meltemboyaci-blog
meltemboyaci-blog
Meltem N. Boyaci
38 posts
Yeni Medya / dpr-barcelona
Don't wanna be here? Send us removal request.
meltemboyaci-blog · 11 years ago
Text
Tasarımla Aranız Nasıldır?
Tasarımla nasıl ilgilimisinizdir?
İç mekan tasarımları hoşunuza gider mi?
Evimi nasıl tasarlarım diye soruyorsanız size altıncıcadde'yi önerebilirim. 
    Tasarım, aslında insanların günlük yaşamlarında farkedemeselerde önemli bir yere sahiptir. İster bir hastaneye gidin ister evinizde olun, ister bir kafede kahve için kendinizi rahat hissedebileceğiniz huzurlu olacağınız bir ortamda olmak istersiniz. Bu yüzden de iyi tasarlanmış bir mekan içinizi karartmamalı sizi boğmamalı aksine rahatlatmalı. Bu yüzden  de seçimlere dikkat etmeliyiz. Örneğin Barselona'da insanlar evlerinde fazla vakit geçirmez sürekli  dışardadırlar ve kafe tasarımlarında en ince, en küçük noktaya kadar düşünüp öyle tasarlamışlar. Bir kafe içinde güzel tasarım demek müşteri çekmek demektir. Çünkü bir kafeye girmeden önce menüsünden çok ortamına bakarsınız nasıl diye. 
Tumblr media
Bu Barcelona'daki bir kafenin tasarımı. Kafe dışarıdan bakılınca çok küçük gibi gözüksede içine girince bambaşka bir dünyaya açılıyorsunuz her bölümünde farklı bir hava var wc'den tuttunda çocukarın oynaması için yaptıkları oyun alanına kadar. Kafe sahibi foto çekimine izin vermediği için ancak bunu çektim ve paylaşabiliyorum sizinle. Ne kadar rahatlatıcı, huzur verici değil mi?
Geçenlerde Altıncıcadde isimli bir siteyle tanıştım ve tasarımları çok hoşuma gitti. Evinize koyacağınız koltuktan tutunda kulaklık tasarımına kadar herşeyi düşünmüşler. Fransız Klasiği olan tasarımları ilk gözüme çarpanlardandı o yüzden onu paylaşmadan edemeyeceğim. Ahşap bence nerde olursa olsun şıklığı sağlıyor. İster evinizde, ister bahçede, istersenizde bir cafede olsun. Daha doğalmış gibi.
Tumblr media
  Sizcede bu Bir Fransız Klasiğini nereye koyarsanız orası güzelleşmez mi? Sehpanın üstünde yeni yapılmış bir Türk kahvesi ve karşınızda arkadaşınızla sohbet ettiğinizi düşünsenize. Ne kadar güzel olurdu değil mi?
Tumblr media
Hmmmm.... İşte bu da kahve keyfi...
0 notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Photo
Tumblr media
If the city no longer represents the system but becomes the system itself, as Archizoom proposed more than fifty years ago, how can we avoid to get lost in representation and start understanding the systemic fails we’re living to react in a proper way?
From Housing the Remnants of Capitalism
36 notes · View notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Text
#direngezi
Tumblr media
    "Taksim Gezi Parkı yayalaştırılması ve parktaki ağaçların sökülmesi üzerine başlayan bir eylemdir. Ağaçların sökülmesini istemeyen vatandaşlar gündüzleri eylem yaparken, geceleri de nöbet tuttu. Taksim'e gelemeyen vatandaşlar ise kendi mahallelerinde tencere ve tavalarla sokağa çıkarak uyumadıklarını gösterdiler. Bir çok devlet adamının, sanatçıların ve halkın katıldığı seslerini dünyaya duyurdukları bir protestodur."
Creativist sitesinde #direngezi adlı kitabımı yeniden düzenledim ve yayınladım. Bu linkten ulaşabilirsiniz : #direngezi on Creatavist 
Kindle'a, tablet pc'lere ve bilgisayarınıza indirebilirsiniz. 
