mutemadiyenmutlu

[mutemadiyenmutlu]

[mutemadiyenmutlu]

Şark oturup beklemenin yeridir.

(via yorucuydu)

[mutemadiyenmutlu]

[mutemadiyenmutlu]

Babalar ve Oğulları.

[mutemadiyenmutlu]

Bazı kızlar kitap alınca tüm hüzünlerini unutup eve gidene kadar tebessüm ederler.

[mutemadiyenmutlu]

Yusuf Has Hacip, “Helalin adı kaldı, onu gören yok; haram kapışıldı, hâlâ doyan yok.” dediğinde daha 11. yüzyılda yaşıyordu.

[mutemadiyenmutlu]

Uygarlaşma denen paradoksal nane şekeri, ağızda eridikçe, insan yavaş yavaş düşmanına benzemeye başlar.

Ömer F. Dönmez, Hamza

[mutemadiyenmutlu]

[mutemadiyenmutlu]

İnstagram>hikaye kısmı>fetih sûresinin ilk sayfası fotoğrafı üzerine AraKAN ağlıyor! Ey Müslümanlar neredesiniz?!!>anasayfa>keşfet>moda, mizah, ünlü, magazin, yemek tarifi sayfaları>çıkış.

Üzgünüm ama bunlar acı hakikatler. Zulmü duyurmanın dahi bir samimiyeti vardır. Burada istediğimiz kadar yazalım #arakaninsesiol, istediğimiz kadar paylaşalım boy boy zulmün fotoğraflarını. Kendi içimize mi duyuruyoruz zulmü? Kendi kardeşinden bihaber olan insana mı anlatıyoruz Arakan'ı? Harekete geçilmediği sürece şiddeti dua ederek engelleyemezsiniz der Malcolm X peki erkekler keyif sürerken hanımlar mı çıksın cihad meydanlarına? Buradan şehadet sevdası diye bağırması kolay. Hatta buradan zulmü yayması da kolay. Ama kim duyuyor bizi? CNN? BBC? İnsanlığın ölüm noktası Avrupa'dan mı yardım isteyeceğiz? Kardeşine kör, sağır, dilsiz olanlardan mı yardım isteyeceğiz? Birilerine ayıp olmasın diye Arakan ile ilgili paylaşım yapanlar varsa, yapmasın. Gösterişle çözülecek bir mesele değil çünkü. Binlerce insanın haber kanallarına attığı mesajlar sayesinde az bir sürede olsa Arakan'ı gündeme aldı medya. İşte hareket derken bu gibi hareketten bahsediyorum. Bunu da mı yapamıyorsunuz bırakın şu aklı sömüren hurda yığınını alın Kur'an-ı Kerim'i, açın Fetih sûresini ihlaslı bir şekilde okuyun. Tabii sizin niyetiniz ihlaslı olursa hangi sûreyi okuduğunuzun bir önemi yoktur. Bazı kesimler ölen Müslümanların ehli sünnetten olup olmadığını tartışıyorlarmış. Ha ehli sünnetten değilse sorun değil, ölebilirler mi? Ne kadar saçma bir düşünce bu! Sadece insan diye saygı göstererek yahudinin cenazesi geçerken ayağa kalkan Rasûlün ümmetine yakışır mı bu davranış?! İHH gibi yardım kuruluşları yardım topluyor, ulaştırıyor onlara bile yardım ederek katkı sağlayabilirsin. Belki kardeşinin o zulüm altındayken un aklına gelmez ama hâlâ bir yerlerde sesini duyan, ona yardım eden bir kardeşi olduğunu, yalnız olmadığını bilir. Arakan Kurtuluş Ordusu direnişçilerle cihad ilan etmiş. Adamlar %98'i Budist olan ülkede cihad ilan ediyor, biz sözde %98'i Müslüman olan ülkemizden onlara yardım götürmek için bile soruyoruz! Kör müsün? Zulmü görmüyor musun?!

