Text
Uğur: Neden geldin?
Bekir: Biliyosun.
- Ne diyim ben şimdi sana?
- Hiçbir şey deme, bir tek kalmama izin ver yeter, bak söz veriyorum bu sefer hiçbir şeye karışmayacam.
- Kaç defa denedik biliyosun, nasıl inanayım sana?
- Söz veriyorum, eğer durmazsam kovarsın.
- Ya bela çıkarırsan?
- Çıkarmam.
- Ya çıkarırsan?
- Çıkarmam ya, baktım olmuyo, bir kenarda kafama sıkarım!
- Manyak manyak konuşma!
- Eğer sıkmazsam siksinler! Benim de bir gururum var be.
- Gördük. Son defasında bütün Konya’yı ayağa kaldırıp gittin.
- Sen de aşağılama bizi, o taa ne zamandı.
- Ben dönmenden yanayım. Artık iki çocuk babasısın.
- Bunu yapma bana.
- Sen de yapma, benim için hava hoş, iyi bile olur. Ama insaniyetli olmaz. Sana da yazık, ailene de!
- Sen de anla artık başka yolu yok bunun. Yazıkmış, kılmış, tüymüş hepsi hesap edildi bunların ya, her şeye hazırım diyorum sana. De ki iyilik ediyorsun, de ki sevap işliyorsun, herkesin inandığı bir şey vardır bu amına koyduğumun hayatında. Benimkisi de sensin, ne yapıyim!
Geçen gece çocuk hastaydı. İlacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. Sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. Birden durup dururken içim cız etti. Bi baktım gene aynı karın ağrısı. Öyle özlemişim ki seni. Dönerken bir meyhane gördüm. Bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum, bi de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık. Sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. Bi daha açtım, başımda bi çocuk; “Kalk abi” diyor “Kars’a geldik”. Otobüsten indim, yürümeye başladım. Dedim: “Allahım nerdeyim ben, burası neresi?”. Sonra güç bela burayı buldum.
Kapının önünde durup düşündüm.
Dedim, “Bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin.”. “İyi düşün” dedim. Düşündüm, düşündüm, ama olmadı, dönemedim. Sonra “Bak oğlum” dedim kendi kendime. “Yolu yok, çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, uslu uslu yürü şimdi.”
22 notes
·
View notes
Text
Sanki rüzgar, fırtına olmuşum da bir tek sana dinmişim ...
0 notes
Text
Biz geceyi süslemeyi sevenlerdeniz. Sade, serin huzurlu ve sessiz...
Kendisiyle en sesli sohbetleri yaptığı, belki en iyi anladığı, sonunda en yalnız gecelerde bile kendisine sarılıp uyuduğu geceleri süslemeyi seviyoruz. Kimimiz müzikleriyle, kimimiz yazıları, kimimiz resimleri, kimimiz ise sessizliğiyle. Ama illa ki o geceyi azat olmuşçasına süsleriz...
Ben de gecemi bu satırlarla süsledim...
3 notes
·
View notes
Text
Bir kez aşık olursa insan geceye, gökkuşağı dahi 7 ton siyahtır artık.
2 notes
·
View notes
Text
Milyonlaca kırık parçadan bir bütün.
Yaşanan her olayda, elde edilen her sonuçta bir parçasını bırakır insan ve o parçanın yerine yenisini yamalar. Ama asla özü gibi olmaz o yama. Belki biraz eksik, belki biraz fazla,belki rengi tutmaz, belki dokusu, belki olmuş gibi görünür ama er yada geç anlarsın olmadığını. Unutursan o parçayı eğer, bir gün birisi hatırlatır sana. İşte o zaman bir parçan daha eksilir. Yeni bir yama daha yaparsın, bu sefer kabullenirsin.
Eksiğini, fazlasını, rengini, dokusunu, olmamasını...
Kanserden farksız bir insan hastalığıdır bu. Bedeni değil ruhu çürütür. Eğer yeterince güçlüysen ve alıştıysan artık düşmeye, en başta oturmayan o parçalardan sımsıkı bir bütün elde edersin. Fakat zayıfsan ve düştüğün yerden kalmazsan bil ki artık hiçbir yere ait olamayacaksın. Gittiğin her yer yabancı kalacak, tebessüm ettiğin her insan arkasını dönecek, yazdığın her satır kan kusacak, gördüğün her yansımada bir hezeyan canlanacak gözünde. Belki diline bir susturucu takacaksın, belki düşüncelerini törpüleyeceksin. Gitmen gereken yerlere gitmeyecek, Gelen hiçbir baharı güneşle karşılamayacaksın. Kendi karanlık hayatında kendini bile tanıyamayacaksın... Herkes kendi hayatında bir tanrıdır. Sen de her tanrı gibi insanlar, hayatlar, diyaloglar yaratırsın kafanda. Gün sonunda ölen ve ertesi gün hiçbirisini hatırlamadığın...
2 notes
·
View notes