Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Kara gün
Çok mutlusun değil mi? Gerçek mutluluğu buldun, aklı başında seven birine açtın ve doydun değil mi? Yıllar sonra ohh be diyerek çıkmazlardan, köşelerden kaçarak, dikenlere basmadan ne güzeldir şimdi günlerin. Ne şanslı adamım bile diyorsundur. Yanılıyorsun demeyeceğim. Belki haklısın belki ben yanılıyor ya da göremiyorumdur. Ya da belki artık görüyorumdur da, vaktiyle görmemişimdir. Mutlusun biliyorum. Mutlu ol. Hadi biraz büyüteyim seni bu yazımda. Hadi her buluşmada hoşuna gitmeyen o ukala, o kendinden emin o çok bilen gözde gelsin karşına. Hiç hoşlaşmadığın o konuşmalar beni sana çekerdi kabul et. Ya da etme. Dinle. Sen mutlu adam! Hani insanlık hali ya, herkes gibi, hepimiz gibi kavga ettiğinde, hani aynı dört duvar boğmaya başladığında, kullandığı tuvalet kağıdı bile batmaya başladığında belki; İnsanlık bu ya, kendinden başkasına tahammül edemediğini nihayet farkettiğinde; Nefes almak için atacaksın kendini bir gece istinyeye, bebeke, karaköye... Denize baktığında başlarda onu düşüneceksin. Hataları sorgulayacaksın. Birkaç saat geçince gidip yanında uyuyacaksın. Geçecek herşey. Ya da sen geçti sanacaksın. Sonra tartışmalar artacak ki suçlayacaksın. Sonra yine atacaksın kendini belki bu kez bir gündüz. Bu kez anlayacaksın ki suçlu yok, suç bile yok. Sorun sende. Sen kendinden başka kimseye uzun süre katlanamiyorsun. Zaman geçecek, mutlu anlar, kavgalar ardı ardına gelirken pişman bile olacaksın. Ama kendini feda edeceksin bir süre daha. Yıllar nasibini alacak ve yaşlanmaya devam edeceksin. Bir gün o "kara gün" gelecek ve artık yeter diyeceksin herşeyi yakar gibi vurup kapıyı kendini karaköye atacaksın... O tünelden indin mi dolmabahçe ye, ışıklarda aklına düşeceğim. Sen devam ederken, yollar düşmanın olacak, o okul, o cafe cehennemin olacak... Oradan galata köprüsüne devam edeceksin. Köprüye girerken, tam da o noktada, bir gece bir kadını yarı yolda bıraktığın gelecek aklına. Yediremeyip gaza basacaksın, ki konunun o kadınla alakasının olmadığına inandırmaya çalışacaksın kendini. Ve sonunda, yıllardan sonra belki, bir mezara, sarayburnu'na gideceksin. Belki mahrur ve mahcup bakışlarla oturacaksin bir sandalyeye. Bir çay soyleyecek ve bir sigara yakacaksin. Sen istemesen de, kabul etmesen de aklına düşeceğim... Her anı, gülüşümü, deliligimi, beni hatırlayacaksın. Biraz gülümseyeceksin belki. Gözde olsa böyle olmaz mıydı diye sorgulayacaksın. Denize bakarken, dalgalara odaklanacaksın. O dalgalar ki bir gece bir kadını senin kalbinden söküp aldılar. O dalgalar ki o gece bir kadını öldürdüler... Acımadan yüzüme seni sevmiyorum anla diye haykırdığın o kadın, Sevmediğine her ikna olduğunda başa sardırdığın o kadın, Vicdanından her seferinde yakalayıp, yerden yere vurduğun, acımadığın ve sonunda öldürüp denize attığın o kadın, o gece boğazında düğüm düğüm olacak. Değil yutkunmak, nefes alamayacaksın. Söz verdim kendime, el açtım yaratana, son nefesimde bile değişmeyecek; Yaşattığını yaşamadan ölmeyeceksin! Ahdım olsun. Gözde / izmir / 06.11.17 / st: 23.30
1 note
·
View note
Text
Dedi üstad..
"Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak herşey." Dedi üstad. Durmuş hatta zincirlere vurulmuş bir kalbe adrenalin basar gibi; Yeniden inanıyorum; sana, bana, dünyaya. Çıkarsız sevgiyi görüyorum; bana, kalbime, tenime. Seni sevmeye başladım ve üstad nasıl haklı ki; herşey yeniden başladı. İç dünyamın başkenti, son durağımsın. Gözde. 13.10.2017 St:00.02 İzmir.
