psycnical

[psycnical]

kasvetli havalarda bi ic cekis

[psycnical]

belki yan yana yürüdük hic haberimiz olmadı

[psycnical]

belki benim kağıt param bi şekilde döne dolaşa senin cebine girmistir. olamaz mi olabilir

belki yan yana yürüdük hic haberimiz olmadı

[psycnical]

belki yan yana yürüdük hic haberimiz olmadı

[psycnical]

cok uzgun oldugum her yer benim evimdir mutluluga yabanci mutsuzluga asinayim

[psycnical]

beni bugüne kadar bir kere bile yanıltmayan aklıma ve hislerime teşekkür ediyor, kendimi alnımdan öpüyorum

[psycnical]

bilirsiniz bazen olmaz

[psycnical]

ben zaten ucurumlarda uyanmaya hevesliydim

[psycnical]

ben seni nasıl sarıp nasıl seveyim hayalimde düşümde

[psycnical]

iyi geceler her seyi dimdik bir sekilde tasımama yardımcı olan omuzlarıma öpücük

[psycnical]

bir yere ait olmak ister gibi durup bütün kaçak yollara girerken

[psycnical]

seni seviyorum bu ne demek bilmiyorsun. seni sevmek ne kadar hüzünlü şey, tahmin edemezsin bile. ama hep diyorum ben o hüznü bile seviyorum. yanımda bile olmayan hiçbir zamanda olmayacak birisini seviyorum. ve onun bana kurduğu iki üç cümle ile kendimi avutuyorum. gelmeyeceğini bile bile bekliyorum bu nasıl bir çaresiz bekleyiş. ama buna rağmen içimde bir umut var. ya gelirse ihtimali benim sevgimi ayakta tutuyor. bu sevgi beni çürüttü ama gelirsen iyi edersin beni, biliyorum.

[psycnical]

seni görünce bedenimi saran utanç ve mutluluk beni gülümsetiyor

[psycnical]

gunaydin bir sekilde yoluna koyacagiz

[psycnical]

böyle için yanıyor sanki ama söndürmek de istemiyorsun

[psycnical]

gereğinden fazla iyi olmam da karşımdakine kılıç çekme fırsatı yaratıyormuş.