Text
Ziyaretçiler için önemli not
Sevgili Ey ziyaretçi,
Bu site öteki-siz şiir "derdi"nin 2001-2006 yılları arasında yayımlanmış sayılarının arşiv sitesidir. Bu haliyle Öteki-siz'in yayımlanmasına 2006 yılında son verilmiştir. 2012 yılından itibaren ve 2013'te farklı ekipler, farklı konseptlerle dergiyi yeniden çıkarmaya başlamıştır. Bu sitenin bekçisinin ve sitenin her bir karışının bu yeni oluşumla hiçbir ilgisi yoktur. O yüzden, arşiv okuru değilsen, şiir ya da yazı göndermek istiyorsan yanlış adrestesin, yeni adresi internette aramaya devam et.
Derya Önder
Arşiv:
İçindekiler: http://www.otekisiz.com/tagged/i%C3%A7indekiler
Sunular: http://www.otekisiz.com/tagged/sunular
Yayınevi: http://www.otekisiz.com/tagged/yay%C4%B1nevi
İran Edebiyat Günleri: http://www.otekisiz.com/tagged/iran-edebiyat-g%C3%BCnleri
1 note
·
View note
Text
öteki-siz ne yaptı? (2001-2006)
öteki-siz dergisi, Salih Aydemir ve Derya Önder tarafından 2001 yılında İstanbul'da kuruldu. İlk sayısı 32 sayfa olarak çıktı. İkinci sayıdan itibaren 2004 yılına kadar 64 sayfa olarak devam etti. İlk yıl aylık bir dergi olarak çıkması planlanan öteki-siz, ancak 9 sayı kadar aylık periyodunu koruyabildi. Daha sonra bu düzen aksayarak gitti. Ve 2006 yılına dek ancak 22 sayı çıkabilmiş oldu.
Bu ilk 9 sayıda "öteki", "güven" gibi başlıkları ele alan sayıların yanı sıra, 2001 yılının 6. ve 7. sayılarında "isim mi ürün mü?" başlıklı bir soruşturma yaptı. Bu soruşturma kapsamında sorgulamak istediği şey "üreten"le "üretilen"; "şair"le "şiir" arasındaki ilişki türleriydi. Altlarından şairlerinin adları çekildiğinde birbirine benzeyen şiirler, altlarından şairlerinin adı çekildiğinde "birden bire kötü olduğu kabul gören" şiirler; bir dönem yaptığı nama güvenen ve artık bu adla "ne yazarsam olur" diyen şairler vs. gibi. Geniş bir katılımın olduğu sayı, elbette ilgi görmedi. Bu da beklenen bir şeydi.
Bir başka sayıda, 2001'in 9.sayısında derginin tamamı el yazısı şiirlerden oluştu. Bu sayı da ilgi görmedi. Ta ki daha sonra YKY el yazısı şiir sergisi açtı, internette bu bağlamda siteler oluşturuldu ve kitaplar yayımlandı, uzağımızda.
Yine 2001 tarihli 10.sayısında "Pornografi ve Edebiyat" başlığı ele alındı. Bu sayıdan itibaren bazı sayılarda da devam edecek olan "Konuk Editör" anlayışı gelişti. "Pornografi ve Edebiyat" dosyasının konuk editörü, k. İskender'di.
2002 tarihinde çıkan 12-13. sayının konusu ise "Alkol ve Edebiyat"tı ve konuk editör de Metin Cengiz.
Bu arada öteki-siz dergisi, belki şiir tarihimizde bizden önce olduğu ve bizden sonra da tekrarlandığı gibi 2002 yılında şiir yayımcılığına soyundu ve öteki-siz yayınevi kuruldu Salih Aydemir ve Derya Önder tarafından. Ancak aynı anda yayımlanan 8 şiir kitabının ardından devam edilemedi. Bu süreçte Fadıl Kocagöz, Ayten Mutlu, Oğuz Özdem, Enis Akın, Gün A. Utkan, Sadık Akfırat, Salih Aydemir ve Derya Önder'in şiir kitapları yayımlandı.
2003 tarihinde öteki-siz bir sayısını kadınlara ayırdı.
2003 tarihinde ��ıkan bir başka sayı da "Şehir ve Şiir" başlığı ele alındı.
2004 yılına gelindiğinde ciddi bir format değişikliğine gidilerek, biraz da dergiyi periyoduyla çıkarma imkanı olmadığı ve kalmadığı için (bu arada öteki-siz yayın hayatı boyunca reklam almadan, bir sponsora yaslanmadan, dolayısıyla bağımsızlığını yitirmeden çıkan az sayıdaki dergiden biri oldu) daha kalıcı ve şiiri katkı sağlayacak sayılar yapmayı hedefledi.
