Text
YORULDUM PATRON -2
İşte bu yüzden duygularımın yolunu asla açamıyorum. Açarsam durduramam bu yoğunluğu. O sele bir setim yok. Ucundan tutarak yaşıyorum her şeyi. Bir derdi mesela ucundan tutarak dinliyorum. "İstediğini anlat dostum, tüm bunları senden ayrılır ayrılmaz unutacağım." Samimi bir şekilde dinlersem empati yaparım. Empati yaparsam onun acısını ondan daha yoğun yaşarım. Ve bu durum onsuz kalan zamanımı benden alır. Bir başkasının acısıyla dolaşırım. Bunu İSTEMİYORUM.
Bir kadın seversem mesela ucundan tutarak seviyorum. Kapılmadan, ufak hayranlıklar belki. Ama düşmek yok. Önün�� alamayacağım hiçbir şey yok. Sevişme var sevgi var ama o saniye ayrılırsam hayatıma o saniyeden itibaren onsuz devam edebileceğim bir şekilde. Öngörülebilir, planlı değil ama karmaşık da değil.
Kaosa kapılmamak için kurduğum yeni hayat mekanizmam bu. Özür dilerim. Kaosu bilmiyorum oraya gitmek istemiyorum. Bir ben var olsun istiyorum. Benliğimi yitirmek istemiyorum.
1 note
·
View note
Text
YORULDUM PATRON -1
Bir yer var orada. Oraya gidince düşüyorum. Ama uçuruma düşmüyorum. Sonu gelmez ya da geliyorsa da henüz gitmediğim ama sanki gidersem beni geri dönülemeyecek bir haleti ruhiye içerisine itecek bir boşluk. Bir sızıntı, bir virüs, bir çürük burası.
Duygusal anlamda ne zaman yoğunlaşsam içim o kadar yoğun hissediyor ki kalbime sığmıyor bu dehşetli hissiyat. Sanki bütün kainatı yutmuşum. Bütün o duygu yoğunlukları, acılar, aşklar, özlemler, ölümler belki... Hepsini bir anda alıp içime sokmuşlar sanki. Ya da hepsi oradalarmış da mağaralar dolusu altını meteliksiz bir adamın bulduğundam hissettiği o kontrol edilemez, göğse sığmaz heyecanını yaşıyorum. Bu yoğunluk beni fiziksel bedenimden ulaştırıyor. Elimi kolumu incelemeye başlıyorum. Çok korkuyorum o anda. "Buradayım" diyorum kendime. Kendimi elliyorum. Bütün fiziksel benliğimi hissetmeye çalışıyorum. "Buradayım, varım ben. Ben varım." diyor, yalvarıyorum kendime. "Dur gitme oraya. Dur bilmiyorum. Dur, geri dönemem. Dur artık!" Tam o anda bir şey acıyor bana. Ya da annemin bir duası belki. Ayağım soğuğu hissediyor. "Buradayım şimdideyim, saat sabahın dördü. Varım."
1 note
·
View note
Text
YETERİNCE KÖTÜ BİR HAYAT YAŞADIĞIMA GÖRE ARTIK BİR YAŞAM KOÇU OLABİLİRİM.
Bugün uçmak kaçmak istiyorum. İyi anlamda. Söylediğim her şeyin anlamının iyi olup olmadığını söylemeden hatta. Bugün her şey iyi olmasa da her anlamın iyi olduğunu hissettiğim bi gündeyim. Bir manik durumun olmadığını da belirterek uçan tekmemizi atalım hadi.
Hayat her şeye rağmen yaşanması gereken bir şey. Yaptığımız şey bir "-e rağmen" sporu. Mesela annenle veya arkadaşınla kavga mı ettin. Bun-a rağmen yaşamalısın. Annen veya arkadaşın öldüyse de bun-a rağmen yaşamalısın. Sebebi de o kadar basit ve net ki seni ikna etmek çok zor olmayacak. Bi şeyler-e rağmen yaşamak, hiç yaşamamaktan daha acısız çünkü.
Çevren, sadece büyük balıkların alanına girmediğin müddetçe yaşayabildiğin biraz büyükçe bir açık hava hapishanesi, biliyorum. Bir böcek gibi küçük hissediyorsun biliyorum. Ama mutlu bir böcek olmalıyım bunu da biliyorum. Çünkü mutsuzluk mutluluktan daha yorucu ve çekilmez. Büyük balıklar-a rağmen, bir böcek olman gerçeğin-e rağmen, mutsuz olman için gayet de yeterli sebebin olmasın-a rağmen... Yaşamalısın. Çünkü yaşamak yaşamamaktan daha acısız. Öyle çok şeyapmamak lazım...
