https://open.spotify.com/user/31duhc7uujs2okzrzqv44g56wmz4?si=_S5FfbZZTPqrWno6yWjoVQ
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
selamlar bugün kendimden bahsetmeye geldim çünkü neden olmasın hep süslü sözlere gerek yok.
Ben aslında daha liseye giden basit bir hayatı olan bir kızdım hayatımı değiştiren noktaya gelene kadar. Şuanda Belçika'da lise okuyorum. Peki buraya nasıl geldim başa dönelim.
Geçen sene okulumuzdaki bir kaç öğrenci dikkatimi çekmişti. Forma giymiyolardı, öğrenci gibi davranmıyorlar, etkinliklere katılmıyorlardı. Sonra okuldaki dedikodulardan ikisinin Filipinli birinin İtalyan olduğunu öğrendim. Ama kimse bi anlam veremedi bu üç öğrenci Türkçe bile bilmeden burda ne yapıyorlardı. Bir gün dedilerki 4. saat konferansa gelin. Öğreniceklerimi bilmeden gittim bende. Bir sunum yaptılar. AFS öğrenci değişim programıymış bu çocukların sebebi. Bir tanesi 1 sene kalıyomuş Türkiye'de çocuğa baktım ve çok şaşırdım. Çünkü benimle aynı yaşta ama dünyanın öbür ucuna ailesini bırakıp dilini bile bilmediği bir ülkede tanımadığı birinin evinde yaşıyordu ve çok özgüvenli duruyodu. Çok özendiğimi hatırlıyorum ona.
O zamanlarda İngilizce kursuna gidiyodum artık bitimine yaklaşmıştım. C1 üzerine sertifika alıcaktım. Kursa giderken yarım saat boyunca arkadaşımla AFS'yi konuştuk. Otobüsten iner inmez babamı arayıp anlattım. Babam bir anda heycanlandı ve bu konuyu düşünüceğini söyledi. Ama ikimizde başvuruların olduğu 1 ay boyunca unuttuk AFS'nin varlığını.
Bir gün müdür yardımcısına işim düştü ama odada yoktu. Arkadaşım edebiyat dersinden kaçabileyim diye beni odaya gönderdi sınıfa gitti. Oraya gitmeyip derse dönseydim belkide bunların hiç birini yaşamazdım. Odada sınıf arkadaşlarımdan birini gördüm. Elinde belgelerle hocayı bekliyordu. "Napıyosun sen burda?" dedim "Hocayı bekliyorum belgeleri getirdim" dedi. "Ne iş bu?" dedim " Ya şu AFS varya ona başvuru yapıcam sende konuşuyodun sen daha yapmadınmı?" dedi. "Yok ya yaparım bir ara ailemle konuşiyim öyle" dedim. Bana dediki "Ama 2 gün sonra süresi doluyor". O gün çok panik olduğumu hatırlıyorum. Ailemin izin verip vermiceğini bile bilmiyordum ama bunu istediğimi düşündüm. Evde konuştum ailemle ve bir anda ertesi gün evrakları hazırlamaya başladık ve bütün olay başladı.
Kendimden emin değildim, beni kabul edeceklerini düşünmüyordum ve gergindim. Ama her şey bir anda oldu ve zamanla düşününce bunu istediğime karar verdim. Her şey hızlıca gelişti 1 hafta içinde bütün evraklar tamamlandı para gönderildi ve 2 hafta sonra arkadaşımla kendimizi AFS'nin online kabul sınavında bulduk. Tek bilmediğimiz şey ise bu daha en basit aşamaydı.
Sınavı geçtiğimizin bilgisi bir kaç hafta sonra bize ulaştı. Ancak bu daha ilk aşamaydı. Sonrası daha zordu "yüzyüze mülakat". AFS'nin belli başlı şehirlerde şubeleri var ve şanslıydım ki benim şehrimde vardı, yani başka şehire gitmeme gerek yoktu. Yüzyüze mülakat sadece kendi ana dilimde kişisel sorulardı. Ailem nasıl, okul hayatım nasıl, neden değişim öğrencisi olmak istiyorum, biri bana böyle yapsa ne tepki veririm, farklı dinler hakkında ne düşünüyorum... Herkese sorulan sorular farklıydı. Her bir arkadaşımdan farklı bir soru duydum. Herkese sorulan sorular yaptığımız başvuruda kendimizi tanıtma formumuza göre hazırlanmıştı. Çok zor ama bir o kadarda güzel bir gündü bir sür�� insanla tanıştım ve mülakatım çok güzel geçti. Sadece kabul almayı beklemek kaldı.
