Text
Sende en çok neyi sevdim biliyor musun?
Sende en çok kendimi bulmayı sevdim
Beni mutlu eden her şeyin sende olmasını
Önüme çıkan bütün yolların sonunda seni bulmayı
Umutsuzluğa giden her sapakta elimden tutmanı
Beni koruyup kollamanı sevdim en çok
Bana olan sevgini içinde sır gibi saklamanı
Beni benden bile korumanı
Kendinden bile sakınmaya çalışmanı sevdim
Benden bir kaç saat haber alamayınca
Ortalığı ayağı kaldırmanı
Benim için akıttığın o yaşları
Bensizliğe olan isyanlarını sevdim en çok
Sende en çok neyi sevdim biliyor musun?
Karamsarlığa her düştüğümde çıkıp gelmeni
Beni hangi cehennemde olsam bulmanı
Etrafımı bir anda cennete çevirmeni
Her ne halde olursam olayım
Ellerimden tutup ayağa kaldırmasını bilmeni
Beni benden daha çok tanımanı sevdim
Hüzün bulutlar toplandığında başıma
Rüzgâr gibi yetişip dağıtmanı sonra da
Güneş gibi aydınlatmanı sevdim hayatımı
Ben sende o kadar çok şey sevdim ki
Seni şu hayatımdan çıkarsalar
Sevgi diye bir şey kalmaz içimde benim
Sende en çok neyi sevdim biliyor musun?
Hayatında ki her şeyi benimle ilişkilendirmeni
Sana beni anımsatmayan şeyleri yok etmeni
Aklına düştüğümde gözlerinin dolmasını
Beni arayıp özlemini anlatmaya çalışmanı sevdim
Arkamda olan dağın sen olmasını sevdim
Kalbimde sen korkusuzca yürüdüğüm yolları
Aklımda sen kurduğum hayalleri yarınları
Ben aslında senin içinde olduğun her şeyi
Seninle bağdaşan ne varsa çok sevdim
O kadar çok varsın ki yüreğimde hayatımda
Sen olmasan ne kalır ki sevecek bana
Sende en çok neyi sevdim biliyor musun?
Seni ve hayatımdaki yerini sevdim
Hayatımda ki yerini sevdim
Benden hiç gitme olur mu?
Hep benimle yaşa
Hep benimle ol
Ben en çok şu hayatımda oluşunu sevdim.
0 notes
Text
Bu sensizliğim mi, yoksa yalnızlığım mı, bilmiyorum...
Bir bilsen, seni her özlediğim de bir nokta bıraktım, duvarlarıma.
Eğer bir gün gerçekten tutarsam ellerini,
bakıp ta görürsem gözlerindeki o sevdalı hali,
o noktaları birleştirip sevdanın kalemiyle,
mutluluğun resmini çizeceğim dünyaya...
İşte o gün yine masmavi, berrak bir güne uyanacak deniz...
Bulanıklığını benden uzağa atacak...
Bütün gecelerim sabaha varacak, ve bir daha hiç gece olmayacak.
0 notes
Text
Sonra mı ..
Sonra, gömdük ne varsa içimize !..
Anlaşılmasın diye ..
Bir de çiçek ektik üzerine ...'!
Altı Mezarlık
Üstü Bağ Bahçe...
0 notes
Text
DOSTUMA
Merhaba yüreğimin güzel yüzü,
Satırlarıma başlamadan söylemek isterim ki (ki ayrı :)) ) diye başlar çoğu yazılar. Ama bende öyle değil. Belki pek çok şey yok yazılacak. Yaşanmamışlıklara adanacak binlerce satır var belki. Buna inanarak başlıyorum satırlarıma:)
Zaman mumların ömrü kadar odamda sana bahsedecek milyon konu varken, sadece mutluluktan bahsedeceğim. Çünkü mutluysam, mutlusun. Ben mutluysam, herkes mutlu. Ne kadar yorulsam da ne kadar yılsam da mutlu olacam. Kozmik oda dışında. Orada ben dahil herkes hükümsüz. Evet gelelim mutluluğa. Mutluluk nedir? Bana göre mutluluk, insanın gülüşüdür dostum. Hemen yüzünü asma bu kadar basit mi diye. Yalandan gülümsemelerde mutluluktan sayılan bir devirdeyiz. İyi insana rast gelesin yada iyi seni bulur cümlelerindeki gibi. İyi mutluluk getirir. İyi huzur getirir. İyi seni ayağa kaldırır. İyi sana dal uzatır düştükten sonra ayağa kalkmak için. Bana iyilerini verdiğin için teşekkürler.