1 note · View note
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Link
Rami Kuru Gıda Hali Taşınıyor...
http://openurban.com/index.php/RAM%C4%B0_KURU_GIDA_HAL%C4%B0_TA%C5%9EINIYOR
0 notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Video
0 notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Text
TAKSİM GEZI PARKI İLE İLGİLİ MİMARİ YAKLAŞIM (RÖPORTAJ)
Tumblr media
www.arkitera.com
Mimar Yelta Köm ile birlikte yaptığımız Taksim Gezi Parkı hakkındaki röportajımız;
1.     Gezi parkı için nöbet tutan insanlar oraya çadırlar kurdu. Çadır mimarlık tarihinde basit bir ev olarak görülsede Taksim gezi parkında kendi evleri gibi benimsedikleri önemli bir mekan oldu ve kendileri için önemli mekanlar yarattılar. Ayrıca döşeme unsurları, ahşap, branda, ip, kasa, inşaat malzemeleriyle kurulan mimari strüktür yerleşik yapı ve makansallık fikrini yeniden sorguluyor mu?
*Gezi parkı bize çok şey öğretti. Söz konusu çadırlar en başta standart
çadırlar gibi görülsede gün geçtikçe daha farklı ve yaratıcı metotlarla yeni strüktürler oluşmaya başladı. Bu yeni strüktürlerin bize geleneksel anlamda alışkın olduğumuz mimar figürünü ve mimarlığı sorgulatma şansı
verdi. * * * *Bir tasarlanma eylemi yoktu desem haksızlıklık etmiş olurum ama orda
yerinde bir mimarlık eylemi vardı. Orda yerinde üretilen ve düşünülüp eyleme geçen bu eylem mimarlığı, kullandığı malzemelerin de doğasından ötürü yerleşik yapı dediğimiz durumu sorgulatıyor. Herkesin kendi mimarlığını yapabileceğini, artık mimarlığın mimarlara ihtiyacı olmadığını bile söyleyebileceğimiz durumlar doğuruyor. Bizim artık mimarlığı yeniden
tanımlamamız gerekiyor belki de.*
2. İnci Pastanesi ve emek sineması yakın zamanda yok edilen ardından gezi parkının yok edilmeye çalışılması oranın başta Topçu kışla yapılacağı denmesi ama sonradan Avm yapılacağı söylemleri tarihi dokuların, yapıların yıkılıp yerine  modern yapı gelmesi mimarlık açısından nasıl bir öneme sahip? Bugün bir ülkeye, şehre gittiğimizde mimarı yapısını inceleriz, eski ve yeniyi karşılaştırırız. Burda ise mahal yapılar yok edilince karşılaştırma olarak zayıflıcakmıyız. Ne düşünüyorsunuz?
*Tarih ne kadar geçmişte takılı kalmamız gerekn bir durumsa, bu tip
projelerin tarihi silecek gibi sorgulanması da soru işaretleri doğuruyor. Kentlerin belleği vardır demek çok naif ve romantik bir söylem olarak kalacaktır. İnsanların bellekleri vardır ve bu bireysel noktasal bellekler,
kolektif olduğuna inandığımız bir büyük bellek inşa ederler. * * * *Mesele tarihi dokunun yerine modern yapı gelmesi değil kısacası, mesele
daha çok bu süreçlerin içeriği. Modern yapı, tarihi yapıya karşı değildir. Bu örnek yapılar yok edilince karşılaştırmamızın zorlaştırıp zorlaştıramayacağımızı bilemiyorum. Benim önemsediğim katmanları okuyabilmektir ve bu katmanları okumak için nasıl karar mekanizmaları kurulduğu. Sonuç bir kent kenttir, içerisinde yaşayanların oluşturduğu, toplumsallığın baskın olduğu bir alandır. Yüceltilecek herhangi bir şey,
kimyası tutmadıkça unutulacaktır.* * *
3. Gezi Parkı direnişi bir anti inşacı fikri doğurmuştur. Bu direniş tarihçiler, sosyologlar, kent bilimcileri, mimarlık ve diğer bir çok alanda yeni araştırma fikrine ilham kaynağı olmuştur . Peki sizin alanınızda nasıl bir düşünceye kaynaklık etmiştir?