Neyseki çok sürmedi ve 1 ay kadar bir süre içersinde bir çok arkadaşım ve ben kabul aldık. Fakat tek bir sorun vardı. Oda hiçbirimizin ne yapması gerektiği hakkında bir bilgisi yoktu. Hangi ülkeye gidicektik, ne kadar kalacaktık, fiyat bilgileri ne, host ailelerimiz neye göre ayarlanır, vize ne zaman çıkar...
Bir süre sonra bir bilgilendirme toplantısı yapıldı. Sonrada ülkelerin listesi geldi elimize. Yatılı okul, kendi dilinde eğitim yapan okul, ingilizce eğitim veren okullar arasından 3, 6 veya 10 aylık eğitim programı arasından 8 tane seçim yapma hakkımız vardı. Bu seneye ilk başladığımda 3 aydan fazla yapabileceğime inanmadım. Ama sonra anladımki 3 ay yapmak istediklerini yapmak için yeterli bir süre değildi. Ve ben bütün tercihlerimi 10 ay üzerine yaptım. Ülke seçimine gelince: Bir online toplantı yapıldı aklımızda ki soruları sorduk ve fiyat belgesi aldık. Ve 2 gün sonunda ülke seçimlerim yapıldı ve AFS İstanbul ofisine gönderildi
1 Çekya
2 Belçika
3 Macaristan
4 Almanya
5 İtalya
6 Danimarka
7 Finlandiya
Ülke seçimlerim gönderildi ve vizeye başvurmak için belgelerim geldi. Bütün bunlar olurken bir yandanda AFS'nin başka formlarını doldurup online eğitimlerini tamamlıyordum. AFS'nin asıl amaçlarından biri exchange öğrencilerini aktif küresel vatandaş yapabilmek ve bu konu hakkında bilgi verip ders vermektir. Vize için randevu tarihi aldıktan sonra tek işim o tarihin gelmesini ve ülkemin belli olmasını beklemekti.
Neyseki bir kaç ay sonra ülkem belli oldu BELÇİKA. Fazlaca mutluydum en çok istediğim ülkelerden biri gelmişti. Vize tarihi geldi ve vize almaya gittik. Herşey sorunsuz geçti ve eve döndük. Eve döndüğümüzde AFS'den ilginç bir mail aldık. Kalıcağım host ailem belli olmuştu. Ve gayet mutluydum Tam iki hafta sonra ise vizem elimdeydi.
Bundan sonra tek işim temmuzun başında yapılacak İstanbul gidiş oryantasyon kampını beklemekti. Türkiye'nin her bir şehrinden Eylül ayında exchange olacak bütün öğrencilerin toplandığı bir 3 gün. Orada gönüllülerle beraber tam 168 insanla tanıştım. Bunların 138'i Türkiye'nin farkı yerlerinden öğrencilerdi. Aklımızda ne kadar soru varsa ve ne kadar problemimiz varsa daha önce exchange olmuş gönüllülerimiz hepsini yanıtladı ve çözdü. 3 günün ardından tekrar eve döndüm. Geriye son bir adım kalmıştı. Uçak biletimi beklemek, valizimi hazırlamak ve Türkiye'de kalan son 2 ayımı güzel geçirmek.
Son aylarım kesinlikle çok özeldi benim için her anlamda. Ve en sonunda o tarih geldi 23 Ağustos. Sabahtan havaalanına gittim ve Belçika'ya gidecek 4 kızla buluştum. Ailemle vedalaştım. Güvenlikten geçtim ve bir kaç saat sonra uçaktaydım. Nerdeyse 5 saat süren yolculuğun ardından resmen Belçika'daydım. Valizlerimizi alıp güvenlikten geçtikten sonra AFS Belçika ekibi bizi karşıladı ve Belçika oryantasyon kampına gittik. Hayatımda hiç böyle bir şey görmemiştim. Dünyanın her bir ucundan bir sürü insan vardı ve çok güzel 3 gün geçirdik. 3 günün ardından host ailelerimizle yüzyüze tanıştık ve evlerimize gittik.