2 notes
·
View notes
Text
O kadar kaçtım ki neyden kaçtığımı unutmuşum.
6 notes
·
View notes
Text
KISA BİR MOLA
Gitmek istiyorum dedim. O da koş dedi koştum. Nereye demedi ben de şuraya demedim. Koş dedi koştum. Gelmek istediğim bir yer vardı. Önceden gelmiştim. Yalancı mutluluklarla dolu bir durak. İlk defa orada durmak istedim. Yalancı olduğunu son saniyesinde anladığın, oradan ayrıldığın anda anladığın o durak. Orada durmak istedim ama "koş" dedi. Ben durmak istedim ama yine de koştum. Son saniyesinde yalancı olduğunu anlayacağım mutluluklar yaşamak istemediğim için değil çünkü öyle de olsa yaşamak istedim o mutluluğu. Ama görev, duygudan önce gelir. Koşmak çok yorucu ve soğuk. Evet büyüyorum. Daha güçlüyüm ama soğuğum. Hiçbir ateş yakmıyor sanki. Bazen yanmak da güzeldi -ya da öyle miydi? Öyleydiyse neden hepsinden kaçmak istemiştim?
Neyden kaçtığımı hatırlayamıyorum. Ama bir şeyler canımı çok yakmıştı. Koşarsam hepsini unuturum demiştim, doğru. Zaten bu yüzden koşmaya başlamıştım. Amacım bir yere gitmek değildi.
Durursam iz bırakırım. Koşarsam kimse beni bulamaz.
Ahh söylemek istediklerimi toparlayamıyorum. Belki bir gün dilimin altındaki baklalar çıkar da hepimiz rahatlarız. Şimdi kaldığım yerden...
2 notes
·
View notes
Text
AKLIMDAKİ YAZI ÇOK DAHA GÜZELDİ VE BUNUNLA ALAKASI YOKTU AMA BU ÇIKTI NAPIYIM.
Az önce halbuki az önce 10 saniye önce beni hiç rahatsız etmeyen şey 10 saniye sonra beni kötü kokusundan öldürecek neredeyse. Yüzümdeki ekşimişlik bir yana sebebini anlamadığım şeyler çok hoşuma gidiyor. Hayret duygumu hep muhafaza etmek isterim. Bir arkadaşım var. Ona bu olayı anlatsam bilimsel açıklamasını yapacak bana. Neyse ki bilimden nefret ediyorum. O yüzden ona anlatmayacağım.
Bilimin bir kırmızı tuşu olsa ona uçan tekmeyle basıp bizi yeniden taş devrine götürürdüm. Dünyanın yuvarlak oluşu beni dünyanın öküzün boynuzunda olma ihtimalinden daha fazla heyecanlandırmıyor. Gerçek ne? asla umursamıyorum. Sizi de umursamıyorum. Ama umursamayan birine göre fazla vurguladım bunu. O yüzden burada bırakacağım.
1 note
·
View note
Text
Ne kadar çabalarsam çabalayayım. Olmak istediğim o hayvan olamıyorum. İçimde bir insan var kurşun geçirmiyor. Kurşunladım-Kurşunladım bazen arşınladım ama geçilmiyor. O hep orada. Kurtadamıma kaç dolunay da geçse dönüşemiyorum. Ben kaplan olmak isteyen bir sokak kedisiyim.
0 notes
Text
BAZEN OLUYO BÖYLE
Söylediğim şey muhatabına gitsin isterim. Gitmezse söylediğim şeylerin anlamsız olduğunu düşünürüm. İntikamı bu yüzden sevmem. Çünkü intikam, intikam alınacak olayın yaşandığı andaki o yaşayan kişiye ulaştırılması gereken bir şeydir. İntikam, olayın üzerinden önemli bir süre geçtikten sonra anlamsızlaşır. Çünkü muhatabım artık başka bir insan olmuştur. O, bu intikamın sebebini bile anlayamaz. Dolayısıyla intikamı sevmem. Küfür eder geçerim ki bu da anlamsızdır. Ama bu anlamsızlığı kaldırabilirim çünkü efor gerektirmez ve tatminkardır. İntikam da tatmin edebilir fakat burada önemli olan o intikam için harcanan eforun büyüklüğüdür. Bu kadar büyük bir efordan sonra kişisel tatminle yetinemem. Bu, karşı tarafı yaptıklarına pişman edecek bir şey de olmalıdır ki bunu yukarda anlattım artık karşımızdaki başka bir kişidir.
