patatesliahtapot
261 posts
hayaletler görüyorum desem güler misin bana?
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
anlatmak istemiyorum ama anlamanı isterdim...
59 notes
·
View notes
Text
hikayenin sonunu biliyordum, canımın yanacağını da ama yine de seni yaşamak istedim..
3 notes
·
View notes
Text
bugün yaşlı bir amca'nın: "eşim yürümekten yorulmasın diye masayı değiştiriyorum" demesiyle güne başladım. havalardan sonbahar. aşk henüz ölmüş olamaz. her sabrın sonu mutlu mudur? diye sordum kendime. bir çay daha alabilir miyim? dedi orta halli bir kadın, demli olsun. hayatın acımasızlığı bu kadar açıkken, koyu bir çay ile herşeyi örtbas edebiliyorsa insan ve insan olmak bu kadar zor iken.. sorgulamaya zamanımın olmadığı hikayeler biriktiriyorum günden güne. neyse, sorun yok ve boşver kelimelerini sıkça kullanıyorum. geçiştirmekle yetinmenin verdiği o rahatsız his. anlatabildim mi? ne acı gerçeklerden kaçtım şu yaşıma kadar bir bilsen.. yoruldum haliyle. her daim bir yere yahut birine yetişirmişçesine adımlamamdan değil, bu belirsizliğin yarattığı girdap karşısında verdiğim mücadeleden yoruldum. oysa ki insan birine bir kere geç kalır ve bir daha kimse için acele etmezdi. odalar boyu düşündüm bunu. sonunda balkonun ucundan aşağıda olan biteni izlerken buldum kendimi. dünya'nın geri kalanı da benim gibi geç kalıyordu. erkenciler için bir örgüt kurulsa ve üyelerden biri toplantıya geç kalsa, bunun günahı ne olurdu? elbette buna kafa yoracak kadar içmedim ama bence kesinlikle, bir sonraki toplantıya kadar onu o odada bekletmek olurdu. tam bu sorgulamanın nedenini kendimle tartışayım derken, uyandım. hepsi birer hayalden ibaretti. bilinç yarı açıkken dahi irdelemeyi bırakmıyor birşeyleri, her anı değerlendiriyor. zamanım daralıyor. orta doğuda patlak veren ne varsa, hepsinden mesulüm. şimdi rahatça sıkabilirsiniz kafama. akşam olsun, dağılsın birer birer herkes. evlerinde, loş ışıklarda birşeylerle uğraşıyormuş gibi görünen gölgeler olsun. ve asuman yavaş yavaş göstersin kendini, yeni hikayeler edinmeye. sessizlik hakim yine bu saatlerde. güzel bir son için çokça elverişli. söyleyebildiklerim bu kadar. hayatın oyalanmaktan ibaret bir oyun olduğunu anladığım günden beri uykusuzum.
6 notes
·
View notes
Text
bugün yaşlı bir amca'nın: "eşim yürümekten yorulmasın diye masayı değiştiriyorum" demesiyle güne başladım. havalardan sonbahar. aşk henüz ölmüş olamaz. her sabrın sonu mutlu mudur? diye sordum kendime. bir çay daha alabilir miyim? dedi orta halli bir kadın, demli olsun. hayatın acımasızlığı bu kadar açıkken, koyu bir çay ile herşeyi örtbas edebiliyorsa insan ve insan olmak bu kadar zor iken.. sorgulamaya zamanımın olmadığı hikayeler biriktiriyorum günden güne. neyse, sorun yok ve boşver kelimelerini sıkça kullanıyorum. geçiştirmekle yetinmenin verdiği o rahatsız his. anlatabildim mi? ne acı gerçeklerden kaçtım şu yaşıma kadar bir bilsen.. yoruldum haliyle. her daim bir yere yahut birine yetişirmişçesine adımlamamdan değil, bu belirsizliğin yarattığı girdap karşısında verdiğim mücadeleden yoruldum. oysa ki insan birine bir kere geç kalır ve bir daha kimse için acele etmezdi. odalar boyu düşündüm bunu. sonunda balkonun ucundan aşağıda olan biteni izlerken buldum kendimi. dünya'nın geri kalanı da benim gibi geç kalıyordu. erkenciler için bir örgüt kurulsa ve üyelerden biri toplantıya geç kalsa, bunun günahı ne olurdu? elbette buna kafa yoracak kadar içmedim ama bence kesinlikle, bir sonraki toplantıya kadar onu o odada bekletmek olurdu. tam bu sorgulamanın nedenini kendimle tartışayım derken, uyandım. hepsi birer hayalden ibaretti. bilinç yarı açıkken dahi irdelemeyi bırakmıyor birşeyleri, her anı değerlendiriyor. zamanım daralıyor. orta doğuda patlak veren ne varsa, hepsinden mesulüm. şimdi rahatça sıkabilirsiniz kafama. akşam olsun, dağılsın birer birer herkes. evlerinde, loş ışıklarda birşeylerle uğraşıyormuş gibi görünen gölgeler olsun. ve asuman yavaş yavaş göstersin kendini, yeni hikayeler edinmeye. sessizlik hakim yine bu saatlerde. güzel bir son için çokça elverişli. söyleyebildiklerim bu kadar. hayatın oyalanmaktan ibaret bir oyun olduğunu anladığım günden beri uykusuzum.