0 notes
Text
Ki...
Bir şehri yaktım. Anıları gömdüm. İzmir'deyim şimdi. Az önce ayı izledim pencere kenarından. Aynı gökyüzüne bakıyor olmak yetmedi, şehre dönüp baktım; Sen yoksun. Burada hiçbir anımız yok. Günlerimi ele geçiren sen daha fazla acıtamıyorsun anılarla. İyi ki diyorum böyle anlarda, sahi ne iyi ettik de geldik buralara. Herkes yabancı, her yer buz gibi. Gittim. Gidebildiğim en uzak şehirlere. Gittim. Gidebildiğim en uzak sahillere. Evet evet şarkı sözü. En son lisedeydim dinlerdim her gece. Ayna... Bu gece de seni ağırladık evimde. Çıkardım fotoğrafını öptüm. Bu ara birşeyler oldu. Nedir bu hal bilmem, yine geldin oturdun şah damarıma. Attığım adım, aldığım her nefeste benimlesin. Geçer biliyorum da, görmeden, duymadan nerden çıktı bu his? Boğazımdaki sen düğümünü attım da, işte böyle gecelerde zor nefes almak... Seni çok özledim... Nedir bu hal bilmem; yine geldin oturdun evime. İyi misin bilmek istemiyorum ama merak ediyorum, benle aran nasıl... Sahi, unuttun mu beni? Bizi çok özledim... Ama iyi ki karaköyde buluşamıyoruz. İyi ki geldim buralara... Ya kahve içiyor olsaydık şimdi? Sen anlatsan olanları, kıyamazdım yine mutlu ol derdim. Oysa şimdi bizi öldürdüğün o şehirde başkasıyla mutlu olmanı isteyemiyorum. Ah! 'Benim senden başka alacak nefesim yok ki istanbulda' demiyorsun ki sen de. Ben de boğul istiyorum işte... Beni çok özledim... En çok buna kızıyorum. Karşımda fotoğrafın öyle içimi eritirken, yıllar ne getirir bilmesem de, götürdüklerini tek tek fısıldıyordu kulağıma; Ayna... Yıllardan sonra... "Yıldızlardan taç yapsaydım nehir zülfüne, Bir minik dövme olsaydım güzel teninde. Ve sen de beni sevseydin; sevmedin ki... Sevmedin ki..." Gözde. 08.09.2017 / St: 01.30 / İzmir
0 notes
Text
Nikah Masası
Ümit Besen dinliyorum. Evet evet ben. Güne "sign of the times" la başlayan ben oturdum içli içli Ümit Besen dinliyorum. Bir acı yaşıyorum haftalardır; Kimseye itiraf etmediğim, sende bi haller var denildiğinde yutkunduğum. Ben de bi haller var. Bir sevgilinin olmasına, nişanlanmana bile tamamdım. Öyle vurmadı. Bunun sonu malum. Ama korkuyorum. Ya evlenirsen? Yapamazsın, yapmazsın. Bir kaç dakika düşünüyorum o anı. Beni öldürürsün. Ki öldüreceksin. Ah aptal! Bana bunu nasıl yapacaksın? Mutlu olmayacaksın görmüyor musun? Dünyada hiç ama hiçbir mutluluk birinin mutsuzluğu hatta hayal kırıklığı üzerine kurulamaz. Boş söz değil bu yemin ederim. Güven bana! İnan bana! Mutsuz olacaksın. Vallahi de billahi de... Kötü dilediğimden değil, nasıl anlatsam bilemiyorum, ama öyle. Yapma nolur! Yalvarıyorum yap ma! Ben yokum zaten. Ben olmayacağım asla; Ama sen de bunu yapma! Ah aptal ah... Ümit Besen dinliyorum. Nikahına beni çağır sevgilim diyor. Çıldırmış olmalı. Görsem ölürüm orada. Düşününce boğazım düğümleniyor. Ben anlamadım mı o nişan fotoğraflarının neden beşiktaş korusunda çekildiğini? Ben görmüyor muyum sendeki beni. Ümit Besen dinliyorum. Nikah Masası... Hayaller kurardık biz yıllar önce diyor. Yapma. Kıyma. Mutlu olmayacaksın yemin ederim. Yap Ma. Gözde. 30.08.2017 | 22.22 | Eskişehir
0 notes
Text
Son gece
