kablez

[kablez]

anılara dönüşmek ve unutulmaya yüz tutmak için,

[kablez]

"kimsenin mutsuzluğunu küçümseme kendi hüznünü de büyütme."

[kablez]

içim yanar*

[kablez]

mutluluğu bilirsin, mutsuzluğu bana sor.

[kablez]

"ölüm insanı masumlaştırıyor nâzım abi."

[kablez]

lakin devletlerin meşrulaştırdığı kadar güzelken göğsümde hâlâ dikenden ibaretsin.

[kablez]

[kablez]

[kablez]

[kablez]

onun kalbi kırıldı parçalarını arıyor,

[kablez]

ama boş ver bunları sağlığın yerinde mi?

[kablez]

bir kırık hüzün bu, soluksuz coğrafyamda bağrımı delen.

[kablez]

içimde kırk kadın, kırkı da yabancı. kırkı da öteki.

[kablez]

burada kalamazsın, başa dönemezsin ama dön. eve dön. şarkıya dön. kalbine dön.

[kablez]

çöplerin içinde rüya aradım. düştümse eğer sana bakarken düştüm.

[kablez]

ben kaçmaya çabalıyorum hoşnut muyum / siz kaçtığınız yerde hoşnut musunuz

[kablez]

dönmek kabiliyet değil zarurettir ibrahim.