Bu anlamdaki ilk sayısı olan "1980'den 2004'e Edebiyat Dergileri" özel sayısını hazırladı. Bu sayıda 168 derginin ilk sayılarında yer alan sunuları, dergilerin kapak fotoğraflarını ve bu dergilerin editörlerinin bugünden geçmişe bakışını içeren güncel metinler yayımladı. Dergi 192 sayfa olarak çıktı.
Aynı yıl yine iyi bir proje seçti. Ve Haşim Hüsrevşahi'nin konuk editörlüğünde "Ülke Edebiyatları 1: İran Edebiyatı" başlıklı bir dosya hazırladı. Amaç sadece Fars diliyle yazılan şiir olmadığı için "İran Edebiyatı" denilmesi tercih edildi. Bu dosyanın mantığı, içindeyken yitirdiğimiz ve izleyemediğimiz modern dönemin ele alınması üzerine kuruldu. Aynı amaçla klasik İran şiirinden birkaç örnek içerse de (Hafız, Saadi, Mevlana, Ömer Hayyam gibi) bu sayının iskeleti "Modern İran Edebiyatı" üzerine inşa edildi. 1900 sonrası baz alındı. Ve bu amaçla 208 sayfa çıkan derginin iç kısmında 76 sayfalık bir bölümü "Modern İran Edebiyatı" şemsiyesinin altında kalemlerini oynatan 45 şairin şiirlerinden örnekler içeriyordu. Bu çevirilerin büyük bir kısmı güncel çevirilerdi. Ağırlıklı olarak "şiir"in ele alındığı sayıda "İran Edebiyatı"na dair öykü, tiyatro eseri, deneme vb. örnekler de yer aldı.
Bu sayının ardından aynı yıl, 2004 yılının Mayıs ayında, "Komşu Aç Kapıyı: Türkiye-İran Edebiyat Günleri"ni düzenlendi. İstanbul'da Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsünde, Ankara'da Çankaya Belediyesinin Kültür Merkezinde 3'er günlük olarak düzenlenen edebiyat günlerinin hazırlıkları bir komite tarafından yürütüldü. Bu komitede İstanbul'dan; Esra İpek Turan, Makbule Aras, Cavit Mukaddes, Salih Aydemir, Derya Önder, Ankara'dan; F. Emek Tanrıkulu, Haşim Hüsrevşahi, Nihan Özkan, Seda Demirel, Şebnem Yamak yer aldı. İran'dan ve Kanada'dan gelen yazar ve şairler burada konuk edildiler. Türkiye'den İran'dan toplam 35 edebiyatçı panellerde ve okumalarda söz aldı. İlk kez yapılan böyle bir etkinlik geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
2004 yılında çıkan bu iki özel sayının ardından bir başka özel sayı daha hazırlandı yıl bitmeden. "Okur Yazar Poetika" özel sayısı. Yazmanın, okumanın, yapmanın birbirinden ayrılmaz parçaları olarak görülen bu üçgenin hiçbir yanının diğerinden daha az önemli olmadığı anlayışı egemen oldu sayıya. Okumanın tanımından, kitap kurtlarına, tüketim kültüründen korsan kitaba, exlibrise, poetikadan şiire varan metinler yer aldı. Dergi 180 sayfa olarak çıktı.
2005 Yılının ilk ve tek sayısı ise, Neşe Yaşın'ın konuk editörlüğünde hazırlanan "Ülke Edebiyatları 2: Kıbrıs Edebiyatı" sayısı oldu. Kuzey-güney; yakın-uzak; aşağı yukarı ayrımlarına hiç girmeden Kıbrıs'ı, kıbrslıtürkleriyle kıbrıslırumlarıyla bir bütün olarak algılandığının işaretini daha dosyanın adıyla vermiş oldu zaten öteki-siz. Üzerine çok konuşulan ve öyle görünüyor ki konuşulmaya da devam edecek olan Kıbrıs'ın modern şiirine dair örnekler yer aldı dergide. İran Edebiyatı sayısında olduğu gibi, yine iç kısımda 53 sayfalık bir Çağdaş Kıbrıs Şiiri Seçkisi oluşturuldu. Aynı yıl İstanbul TÜYAP kitap furarında, PEN Yazarlar Derneği ve öteki-siz ortaklığıyla dosya konusu üzerinden bir panel bir de şiir dinletisi gerçekleştirildi.