اللهم انصرهم… اللهم انصر كل مجاهدين…

اللهم آمين.

[mutemadiyenmutlu]

[mutemadiyenmutlu]

Zafer Bayramı

1915 de Çanakkale'ye gemilerini zincirleyenlerin kim olduklarını herkes biliyor mu ? Yani evet herkes bu konuda emin. Düşmanımızın kim olduğu bellidir. Asıl sormak istediğim şey, bazı insanlarımızın neden onların yaşam tarzına bu kadar düşkün olduğu ? Neden onların giyinişini , konuşmasını , yaşam biçimlerini hatta abartarak kültürlerini… hatta daha çok abartarak tarihlerine gıptayla bakıyor o bazı insanlarımız ? Sizi katilinize bu kadar aşık eden şey nedir ? Sizi bu kadar tarihinden nefret ettirecek şey ne oldu ?

Fatih kardeşini öldürdüğü için mi ? Osmanlı şeriatla yönetildiği için mi ? Kadınlar işkence gördüğü gibi saçma bir şey mi duydunuz ? Osmanlı hanedanlarının birden fazla cariyesi olması mı sizi rahatsız eden meseleler ? Giyimleri sizin için çağ dışı ve çirkin miydi ?

Neden bu kadar ön yargılıyız ? Nasıl olurda sevgi merhamet dolu kültürümüz size bu kadar yobaz ve gerici geliyor ? Onlar gibi neden dans etmek zorundayız ? Neden onlar gibi giyinmek zorundayız ? Neden onların şapkası daha cazip geliyor veya onların çıkardığı bazı kanunlar ve kültürler ? Mal, eşya, aletler konusunda kalite açısından tabii ki hak veriyorum. Yiğidi öldür hakkını yeme.

Peki bunları saydık. Bunlar bir kenarda dursun. Çünkü hepsinin bir açıklaması var. Zaten güzel bir nötr bakışla doğrusunu arayan ve mantık çerçevesinde ilerleyen insanlar eminim doğru olanı görecektirler. Fakat taassupçu ve cahil insanlar bir olaya sadece anlamak istediği şekilde bakmayı tercih edeceklerdir.

Batı kadar acımasız bir kültür göremeyeceğinizi idda ederim. Irkçılık, soykırım, katliam, sömürgecilik, insanları sınıflandırma, adaletsizlik. Bu zamana kadar kendi çirkinliklerini örtmek için ellerinden geleni yapsalarda, asla sizin yaptıklarınızı unutmayacağız. Çünkü hala doğuda kan dökmeye devam ediyor ve insan hakları sizin elinizde olduğu halde masumların ölmesine izin veriyorsunuz. Kendi topraklarınızda yaptığınız kötülükler bir kenara Afrikada yaptığınız bunca zulüm ve işkencenin adresini asla unutmuyoruz.

Gelelim kendi tarihimize. ermeni soykırımı denen bir yalan ile uğraşıyoruz. Halbuki ermeniler bizim güvendiğimiz kendilerinden emin olduğumuz insanlardı. Yani aslında bizde başka dinden insanları dost edinmek olmasada, biz bu insanlara , insanlık adı altında aç mısın tok musun bir şeye ihtiyacın var mı diye sormayın demiyor dinimiz. Tarihimizde İslam kültürü ile kavrulmuş bir halkımız var. Elbet hatalar olmuştur. Olacaktır. Şimdiki halimize bakıyoruz da göreceli olarak hem müslüman hemde komşumuz olan bize Çanakkalede yardımını eksik etmeyen , savaşta olan insanlara yardım etmek bile istemeyebiliyoruz.

Ama tarihimiz kültürümüz öyle güzel öyle sıcaktır ki gidip görerek bunu yaşamanız gerekir. Yani batılılaşma çabamız kadar kendimizi, kültürümüzü tanısaydık, onların hiçbir şeyine muhtaç olmadığımızı anlardık. Ekonomi ve ülkemizin gelişimi için anlaşmalar ihracat ve ithalatlar tabii ki olacaktır , ama onların yaşam biçimini benimsemek niye ?

