Tumgik
muhammetks · 6 years
Text
Derd-i aşkı gayrdan sorman
-ne bilsün çekmeyen
Anı yine aşık-ı nalana söylen söylesün
- Üstad Bâki
216 notes · View notes
muhammetks · 6 years
Text
Ey sevgili! Sen benden geçtin; fakat gamın benden geçmedi…
 Doğrusu, gamın senden daha vefalıymış!
~ Hazretî Mevlânâ
80 notes · View notes
muhammetks · 6 years
Text
Ahmet Paşa ve Necâtî Bey, Sultan Fatih devrinin iki dev şairidir.
Demiş ki Ahmet Paşa:
Destimi kessen kalır dâmân-ı lûtfunda elim
Dâmenin kessen elimde kalır lûtfun dâmeni
(Ey sevgili! Eteğini öyle kararlı tuttum ki, benden usanıp da elimi kesecek olsan gam değil, zira elim lütuf eteğinde kalacak, kârlıyım; yok eteğini kessen de gam değil, çünkü bu durumda da eteğin elimde kalacak, yine kazançlıyım.)
Necati Bey de demiş ki:
Şöyle muhkem tutayın aşk ile dildâr eteğin
Ya kat’ edeler destim ya keseler yâr eteğin
Mana aşağı yukarı aynı:
(Öyle muhkem tuttum ki yarin eteğini; elimi de kesse, eteğini de kesse fark etmez)
Ahmet Paşa vefat etmiş, Necati Bey sağ; birkaç kişi oturmuşlar edebiyat üzerine sohbet ediyorlar; mevzu bu iki beyt. Hangi şairin daha üstün olduğu konuşuluyor; eteği kesenin mi yoksa eli kesenin mi haklı olduğu tartışılıyor; belki “yazık değil mi eli kesmeye canım” deniyor.
Beklenmedik şekilde Necati Bey meclise girip selâm veriyor. Diyorlar ki; “tam biz de sizden bahsediyorduk, bir karara varamadık, hanginizin üstün olduğu hususunda; merhum Ahmet Paşa mi yoksa siz mi?”
Bu arada Necati Bey‘ in asıl adı ise Îsâ‘ dır. Necati, onun şiirde kullandığı mahlasıdır, takma ad yani.
Havadan sudan konuşulup eğlenilen bir meclis bu. Dil kolay varmıyor ama, geyik muhabbeti. Bu sorunun Necati Bey‘ e sorulmasında şöyle de bir incelik var; şair kısmı zarif bir üslûp içerisinde öğünür, ama öyle öğer ki kendini, kim duysa ya da okusa beğenip tebessüm etmekten kendini alamaz.
Acaba nasıl öğünecek? Merak edilen bu.
Diyor ki Necati Bey irticâlen (gençlerin şimdi doğaçlama dedikleri şey demek). Yani hiçbir hazırlık olmaksızın, ani soruya karşı, üstelik kendisinin san’atının söz konusu olduğu bir vaziyet.
Ne yapmalı şair dersiniz? Şöyle diyor:
Necati’nin dirisinden ölüsü Ahmed’in yeğdir
Ki Îsâ göklere ağsa yine dem urur Ahmed’den
Pes doğrusu! Dehaya, belagate, nezakete, zarafete pes!
Şöyle diyor yani…
Merhumun ölüsü bile benim diri hâlimden üstündür. Nitekim, diri olarak göğe kaldırılan İsa (aleyhisselâm) [tekrar kaydedelim kendi adı Îsâ‘ dır], vefat etmiş olan Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ e aşık, meftûn ve O’ na ümmet olma iştiyâkında değil midir?
Evet, belagat (halin icabına uygun söz söyleme kabiliyeti) karşısında ceket iliklemek kaçınılmazdır da; işbu, kendini aradan çekip, başkasını (Ahmed Paşa da olsa!) övmek, yani bu derece samimi mahviyetkârlık; üstelik bunu bu kadar sağlam bir bilgiye dayalı bir gerekçe ile ortaya koymak insanı nasıl hayrette bırakmaz?
Klasik kültürümüze karşı günümüz aydını tenkit gücüne sahip değil, takdir etmesine ihtiyaç yok (öyle ya güneşin övülmeye ne ihtiyacı var), taklit etmesi de isabetsiz (çünkü sakil durur). Tek doğru tavrı olabilir aydınımızın; anlamaya çalışmak. Bu ise aydın namusunun asgari gereği değil midir?
Av. Hayati İnanç
9 notes · View notes
muhammetks · 6 years
Text
Aklıma çokça geliyorsun, gelme.
Kalbimi esir ettin,
Aklım bende kalsın, bırak..
46 notes · View notes
muhammetks · 6 years
Text
“Bana hissettirdiklerini seviyorum. Sanki, her şey mümkünmüş gibi Sanki, yaşamaya değermiş gibi…”
Cahit Zarifoğlu
0 notes
muhammetks · 6 years
Text
Her şey olabilir, her şey mümkün ve olası. Zaman ve mekân yok aslında. Gerçekliğin nahif tezgâhında, hayaller şekilleniyor yeni yeni motiflerle.
Fanny and Alexander, (Ingmar Bergman, 1982)
76 notes · View notes
muhammetks · 7 years
Text
Sevilen güzeldir ama sevmek daha güzeldir..Şairleri üzmeyin , kuşlara şiirler yazdırmayın..
72 notes · View notes
muhammetks · 7 years
Text
“Aşk olduktan sonra saadetsiz de yaşanılabilir.”
Yeraltından Notlar, Dostoyevski
0 notes
muhammetks · 7 years
Text
Kısmetindir gezdiren yer yer seni,
Arşa çıksan âkıbet: yer, yer seni.