*Anti-inşacı fikirden emin değilim, çünkü gezi bence “yeniden tekrar
birlikte inşa” fikrini doğurmuş durumda. Gezi direnişi bir arada üretilebilirliği, konuşulabilirliği, karar alabilmeyi gösterdi. Gezi ile değişmemek mümkün değildi, gezi bildiğimiz çoğu paradigmanın değişime uğradığı bir deneyim oldu. Mimarlık da tabiki bundan nasibini aldı diyebiliriz, artık insanlar kentlerini ve çevrelerini daha çok önemser oldu. Bu büyük bir fırsattır, artık kamusal alan herkesin katılımıyla inşa
edilme şansına sahiptir.* *Kentsel alandaki mimarlık ve inşa eylemlerinin bireysel aktörlerin ve
karar vericilerin elinde olamayacağını, katılımcı ve şeffaf süreçlerle
kurgulanması gerektiğini göstermiştir.*
0 notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Text
Gazeteci Deniz Ergürel ile Taksim Gezi Parkı Hakkında Yeni Medya'ya Dair Röportaj
Tumblr media
1.            Taksim Gezi Parkı’nda 27 Mayıs 2013 günü duvarın yıkılması ve ağaçların sökülmesi üzerine halk ayaklandı. Gezi Parkı’nın yıkılmasını istemeyen kişiler sosyal medya ile bunu duyurdu ve 27 Mayıs gününden sonra daha çok kişi Taksim’e geldi. Başka şehirlerde kendi şehir meydanlarında eylem yaptılar. Bu durumun sosyal medya’da yayılmasını nasıl görüyorsunuz?
  Türkiye son yıllarda internet erişiminin hızla yaygınlaştığı bir ülke. 36 milyondan fazla internet abonesi var. Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye aynı zamanda sosyal ağlarda da çok aktif. Facebook’ta 32 milyon, Twitter’da ise yaklaşık 11 milyon Türkiyeli kullanıcı olduğu biliniyor. Böylesine yüksek internet ve sosyal ağ kullanımının olduğu bir ülkede olayların Twitter, Facebook gibi mecralarda yayılması da kolay oluyor. Buna bir de toplumda yükselen çevre hassasiyeti ve siyasi tepkileri eklediğinizde bu sonuç kaçınılmaz. İnsanlar fikirlerini veya protestolarını ifade etmek istediklerinde artık ellerinde sayısız araç var.
2.             Polis  bazı zamanlar Taksim’e çıkan yolları kapattı veya polisin müdahale ettiği yerleri orada bulunan kişiler hemen akıllı telefonlarıyla sosyal medya da paylaştı ve daha fazla kişinin canının yanmasını önledi. Akıllı telefonlarla bu hızlı bir şekilde yayıldı eskiden olsa aynı durumda ne olurdu? Neler düşünüyorsunuz?
  Eskiden bu kadar aktif bir bilgi akışının olmayacağı kesin. Belki eylemciler kendi aralarında ağızdan ağıza haberleşirlerdi (word of mouth) ama teknoloji ve internetin kullanımı ile birlikte bu haberleşmeyi daha açık, daha şeffaf ve daha hızlı yapabilme kabiliyetine kavuştular. Teknoloji ve sosyal medya, toplumsal olaylarda insanların sesini yükselten bir amfi görevi üstleniyor. 
3.              Akıllı telefonlar, internet artık hayatımızın bir parçası oldu. Taksim Gezi Parkı üzerinden gidersek bu cihazlar hayatımızdaki konumu ve önemi nedir?
  Uluslararası Araştırma şirketi Nielsen’in yayınlamış olduğu bir rapora göre 2013 yılının başında Türkiye nüfusunun yüzde 19’u akıllı telefon kullanıyor. Bu yaklaşık 15 – 16 milyon akıllı telefon demektir.  Yapılan araştırmalara göre özellikle son yıllarda alınan 10 telefonun 7’si akıllı telefon özellikli. Bu telefonların en önemli özelliği, haberleşme, iletişim, bilgi alma, eğlence, finans vb. sayısız alanda kullanılabilmesi. Artık bu telefonlar nüfus cüzdanımızdan daha değerli hale geldi. 