Bu gece Beşiktaş Çarşıdaki evimde son gecem. Dile kolay 5 sene bu evde geçti. Hani içim buruk tabi. Ama öyle arabesk değilim. Gururlu, kendini bilen bi veda bu. Bile bile, isteye isteye... Bu eve geldiğim gibi gitmiyorum. Aşkı henüz yaşamamış, henüz dokunulmamıştı kadın yanlarıma. Hani çok anı var ama kareler sıralanırken en çarpımı olanlar; Aykut'u gördüğüm, beni eve bıraktığı, vedalaşırken dudağına yakın bir yerden öptüğüm o kapı sahnesi, Aykut'la sevgili olduğumuz o ilk gün, Feridun Düzağaç konseri öncesi evde geçirdiğimiz, O'na neden güvendiğimi asla anlayamadığım o dakikalar, Aykut'un bir et parçası için beni bir kadına kötülediğini öğrendiğim o gün, Sarayburnu gecesi... Sahi, ne çok Aykut var bu evde. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden gidiyorum. Ben bir mezarlıkta yaşıyorum. O'nu öldürdüm ama hala benimle. Gittiğim her yerde, evin her yerinde... 'Gidersen seninle birlikte gelecek, gitmek çözüm değil ' diyorlar. Yine de gidiyorum. Gitmek sadece gitmek değil benim için. Biraz O'nu üzmek istiyorum. Her düştüğünde, her şartta, nerelere giderse gitsin, döneceği bir ev olmasın istiyorum. O en güvendiği kapının ardında artık Gözde olmayacak. Kendini yalnız hissetsin istiyorum. Çünkü onu çok iyi tanıyan biri olarak söylüyorum ki, O'na benden daha dost kimsesi yok bu hayatta! Ne o sinan ne o yusuf ne ümit ne burcan! Ne ailesi, ne sevgilileri... Yeniden aşık olamaz demiyorum, hatta oldu bile, gözlerime bakarak söyledi bir Şubat gecesi, Sarayburnu'da... Ama asla benim gibi sevemez. Asla ben de bulduğunu bulamaz ve beni hep arar, arayacak. Nasıl bu kadar eminim bilmiyorum ama eminim. Ben O'nun, O benim ruh eşim, bu yüzden sonsuzuz biz. Nereye gidersem gideyim, kimi seversem seveyim, o olmayacak. Aynı şey onun için de geçerli. Bu kadar emin olduğum bu en büyük hipotezimin arkasında durmadığı için, aklındakine beni uyduramadığı için gidiyorum. Sandı ki, bi ona zor benle olması. Benim de asla yanımda dolaştırmak istemediğim bir eşti ama üzülmesin diye bu konuyu hiç açmadım. Hatta etraftaki herkese rağmen, sindirdim. Neyse, bu böyle uzar gider. Bu gece son. Ben bu evden aşkı yaşamış gidiyorum. Bu gece son. Ben bu evden kalbi kırık ama başı dik, kendinden emin gidiyorum. Bu gece son. Biraz sonra bu kapıdan son kez çıkıp yine kendimi vuracağım yollara. Kim bilir kaç kere ıslanacak yüzüm, elimi tut, düşman olma. Ne olur parça parça olmasın içimiz. 'Mutlu ol, iyi bak kendine! Ne olur gözün arkada kalmasın. Uzun uzun seneler var önümde, gün gelir sevgilim, acıya alışırsın...' Bu gece son. Gözde. 1 Temmuz 2016 / St: 01.50
0 notes
Text
Kuytu değil o Uyku // G.Ü
Bir boşluk, uçsuz bucaksız. Sanki çok yükseklerden atmışlar da, uyuduğumdan anlayamamışım. Gün ışığı yok. Kimse yok. Sanki bir sürü ses var ama inanıp heveslenmeye bile değmez gibi. Yanında huzur bulduklarım vardı sahi, neden ilgimi çekmedi hiçbiri. Bu kuytuyu nasıl sevdim ki ben? Sevmek değil de nasıl benimsedim ki bu kadar? Neden çıkmak istemiyorum? Önceden hep O'na, Şirin Baba'ya sitem ederdim. Evet Şirin Baba sendin. Hiç bahsetmediğim bir hikaye anlatacağım. Şirin Baba'yı çok sevmemin ve ona çocuk gibi küsüp küsüp yeniden affetmemin sebebi Şirin Baba dediğim karakterin, hayatımın erkeği dediğim Aykut'un yerine koymamdı. O'nun arabasında O'na bakan kendisiydi aslında. O'na O'nu hediye etmiştim. Anlamamıştı. O