Kalp sevmekten yorulmaz, bir kalbe sevgi girdiği andan itibaren ona tezat olan kin, nefret, düşmanlık orada barınamaz. Ama ben hep kaybettim. Ne kadar çok sevdiysem o kadar büyük kaybettim. Kaybetme korkusuyla yaşadığım için hiç kimse ile görüşmedim, konuşmadım, SUSTUM. Standart bir hayata başladım. İlaçlarla uyudum, antidepresanlarla güldüm, yalnız başıma ağladım ve düştüm. Her gün düştüm. Gün boyu iki karakter oynadım. İş de sakin, düzenli, efendi, mutlu evde yaşamaktan bıkmış bir ruh. O kadar güzel bir yazılım yükledim ki kendime Hatcik çıka geldi alt üst etti. “Seninle çoooookkkkk işimiz var SEEEELLLLLLOOOOOOOO” İyiki geldi iyi ki var ( ki ayrımı yazılır birleşik mi?)
Hatcik geldi ama o kadar yoruldu ki. Seni tanığım günee ........... diye cümleler kurmuştur arkamdan (sinirli emoji koyayım buraya :D) Çok yoruldu. Sonuçta bir Selo kolay yetişmiyor hani. Ben yaşamaya başladım. Hayata bağlandım. Hani doğup büyür sonra ölürüz ya. Ben araya yaşamayı da sığdırdım. Doğdum, Büyüdüm, Yaşıyorum ve Ölecem. Ben selam vermeye başladım. Seni üzdüm. Güldüm. Seni ağlattım. Dedim ya bir ben kolay yetişmiyorum ama beni yaşatanı neden üzüyorum. Saçmalıklarımı dinlediğin için sonsuz teşekkürler.
Senden önce yalnızlıktım Ben
Garip bir mezar gibi
Rüzgarın dahi uğramadığı ıssızlıktım ben
Senden önce yalnızlıktım ben
Her karesi hüzün terk edilmiş koça bir şehir gibi
Unutulmuş, kendi haline bırakılmış
Yaşadığı her şeye dargınlıktım ben
Senden önce yalnızlıktım ben
Duvardı asılı eski bir resim gibi
Kimsenin anlayamadığı acıları
Anlatmaya çalışan anlamsızlıktım ben
Senden önce yalnızlıktım ben
Yıkılan umutlarımın altında ezilmektim
Hayata yenilmek kabullenmektim
Yüreğimin onca feryadına rağmen
Ben her şeye sadece sessizliktim
Senden önce yalnızlıktım ben
Zaman mumların ömrü kadardır odamda dedim ya, ne çabuk geçti bak. Mum dibine varıyor artık. Mum bitmeden yazımı tamamlamak isterim. Unutma, kokusunu özleyen yağmur, tane tane yağar toprağa. Dostunu özleyen yürek satır satır döker kağıda. Dosttan gelen bir ses, karanlığı böler, gülüş çizer dudaklarıma. Yüreğin gülüşümdür ve gülüşüm mutluluğum....
En güzel dosta...
