Ben ellerimde kanla yasamanın bir yolunu bulurum ya sen?
Don't wanna be here? Send us removal request.
Photo
19.03.2024 04:21 / Sakarya
Duvar yıkıldı, kurallar kaldırıldı, şartlar çok değişti ..
Yeniden doğdum.. 55 günlük Kızım kollarımda uyuyor. Zaman çok kıymetli ve çok hızlı akıyor, Her anın tadını çıkart !
Varlığına bin şükür güzel kızım 🖤 ilay’ım
163K notes
·
View notes
Text
NEFRET EDİYOR SEVMİYOR BU YÜZDEN SANA ZARAR VERİYOR GÖR ARTIK!
270622
0 notes
Text
Öyle bir öfke, öyle bir sinir, öyle bir nefretki yönetmesi çok zorlu ve ağır. Nasıl bir sevgi ki bu
260622
0 notes
Text
Bazı cümlelerin telafi çabası olmadığı gibi, üzerine eklenenler de hiç unutulmuyor.
'Evlenme kendini yakarsın diyenlere hak veriyorum'
'Bitsin desen de gitsem diye bekliyorum'
'Ben bir ömür kime adıyorum die sorguruluyorum şuan kendimi'
03.01.22
1 note
·
View note
Text
“Ama bir gün bir fanus içinde beni bilmediğim bir okyanusa bırakacağını bilseydim, sevmeyi senden öğrenmek istemezdim. Tecrübesizdim, istersen cahil de sen buna. İster çocukluğuma ver, istersen aptallığıma... Sen beni keşfetmeye çalıştıkça kendimi değerli hissettim. Ama öyle değilmiş. Aslına bakarsan sana gösterdiğim ve beni her defasında oradan acıttığın zayıf yanların için pişman değilim. Yine de bazen diyorum ki, iyi ki daha fazlasını anlatmamışım sana, iyi ki daha fazla açmamışım içimi. Yoksa sende bu acımasızlık, bende bu duygusallık varken bir daha toparlayamazdım ben. Buna da şükür. Hala nefes alacak sebeplerim var. Üstelik sana rağmen...”
0 notes
Text
Yine sevemedim bugünü. Mutlu değilim. Aksine yılın en çok ağladığım üzüldüğüm günü olabilir. Özel gün için özel olman gerekiyor bunu anladığın gün bugün.
Bugünü sevmeye çalışma çünkü özel değilsin.
09.11.21 03:30
0 notes
Photo
15.04.2021 07:56 / Sakarya
Aynı yerdesin demek isterdim ama büyüyorsun kızım. Değişim istedin duyguların olduğunu fark ettin, küçücük bir duygu seni değiştirdi, değiştin. Pişman olunacak bir şey yapmadın güzel zamanlar güzel anılar yaşadın kendinle gurur duy, çünkü bu hayatı yaşadın yaşamaya da devam edeceksin. Problemlerini çözmek gibi bir eğilimin yok görmezden gelmeyi tercih ediyorsun artık bunu çok iyi biliyoruz. Kendin olmaktan sakın vazgeçme.
Duvar senin duvarın, her zaman duvarın üstüne oturup ayaklarını sallayan o kız olucaksın, unutma.
163K notes
·
View notes
Text
6 yıl önce kaybettiğim abimin üstüne şimdi de güvendiğim bir adamı kaybettim.
Yanında huzurlu ve rahat hissettiğim değer gördüğüm sevildiğimi bildiğim benim için elinden gelen her şeyi yapacağını bildiğim kişiyi. Bunu söylemek bile çok ağır geliyor. İnsan sevdiği değilde sevildiği yerden ayrılınca daha kötü oluyormuş. Karşı tarafın acısını düşünmek insana daha çok acı veriyormuş. Çünkü insan kendisinden çok değer verdiği sevdiği insanın acı çekmesini üzülmesini istemezmiş. Öğrenmiş oldum. Bir çok şey öğrendim. En acısı buydu. Hatta tek acı olanı buydu. Duygular hepsi birer zehirli ok gibi, zehri saplandığı yere yayılıyor.
Dolu dolu çok güzel bir 3.5 ay geçirdim film izledim, kahve içtim, gezdim, piknik yaptım, okey oynadım, nargile içtim, yağmur sesin de uyudum, uçan balon bıraktım, uzun yol yaptım, kahvaltı hazırladım, kız kulesine gittim,araba kullandım,bileklik yaptım,sollama cezası yedim, offroad macerası yaşadım. Hiçbirinde yalnız değildim yanımdaki insandan dolayı hepsi çok özel ve güzeldi. Her şey için teşekkür ederim. Geçmişe bakınca bunları görmeli insan, güzel olan şeylerin kıymetini bilmeli, kavga etmişsin tartışmışsın önemli değilki, sen yaşadığın güzel anları hatırla. Kavga da kötü olan gülerken de kötümüydü? Değildi dimi, o sana değer veren seven kişiydi, ağzından çıkan tek bir kelimeye bakan kişiydi, o özeldi, çünkü senindi. O benimdi.
