sergenor-dali-blog
Sergenor Dali
14 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Quote
Aydınlık bir odada taktire şayan bir yanlızlık. Avuclarımın arasıdan kayıp giden bir şeyler var. Hemen yan tarafımda pencerimin soguk plastik cercevesinin ardında hüküm süren gecenin en koyu karanlığı. Ve bu karanlıkta varlığımı ifşa eden bir dolunayın gökyüzündeki hakimiyeti. Kalmakta olduğum yurdun balkonuna çıktım. Etrafıma boş boş bakınırken üst katın balkonundan gelen çakmak sesi bütün sessizligimi yarıp geçti. O anda göğsümü şişirek derin bir nefes aldım. Almış olduğum nefes içimi titretirken göz kapaklarım titrek bir şekilde kapandı. Almış olduğum nefesi vermeye kalmadan kafamın içinde çığlık çığlıga bağıran bir kadın sesi. Neye uğradıgımı şaşırmıştım resmen. Gözlerimi acamıyor ayaklarım ise basmış olduğum zemini hissetmiyordu. Ne oldu nasıl oldu bilmem ama birden gözlerimi açtım. Fakat zaman ve mekan kavramım yok olmuştu. Büyük bir boşluktaydım bir hiçlikteydim sanki. Peki neydi bu hiçlik kelimesinin tam karşılığı. Alabildiğince bembeyaz ve hiç bir nesnelliğin karşılamadığı uçsuz bucaksız bir ortam mı? Alışıla gelmiş bir düşüncemiydi peki. Hayır. Hiçlik, değil beyaz bir ortam elimizi kolumuzu rahatça sallamış olduğumuz boşluğun dahi olmadığı bir yer. İşte o göremediğimiz fakat elimizi ve kolumuzu rahatça salladığımız için hissettiğimiz o boşluğun olmaması işte bunu hayal dahi edemiyorum. Çünkü boşluğu anlatacak herhangi bir nesnel varlık bulamıyorum buda kafamın içinde bir görüntü oluşturmama engel oluyor. Hiçlikte adı üstünde hiç ama hiç birşeyin olmadığı yer. Her hangi bir nesnel varlığın karşılamadığı. Sonunun ve başının olmadığı ve herhangi bir nesnel varlıkla bağdaştırılamayan soyut bir kavram. Peki kimdi o kadın bastırılmış olan duygularımmıydı. Öfkemmiydi, sinirimmiydi. Olumsuzluk içinde yüzen düşüncelerimmiydi. Kafamın içinde bana dair olan herşey farklı bir bedende ete kemiğe mi bürünüyor. Ne olduğunu pek kestiremiyorum fakat bulunduğum yer beni fazlasıyla korkuttu. Bir anda gözlerimi kapatarak sıkmaya başladım. avazım çıkana kadar bağırıyormuş gibi hissediyorum. Fakat sesim cıkmıyor. Birden yatagımdan bağırarak fırlıyorum. O anın heyecanı ile yere düştüm. Artık rüyam nasıl etkilediyse beni. Uyandığında bulunduğum yeri yatağımı, odamdaki fayansın sogukluğu. Kısacası hissetmek gördüğüm rüyadan daha çok korkutmuştu beni. Yaklaşık beş on dakika sonra hafiften kendime geldim. Uyuşuk bir şekilde odamdan çıktım. Koridorda gereksiz bir şekilde etrafıma bakındıktan sonra odama geçtim ve sandalyeye oturdum. Yaklaşık iki dakika sonra başımı masamın üzerinde duran kitabın üzerine koydum ve oracıkta uyuya kalmışım.