öteki-siz'in 2006 yılında çıkan son sayısı ise (belki de şimdilik) yine şiire dahil, hep dahil olacak, şair arazlarından arınmadığı sürece de kim ne derse desin, "böyle geldiği gibi gidecek" olan ödüller konusuna ayrıldı. Şiir Ödülleri. Dosyanın tam adı Cumhuriytten Günümüze Şiir Ödülleri Özel Sayısı idi. Elbette öteki-siz ödüllere karşı idi. Bu dosyanın yapılma nedeni buna yönelik muhalif bakışı sergilemekti. Aslında ödüllere hele de mevcut halleriyle ödüllere karşı çıkmak için bu "yığın"a ve bu "yığın"dan kalana bakmak yeterli olabilmeliydi. Bu nedenle bakanları şaşkınlığa uğratacak bir "döküm" çıktı ortaya.. "Şiir dökümü", "Şair dökümü", "Sistem Dökümü"... Ödüllü, ödülsüz şairlere, ödül kurumlarına sorular soruldu. Cevaplar alındı. Üstüne yazılar yazıldı. Uzun bir süre ödül verilmemeli ki bu ülkede biraz "havalansın" ortam denildi. Yepyeni, enyeni ödüllerin ardı arkasının kesilmediği bugünlerde, hazırlanan bu sayının her bir sayfası aynı geçerliliği koruyor hala ne yazık ki...
2001-2006 yılları arasında aktif bir dergi olarak şiir dünyasında yer alan öteki-siz şiir "derdi", bu süre içerisinde değişik yer ve mekanlarda şiir dinletileri, okumalar da gerçekleştirdi.
0 notes
Text
Rıza Beraheni
1935 yılında, Tebriz’in yoksul bir semtinde doğdu. İşçi bir baba ve yarı köylü yarı kentli bir annenin sekiz çocuğunun ikincisidir. Kendi anlatımına göre, abisinin olduğu gibi kendisinin ilk ve ortaokul masraflarını, İran Meşrutiyet Devrimi’nde Şeyh Mohammed Hiyaban’ın yardımcısı olan M. Ali Bademci’nin oğlu gizlice karşılamış. İkinci Dünya Savaşı, Tebriz’in Kızıl Ordu tarafından işgali ve Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın önderliğinde, İran’da Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurulması, ona kendi dili olan Azerbaycan Türkçesini öğrenme fırsatı verdi. Ancak bir yıl sonra, Cumhuriyet’in yıkılması ve Türkçenin Azerbaycan’da yasaklanışı Rıza Berahani’yi Farsça öğrenmeye ve kendi deyişiyle “egemen dile egemen” olma yoluna itti. Tebriz Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Fakültesi’ni bitirişinin ardından 1960 yılında, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı doktorasını aldı. 1965 yılında, Tahran Üniversitesi’ne öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Ancak, 1983 yılında üniversiteden atıldı ve devlet hizmetinden ömür boyu men edildiı. Beş yıl boyunca, Austin ve Utah, Indiana, New York ve Baltimor Üniversitelerinde Modern Edebiyat ve Yaratıcı Yazın üzerine dersler verdi. 1974 yılında Amerika dönüşünde “Egemen Kültür ve Ezilen Kültür” makalesi ve “İran’da Sansür” üzerine konferansları nedeniyle hapsedildi. Amerika, İngiltere, İsveç, Danimarka, Azerbaycan Cumhuriyeti, Fransa’da düzenlenen şiir gecelerine katıldı. 1997 yılında Kanada’ya gitti. Şiir, roman, yazın teori ve eleştiriciliği, yazınsal gazetecilik ve yazınsal çevirmenlik yaptı. Dünya PEN üyesi, PEN Kanada dönemsel başkanı, İran Yazarlar Birliği kurucu üyesi, İran Yazarlar Birliği Danışma Kurulu aktif üyesidir ve sansüre karşı çıkışıyla ünlenmiş olan bildiriyi hazırlayan 134’lerden biridir. Halen, Kanada’da Toronto ve York Üniversitelerinde öğretim üyeliği yapmaktadır. Son olarak yayınladığı “Kelebeklere” toplu şiirleri ile Fars şiirinde, halen İran yazın dergilerinde de kıyasıya tartışılan yeni bir türü başlattığını iddia eder. Birçok makalesinin yanı sıra on üç şiir, sekiz roman, on eleştiri, dört toplumsal içerikli, bir sefername, yedi tercüme olmak üzere, kimisi İngilizce birçok eser yayınlayan Berahani’nin eserlerinden bazılarını vermekle yetiniyoruz: Ayaz Bey’in Cehennemli Günleri (roman), Taçlı Yamyamlar (öykü ve şiir), Zillullah (hapishane şiirleri), Azade Hanım ve Onun Yazarı (ikinci baskı) ya da Dr. Şerifi’nın Özel Auschwitzi (roman), Yurdumun Sırları (roman), Düğünden Sonra Ne Oldu (roman), Tebrizliler (roman), Baba ve Oğullar (toplu öykü), Bakırda Altın (eleştiri, üç cilt).