4.             Tablec Pc , akıllı telefonlar ve sosyal medya özellikle  facebook ve twitter da daha hızlı bir iletişim ve haberleşme durumu yaşatıyor. Bunu bizim için iyi mi kötü mü görüyorsunuz? Taksim Gezi Parkı sosyal medyaya yayılmasaydı bu kadar ses getirir miydi, bu kadar katılımcı olurmuydu?
  İletişimin hızlanmasını genel olarak olumlu buluyorum. Ama bunu bireylerin kullanım şekline göre ayrıca değerlendirmek gerekir. Teknoloji ve internet sayesinde bilgiye erişmek “demokratikleşti” ama aynı şekide iftira, yalan haber, nefret suçu gibi kavramlarda bu “demokratikleşmeden” istifade ediyor. Doğru bilgiye erişim kolaylaştığı gibi, yalan haberlerin paylaşımı da kolaylaştı. Her ne kadar zaman içerisinde yalan haberlerin ortaya çıkması mümkün olsa da, bunun yıkıcı etkilerini göz ardı edemeyiz. Çünkü bilgiden çok bir algılar çağında yaşıyoruz.
  Gezi Parkı olaylarını yaygınlaştıran en önemli etkenlerden birisi sosyal medyaydı, bu yüzden sosyal medya olmasaydı bu olaylar da o kadar ses getirmeyebilirdi diyebiliriz. Ama bu olaylar sadece sosyal medya sayesinde oldu anlamına gelmemeli. Tarih boyunca her zaman sosyal hareketler olmuştur. Toplumsal çatışmalar, sokak hareketleri her zaman vardı fakat sosyal medya bunları daha görünür hale getirdi.
5.             Eylemin ilk başladığı zamanlarda ben son gelişmeleri öğrenmek için sosyal medya hesaplarımı açıyordum. Televizyonu değil. Hem televizyonda haberi pek yoktu hemde sosyal medya  kadar hızlı değildi. İstediğim her an sosyal medyadan gelişmeleri takip ediyordum. Eski ve yeni medya olarak bunu nasıl görüyorsunuz?
  Yeni medya dinamiklerinin henüz yeterince anlaşılamadığını söyleyebiliriz. Sosyal ağlar ve internet sayesinde artık haber anında üretiliyor ve tüketiliyor. Bugün acaba ne olmuş diye ana haber bültenlerini izlemeyi veya dünün haberlerini gazeteden okumaı bıraktık. Önce olayları duyuyor daha sonra bu olayların detayını anlamak üzere televizyon ve gazetelere yöneliyoruz.
  Gezi Park’ı olayları özelinde düşünürsek televizyonların bu olayları görmekte geç kalmasının ciddi bir hata olduğunu düşünüyorum. 
6.             Bakanların ve vatandaşlar Taksim Gezi Parkı olaylarından sonda daha da etkileşim halinde oldu. Bunu nasıl buluyorsunuz? Ayrıca sosyal bir alanda yapılan görüşlerin atılan tweetlerin sorgulanmasını, davalık edilmesine ne diyorsunuz?
  Sadece fikir ve görüş bildirmek için atılan tweetlerin dava konusu yapılmasını kabul edemiyorum. Bir fikri sevmeyebilirsiniz ama bu o fikre dava açmayı gerektirmez. Ama ortada bir suç itirafı varsa veya bir kişi veya kuruma karşı ağır hakaret veya iftira sözkonusuysa ancak o zaman hukuki yollara başvurulabilir. Artık sosyal medya kullanıcılarının da yazdıklarından sorumlu olduğu bir dönemdeyiz. 
7.             Taksim Gezi Parkı’nda medyanın rölü neydi? Görevini yerine getirebildi mi sizce?
  Gezi Parkı olaylarının özellikle ilk bir kaç gününde medyanın görevini iyi yapamadığına inanıyorum. Bir tarafta olayları neredeyse hiç görmeyen bir medya, dğer taraftan da çok manipülatif ve kitleleri sokağa dökmek isteyen yayınlar vardı. Oysa olması gereken bu ikisinin ortasında bir yerdeydi. Malesef Türkiye’de bunun eksikliğini yaşıyoruz. Bu alanda ciddi özeleştiriler yapmak gerek. 