sergenor-dali (sergenordali.blogspot.com)
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Ben bir demlik çay ile 81 ilde mutlu olabilirim mesela. Fakat ufak bir sorun var ki benim sigaram çayımdan önce bitiyor. (sergenor-dali)
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Text
Terk edilmiş bir sokakta hürriyetine aşık bir yanlızlık. Kafamın içinde filler tepişirken harabeye dönmüş bir evden sokağın sonundan başına doğru feryat figan bağıran bir çoçuk sesi geliyor. O anda içimde bir parcamın eksildiğini hissettim. Koşar adımlarla sokağın diğer ucuna doğru yürüdüm. Harabeye dönmüş olan evin önünde, üzerinde mavi sıva parcaları bulunan molozların üzerine dikkatli bir şekilde basarak yürüdüm. Kapıdan içeriye . Evin tam içinde sağ tarafta uzun ve karanlık bir koridor vardı. İlk attığım adımda sağ ayağım küçük bir su birikintisine girdi. Korkmaya başlamıştım. Titrek ve hırıltılı bir sesle derin bir iç çektim ve birden gözlerim sulandı ve aynı anda yerden göge kadar hissedilen tiz ve ürpertici bir ses. O anda bütün cesaretimi topladım. Yutkunarak sol ayağımı koridordan iceri atarken sol ayağımdaki ayakkabı ve ayağımdaki çorap birden yok olmuştu. Cıplak ayağım betonun soğukluğunu hissetti. Ve diğer adımı atmaya başlayınca yalın ayak kalmıştım. Betonun, içini titreten soğukluğunda ilerlerken tam karşımda anahtar deliğinden süzülen bir ışık. Artık kapının tam önündeydim. Kapının pas tutmuş kolunu sağ elimle kavradım. Başım öne eğik bir şekilde kolu indirdim ve gıcırtılı bir sesle kapı acıldı. Başımı hafiften doğrulttum. Yummuş olduğum gözlerimi sakin bir şekilde açtım. Ve karşımda, yanında realist bir kuş resmi olan bir tuval vardı. Ve hemen yanında bana dönmüş olan, elleri boyalı üryan bir erkek çoçuğu. Çoçuk resme baktı ve bana doğru gelerek eline almış olduğu kelebek fırcayı elime tutuşturdu. Gözlerimin içine baktı. Ve çoçuk bana aynen şunu söyledi. Bu hiç bir zaman benim hayalim olmadı. Bu sadece senin hayalindi. Diyerek bana dönük bir şekilde geriye doğru yürüdü,yürüdü ve sırtı duvara çarptı. Gülümsedi ve birden üzerime doğru koşarak tuvalin üzerindeki kuşun şekline büründü. Birden kuş bicimiyle kazağımın üzerinden sağ gögsüme tırnaklarıyla yapıştı. Ne büyük bir acı vermişti bana. Birden ten rengimi aldı ve bedenimle birleşerek bir parcam haline geldi. Sanki içimde eksildigini hissettiğim o şey miş gibi. Birden kapadım gözlerimi. Açtığımda ise karşımda kuş resmi olan o tuval ve sağ çaprazımda fokur fokur kaynayan bir demlik çay. Ve kulağımın arkasına sıkıştırmış olduğum kelebek fırcam. Görmüş olduğum o rüyanın şaşkılığı içerisinde sol arka cebimdeki tabakamı aldım. Tabakayı açtım ve bir dal sigara yaktım. Daha sonra kulağımın arkasındaki kelebek fırcayla resmimin eksik olan bulutlarını tamamlamıştım.
. (sergenor-dali)
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Text
Sag göğsümden aşağıya doğru inen ince bir sızı. Güneş ise bugün her zamankinden biraz daha fazla iddalı. Ve dilimde akşamdan kalma bir acılık. Titrek ve hırıltılı bir sesle tuzlu bir gözyaşı.Ve mırıldanarak söylemeye çalıştığım en eski şarkılar. Anlayacağınız yaşamak pek bir sancılı bu aralar. İtiraf edemediğim bir duygunun esareti içindeyim. Korkaklığımın verdiği caresizlik ve cesaretsizlik, sabırla geçen koskoca bir zaman için ağır bir bedel olsa gerek.
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
0 notes
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Text
Bir ruhu bir bedenin içine hiç konuşmadan gıkını dahi çıkartmadan sıkıştırabilirmisin. Hatta ve hatta bir duyguyu, bir düşünceyi, bir nefesi hele ki iç çekişlerini güzel olan herşeyi, her bir anı, hatıraları,hatırlattıkları ne var ne yoksa. Eski, ölmüş olduğunu hissettirdikleri bir aşkı hergün mezarından çıkarıp koklamak gibi mesela. Bu aralar yaşamamak pek bir sancılı. İliklerime kadar eksiliyorum sanki , tuzlu bir göz yaşı elmacık kemiklerimden aşağıya doğru yana yana süzülüyor. Eksiliyorum be kardeşim gitgide azalıyorum. Ne noktam kaldı ne virgülüm nede bana dair bir şey. Yapılacak tek bir şey kaldı. O da bir demlik çayla bütün eksilişlerin ardın yas tutmak.