6 notes
·
View notes
Text
hikayenin sonunu biliyordum, canımın yanacağını da ama yine de seni yaşamak istedim..
3 notes
·
View notes
Text
ben bir ev istedim, sonsuzluk değil.
9 notes
·
View notes
Text
bu dünya müşkül, eminim gözümle gördüm.
7 notes
·
View notes
Text
çıkmaz bir sokaktan geri dönmek, ilerlemek sayılır.
16 notes
·
View notes
Text
yine de yıkılmışlığım hiç terk etmedi beni.
20 notes
·
View notes
Text
gerçekten yaşıyor muyum? vaktin önemsizleştiği bir vakitten yazıyorum. anlayacağın üzre sabah suları. hayatında bir kez bile sabah ezanını duyacak kadar oturmamış insan, insanlıktan nasibini almamıştır cümlesi yankılandı bilinç koridorumda. demirkubuz hep haklı. simitçinin gözünden baktım dünyaya, boyuna gece gördüm. yorgunluğumun tesiri şakaklarımla söyleşide. bir çay daha içebilir mi beni? küllükler dostunuz değildir. bazı gecenin sabahları da. zira ikisini de doldurmak istersiniz, ucu yanık pişmanlıklarla. bir de deniz vardır. dalgaları vardır. havası vardır yüzünüze vuran. sonu gelmez sesi vardır. ve de içinde boğulduğunuz silüeti. şimdi ben o denizde, içinde bir allah kadar yanlız. gece henüz batmadı kaptan, karayı görmüş olamayız.
17 notes
·
View notes
Text
anlatmak istemiyorum ama anlamanı isterdim...
59 notes
·
View notes
Text
sürekli kontra, yalnızız defansta..
4 notes
·
View notes
Text
farazi v kayra - çatımda radyolar yahut sagopa kajmer - 24.. gibi.. :)
"bazı şarkılar yaraların açılış konuşmasıdır."
333 notes
·
View notes
Text
"silgiler silerken silinirler de." konunun silgi ile alakası yok.
6 notes
·
View notes
Text
anlatmak istemiyorum ama anlamanı isterdim...
59 notes
·
View notes
Text
gerçekten yaşıyor muyum? vaktin önemsizleştiği bir vakitten yazıyorum. anlayacağın üzre sabah suları. hayatında bir kez bile sabah ezanın�� duyacak kadar oturmamış insan, insanlıktan nasibini almamıştır cümlesi yankılandı bilinç koridorumda. demirkubuz hep haklı. simitçinin gözünden baktım dünyaya, boyuna gece gördüm. yorgunluğumun tesiri şakaklarımla söyleşide. bir çay daha içebilir mi beni? küllükler dostunuz değildir. bazı gecenin sabahları da. zira ikisini de doldurmak istersiniz, ucu yanık pişmanlıklarla. bir de deniz vardır. dalgaları vardır. havası vardır yüzünüze vuran. sonu gelmez sesi vardır. ve de içinde boğulduğunuz silüeti. şimdi ben o denizde, içinde bir allah kadar yanlız. gece henüz batmadı kaptan, karayı görmüş olamayız.
17 notes
·
View notes