonklayan bir yaprak" diye inledi.
Metin yeniden "nerede istiyorsun o yarağı sürtük?" diye sordu.
Suzan "içimde, ateşli sert bir siki içimde istiyorum, zonklayan bir sikin beni sert bir şekilde sikmesini istiyorum, içimi doldurmasına ihtiyacım var" diye sesi daha da yükselerek ve inleyerek, yüzü ve vücudu gittikçe kızararak ve hırıltılar çıkararak eli Akın içindeyken müthiş bir orgazm yaşamaya başlamıştı. Elini amından çıkardığında parmakları sırılsıklamdı ve parmaklarını yalayarak temizledi. Uzun saçlı adama bu olanlar çok tahrik edici gelmiş olmalıydı ki, inleyerek futbol şortunun içinde boşalmaya başlamış ve şortun önü köpürerek leke genişlemişti.
Suzan adama neler yaptığını görünce ayağıyla oynamayı biraz daha sürdürmüş, sonra eğilip şortunun önündeki lekeyi yalamaya başlamıştı. Önce sadece lekeyi yaladı, sonra şortun üzerinden siki kavrayıp düzeltti ve ağzını pantolonun üzerinden bastırarak siki emmeye başladı. Siki uzun uzun yalarken uzun saçlı adam inleyerek nefes nefese kalmış yeniden boşalmaya hazır hale gelmişti. Suzan başını adamın sikinin üzerinden çekince, boşalmaya yaklaşmanın heyecanıyla adam "sürtük!" diye bağırdı. Ama Suzan ona aldırmadan, şişkin serbest kalana kadar şortu aşağıya sıyırdı. Sik serbest kalınca koca pembe başıyla karımın önünde bir yay gibi sallandı.
Sik serbest kalır kalmaz Suzan hemen üzerine atılıp ağzının içine dibine kadar aldı.  O ana adam "sen tam bir oruspusun!" diye bağırdı. Adam karımın başını ensesinden yakalayıp sikine doğru bastırır bastırmaz sik ağzın içinde boşalıp fışkırtmaya başlamıştı. Suzan kafasını geri çekip ağzından siki çıkarınca adam "oruspu!" diye bir kez daha bağırdı. Ama Suzan'ın uzaklaşmasına izin vermeyip sikini yakalayıp son spermlerini karımın yüzüne fışkırttı.
Bunları seyreden kel adam gülerek pantolonunu sıyırıp, "şu ateşli ağzın tadına bende bakmak istiyorum, gel buraya ve al şunu ağzına kaltak!" dedi
Suzan yerini değiştirip, kel adamamın azgın ve sert sikini ağzına alıp, yüzünü adamın kucağına iyice bastırdı. Adam "Tanrım, ne dar gırtlağın varmış" diye çığlık attı. Adam şehvetler homurdanarak kendini geri alıp kuvveli bir şekilde sikini Suzan’ın ağzına iyice bastırdı. Suzan siki ağzından çıkarıp bir eliyle gövdesinden tutup, diğer eliyle de taşaklarını okşarken, diliyle de sikin kocabaşını ve kenarlarını sertçe yalamaya başladı. Adam "ooogghhhh" diye hayvanı sesler çıkarırken siki patladı ve karımın yüzü bir kez daha spermle kapladı.
Suzan fışkıran sikine kendini bastırırken adam "kudretli Tanrım," diye çığlık attı ve kendini kanepeye bıraktı. Sonra karımın kafasını tıpışlayarak "ne muhteşem oruspuymuşsun sen!" dedi. Suzan spermler nedeniyle yüzünün yarısına yapışan saçlarının arasından gülümseyerek baktı. Sonra yavaşça ağzını açıp, ağzında biriken spermlerin serbest kalıp, çenesine ve oradan da memelerinin üzerine sızmasına izin verdi. Sonra memelerine damlayan spermlerini meme uçlarının etrafına yayarak göğüslerini okşadı. Adam "ne pis oruspuymuşsun sen" diyerek karımı itip kendisinden uzaklaştırdı.