arabada O'na tahammül edememesi O'nun kendisine tahammül edememesiydi aslında. Ki o kendini terkedince gittim bende. Dünya saati ile bana kanser tanısı sorgusu yapılan geçen yaza tekabül ediyor bu zaman. O bodrum tatili, o en yakın arkadaşları, o beni yatağa atmalık kadın görmeleri, o hastalığımı ciddiye almayışları... O'nlar hep kendine veda edişiydi. Şirin baba'ya vedaydı. Kabul edin ki şaşırdınız. Şirin Baba'yı hiç anlayamadınız. Ve bu yüzdendir ki veda ettim ben de O'na. O da sahibine. Tuhaf değil mi? Bilmek anlamaya yetmiyor değil mi? Insan kendinden nasıl gider? Insan kendinden neden vazgeçer? Ben anlayamadım, çok uğraştım O'nu döndüremedim. Ve şimdi kimseler kalmadı sitem etmeye. Aykut bile... Ah kimseler kalmadı anlayan. Keşke bitmeseydi. Keşke hep aşık kalsaydım. En azından sitem ederdim. Yazık bitmiş. Sonra? Sonrası kuytu. Kuytu? Sanki sonsuz bir uyku... Gözde // 05.08.2015 st: 22.50
0 notes
Text
Mum ışığım / G.Ü
Yanan telefon ışığında adını gördüm. Kalbim bi değişik çarptı. Sanki hiç sevmemiş, sevilmeyi hiç bilmemiş gibi. Sana bi isim verdim bu gece. 'Mum ışığı' Adın mum ışığı olsun. Benim hiç umudum yoktu. Bitmişti, o sondu, sonuydu aşkın. Birden çıktın. Bir ışık yaktın hayatıma. Minik bir ışık. Öyle naif... Öyle büyük değil ama güzel bir akşam üzeri esintisi gibi. Ruhumu oksadin sanki, pamuklara sardın. Ve daha 1 saat önce telefonumun ışığını yaktın ya, ve o güzel tok sesinle gözde dedin ya, düşünüyorum, adımı daha güzel söyleyen olmadı sanırım. bak kalemim bile tüy gibi. Ne zamandır kanıyordu da bak bu gece sanki huzur akıyor her harfinden. yani demem o ki; iyi geldin. Iyi ki geldin. Gözde 05.05.2015 st: 00:30
0 notes
Text
Özlem değil bu; hasret // G.Ü
Kontrolümü kaybediyorum. Güçlü durma gün geçtikçe zor. Özlüyorum... Kahrolsun ki, nefret ettiğim adamın kokusunu özlüyorum... Bitsin artık. Yalvarıyorum. Allah'ım güç ver, yapamıyorum. Sen onu kalbimden al ne olur. Ne olur... Gözde. 28.04.2015 st: 21:00
0 notes
Text
bu rüyalar boşuna değil de neyse // G.Ü
Son günlerde hep rüyalarıma girdin. Her gece seninleydim. Her biri güzeldi. Sevenler birbirini rüyasında görürse, bu görülenin, göreni çok özlediği anlamına gelirmiş. Sahi özledin mi? Ben bazen yüzünü unutmaktan korkuyorum, sesini, kokunu... Bendeki bu köpek inadı geçmez. Sen özlersen gel emi. Ben çok özledim. Ama arayamam. Sen dayanamazsan ara olur mu? Kokunu içime çekmem lazım. Bi gece ansızın gel olur mu? Bu rüyaların bir anlamı olmalı... 26.04.2015 Gözde Ünal
0 notes
Text
Son Dem // G.U
Daha çok ah çekiyorum. Daha az anlıyorum. Daha az anılıyorum. Ama; Daha fazla kırılmıyorum. Susmanın ne demek olduğunu öğrendim. Ama susmamın derin hüznü sende biraz vicdan yaptıracak, biliyorum. Çünkü ben hiç susmamıştım. Bazen geniş geniş düşünüyorum. Seni değil ama neden olduğun o karışık halimi, bir an önce çözüm bulmak istiyorum çünkü. Çünkü Üzgünüm. Çünkü mutlu değilim. Mutsuzluğumun hesabını sana kesmiyorum. Allahtan bunun hesabını sormasını da istemiyorum. Benim hesabım başka. Ben çok gulerdim. Hep gulerdim. Kikir kikirdim. Ve çoğu içten olurdu çünkü mutlu bir hayatım vardı. Şimdi gülmüyorum. Gülemiyorum. O dışta görünenler kalbe dahil değil artık. Sahi bir insanın gulmesini elinden alıp ona derin hüzünler katmanın yükü çok ağır olmuyor mu? Sevmediğin biri bile olsam, iyi bir kalbin hüznünü ellerinle inşaa etmek sana huzurlu uykular uyutur mu sanıyorsun? Vicdanın susmayacak. Icin asla rahat etmeyecek. Daha da söylüyorum bak; kimsenin yanı, yanım kadar huzurlu olmayacak. Kimseye öyle içten tanitamayacaksin kendini. Kimsenin çocuğu bana benzemeyecek. Ileri gidiyorum ama kimseden edindiğin çocuk, sana kendini bizim çocuğumuzdan daha çok sevdiremeyecek kendini. Ve bu yuzden unutamayacaksin. Ve hep bogazinda bir düğüm olacagim. Ama benim oyle olmayacak. Anarim elbet, ah cekerim sık sık. Ama Bir an gelecek ve yüreğimden kalkacak cenazen. Ki öleli çok oldu. Sahi, 2.5 ay oldu aşkını kalbimde bir çift sözle öldüreli. Kalbimde yasın, matem havan var. Hikayenin sonu bu. Acının sonu. Ömrümüzün son demi... Gözde 13.04.2015 st:04.50
0 notes
Text
Tadı kaçan anlar var // G.Ü
Senden sonra eksik kalan şeyler oldu hayatımda. Kahveler örneğin. Sen hayatın bir yerinde nefes alırdın. Benim kalbimde hep yasardın ama yanımda olmazdın pek. Ama ben bilirdim ne zaman arasan gelirdin. Çünkü sen hep biraz benim kalmıştın. Biz seninle yaşadığımız herşeye rağmen çok güzel kahve içerdik. Yaşadıklarımızı, öfkemizi hatta hayatımızı bile unuturduk kahve sohbetlerinde. Iyi anlaşırdık. Herşeyin ötesinde birbirimizi en iyi tanıyandık ve her kahve sohbetinde iyi gelirdik birbirimize. Senden sonra yarım kahveler, aynı tadı vermedi. En sevdiklerimle en sevdiğim yerlere gittik, iyi vakit geçirdik ama o kahve tadını veremedi. Yalnız gittim, yine olmadı. Tadı kaçtı ya bir kere, olmadı işte... Dili olsa da konuşsa o masalar! O kanyon, o baltazar o rock'n rolla ah o huzur dolu evimiz... Sen çok iyi bir kahve arkadaşıydın ve üzerinden yıllar da geçse, kahve içerken hep aklıma geleceksin. Senle sinemalar da çok iyiydi. Mekan hiç önemli değil, dünyanın en güzel etkinliği seninle film izlemekti. Sinema salonunda başımı omzuna yaslardım, biraz aşağıda kalırdı, koltuk kolu canımı yakardı ama mutlu olurdum. Kimse sinemadan anlamıyor ya da kimse sen olamıyor, bilmiyorum. Bi eksik var, çözemedim henüz. Unutmuş olamazsın değil mi? Daha bikaç hafta önceydi. Sen de o anları yaşarken çok mutluydun, eşi benzeri yoktu değil mi? Inanmak istemiyorum. 50 gün önce öfke dolu gözlerle benden nefret ettiğini söylerken ve beni hiç sevmediğini söylerken yalan söyledin değil mi? Onca an... Gözlerimin içine huzurla baktığın o anlar yalan olamaz değil mi? Bana unutulmayacak o anıları bırakırken sen mutlu rolü yapmıyordum değil mi? Sorularım içimi kemiriyor. Kahveler zehir sanki, sinemalar acı veriyor. Ama söz veriyorum bir daha asla çalmayacak o telefon ve bir daha gelmeyecek o mesaj. - Bir kahve? + Ne ölüne ne dirine. Bir daha asla! Gözde 31.03.2015 st: 03:00
0 notes
Text
Aşığı öldürülen aşk hikayesi // G.Ü
