Tumgik
letheninguncesi · 3 months
Text
birinin beni seviyor olması yetmez bana, seviliyor oluşuma ikna edilmem de gerekir. bunu insanlardan isteyemediğimden hep bir adım geride dururum, her an vazgeçilebileceğim hep aklımdadır. sevgimi paylaşmaktan geri durmamam da kendi kibrimdendir. ben öyle yüce duygularla severim ki, karşılığında sevilmeyi beklemem. oysa içten içe karşılık bulamayan sevgimin yasını tutar, küçük küskünlükler biriktirir, kendime acırım. bir ötekinin gerçekte ne hissettiğinden bağımsız kendi kendime bir sevgi oyunu oynarım. karşıdakinin sevgisini her zaman çok az gördüğümden beni umursamayacağının özgürlüğüyle yaşarım. ağzına kadar kendimle dolu bir yaşamaktır giderim. hakikaten bunun neresindedir bunca yücelttiğim sevgi bilmem.
0 notes
letheninguncesi · 3 months
Text
içimde kendime itiraf etmekte çok zorlandığım ezik, ezilmiş, her bir küçük güvensizlik anında ezilmekte olan çok çirkin bir taraf var. kendime ait hiçbir şeyim yokmuş, edecek iki kelam lafım ya da anlatacak bir hikayem yokmuş, değersizliğimi ağzımdan çıkan her kelimeyle ifşa ediyormuşum, küçücük bir kaş çatması bile bana benliğimi sorgulatıyormuş, anında cevaplanmayan bir mesajla sevilebilirliğimi ve zekamı sorgulayabiliyormuşum. kendim dahil herkese yalan söylemişim. sevildiğime hiç, hiç, hiç kani olmamışım. hata yapmaktan bunca korkmam da bundanmış. her an tasdiklenmeli, her an başarmalı, her an doğru kelmeleri bulmalıymışım yaşamak için. yapamadıkça suskunlaşmışım.
0 notes
letheninguncesi · 6 months
Text
Çok güzel bir şarkı dinliyorum. Lover's Spit. Az evvel de How to with John Wilson, How to Imrove Your Memory bölümünü izledim. Zihnimi açtı ve bir anlamda yüreğimi ferahlattı. Dünyanın ne kadar rastgele ve çok komik, çokkkkkkkkkk komik ana sahip olduğunu anlamamı yahut hatırlamamı sağladı. İçine düştüğüm bu anlamsız yapılacaklar listesi kaosunda dünyanın benim için başka ne gibi ihtimaller taşıyabileceğini sık sık düşünüyorum. Çünkü yaşamakta olduğum bu hayatımda ölesiye sıkılıyorum. Bu sebeple her zaman yaptığım gibi benim için anlamlı olan şeylerin peşine düşmeye çalışıyorum -ki ilginçtir, pek bir şey bulamıyorum artık. Bu belgesel-dizi bana rastgeleliğin, spontanlığın, anlam-sız olanın ne çok vaadi olabileceğini gösterdi. Hem dinlenecek öyle güzel şarkılar var ki. Bunu da unutmamak gerek yaşamaya devam etmek için. Şimdi kendimi zorlamadan, yaşamın şu an benim için sunduğu şey bu ve acaba bu nasıl bir şey diyerek seanslarımı okuyacağım. Aslında ne garip di mi? Ben bir psikolog oldum ve birinin hayatına ilişkin en mahrem detayları bir teorinin içine yerleştirmeye çalışıyorum. Öyle ya da böyle yaşıyorum. Bir sonraki günü merak etmeye başlamak için anlamsızlığın peşinden koşmak gereklidir belki. Ya da belki hiçbir şeye gerek yoktur. Yaşıyorum, güzel bir şarkı dinliyorum ve işimi yapıyorum. Bu.
0 notes
letheninguncesi · 6 months
Text
bu cümle öylesine güzel ki. bir zamanlar kaybettiğimiz ama sonrasında kaybettiğimiz onlarca şey... neredeler sahiden?