0 notes
Text
Leyla Sadıki
Nisan 1977 Tahran doğumlu. Fars Edebiyatı bölümünden mezun oldu ve halen İngilizce Çeviri bölümünde eğitim görmekte. Dördüncü Tekil Şahıs adlı eseri ile tanındı. 1985 yılından sonra, şiirle uğraşmaya başladı ve 1987 yılından sonra ise öykü yazarlığına soyundu. Altmış kısa öykünün yer aldığı Geçmeme Zaman Bul’ adlı ikinci eseri ve on bir öyküden oluşan O Leyla İse Ben Kimim? adlı ikinci öykü kitabı yayına hazırdır. Amerikan öykülerinden çevirdiği Ben Gözaltındayım isimli kitabı yayına hazır duruma gelmiştir. Birçok yazın dergisi ile çalışmaktadır.
0 notes
Text
Feriba Vafi
21 Ocak 1963, Tebriz doğumlu. Yazar, kendisi hakkında şunları anlatmaktadır: “Ben, Feriba Vefi. Öykücülüğe, devrimin ilk yıllarında başladım. Lise çağındayken öğretmenlerimin teşvikini gördüm. Kompozisyonlarım kısa öykülere dönüştü ve kısa öykülerim edebiyat dergilerinde yayınlanmaya başladı. İlk toplu öykülerim Sahnenin Derinliklerinde adıyla 1996’da yayınlandı. Biz Gülerken Bile adlı ikinci toplu öykü kitabım 1999’da yayınlandı. Bu arada, öykülerim birçok dergide çıktı ve çevirileri Amerika’da bazı dergilerde yayınlandı. Son çalışmam Benim Kuşum adlı romandır. Öykülerim, kişisel deneyimlerim ve çevremdekilerin yaşamından kaynaklanmaktadır. Tebriz doğumluyum, ancak Tahran’da yaşamaktayım. Lise mezunuyum. Evliyim, iki çocuk annesiyim. Ev hanımıyım.”
0 notes
Text
Ferhunde Hacızade
Aylak Gözlerin Teyzesi, Hi-lafı Demokrasi, Sizin Gözlerinizden Korkuyorum, Öykürapor1- Sohrab’ın Göğsü kitaplarının yazarı, Gofteman ve BAYA Dergisinin Sorumlu Müdürü ve Başeditörü, Mitler ve Dinler Bibliyografisi’ni hazırlayan ve Vistar yayınlarının müdürü olan yazar diyor ki: “Babam, adımı 11 Temmuz 1953’de Bezincan köyü yakınlarında bir nüfus idaresinde a Ferhunde’likle kaydettirdi. Aileleri Şiraz ve İsfahan’dan Kirman’a ve Bezincan’a göç eden anne ve babanın çocuğuyum. Hoş sesleri ve şarkıları ile Davudi Ney, Veziri, Kamer... ve evinde müzik dersi verilen büyükannenin şarkıları kulaklarımı müzikle tanıştırdı. Zihnimin rivayetine göre babam eşsiz bir öykü anlatıcısıydı. Bin Bir Gece, Ferhat ile Şirin, Yusuf ve Züleyha masallarını, Rüstem ve Sohrab’ın trajik ölüm hikâyelerini ilk kez, o kara kışın soğuğunda ve gazlambası ışığında bana okudu; ki sonraları için bir zemin oluştursun; Pasdaran Caddesi’ndeki Rıza Beraheni’nin evinin bodrum katındaki kurslara katıldığımda dünyanın başka rivayetlerinde kulak vereyim diye. İki üvey kardeşimden ilki ticaret yolunu seçti; ikincisi şiir ve müzik insanı idi ve hep de küçüklerini, beni, edebiyat ve müziği öğrenmek için teşvik ederdi. Öz kardeşlerimden Mohammed ve Hamid, Kirman’ın zevkli şairlerindendiler. Ne yazık ki şair ve araştırmacı Hamit, ki şiire ilk bakışım onun penceresindendi, 22 Eylül 1998 yılında, on yaşındaki oğlu Karun ile birlikte acımasızca, dehşetli ve feci bir şekilde 38 bıçak darbesi ile katledildi ve ertesi gün binlerce seveni, öğrencileri ve üniversite talebeleri paramparça vücudunu mezarlığa kadar taşıdılar. İlkokulu, kız öğrencilerinin sayısı bir elin parmaklarını aşmayan köyümüzün altı sınıflı tek okulunda okudum. Sınıflar ilerledikçe kızların sayısı daha da azalıyordu. İlkokul son sınıfta bir tek ben vardım. İlkokuldan sonra Baft kentine göç ettik. Fakat birkaç ay sonra evliliğim ve