Bana ait olduğunu biliyordum hissetiriyordu. Ama ben ona ait miydim? Bilmiyorum. Peki o ne hissediyordu ? Ona değer verdiğimi hissetmişmiydi. Küçük gözleri olduğu için siyah duran gözlerinin güneş çarpınca renklenen kahvesini sevdiğimi biliyormuydu, bir olay anlatırken iki elini birbirine çarpmasını, sevmediği yemeğin adını bilmemesini, ‘benim içtiğim kahvenin adı neydi’ diye her defasında sormasını, aldığım bilekliklerin hepsini üst üste takmasını, cebinde sürekli naneli sakız taşımasını, siyah boğazlı kazağını giyinceki o halini, hep sözünde durup tam vaktinde gelmesini, tikiyle oynadığımdaki o kahkahalarını, film izlerken başını omzuma yaslamasını, şu zamana kadar denemediği şeyleri benimle denemesini, hırçın sert görünen saçlarının aslında yumuşacık olmasını, bir iş yaparkenki o ciddi surat ifadesini. Bunların hiçbirini bilmiyor çünkü hiç söylemedim, söyleyemem de zaten.
‘İnadını kırmadığın o duvarlarının arkasından çıkmadığın için bu haldeyiz, kendi duygularının bile farkın da olmadığın için buradayız.’
‘Korkuyorsun, o duvarlarını kırıp kendini açık edince yalnız, ortada kalmaktan korkuyorsun.’ Dedi
O kadar haklıki ve beni bu kadar iyi tanımasına o kadar şaşırıyorum ki. Bu daha çok acı veriyor.
Çünkü hem seni seven hemde tanıyan bir insanı hayatından çıkartıyorsun ailen gibi olan birisini.
O şarkıları bir daha dinleyemeyeceksin, o cafedeki o masaya bir daha oturamayacaksın, bir daha sabah 5.30 da hadi simit almaya şu fırına gidelim diyemeyeceksin, o filmi bir daha izleyemeyeceksin, bir daha kimseye ayıcıklı marshmallow almayacaksın. Aklından bile geçince acı vericek duygulanacaksın. Kahve makinasını tek başına tamire götürürken bile adımların yavaşlıyıcak, her kapının önüne indiğin de burdamı diye soluna bakacaksın, o otoparka her girdiğinde o hep park ettiği köşeye gözün takılacak, bir daha nargile içtiğiniz o göl kenarına gidemeyeceksin, gişedeki adama bakınca sanki o nerde diye sorucak gibi gelicek her defasında, o petrole bir daha gidemeyeceksin adam çay ikram ederse yine reddediceksin ve ‘ bir kere çayını içelim şu adamın ya’ demesi aklına gelecek, uzun bir süre tavla oynayamayacaksın yenilinceki o sakin duruşu, bagajdaki tavla aklına gelicek, cafeler açıldığın da ilk buraya gelicez dediğin yere hiç gitmeyeceksin. Bir süre yavaş yürüyeceksin çünkü hiçbir acelen yok bekleyenin yok sakin sakin dolaşacaksın etrafına bakıcaksın birbiriyle didişen insanlar görünce dudağın burkulacak o aklına gelicek ama yürümeye devam edeceksin, yanında siyah bir araba aniden park edicek, önce bir durucaksın gözün plakaya kayıcak ve yine yürümeye devam edeceksin. O iskelenin yanından geçerken sadece yola bakıcaksın. Bir daha kimseye o çaydan almıyıcaksın, ve yürümeye devam edeceksin, yoluna devam edeceksin ve bir gün gelicek o girmediğin sokağa gireceksin. Karşına o çıkıcak. Adımlarınız yavaşlıyıcak bir kaç güzel anı gözünde canlanacak ama yavaşça yürümeye devam edeceksin, oda aynısını yapıcak, sokağın sonun da arkana bakıcaksın, ama o çoktan gitmiş olucak. Derin bir nefes çekeceksin sonra tekrar yürümeye devam edeceksin, fark etmeyeceksin bir damla yaş süzülücek sol gözünden, elin gitmeyecek silmeye orda kuruyacak.
Şimdi yüzündeki bütün yaşların kuruduğu gibi.
İyileşiceksin ama bu buruk sevilmişliğini hiç unutmayacaksın.
14.04.21 F
0 notes
Text
Gel dese, gitsem. Birer kahve alsak, yürüsek sahil boyunca. O sussa ben dinlesem..
2 notes
·
View notes
Photo
20.02.2020 01:42 / İstanbul
Korkuyu hisset ama yine de yap.
Şimdi değilse ne zaman?
Değişimin tam zamanı, harekete geç!!
163K notes
·
View notes
Photo
49K notes
·
View notes