Metin kahkaha ile gülerek "getir dar götünü buraya" diye bir kez daha emir verdi.
Suzan çalışkan bir işçi gibi hemen ayakları üzerine doğrulup, arkasını Metin'e dönerek göt deliğini Metin'in sikinin üzerine bastırdı.  Metin karımın iki bacağını yukarı kaldırıp kendine doğru sertçe bastırınca, Suzan'ın spermle kaplı yüzünü buruştu ve acıyla çığlık attı. Adam siki dibine kadar sokmuş, sert bir şekilde tokmaklıyordu. Suzan nefes nefese kalmış, çığlıklar atarak "sik! Götümü sik" diye bağırırken, dizlerini daha da yükseğe kaldırınca iyice açılmış ve içinden sular fışkıran amı gözler önüne serilmişti.
Uzan saçlı adam "bu sikilmiş amdan biraz da ben tadayım deyip" ayağa kalktı ve şortunu aşağıya sıyırdı.
Sonra Metinin bacaklarının üzerine yerleşip, sikini Suzan'ın amına doğru uzatıp, kalçalarını ileri doğru bastırarak tek bir harekette siki amın dibine kadar soktu. Ama giren sik karımın çığlık atmasına neden olmuştu. Suzan çığlık atarken, adam "bunu da al oruspu!" diye bağırdı. İki koca ve kalın sik pompalarken Suzan çığlıklar atıyor ama aynı zamanda iki eliyle uzanıp, uzun saçlı adamın kalçalarına yapışmış, daha derine girsin diye kendine doğru bastırıyordu.
Kel dama bana bakarak "tam bir oruspu karıyı eş olarak almışsan dedi ve ayağa kalkıp, ayak bileklerine kadar sıyrılı şortunun içinden çıkıp, sikini eline aldı ve karımın uzun saçlı adamın altındaki başını kendine doğru çekip, ağzına soktu. Sürekli orgazm çığlıkları attığından sürekli açık olan ağzına siki bastırdı ve hemen gırtlağına kadar ulaştı. İki adam tarafından sikilen karım, ağzına giren sike rağmen inlemelerine devam ediyordu.
Amı siken uzun saçlı adam ilk olarak patladı ve siki amdan çıkarıp bir adım geriye attı ve spermleri Suzan’ın üstüne fışkırtmaya başladı. Adam bir adım daha geri atınca, spermlerin çoğunun Suzan'ın sol memesine fışkırdığını ve aradan sızarak karnından amına doğru aktığını gördüm. Ardında kel adam kalın sikini karımın ağzında çıkarıp eliyle tutarak ve sıvazlayarak, Suzan'ın yüzüne ve memelerine spermleri akıttı. Ardında karımın istekli ağzına yeniden sokup iyice temizledi. En sonunda Metin de uzanıp sikini göt deliğinde dışarı çıkarıp, karımın amının önüne getirdi ve titreyerek boşalmaya başladı. Arka arkaya fışkırıyordu. Her fışkırtmasında taşakları bir pompa gibi hareket ediyor, spermler karımın göbeğini ve bütün amını kaplıyordu.
Suzan da nefes nefese kalmış, bacaklarını aşağı indirerek,  uzanıp adamın damlayan sikini yakalamış ve sikin başını arsız arsı sırıtarak amının içine sürtüyordu.
Sonunda Metin, inmiş sikini ağzına alması için karımı üzerinde yere doğru itti. Sonra uzanıp bir kutusundan bir kaç yudum aldı ve bira bitince de kutuyu yamultup "git bir kutu daha getir" Suzan’a emretti.
Suzan kalkıp herkes için yeni bara getirdiği anda kapı bir kez daha çalındı. Birden herkes sessiz ve hareketsiz kaldı. İlk harekete geçen Metin oldu, Şortunu ayağına geçirdi ve kapıya doğru gidip açtı "ne istiyorsun?" diye seslendi. Kapıdaki "geçen gece duyduğum sesler için geldim, bir sorun mu var?" diye yanıt veren sesi tanımıştım, bu yan komşumuz Ayhan'ın sesiydi. Akşamki sikiş seslerini duymuş olmalıydı. Sonra "Suzan veya Cemil evde mi? Onlarla görüşebilir miyim?" diye devam etti. Ayhan Bey herhangi bir böyle durumda hep halimizi sorardı.