kocamın askeri vazifesi nedeni ile Doğu Azerbaycan’a (İran’da Azerbaycan eyaleti birkaç bölgeye bölünmüştür. Doğu -merkezi Tebriz-, Batı -merkezi Urmuye-, Zencan, Erdebil, Kazvin. H.H.) gitmek zorunda kaldım ve on dört yaşımdayken güzel, enerji dolu ve bir annenin yaptığı pamuk bebeklere benzemeyen canlı bir bebeğim gözlerini gözüme açtı. Bu bebek oğlum Pejman’dı; şimdilerde Vistar ve Baya’da benim yardımcılığımı yapıyor. İkinci oğlum Peyman’ın doğumundan sonra, evlilik nedeni ile bıraktığım eğitimimin peşine düştüm ve edebiyat uzmanlığı bölümünün sonuna kadar devam ettim ve 1978 yılında Bilimler Bakanlığı’nda Kütüphaneci sıfatıyla işe başladım ve halen de devam etmekteyim. Edebiyatla ilgili çalışmalarım 1975-76 yıllarında birkaç dergiye birkaç gazel göndermekle ve Kirman’ın Edebiyatçılar Derneği ile radyoda yaptığım birkaç sohbet ile başlar. Ancak eğitimim, çocuklarımın bakımı, kendine özgü zorlukları ve bin bir sorunu ile kasaba ve küçük şehir yaşamı ve Virginia Woolf’ın dediği gibi ‘kendine ait bir oda’mın olmayışı, bana çalışma fırsatı tanımıyordu. Bir kısmını kütüphaneciliğin telafi ettiği eksiklikler. 1989 yılında, Kirman’ı müzik eğitimi için dar bulan oğlum Peyman, Tahran’ın yolunu tuttu. Çocukluğunun son yıllarında çocukları ile büyüyen, okuyan, öğrenen, aşık olan, çoban neyi, tar ve Beethoven’i dinleyen, yasaklı (İran müziğinin yasak olduğu) yıllar boyunca, sazı çadırası altında saklayan, Kirman’ın daracık sokaklarında Üstad’ın evine koşan, Peyman’ın güçlü elleri ve yeni bakışlarına ümit bağlayan ben de onun peşinden Tahran’a sürüklendim. Aynı yıl ‘Çocuk Kitap Konseyi üyesi oldum ve Çocuklara Sözlük için hazırlanan Müzik makalesinin hazırlanışına katıldım. 1990 yılında Beraheni’nin öğrenci topluluğuna katıldım ve o günden sonra yazınsal teorileri öğrenmenin yanı sıra, ciddi bir şekilde yazmaya koyuldum ki sonucu yayınlanan kitaplar ve dergilerdeki sayısız makale ve şiir oldu.” Hacizadeh’nin yayına hazır kitapları şunlardır: Katilim Olmayana Takdim Edilir (toplu öykü), Talat Benim (toplu şiir), Gözden Geçirme 1 (toplu yazınsal eleştiri) ve Ben, Mensur ve Albrayt (roman). Diğer faaliyetleri: New York Üniversitesi’nde Çağdaş Edebiyat Konferansına katılım ve şiir dinletisi (Mayıs 1990), Kolombiya Üniversitesi’nde, Şikago, Boston’da şiir dinletisi ve soruları yanıtlama, Paris Odeon Müzik Tiyatrosu’nda Edebiyat ve Müzik konferansına katılım, Sorbon Üniversitesi’nde soruları yanıtlama toplantısına katılım, İran’ın edebi seminerlerine sürekli katılım ve 8 Mart ve Uluslararası Kitap Fuarlarında ve Yayıncı Kadınlar’ın galeri ve sergilerine sürekli ve aktif katılım. Hacizadeh, Kadınlar Kültürel Vakfı kurucularından ve Yayıncı Kadınlar Kültürel Odası Yönetim Kurulu üyesidir. Onun Hi-lâfı Demokrasi ve Yeşil Sanı adlı öyküleri ve Sohrab’ın Göğsü adlı öyküraporu İngilizce’ye, Kaygılı adlı öyküsü Fransızca’ya ve Yeşil Sanı öyküsü Kürtçe’ye çevrilmiştir.
0 notes
Text
Cevat Mucabi
13 Ekim 1939, Kazvin doğumlu. Şair, öykücü. İran Yazarlar Birliği üyesi, ünlü 134’ler Bildirisi’ni imzalayanlardan. Eserleri: Senin İçin Bir Mevsim, Sonbaharın Kalbine Bir Süngü, Bay Çok Köşeli, İddialı Bir Adamın Notları, Kaçınılmaz Benzerlikler, Tarihsiz Notlar, Ben ve Eyüp ve Günbatımı, Yazıt, Ey Hacca Gitmiş, Devlik, Zincirdeki Söz, Hisarlar...