5 notes · View notes
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Text
Nerdemiyim kimler merak ediyor bizler tam olarak neredeyiz. Sizi bilmemde ben tam olarak tanrının unuttuğu yerde bedenimin içinde sıkışmış bir ruhu parcalama peşindeyim. Bir ruhun bir et parcasının içinde ki cıtırtıları eşsiz bir senfoni, tatmin edilemez bir zevk. Ve bunu bir demlik çay ile kutlayan mazojist bir zavallı. Bir insan ruhunu nasıl parcalar ki. Öldürerek mi ? Kusura bakmayın ben egoyist bir adamım. Dünyada tek kötü ben olmalıyım. Tabi benimde prensiplerim var. Tek çalışırım, şeytanla işbirliği yapmam zira şeytan benim kalemim değil. Şu anda derin bi nefes alarak en sevdiğim şarkıyı açtım. Zira bugün kafamın içi pek bir parcalı bulutlu. Öyle ki Belkız ÖZENER eşliginde bir kupa bardak çay ile 40 dal sigarayı gömebilecek potansiyele sahibim. Aa yapmayın ama elbette ki bir tanrı değilim fakat bir aziz gibi davranmak hoşuma gidiyor.
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 8 years ago
Text
Eros ; elinde oku ve yayıyla dolaşan ayyaş bir aşk tanrısı. Kedisini ilâhi bir güç olarak ilan eden adi bir şarlatandan başka bir şey değil. Zamanının ilerisinde yaşayan bu zibidi, gider birini birine aşık eder diğerinide gider bir başkasına aşık eder. Sonra bir köşeye geçer insanları karşılıksız bir duygunun içine sürünmelerini kahkahalarla izler. Bir nesli bu şekilde yok etmiştir. Hala erosu merak edeniniz varmı? Eros dünyanın en büyük 2. kitle katili. 1. ise ihanettir erosu öldürende ihaneti olmuştur.
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 9 years ago
Text
Bu aralar canım çok sılıyor. Kafamın içinde şirket kurup şirket batırıyorum. Ne sıkıcı bir gün boş bir adam oldum cıktım. Yeri geliyor dünyayı kurtarıyorum. Yeri geliyor kıyameti getirecek deccal. Farklı bir şeyler denemek istiyorum aslında. Aşık mı olsam ? Evim yok arabam yok bir arsam hic yok bence tüm kriterler mevcut şu anda ne dersiniz benimle sürünmeye varmısınız ;)
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 9 years ago
Text
Biz tarihin ortanca çoçuklarıyız. Ne büyük bir yıkım ne büyük bir acı gördük. Ancak yaşanmışlıkların edebiyatını yaptık. En yakınımızda gördügünüz acılar dahi en yakınlarımız için korkuya dönüştürdük. Bastığımız zemin yaşadıgımız dünya hala sıcak. Düne daha fazla uzaklaşmış olamayız. Şu anda dahi elimizde tuttugunuz bu telefonun %1 lik kısmı bile bir insanın hayatından ve duygularından daha önemli hale geldi. Herkes son külünü döksün dünyayı boşaltıyoruz.
2 notes · View notes
sergenor-dali-blog · 9 years ago
Text
Yaptığım işi küçümseyen 2 çiziktirik atıp yan gelip yatıyosunuz diyen bazı insancıklar var etrafımızda ki bu insanlara ancak acırım . Zira size acımak dahi lüks kacar. Ben bu küçümsediginiz iş için gecemi gündüzüme kattım hani o dedigin çiziktirik varya onu herbir çizgide bir adım daha ilerlesin diye canımı dişime taktım ki yetenek dahi çalışmadıktan sonra hic bir işe yaramaz. Bu dünyada sevdiği aşık olduğu işi yapan kaç kişisiniz ki. Siz ve sizin gibi insanlar ancak ezbere konuşmayı bilir. Siyasetci değilsiniz siyaset yaparsınız din adamı değilsiniz din eleştirip din tartışırsınız. Hani gercekten araştırıp bilen ve ona göre yorum yapan insanlarımızda var tabi ve bu saygıyı hakeden insanlar. Benim işim resim yapmak ve yaptıgım işte kendimi ne kadar geliştirirsem işimle birlikte o kadar yücelirim. Ve bir ülke ancak kendi işini yapan insanlarla yücelir. Aksi taktirde bir ülkenin ilerlemesi için anca diğer ülkelerin gerilemesini umut ederiz bu da en acısı.