Metin, "buradalar ama gece olanlar sana ne lan?"  diye bağırdı.
Ayhan Bey "kabalaşmaya gerek tok, sen de kimsin?" diye öfkeyle sordu.
Metin "istediğim gibi konuşurum sana ne ulan, defol git" diye yanıt verirken pis pis sırıtıyordu.
Ayhan Bey öfkeyle "ya özür dile yada polisi arayalım şimdi" dedi.
Bunun üzerine Metin kapıdan dışarı doğru uzanıp "gel içeri lan" deyip Ayhan'ı tutup içeri çekti. "Eğer çok istiyorsan sana Suzan’dan kişiler özürlerini sunarım" dedi. Ayhan Bey şaşkın şaşkın bakarken Metin ensesinden tutup salona soktu. Ayhan Bey gördüğü manzara karşısında ağzı açık kalmış gözleri yuvasından dışarı fırlamıştı; içerde çırılçıplak iki hayvanı adam kanepeye oturuyordu ve yerde Yüzünden spermler damlayan ve çıplak göğüslerini adamın birinin futbol şortuyla örtmeye çalışan ve gözlerini dikip kendine bakan karım Suzan bulunuyordu.
Ayhan Bey sürekli camiye giden dindar biriydi. Ancak onu defalarca evden çıkarken perdenin arkasından karımı gözlediğini görmüştüm. Metin Suzan'a "bu adam dün gece yaptığın gürültülerden dolayı özür dilemeni istiyor, özür dilemek için sikini emebilirsin mesela" deyince Ayhan Beyin aklı başından gitmişti.
Suzan şimdi bakışlarını yere dikmiş, neler yaptığının farkına varmıştı. Şimdi komşusunun yüzene nasıl bakacaktı. Metin "Yala şu kahrolası siki!" diye bağırdı. Bu emir üzerine Suzan fırlayıp kalktı ve Ayhan'ın pantolonuna doğru yöneldi. Ayhan Bey yarı gönülsüzce onu durdurmak istiyor yada öyle görünüyordu. Adamın parmaklarıyla sıkıca tuttuğu pantolonu sıyırırken sertleşmiş sikini meydana çıkardı. Şaşırmıştım, siki uzun değildi ama mantara benzeyen başıyla çok kalındı. Suzan Ayhan'ın tepki vermesine fırsat vermeden hemen siki yakalayıp ağzına soktu. Adamın çenesi kaymış, açılabildiği kadar ağzı açılmış, sarışın bir başın sikinin üzerinde çalışmasını izliyordu. Adam hemen "oh tanrım" ıkınarak diyerek spermlerin boşaltmaya başladı.
Metin Ayhan'ı geriye doğru iterek "bu kadar özür yeter mi?" diye sordu.
Ayhan Bey hiç bir şey demeden yutkununca, Metin karıma dönüp "yeniden em" dedi.
Suzan hemen dudaklarını sikinin başına koydu ve sırıtın Ayhan Beye bakarak mantara benzer başını diliyle yalamaya başladı.
Ayhan Bey kekeleyerek "hayır hayır" dedi ama onu durdurmak için de bir şey yapmadı. Suzan kalın sikinin üzerinde dudaklarıyla ileri geri giderken "tanrım yardım et!" diye inledi.  Bu defaki biraz daha uzun sürmüştü ama yine de Ayhan Bey kendini tutamayarak kalçalarını ileri doğru bastırdı ve Suzan'ı nefesimiz bırakarak ağzının içine boşaldı. Suzan siki tamamen temizleyene kadar emdi. Sonra gülümseyerek ağzını açıp ağzındaki spermleri Ayhan Beye gösterdi. Ardından hepsini yuttu ve diliyle yumuşamış sikten damlayan som spermleri de yalayarak ağzına aldı ve onları da yuttu.
