Var olduğumu hissettiğim yerde değilim; kendimi ararken, beni arayanın kim olduğunu bilemiyorum. Her şeyden sıkılarak gevşiyorum. Ruhumdan kovulmuşum sanki..
Garip bir his var içimde. Anlamlandıramadığım ve sevemediğim bir his. Yabancı olduğum bir his. Çok düşünmeme sebep olan o his. Ruhum yoruldu. Kesik kesik nefes alıp yaşamaya çalışmaktan ve ait olmadığı bir yerde olmaktan. Ruhum terk ediyor mu beni? Bırakacak mı acaba? Gidiyor mu? Hı? Gidiyor musun?
Kötü olduğumun farkında değil kimse. Bende iyiyim diyip geçiştiriyorum işte. Nefes almak zor gelir mi diyorum kendi kendime, geliyormuş. Bu yazıyı yazmak bile o kadar yorucu ki anlatamam... Günümü uyumaya ayırıyorum artık. Okulda da uyuyorum. Adım uykucuya çıktı zaten. Ağlayamıyorum da artık. İlaçtan mıdır bilmem ama akmıyor yaşlar gözümden. Sanki gözpınarlarım kurudu. Ağlasam rahatlarım belki biraz ama yok. Tek yaptığım şey boş boş duvar izlemek. Çok dengesiz bir sinirim var şu aralar. Herkese her an sinirlenip bağırıp çağırabiliyorum. Göğüs kafesimi yırtıp açasım ve kalbimi söküp atasım var oradan. Geçmeyen ızdırap yapmışlar. Gitgide kötü oluyorum. Farkındayım. Çok üşüyorum, o kadar uyumama rağmen uykusuzum. Hem fiziksel hem ruhsal olarak donuyorum. Yatağa yapışmak istiyorum. Kafamda senaryolar kuruyorum ve korkuyorum. Kimden mi? Kendimden... Bazen sanki kendimi tutamıyormuşum gibi hissediyorum. Bedenim kontrolümden çıkmış gibi.. Birkaç saniyelik bir şey, evet. Ama yine de hoş hissettirmiyor. Günlük ihtiyaçlarımı karşılamak bile çok zor. Göz altlarım berbat görünüyor. Sanki ben öyle değilmişim gibi konuşuyorum, ne güzel. Burada yalana gerek yok. Kaçıp düşüncelerimi tamamen yazabildiğim tek mekan burası. İyi değilim işte. Bu kadar yani. Ne fazlası ne azı.
İnsanın bazen bir omuza ihtiyacı olur. Bir dinleyeni, bir anlayanı olsun ister. 'Karşılık vermese de olur, dinlese yeter.' diye düşünürsün. Ses etmesin, seni yargılamadan dinlesin istersin. İnsanlarda bunu bir türlü bulamadığımız için artık günümüzde bir eşyaya, bir hayvana anlatır olduk dertlerimizi. Yazılara, şarkılara döker olduk. Fakat şu bir gerçek ki: insanın insana her zaman ihtiyacı vardır...
Senin beni terk ettiğin günü asla unutamıyorum. Çünkü bana veda etmeden gittin, beni bi başıma bıraktın; acılarımla ve yalnızlığımla. Belki de bana veda etseydin bu kadar canım yanmazdı güzel dostum. Seni sırf bu yüzden affetmek istemiyorum ama seni görmem seni affetmeme yeter bunu sende biliyorsun. Bana bir veda busesi bırak ve beni yine terk et güzel dostum ama bu sefer ne olursun aklımda ve kalbimde seni hatırlayabileceğim bir veda busesi bırak. İnan gittiğin için sana kızmayacağım yeter ki dostça veda edelim..
"Hayatımın bilmiyorum evresindeyim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Biraz yoruldum sanki. Olmamasında bir hayır vardır diye diye çürüdüm gittim artık burada. Her seferinde kendimi bu noktada bulmaktan çok sıkıldım."