4 notes
·
View notes
Text
Kıymet bilmem. Ama sonra bilirim. Azalınca, belki bitince kıymetini bilirim. Sonra yine unuturum, kıymet döngüm başa döner. Ben peynire ulaşmak için bir değirmeni döndüren fareyim.
2 notes
·
View notes
Text
Köpek gibi isterim. İsteklerimi eğitemem. İçimdeki hayvan beni nereye ittiyse orada otlarım. Tüm otları bitirince başka bi yere giderim.
0 notes
Text
Aslında çoktan olmuştur da ben görmezsem-görmediysem, o şey olmamıştır gibi düşünür öyle yaşarım. Diğer türlü yaşayamam. Öyle yaşamasını bilmiyorum çünkü.
1 note
·
View note
Text
Sen onu öyle sanarsın da aslında o hiç de öyle olmamıştır.
-Yaşanmadı.
1 note
·
View note
Text
...
"Hayat gözleriyle beni ararken ben, sözlüye rastgele kaldırılacak bir öğrenci gibi olduğum yerde görünmez olmaya çalışıyorum. Biraz daha konsantre olsam biraz daha çabalasam gerçekten görünmez olacağım. İçimden gülesim geliyor, görünmez olmaya harcadığım çabayı görünür olmaya ayırsam belki o kadar güzel görünürdüm ki"
...
12 notes
·
View notes
Text
KÖR KUYULAR, TEMİZ SULAR
Yazmayı planladığım şeylerin çok uzağında yine tumblr dağının yamacındayım. Söylemek istediklerimden çok uzakta ama bu kör kuyularda sakladığım şeylerle yine buradayım.
Bir hayat yaşıyorum. Bu cümledeki "bir" tüm diğer anlamlarıyla da çok şey ifade ediyor benim için.
BİR hayat yaşıyorum: Ölümün ikinci bir şansı bahşetmeyeceği, toprağın altına hissiz, soğuk cesedimle tek başına gireceğim bir hayat.
bir hayat YAŞIYORUM: Evet çünkü bir hayat yaşamıyordum. Yaşamak için kullandığım şeyler, benim, kendimin dışında şekillenen şeylerdi ama artık değil. Artık
bir hayat yaşıyoruM. Kimsenin söz hakkının olmadığı ama ancak ve ancak benim söz sahibi olduğum kararlarını verdiğim, yanlış da olsa bunun hesabını bir tek kendime verebildiğim bir hayat.
Konu yine buna geldi değil mi? Şimdi bir devin sırtına bindim tüm hatalarımı o yapıyor diyeceğim. Doğru ama konum bu değil şu anda. Bir dev bana hayatımın sahibi olmayı gösteriyor. Bir dev de yok hepsi benim. Sadece daha az empatik daha ağzına ne gelirse söyleyen daha fazla kendini düşünen bir adam yarattım. Bu, en başta ne kadar yadsısam da içselleştirmeye başladığım her saniye bana daha da doğru geliyor. Çünkü bir hayat yaşıyorum. İçimde binlerce sesle yaşayıp binlerce pişmanlıkla ölmek istemiyorum. Tek sesle, umarsız bir diktatörlükle kendi hayatım üzerinde söz sahibi olmak istiyorum. İstediğimi istemek, istemediğimi istememek istiyorum. Ve oluyor da. Bu biraz merhametsiz, biraz da iğreti dursun sorun değil. Bunlar benim değil onların hissettikleri ve benimle mezara kesinlikle girmeyecek duygular. İstediğim bir şeyi yaptığım, istemediğim bir şeyi de yapmadığım için özür dileyecek değilim. Bu yüzden kimseye hesap vermeyeceğim.
Ve tabii ki her düşlediğimde içimi bir ağaç gölgesinde serinleten hayallerim var. Bir gün sizle onlardan da konuşalım. O güne dek yolumda, koşuyor olacağım.
1 note
·
View note
Text
Yaratmak için kendimi yaralardım eskiden
Yarım yarım harcardım kendimi
Hiç bitmem sanarken.
4 notes
·
View notes
Text
Yorucu insanların en isabetsiz savunması "kolay" olmamaları.
Sen kolay değilsin ama bu zor olduğun anlamına gelmiyor. Çünkü sen sağlıklı bir insani ilişkinin kolay kurulmasını hafiflikle karıştırıyorsun. Sen sadece yorucusun ve bu benim lügatimde günahların en büyüğü.
0 notes