0 notes
Text
24 Kasım 2019 Pazar
KENDİME NOT
Yeni bir sayfa açarken gelecek her sayfanın düz, yalnız ve kimseyi sevmeden, hayatıma kimseyi almadan yola devam edeceğime, yürüyeceğim bu uzun ince yolda taşlı olan yolları hesaba katmadan, kimseyi umursamadan yürürken ve taşlara her takıldığımda pes ederek tekrar ayağa kalkmaya cesaret etmeden, sürünerek ilerlerken sadece gökyüzünü ağaçları kuşları ufkumda görünen yeni doğan güneşi görmekten mahrum kalarak toprakla bütünleşmiş şekilde hayatın tüm güzelliklerini kendimden mahrum ederek en büyük haksızlığı kendime yaptığımı günün birinde fark edip keşke daha önce yapsaydım ve tekrar düşmeyi göze alarak ayağa kalksaydım diyebileceğim gün hayatımın dönüm noktası olacak. Bunu şuan kendime her ne kadar hatciğin bu söylediklerini kaile almasamda duymasamda gün geldiğinde Hatcik bana bunları demişti diyeceği gün hayatın tesadüflerden ibaret olmadığını sadece bizim yaptığımız tercihlerimizin sonucu olduğunu öğrenmiş olacağım. Hayatımdan keşkeleri çıkarırken keşkelere ortak alacağım kişiye her yeni sayfayı çevirirken bir adım daha yaklaşacam.Ve çevirdiğim her sayfa bir öncekine benzetmemek koşulu ile yani bir önceki sayfanın vermiş olduğu hayal kırıklığı ve bir önceki sayfanın vermiş olduğu korkaklık olumsuz düşüncelerle bir sonraki sayfaya gölge etmesine izin vermeden her yeni sayfada bir öncekinden daha iyi daha güçlü daha sevgi dolu daha vefali devam edecem. Çünkü düştükten sonra daha güçlü ayağa kalkmayı öğrenmiş olacağım. Aynı sayfada takılıp silip yada çizip değiştirmeye çalışmaktansa yeni sayfaya daha güzelini yazacam. Ve o gün ben her ne kadar yok desemde gerçek hayat arkadaşım yanımda olmuş olacak.
Hatice KOZAN
1 note
·
View note
Text
Bu benim hikayem
Sonsuz zaman diliminde ebedi düşüşü olan, durdurulması imkansız geri dönüşü olmayan sana doğru akıp giden ömrün aynasıdır kum saati.
Akıp giden zaman içerisinde geriye dönüp baktığımızda hatalardan ders alıp ileriye bakmayı öğretti hayat.
Geçmişte yaşanılan her anın geleceğe yöne vermesin de büyük bir rol oynar.
Yaşamanın her anını anlamlarla dolu olduğunu anladığımızda ve anlam kazandırabilmek adına her an yeni birşey öğrenerek hırs, bencillik, öfke,kıskançlık ve kalp kırma davranışlarının tamamen anlamsız olduğunun farkına vardığımızda; tek gerçek sevginin var olması gerektiğini savunuyorsun.
Koparılan her takvim yaprağı ömrümüzün günlerinden eksildigini hissetmekten çok bugünün tecrübelerimize artılar kazandırdığının bilincinde oluyoruz.
Sallanan sandalyedeki yerimizi aldığımız zamanlarda gelen gıcırtı sesleri seni geçmişe her götürdüğünde dolu dolu yaşamanın iyi/kötü ayırt etmeden iyi ki diyebilmenin kocaman tebessümü olucak kırışan dudaklarında.
Önemli olan pusulanın tüm yönlerini kalbine göre yön verip, doğru adımların kendimizden ilk geçmesi gerektiği bilincinde olarak geçen zamanın aslında tamamen senden geçtiğini fark edebilmen.
Ilk yönü hep sana, iki yönü sevdiklerine/sevenlerine ve senin tam karşındaki yönün karanlık kalpleri arkana alıp mutluluğun, dermanın ve huzurun ele başı sen olduğunu bil.
Yönü değiştirdiğinde doğruluktan kendinden uzaklaşıp fırsatı verme kimseye.
Her yeni oluşum evresindeyken yönü ters değiştirdiğin an son kum tanesine geldiğinde boşa geçmiş, anlamsız ve keşkelerle dolu olduğunu gördüğünde geç kalma.