Metin "tamam oldu mu, yoksa bir daha emmesini isteyeyim mi?" diye sordu.
Ayhan Bey tam bir şok vaziyetindeydi ve söyleyecek söz bulamıyordu, "hayır, hayır, bu kadar yeterli" diye mırıldandı.
Bunun üzerine Metin pantolunu hala ayak bileklerine kadar sıyrık olan Ayhan Beyi kapıya doğru sürükleyerek "şimdi defol sapık pezevenk" diye bağırıp dışarı fırlattı. Tam bu sırada kapının önünden geçmekte olan bir kadın yarı çıplak Ayhan Beyi görünce çığlık atarak oradan kaçtı. Ayhan Bey evine doğru yönelirseniz pantolonunu toplayıp kadına sırıtacak el salladı. Onun bu hareketi hepimizi güldürmüştü. Tam o sırada Suzan'ın üzerime doğru eğildiğini, memelerinin yüzüme yaklaştığını ve ateş gibi sıcaklık saçtığını, meme uçlarının sertleşmiş ve seks koktuğunu hissetmiştim. Suzan baktığımı görünce meme ucunu ağzıma soktu. Emmeye başladığımda çok sert ve plastik gibi olduklarını hissettim.
Metin ne yaptığımı görünce güldü ve Suzan'ı aşağıya doğru bastırıp sikini ona doğru uzattı. Koca sik şimdi tam burnumun önündeydi. Suzan siki ağzına alıp emmeye başladı. Suzan burnu sikin kıllarına değene kadar dudaklarını gövdesinde kaydırdığında, uzun saçlı adam arkasına geçmiş sikini götüne sokmuştu. Suzan boğulmayla karışık bir çığlık attı. Metin ağzını, uzun saçlı adam götünü sikmeye başlayınca oturduğum sandalye bir beşik gibi sallanmaya başlamıştı. Uzun saçlı adam sikini gören çıkarıp ama amdan çıkarıp göte sokarak sırasıyla ikisini de sikmeye başlayınca Suzan inilemeye ve tüm vücudu titremeye başladığında bir orgazm daha geldiğini anlamıştım. Suzan boşalırken, Metin de inleyerek Suzan'ın kafasını geriye doğru çekerek tam gözlerimin önünde iri siki patlamış ve uzun bir ip gibi yüzüne akmıştı. Suzan bir damlasını bile kaçırmamak için ağzını tamamen açmış ve spermleri yakalamaya çalışıyordu.
Metinin boşalması bitince Suzan bana dönüp ateşli bir şekilde dudaklarımdan öpmeye başladı. Dudakları yumuşak, şişkin ve tuzluydular. Sonra üzerinde henüz Metinin spermleri bulunan dilini ağzımın içine soktu. Önce kusacak gibi oldum, ama o fırsat vermeden daha da ağzıma bastırdı. Bütün spermler ağzıma dolmuş, dudaklarımı yayılmıştı. Sonra yeniden yüzüme ve ağzıma yayılan spermlerini diliyle yalayıp yutuyordu. Diliyle yaptığı ataklardaki öpücüğü şehvet ve vahşet doluydu. Eli dolaşarak pantolonumun üzerinden sikimi buldu ve onu okşamaya başladı. Ben de onu, en az beni öptüğü şehvette öptüm. Sapık oruspu bir eşin olabileceğinden daha fazla azmıştım.
Suzan, uzun saçlı adam onu sikerken tam üç kez daha orgazm olmuştu. Ağzı ağzımdayken inlemelerini sürdürüyordu. Sonra adam da boşalmaya başlamış, boşalmanın şiddetiyle karımın dibine soktukça karımı benim sandalyeme gömüyordu. Adamın boşalması bitince sikini götünden çekmişti. Suzan götünden sızan spermleri parmağımda silerek, sperm bulaşan bu parmağını ağzıma soktu. Spermle karışık karımın sıvılarının tadını almıştım. Sonra ağzındaki spermleri yalayarak beni öptü ve diline toplanan spermleri ağzımın içen bastırdı. Diliyle daha derine soktukça onun şehveti ve arzusuyla birlikte ben de heyecanlanmıştım.