Tumblr media
74K notes · View notes
letheninguncesi · 6 months
Text
Buraya uğramayalı öyle uzun zaman geçti ki. Yazmayalı da öyle. Burayı özlüyor muyum bilmiyorum zira bu soru çocukluğumu özlüyor muyum sorusuna çıkartıyor beni. Çocukluğumda burada bloguna depresyonunu yazan kız olmasaydım nasıl biri olurdum? Yazmak beni ben yapan şeylerden biri miydi? Şayet doğruysa bu, yıkmak da öyle. Yazdığım gibi yıktım, sildim, yok ettim çünkü. Herkes düşünüyordur herhalde kim olduğunu, çok matah bir soru yok içimde. Ben kimim ve neyden ibaretim? Nedir benim yapı taşlarım? Hangi insanlar, hangi kelimeler, hangi mekanlar, hangi duygular, hangi rastlaşmalar? Ağlamak geliyor içimden, bunu bir türlü yok edemedim. Acımı içimden sökemedim. Acı beni söktü, uğraşa didine örüverdiğim her şeyin içine bulaştı ya da yanlış bir ilmek gibi orada öylece durdu, salt varlığıyla baştan aşağı bozdu tüm inşa ettiklerimi. Ya da ördüğüm şeyin kendisi mi acıydı? Bunları bilmek bana ne kazandırır şu saatten sonra bilmiyorum. Çocukluk uzak bir hatıra gibi. Bir yetişkin oldum, yetişkin bir kadın. Oldum mu? Ne acayip. Kendimden sıkıldığım için yazıyorum bunları. Her zamanki gibi başka yapacak bir şey bilmediğimden yazıyorum. Üzgünlüğümden, acımdan yazıyorum. İçimde, çok bayağı biliyorum, söndüremediğim bir yangınla dolaşıyorum ve bu yangının varlığına yalnızca seyirci kalabiliyorum. Kimseye de anlatamıyorum. Çok yalnızım bu yüzden. Bir şekilde idare eden herkes gibi bir şekilde idare ediyorum ama canım çok yanıyor, yanıyorum ve sönemiyorum. Sönsem, solsam, çürüsem bitecek bu ama içimde yaşamakta olan o kısım, o lanet şey yüzünden bırakamıyorum. Böyle akşamın bir körü evde tek başıma duruyorum, kimsenin okumayacağı bu yazıyı yazıp sigara içiyorum. Belki bir iki sene sonra bu yazıyı okuyup yine aynı şeyleri hissediyor olacağım ve bu fikre alışmak, buna katlanmak öyle zor geliyor ki bana. Kendime alışamamak çok zor geliyor. Kendimi yalnız bırakmışım gibi geliyor, kendimle bile yalnızmışım gibi. Bir çocukluk buhranını aşmak çok zor. Çocukluktan beri ölmek istemek ve bunun için kendine acımak çok zor. İçimde bir dehşet var. Canlı canlı yanıyor olmaya dair bir dehşet. İçten içe kendimi yok ediyor oluşumun yüküyle kilometreler devirdim ve belki devireceğim ama o dehşet hep kalacak gibi. Öyleyse ne anlamı var diyorum kendime. Biri beni sakinleştirsin istiyorum. Ama diğer yandan kimseyle iletişim kuramıyorum çünkü kimseyi merak edemiyorum. Dünyayı merak edemiyorum. İçimdeki merak bitap düştü sanki. Beni yaşamaya ikna etmekten yoruldu. Ben de bir türlü ikna olamadım zaten. Şimdi öylece durmak geliyor içimden yalnızca. Görevler var, onları yapıyorum. Okula gidiyorum, geliyorum gidiyorum, geliyorum. Sadece idare etmek için. İçimde umut var mı var elbette. Ama neye karşı bu aptal umut bilmiyorum. Umuda dair bir umut. Belki bir gün büyürüm diye. Zararlı bir alışkanlığı bırakır gibi içimde yanmakta olan o şeyi bırakırım, gitmesine izin veririm diye. Daha eksik yaşamaya razı gelmiş, kendisini başka türlü inşa edebilmiş biri olarak belki. Mızmızlanmayı bırakıp ödev yapmam gerek mesela şimdi. Hiç ilgimi çekmiyor. Banyo yapmam lazım, çok zor geliyor. Xanax alıp uyumak istiyorum ama sonra ne banalsin diyorum kendime. Depresyon canım dostum, ne alışılmadıksın, biraz yaratıcı ol. Kendim olmak kendim nedir bilmeden ne zor. Neyden hoşlanırım bilmiyorum bile artık. Hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Biliyorum geçer, daha az kötü hissederim, sonra daha çok, daha az. Ama yine de devamlı tavana bakıp içimden kendimi nereye asabilirdim diye düşünmekte de anlamlandırılması gereken bir karmaşa var sanki. Anlamlandırılmaya, söze dökmeye, iletilmeye dair bir ihtiyaç var. Yalnızlık ve izolasyon var. Öyle olmasın diye yazdım. Hepsi bu.
0 notes
letheninguncesi · 9 months
Text
Tumblr media
44K notes · View notes
letheninguncesi · 1 year
Text
mezun olmama bir ay kaldı. sonra biraz daha kolaylaşacak bazı şeyler. daha iyi olacağım. buna tutunacağım.
5 notes · View notes
letheninguncesi · 1 year
Text
kelimelerim eksik kaldı düştüğüm umutsuzluğa ışık tutmaya. kaybolmuş değilim, nereyi arıyorum ki. kendimle kalmanın daha kaç yolunu öğreneceğim? hikayem tükendi. ne gittim, ne de kaldım. belki ancak geri kaldım. yaşamanın ve insanların gerisinde, yalnız el salladım. burada hiçbir şey yok. keyif ya da özlem yok. hayallerim varmış gibi yaptım bir süre ama teselli bulamadım. dolanmaya ve merak etmeye de takatim yok. annemi özlüyorum ama annemin kaçıp saklanacağım etekleri yok. dünyanın keşmekeşine karşı zırhımı kuşanmaya tenezzül edecek gibi değilim, savaşacak ülküm yok. bir yorganı kafama çekip yaşamak tek kalkanım. gelecek benden yalnızca eksiltecek, keşke canım sağolsun diyecek şefkati duysaydım yüreğimde.
3 notes · View notes
letheninguncesi · 1 year
Text
nasıl ve ne zaman geçecek? çok üzgünüm. bir gelecek tasarlayamıyorum ve hayal kuramıyorum. bundan üç ay sonra mezun olacağım. bitsin istiyorum. sınavlardan çok korkuyorum. bitsin ne olur. bir odanın içinde kendime sarılayım, sadece durayım, durulayım, uyuyayım. ne kimseyi göreyim, ne de kimse tarafından görüleyim. afilli sözlerim kalmadı artık. yirmi üç yaşındayım ve çok yorgunum sadece. kendim hakkında başka hiçbir şey bilmiyorum. aradığım o sığınağı bulamıyorum, bari savaşım bitsin. bir süreliğine toparlanabilmek için susayım. çok üzgünüm, savaşım bitsin ne olur.
0 notes
letheninguncesi · 2 years
Text
çalışmaktan başka bir ihtimalim, gayem, umudum yok. beni kurtaracak tek şey budur 🍃
Tumblr media
0 notes
letheninguncesi · 2 years
Text
sevgili blogcum, bugün şema dersine gittim. matematikte kısır yedim, bir sait faik öyküsü okudum - sivriada geceleri. b. ve s. ile fizikte ders çalıştık. e.'yi özlemiştim, neyse ki geldi. o ve s. ile yemek için çankayaya gittik. sonra e. ve d. ile feminist gece yürüyüşüne katıldık, simler süründük. /ya hep birlikte ya hiçbirimiz./ insanlarla tanıştık. sonra e. ile her zamanki sohbetlerimizden küçük bir tanesini ederek ring bekledik. yurda gelince de nevşin mengü dinleyio turşu yedim.
0 notes
letheninguncesi · 2 years
Text
bilmiyorum
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
letheninguncesi · 2 years
Text
çok yorgunum.
0 notes
letheninguncesi · 2 years
Text
canım merhaba
merhaba canım!
0 notes
letheninguncesi · 2 years
Text
büyümek çok garip. geride bırakmanın kaçınılmaz varlığını her zamankinden çok duyumsuyorum. yavaş yavaş tüm fantezilerimi kaybederken daima kendimle kalacağım gerçeğiyle aramdaki mesafe kapanıyor. buruk, yavan, çirkin değil; ötelenebilecek, geciktirilebilecek ya da yok sayılabilecek bir şey değil. keşke olsaydı ama değil. sevdiklerimin geride kalması suç değil, sevdiklerimin beni geride bırakması ihanet değil. bunu kendimin, varoluşumun dışında göremiyorum artık. hüzünlü değil çünkü benden çıkan, çıkabilecek bir kelimeyle tanımlanabilir değil. bu, sözlerimin yalnız ve mecburi bana döndüğü ve hep döneceği nokta: reddedilemez, başa sarılamaz şekilde büyüdüğün, ölüme ve yaşama yalnız göğüs germek durumunu kavradığın an. büyümek, kimsenin kimse için daha başka bir anlama gelmediği, gelemeyeceği o noktadaki kendinle kalış anın.
1 note · View note
letheninguncesi · 2 years
Text
biraz sarhoşum, biraz güzel, biraz kırgın, biraz hüzünlü, biraz umutlu, biraz yorgunum. sarılmak, öpüşmek, sevişmek ve biricik hissetmek istiyorum. dünyanın biricikliğini birlikte paylaşacağımız biri beni kucaklasın istiyorum. biliyorum ki dostlarım var, çok şanslıyım ama hep yalnızım. utanılası belki hala yalnızlığa böylesine sarılmam. ama deniyorum böyle hissetmemeyi, buna tutunmamayı. yine de günün sonunda evini, kendisini en çok özleyen, tek başınalığa dönmeye böylesine ihtiyaç duyan, nihai olarak bunu arzulayan ben oluyorum. böyle hissetmemek, akışta savrulmak, durup düşünmeden yaşamak nasıl olurdu merak ediyorum, imreniyorum. kendime ördüğüm o "özel" kozada varolmayı anlamlı bulamayacak kadar olgunum ama belki de böyle olagelişimden bunu reddedemiyorum da. bunu benliğim bildim. benliğimi ise lanet bildim. yaşamak keşke bu kadar sığ olmasa yahut ben her yerde (ve kendimde, elbette) anlam bulmaya böylesine ihtiyaç duymasaydım. biraz sarhoşum, biraz güzel, biraz kırgın, biraz ve belki daima biraz yalnızım.
1 note · View note
letheninguncesi · 2 years
Text
allahım, keşke bir şair olabilseydim, yaşamın güzelliğini ve hüznünü cümlelere dökebilseydim. umarım sen varsındır. çünkü sen varsan şayet içimdeki bu hissi anlatmasam da bilecek biri vardır, şu kocaman kaosta kalbimi tüm saflığıyla bilen biri vardır. yalnız değilimdir. yaşamak ne güzel, ölüm ne yüce; gülmek ne büyük güç, ağlamak ne şefkatlidir. sen varsan eğer seni ve tüm dünyayı nasıl da büyük bir kuvvetle kucaklamak istediğimi bilen biri var demektir. kimse yalnız değil, demektir. yalnız olmamak kim bilir nasıl, nasıl, nasıl güzeldir.
0 notes