melodrammaa - Tumblr blog

[melodrammaa]

“Doğuştan kibirliliğe çoğunlukla gevezelik ve doğuştan hilekarlık eşlik eder. Bu kişiler düşünmeden konuşur ve eğer savlarının yanlış olduğunu, haksız olduklarını fark ederlerse, durum bunun tam tersiymiş gibi görünsün isterler. Gerçeğe olan ilgi itici güç iken, şimdi yerini kibrin ilgisine bırakmıştır.”

— Arthur Schopenhauer, Eristik Diyalektik

[melodrammaa]

Cennet isteyen çocuk yetiştirsin. Cihad etmek isteyen, yan odadaki çocuğuna sahip çıksın; Sopayla değil Nuh aleyhisselam'ın sabrıyla..

| Nureddin Yıldız

[melodrammaa]

Cennet isteyen çocuk yetiştirsin. Cihad etmek isteyen, yan odadaki çocuğuna sahip çıksın; Sopayla değil Nuh aleyhisselam'ın sabrıyla..

| Nureddin Yıldız

[melodrammaa]

Müslümanlara tacizci veya hırsız diyenlere bir teklifim var:

Zina edeni recm edelim. Hırsızlık yapanın elini keselim. Var mısınız?

Şevki Karabekiroğlu

[melodrammaa]

[melodrammaa]

[melodrammaa]

[melodrammaa]

Same Energy

[melodrammaa]

sen cinsel bir objeden fazlasısın !

[melodrammaa]

Selamun aleyküm pek değerli insanlar. Analiz yazmadığım dördüncü hafta olacaktı ki, geldim.

Bu kitabı baya yıprattım. Bu kitabı okuduğum hafta(lar) ben de fazlasıyla yıprandım, neyse konumuz bu değil. Konumuz, Filistinli Kassam Komutanı Abdullah Galip Bergusi. Bergusi olmadan evvelki Abdullah Cemal. “Kassam komutanı” deyince aklınıza ne geliyor nasıl biri canlanıyor bilmiyorum ama sanki böyle dünyadan tamamen uzak, bizim günlük veya hedefî yaptığımız şeyler onların yanından bile geçmez gibi değil mi? Değil.

Bu komutan bir mühendis. “Sen buraya 2050-2100'lerden zaman makinesiyle mi geldin?” diye sorulan bir mühendis. Kızının mektubu üzerine karanlık bir hücrede bu kitabı yazmaya başlamış. Kızına mektup şeklinde hayat hikayesini anlatıyor ve “sevgili kızım, koruyucu meleğim” diye hitap ediyor sık sık. İsrail yönetimi 67 kez müebbet ve 5200 senelik hapis cezası vermiş, bu nasıl ruh hastası bir yargıdır?

Çok dolu bir hayat okudum. Yanlışıyla doğrusuyla, dopdolu bir hayat. Yani sen duruyorsun, ama koşan birileri var. Sen susuyorsun, konuşan birileri var. Sen boş beleş takılıyorsun, yorulan birileri var. Sen köşene çekilip etliye sütlüye karışmam bana ne diyebiliyorsun, ama aynı zamanda senin olan dava için ölen birileri var. Yani birkaç yüz kilometre uzakta diye mi bu kadar rahatız hep beraber, bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Dert bile edinmiyoruz artık. Bu çöküşümüzün kaçıncı aşaması onu da bilmiyorum. Neyse aslında hep duyduğumuz benzer ya da etkisiz sözler söylemek istemiyorum.

Kuveyt'te doğan Abdullah Bergusi, damarlarında Filistin kanı aktığını öğrenince bütün hayatı değişiyor. Hayatını siyonist devletin yaptığı zulümleri engellemeye adıyor. Yolu birçok ülkeden geçiyor. Dört dil biliyor. Vesaire. Bir sürü şey.

