sus-kunluk

[sus-kunluk]

keşke kırıldığımı, yorulduğumu ve darıldığımı anlatmak için gitmem gerekmeseydi

[sus-kunluk]

[sus-kunluk]

Yokluğu canımı acıtacak birisinin varlığı bu kadar üzmemeliydi.

[sus-kunluk]

[sus-kunluk]

Bir ömür yanınızda olan birini bile çok geç tanıyorsunuz bazen...

Bahar Yaka

[sus-kunluk]

Sevdiklerine veda ederken o boğaza oturan yumrunun nefes bile almana izin vermemesi ...

[sus-kunluk]

Bütün sevdiklerim beni karanlıkta unuttu...

[sus-kunluk]

Anlaşılmak zordur: Özellikle de sizin gibi düşünüp yaşamayan,onun yerine farklı düşünüp yaşayan bir yığın insanın arasında yaşıyorsanız eğer .

[sus-kunluk]

sustum, konuşmakla olmuyordu.

[sus-kunluk]

Mezarda bile var çiçek

Beni neden sevmedin?

Unutmak istiyorum

[sus-kunluk]

birine ettiğin veda üzebilir ama birine edemediğin veda seni mahveder.

[sus-kunluk]

Mutlu olunan anlarda içe çöken hüzün yüzünden bir anda sessizleşip düşünmeye başlamak gibi çok az kötü his vardır.

[sus-kunluk]

[sus-kunluk]

-Çok değişmişsin.

-Yalnızım ondan. Yalnız kaldın mı neşeli gençlik uçup gidiyor.

[sus-kunluk]

Düşünüyorum o lafları ve bakışları hakkettim mi ben acaba. O kadar kötü bir insan mıydım ben herkesin gözünde. O kadar taş kalpli mi gözüküyordum da herkes aklına ilk geleni söyleyip geçti arkasına bile bakmadan. Ya o bakışlar. Neydi o bakışlar öyle. Söylerken düşünmediğiniz laflarınızın altında kaldım ben.

[sus-kunluk]

En basit "nasılsın" bile yalandı...

Çünkü nasıl olduğunuz umurlarında değil...

[sus-kunluk]

Eskiden fazlasıyla yakındık ama insanlar değişebilir ve en çok üzen sey ise onlarla artık eskisi kadar yakın olmamandır..