lunaparktakilunatik

[lunaparktakilunatik]

Sinem merhaba uzun zamandır yazmıyorsun sebebi nedir? Senin kafa karışıklığını seviyorduk biz bazen fazla karışık yazıyorsun. Ben edebiyat öğrencisiyim değişik geliyor yazıların. Yazman için ne yapmamız lazım aşk, milli piyango, hüzün?

A merhaba! Sıralamayı değiştirirsek belki olur hüzün sonra aşk sonra milli piyango gibi. Hüzünden bıkmadık mı ülkecek dünyacak kucak kucak neşe lazım.

[lunaparktakilunatik]

Gök Nerede Mabel

Belki de şimdiye dek bu kadar güzel bir iltifat duymamıştım. Yürüyorduk ve birden döndü.   Herkesin sana bakıyor olması nasıl bir duygu? dedi. A dedim bir yerimde bi şey mi var kahve filan mi döktüm acaba? Yo hayır…sadece..çok güzelsin dedi. şaşırdım, utandım. şaşırmalarım ve utanmalarım asla kısa sürmez.

Halbuki utanacak da bir şey yoktu. Bilemiyordum.. Farkında olmak istemediğim bir şeylere direnemeyince yerden dilek hakkımı kullanıyordum. Yer yarılsa da içine girsem gibi.

En çok istediklerimse göktendi. 

Yerden bir çiçekleri bir de çilekleri severdim..Onun dışında mezardakiler vardı ve cennete ankesörlü telefon hala bağlanmamıştı.

Bekle ki rüyanda göresin..

O yüzden gökten gelenleri hele ki düşen yaprakları ve iç ısıtan güneşi en çok da saç uzatan yağmuru seviyordum.

Ve ne hikmetse yalnız kaldığımda da mutlu olduğumda da

Yağmur yağıyordu

Mutluysam saçlarımı uzatıyor mutsuzsam ayaklarımı ıslatıyordu yok ne oldum bilmiyorsam

camdan bakan arap kızı oluyordum.

Camdan bakıyor yol gözlüyordum. Bekliyordum.. neyi ya da kimi ve niçin bilmeden..insanlara bakıyordum. sanki gidecek bir yeri olmayan, bir yere gitse de gitme sebebi olmayan bir benmişim gibi geliyordu.

Derken şu anda kayseri için alçalmış bulunuyoruz. Kayseri için alçalmaya değmez kaptan uçur bizi diyorum fakat duymuyor.

Belki o da Karayiplere indiğini hayal ediyordu. Bilemiyordum. 

[lunaparktakilunatik]

“Sevmek, her şeyden öte yanında olmaktır.”

Thich Nhat Hanh.

[lunaparktakilunatik]

Portrem. Van gogh çizdi Diş fırçalarken asla yalnız kalamam. Kim neredeyse oraya giderim. Alışkanlık. Yalnız kalmak istemiyorum. Hep diş fırçalıyorum artık. Kim neredeyse oraya gidiyorum. Alışkanlık. 3/b den sinemin ipana şiiri

[lunaparktakilunatik]

Selam Sinem seni couchsurfing'de dolanırken gördüm, bi ara bi yerlerde oturup kahve fln içelim olur mu? Belki bu yaz beraber bir yerlere gideriz anlaşabilirsek :) Samimi ve güleryüzlü bir tavra sahip olduğun için ilgimi çektin, benimle konuşmak istersen numaram 05366086604. Kısaca kendimden bahsetmem gerekirse, 23 yaşındayım çalışıyorum yüksek lisans yapıyorum, üsküdarda yanlız yaşıyorum ve bu arada adım Ali Burak.

Aa Ali Burak merhaba ben artık couchsurfing yapmıyorum belki de 23 yaş ruhumu kaybettim ama sana tavsiye ederim üsküdarda değil tabi. git dolaş ne de güzel okuyormuşsun da hayat sana güzel okulu biraz pas geç bol bol aylaklık yap gez. sevgiler.

[lunaparktakilunatik]

Bu aralar içimde kelimelerden oluşan bir volkan var sanki. Tektonik yapısı gereği kadehlerce cintonik içilse erişilemez bir derinlikte söndürülemez düşünceler, adeta magma tabakası. Belki de o yüzden çok güzel geliyor bana bu film karesi. Baktığımda ruhum serinliyor. Tıpkı üstü açık arabanın içinde seyahat eden kadınmışım gibi hissediyorum. Gerçekte oyuncular kim nereye gidiyorlar hangi film hiç bilmiyorum ama tam da keşke o kadın ben olsam dediğim bir an...Şimdilik repliğin ilk kısmı benim hikayemle tutuyor, ikinci kısmı da zamanı gelince, sanırım 🙌🏻

[lunaparktakilunatik]

