Text
Oldurmak için verdiğin mücadeleyi sürdürmek için vermiyorsan senden adam olmaz. (Kendime) her zerrenin bir yaşama sahip olduğu bu kainatta onurlu bir yaşamı hiçe sayıp aylaklık etmek, Allah’ın mümin kullarına yakışmaz. Belleği sorgula, istediğin ve oldurduğun şeyi devam ettirmek için mücadele ver. Bu mücadele insan gibi davranmaktan başka bir şey değil. Bir iş için uğraştın, sonra sıkıldın. Bir çiçek büyüttün hevesin kaçtı. Bir kalp kazandın, gönlün geçti. O zaman sen bir salatalıktan başka bir şey değilsin.
0 notes
Text
Acı mı bizim peşimizi bırakmıyor ? Biz mi acıyı aşamıyoruz?
10 notes
·
View notes
Text
Ben mi hayatın içindeyim yoksa hayat mı benim içimde?
Bende bir hayat var mı ? Yoksa ben miyim hayatta olan?
Her sabah umutla uyandığım günler, her gece yorgun ve avutulmuş bir halde başımı yastığa koyuşlarım, zoraki gülüşlerim, yalancı meraklarım, kafamı yoran detaylar, sevgilerim, hasretlerim, beni ben eden tüm bu şeyler çoğu zaman beni benden eden bu şeyler…
Hepsi hayatın bir parçası mı ? Yoksa hepsi benim bir parçam mı ?
Geç kalışlarım, erken davranışlarım, sabırsızlıklarım, kendimi bunca yıpratışım kendimden bunca bıktırışım ve sonunda kendimden bıkışım.
Ben tüm bunlarla beraber mi varım?
Düşünceden uzaklaşmam neden mümkün değil?
Anlaşılmak arzusu içimde neden bu kadar şiddetli ?
Sorularım hiç yorulmaz mı?
Neden birine bile cevap bulamam?
Kurtuluşun yolu nerede? Yollar beni neden yanıltır?
İnanışlarım neden sonunda hep yanılgı getirir?
Neden aldatılır neden kandırılırım?
Neden kandırırım kendimi ve diğer insanları?
Bir neticeye ne zaman ulaşırım ? Ya da ulaşır mıyım?
Gün ortasında, gün sonunda aklım olayları kavrayamadığı zaman, yoğun düşünce istilasına uğrarım.
Gençliğin en heyecanlı çağları, zihnimde işgal var.
Güçlüymüşüm, düşüncelerin bu pervasız işgalini bastıracak gücüm varmış.
Detayları birer birer kaldırıp fırlatabilir, abartmadan da yaşayabilirmişim.
Hayat bu kadar düşünmeye değmezmiş.
Ve daha duymak istemediğim, binlerce tavsiye sürüsü…
Affınıza sığınmayarak, Tüm tavsiyelerin kafasını kırabilirim, verilen akılları çöpe atabilirim.
Sorulmadan verilen cevapları, istenmeden verilen akılları, her günü doldurduğunuz eğlence oyunlarını buruşturup çöpe atsam kusura bakar mısınız?
Baktığınız kusurları tablo niyetine duvarıma assam, karşısına geçip kahve içsem ayıp etmiş olur muyum?
Ettiğim ayıbı buzdolabına yapıştırsam annem kaldırıp atar mı ?
Lüzumsuz meraklarımı çekyatın altında biriktirip, en lüzumsuz zamanda çıkaracağım. Yırtık bez çantamın içine atıp, İstanbul’un kalabalık sokaklarında içlerinden en kabasını ve yıllardır kimseye göstermediğim o merakı birinin yüzüne fırlatacağım: “Siz aptal mısınız?”…
1 note
·
View note
Text
Biraz oturalım, konuşmasak da olur. Karşımda kalbin olsun, kalplerimiz karşılıklı olsun… eminim iyi gelir yorgunluğumuza.