Ânın içün, ânın adı yer oldu,
Önce besler, sonra kendi yer seni
İbn Kemal Kemal Paşazade
0 notes
muhammetks · 7 years
Quote
Ve Sonra; bir Ayet sarıyor ömrümü; ‘Külli nefsin zâikatü'l mevt’’ -aldanmıyorum sana dünya ..
(via abdkadir27)
64 notes · View notes
muhammetks · 7 years
Text
“kalbim
ölü mevsimler gibisin
bir şeyin görünmeyen iyi yanları gibi
ama bitti mevsim,
bir başka yolcu yok sana
fark etmez gibisin.”
Birhan Keskin
1 note · View note
muhammetks · 7 years
Video
Kedi canını yediğimin 😀
instagram
25K notes · View notes
muhammetks · 7 years
Text
Bazı Kelimeler cidden Çok Güzel
Râyiha: Koku. Daha ziyade hoş koku manasında kullanılır. Arapça “ruh” kelimesinden türetilmiştir. Bu sebeple güzel koku olmanın ötesinde güzel nefestir; soluktur.
Tumturak: Gösteriş, İhtişam.
Nâmütenâhi: Sonsuz. Nihayeti olmayan.
Tahammülfersâ: Dayanılmaz. Çekilmez.
Fevkalbeşer: Üstün nitelikli insan.
Mülhem: Gönlüne doğmuş. İlham olmuş.
Lâyetezelzel: Sarsılmaz. Yanılmaz.
Sarfınazar: Vazgeçme. Görmezden gelme.
Safderun: Kalbi temiz olduğu için kolayca aldanabilen.
Bilâkaydüşart: Kayıtsız şartsız, hiçbir kısıtlama olmadan.
Deryâdil: Anlayışlı. Her şeyi hoş karşılayan.
Münzevî: İnsanlarla görüşmeyen, bir köşeye çekilmiş. Yalnız kalmayı sevene kişi.
Hicran: Birinden veya bir yerden ayrılmak, uzaklaşmak. Ayrılığın sebep olduğu onulmaz acı.
Sukûtuhayal: Düş kırıklığı.
Muâşaka: Karşılıklı aşk. Sevişme. Âşıktaşlık.
Şekerrenk: Araya soğukluk girmiş, bozulmuş, kötü giden dostluk ilişkisi.
Lâlüebkem: Şaşkınlıktan dili tutulmuş. Konuşamaz hale gelmiş.
Hemdem: Samimi dost. En yakın arkadaş. Canciğer arkadaş.
Elim: Acı veren. Çok üzücü. Yürek yakan.
Hemdert: Aynı derdi paylaşan. Dert ortağı.
Keenlemyekün: Hiç olmamış gibi. Yokmuş gibi. Söylenmemiş gibi. 
Dilhun: İçi kan ağlayan. Büyük bir üzüntü içinde olan.
Berceste: Seçilmiş. Güzel. Değeri yüksek.
Canhıraş: Yürek parçalayan. Dayanılmayacak derecede keder veren.
Girift: Karmaşık. Karışık. İç içe girmiş. Birbirine dolanmış.
Ehvenişer: Kötü olan şeyler arasında daha az kötü olanı. Kötünün iyisi.
9K notes · View notes
muhammetks · 7 years
Quote
Gönlüme hiç senden özge nesne lâyık görmedim. Sûretim, aklım, ukûlüm, cism ü cânım merhabâ.
Nesîmî (via saireyn)
473 notes · View notes
muhammetks · 7 years
Text
“Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder; çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.”
Denemeler, Michel De Montaigne
0 notes
muhammetks · 7 years
Photo
Tumblr media
Seni görmek bir insan gözünün yapacağı en güzel ve ışıklı bir iştir gibi geliyor bana…
Nazım Hikmet Ran
109 notes · View notes
muhammetks · 7 years
Text
KEŞKE
‘‘Keşke bir gemide olsak…’‘ dedi. ‘‘Nereye gittiğimizi bilmeden denizin sonsuz maviliğinde kaybolsak… Başbaşa…’‘ ‘‘Peki gemiyi kim kullanacak? Ne yiyip ne içeceğiz? Bu geminin mazotu hiç mi bitmeyecek?’‘ gibi mantık sorularla kafasını kurcalamak istemedim. Gemiye binmekten pek hoşlandığım söylenemezdi, ama gemiye binmemeyi sevmiyorum da diyemezdim. Bir süre kelime aradım. Sonra ‘‘Keşke…’‘ dedim. Çok sevdim keşkeyi… Yalan söylemiş olmazsın keşke dediğinde… Söylememiş de olmazsın… Hatta bir şey söylemiş bile olmazsın. Ama söylemişsindir de bir taraftan… Baştan savar temenniyle ağırbaşlı bir istek arasında nazlı nazlı salınan sihirli bir sözcük gibiydi keşke. ‘‘sikeyim gemisini… Gel şurada birer oralet içelim hiç konuşmadan, gelip geçen insanlara bakalım.’‘ dedim sonra. Demez olaydım. Benimle hayal kurulmazmış. O an karar verdim, artık keşkeden başka laf etmeyecektim.  ‘‘Ben gidiyorum.’‘ dedi. ‘‘Keşke…’‘ dedim. Kalsaydı yine keşke diyecektim. Anlamlı olup olmaması umurumda değildi. Çünkü anlamıştım; karşımızdaki insanlar, hatta en sevgililerimiz bile hayallerine yancı arıyorlardı sadece.  Gemide de oralet içebiliriz deyip kalbimi fethedebilirdi isteseydi. Aklına bile gelmedi. Gelseydi keşke…
-Ali Lidar
46 notes · View notes