Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
2023 küçüktür diğer tüm yıllardan;
Kahve kupasında çok pahalı bir şarap içmek gibiydi ve bitti...
Yılın son sarkısını bırakıyorum buraya, herkes ihtiyacı kadar alsın...
Hola!
0 notes
Text
Uykumdan terli uyandim,
Duvarda asılı cami catlak saate bakıyorum göz ucuyala, saat 03.00 ...
Meneksenin saksisinin sokak ışığından dalgalanan gölgesinin vurduğu camın dişarisi yağmurlu.
Ah diyorum ne güzel kokar şimdi toprak, dogruluyorum yataktan, elim hemen tütüne gidiyor, yağmurlu havada sarılmış sigaranin keyfi hiç birşey de yok, kalk diyorum hadi, avluda ıslanıp sigara içelim.
Ses yok...
Odam karanlik.
Göçtüğünden beri bu dünayadan yağmurda sigara içmedim, avluya çıkamadım, menekseye su vermedim, birtek cama gelen kediyi besliyorum, ben vermezsem aç kalır ama artık onunlada hoş sohbetim yok, Merhaba merhaba...
Yine içkiye başladım, her gece bir şişe dibi görüyorum, beni çok içki içersem terk etmekle tehtit ederdin biliyorum.
Önemi yok...
Unutmadan beraber yazdığımız romanıda bitirdim, baştan sona okudum ve o cihangirde eskiciden aldığımız sobada yaktım.
Artık yatağın sol tarafinda yatıyorum, bunun için senden izin almam gerekmiyor.
Hem zaten Uyurken artık soluma dönmeme gerek yok ve soluma koyabilecegim hiç bir kadın yok senin yerine...
��zgünüm, sözümü tutamadım...
Senden sonra yaşayamadim...
3 notes
·
View notes
Text
Birinden vazgeçtiğinde insanın içi sessizleşiyor. Çok şaşırıyorsun çünkü o ana kadar kafanın içinde hep sorgular, sorular, acabalar, kavgalar, çığlıklar ama o vazgeçisle birlikte çıt çıkmıyor sessiz ve kimsesiz kalıyor ruhun neden bile demiyorsun.
Böyle ani ve kör bir yok oluş.
Hayatının anlamı sandığı ''O" artık var olduğundan bile şüpheli bir zaman araliginda denk geldiğin hiç kimse, geçmise kilitleniyor ve kaybolup gidiyor ömründe.
Böyle bir yok oluş ve kör bir öfke...
2 notes
·
View notes
Text
Var oluşsal sikintilardan mıdır bilmem bir kışlık ruh hali; e tabi ki cebimde rüzgar.
Hep bi yarım kalmışlık hissi, bir bar taburesine yanliz oturdugunda anlıyor insan.
Farkındalık en büyük hastalik...
Çözemedikçe karıştırmak en çok başarıya ulaştırdığım şeyken çekilip bir kenara bakiyorum da, aynadaki bir yabanci.
Fonda ki bir sarkı sözü gibi aslinda tum anlatılmak istenen.
Aslinda hikaye şöyle
"Azalirken Azalirken
Kapilar Ardinda
Kactigim Zamanlar
Bosvermistim Aslinda
Yikilirken Kumdan Kalelerim
Birer Birer
Zirhi Paslanmis Bir Kahraman Gibiyim"
6 notes
·
View notes
Text
Hayatımın büyük bir kısmı insanların davranışlarının, yaptıklarının nedenini anlamakla geçti. Bazen hak verdim, bazen kızdım ama anlamaya çalıştım.
Şu anda vardığım yer çok üzücü.
Sanırım artık insan sevmiyorum ve hayatımda yeni bir insana asla tahammülüm yok.
#tarihenot
1 note
·
View note
Text
Bakın beni yanlış anlamayın, şikayet etmek niyetinde değilim. Çoğu şeyin sebebini biliyorum, çünkü her şeyin ayan beyan bir sebebe dayanabileceği kadar basit bir hayatım var. O sebepleri görüp izleyecek kadar da tembelim. Eskiden böyle değildim. Mesele bir şeyi çok fazla isteyebilme yeteneği de değildi, o şeyi çok güzel isteyebilmekti hünerim. Kendimi ikna edene kadar meselenin peşini bırakmazdım. Şimdi ikna olmakla değil, kendime doğru yalanları bulmakla meşgulüm. Bir şeylerin ışığını kıstım ve yapış yapış bir yüzeyselliğe kapıldım. Mevcutla idare edebilmek gibi de bir lanet bahşedildi bize. Ah, lütfen artık üşengeçliğe methiyeler düzmeyi bırakalım. Ben burada isteksizliğin, daha doğrusu sahte istekliliğin kökünü kazımaya çalışıyorum. Ama şu an buna gerçekten kafa yormak istediğimden emin değilim. Aslına bakarsanız hayatımdaki bütün sorunların sebebinin tek tarafı çalışmayan kulaklıklar olduğunu düşünüyorum.