23 Ağustos 2024'ten beri Belçika'da yaşıyorum bu ayın 23'ünde tam beş ayım bitiyor. Zor ama her şeye alışıyor insan normal olarak. 5 temmuzda Türkiye'ye döneceğim ve o zamana kadar Belçika'da exchange hayatımın keyfini çıkarıcam:)))
1 note
·
View note
Text
Kendime bir not:
Sevgili kendim biliyorum 2024de girdiğinde çok umutsuzdun ve birşeyler olsun diye çırpınıyodun. Herkesin yapamazsın olmaz dediği hayalinin peşinden gittin. Ama başardın. Eğer şuan burdaysan hepsi senin sayende. Asla vazgeçme kendinden, kişiliğinden, hayallerinden, mutluluğundan, isteklerinden...
Korkma hata yapmaktan, sevmekten, mutlu olmaktan, zorluklardan hiç birinden korkma. Sen bunlar sayesinde burdasın. Biliyorumki düşüş noktandan zirveye gelebildiysen tekrar yaparsın. Başka hayallerde görüşmek üzere:)
0 notes
Text
kendinden emin değilsen sevme
bensiz mutluysan
hep öyle kal
1 note
·
View note
Note
Hesabını şimdi keşfettim yazdıkların senin fikirlerin mi yoxsa başkasının mı bilmem ama eğer seninse, yazım dilin çok iyiymiş🎀
benim yazdıklarım hepsi kim olduğunu bilmiyorum ama teşekkür ederim✨
0 notes
Text
Bugün kolyelerimden birini ararken takı kutumdan bir yüzük çıktı. Altın renkli ucunda iki küçük yıldızı olan güzel bi yüzük. Ve o yüzükle beraber iki sene öncesine gittim ben ve farkettim ki sadece bir yüzük bile bir anı olabilirmiş. Güzel anıları saklarız ve kötü anılarıda rafa kaldırırız. Galiba ben bugün o yüzüğü atarak kötü anılarımı sonunda rafa kaldırdım.
0 notes
Text
hevesini kırdığınız insanların eskisi gibi davranmasını bekliyorsunuz
beklemeyin,
çünkü hevesi kırılan her insan değişir ...
2 notes
·
View notes
Text
her gün kendini yine sevdirir sonra
beni yine öldürürdün
bana kalpsiz diyorlar, seni hiç tanımadılar...
0 notes
Text
Insanlar ne zaman gözleri ile değil de gönülleri ile sevmeye başlarsa, aşk kelimesi ancak o zaman can bulacak. Aşk; özlemle, utançla, hasretle, acıyla, sevgi ve saygıyla dirilir. Aşkın anlamı dünyada o kadar küçüldü ki; eskiden sevmeye korkan insanlar varken, şimdi sevdayı oyuncak diye tutanlar var. Gerçek aşk birimizin yüreğine zuhur etse, dünyayı bir köşeye iter, onu kirletmemek için yalnızlığa çekilirdik sevmeyin demiyorum. Sevin. Ama adı sevmek olsun diye değil, gerçekten sevdiğiniz için sevin. Sevmeyi göze alabiliyorsanız, aşkı kendinize layık görebiliyorsanız sevin. Çünkü aşk acı çekmektir. Aşk; iki ömrü bir yürekte taşıyabilmektir. Aşk; içinizde olan tüm depremlere rağmen sapasağlam durup onu mutlu etmektir. Aşk; kendinizden geçip, ona gitmektir..
19 notes
·
View notes
Text
Buraya bu yazıyı asla okumayacağını bildiğim birine ithaf ediyorum.
sevgili geçmişim nasılsın neredesin ne yapıyorsun ne düşünüyorsun bilmiyorum ama umurumda da değil. Bu yazıyı asla okumayacaksın ve bende işte tamda bu yüzden yazıyorum. Öncelikle teşekkür ederim bana yaşattığın öğrettiğin her şey için. Bana çok şey öğrettin ama keşke bunlar güzel şeyler olsaydı. Bunlardan en büyüğü hayal kırıklığı oldu. Hayatımızda çok hayal kırıklığı yaşarız. İstediğimi bir şeyi alamamak beklenilenin altında sonuç almak ve daha bir çok şey ama inanın hiçbir şey bunun kadar büyük bir hayal kırıklığı olamazdı benim için. Öğretemediğin ise çok daha fazla şey var. Bunlardan biri mutluluk oldu. Hayatımız boyunca bir çok mutluluk yaşarız sevdiğimiz bir yemeği yemek bizi mutlu edebilir mesela. Ama bazı anlar gelir ki gerçekten mutluluğu saç diplerinden ayak parmaklarının ucuna kadar hissedersin. Ben o anı yaşadım sanmıştım bir hevesmiş meğerse.
