Text
“Arines...”
Çok sevdiğini birinin,kalbinize dokunmadan parçalamıçcasına acıtmasına verilen ad...
106 notes
·
View notes
Text
Bazı zamanlar, bazı insanlar birbirlerinin hikayelerini tamamlamaları için karşılaşır. Tesadüfen karşılaşmazlar. O ana kadar yaptıkları tüm seçimler, attıkları her adım birbirlerini bulmaları için yapılmış ve atılmıştır. Fakat insanoğlu her şeyin o andaki oluşunu görür ve ona göre çıkarımlar yapar. Akşam saatlerinde belki de yarım saat önce kalkıp gitmeye karar verdiği deniz kenarında tanıştığı insanla, yarım saat önce verdiği karar sonucu tanıştığı yanılgısına düşer. Halbu ki o gün diğer günlerden geç uyanmıştır, arkadaşlarıyla eğlenmek yerine tek olmayı seçmiştir, birkaç gündür sahile gelmeyi düşünüyordur da o gün üşenmemeye karar vermiştir, belki o insan bir dakika daha geç kalsa ya da erken varsa orada olmayacaktır da adımlarını ona göre atmıştır. Bunların hepsi o gün, o dakika, o insanı görebilmesi için seçtiği şeylerdir. İşte bence tam da bu yüzden bazı insanlar, bazı insanların hikayesini tamamlamalıdır. Sonuçta tek kişilik roman olmaz.
0 notes
Text
Öğrensem ki öleceğim baharda, sana çiçek toplayamayacağım zaten kıyarım canıma.
Bilsem ki bakamayacağım o günahlardan mahrum gözlerine, kanatırım gözlerimi neye yarar o saatten sonra.
Siz ne anlarsınız, ah bir anlasanız.
Bilmezsiniz onun ellerini ısıtmak için kavrulduğum ateşi, şeytan olsa girmez içine.
Ben yıllarca yanarım o yaralarımı öpecekese.
Siz ne anlarsınız, ah bir anlasanız.
Korkuyorum, anlamayın.
Bilirim ki kim anlarsa, kim bakarsa ona benim gözlerimden vurulur bıçkın gibi.
Ellerim titrer, dizlerim tutmaz.
Sen ki o kadar güzelsin, dünyayı kör ederim uğruna.
0 notes
Text
Bana veda etmeden gitmişti. Bana sorarsanız nedenini. İçinde hala bizim olduğumuz bir ışık olduğunu söylerdim.
0 notes
Text
Bugün sanki içim mahşer günüydü. İç hesaplaşmalarımın sonuna yaklaşıyor gibi hissediyordum. Fakat durumun gerçekte böyle olmadığını da pekala biliyordum. Sanki gökyüzü, bu sonbahar yaprakları, dalgaların sesi, kuşların cıvıldamaları bugün, dünden daha soluktu. İç dünyam mı rengini kaybediyordu yoksa bu gezegen mi, bilemiyorum. Bugün gözlerimi açtığım andan itibaren kafamda dönüp dolaşan düşünceler bunlardı işte. İlk başlarda nefesimi daralttı, dizlerimdeki mecali alıp götürdüyse de sonrasında alıştım sanki. Birilerini görürsem, konuşursam belki bir nebze de olsa yüküm hafifler diye düşündüm. Zira durduğum yerde bile kalbim sıkışıyor, rahat nefes bile alamıyordum.
0 notes
Text
Senin içindeki keder öylesine devasa öylesine karanlıktı ki insanın sana sarılası gelirdi de neden sarıldığını bilmezdi.
0 notes
Text
ve sen, bana o yağmurun altında şemsiye oldun. şimdi nasıl su dökebilirim mezarına?
1 note
·
View note
Text
bizim kader ipliklerimiz, sen gülümsediğin an düğümlendi.
1 note
·
View note
Text
Ne zaman bir yerlere geç kalsam beni beklerdin, hatırlıyor musun? Hem de hiç sızlanmadan, yakınmadan yüzünde hiçbir acelesi olmayan birinin rahatlığıyla usul usul beklerdin. Her zaman da böyle olacağını sanırdım. Sen beklemeyi bilirsin, diye düşünürdüm. Oysa ki hem senin acelen varmış hem de beklemezmişsin. Beni beklemeden, benden gittiğinde bu gerçek suratıma çarpıverdi. Şimdi beni bekliyor musun bilmiyorum ama, ben seni beklesem de geri gelemeyeceğini biliyorum.
0 notes
Text
Seni tanımamayı ister miydim? Eğer bunu en başında sorsalardı bana, cevabım hayır olurdu. Fakat şimdi sorunca kendime, seni tanımamış olmak benim için boşa harcadığım bir hayat demek olurdu. Çünkü şu an biliyorum ki ben bu hayata seninle tanışmak, seni sevmek, seninle ağlamak, seninle gülmek için gelmişim. Senden önce yaşadıklarım ve bundan sonra yaşayacaklarım mürekkebi bitmiş bir kalemle kağıda yazı yazmaya benziyor. Tıpkı şu an yaptığım gibi bir şey bu. Sensiz bu hayat bulutsuz gökyüzüne, sesi çıkmayan bir piyanoya, yapraksız güllere, sığ sevgilere benziyor. Şu ellerim sensizken neden, nasıl yazıyor inan bilmiyorum.
0 notes
Text
ona baktıkça yürüdüğüm yolun sonundan bana koşuyormuş gibi hissediyordum. bu o zamanlar öylesine bir histi. meğer yolun sonundaymış da bana doğru koştuğu falan yokmuş sanırım.
1 note
·
View note
Note
cevabım değişti. bence aşk, sevginin tutkusal doruğudur. sevgi ise en çok evcilleşmeye benzer. mesela bir köpek sahiplendiğinizi düşünün. Milyonlarca köpek vardı ve o köpeği sahiplendiniz. önceden birbirinize gereksiniminiz yoktu fakat artık sen onu besliyorsun, seviyorsun, koruyorsun, vaktini ona veriyorsun. bu köpeği özel yapan şey ona verdiğin zaman, sevgi ve ilgidir artık. Diğer köpeklerden ayrıdır sizi için. o köpek başka birisi eve geldiğinde sizin gibi heyecanlanmayacak, başkası başını okşadığında mutlu olmayacaktır belki de. çünkü o artık evcilleşmiştir. siz de başka köpekleri onun kadar sevemez, onun kadar bağlı olamazsınız asla. sevgi böyledir işte birisini alırsın karşına ilgi,sevgi,zaman verirsin ona. ve milyonlarca insan içinden onu özel yapan budur. artık evcildir o da. size ihtiyaç duyar. sizin ona olduğu gibi. milyonlarca insan içinde iki yabancıyken birbirinize ihtiyaç duyarsınız.
Sence aşk en çok neye benzer?
Güllere.
3 notes
·
View notes
Text
yorulursan göğsüme yaslan. seni gitmek istediğin yere kadar taşıyacağım.
0 notes