nilufergurelman
AquaHemithea
1K posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
13K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Sacré-Cœur - Paris - France (by Simon) 
1K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Cesare da Sesto c. 1520
Virgin and Child with a Lamb (detail)
434 notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Lions Gate, limestone.
Mycenae, Greece.
c. 1250 B.C. (Late Mycenaean)
1K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Jan Adam Kruseman, Salome with the Head of John the Baptist, 1861
917 notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
National Library - Athens, Greece picture by dukedevalentinois​ (flickr | instagram)
11K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Panthéon, Paris by Pierre-Alexandre Garneau
648 notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
8K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
11K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Remains of the temple of Castor or Dioscuri.
1K notes · View notes
nilufergurelman · 9 years ago
Photo
Tumblr media
Pierre-Jules Cavelier | Cariatides - 1857. Pavillon Turgot - Louvre.
442 notes · View notes
nilufergurelman · 10 years ago
Photo
Tumblr media
IHLARA VADİSİ
Ihlara, Aksaray ilinin Güzelyurt ilçesine bağlı bir belediyesidir. Aksaray'a 40 km uzaklıktadır.
Ihlara Vadisi, Hasandağı'volkanından püskürtülen lavların akarsu aşındırması sonucunda oluşan cemal şekilli bir vadidir. Melendiz çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiştir. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen "Potamus Kapadukus" denilmekteydi.
14 km uzunluğunda ki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 –150 m dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Ihlara vadisi'nde kiliselerdeki süslemeler 6. yüzyılda başlayarak 13. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir.
Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılıdır.
Kiliseler
Vadi boyunca yer alan kiliseler iki gruba ayrılabilir:
Ihlara'ya yakın olan kiliselerin duvar resimleri Kapadokya sanatından uzak, doğu etkisi taşırlar.
Belisırma yakınında yer alanlar, Bizans tipi duvar resimleri ile süslüdür.
Ihlara Bölgesi'nde Bizans Dönemi'ne ait bilinen kitabelerin sayısı oldukça azdır.
Belisırma köyüne 500 m uzaklıktaki Aziz George (Kırkdamaltı) Kilisesinde Selçuklu Sultanı II. Mesud (1282 -1305) ve Bizans imparatoru II. Andronikos'un adlarını içeren 13. yüzyıla ait fresk üzerine yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.
Bu kitabe bölgeyi ellerinde bulunduran Selçukluların hoşgörülü yönetiminin varlığını kanıtlamaktadır.
Kiliselerden sadece ikisinin tarihi tespit edilmiştir.
Direkli Kilise (976-1025)
Saint Georges (1283-1295) yıllarına aittir.
10. yüzyıl ortasında Bizans Toroslar ve Klikya bölgelerini geri almasıyla Ihlara bölgesinde yeni Kiliseler yapımıştır.
Bahaeddin Samanlığı Kilisesi
Sümbüllü Kilise
Direkli Kilise
11. yüzyıl başlarındaki Bizans sanatına örnek teşkil edenler:
Ala Kilise
Çanlı Kilise (Akhisar)
Karagedik Kilisesi
Eski kiliseler sonradan bazı Bizans tipi resimler de ilave edilmiştir.
Bu davranış, 11. yüzyılda Selçuk Türklerinin bölgeye gelmesiyle son bulur.
Fakat bölgedeki dini hayat devam eder. Bölgenen kilise hayatı 1924’deki nüfus mübadelesiyle son bulur.
Dini yaşam
Ihlara vadisi jeomorfolojik özelliklerinden dolayı keşiş ve rahipler için uygun bir inziva ve ibadet yeri olmuştur.
Aksaray, Hıristiyanlığın daha ilk yıllarında önemli bir din merkezi olmuştur.
Kayseri'li Basilus ve Nazianzos'lu Gregorius gibi mezhep kurucuları 4. yy. da burada yetişmişlerdir.