Yazıya nasıl başlayacağımı bile bilemedim. Nasil olacak bilmiyorum. Bu bir mektup ve ben ne diye hitap ederim hiç bilmiyorum. Eskiden olsa, herseye ragmen sevgilim derdim. Demem. Gelmez bile icimden. 26 Şubat geldi gecti. 3 yili devirdik. kutlamadim. Kutlamak icimden bile gelmedi. Hep bi icim burkulurdu da, olmadi. 2 martta yakin. 3 martta. yok bir his... Neden bir yazı yazıyorum? Şöyle açıklamak gerek; Ne yasarsak yasayalim, bana ne soylersen soyle inandigim tek sey bana duydugun askti. Yani ben oyle saniyordum. Ki ne kadar sevdigimden bahsetmek bile istemiyorum. Cok sevdim. Senin iddaa ettiginin aksine saplanti ya da aliskanligin otesinde, Herkesten ve herseyden cok. Annenle yarisabilirdi sevgim. Senin de sevdigine inandikca kiyamadim. Sen ne yapsan ben vazgecmedim, vazgecemezdim. Yaramaz cocugumdun benim. Giderdin, gezerdin, kizdirirdin beni, tum ayarlarimla oynardin. Ama sonunda hep inanirdim ben beni sevdigine. bunu bilmek yeterdi. O gün.. Gözlerime baktın. Ofkeden kudurmus gibiydin. Cok kizip, siktir etmelerine alisiktim da, o gun baskaydi. Bana nefretle bakarak dedin ki; "seni hic sevmiyorum, siktir git..." Neye ugradigimi sasirdim. Bir ara nefes alamadim. Elimi kalbime goturdum, durdu sandim bir ara... O gün orda, Galata Köprüsü'nde arkama, yüzüne bakmadan inerken arabadan terkettigim sey sen degildin digerlerinin aksine, kalbine veda ediyordum. Inandigim hersey yalan olmus ve ben cok saskindim. Hic aglamadim sonra. Bir damla göz yaşı gelmedi gözümden, hic aklima da gelmiyorsun. Ne yaptiginla da ilgilenmiyorum. Nasil oldugunla da... Çünkü aşk yoksa, kalbimin sana ihtiyaci olmaz. Ve bugün... Biten bu ilişki, bu 3 yıl ne biliyor musun, her anına lanetler yağdırdığım, her saniyesine pismanliklar sigdirdigim koca bir hata! Hayatimda keske yasamasaydim dedigim bir yalan. Tanidigim andan, o gece saraynurnundaki o ana kadar koskoca bi pismanlik. Yaninmda oldugun her andan tiksiniyorum. Senden tiksiniyorum. Elbette ki adin gececek, elbette ki karsima cikacaksin, ama ne yuregim sizlar ne iyi anilir. Dedim ya 3 yillik bir hata senin adin. Yazıklar olsun harcadığım tüm zamana; Yazıklar olsun sana... Gözde. 27.02.2015 st:17:25
0 notes
Photo
En acısını sevgilim; en acısını tadayım istedin. En acısı buydu.
0 notes
Text
Işten çıkıp eve giderken bugün, daha hastane bahçesinde bir hüzün çöktü yüreğime. Eve gitmek istemedim. Sanki seninle birşeyler yapmak yıllardır yaptığım birşeymis gibi, özledim. Bugün seni çok özledim. Niye bilmiyorum. Neyi bilmiyorum. Ellerini belki; belki yağmur ve soğukta usurken "yasar cok soguk yasaaar" diye simarmayi... Ya da belki güvenmeyi. Sahi, sana cok guvenmistim. Bugün senden bahsederken gozum kapali dedim, "o alinir boyle seylere" dedim, diyebildim. Sahi, bunu bana neden yaptın? Bunu sana neden yaptım? Neden böyle olduk? Bugün seni çok özledim. Daha sari laleler bile almadan, hayatimdan cektigin avuclarindan öperim. Gözde 16.02.2015 st: 23.50
1 note
·
View note
Link
Gidiyordum.. otobüsün ters tarafına oturmuştum.. kaybettiğim her şeyi izlemeyi sevdiğim gibi bu şehrinde gözünün içine baka baka gidiyordum.. daha hızlı gitsin istiyordum otobüs.. şoförle sohbet etseydim belki de bir kaza yapardık..
Sen eminim olduğun yerde manasız manasız gülüyordun.....
29 notes
·
View notes
Text
Kal bensiz // G.Ü
Senin küçük bir elvedan da bitiremedi bak. Kalbimin intiharı bitirdi. Kal bensiz. Yan bensiz. Bitti. Bittik. Gözünaydın. Artık bizden kurtuldun... Gözde 01.01.2015 st: 00:40
0 notes
Photo
Kaybettik mi yoksa kazandık mı; ben sustum cevabını. Seni görmeseydim, yoklar mıydı bilmem, bu hasret ağrısı...
0 notes