2 notes
·
View notes
Text
Şiirlerim var, besmeleyle başladığım çok da ahenkli sayılmayan, Kafiyesiz redifsiz şiirler. Az buçuk anlam taşıyan, kurallara uymayan şiirler. Mümkün mü bu hengameyi kafiyeye sığdırmak? Dünyayı redifle yönetmek? Aruzun, hecenin ardına gizlemek hisleri? Mümkün mü ahenkle anlatmak en kızgın duygularımı? Savaşmak kelimelerle, harflerin dışına çıkamamak...
çöl kumlarından kaleler yapmak mümkün mü? Çeşmelerden şiir doldurmak testilere, ruhsuz kimseleri yok etmek mümkün mü? Peki ya Ruhsuzlara ruh toplamak sadaka niyetine ? Ya Bakıp da görmeyen gözlere bir görüş vermek mümkün mü? duyup da dinlemeyen kulakları, Durmadan atan fakat hissetmeyen kalpleri ne yapmalı? Bir torbaya koyup dönüştürmeli mi? Eskiciye mi satmalı yoksa ? Susmayan dillerimizi, gürültülü yaşamlarımızı, sevimsiz yüzlerimizi hepsini fırlatıp atmalı mı? Sorularım sorulacak olgunlukta değil henüz, sözlerim muhatab alınacak kadar afilli değiller. Ve ben bu heyulayı taşıyacak kadar güçlü değilim. Direncim kırık, kanadım yok. Birkaç kelimem var yalnız, bir de ben varım yani var olduğumu söylerler dostlarım...
1 note
·
View note
Text
Biz fikri temiz çocuklardık,
Aklımıza girdiler, fikrimiz bulandı.
İyi gençlerdik,
Bir gayemiz vardı sonra.
Haramı sevmezdik, öfkeli ama sevgi doluyduk.
Kanmazdık yalan sözlere.
Utanç belirirdi yüzümüzde, özgüveni iyi utancı yüksek çocuklardık.
Aklımıza girdiler, utancı aldılar içimizden.
Ruhumuz vardı hem,
Kirlenmemiş bir ruhumuz.
Sonra büyüdük, biz büyüdük içimizde ne güzellik varsa küçüldü.
Dünyayı büyüttük içimizde, kandık belki kandırdık.
Dünya bizi de içine aldı, biz dünyayı kabullendik.
Sevgiyi nefse mağlup ettik.
Muhabbetin yerine koyduk hikayeleri.
Her ağızdan çıkan saçmalıklar, bizim de ağzımıza dolandı.
Büyüyecektik, hiçbir şey olmazsa tertemiz Büyütecektik fikrimizi...
İrademizi ellerimizle teslim ettik, ne idüğü belirsiz duygulara.
Aşk dediler, kurtaracak yeryüzünü
Nerde bir saçmalık varsa aşk dedik adına.
Güzel çocuklardık, çirkinleştik git gide.
Ne oldu bize? diyorum ya Aklımıza girdiler.
Önce aklımızı, sonra yüreğimizi aldılar.
Biz de seve seve verdik, tüm sözleri unutup.
Ahdimizi bozduk, bir derdimiz vardı unuttuk.
Bir meselemiz vardı dünyayla, bıraktık bir kenara.
Hoyratça eğlenmeyi, her şeyi tüketmeyi öğrendik.
Ne mazlumun acısını hissettik, ne gazabımız arttı zalime.
Oysa bilirdik eskiden, tüm dertli coğrafyaları.
Ahlarımız dünya içindi.
Allah'a yakarışlarımız vardı, yardım et deyişlerimiz.
Ne yakarış bıraktılar bizde, ne bir nebze öfke zalime.
Ne dava, ne gaye kaldı elimizde.
Seve seve girdik, bu çukurun içine.
Ne tarih kaldı, ne fikir.
Ne düşünce, ne hürriyet aşkı.
Hepsini attık çöpe, şimdi o çöpü karıştırma zamanı.
Attıklarımızı geri alma, Ahdimizi yenileme zamanı :)
Sevgiyi nefsin elinden alma zamanı.
