Tumgik
Text
Eve girdiğinde karşında böyle dursam n'apardın?
Burada olmak tüylerimi diken diken ediyor. 15 yaşında yazdığın bir günlüğü okumak gibi utandırıyor ama hala bildiğim en kolay blog formatı burası. O yüzden bu kutucuğun içine yazma fikrine alışmam lazım. Kendim için hiçbir şey yapmıyorum. Mesela bir hobim yok. İnsanların bir hobisinin olması toplumsal rekabet kurallarının bir dayatması da denebilir fakat ben üretmiyorum. Hobi sahibi olmak üretken kılardı beni belki bilmiyorum. Hayatım çok kalabalık. O kadar kalabalık ki insanların ismini hatırlayamıyorum. İsmini hatırlayamadığım insanlara alabildiğine samimi davranıyorum ve bunu otomatik bir hareket olarak yapıyorum. Otomatik çünkü samimi davrandığın birinin ismini hatırlamamak olası değil. Dün gece uzun zamandır ilk defa coşkuya kapıldım. Okumakla ilgili yazmakla ilgili yapabileceğim her şeyi o an yapmakla ilgili bir coşku bu. Böyle hissettiğim anlarda bir şey yapamadım hiç her şey ihtimal dahilinde olunca hepsi imkansızlaşıyor. Biraz resim yapsam iyi gelecek. Tiyatro yapmayı da özledim. Cebimde 5 kuruş param yok boya alamayacağım. Tiyatro yapmak için her geçen gün daha fazla yaşlanıyorum. Uyumak istiyorum. Kendim için yapabildiğim tek şey bu. Kendime itiraf etmekten korktuğum şeyler var. İyi birinin iyi olmasının yetmiyor olabileceğini düşünmeye başladım. Ama bu düşünce de rekabet dünyasına ait. İyi biri olmanın bir karşılığı olmalı. Hiçbir şey evrende yokolup gitmemeli. Bir şeyler olsun ve yanlış düşündüğümü anlayayım istiyorum. Gittikçe daha bunaltıcı şeyler oluyor. Konuşamıyorum. Ellerim temiz değil. Bu kirlilik de başkalarının dünyasına ait. Ama vicdanım dediğim şey yine aynı dünyanın koşullarında şekillendi. Bu dünyaya ait değilim ama bu dünya tarafından belirlendim. İnsanlar hayatlarınj pazarlıyorlar. Pazarlanan şeylere ben sahip değilim. O yüzden piyasaya sürecek bir şeyim yok. Daha önce sosyal vitrinlere alıcı gözüyle bakmamıştım. Ama asgari şeylere, basit şeylere bayağı şeylere özlem duyuyorum. Aklım ve kalbim önemli insanlar göre olan önemli şeylerle dolu. Önemli şeylerin de önemli kişlerin de makyajı akıyor. Beni plastikten, meta olmaktan, aptalca şeyler yapmaktan mahrum ettiler.
0 notes
Text
A.B.G Anısına
Eskiden yazardım Yazacak mühim meselelerimin olduğuna Ve yazmazsa ölecek hastalığına tutulduğuma inanırdım. Tutulmamışım. Tut-kunu olduğum unutmakmış. Yazdıklarımı unuttum. Yaptıklarımı unuttum. Tanıdığım insanların yüzlerini unuttum. Unuttuklarımdan biri bu sabah boşluğa bıraktığı gövdesiyle kendini hatırlattı. Hatırlamak için geri döndüm. Hatırlanmak için geri döndüm. Beni bir başka sabah ölümümle hatırlamayacaksınız. Belki kalkıp bir bardak çay koyacaksınız.
0 notes
Text
Takdimimdir*
"bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın biri kırık olmalı bu şartı yerine getirmeyenler kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de katılabilirler" uzun hazırlıklardan geçtik biz uzakdiyarlara uçtuk: başka çaremiz yoktu babasız kızlar korosu: babamız bizi sevmedi çirkiniz! çirkiniz! zır deliyiz. güzeller güzeli şüphe kır kalbimi, alışığım ben yeşil gözleri babamın: gözleri zehirli yosunlardandır ince ince proje dokur, gürcü soğuk ve mağrur babamı hiç görmedim - ki onca yıldır "bu baloya davetli kızlar babalarının cenazesinde bulunmayacaklar" niye seveyim seni babalarının terk ettiği kızlar, kötülüklerinde cömert aşklarında hazin ve güvenilmezdirler babasız kızlar korosu: babamız bizi sevmedi öyle birşey koptu ki içimizde bütün kötü kadınlar bizden sorulur kaçmayı biliriz biz en iyi ey cesur! ey sevgili! sıkıysa bak gözlerime taşa çeviririm seni, mum gibi eritirim çocukluk acıları pazılarımdır benim ah ben ne güçlü ne unutkanım bilemezsin. "balomuz gece yarısını geçe başlayıp canımız isteyince biter" kandırdur arabalarıyla dolanmayız biz cam kırıklarında dans etmek varken babasız kızlar korosu: küfredip kavga çıkarırız çirkiniz! çirkiniz! çirkiniz babamız bizi sevmedi cümlenizin hakkından geliriz yaralarımıza şap dökerek büyüttük kendimizi göçebeyiz; talan eder tüyeriz hayat, baskınımıza mazur bir davet yeridir arka kapıları tekmeler içeri gireriz yaklaşma yakarım, dumanını üflediğim gibi keyfime bakarım ön kapıdan ve sırayla buyrun kibar hanımlar beyler babanız sizi sevdi de ne oldu? korkak, kör ve bok gibisiniz.
2 notes · View notes