Text
vazgeçmek istediğinde geriye dönüp ne kadar yol kat ettiğine bak ki bu zamana kadar gelişinin bir anlamı olsun.
8 notes
·
View notes
Text
263 notes
·
View notes
Text
Acımıyor.
Artık acımıyor mu Pars?
"Yalan söylüyorsun,"
"Neden sana yalan söyleyelim?"
"Bilmiyorum, canımı yakmak istiyorsun."
"Senin canını benim yakmama gerek yok Liva, senin canının zaten yanması lazım. Yanmıyor mu?"
"Ateşi sevmem,"
"Üşüyor musun Liva?"
"Fark etmez, ateşi sevip sevmiyor olman yani, fark etmez... bundan sonra hiçbir ateş seni yakmayı seçmez zaten, yanmazsın merak etme. ateş yakacağı yeri yaktı."
6 notes
·
View notes
Text
çiçek ol İrem, n'olursun. çiçek ol.
1 note
·
View note
Text
"çocuk, bir başka kabustan daha uyandı. geçmişten kalan ve kafasından silmek istediği kötü anılar her gece rüyasına giriyordu ve peşini bırakmıyordu. yıllar geçti ve çocuk, yetişkin oldu. artık kabus görmüyordu. ama tuhaftır ki, hiç mutlı değildi. bir gece kanlı ay çıkmıştı ve cadı sonunda yine ortaya çıktı. dileğinin karşılığında söz verdiği şeyi almaya gelmişti. çocuk, cadıya kızarak bağırdı.
"bütün kötü anılarım gitti ama neden mutlu olamıyorum?" sonra anlaştıkları üzere cadı onun ruhunu aldı ve ona şunu söyledi.
"acı veren, sancılı anılar. pişmanlık içeren anılar. can yaktığımız ve canımızın yandığı anlar. terk edilmenin anıları. sadece böyle anıları kalbinde taşıyanlar daha güçlü, tutkulu ve duygusal açıdan esnek olabilir. sadece onlar mutluluğu elde edebilir."
— it's okay to not be okay ♡
4 notes
·
View notes
Text
Gözyaşları şakaklarımdan aşağı aktı ve saçlarıma karıştı ama yüreğimde hiçbir şey hissetmiyordum acı ve kayıptan başka.
Şimdi yine o karanlık, ıslak ve soğuk bodrumdaydım işte. Ne olmuştu da çıkmıştım oradan? Kalan hayatımı o zindanda geçirmiştim yine de. Ne değişmişti? Neyi değiştirmişti eve yürümek? Çitilemek bedenimi, derim soyulana dek; neyi değiştirmişti? O sokak çocuğunun kapının altından attığı kibrit kutusu neyi değiştirmişti? Umut etmek, bana neyi vermişti?
Kaybı.
Hep kayıptı.
Bir şeyler hep kayıptı. Günün sonunda kazandığım yalnızca kayıptı.
On yedi. Özür dilerim.
Yirmi bir. Özür dilerim.
Belki de yirmi ikiye girmemeliyim.
6 notes
·
View notes
Text
Annem ve ben
Asla arkadas olamayabiliriz
Asla beraber balo elbisesi alışverişine çıkıp
Birbirimizin tırnaklarını boyamayacağız
Annem ve ben
hiçbir zaman
özür dilemeyi
ve birbirimizin
özrünü kabul etmeyi
öğrenemeyeğiz.
"Duydun mu?" diye soruyor, fakat cevabını beklemeden yürüyüp gidiyor.
Bazen ona, bu evde sesini duyuramayan tek kişinin
Ben olduğumu
söylemek istiyorum
2 notes
·
View notes
Text
He doesn't do magic,
But his words and emotions are enough,
Through his innocent eyes,
That carries a universe of beautiful pieces,
He fixed parts of me, which I thought I had lost.
He always looked beyond the flaws,
He could see the soul and love,
Wipe her tears away with his hands,
He could see it all and still love.
He isn't just a normal person, he is the purest form of love
0 notes
Text
çocuğunun cinsel kimliğini
kabul eden bir aile bana aşırı tuhaf geliyor.
çünkü bizimkiler öğrense ne yapacaklarını düşününce
vücudumdaki her kemik sızlıyor.