2 notes
·
View notes
Text
Ben çok anlamam yaşamaktan, ne öğrendiysem o. Bazen bir doğrunun içine onlarca yanlış sığdırırım, Bazen yanlış dediğim, doğrunun ta kendisidir.
Çoğu kez hayaldir gerçek sandıklarım, hayal sandıklarım ise gerçek.
Aklım bir karara varamaz Bazen, Bazen binlerce karara varır çıldırmışcasına.
Bazen sever yaşamayı bir çocuk cıvıltısı gibi, Bazen kaçar yaşamaktan.
Bazen bir mezarlıktır, Bazen festival.
Nedir alıp veremediğim benim bu insanlarla ve dünyayla, ya da nedir bu alıp veremediği insanların benimle.
Tüm insanlık kutsaldır gözümde Bazen,
Bazen tüm insanlığa yazıklar ederim.
Kuşun ötüşüne çocuğun sesine sığınırım Bazen.
Çoğu zaman Allah'a, Çoğu kez Allah' a. Hoş çocuğu ve kuşu da sığınalım diye yaratmadı mı Allah?
Düşünmeyi uykuya yeğlerim geceleri.
Gündüzleri avareliktir mesleğim.
Bir fikri bulur saklarım geceye dek, sonra çıkarırım ortaya, herkes uyuyunca başlar vazifem.
Allah'a karşı gelmek değil haşa ama ben tersine yaşarım hayatı.
Ne uyurum geceleri, ne çalışırım sabahları. İşte böyle bir sarhoşluk , ve delilik benimkisi.
1 note
·
View note
Text
Ellerim bilmez çiçek tutmayı,
Gözlerime hiç bakılmadı sevgiyle.
tütün dumanından başka bir şey solumadı ciğerlerim.
Koklamayı da bilmedim hem çiçekleri.
Yaşlanmak dediler adına, anayı babayı, yâri evladı unutmaya...
Hoş hatırlamadımya zaten ömrüm boyunca.
Ne evlat bastım bağrıma, ne bir yâr elinden tuttum.
Ne anamı öptüm doyasıya, ne babama bir merhaba dedim.
Kaderini yaşadım Anadolu'nun, dediler yaptım.
Büyüğü saydım da sevemedim adam akıllı.
Babalar serttir Anadolu'da, Analar çileli garip.
Çocuk bihaber çocukluktan, eşler eşlerinden muzdarip.
Ne yaşamışım bu hayatı, ne hayatın haberi var.
Öyle geçmişim toprağın üstünden, şimdi öyle gireceğim toprağın altına.
Elimde bir çiçek, tüm yitirdiklerimin ruhuna...
Yârime, evladıma, anama haa bir de bana...
1 note
·
View note
Text
Selam diyorum, ince ve kırılgan hatta yorgun bir selam.
Düşünüyorum, bana dayatılan tüm bu yaşam tarzlarını elimin tersiyle itiyorum.
Niyetim farklı olmak değil, bir niyetim var mı onu da bilmiyorumya neyse...
Ama bir niyet arıyorum, niyet etmeliyim yaşamaya aramaya ve bulmaya. Gülmeye ve güldürmeye niyet etmeliyim. Amellerim niyetlerime göredir benim inancımda, ve kişiye niyet ettiği şey vardır.
Hayra niyet ediyorum, niyetim pek samimi gelmiyor olacak ki, hayrı bulayım derken şerrin tam ortasında buluyorum kendimi.
Hayırlara vesile olayım diye niyet edip, şerlilerin en şerlisi oluveriyorum.
Sığınacak limanlar, yaslanılacak omuzlar, saklanılacak yerler... hepsi birer hayal, hepsi birer serap, hepsi birer gölge gibi geliyor bana
Orada duran tüm yalancı sığınaklar, bir uzatsam elimi hepsi yok olacaklar.
Bunu biliyorum, niyet ediyorum: Rab'dan başka sığınak olmadığına. Buna inanmaya, ve böyle yaşamaya niyet ediyorum.
