Çevirdiler şaşkına lanet olsun aşkına içimden hiçbişey gelmiyor
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
164 notes
·
View notes
Text
“Söyle ne üstünlüğü var, bu para babası olmak için, değil seni, memleketi bile satmaya kalkan kerestelerin? Söz sahibi, itibar sahibi olmak için para sahibi olmaktan başka bir şey düşünmeyen bu hıyar ağalarının nesine güvendin, nesine değer verdin de takıldın peşine? Konuşmalarına bakarsan, konuşma değil, partilerine bakarsan parti değil, suratlarına, kafalarına bakarsan surat değil, kafa değil! Nesine tutuldun bu salakların?”
Nerde Kalmıştık /Rıfat Ilgaz
2 notes
·
View notes
Text
Her şeyini kaybettikten sonra artık uçsuz bucaksız cesaret çayırları bozkır boyunca uzanır insanın önünde.
Bu cesarete şaşıracak bir şey yok.
0 notes
Text
7 notes
·
View notes
Text
Ne guzel bir soz 'İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.'
5 notes
·
View notes
Text
“Hicbir sey mermi gibi elveda diyemez...”
Phılıp Marlowe
1 note
·
View note
Text
Adaletin olmadığı yerde zorbalık başlar. Zorbalığın olduğu yerde hak yenir, hakların yenildiği yerde rahmet olmaz,azap olur.
0 notes
Text
Bir kasabada her gün hava kararınca insanlar maymuncuklarını ve fenerlerini yanlarına alır, komşularının evlerini soymaya giderlermiş. Fakat, gün doğarken geri döndüklerinde her seferinde kendi evlerini de soyulmuş durumda bulurlarmış. Ama ülkede kimse kaybetmezmiş. Çünkü herkes birbirinden çalarmış. Bir gün nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış. Geceleri diğerleri gibi hırsızlığa çıkmaktansa evinde kalmayı tercih etmiş. Hırsızlar onun evinin önüne gelince, içeride yanan ışığı görüp dönerlermiş. Fakat bu durum böyle devam edince ahali ona kızmaya başlamış. “Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını engellemeye hakkın yok” demişler. Bunun üzerine dürüst adam geceleri ışığını söndürüp dışarı çıkmaya başlamış. Her gece hırsızlık yapmadan orada burada dolaşır durur, sonra evine yatmaya gelirmiş.Fakat her döndüğünde evini soyulmuş bulurmuş. Sonuçta bir haftadan daha az sürede yiyecek içecek hiçbir şeyi kalmamış ve memleketi terk etmek zorunda kalmış. Bu durum öyle bir hal almış ki; kasabada hırsızlıkta ustalaşıp giderek zenginleşenler kendileri için soygun yapmaküzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar. Zamanla zengin-fakir ayırımı çoğalmış. Zenginler mallarını korumak için bekçiler tutup, hapishaneler kurmuşlar. Kendi mallarının çalınmasını yasa dışı ilan etmişler! Ancak yoksulların mallarını çalmak hala serbestmiş… Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz etmez olmuş. Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da terk-i diyar edip başka memleketlere gitmişler. Zenginler ve maaşlı soyguncuları ise ortada soyacakları kimse kalmadığı için servetlerini yavaş yavaş yitirmeye başlamışlar. Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için oraları ilk terk eden dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler. Sora sora nerede yaşadığını öğrenmişler. Evine gittiklerinde kapıda yazılı bir kâğıt görmüşler. Kâğıtta şunlar yazıyormuş;“Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa, her şey için çok geç olmuş demektir.”"Gerçekten uyuyan birini uyandırabilirsin, bu kolaydır. Ama uyuyor numarası yapan birini uyandırman imkansızdır." Bir hastanın iyileşmesi için, önce hasta olduğunu kabul etmesi gerekir
6 notes
·
View notes
Text
Ünlü Japon Atasözünü bilirsiniz "Pirincin içindeki siyah taşlardan değil, beyaz taşlardan korkacaksın." Ben alenen ahlaksızlık yapan, yolsuzluk yapanlardan daha çok; sürekli vatan, millet, şeref, hizmet deyip de arkadan çıkarı için her yola başvuran bukalemun sıfatlı puştlara uyuz oluyorum .......
0 notes
Text
Fenerbahçe’ye dair, iyi olan ne varsa yok ettiler. Bile isteye. Söylenecek her şeyi söyledik. Defolun gidin bu kulüpten.
0 notes
Text
Kral dondurucu bir kış mevsiminde, gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sordu:
– Üşümüyor musun ?
Muhafız:
– "Alışığım kralım" dediğinde
Kral:
– "Olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim" dedi ve gitti.
Ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unuttu... Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler, duvarın üzerinde ş��yle yazılıydı:
"Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü..."
Türlü türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin.
Çünkü insan bekledikçe değişir.
Beklettiğiniz kişi, hakkınızda telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer. Önce umudu öldürürsünüz.Ardından sevgi,saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür...
0 notes
Text
Çayımız mı acıydı, Dilimiz mi sivriydi, Gönlümüz mü kirliydi, bilemedik. Aynı Sofradan Yemek yedik, karnı doyan Düşman oldu.
0 notes
Text
Her şey geçecek; geçmese de değişecek. Bir şekilde hayata yeni bir nizam doğacak ve bizi de içine katacak. Anın hüznü, akıbeti köreltmesin. Biz inanmaya memuruz; sular elbet akar ve nihayet yollarını bulur.
0 notes