Öyle bir hale geldik ki kültür karmaşasının içinde kardeşler mal için birbirini vuruyor , insanlar cinnet geçirip evlatlarını yuvasını yok ediyor , yanlış anlaşılmalar ve doyumsuzluklarla kaybolup kendi içimizi bitiriyoruz.

Şöyle bir uzaktan seyre dalmayı gidişatın vaziyetini bir izleyelim. Biliyorum durum acı. Çok fazla acı var. Ama güzelleştirmekde bizim elimizde. İlk okul kitaplarında batılılaşma ön saftayken ve eğitim dışında taassupçuluk konusunda kendi istediği gibi yetiştirme söz konusu olunca yetişen nesilin ruhsal yorgunluğunu gözlerimizin önünde izliyoruz. Bir insanı insan yapan en güzel şeylerden biri vicdan iken vicdansız yetişmeyi temenni ediyor ve izliyoruz. Ağır bir argoyla acıma yetime döner koyar bir yerine sözüyle ve insanların aklı üçkağatçılık gibi şeylere çalıştıkça kaybolan güvenimiz dürüstlüğümüz , bizi bitirişe doğru sürüklüyorda olabilir. Neyseki bazı dürüst insanların güzel kalplilerin hatrına işler yolunda gidiyor. Bin tane dikenin içinden bir gül her şeyi yoluna koyuyor gibi görünüyor.

Ben eminimki en güzel zafer kendimizi tanımakla başlayacaktır. Eminimki bizi 623 yıl ayakta tutan kültürümüz, adetimiz, adabımız, edebimiz, şimdi düşen bir köprü gibi çöksede asırlarca gidecek bir sağlam köprünün kurulmasının duası ile sizleri kendinizi tanımaya davet ediyorum. Selametile

[mutemadiyenmutlu]

Hamile eşi ve çocuğu Sakarya'da vahşice katledilen Halid El Rahmun, ailesinin cenaze namazının kılındığı caminin avlusunda bu defa Arakan'da şehit olan müslümanlar için saf tuttu!! Söyleyecek söz bitiyor bazen..

[mutemadiyenmutlu]

İsrail belki de en çok onlardan korkuyor. korkunç planların, tarafsız zulümlerin önünde bir dağ gibi duran Filistinli annelerin… şair Barghouti anlatır;

“İntifada yılları boyunca kadınlar bir genci İsrailliler tarafından götürülürken görünce hemen askerlerin üstüne saldırır, aynı anda bağırıp çağırırlarmış: "oğlum, oğlum- bırak oğlumu!” bir defasında İsrailli asker genç çocuğu sürüklerken bağırmış Farha'ya: “git yalancı. bir oğlana kaç ana! yüz tane ana bir oğlana? uzak dur, git!” bağırmış Farha: “evet, biz öyleyiz. burada bir oğlanın yüz anası vardır, sizin gibi değil, sizde bir oğlanın yüz babası olur çünkü!”

[mutemadiyenmutlu]

MECNUN LEYLA’sının köyüne gitmek için, dişi bir deveye bindi. Bir süre yol aldı. Mecnun’un tek derdi, bir an önce Leyla’sına kavuşmaktı. Dişi deve ise, geride bıraktığı yavrusunu düşünmekteydi ve onun tek derdi ise, geriye dönmekti.

Mecnun bir an dalıp gitse, elinden yuları gevşetse, deve bunu hisseder ve geriye döner geldikleri köye yani yavrusunun olduğu yere doğru giderdi.

Mecnun kendine gelip baktığında, bulundukları yerden çok daha geriye gittiklerini farkediyordu.

Bu yolculuk iki-üç gün böyle sürdü. Mecnun yıllardır yollardaymış gibi şaşırmış kalmıştı.