1 note
·
View note
Text
bir noktada başımı kaldırdığımı
ve oturma odasının girişinde annemi gördüğümü
hatırlıyorum.
kendimi ona doğru attım. özgürlük işte buradaydı, o uçuşta.
yakalanacağıma inanıyordum.
Beni yaklayıp yakalamdığını hatırlamıyorum,
ama yakalamamış olmalı. kim düştüğünü nasıl unutur ki?
3 notes
·
View notes
Text
annemin sesli mesajı,
kemiklerime buzdan bir mızrak gibi saplanıyor:
"seni evde bekliyorum."
klik.
eve vardığımda hızlı hızlı nefes alıyorum.
annem, defterimi elinde bükerek
yatağımın ucunda oturuyor.
bana baktığında,
kan yüzüme hücum ediyor.
oturma odasından gelen beyzbol maçı sesini duyuyorum,
ama ne babam ne ikizim beni kurtaramaz.
ellerim defteri ondan almak için can atıyor,
ama kapının önünden kıpırdayamıyorum.
söylenen bütün sözcükler.
bir elinde defterimi tutuyor ve işte o an
kibrit kutusunu fark ediyorum.
bir astım krizinin nasıl hissettirdiğini bilmiyorum,
ama mutlaka böyle olmalı:
sen daha ne olduğunu anlamadan,
bir şey göğsünü pençeliyor, havanın tamamını emerek.
seni nefessiz bırakıyor gibi-
ve annem kibriti çakıyor.
kelimeleri kimse görmeyecek diyorum ona.
onlar benim kişisel düşüncelerim.
onları yazmak bana yardımcı oluyor.
onlar özel.
şiirlerimi okumaması gerekirdi.
üzgünüm. üzgünüm. üzgünüm.
öfkem, dişleri ve pençeleri olan
bir canavara dönüşmek istiyor ama onun tasmasını tutuyorum.
çünkü bu benim annem.
ve gerçekten üzgünüm.
onu bulduğu için,
onu yazdığım için,
düşüncelerimin,
bana ait olduğunu düşündüğüm için.
çaktığı kibriti,
defterimin köşesine tutuyor.
"bir çöp kutusu getir, xiomara.
küller yere dökülsün istemiyorum."
3 notes
·
View notes
Text
Benim -büyük harflerle- TANRI hakkında,
Ve içinde anne olmayan bir kutsal üçleme hakkında
Şüphe duymama yol açan sadece tek bir şey değil.
Bunun sebebi, pek çok şey.
Aslında yaşım ilerledikçe,
Kilisenin benim gibi bir kıza,
Gerçekte nasıl davrandığını görmeye başladım.
Bazen asıl değerimin, kafamın içindekiyle değil,
Eteğimin altındakiyle ölçüldüğümü hissediyorum.
Bazen, öbür yanağımı çevirmenin,
Erkek kardeşim gibi birinin öldürülmesine neden olabileceğini düşünüyorum.
1 note
·
View note
Text
Bazen, diyorum ki, hayatım çok daha kolay olurdu,
Eğer,
Hiç de yukarıda bir yerde beni gözetliyor gibi görünmeyen,
Bir
Tanrı'ya
Borçlu
Hissetmeseydim.
1 note
·
View note
Text
ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak
eski bir vicdan azabı
yahut saçma bir günah gibi
sabahtan akşama dek
uykusuz, donuk, bizi izleyen ölüm.
gözlerin dilsiz bir çığlık,
boş bir söz olacak, beyhude bir sessizlik.
bu yüzdendir her sabah
kendi gözlerini görmen yalnız
aynaya bakındığında ve o gün, ah,
değerli umut, biz de öğreneceğiz
hayat ve hiç olduğunu senin.
ölümün bir bakışı vardır hepimiz için.
ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak.
bu, bitirmeye benzeyecek bir günahı,
aynada yeniden beliren bir ölü yüzü
görmeye benzeyecek,
dinlemeye benzeyecek suskun bir dudağı,
dilsiz düşeceğiz ortasına burgacın.
2 notes
·
View notes
Text
palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? içinde bulduğum durumu kimseye anlatamam. sen de anlamazsın. ben bile bilmiyorum ki başkasına nasıl anlatırım?
— Milena'ya Mektuplar
kanatlarından öpüyorum, kalbimin kuşu.
2 notes
·
View notes