Şubat

Merhaba garip ay şubat. Seni hep 28 ve 29 çeken olarak tanıdık. Belki de canın ikisini de çekmiyordu. Fakat biz böyleyiz bir kere kafamızda kurduk mu karşıdaki ne derse desin inanmayız. İnanmayı bırak dinlemeyiz. Cevap veririz öyle. Sen de demişsin zamanında hayır kardeşim ben hep aynıyım bu Ocak'la Mart'ın suçu bir kere de onlar az çeksin. Yok. Biz hemen yapıştırmışız yanıtı. Dört yılda bir 28 çeker. Neden diye sorduk mu hiç sanmam.. ilkokul sıralarının arkasında asılı olan mevsimler tablosunun en itici ayı olmayı sen istemezdin. Kasımda aşk başka ocak yılbaşı haziran tatil eylülde gel ekim en sevdiğim mevsim mayıs işçi bayramı agustos böceği derken şubat 28 çeken ne olduğu belli olmayan bir aymış. Ta kii.. gül satıcılarının yüzünü güldüren, gerzek haber muhabirlerine sokak röportajı konusu yaratan, çikolata ve orkid reklamlarına bu sene de mi özel gününüzde yalnızsınız üzülmeyin tam sızdırmaz orkid sevgiliniz olsa da sevişemeyeceginiz bu günde yanınızda olmaktan dolayı çok mutlu sloganlarıyla satış patlaması yaratan yanına da kilo yapmayan bitter fındıklı tattıran o gün gelene kadar. 14 şubat. Geliyör. İşte değerli şubat, sevgi ve sevgili böyle yapıyor. Kimisinin para sevgisi kimisinin mal mülk sevgisi kimisinin de midedeki kelebek sevgisi seni özel kılıyor. ‘Bize her gün 14 şubat, çok saçma bir gün sevgi bir güne indirgenmemeli’ diyenlerin bu sene de kendini tekrar ettiği velıntayns dey, hikayesi bambaşka olsa da elinde kırmızı gül olanlari görmekten kustuğumuz gün olarak da biliniyor. Fakat ben bu yazıya onun için başlamadim. 28 çek 29 çek neler çektiğini biz değil sen bilirsin.. ama benim için kahvalti sofrasindaki roka gibisin. Önceden yemezdim. Büyüdüm yine yemedim. Sonra bana bi haller oldu esra hanım uçuyorum diyen uçan adam sabri gibi oldum, bana bi haller geldi sevmeye başladim aa ne güzelmişsin sen roka dedim. Hele ki kahvaltini huzurlu bir evde yapıyorsan masa da masaymış ha diyen şairden kopya ‘roka da rokaymış haa’ oluyorsun. Bu şubat da benim için öyle ve artık her şubat öyle. Hadi bakalim. 1 şubat dünya sinemin şubat ayını sevmesi günü olarak her yıl kutlanacak, ve bu “salt” sevgiden. Pür i pak. Sevgililer günü gül satan 95 abcd beden memeli ablaların olsun. Bana ayın biri yeter. ��nsan olana biri yeter. Bitti. Sevgiler, Sinem.

[lunaparktakilunatik]

“I just feel so alone, even when I’m surrounded by other people.”

Lost in translation (2003) dir. Sofia Coppola

[lunaparktakilunatik]

[lunaparktakilunatik]

Acı tatlı kaybımız merhume sinemlunatik, evde içme suyunun bittiği sıcak bir Temmuz akşamı, dehidrasyondan kurumuş çöle dönmüş olmasına rağmen, sırf iç çamaşırı konseptinden çıkıp markete gitmeye, eve sipariş vermeye üşenmiş ve yapılmayan tüm müdahaleler de üzerine tuz biber olunca bir damla suya muhtaç şekilde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.

Cenazesi 80 model, bordo dantelli desteksiz B cup tabutunda su şehri Sivas'ın Susuzlar ilçesinde Victoria'nın Sırrı ile beraber sonsuzluğa uğurlanacaktır. 

Bizlerle beraber “tamam da neden Sivas?” sorusunu soran tüm sevenlerine duyurulur. 

Sivaslı olmayan Sindy. 

[lunaparktakilunatik]

Abidin.

[lunaparktakilunatik]

Ben bundan daha güzel bir sevmek görmedim duymadim bilmedim (belki okumusumdur).

[lunaparktakilunatik]

Be a lamp, or a lifeboat, or a ladder. Help someone’s soul heal.

Rumi (via wordsnquotes)

[lunaparktakilunatik]

Ve el salladı Elizabeth

Merhaba sevgili günlük,

Herkes’i herkez olarak yazanlar oldu yine bugün. 

Ve çocuklar öldü bir yerlerde.

Kurbağalar prense dönüşmedi, topu topu birkaç Fransız karnını doyurdu genç kızların hayalleriyle.

Üst komşusunun bir homosapien değil kocaayak oldugunu düsünen genç kız evde sadece ayı mısınız yaa bu kadar da olmaz ki demekle yetindi.

Uzaklarda bir rahip doğdu yakınlarda bir ateist öldürüldü. 

İçimizdeki inanan hala şaşkın.

Adaletini sikeyim dünya diyen apaçi genç saçındaki jöle sağolsun, sinüzite bir adım daha yaklaştı.

Birileri aşık oldu bir diğerleri de karşılık vermedi. Ne tuhaf, mutlu hikayeler duymuyoruz artık. Karşılıklı heyecanlar bile güdük, 10 cc epinefrin diye haykırıyor.

Hayat kadınları yine kokuşmuş buruşmuş işlerden ekmek yedi. Gece işe çıkanlar için saat şu an biraz erken. İşten dönenler içinse hayli geç.

Mülteci kamplarında ekmekler yine israf, hayaller yine yalan oldu.

Kimileri bugun yine ölü yıkadı.

Birileri hamamda kese attı. Birileri yalan, birileri hava attı.

Kimileri götü başı dağıttı. 

Bazı şanslılar ise sevdiklerine sarıldı.

Bense gökyüzüne baktım, yetti.

Peki ya sen? 

*fötögraf 2012 agustos londrasında kraliçe sinem tarafından çekilmişti.

[lunaparktakilunatik]

Nasrettin hoca ve noel baba

Her şeyi kendine yoran insanlara ne diyorduk? YORUCU

[lunaparktakilunatik]

Now it's time to trust our own madness. 

[lunaparktakilunatik]

Life is sweet - even in sorrow

Fyodor Dostoyevsky  (via citythatistocome)