na-aara

[na-aara]

"sadece şanssız oldugunu kabul edemiyor; nedensel bir hikayeye ihtiyacı var. birinin kasten hayatını baltaladıgına inanacak sonunda."

[na-aara]

gerçekliğin

içinde

artık

hiç

nefes

alamadığım

zaman

kafa üstü

daldığım

okyanus

[na-aara]

bana kalbimin aslında ne renk olduğunu göster

[na-aara]

kalbinde onun sevgisiyle dört bir yana saçılan ne varsa topla.

[na-aara]

İşte. Yüzünü saklamaktan yorulduğun dünya.

[na-aara]

kararıp solan,

böyle bir dünyaya beni hapsetme.

[na-aara]

"cani yılanın kuyruğu cehenneme dolanır."

[na-aara]

şehrin onca gürültüsüne kıpırdamadan uyuyan biri var

[na-aara]

"merak ediyorum küçümser miydin beni, seni memnun edebilecek en iyi biri olmak için gerçekten çabaladığımı bildiğinde. "

[na-aara]

"Ağla. "dedi. "Çocuksun sen daha. Ağla."

[na-aara]

"Dış görünüşteki yüzeysel sakinlik kadar aldatıcı ve insanı baştan çıkaran başka bir şey yoktur." der Joyce.

[na-aara]

"İnandığım şey beni bir aptal olmaktan uzak tutuyor."

[na-aara]

Kendi gürültüsünden kimseyi duymuyor '

[na-aara]

öylece dursan bile dünyadaki yedi harikanın canına okuyorsun'

[na-aara]

bazen her şey çok kırıcı oluyor

[na-aara]

çoğu zaman mutsuz değil mutlu olmak istemiyor oluruz

[na-aara]

orospu dünya bize de dön