Kel adam öpüşmemizi kesip karımı kendine doğru çevirince, kucağıma oturuverdi. Adam Suzan'ın bacaklarını yukarı kaldırıp, sertleşmiş uzun ve kalın sikini amına soktu.  Suzan yüzünü başını bana doğru arkaya atıp, hafif yan dönüp bana bakıyor, şehvetler çığlıklar atıyordu. Derken adamı. Her bastırışında oturduğum sandalye sallanmaya başladı ve ben birden kendimi karımın bacaklarını tutup ayırarak onun karımı daha sert sikmesini sağlıyor olarak buldum. Adam karımı sert bir şekilde sikerken yüzünün buluşmasından acı çekiyor gibi görünüyordu. Suzan adama amını sikmesi ve bu pis yarığını cezalandırması için yalvarmaya başladı. Adamın her darbesinde karımın çığlıklar atmasına ve kalçaları kucağıma çarpmasına neden oluyordu. Suzan kaç defa boşaldı artık sayamıyordum.
Derken adamın kalçalarından terler akmaya başlamış, kasları iyice gerilmiş ve müthiş bir iniltiler Suzan'ın içine iyice bastırarak boşalmaya başlamıştı. Suzan da bir kez daha soluk soluğa zirveye ulaşmıştı. Sonra adam elleriyle memelerine şaplaklar vurunca Suzan acıyla yerinden sıçrayıp götü sikinin üstüne gelecek şekilde kucağıma oturdu. Benim bu halde olduğumu fark edince iki ayağını kel adamın göğsüne bastırıp onu geriye doğru itti ve dönüp pantolonumun sıyırıp sikimi dışarı çıkardı.
Suzan ortaya çıkan boğulmuyor ve çarpık ama sert ve kendisine doğru dikilmiş sikime baktı. Ne diğerlerininki kadar büyük ne de düzgün biçilmiyordu ama o kafasını kucağıma gömüp, ağzının sıcaklığı yıldırım gibi sikimi sarınca yerimden sıçradım. Dilinin dolana dolana sikinin gövdesini sarması beni zevkten titretiyordu.
Anında çığlıklar atarak ağzına boşalmaya başladım. Suzan daha önce benim spermlerimi hiç yutmamıştı ama şimdi sikimi emdiğini ve spermlerin her damlasını yuttuğunu hissediyordum. Neredeyse taşaklarımdaki bütün spermleri emerek çıkaracaktı. Boşalmam bitince, Suzan yumuşak bir şekilde yalayıp emerek sikimi temizledi ve nazikçe öptü. Sikim iyice boşalınca ve sönünce, Suzan yeniden sikimi emmeye başladı. O kadar sert ve istekli emiyordu ki benim yaşlı aletim ona hemen tepki vermeye başlamıştı.
Suzan ışıldayan bir ifade ile kocaman bir gülümseme ile yüzüme baktı ardından göz kırptı. Yüzü hale spermle kaplıydı. Sonra yerinden kalkıp beni öperken benim de yüzüme tatlı bir gülümseme yayılmıştı. Dudaklarında kendi spermlerimin tadı vardı ancak bu öpüş önceki gibi ateşli, şehveti ve kaba değildi, aksine yumuşak, şefkati ve sevecendi. Aslında zaten Suzan beni hep öyle öperdi. Suzan öpücükten sonra benden ayrılırken, gözlerimi açtığımda onun gözlerinde yaşlar görmüştüm. "Sana bir itirafta bulunmak istiyorum" dedi. Başı öne eğik, kendi parmaklarıyla oynuyordu. Ben kafamı kaldırıp soru dolu gözlerle ona baktım.