0 notes
Text
Ali Eşref Dervişiyan
25 Ağustos 1941, Kirmanşah doğumlu. Bir süre öğretmenlik yaptı. 1966 yılında Fars Dili ve Edebiyatı lisansını aldı, daha sonra Eğitsel Psikoloji lisansı aldı. 1971-78 arasında Bu Vilayetten adlı öyküsü ve siyasi faaliyetlerinden dolayı üç kez hapsedildi ve kalem yasağı geldi, on bir yıl hapis cezası aldı. Şubat Devrimi sırasında, halkın hapishaneleri işgal etmesi sonucu serbest kaldı. Bazı eserleri, İngilizce, Fransızca, Rusça, Almanca, Kürtçe, Türkçe ve Ermenice gibi pek çok dile çevrildi. Kısa öykü kitapları ve romanları: Bu Vilayetten, Abşuran, Ekmek Mevsimi, Babanın Şarkılarıyla, Hapishane Öyküleri, Hoyrat, 18. Hücre, Toplu Öyküler, Bulutlu Yıllar (iki cilt), Koğuş Öyküleri, Bir Gözün Kara Bulutu; Çocuklar ve gençler için öyküler: Bin Gözlü Bulut, Ne Zaman Dönersin Abi, Çocuk Kütüphanesinde Yangın, Okulumuzun Duvar Gazetesi ve birçok yazınsal makale ve derleme. Yayına hazır: Hep Anne (roman), Sıcak Taze Öyküler (kısa öyküler), Sevdiğim Öyküler (derleme ve eleştiri,2 cilt), Samed Behrengi Anısına, Çağdaş Kürt Kısa Öykücülüğü.
0 notes
Text
2004-Komşu Aç Kapıyı: Türkiye-İran Edebiyat Günleri
2004 yılının Mayıs ayında, "Komşu Aç Kapıyı: Türkiye-İran Edebiyat Günleri"ni düzenlendi. İstanbul'da Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsünde, Ankara'da Çankaya Belediyesinin Kültür Merkezinde 3'er günlük olarak düzenlenen edebiyat günlerinin hazırlıkları bir komite tarafından yürütüldü. Bu komitede İstanbul'dan; Esra İpek Turan, Makbule Aras, Cavit Mukaddes, Salih Aydemir, Derya Önder, Ankara'dan; F. Emek Tanrıkulu, Haşim Hüsrevşahi, Nihan Özkan, Seda Demirel, Şebnem Yamak yer aldı. İran'dan ve Kanada'dan gelen yazar ve şairler burada konuk edildiler. Türkiye'den İran'dan toplam 35 edebiyatçı panellerde ve okumalarda söz aldı. İlk kez yapılan böyle bir etkinlik geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
0 notes
Text
taş ayna - ayten mutlu
kitapta yer alan özgeçmiş
Orta ve Lise öğrenimini tamamladığı Bandırma'da doğdu (1952). İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi (1975); Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesinin üçüncü sınıfından ayrıldı. İlk deneme, öykü ve şiirleri, ortaokul yıllarından başlayarak yerel gazetelerde yayımlanmaya başladı. Daha sonra İmece, Yazko Edebiyat, Edebiyat 81, Oluşum, Varlık, Hürriyet Gösteri, Şiir-lik, Yeni Biçem, Düşlem, Sombahar, Pen Edebiyat Seçkisi, Edebiyat Eleştiri, Evrensel Kültür, Papirüs, Başka, Islık, Bahçe, Şiir-Oku, Atika, Güzel Yazılar, Milliyet Sanat, Ludingirra, öteki-siz... gibi edebiyat dergilerinde ve değişik gazetelerde deneme ve inceleme yazıları, şiir çevirileri ve şiirleri yayımlandı.
Şiir Kitapları :
Dayan Ey Sevdam (1984) Vaktolur (1986) Seni Özledim (1990) Kül İzi (1993) Denize Dogru (1994) Çocuk ve Akşam (1999)
Arka Kapak
amfora
zamanın adını sordun bir okyanus ölüsü yatıyordu sesinde zamanla ben, öylesine benziyoruz ki, dedim soğuk taşlar taşıyoruz bıkmadan hayatı sürükleyen bir nehre
başla gözlerime, dedim adını unutmuş bir yolcunun sesiyle başla, o eski yolculuğun alfabesine çünkü her öyküye bir yolcu gerek göz yaşını da okuyan biri olmalı sessiz bir amforanın kırık kalbinde
0 notes
Text
puşt ahali - enis akın
kitapta yer alan özgeçmiş
1964 yılında İstanbul’da doğdu. Nişantaşı Anadolu Lisesi’nden 1983'te, İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Bilgisayar Bölümü’nden 1989'da, Swinburne İnstitude of Technology Master of İnformation Technologies Bölümü’nden 1996'da mezun oldu.