Pişmanlık çok güçlü bir duygu insanın bedenini sarar ele geçirir. Hayattaki pişmanlıklarımız ikiye ayrılır. Keşke yapsaydım yada keşke yapmasaydım keşke deseydim yada keşke demeseydim keşke gitseydim yada keşke gitmeseydim ve daha bir çok şey. Keşkeler bitmez hep bir keşke vardır iyi yada kötü. O keşkeler alır götürür uzaklara düşünemez uyuyamaz olursun. Bazen keşkeler bir ömür boyu yük olur insanın sırtına. Ama önemli olan keşkeleri geç olmadan fark edebilmek keşkeleri zamanında düzeltmektir. Çünkü düzeltilemeyen keşkeler daha çok acı verir. Geri getiremez zamanı düzeltemeyiz. Ne elimizden kayıp giden güzel şeyler bir daha gelir ne de zamanı geriye alıp verdiğimiz yanlış kararları düzeltebiliriz. Hayat acımasız bu acımasızlıkta hayatta kalmak zor geçmişinle ve keşkelerinle dahada zor. Tek seçenek vardır acılarla yaşamak. Seni bilemem ama geçmişim ben acınla yaşamayı öğrendim. Şuan evimden kilometrelerce ötede geçmişimi bırakıp geleceğimi kurmaya geldim. Geçmişimi bıraktığım acılarımla yaşamayı öğrendiğim ve artık gerçek mutluluğumu bulabileceğim yeni yaşım hoş geldin.
0 notes
Text
ne güzel parlıyor dediğin o yıldız çoktan sönmüş olabilir...
1 note
·
View note
Text
Bugün her zaman yaptığımdan farklı bişey yapmaya geldim. Şarkı paylaşmak yada post rb atmaya değil yazı yazmaya geldim. Ama öyle alıntı falan değil gerçekten yazmaya geldim. Anladımki içimdeki bu ses susmuyor ve susturmanın her yolunu deniyorum, birde bunu deniyim dedim. Kafamızın içi neden susmaz acaba hep çok merak ederim bence bi şansımız olsaydıda beynimizi susturabilseydik. Mesela şöyle bir gün kadar. Artık aklımdaki ses susmuyor son bi kaç zamandır dahada susmamaya başlıyor. Müzik bile yetmiyor mesela öyle düşünün. "Pişman oldun" diyo mesela, "Hiç böyle bişey yapmasaydın ne kadar mutlu olucaktın pişman oldun" diyo. Ve malesef bu ses doğru söylüyor. "Bunu sakın mahvetme bu senin hayatının fırsatı" diyor "Geçmiş uğruna geleceğini mahvetme" diyor. Malesef bu konudada haklı. İçimdeki küçük kız çocuğu kırılan hevesine, üzüntüsüne, yıkılan hayallerine, kaybettiklerine ağlarken içimdeki genç kız mutlu onu teselli ediyor yaşanacaklara, geleceğine, mutluluğuna kendinden vazgeçmemesi gerektiğine onu ikna etmeye çalışıyor. Sana bir tavsiyem küçük kız o sesi dinle olurmu? Bir dizide çok sevdiğim bi bölüm vardır ordada diyoki "Hayatta bazı şeylerin hata olduğunu bilirsin, evet bu bir hata dersin. Fakat onu yapmadan hata olup olmadığını tam olarak bilemezsin. Ve onu yaşayarak öğrenmen gerekir ki geriye baktığında bu bir hataydı diyebilirsin. Ama yapmazsan bunu bilemezsin ve asıl hata o hatayı yapmamak olur. Yani hata olup olmadığını yaşayarak öğrenmen lazım". Ben o hatayı yaptım ve hata olduğunu anladım. İlerde geriye baktığımda bunun bir hata olduğunu bileceğim. Yapsamda pişmanlık yapmasamda pişmanlık yani ama geriye baktığım zaman o şeyi keşke yapıp sonuçların�� öğrenseydim yerine yapıp sonuçlarını görüp pişman olmak daha güzel bi hismiş. Bazı anlar, bazı sözler, bazı haraketler, bazı gidişler dönüşler ve kaçışlar yapılmaya değermiş bunu artık öğrendim. Artık içimdeki ses biraz olsun susar belki.
1 note
·
View note
Text
mutsuzum: spotify
mutluyum: spotify
duş alıyorum: spotify
uyuyorum: spotify
722 notes
·
View notes
Text
-kaybolup gidecek ama yazdığın
+kaybolmicak, dalgalar onu alıcak, sen nereye gidersen git, seni gittiğin yerin kıyısına bırakıcak...
1 note
·
View note