"Bu..." dedi, biraz durakladı, sonra "bu tam olarak göründüğü gibi değil, Metin aslında bir muhasebeci değil" diye sürdürdü.  Ben de öyle olmadığını tahmin ediyordum zaten ama kafa mı salladım. "Aslında bir doktor, cinsel hastalıklar konusunda uzman bir psikiyatr" diye açıkladı.
Biraz yana kayarak Suzan’ın yanından Metine baktım. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana el sallıyordu. Bu durum gerçek üstü bir tablo gibiydi. Bana sırıtan bu çıplak koca heriften bakışlarımı yeniden Suzan’a çevirdim.
Suzan yere çömelip iki eliyle yüzümü tuttu ve "Seni seviyorum Cemil, seni bütün kalbimde seviyorum, seninle sevişirken, eskisi gibi olamadığın için duyduğun hüsranı ve istediğin performansı yapamadığın için gittikçe çöktüğünü görebiliyordum. Bu durumu sevdiğim adamda görmek korkunçtu. Ben de özellikle senin durumunda olan insanlar için çalışan bu adamları buldum. Bana bunun çok kolay olamayacağını anlattılar. Ben ise bu kadar zor olabileceğinin farkına varamamıştım.  Çok yorulmuş ve neredeyse vazgeçecektim" diye açıkladı ve bana iyice yaklaşıp gözlerimin içine bakarak eliyle sertleşmiş sikimi kavrayıp sıvazlamaya başladı. Sonra "ama bu şeyin yaptıkları görülmeye değerdi. Cemil, seni bütün kalbim ve ruhuyla seviyorum" dedi.
Şaşkına dönmüş, kafam karma karışık olmuş bir şey diyememiştim. Kalbim onun sözlerine ortak duygularla atıyordu. Ben de onu tüm kalbimde seviyordum. Dürüst olmak gerekirse onu kaybettiğimi düşünmüştüm. Ben de onu yanaklarını yakalayıp kendime çektim ve "ben de seni seviyorum hayatım" deyip öptüm.
O kadar uzun öpüşmüştük ki, Metinin nazik sesi bizi dünyaya geri döndürdü, "tamam çocuklar, buradaki işimizin bittiği anlaşılıyor, hadi büroya dönüp raporumuzu yazalım" dedi. Sonra giyinmeye başladılar, Suzan Metine sarılıp öptü; ama dudaklarından değil iki yanağından öptü ve "teşekkür ederim" dedi. Metin "önemli değil" diye gülümsedi ve "raporu ve faturayı haftaya size gönderirim" diye sürdürdü.
Sonra elimi sıkıp evden ayrılacakken aklıma geldi ve "ilk gece gelen delikanlının sizinle bir ilgisi var  mıydı?" diye sordum.  Neşeye gülümseyerek "bizim araştırma ekibimizden biriydi. Kendisi biraz utangaç bir delikanlıdır ama sanırım utangaçlığını atlatmıştım şimdi. Belki o gece duygusuzca karını sikebilirdi ama karın onun için çok fazla bir kadın, haddinden fazla ateşli gelirdi.
İkimiz de güldük, sonra "ya Ayhan Bey?" diye sordum.
"O..." dedi ve duraksadı, sonra yavaşça gülerek "o buradaki herkes için tam bir baş belası olabilir ama şimdi pek aldırmıyorum. Zira çok çekingen, utangaç ve içine kapanık birisi, size bir daha sorun olacağını pek sanmam" dedi.
Uzun saçlı adam elimi tutup sertçe sıktı ve "çok güzel be harika bir karın var, onunla çalışmak bir zevkti" dedi.
"Teşekkürler, öyledir..." diye yanıt verdim.
Kel adam da sırıtacak elimi sıktı ve yarı şaka "çok şanslı bir adammışsın, ben genellikle hastaları sikerdim ve senin de harika bir götün var... İstersen..." diye söyledi. Ben cümlesine tamamlamasına fırsat vermeden elini sıkıp "eee sağol, pek sanmam" dedim.