8.             Taksim Gezi Parkı süresince yeni medyanın önemi nasıl anlaşıldı?
  Normal bir günde Türkiye’de 9-10 milyon tweet atılırken. Gezi Parkı olayları süresince bu rakam 15 ile 27 milyon arasında değişti. Buradan şunu anlıyoruz ki yeni medya dediğimiz kavram artık toplumsal bir realitedir. İnsanlar konuşmak istediklerinde, fikirlerini ifade edebilecekleri sayısız mecra var. 67 milyon cep telefonu aboneliğinin, 32 milyon Facebook, 11 milyon Twitter kullanıcısının olduğu bir ülkenin de zaten kapalı olması beklenemez. Özellikle genç nüfusun kullandığı yeni medya artık hem bir içerik üretimi, hem de paylaşım ortamına dönüştü. 
0 notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Link
6 notes · View notes
meltemboyaci-blog · 12 years ago
Text
#direngezi
Tumblr media
  27 Mayıs 2013'te Taksim Gezi Parkı'nda bir kaç ağacın sökülmesiyle ve bir duvarın yıkılmasıyla başlayan eylemdir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı'nın yıkalacağı ve yerine alışveriş merkezi yapılacağı üzerine halk Taksim'e çıkmıştır. Ardından başbakan Türkiye'de hotel ve müzenin az olduğunu söyleyerek oranın Avm değilde müzeye, hotele dönüştürüleceğini söylemiştir. Halk ise kendine ait olduğunu düşünen bu alanı yıktırmak istemiyordu. O yüzden de Gezi Parkı'na çadırlar kurmuş gündüz eylemlerine devam ederken, geceleri de nöbet tutuyordu. İlk başlarda kitap okuyarak başlayan eylem, polislerin tomalarla tazyikli su sıkması ve gaz bombası atması üzerine eylem daha da büyüdü. Türkiye'nin bir çok ilinde Taksim için eylem yapıldı. Taksim'e çıkamayan insanlar mahallelerinde tencere ve tavalarla geceleride uyumadıklarını gösterdi. Eylemciler sosyal medya da yankı uyardı. Facebook ve twitterdan haberleşti. Eylemin başladığı sıralarda yerel televizyon kanalları Taksim Gezi Parkı'nın haberini yapmadı. Sadece Halk Tv canlı olarak sürekli yayın yaptı. Kişiler Gezi Parkı ile ilgili haberdar olmak için sosyal medya hesaplarını açtılar. Ayrıca eylemler sırasında polislerin müdahaleri sırasında ölenler oldu ve öldürenler tutuksuz yargılandı. Tomaların ve polislerin orantısız güç uygulaması üzerine yaralananlar oldu. Tıp öğrencileri gönüllü öğretmenlik yaptı. Avukatlık okuyanlar Gezi Parkı eylemleri sırasında tutuklananlar için gönüllü avukatlık yaptı. Veterinerler gaz bombasından ve kargaşadan etkilenen hayvanlar için gönüllü doktorluk yaptı. Eylemciler arasında bir paylaşma, twitterdan haberleşme söz konusuydu. 
Gezi Parkı hakkında politik,ekonomik, mimari, kamusal alan, sosyal sorun, medya ve yeni medya üzerine bir araştırma yapıp bir e book yazdım. 
Başlık : #direngezi
Yazar : Meltem Nermin Boyacı
Tarih : 28 Haziran 2013
Format : e book
Yayım : dpr-barcelona
DOWNLOAD Bu e-book'u indirebilirsiniz tablet için, Iphone, Ipad'ten bu linki takip edebilirsiniz:  https://www.dropbox.com/s/ai0mf812afry2al/%23direngezi%20-%20Meltem%20Nermin%20Boyaci.epub
6 notes · View notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
içerik
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
dergi kapağı
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
dergi kapağı
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
CV
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
facebook
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
0 notes
meltemboyaci-blog · 13 years ago
Photo
Tumblr media
sayfa2
0 notes