Mısır ve Suriye sisteminden ayrı bir manastır hayatının kurallarını bunlar tespit etmişlerdir.
Böylece Yunan ve Slav sistemi doğmuştur.
Mısır ve Suriyeli rahiplerin dünya ile olan ilişkilerini kesmelerine rağmen Basilus ve Gregorius’un rahipleri dünya ile olan ilişkilerini kesmiyorlardı. Bu yeni anlayışın yeri Belisırma idi.
Gregorius, teslis inancına yeni bir izah getirerek İsa'nın tanrılığı tartışmasında İznik toplantısı görüşlerine kuvvet kazandıran fikirler ileri sürdü. Böylece Hristiyanlık tarihinde öncü bir aziz oldu. Gregorius’un yetiştiği kayalık bölge (Belisırma, Ihlara, Güzelyurt (Gelveri)) Manastır ruhuna uygun, kayalara oyulan kiliseler topluluğu haline geldi.
Arap akınlarına karşı, Hasandağındaki müdafaa kaleleri karşı koyunca bu kiliseler faal ibadet merkezi durumlarını devam ettirdiler.
0 notes
nilufergurelman · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Avanos'a 5 km, Paşabağları'na 1 km uzaklıktaki Zelve, Aktepe'nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Üç vadiden olaşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Vadideki peribacaları sivri uçlu ve geniş gövdelidir.
Zelve, özellikle 9. ve 13. yüzyılda Hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olmuş; aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerler de bu yörede verilmiştir.
Zelve Vadisi, Kapadokya'nın en eski yerleşim yeridir. Yakın tarihe kadar yaşamın olduğu vadi, Kapadokya'da en uzun yaşam alanı olarak kullanılan yerdir. Hristiyanlık'ın ilk yayılmaya başladığı Zelve Vadisi, bu yönüyle önemlidir. 1967 yılında açık hava müzesine çevrilen Zelve Vadisi,Avanos Göreme yolu üzerinde yer almaktadır. Vadide, Geyikli Kilise, Manastır, Vaftizci Kilise, Direkli Kilise, Balıklı Kilise, Üzümlü Kilise, Değirmen, Güvercinlikler,Camii, Tünel görülmesi gereken yerlerdir. Üç vadi içinde yer alan Zelve Vadisi Peri Bacalarının en güzel örneklerini yoğunlukla göreceğiniz bir yerdir.
0 notes
nilufergurelman · 10 years ago
Photo
Tumblr media
ÇAVUŞİN
Çavuşin, Kapadokya bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan, Göreme-Avanos yolu üzerinde, Göreme'ye 2 km uzaklıkta bir yerleşimdir.
Çavuşin'deki Vaftizci Yahya adina yapilan kilise bölgeye hakim bir yerdedir. Muhtemelen 5. yüzyılda yapılmış -boyanmış- oldugundan bölgenin en eski kilisesidir. Kapadokya'da pek görülmeyen geniş avlusu son yıllarda kayaların kopması sonucu yıkılmıştır.
Eski Çavuşin vadisindeki harabeler, Hristiyan dervişlerinin ve topluluklarının yaşadıgı yerlerdi. Çavuşin'in hemen yanındaki Güllüdere'de beş kilise bulunmaktadır. Vadinin yakınındaki Haçlı Kilise aynı zamanda müslüman Arapların akınlarına karşı savunma amaçlı olarak da kullanılmıştır.
Doğa güzellikleri
Milyonlarca (60 veya 40 milyon) yıl önce yer küredeki hareketlenmelerden dolayı Anadolu yarım adası deniz tabanından su üzerine çıkmıştır. Bugünkü Kapadokya diye adlandırdığımız bölgede ise deniz suyuyla dolu bir göl oluşmuştur. Bu göl, çevresindeki volkanların milyonlarca yıl süren patlaması neticesinde volkanik lav ve küllerle dolmuştur, gölde bulunan deniz suyu ise buharlaşma yolu ile bu zaman içerisinde kaybolmuştur.