1 note · View note
sergenor-dali-blog · 9 years ago
Text
Zaman; artık bu kelime yavaş yavaş derimi acıtmaya başladı. Miydemin bulantısı sözcüklerin dilimden kayıp gitmesine sebeb oluyor. Kafam ağırlaşıyor sessizlik yerini beynimin için de koca bir ugultuya bırakıyor. Nefes alabilmek içten bile değil. Dayanmam lazım 3 e kadar sayacam ve herşey gececek. 1 2 ve 3 olmuyor geçmiyor yataktan fırlıyorum üst ranzadan aşağıya atladım tek bir adımda kapıya yöneldim. Kapıyı açtım yurdun balkonuna koşar adımlarla ilerledim. Hava soğuktu derin derin nefes aldım soğuk havanın sağladıgı oksijen ciğerlerimi acıtıyor. Hafiften sağ elim titremeye başladı. Elimi dizime koydum ve konuşmaya başladım. Sakın, sana diyorum beni dinlemek zorundasın. Benim sana ihtiyacım olduğu kadar sende bu bedene muhtaçsın aksi halde koskoca bir et parcasından başka birşey değilsin. Derin bir nefes aldım. Elimi dizimden aşşağı doğru sarkıttım. İlk önce hiç birşey olmadığına inandırdım kendimi. Herşey olması gerektigi gibiydi. Kendimi kandırmayı başarmıştım. Hafiften doğruldum. Odama giderken karşımdan gelen arkadaşlar bana neyim olduğunu sordu. Uykusuzum dedim ve buna inanmış bir tavırla ranzama cıktım yorganımı üzerime çekerek gözlerimi güneşin doğuşuna kapattım. Ve gözlerimi açtıgımda ise zifiri aydınlık bir sabahın toprak kokusuna uyanmıştım.
2 notes · View notes
sergenor-dali-blog · 9 years ago
Text
Gözlerini kapat ve kendini yaşadıgın şu hayatın ve anın başlangıc noktasına dogru sürüklemeye başla. Korkma ; senin durmaya ve geriye dogru koşmaya başladıgın andan sonrasını yaşamaya devam eden milyonlarca insan var. Sadece senin saatin zamanı geriye almaya başladı. Evet geriye dogru atman gereken sadece 5 adım kaldı. 4 adım 3 adım 2 adım ve 1. Ahh sırtım, sanırım duvara çarptım. Hafiften dogrulmaya başla ,etrafına bir göz gezdir. Biraz sonra karşına birisi cıkacak o senin gecmişte yaşadıgın bedenin. O seni görmüyor sadece sen görüyorsun. Bak ne kadarda mutlu, belkide mutsuz. Kendi o eski bedenine (küçüklügüne) dahada yogunlaşmaya başla ne olursa olsun asıl yaşadıgın hayatta kendine yüklenmiş oldugun ya da yüklemiş oldukları sorumlulukların hicbiri yok. Konuş onunla o seni duymaz ama sen yinede konuş belki senin söylediklerin kafasında bir anlık düşünce olucak. Ve de ki ; elinden geldiği kadar eylen, soluğun kesilene kadar koş, güle bildigin kadar gül ve bu hayattaki en anlamsız cümleleri boş kelimeleri kullan hicbir önemi yok, sonucta hiç kimse senin düşüncelerini önemsemeyecek çocuk aklı işte deyip geçecekler. Sen bunları ister yaşa ister yaşama ilerde bunun diyetini ödeyeceksin. Sorumlulukların olacak, attıgın her bir adımı aldıgın her nefesi hesap etmek zorunda kalacaksın çünkü ilerde kendi başına yaşamak zorunda olacagın bir hayat kuracaksın. Ve bu hayat senin hayatın.
2 notes · View notes
sergenor-dali-blog · 9 years ago
Text
Bugün atölyeden her zamankinden biraz daha erken çıktım. Saat akşam 6:30 7:00 civarı. Üstümde muhteşem bir yorgunluk , boyanın ,tinerin kokusu üstüme sinmiş hafiftende başım ağrıyor. Malum iki farklı alan dersinin ödevlerini vizelere kadar yetiştirmek zorundaydım. Bunun güzel yanlarıda var tabi , fırcalardan kalan boya ve o boyaların sinsice deydiği pantolonum hani baştada dedim ya muhteşem bir yorgunluk işte bunlar işine olan saygını verdiğin emeğin en büyük kanıtıydı. Yurda gelmiştim artık. Koşar adımlarla bloguma ilerledim içeriye girdim. Şaka gibi birde 4 kat merdiven cıkacam. Oh be odamdaydım artık. Hafiften yayılmış bir tavırla pencere kenarındaki sandalyeye oturdum. Yaklaşık 5 , 10 dakika sonra ketıla bir su koydum , dolaptan 1 poşet çay ve 4 küp şeker aldım. Ve günün sonunda bir kupa bardak çay kazanmıştım.
2 notes · View notes