Amelim niyetimi yalancı çıkarıyor, her seferinde yalancı çıkıyorum. Yine de niyet ediyorum ben, hiç etmemiş gibi ilk defa edermiş gibi niyet ediyorum...
1 note
·
View note
Text
Tüm bu bilinen zamanların dışında bir zamanda yaşamak isterdim. Ne ilk çağ ne orta çağ ne modern çağ.
Çağlara ayak uyduramıyorum, kural tanımaz asi bir ruha sahip olduğumdan değil. "Ben bu çağın insanı değilim" klişesinden de ileri gelmiyor bu isteğim.
Depresif bir ruh haliyle de alakası yok.
Kendi zamanımı kendim çizmeye çalışıyorum, ama buna engel olan mecburiyet isimli bir prangam var.
Bu pranga hepimizin ruhunda değil mi zaten?
Mecburiyet hepimizin illeti değil mi?
Kurtulabilen oldu mu mecburiyetlerinden? Kaçabilen var mı ruhunu kemirip duran şu mecburiyet dünyasından?
Bir cevap aradım yıllarca, verilen cevap hep aynıydı "cevap benim içimde" sonra anladım bir varış mümkün değil bu dünyada, bu dünya sorular dünyası. Biz kendi sorularımızın mahkumuyuz, biz daima sormaya ve daima aramaya geldik.
Aradığımız bir hakikat var, bulup bulup kaybettiğimiz bir hakikat.
Bulduğumuzu sandığımız, ve yanıldığımız bir hakikat...
1 note
·
View note
Text
Savurganlığımın bedelini ödetti Rab bana.
Ruhum savurmaktan mecalsiz kaldı.
İsraf ettim, tüm duyguları
Şimdi bana yalnız acı ve hüzün kaldı.
1 note
·
View note
Text
Seni anlayamam, sen anlaşılmaz bir insansın. Ama seni severim, sen sevilesi bir insansın.
1 note
·
View note
Text
Yazalım küçük sitemimizi her toprağa her taşa.
Geldik işte gelinecek son yaşa
Gönlümüzde hep o buruk arzu; dolaşmak vatanı bir baştan bir başa...
3 notes
·
View notes
Text
Açmak için seheri bekleyen gonca,
Dinle! Bu figanım sanadır.
Bekledim o seheri ömrüm boyunca,
Göremedim açıldığın sabahı
Anladım ki senin nazın yalnız banadır.
2 notes
·
View notes
Text
İyi bir kul olmakla iyi bir insan olmak aynı şey midir sizce ? (İslam dinine mensup olan insanlar için bu soru) bazen iyi bir insan olmak için iyi bir kul olmayı atlıyoruz. Bazen her ikisi de olamıyoruz, ve en acısı bunun farkına bile varamıyoruz... bazen iyilikte yarışalım diyoruz, iyilikte yarışırken bile kötülük ediyoruz. O yarışta birinci olmak için diğerlerine çelme takıyoruz... bir şekilde birinci oluyoruz, daha doğrusu olduğumuzu zannediyoruz. Avunuyoruz, avutuluyoruz. 'Sen çok iyi bir insansın' sözleri bize yeterli geliyor, ne de olsa iyiyim deyip kulluğu gözardı ediyoruz. Ama 'ben bu iyilik yarışında kimlere çelme taktım?' Diye samimiyetle düşünmüyoruz. Sonrası buhran, günden güne ve sessizce terkediyoruz insanlığı. Seyahat lazım bize ama içimize... içimizdeki eksiklerin fotoğrafını çekip panomuza asmalıyız, bakıp bakıp 'işte sen eksiksin, ve hep yanılırsın' demeliyiz... (bunların hepsi işin bencesi, yoksa ben bilirkişi değilim.
#edebiyat#öğretmen#hayat#kulluk#islam#dinler#insanlık#insanlar#sevgilerimle#dostluk#kardeşlik#vatan sevgisi#memleket
1 note
·
View note