İki adam ardından da Metin kapıya yönelmişti ki, Suzan adamı çekip yeniden sarıldı ve "çok teşekkür ederim, bunun benim için ne anlama geldiğini bilemezsin" dedi.
Metin "sanırım senin seksi bir kadın olmadan dolayı aklıma kötü şeyler gelebilir, sen şimdi benimle oyalanma, ilgini bekleyen taş gibi bir sik var" dedi ve Suzan'ı yanaklarından öpüp çıktı. Suzan kapıyı kapatınca bir süre eli kapıda bekledi. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Muhteşem biçimli vücudu yandaki pencereden yansıyordu. Ne şanslı bir adam olduğumu düşünmeden edemedim.
Sonra aniden ellerine birbirine vurarak ve yüz bir çığlık atarak bana doğru koştu ve şehvetler dudaklarımı yumuldu. Sonra arkasını bana dönüp dizleri üstüne çöküp başını halıya doğru bastırdı götünü iyice bana doğru çıkarıp iki eliyle göt yanaklarını ayırıp "benim için bir iyilik yap, hadi sert bir şekilde görümden sik beni, anladım k sıcak koca bir sikin götümü tokmaklaması çok hoş duygular veriyormuş" dedi.
Aşağıya Suzan’ın götüne baktığımda kızarmış göt deliğinden hala son sikişinden arta kalan spermlerin sızdığını gördüm. Amı parlak kırmızı ve şişkindi ve kalçaları oynadıkça amından dışarıya sperm sızıyordu. Bu görüntüye nasıl tepkiniz kalabilirdim. Sandalyemi ileri doğru itip, boğumlu kaba sikimi götüne doğru yaklaştırdım. Sıcak götüne bastırdıkça, sikimin göt deliğinin üzerinde kayma hissi "aman Allahım!" diye inlememe neden olmuştu.
Suzan "götümü sik Cemil, lütfen götümü sik!" diye yalvarmaya başlamıştı, ne yapabilirimdim? Ben de kalçalarından sıkıca yakalayıp, hızla ve sertçe götüne sokup tokmaklaması başladım. Suzan halıya sıkıca yapışmış ve adımı seslenerek, onu adi karımı götünden acımadan sikmem ve pataklamam için yalvarıyordu.
Ben onu götünden sikerken iki kez boşalmıştı. Ardından ben de göt deliğine boşaldım. Sonra boğumlu sikimi yeniden sertleşene kadar emdi.
Bizim kaçırdığımız ve doktorun yeniden bizim önümüzü açtığı o kadar çok şey vardı ki: neredeyse biz bir hafta uyumadık. Benim yaşlı aletim acı ve yara içinde kalmıştı, ancak Suzan onun hiç dinlenmesine izin vermedi. Korkarım bir daha asla sertleşmeyecekti (!) Adeta onun ağzının içinde hissederek uyanıyor, onun ağzındayken uyuyordum. Suzan'ın bir gece bütün spermlerimin emin bitirdiğini itiraf ettiği gece yaşadığım en muhteşem seksi.
Bir hafta kadar sonra doktorun raporu geldi. Rapor çok kalın ve çok detaylıydı. On altı sayfa boyunca Suzan'ın hangi deliğine kim sikini soktu detaylı şekilde anlatıyordu. Raporun sonunda da 20 bin liralık bir fatura vardı. Vay vay ne de zor iş yapmıştı bu adamlar (!) Karımı hem aşağılamalar hem de durmadan silmişler, üstüne de fahişe ücret alıyorlardı. Kendi kendime güldüm; ama yaptıkları tedavi nedeniyle her kuruşunu hak etmişlerdi.
Metin ile görüşmeye devam etmiş, arkadaşlığımızı ilerletmiştik. Birlikte bir yerlere gidiyor, arkadaş toplantılarına bizi de çağırıyordu. Ama Allah için bir daha Suzan’a ne kötü gözle baktı ne de etrafında uygunsuz bir harekette ve imada bulundu. Gerçek bir centilmendi ve benim evliliğimi kurtardığı için bir numaralı adamım olmuştu.
224 notes · View notes