Volkanların her patlamasında küller ve lavlar göl içerisinde birbirinden farklı şekillerde ve yapıda katmanlar oluşturmuştur. Daha sonrada bu göl yatağının erozyanla aşınmasıyla bugün vadi diye adlandırdığımız derin yamaçlar meydana gelmiştir. Bu aşınmalar sırasında sert tabakalar belirgin bir şekilde erozyona karşı daha dayanıklı olduğundan bugün Peri Bacası diye adlandırdığımız şekiller meydana gelmiştir.Bu bir gerçektir.
Güllüdere ve kızılçukur
Volkanların bundan milyonlarca yıl önce patlamasıyla, birbirinden farklı sertliklerde tüflerden meydana gelen kayaların rüzgar ve yağmur aracılığı ile aşınmasının sonucunda biçim alan bu doğa güzelliklerini biraz inceleyelim.
Söylediğimiz gibi bundan 40-20 milyon yıl öncesinden başlarsak Kapadokya bölgesinde deniz suyundan oluşan bir gül mevcuttu. Bölgede bulunan Erciyes (3917 m) ve Hasan(3270 m) dağlarının birbirinden farklı zamanlarda ve farklı yoğunluklarda patlaması sonucu ile bölgede bulunan gölü sıcaklığının etkisi ile kurutarak gölün bulunduğu alanda lavlara yer açmıştır. Daha sonra doğanında (yağmurların ve rüzgarların) yardımı ile bölgede bulunan yumuşak tabakanın aşınmasına neden olmuştur. Aşınan yumuşak tabakaların yerini ise şu an "Vadi" olarak adlandırdığımız derin çukurlar almıştır. Zaman içerisinde insan gücününde etkisi ile mimari özellik taşıyan kayadan oyma evler, Kiliseler ve Manastırlar inşa edilmiştir. Volkanik kayaların çok sert olmaması nedeni ile tercih edilmektedir. Rüzgârların ve yağmurun vermiş olduğu doğal biçim ile insanların yerleşmek için yaptıkları mekanlar bütünleşerek, şu an hiçbir yerde rastlayamayacağımız doğal bir güzellik sunmaktadır.
Yüksek yerlerden inen yağmur suları yatay kayaları değişik bir şekilde biçimlendirmişdir. Söz konusu biçimler birbrinden farklı güzellik sergilemektedir. Bu doğa güzelliklerine verilebilecek en güzel örnek ise Kızılçukur ve Güllüdere vadileridir.
Kızılçukur ve Güllüdere Vadilerinde şu an çok sayıda Kilise, Manastır ve barınma yerleri mevcuttur. Bunun birçok nedeni vardır. Bunlardan en önemlisi volkanik kayalıkların içerisinde barınmak, bölgede yaşamış olan insanlar için en önemlisi idi. Bunun yanı sıra bu barınaklar volkanik oluşumlar sayesinde hem sıcağı hem soğuğu muhafaza etmektediler, yani yazın içerisi serin, kışın ise ılık olmaktadır. Hem barınmak hem de yetiştirilen bitkilerin muhafaza edilebilmesi için çok elverişlidir.
Vadi içerisinde şu an artık kullanılmayan çok sayıda Güvercinlik bulunmaktadır. Üzüm bahçeleri ve kayısılıklar vardır. Birbirinden farklı dönemlerde inşa edilmiş Kilise ve Manastırları da görmek mümkündür.
0 notes
nilufergurelman · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Infanzia di Cristo (Gerrit van Honthorst detto Gherardo delle notti)
0 notes
nilufergurelman · 10 years ago
Video
(BİR ÇALIŞMA DA BELEDİYEDEN gönderdi)
0 notes
nilufergurelman · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Jacob Cornelisz van Oostsanen, The Crucifixion, detail (c. 1507-1510)
383 notes · View notes