Her Müslümanın içinde Kudüs sevgisi vardır, az veya çok. Şiddetli veya pasif. Ama bu kitap benim içimdeki o küllenmiş sevgiyi şiddetli hale getirdi. Gerçekten bu benim davam. O şehir benim şehrim. Orada namaz kılan peygamber benim peygamberim. Aleyhisselatu vesselam. O mescid benim mescidim. Orada inen emir yani namaz, benim ibadetim. Belki de Kudüs'e yakın olmanın ilk yolu namazları hiç aksatmamak ve çok daha düzgün kılmaktır? Hani hep acılar görünce “elimden bir şey gelmiyor ben ne yapabilirim ki” diyoruz ya, ilk hedefimiz bu olsa? Yani bir Müslüman olarak namazımızı kabul olacak aşamaya getirmeye çalışsak. Kıldım bitti rahatım değil de, namazda dinlensek? Yıllar önce bir yazı okumuştum ve cümle böyle olmasa da “namazlarınızı süsleyin” diyordu bir nevi. Yani yeni sureler ezberleyin, bugün ikindi namazında ilk defa bu sureyi okuyacağım diye heyecanlanın. Gibi gibi.

Konu dağlar bayırlar aştı nereden nereye geldi, ama bunların hepsi bir bütün. Bu bütünün neresindeyiz? Bu çağ… bu çağ… bu çağ… sorsan kimse bu çağın insanı değil. Öyleyse bu avmleri dolduranlar kim? Mesela ben. (oo, sert tokattı) Her şeyden bi bıkma dönemindeyim, her şey bi anlamsız, bi garip, bi değişik, hayatımın “aman be” kısmındayım. Bi üflesem dağılıp gider, ama üflemek de istemiyorum. Gelir geçer, çok da mühim değil. Siz yazıda güzel bir nokta gördüyseniz oraya odaklanın, ne zırvalamış bu demeyin rica ederim. Çok tutarsız yazıyorum dimi? Kusura bakmayasınız.

Velhasıl, hep duyduğumuz olayları yaşayan kişiden dinlemek isterseniz okuyun. En başında, kitap Türkçe’ye çevrilince yazarın Türkiye’deki kardeşlerine hitaben yazdığı önsöz de bulunuyor. Allah kendisinden razı olsun ve özgürlük nasip etsin.

Herkese selam, analiz yazmaya hasret.  Sevgiler.

@okuyorumla 

[melodrammaa]

V

[melodrammaa]

Yıldızları Tek Kelime İle Tanımak… Onlar gideli çok zaman oldu, O ve O’nun arkadaşları.. Ve takip edenler.. Biz ise burada çaresiz ve yalnızız, Dua ediyor ve bekliyoruz ümitle.. Geri dönüp, gittikleri kutlu yere Bizi de götürsünler diye… 

[melodrammaa]

Haşv ü hâşâk ile doldurma kalbi mâsivâdan geç.

[Çer-çöp ile doldurma kalbini; ma-sivayı terk et. Kalp Allah evidir; başka sevgiye yer vermek doğru değildir; hane sahibine hıyanet olur.]

[melodrammaa]

[melodrammaa]

Üç sıkıntı ve üç çözüm:

1. Şehvet düşkünü olduğunu düşünüyorsan, namazla münasebetini gözden geçir:

“…bunlar namazı bıraktılar; şehvetlerine uydular.” Meryem Suresi: 59.

2. Bedbaht ve başarısız olduğunu düşünüyorsan, annenle münasebetini gözden geçir:

“Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht zorba biri yapmadı.” Meryem Suresi: 32.

3. Geçim sıkıntısı yaşadığını düşünüyorsan, Kur'an'la münasebetini gözden geçir:

“Kim benim zikrimden yüz çevirirse, şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak…” Taha Suresi: 124.

[melodrammaa]

ya asdfghj

[melodrammaa]

لَا الشَّمْسُ يَنبَغِي لَهَا أَن تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ وَكُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

It is not allowable for the sun to reach the moon, nor does the night overtake the day, but each, in an orbit, is swimming. (Quran 36:40)

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler. (Yasin-40)

٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠•٠

وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

And it is He who created the night and the day and the sun and the moon; all [heavenly bodies] in an orbit are swimming. (Quran 21:33)

Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Bunların her biri birer yörüngede yüzerler. (Enbiya-33)