-katyaninyazi-
1 note
·
View note
Text
Büyümemde,delirmemde, yalnızlığımda emeği geçenlerin gözlerinden öperim...
2 notes
·
View notes
Text
Aslında söze nasıl başlayabileceğim konusunda hiçbir fikri soyuta indiremedim henüz ve hatta fonda çalan Levent Yüksel şarkısının konu ile olan bağlantısını da çözemedim.
‘’Ayrılmam ‘’
ne tuhaf…
Bir şarkının sözlerinin bıçak yarası açabileceğini insanın ruhunda daha önce hiç tecrübe etmemiştim.
Oyle çok düşündüm ki bu konu hakkında belki, karşımda kahvesini yudumlayan o bilmiş bilmiş bakan adamı fark edemedim.
‘’Benim ne şarkılarım var daha böyle’’ dedi
Ses etmedim…
Mırıldanmaya başladı usulca. Egosu yüzünden akıyordu yerlere.
Bak yerleri daha yeni temizledim, salyalarını topla diye çıkıştım.
Aslında hiç tanımadığım bir adama sırf canım sıkkın diye çıkışmış olmaktan utanmış olacağım ki bir kahve daha içermişin diye sordum.
Cevap gelmedi.
Kafamı kaldırdığımda kahvesinini bitirip gittiğini fark ettim. Ne hoş dedim kendi kendime. Geldiğinden de gittiğinden de haberim yok.
Aslında anlatmak istediğim hiç te bu değildi, kafamda ki karmaşayı zulaladığın için sana minnettarım sayın YÜKSEL…
2 notes
·
View notes
Text
Dur önce bir yudum almam gerek, dışarısı çok soğuk…
Bir sürü soru var aklımda sana dair kendimi kandırmam gereken ve kandırılmayı bekleyen.
Cevapların hepsini biliyorum aslında ama o kadar canımı acıtıyor ki görmemezlikten geliyorum.
Hava soğuk…
Aynı sokaklarda yürüyorum yine eskiden geçtiğim ve aynı şeyleri düşünmekten kendimi alamadığım.
Kandırılmayı bekleyen adımlar atıyorum cihangirden galataya eski bir dosta sığınmaya.
Kulaklıkta bir şiir daha da acıtmaya programlanmış..
‘’hayat o evde yerin yok diyor, yerini bil. Evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim…’’
Geldim şimdi, tüm heybetiyle galata…
Cihangir Galata arası sadece 22 dakika sürdü ve sen hiç bir şey yazmadın.
Aslında daha hızlı gidebilirdim ama malum bastığı yerin gönyesini tutturamayınca insan, uzun suruyor tüm yolculuklar birde zihninde kendini sevmekten alamadığı biri varsa.
23 dakika oldu yazmadın.
Son yazdığıma bozuldun belki, belki uyudun.
24 dakika oldu yazmadın.
Ama kırılmanı gerektirecek bir şey yok, çünkü benim yanımda biraz olsun zaman geçirmeni ister baktığım zamanlarda, nasıl geleyim hayatım kelimelerini alıp yanına yaptığın seçimleri hatırlıyorum hep,
27 dakika oldu yazmadın.
Neyse sen mutlu ol…
Hava soğuk, ısınmaya ihtiyacım var.
Bu son…
Ah bi bilsen diyorsun ya, her seyi biliyorum;
Sende bil, sadece bil…
Ve emin ol bu sokak lambaları, evin duvarları ve o sana sarılamadığım nalet olası yatak konuşmasını bilmiyor.
Not: Deli değilim.
3 notes
·
View notes
Text
En son ne zaman bir kitabın orta yerinden yalınayak dalıp tepindim bilmiyorum. Ben hiç baştan başlayamam , hep sonunu merak ederim, bir başından bir sonundan okuyup bok ederim, sonra küser yazara küfrederim.
Kitabın yazarının hiç haberi yokken gıyabında kendi kendime olay çıkarir, önce karakterleri birbirine düşürür sonra Afilli bir küfrederim. Hem bilmesede olur, oh ben ettim gitti, şimdi onun adına uzayda asılı duruyor lazım olursa bir gün alıp başkasına satabilir. Buna ben yer değiştirme kanunu diyorum ve dilediğimce kullanmama olanak sağlıyor.
Kısa bir not:
Hayır deli değilim...
3 notes
·
View notes
Text
Şimdi her şeye sahip, hiç bir şeyi olmayan biri olarak dinliyorum bu şarkıyı.
1 note
·
View note
Text
Bunca yıl geçmiş bunu yazalı ve hiç bir şey değişmemiş, eksilmiş öylece, eksilen sadece yıllar olsaydı diye iç geçiriyor insan, kaybolan tüm yaşanamamış ihtimallere, hola.
3 notes
·
View notes