Tumgik
sldrsy-blog · 5 years
Text
Yanlış zaman mıydın?
4 yıl içinde bir insan ne kadar değişebilirdi? Hatta iddaa ediyorum neredeyse 1 ay içinde. Fırtınalar sakinleşip, davullar sustuğunda duyabilir miydi artık insan sesini? Yoksa tüm bunlar bahane miydi onun için... Asla duyamayacak olmanın verdiği hüznü saklamak için. Ben hep kendimden örnek verdim hayata karşı savaş açmaya çalışanlara. En büyük örnektim ben, her şeye kendime savaş açmakla başladım. Kaybetmekten korkmadan. Başaracağıma dair umudum da olmadan. Sadece bir yolculuğa çıkmam gerekiyormuş ve çıkmışım gibi. O yolculuğun sonunun buralara geleceğini nereden bilebilirdim ki?
Bir çok şey yaşadım bu 4 yıl içinde. Kaybetmeyi defalarca kez göze alarak düşe kalka öğrendim yaşamayı. Gerçekten yaşamayı.
İlk başlarda dinlediğim şarkıların bir anlamı yoktu. Sadece üzülüyordum o kadar. Bir şekilde içimde bağ kurmak isteyen, haykırmak isteyen bir taraf vardı. Ama hep kapana kısılmıştı. Cümlelerini kurabileceği kelimeleri yoktu daha hafızasında. Hepsi sular altında kalmış, birileri tarafından parçalanmış, hor görülmüştü.
Belki de Tanrı'nın varlığının bir göstergesi bir şey yaşandı bir gün. İlk defa belki de cesaret etti. Sanki gitmesi gereken yola çıkan ilk adımı atmayı öğreniyordu kendi kendine. Ve o adımı attı da. İlk aşkı ile tanıştı. Ve yolculuğu o gün başladı.
Hayatı bilmiyordu, tanımıyordu. Zorluk yaşamamıştı pek fazla, nasıl karşılık verilir onu bile öğrenememişti. Sonra kırılmak pahasına öğrenmeyi seçti. Kırıldı, kalktı, birleşti, güçlendi. Evet çoğu zaman o izleri kapatamadı. Ruhu kanadı. Çocukluğunu çok özledi. Ağladı. Döktüğü göz yaşları bile onu umursamadı artık. Ve bir süre sonra yavaş yavaş yaşamayı öğrenir gibi oldu. Duyguları hakkında açık açık konuştu. Onlardan korkmadı, onları evladı gibi sevdi. Çocuklarla anlaşmaya başladı, dünyanın her bir köşesine bir göz attı. Hayatı sevdi. Kuşları sevdi. Papatyaları çok sevdi. Kitapları, filmleri... Yeni yeni öğrendiği bu hayat ona çok güzel geldi.
Ama öğrenecek daha çok şeyi vardı. Bunun farkında ama temkinli olmaktan çok uzak yaşamaya devam etti. Hız trenine binmişçesine bir düştü, bir kalktı, sarsıldı... Hak etmediği darbeler yedi. Depresyonla savaştı. Kıskançlık ile boğuştu. Yaşayamadığı ama yaşamak için can attığı hayatları yaşayanları gördükçe içinde fırtınalar koptu. En sonunda fırtınalar dindi. Sessizlik oldu. Kendisini dinleyecek insanları oldu. Ama bu sefer anlatacak hiçbir şeyi yoktu.
0 notes
sldrsy-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
165K notes · View notes
sldrsy-blog · 5 years
Text
Korkmuyorum artık; yarı çıplak vücutların sarılmasından, birbirini ısıtmasından, sarhoş olmaktan, çirkin görünmekten, sevmekten, aşık olmaktan, bağıra bağıra şarkı söylemekten, burunlarımız birbirine değerken yerde sarılıp uyumaktan, dudaklardan, gözlerden, hislerden, seni seviyorum demekten, kaybetmekten, kazanmaktan... Artık korkmuyorum anne. Çok şey öğrendim tek başıma. Çok şeyi tattım. Hayatı tel örgüler arkasından izlemeye katlanamadım. Sarhoş oldum, dans ettim, şarkı söyledim. Dahasını da yapacağım sevdiğim kişilerle. Çünkü yaşamayı yeni yeni sevmeye başladım.
1 note · View note
sldrsy-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
7K notes · View notes
sldrsy-blog · 5 years
Text
Belli ki bizim değil Büyüdüğümüz şehirler #DKTT
0 notes
sldrsy-blog · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
6K notes · View notes