Baktı ki bu yol böyle bitmeyecek, deveden indi ve:

“Ey deve!” dedi. “İkimiz de aşığız. Fakat, aşklarımız birbirine zıt, birbirine aykırı! Demek ki biz, birbirimizle yol arkadaşlığı yapmaya uygun değiliz.

Senin sevgin de, yuların da bana uymuyor. O halde en iyisi ayrılalım!” diyerek deveyi bıraktı.

Bu hîkayede geçen ‘Mecnun’ insan ruhunu temsil ediyor. Ve ruh, Ezelî bir Sevgiliye yani Rabbine muhtaç ve müştaktır. ‘Deve’ ise, nefistir. Maddî arzuların sembolüdür. O da, yavruları olan heveslerin ardında koşmaktadır.

[mutemadiyenmutlu]

[mutemadiyenmutlu]

blog önerir misin ablacım

[mutemadiyenmutlu]

Hasan El-Benna'nın Gençiğe 18 Tavsiyesi

1. Şartlar ne olursa olsun ezanı duyduğunuz zaman namaza kalkın.

2. Kur'an'ı Kerim'i okuyun, inceleyin veya dinleyin. Azıcık zamanınızı bile yararsız işlere ayırmayın.

3. Dilinizi düzgün konuşmaya çalışın. Çünkü bu Müslüman olmanın belirtisidir. Arapçayı öğrenin, çünkü Kuran en güzel şekilde Arapça ile anlaşılır.

4. Hiçbir konuda aşırı tartışmayın. Zira gösteriş hiçbir zaman yarar sağlamaz.

5. Fazlaca gülmeyin. Çünkü Allah'a bağlı olan gönül, sakin ve vakarlı olur.

6. Maskaralık yapmayın. Çünkü mücahid bir millet, ciddiyetten başka bir şey tanımaz.

7. Dinleyicinin işiteceğinden fazla sesinizi yükseltmeyin. Çünkü bu bencillik ve eziyet verir.

8. Kişileri çekiştirmek ve tavırları küçümsemekten sakının. Hayırdan başka bir şey konuşmayın.

9. Karşılaştığınız kardeşlerinizle sizden istemese bile tanışmaya bakın.

10. Görevler vakitlerden fazladır. Vakitten yararlanmak için başkasına yardımınızı esirgemeyin. Yapacak bir göreviniz varsa onu en kısa yoldan en güzel şekilde bitirmeye çalışın.

11. Her hususta temizliğe önem verin. Evinizde, elbiselerinizde, vücudunuzda, iş yerinizde… Çünkü bu din, temizlik üzerine kurulmuştur.

12. Ahdinize, sözünüze ve vaadinize vefa gösterin. Şartlar ne olursa olsun bunlara muhalefet etmeyin.

13. Okuma ve yazmanızı sağlamlaştırın. Müslümanların gazete ve dergilerini çokça mütalaa edin. Küçük de olsa kendinize ait bir kütüphaneniz olsun. İhtisas sahibi iseniz branşınızda derinleşin.

14. Malınızın bir kısmı ile davaya katılın, üzerinize farz olan zekatı verin. Geliriniz ne kadar az olursa olsun, ondan fakir ve yoksullara bir hak ayırın.

15. Az da olsa malınızın bir kısmını beklenmedik hadiseler için ayırın ve katiyen lüks eşyaya kapılmayın.

16. Durmadan tevbe ve istiğfar edin. Uyumadan evvel birkaç dakikanızı nefsinizi muhasebeye ayırın. Şüpheli şeylerden kaçının ki harama düşmeyesiniz.

17. Eğlence yerlerine yaklaşmak şöyle dursun, onlara karşı mücadeleye girişmelisiniz. Bütün konfor ve rehavet görüntülerinden uzaklaşın.

18. Her yerde davanızı yaymaya çalışın. Nefsinizle şiddetli bir şekilde mücadele edin ki, onun yularını ele alasınız; gözünüzü haramdan ayırın, duygularınıza hakim olun.