Öğrencilik yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şiir dinletileri ve fotoğraf sergileri düzenledi. 1987'de Edebiyat Dostları'na katılarak edebiyat alemine girmeden çıktı, Beyaz Manto isimli fanzini yayınlamaya 1990'larda başladı. 1992-1996 yılları arasında Avustralya’da yaşadı. yazı ve şiirleri edebiyat dostları, beyaz manto, edebiyat (ve) eleştiri, öküz, araf, defter, ve öteki-siz gibi dergilerde yayınlandı.
"hiç ama birini" isimli kitabı edebiyat dostları tarafından 1989'da, "öyleyse ayrılalım" isimli kitabı ise edebiyat eleştiri tarafından 1995'te yayınlandı.
Puşt Ahali, şairin 1995 yılında yazdığı tek bir şiirden oluşmaktadır.
İçindekiler
muhteşem mağluplar
neden memnun olmayacaktık
bir kantin hikâyesiydi
tarih olmaktadır
yağma, şimdi!
geçen aşka sor
girişmenin kapılarını
hayal geçit
simitler bayat
olmak başladığımız hayattı
Arka Kapak
kim kazandı Metin Abi? on derste devrim tarihi: biz kazandık ama ahali puşt! karla kaplı bir eminönü vapurunda bauder’le meinhoff feci sıkılıyorlardı, beni bu hale getiren bir vapura karşı daha çok ciklet ve patlamış mısır!
0 notes
Text
meriç hanım - salih aydemir
kitapta yer alan özgeçmiş
1967 yılında doğdu. Mozaik, Yine Hişt, Fayton, Sevi, İskenderiye Kütüphanesi, Ütopiya, Düşlük, Çınar, Ağır Ol Bay Düzyazı, Budala ve öteki-siz dergilerinde şiirleri, şiir yazıları ve öyküleri yayımlandı. Şiirsel denemelerden oluşan ilk kitabı (h)içlenmeler kasım 2000’de basıldı.
Derya Önder’le beraber, 2000 ocak ayından beri çıkardıkları öteki-siz şiir ‘derdi’ni öteki-siz yayınevi’ne dönüştürdü.
İçindekiler
aylardan onbin mavi eskiz keşke hep çocukça sığınak pürüz taflan kırmızısı methiye külün fısıltısı ateş çiçeği nü öfke aşka çıkış zor ve ince imzasız adagio beşinci ayin belki kıl payı sır gravür türkçesiz ölüm tanrılar ve aşklar sonrası hep aşk sus cımbız suçüstü ünlem bakışlı rüzgâr yanım af acı su söz ruhun ustası dokunduğum an kırık düğme kum, balık ve yağmur gözaltı normal neden şiir otuzdokuz
Arka Kapak
kırıldı dilimdeki sözcükler ve kaç yaz geçti unutuştan öykülerin peşinden koşuyorum, ânlar geçidinden şiir için tünel kazıyorum kent bloklarında, im penceresiz kapıları kilitliyorum çürüyen tenimin damarları için
suskun ve dalgın bir aşkı terk edip gidiyor sabah bu yalnızlığın nasıl değişeceğini bilmiyorum kuzeye gitsem, denize insem kabuk bağlar mı gelmeler sonuçlar nedenlerine küsmüşse aynı olmadıkları için esmer bir uykudayken kaybolur muyum tutkuların peşinde
0 notes
Text
is kandilin uçurtması - fadıl kocagöz
kitapta yer alan özgeçmiş
Şubat 1953 İzmir doğumlu. Orta öğrenimini, İzmir Saint-Joseph (Aziz Yusuf Şefkat Yuvası!) ve Karşıyaka Erkek Lisesi’nde tamamladı.Ankara Hukuk Fakültesi’ni 1977 yılında bitirdikten sonra 1983 yılına kadar Üniversite camiasında araştırma görevlisi ve asistanlık gibi işlerde seğirtti; Doktora tezi yazmaya heveslendi. Ancak, Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi Akademisyenliği hayallerini zorunlu askerlik hizmetinden sonra terk etti...Bugüne kadar yayımlanmış iki ortak kitabı var: Baskın Oran’la birlikte “Kenan Evren’in Yazılmamış Anıları”, Ahmet Sipahioğlu ile birlikte “Das Kapitali Nasıl Okudum?” Ayrıca çeşitli dergilerde deneme, çeviri ve makaleleri yayımlandı. 1974 yılından beri kendince yazdığı şiirler, uzak aralarla, Varlık, Adam Sanat, Yeni Biçem ve öteki-siz dergilerinde göründü.