Çünkü hayatın gerçek parçası sensin ve en önemli parça kaybolursa puzzle asla tamamlanamaz.
hTc*
0 notes
Text
Senden sonra yalnızlıktım Ben
Garip bir mezar gibi
Rüzgarın dahi uğramadığı ıssızlıktım ben
Senden sonra yalnızlıktım ben
Her karesi hüzün terk edilmiş koça bir şehir gibi
Unutulmuş, kendi haline bırakılmış
Yaşadığı her şeye dargınlıktım ben
Senden sonra yalnızlıktım ben
Duvardı asılı eski bir resim gibi
Kimsenin anlayamadığı acıları
Anlatmaya çalışan anlamsızlıktım ben
Senden sonra yalnızlıktım ben
Yıkılan umutlarımın altında ezilmektim
Hayata yenilmek kabullenmektim
Yüreğimin onca feryadına rağmen
Ben her şeye sadece sessizliktim
Senden sonra yalnızlıktım ben
Üşümektim korkmaktım en çokta çaresizliktim
Oysa niyetim sensizliği aşıp sana kavuşmaktı ama
Kader işte insanı vazgeçemedikleri ile sınıyor
Senden sonra her olumsuzluğa alışmaktım ben
Senden sonra kadere boyun bukmektim ben
senden sonra yalnızlıktım ben
0 notes
Text
beni neden sevmedin? niye yetmedi seni bu kadar sevmem? senle uyanıp, senle uyuyakaldığım için mi? hayallerim, hatıralarım, rüyalarım sen dolu olduğu için mi? sen üzülsen, en çok canı yanacak olan kişi ben olduğum için mi? sensiz eksik hissettiğim için mi? en ihtiyacım olan kişi olduğun için mi? senin en ihtiyaç duyduğun insan olmak istediğim için mi?
söylesene, neden sevmedin beni? ~
0 notes
Text
''Bazı adamlar korkaktır. Sevdanın yüküyle omuzları çöker diye, silkinip sığınırlar bir ayrılığa. Kızamazsın...
Bazı adamlar çocuktur hâlâ. Saçlarına dokunamazsın mesela, uyurken öpebilirsin onları. Çekinirsin...
Bazı adamlar çok gider. Hiç gelmeden, hep gider. Defalarca kez terk edilirsin bir kez bile bakmadığın yüzünü, bin kez çevirir senden. Özlersin...
Bazı adamlar yalancıdır, inanmak istersin. Her yalan bir mermidir, vurulmak istersin. İhanet ederler, gözlerini sıkıca yumar kaybolmuş bir kız çocuğu gibi çöker kuytu bir köşeye. Ağlarsın...
Bazı adamlar cesurdur. Yanındayken dünyaya sövsen, saçının teline dokunamazlar, bilirsin. O sarıldıkça sana, Güçlenirsin...
Bazı adamlar yalnızdır. Parmaklarının arasına sıkıştırdığı bir sigarayla el sallarlar geceye. Birkaç duble daha içerler, hiç konuşmadan seninle. Bir şarkı daha dinlerler, sustukları çoğalır. Konuşamazsın...
Bazı adamlar; bir inanç, bir din, bir Tanrı gibi kurulur göğsüne. Aradan yüzyıllar da geçse, Unutamazsın...''
0 notes
Text
SONRA FARKETTİM Kİ; SU AKIYOR RÜZGAR ESİYOR YAĞMUR YAĞIYOR HER ŞEY YİNE VE AYNI ŞEKİLDE OLUYOR ÖYLE BİR YERE GELDİM Kİ SICAK VE SOĞUK AŞK VE NEFRET SAVAŞ VE BARIŞ ÜŞÜMEK VE SONRA ISINMAK GİBİ GİTSEM AYRILIK OLUR,KALSAM ÇIĞ. GİDERSEM BENDE HASRET OLUR VE BELKİ BENİ SEVENLERDE ÖZLER AMA ANLADIM Kİ ÖZLEMDEN HİÇ KİMSE ÖLMÜYOR AMA BEN ÖLÜYORUM. NEFES ALIYORUM ÖNEMSİYORUM VE GİTMEK İSTİYORUM ANLADIM Kİ HASRET YENİ BİR AŞKA KADAR SÜRÜYOR SEVDİKLERİM VE BENİ SEVENLER BAĞIŞLAYIN
SU AKIYOR
VE BEN GİDİYORUM...
