neyiniyedertedeyim

[neyiniyedertedeyim]

[neyiniyedertedeyim]

  ✨Düşmemen için elimden geleni yapacağım minik kuşum ve olur da çok yorulursan yaslanıp dinlenmen için sana koca bir çınar olacağım.

[neyiniyedertedeyim]

[neyiniyedertedeyim]

bir söze yıkılmışız.

[neyiniyedertedeyim]

[neyiniyedertedeyim]

gözü kapıda olanı bi de ben iterim

[neyiniyedertedeyim]

"Seni özledim ama sessizce bekliyorum."

[neyiniyedertedeyim]

herkes yaşattığını yaşarken biz arkamıza yaslanıcaz size kolay gelsin

[neyiniyedertedeyim]

[neyiniyedertedeyim]

önce beni kırıp, sonra sarılmak istiyorsunuz. göğsünüzü kanatınca öldürür gibi bakışlar atıyorsunuz lakin size batan kırıklarımı kendinizin inşa ettiğini unutuyorsunuz. kırıyorsanız, kırılacaksınız. düzen budur. düzen bu değilse de bu olmalı. ben yaptıklarınızı unutup, kırıklarımı kendi başıma iyileştirip size gelemem. kendi kırdıklarınızı göğsünüze batırmadan da ölemem.

[neyiniyedertedeyim]

[neyiniyedertedeyim]

 Döndüm dolandım hep aynı yerdeyim. Sanki hiçlikteyim yahut terkedilmis bir evim. Bir çok kavramı yitiriyor beynimin ucra köşeleri. Ya aklımı yitiriyorum yada korkarım ben yitiyorum. Bitiyorum sanki. Ruhumun binbir parçası var yorgun, binbir surat var omuzlarimda bezgin. Kimisi küsmüş, kimisi yetmez gibi gelmemiş. Kaç kişiyim?

[neyiniyedertedeyim]

hype

[neyiniyedertedeyim]

bir şehir kargaşasında,

o durakta

yağmurdan sırılsıklam olmuş vaziyette

seni beklerken

aşkın ne bela olduğunu o zaman anladım.

o kargaşa da sen yoktun.

şehrin bütün kadınları sokaklara dökülmüşken.

herkes seni haykırırken

sen yoktun.

sen, soluma aitken

senin yerine fotoğrafın yakışmadı sol tarafıma.

ilk defa ismin bu kadar zor çıktı ağzımdan,

ağıtlar yakıldı ismine

yeşil sadece gözlerine yakışırdı,

üzerindeki örtüye değil.

telli duvağın saçlarına yakışırdı,

mezar taşına değil.

sen yoktun diye annen pencereden yol gözlemezdi.

ben o durakta yolunu beklemezdim.

sen yoktun diye

yağmur yağsın istemezdim.

etraf sen koksun istemezdim.

kimse sesini duymasın diye sesini unuttum.

gülümseyişini unuttum.

sen yoktun,

ben yeşil gözlü olan her kadını sen diye kokladım.

sen yoktun,

ben o kargaşa da tam o durakta

sol yanımı bıraktım.

belki gelir

beni bulursun diye.

sevgilim,

sen yoktun

ben yok oldum.

[neyiniyedertedeyim]

[neyiniyedertedeyim]

Kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada, yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim.

Üstüme örttüğüm yorgan, yüreğimdeki serçenin küçücük ürkek kanatlarıydı..

[neyiniyedertedeyim]

Neden her aşk Bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka.