the books can take you in wonderfull worlds
Don't wanna be here? Send us removal request.
lastanonymous-blog · 2 years ago
Text
uyanıklıklar
zamanlarımızın belirlenmişliği ve ipe sapa gelmezliği
diyemiyorum, diyemiyorum o yüzden yazıyorum. bir seferinde alçakgönüllü ve anlayışlı olmamın sebebinin haklı olma kibrinden kaynaklandığını söylemişti bir adam. epeyce öfkelendirmişti bu beni. belki de öfkelendirmemeliydi. anlayışlı olmak istemenin altında bunun fark edilmesini istemek yatar. görülmemek bu erdemin büyüsünü kaçırır. talep edilmeden yapılan ve kendi zamanında takdir edilmeyen fedakarlık insanın içini oyar. içini oyar ve boşunalıkla doldurur. işte o boşunalık insanı öfkeye yenik düşürür. bu insanları manipüle etmenin sinsice bir yoludur ya da iyi niyetliliğin açmazı. 
en başından talep edilmeyeni vermemek bana göre dürüsttür ama incelikten uzaktır. karşılaşmalar arasındaki sıcaklığı, karşılıklı alan tanımaları sevdim. öfkeli olmamayı, dünyayla hesaplaşma gütmemeyi sevdim. insanları sevdim, birilerini, sevmenin kaçak göçek yollarına kapılarak birileri sevdim. 
anlaşılmamışlıklar ve omuzlarından sarsılmışlıklar
1 nisan 2023
5 notes · View notes
lastanonymous-blog · 2 years ago
Photo
Tumblr media
13K notes · View notes
lastanonymous-blog · 2 years ago
Text
yaklaşık olarak 2 buçuk yıllık ilaç tedavimin ardından direnmeyi bırakmış biri olarak geri döndüm. bu bir pes ediş, vazgeçiş değil aksine yaşamın sinsi kancalarına yakalanmayı kabul ediş. bocalamaya ve takılmaya eşlik ediş. 
göğsüm artık sadece bana ait değil. 
27 mart 2023
0 notes
lastanonymous-blog · 3 years ago
Text
20 mg essitalopram dişimi sıkmaktan başka bir şey vermedi. 
Babamla yaşadığımız tatsız “video” yanlış anlaşılmasından sonra görünürde beklediğimden daha hızlı toparlasak da mental olarak beni inanılmaz geriye düşürdü. bir de bunun üstüne etrafımdaki herkes sanki inadına yaparmış gibi isteyerek ilişkimizi aşağı çekmeye çalışıyor. daha iyi olduğum zamanlarda belki halledebilirdim ama şu an onlar yardım etmediği sürece yapamıyorum. yoruldum ve kabuğuma çekiliyorum. kendi hayatımla ilgili iki yeni gelişme var beni heyecalandıran. ilki erasmusa gitmeye karar vermiş olmam -gün boyunca onu düşünmeden duramadım çünkü norveçe gidebiliriz :)- diğeri ise babaannemin 80 yıllık dikiş makinesini odama getirmem. hala çalışır durumda ufak sıkıntılar dışında. çok çabuk kavradım nasıl kullanılacağını. güzel kumaşlar alıp bir şeyler dikmek için sabırsızlanıyor-d-um. 
1 note · View note
lastanonymous-blog · 3 years ago
Text
Tumblr media
34K notes · View notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
selam,
hayatıma süreklilik katmak istiyorum. bunu da açlıktan ve sususzluktan ölüyormuş gibi istiyorum. beni yataktan kaldıran da aynı istek. gözümü açayım ve dün bıraktığım işlere, her gün tekrar edilmesi gereken işlerime devam edebileyim. 
yogaya ciddi bir eğilimim var 2 3 senedir. içimi onun kadar huzurla dolduran başka bir şeyle karşılaşmadım. kendi karakterimde gerçekten bana ait olduğunu hissettiğim yerleri yogayla tatmin edebiliyorum ancak. aidiyet hissini aşık olduğumdan bu yana bu kadar dolu dolu hissetmemiştim. fakat bunlarla birlikte sık sık başlayıp bırakıyordum. çünkü her zaman sorunlar vardır. bu sefer, umarım bu sefer sorunları pratiğime yönlendirmeyi başardım. hem tatminlik duygusu için hem de süreklilik arayışım için ondan daha iyi bir şey bulamazdım sanırım. bugün 108 günlük pratiğimin 7. günü ve ben daha çok var diye düşünmek yerine ne kadar da az diye düşünüyorum. bunu bozmamak için de çok paylaşmamaya çalışıyorum fakat dayanamadım ve kendimle paylaşmaya karar vererek buraya geldim.
öte yandan 4 tane ilacım var ve onları hiç aksatmadan kullanıyorum. ve bir de tabi abimle kalkıştığımız girişimciik işi var. ondan da bahsetmek istiyorum fakat bugün epey yorulmuşum biraz dinleneceğim. başka bir gün mutlaka anlatırım.
0 notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
hey, yine ben,
yazmak isitiyorum fakat kendimden utanıyorum. ilk başladığım zamana göre çok daha yumuşak ve anlayışlıyım, özellikle kendime karşı. insanların kendi yarattıkları personalara bu kadar sıkı sıkıya bağlı kalmasının sebebi nedir acaba? 
çiçeklerim çürüyor ve küfleniyorlar benimle aynı yerde yaşayarak. güzelce temizleyip suluyorum, havalandırıyorum. bir zaman sonra bakıyorum yine küflenmişler... içimden gülüyorum bu ironiye. yine de bana boşa uğraşıyormuşum hissi vermiyor bu durum. her seferinde inatla tekrar yapıyorum bakımlarını. sabırlı ve istekliyim. 
evet sanırım bu kadar. söyleyebilecek başka neyim var bilmiyorum belki de yoktur. olmasını dilerdim yazmak bana iyi hissettiriyor. ama bazı şeyleri bazen sadece bırakmak gerektiğini öğreneli uzun, tahmin edebileceğimden bile uzun zaman oldu. görüşmek üzere..
0 notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
gözlerime ve kulaklarıma bir şey bağlamadan uyuyamıyor, uyuduktan sonra da asla uyanamıyorum. zorla yataktan çıksam bile içim uyuyor genel olarak bitkinim, bunları yazarken bile. gün içerisinde atak halinde iki kez bir kaç saatliğine inanılmaz enerji doluyorum ve sonrasında hızlı bir şekilde sönüyorum. ama sorun değil. ya da en azından kendime sürekli bu telkini veriyorum. çünkü iyileşmek uzun ve iniş çıkışlı bir süreç sadece vazgeçmemem ve umudumu kaybetmemem gerek. 
kendi üzerime herhangi bir şey üzerine düşünecek enerjim olmadığı için bu gece benden bu kadar.
not:görkemi tamamen kaybetmemişim, aylar sonra iyi olduğunu bildirdiği ve bunun için teşekkür ettiği bir mesaj attı. mesajı gördüğümde kaygılı -eski alışkanlıklar- bir sevinç duydum. bir insanın hayatında istemediği biri için bu kadar şefkat ve sevgi besleyebilmesi çok ilginç.
0 notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
Tumblr media
137 notes · View notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
hey,
bu akşam her şey biraz daha hayat dolu biraz daha umut ve ilham verici görünüyor gözüme. son günlerde uyku problemleriyle uğraşıyorum o yüzden uğrayamadım üzgünüm. beni mazur göreceğini biliyorum. uzun süreden sonra yeni bir heyecan buldum kendime. eski bir arkadaşımla konuştum ve af diledim. hatalı olduğunda özür dileyebilen biri olmama rağmen hayatımda daha önce af dilediğimi hatırlamıyor gibiyim. kabul edildim mi emin değilim yarın öğreneceğim. yine de af dilemenin kendisinin verdiği rahatlama çoktan vücudumun her noktasında. o kadar ki şu an çalan şarkıya sallanarak eşlik etmemi sağlıyor. herkes af dilemeli herkes gidip tanıdığı ve tanımadığı insanların, hayvanların, doğanın ayağına kapanmalı ve lütfen beni bağışla diye yalvarmalı. belki o zaman kendimizi kabul etme cesaretine erişebiliriz. ben de bunu yeni öğrendim..
daha düne kadar o olayda ya da herhangi bir olayda af dileyeceğim aklıma gelmezdi. çünkü kendimi haklı çıkarmak için dünyalar kadar sosyolojik ve psikolojik analizlerle dolu sebeplerim vardı. PEHHH. ama elime telefonu alıp mesaj attığım anda o unuttuğum insan ilişkilerinin çetrefilli, seni teslimiyete zorlayan yapısı öyle bir sardı ki içimi karşı gelmek olmazdı. hem karşı gelip ne kazanacaktım. yıllarca yalnız bir haklılık hissi dışında ne getirdi bunlar bana? üstelik şimdi de haklı hissediyorum. hata yaptım, farkına vardım, cezamı çektim ve artık bağışlanmak istiyorum. insanı içini kurutan geçmişin kurtlarından başka ne kurtarabilir? evet doğru duydun benim içim kurtlanmış. kendimi büyük görmelerimle, hatalarım ve yarım bıraktığımı sandıklarımla kurtlanmış hem de. içimde onlardan birinden kurtulmuş olmanın rahatlığı var. 
bir keresinde bir arkadaşımla konuşurken benim hayatımın baştan aşağıya bir balon olduğu konusunda anlaşmaya varmıştık. makullükle bezenmiş dışarıdan müdahalesi neredeyse imkansız dünyanın gerçekliğinden olabildiğince kopuk bir balon. kendimi ve hayatına aldığım insanları benimle birlikte oldukları sürece bu balonun içine hapsediyor-du (geçmiş zaman kipi kullanmak için biraz erken olabilir)-um. ve bunun makullükle yapılıyor olması devamlılığı için mükemmel bir kılıftı. o kadar yolundaydı ki her şey istesem bile çıkamam sanıyordum. ta ki bu akşamüstüne kadar. içimi saran sadece af dilemek değil aynı zamanda kendime bir kapı açmış olmak. katılmak için, hissetmek için, biraz akışına bırakabilmek için. herkese iyiye gittiğimi söylüyorum ama kendim bile bir histeri dönemi olmadığından o kadar emin değildim. hala değilim belki öyledir. yine de bu dönem beni o çok özlediğim senin zamanlarına geri götürüyor gibi ve oradan kötü bir şeyin çıkmasının imkanı yok. seni çok seviyorum..
27 may 2021
0 notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
sabahtan beri ara ara bugün ne yazacağımı düşünüyorum. ufak bir şekerleme yapmadan önce hayal kurmak için ayrılan zamanda örneğin. yazarmış gibi içimden konuşuyorum. epeyce sardım bu işe. bir yandan da bu isteğimin -her zaman olduğu gibi- ne zaman bitmek suretiyle beni başarısızlığa uğratacağını bekliyorum. bu durumun insanı ne kadar kendi duvarlarının içine çekilmeye zorladığını ancak yaşayanlar bilir. çünkü ihanettir. kendinin sana yaptığı ve bunun için intikam alamadığın başarısızlık hissiyle baş başa kaldığın ve sana bir sonraki girişiminde güvensizlik hissi verecek olan bir ihanet.
bu sebeple hiç bir zaman tam anlamıyla akışa kapılamam, kendimi bırakamam. çünkü kendime ihanet edeceğimi bilirim. insanların pişmanlık duyulması gereken yerlerde vicdanlarının rahat edebilmesinin tek yolu bu alışverişte ne aldıklarıyla ilişkilidir. eğer yeterince güzel şeyler deneyimlediyseniz insan öldürmekten bile pişmanlık duymayabilirsiniz. ama eğer içinizde bir an geleceğine ve artık güzel şeyler hissetmeyebileceğinize dair minicik bir şüphe bile varsa size kalan sadece sonuçlara katlanmak olacaktır. çünkü şüphenin kendisi zaten yaşamakta olduğunuz şeylerden alacağınız zevki baltalar. insanı hareket ettiremez hale gelen bu döngüden çıkmanın tek yolu düşünmemekten geçer. sadece düşünme ve bencil ol. birisi size karşı sizin hissettiğinizden daha fazla ama yine de hoşunuza giden bir sevgi mi besliyor? çözüm çok basit. o insana ne olacağını umursamayıp keyif almaya bakın! what a consept.. eğer bu durum vicdanınız için fazla mı katlanılmaz, merak etmeyin onun da bir çözümü var. benim yaptığım gibi karşınızdaki kişiye bir şey beklememesi konusunda yeterince açıklama yaparsanız hallolacaktır. o kişi beraber yaşadıklarınızın çekeceği acıya -muhtemelen çekecek- değer olup olmayacağının bilinmez muhasebesini yaparken, her şey bittikten sonra da elinde acısını çıkarabileceği bir muhattap bulamazken siz keyifle “ama ben bu uyarıyı baştan yapmıştım” diyerek hayatınıza devam edebilirsiniz. böylece yukarıda bahsettiğim sonuçlardan da kurtulmuş olursunuz. yeni insan ilişkilerindeki bu sözleşme kültürünün büyük nimetleri olduğu gibi  böyle kansız kullanımları da var. ben de kurutana kadar yararlanıyorum bundan. eğer bu olmasaydı dışlanırdım. bu benim topluma ve hayata adapte olma biçimim. öyleyse suçlayabilir miyim kendimi? hiç suçlamadım. hatta aksine içimdeki “hayır ben doğru şekilde yapıyorum, dürüstüm” diyen ses arkamda ve bu “meziyetlerimle” övünmemi sağlıyor. böylece kendime güvensizliğim sebebiyle ne tam olarak güzeli deneyimleyebiliyorum ne de bu dürüstlüğüm sayesinde\yüzünden sonuçlarına katlanıyorum. peki bunun neresi tam olarak hareket edemeyecek halden kurtulma? sanırım kendimi kandırıyorum. çünkü yarım yamalak, başkalarının duygularını çalarak ve kendine bükerek aldığın şeylerin hareket etmemekten farklı olduğunu söylemek adil olmayacak.
23 may 2021
0 notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
selam, 
insanın kendisinden bahsetmesi kadar zor ve alçakça bir şey yoktur sanırım. sanılar, palavralar, öğrenilmiş kalıplara sıkıştırılmaya çalışılan belirsizlikler. buraya bunu yapmaya geldim ve alçaklığımı baştan kabul etmeliyim. aslına bakarsan bütün amaç da bu. aciz bir kendi alçaklığımı yüzüme vurma çabası. yazdıkça bu iş için fazla kibirli olduğumu seziyorum. içimden “hayır doğruyu söylüyorum” diye karşımdakini sarsarak inandırma çabası nüksediyor. sanırım bu sesle işim uzun. benim şansım kendi kibrimin yanında karşımdakinin küçük görmeleriyle uğraşmayacak olmam. birinin bunları okuduğunu bilsem eminim çok daha fazla zorlanırdım. burada sadece ben ve ben varım.
son zamanlarda kendimi iyi hissettikçe acının zarafeti ve güzelliğine karşı duyarlılığımı yitirmeye başladığımı seziyorum. bu da bana iyi oluşumun gerçek bir iyi olmaktan öte bir histeri hali olduğu fikrini veriyor. ama bu fikri düşünmek dallandırıp budaklandırmak  bile istemiyorum çünkü geri dönmek -acı- beni bütünüyle dehşete düşürüyor. 
yine yalan söylüyorum. dürüst olmaya çalışmak bu kadar zor olmamalı. evet doğru bunu düşünmüştüm ama bu biraz eski bir düşünce. bugün kaygılarım geri geldiğinde eskiden olduğu gibi sakince oturup bekledim. ilk kez geri geldiklerinde sadece dehşete düşmüştüm. insan çabuk alışıyor. 
dün akşam ilk defa ağlarken annemi yanıma çağırdım. korkunç utanç verici bir sebeple yine de utanmadan yaptım bunu hem de. eskiden kötü olduğumda kimseyi yanıma çağırmaz, günlerce odamdan çıkmadan yanımdakilere belli etmeden acımı yaşardım. yardıma, yanımda olunmasına ihtiyacım olmadığından değil, bir şeyleri dibine kadar yaşamanın verdiği tatminlik ve tek başına iyileşmenin verdiği başarı hissi sebebiyle. bana öyle geliyor ki insanlar acılarını tek başlarına yaşamalılar. bu sebeple biri acı içindeyken yardımımı istediğimde asla ne yapacağımı bilemem elim ayağıma dolaşır. ama dün abimin hasta olduğuma inanmaması ne kadar kanıma dokunduysa babamın duyarsızlığına ne kadar içerlediysem annemi çağırdım. beni sakinleştirdi sonra kafamın dağılması için odamdan çıkardı. istiyordum ki kötü olduğuma artık inansınlar, pişkinlikleri biraz kırılsın. hatta yine utanmadan sonraki gün anneme babamın bana ne olup olmadığını sorup sormadığını bile sordum, pes gerçekten. böyle bir şeyi başkası yapsa asla kınamam ve içtenlikle elimden geleni yapmak için can atarım. ama kendimin yapıyor oluşu duygu sömürüsünden başka bir şey gibi gelmiyor. yine kendimi haklı çıkarmak için yardıma ihtiyacım olduğunu ve bunun aslında kötü bir şey olmadığı gerekçelerini öne sürmem beni beni epey rahatlattı. işte böyle, insan alçaktır biraz.
21 may 2021
0 notes
lastanonymous-blog · 4 years ago
Text
hey, geri döndüm. önceden de pek aktif kullanmamana rağmen paylaştığın şeylere şöyle bir göz gezdirdim de çok şey değişmekle beraber pek bir şey değişmemiş. 5 yıl ergenlik için uzun bir süre. geçen sürede sigaraya başladım, başarısız bir evden kaçma denemesi yaşadım, 4 yıldır anksiyetem var -yakınlarda ilaç tedavisine başladım ve iyiye gidiyor gibi-, tek taraflı yaşadığım aşkı unuttum, tekrar aşık oldum ve çok güzel geçen 2 buçuk senenin sonunda geçenlerde ancak kurtulabildim bir de son olarak evdekilerle aramı düzelttim. keşke bu post sana ışınlanabilse belki o zaman bu kadar perişan bir durumda olmazdım çünkü başardım. tamam sana haksızlık etmenin manası yok o zamanlarda da başarabileceğimizi biliyordun. sanırım bu durumda perişanlığımın kaçınılmaz olduğunu kabul etmeliyim....... 
dönmemin asıl sebebi yazmazsam çıldıracak gibi hissetmem, biliyorum şaşırıyorsun ama gerek yok hala kalemi elime alamıyorum tuşlara basmak harfleri çizmekten çok daha kolay. 
2 aya yakındır iyi hissediyorum ilaç almaya başlamamdan beri yani 5mg essitalopram ve bir buçuk senelik iyileşmek için soyutlanma sonunda meyvelerini vermeye başladı. yine de bugün zor bir gün. gerçek anlamda hastalığımı kabul etmem aylarımı tedaviyi kabul etmem 4 senemi almışken aileden birinin beni hastalığımı uydurmakla istediğim için böyle olmakla suçlaması aylardır ilk defa ağlamama sebep oldu. annem olduğunu düşünüyorsun öyle değil mi? neyse ki yanılıyorsun, abimdi. annem artık asla böyle bir şey söylemez. sonunda anne kız bağını kurabildik. aslında ondan da öte kadınlık ve yol arkadaşlığı bağını kurabildik -yey-. bu da ancak o kansere yakalandıktan sonra oldu. evet maalesef kansere yakalandı muhtemel ki senin yüzünden xd. ama merak etme 3 ameliyat ve 2 yıllık tedaviden sonra öncesinden çok daha iyi. fiziksel olarak değil ama mental olarak. bu hastalık ona kızını ve kendine güvenini kazandırdı. sen de yıllardır aradığın ev hissini sonunda bulabildin. üzgünüm sen bulamadın, ben buldum. bu uğurda az daha okul hayatımı feda ediyordum ama olsun, her şeye değiyormuş haklıymışsın. bunlardan bahsederken mutlu olmalıyım biliyorum fakat ağlıyorum dedim ya bugün zor bir gün. 
20 may 2021
0 notes
lastanonymous-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
 Geceleyin uyku tutmadığında, salona geçip loş ışığı açıyor ve kanepenin köşesine oturuyorum. Pencereden gelen hafif rüzgara karşılık, kucağıma bir pike örtüyorum, hoparlörün sesini içeri ses gitmeyecek şekilde hafifçe açıyorum. Gözlerimi kapalı tutuyorum ara ara, keyfi böyle çıkıyor.
 Annem, birkaç yıl önce bana radyo tiyatrolarından bahsetmişti. Uykusuz kaldığım gecelerin birinde dinlemeye başladım, o zamandan beri aralıklarla dinlemeye devam ediyorum. Bazıları güzel oluyor, bazılarını o kadar da beğenmiyorum fakat farklı farklı piyeslerin sesiyle gecemi renge buluyorum. 
Seveceğinizi umut ederek buraya birkaç kayıt bırakmak istedim, güzel kalın. 
Radyo Tiyatrosu Kayıtları : 
 Jean Paul Sartre - Gizli Oturum 
 Moliere - Hastalık Hastası 
Moliere - Cimri 
Bire On Vardı
Agatha Christie - Ve Perde İndi
Agatha Christie - On Küçük Zenci 
Albert Camus - Yabancı 
Oscar Wilde - Dorian Gray’in Portresi (Arkası Yarın) 1.Bölüm
Oscar Wilde - Dorian Gray’in Portresi (Arkası Yarın) 2.Bölüm
Oscar Wilde - Dorian Gray’in Portresi (Arkası Yarın) 3.Bölüm
532 notes · View notes
lastanonymous-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1M notes · View notes
lastanonymous-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
57K notes · View notes
lastanonymous-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
396 notes · View notes