0 notes
Text
Sadece üç günlük ömrü olan kelebek papatyaya aşık olur Ancak öleceğine saatler kala seni seviyorum der Papatya sadece bende diyebilir Ve kelebek ölür. Ona sevdiğimi neden zamanında söyleyemedim diye papatya üzüntüsünden hasta olur. Yapraklarını dökmeye başlar döktüğü her yaprakta seni seviyorum der Ve sonunda ölür. İşte o günden beri sevdiğini söyleyemeyen herkes papatyaya sorar Seviyor mu Sevmiyor mu diye...
4 notes
·
View notes
Text
''Çünkü ben seni uzaklardan tanırdım. Attığın adımdan, aldığın nefesten, saçının rüzgardaki dansından tanırdım. Ne olduğu belirsiz mevsimlerde omuzlarında bir rütbe gibi duran hüznünde tanırdım. Ben eskiden, bir yerim kanasa, annemi değil de seni çağırırdım.''
0 notes
Text
'Çok emek verirsin kıymet bilmezler. Çok özlersin bilmezler. Çok seversin görmezler. Çok beklersin gelmezler. Çokluk yokluktur biraz da.''
0 notes
Text
Bir kokusu vardır akşamın ve toprağın.
Candan geçirir insanı yaşama düşman yalnızlığın.
Bilirim tutarsızdır tuttukların; bağıra bağıra bağrına bastıkların.
Bilirim sadece uykularla sınırlıdır ayakta uyutulduğunu unuttuğun anların.. İntihar ediyorsun belki rüyalarında.
Belki de biri öldürüyor seni sıkarak avuçlarında. Korkuyorsun ölümden de yaşamaktan da.
Olmuyor ikisi de..
Ne yaşam beliriyor yüzünde ne ölüm alıp başını gidiyor sessizce.
Her gün biraz daha ölerek yaşıyorsun.
Her gün yaşayarak biraz daha ölüyorsun.
Her gün..
Biraz daha..
Keşke yapabileceğim bir şey olsa
Bir şey olsa seninle ölmek dışında.
0 notes
Text
Aslına bakarsanız bir yere gittiğim yok
Buralarda durasım da yok.
Kış geçti
Bahar geçti
Yaz geliyor
Hem Ramazan da geçti koşar adım...
Bu kez hazırlıklıydım,
Bir o kadarda hızlıydım ama
Yakalayamadım.
Buraların artık tadı tuzu da kalmadı.
Biraz salçalı makarna, bol baharatlı tarhana
Birde yufka arası köy peyniri ve kokulu karpuz...
Vakti geldi mi dersiniz.
Gelmediyse de getiriniz efendim,
Getiriniz...
0 notes
Text
Şu an seninle konuşmaya o kadar ihtiyacım var ki bilemezsin.
Ne sen arıyorsun, ne de benim cesaretim var telefonu elime almaya…
ben senin sesini bile unutmaya başlamışken kimler ezberliyor kokunu?
Kimler seviyor dokunmaya kıyamadığım saçlarını,
kim sarılıyor sana gecenin bu yarısı, saatin bilmem kaçında?
Ben seni özlemekten ölürken, sen kimlerin ömrünü uzatıyorsun oralarda?
Bu hayatta seni benden daha fazla sevebilecek biri daha yok.
Bu yüzden en çok beni acıtırsın, beni kırarsın.
Senin kılına zarar gelse en çok benim canım yanar, ben üzülürüm.
Bırak yanında olmayı, bunları sana söylemeye bile hakkım olmadığını biliyorum.
Ama elimde değil, seviyorum.
Seni sevmek acıdan başka bir şey vermiyor oysa.
Ellerin başkasına dokunuyor şimdi, yokluğun bana.
0 notes
Text
Hâlâ simit satıyor içindeki çocuk
Kazandığı parayla mendil satın alıyor
Trafik ışıklarının alıngan çocuklarından
Mendiller yetmiyor gözyaşlarına, çünkü
Genetik şifre çözülmüş neylesin çocuk
Hem diyarbakırda kiralık bisiklete binmekte kolay
Filistinde elleri kalem yerine taş tutan bir çocuk olmak
Dahada kolay
Kar yağarken sokaklara mahkum olmak zor
Kar yağarken sokaklara mahkum olmak
Kar yağarken, kar, garip, çocuk, çocuk, çocukkkkk
0 notes