plaktamatiz - Tumblr blog

[plaktamatiz]

sayıklasam dizelerimden acıyı örtmüş duvar nemini kirli gömleğimi koklarmış annem koklasın şiirimi sıcak bir ekmek gibi.

[plaktamatiz]

Gülüşün şehrin dengesini alt üst ediyor.

[plaktamatiz]

eğer gerçekten bir şeyler halledilebilecek olsaydı çabalardım, yapardım bunu.

[plaktamatiz]

zaman bi dursun

[plaktamatiz]

şehrimde yalnız ve bulamıyorsam seni'

Gülüşüne sağlık, çok ağlattı                                                                           

[plaktamatiz]

artık ne özgürüz ne de özgür ömrümüz'

[plaktamatiz]

hissizleştim

[plaktamatiz]

gava tu çû dil ma li dû, ez û ez man rûbirû. evîn dijwar e tev pêt û ar e, birînên xedar mane bêçare. bi hêvî bûm min gotê were, min ji ku zanîbû tu venagere?

[plaktamatiz]

seni düşününce içimde bir ateş coşuyor da göğe tırmanıyor. bu taş gibi ağır, bıçak gibi keskin, buz gibi soğuk bir kadın için ölüm fermanını sabah ezanından önce duymak gibidir.

[plaktamatiz]

soracak olursan ben şimdi uzaklardayım'

Ah canım sevgilim derin bir okyanustayım, hiç kimse görmüyor bırak beni konuşayım.. en azından bugün, bugünde sonbahardayım soracak olursan ben şimdi uzaklardayım..

[plaktamatiz]

bir dal sigara. bir hayat bir dal sigaraya denk düşüyor. geçen tek bir gün bir yudum sigaraya denk. sigarayı ciğerlerine çektikçe ölüyorsun yavaş yavaş, başta hissetmiyorsun kolay geliyor. zorlaşıyor giderek. hasta oluyorsun, ölüyorsun. gün geçtikçe hayatın zorlaştığı gibi. hayat dayanılmaz hale geliyor, katlanamıyorsun insanlara düşüncelerine nefret ediyorsun onlardan. onlar seni anlamıyor sen anlatıyorsun nefesini harcıyorsun ama anlamıyorlar çok yoruyorlar seni herkesten herşeyden nefret ediyorsun. hayatının, filmin sonlarına doğru nefreti de hissetmiyorsun bırak nefreti kalbini hissetmiyorsun. bi bakıyorsun hasta olmuşsun, ölüyorsun. onlar seni öldürmüş, el uzatmıyorlar öylece ölüme terk ediyorlar. gözlerin kapanıyor hayatın geçiyor gözünün önünden, ben ne yaşamışım öyle boşu boşuna diyorsun. sonra kızıyorsun kendine bu dediğin için. herşeye rağmen iyi ki olmuş.

[plaktamatiz]

bir fotoğraf karesi düşün sevgilim, gülümseyişinin en güzel anı ve zaman durmuş, bir kağıt parçasında. Adına da; fotoğraf demişler. İçinde sen olup güzelleştirdiğin diğer her şey gibi fotoğrafın basit bir kelimeyle anlatılmamalı. Mısralara dökülüp konu olmalı, gülümseyişinin zamandaki durgun hali. Duvara asılmalısın, tam orta yerine. Boş duvarı çiçek bahçesinde döndüren o fotoğrafına baktıkça küllüğün dolmuşluğu es geçilmeli. Bir ressamın en güzel portresinin konusu sen olmalısın. Fotoğrafçının çektiği en güzel poz, sana ait olmalı. sevgilim; biliyorsun fotoğraflar ölmez, kayıp vermez, kırmaz, dağıtmaz, birini nasıl tanıdıysan o anda bırakır seni. Ben seni  bir fotoğraf karesinde tanıyacağım artık, ne ondan öncesini ne de ondan sonrasını istemiyorum. olur da bir gün kayıp gidersen, ben nereye gidersem sen kalbime denk gelen ceket cebinde duracaksın sonsuza kadar çünkü fotoğraflar ölmez sevgilim.

[plaktamatiz]

ah canım sevgilim derin bir okyanustayım.

[plaktamatiz]

babalar gülerdi bilirdim. görmezdim ama bilirdim. babalar konuşmaz, hep meşgul, asık suratlı sanardım. babamla birlikte geçirdiğim vakit sayılı olurdu mesela. birlikte dediğimse aynı evde oluşumuzdan bahsediyorum. benden çok tütünle ilgilenirdi hatta, imrenirdim. bir gün yine çocuğum, paketten çalıp içtim bir tane. gözümün içine bi o zaman baktı uzun uzun ama kızmadı, bıyık altından güler gibi oldu hatta. o kadar sevindim ki iyi bir şey yapıyorum diye. o gün bugündür içerim ama babam bakmaz gözlerime. böyle daha niceleri.. kısacası anlatılan babaları babamda görmek isteyip de göremedim. ben de gördüklerimi istemeye başladım. gün geçtikçe daha çok babam oldum.

[plaktamatiz]

sevme beni. senin sevmelerine kalmadım.

[plaktamatiz]

"kimsesizdik ve umudumuz da yoktu. göğe bakılan her duraktan kovdular bizi. tanrı ellerini çekti üzerimizden ve sahiden yıkıldık. ellerinin beyazlığı bir gün kayboldu ve en güzel sen gittin. ardından bir kaç şiir, ıssız sokaklar ve o metruk cadde ağladı. ben ağlamadım, bilirsin."

[plaktamatiz]

ben sol yanımı kaybediyorum. sol yanım solmaya başladı yavaş yavaş. boşlukta gibiyim. oysa ki gelseydin bi sarılsaydın her şey geçerdi. ben iyi olurdum. ama yapmadın, anlayamıyorum seni yekpare'm. hem çok yakın davranıp bi o kadar soğuk oluyorsun. çözemiyorum seni. dedim ya solmaya başladı sol yanım. solmasın. orda sen varsın, solarsa kaybederim seni yekpare'm. ben benim olmayan bir şeyi kaybetmek istemiyorum. korkuyorum, seni unutmaktan. seni yaşayamamaktan korkuyorum.