içindekiler
ilk iskandilin uçurtması derken durdum bak gelip geçen devr-i daimli cendere çiftbozan ku dö gras çap koyu bir doğruya nifak doğan kardeş 1962 albümü ikinci ilk yolculukta sarılık nida aç adam yürütmeyi durdurma ve duruşma taleplidir insani iz palmiye işi evvelzaman haz’dan artan kendine emir yazıla erim kayıp sayıyız gece sabah sabah gece varış buz tutuşma
Arka Kapak
büyüLtecinle üstüme üstüme gel ilk sıra arkadaşım bak masaya düşen külü ıslak parmakla alıp dikkatle tablaya ulaştırmak ne ince iş sigara uçlarını şaraba banıp öylece yakmaksa son öğrendiğim keşlik
hadi defterleri bu sene de eksik bırakalım harita-metod’larımızı hiç mi hiç açmayalım
0 notes
Text
ceza defteri - derya önder
kitapta yer alan özgeçmiş
1973 doğumlu. Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde 4 yıl eğitim gördü. Ancak eğitimini tamamlamadı. Şiirleri Ütopiya, Milliyet Sanat, Düşlük ve öteki-siz dergilerinde yayımlandı. Ceza Defteri ilk şiir kitabı.
Salih Aydemir’le beraber 2000 ocak ayından beri öteki-siz şiir ‘derdi’ni çıkarıyor ve öteki-siz yayınevi’nin kurucularından.
Arka Kapak
Her kentin bir delisi var Her aşkın bir soytarısı Sarhoş günaydınlar yol alıyor sabaha İçerden yeni çıkmış bir hüzün Bilmiyor nasıl yer bulacağını Arta kalan kırıntıları topluyor güvercinler
Bu şehrin güvercinlerini acı kırıntıları doyuruyor
0 notes
Text
cesur acı - oğuz özdem
kitapta yer alan özgeçmiş
4 Mart 1959 Elazığ doğumlu. D.Ü. Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Bir süre öğretmenlik yaptı. Halen İstanbul'da sahaflık yapıyor. Şiir Kitapları: Bir Oyundu Ölüm (1988) Su Yürüdüm Destan Geçtim (1992) Su İçmek Güzeli (1994) Uzak (2000)
arka kapak
bilmek istiyorum nereden başladığımı yolculuğa hangi kış günüydü, hangi köyün yolları kapanmıştı kardan bilmek istiyorum ağırlık merkezlerini telgraf direklerinin sarı ovaların söz dizimini, en zayıf mahluklarını serçelerini, her fırtınada kopan tellerini bilmek istiyorum, hangi köyün öğretmeniydi babam hangi köyün baharında, hangi badem ağacının dallarını tutmuştu annem hangi çerçiden alınmıştı kareli pantolonum esiri değilim yazdıklarımın bir doğum anlayışım olmalı benim bir de ölüm
0 notes
Text
bozuk şiirler - sadık akfırat
Kitapta yer alan özgeçmiş
68- istanbul’da bir eğin mahallesi, büyük bit ailede ilk çocuk 77- kısırmandıra köyü- bir gün bütün arkadaşlarınız boğulabilir 79- hasköy, bitirimlerin arasında yer bulma telaşı 82- Haydarpaşa, başından büyük işler 85- itü, hayalkırıklığı ama sonra sol, şiir ve müzik 91- beyaz manto, bir ihtimale daha var mısın 92- viyana, istanbul’dan ötesi var mı 95- viyana, İstanbul hattında otobüs şoförlüğü
İçindekiler
Yürümek Birdirbir Duraksama Silinmeyen kulaç Artık sevdalara aşık Son deliği kapatma şerefi Kaçışan iki an İ��te hoş geldin Ateştir en sevdiğim yerin Sevgili oğlum Asıl önemli olan başlamasın Düet 100 topukları törpülemek sadece ayakların mı birbirine dolaşır dokundukça azalıyor elleri dokundukça yumuşuyor elleri dokundukça karışıyor elleri dokundukça çatlıyor elleri bozuk hava ummalı
Arka Kapak
başıboş ayarsız bir fıskiyeden boşalıyorum bu güz yahudiyim yere göğe sığmaz imkânsız ayarsız başıboş bir fıskiyeden ibaret bir yahudi bu güz bu kadarım işte ben unuttum yine bağları sulamayı bir fıskiyeden akıyorum ama yıkamaya gülünç kederini tek kalmış çorapların
0 notes