Tumgik
hilyuksel · 22 days
Text
30.08.2024/ 16:01
Hiç kimseye yetemediğini düşündüğün de kişinin kendi sorgulayıcı okları, kendisini vururmuş. Ne kadar zorlanmışız hayatımız boyunca birini, bir şeyleri memnun etmeye. Kendimize gelince eksik bırakmayı sorun etmemişiz. Daha doğrusu sorun olabileceğini öğretmemişler bize. Öz’de ki benlik algısını yok edip, zihinlerinde ki karakteri yüklemeye çalışmışlar. ‘’Ruh üzerine ruh’’ misali… Kalıplara sığmayan o varlığı hapsetmek uğruna verilen bir savaş..
0 notes
hilyuksel · 2 months
Text
06.08.2024/ 01:14
Bir söze denk geldim;
,,Ruhta yer edineni kalp nasıl unutsun?’’
Bazen insan kafasına vurula vurula unutmak zorunda bırakılırmış. Öyle sinsice bir zehir ki bu, delibalı bile sollarmış. Önce damla damla, sonra giderek dozu artarken; bırak O’nu unutmayı, ruhunu parçalar, insana kendisini bile unuttururmuş. Galiba bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri kendini unutması… O’nu gülümsetmek adına kendi gülüşünü yok etmenin hikayesi. Oysa seven böyle mi yapardı cidden? Gülüşüne gülüş katmaz mıydı? Sevgisini çabasıyla göstermez miydi? Ben’i silmeden yanına bir sen ekleyip biz yapmaz mıydı?
Ama kabul etmeliyim ki gerçekten seven insan zaten bunları söyletmezdi. Çünkü yapmış olurdu. Benim için doğru insan, dönüşmezdi yanlış insana. Becerirdi bir hayatına beni de sığdırmayı. Ama anlaşılan o ki daha kendini hayatına sığdıramayan, beni hiç sığdıramazmış. Sevilmeyi, iyileşmeyi, huzuru kendine çok görürmüş. Kabullendim. Bunlar benim hatam değil. Ben senin için elimden geleni fazlasıyla yaptım. Seni tamamlamak adına ruhumu parçalamana bile izin verdim. Ama sen bir sevilmeyi bile kendine çok gördün. Bunu kabul edemeyip söz gelimi aşık olduğun kadını yanında tutup, kendine öfkeni ondan çıkardın.
Olsun… Ey sevgili, sen de benim böyle imtihanımmışsın.
Artık kızmıyorum gitmene. Yüreği güçsüzmüş diyorum. Sonra geçiyorum hayaletinin yanından. Bakıp kızıyorum sadece. Çünkü beni o kadar zamandır buna hazırlamışsın ki; gözyaşlarım bile küsmüş bize. Akmıyorlar ardından. Fırtına öncesi sessizlik de olabilir, bilmiyorum. Ama bana miras bıraktığın durgunluğa rağmen, dönüyorum özüme. Çapamın her bir parçasını altınla yapıştırıyorum. Bir kintsugi misali…
0 notes
hilyuksel · 7 months
Text
Neden hep sorgular ya da sorgulanır insan?
Bir şeyleri sadece isteyemez miyiz fazla ya da az demeden?
Biliyorum, sorgu bazen gereklidir. Bir şeylerin farkına varmak ya da onları anlamak için. Ama ya ikili ilişkilerde ki sorgulamalar? Olması gereken sorgulamalardan bahsetmiyorum biraz önce belirttiğim gibi. Benim bahsettiğim duygularınızın yanlış olduğunu, gereksiz olduğunu ya da neden o duyguları hissettiğinizi düşündüren sorgular. Ki bu sorgular sadece sözel olarak var olmuyor hayatta. Bazen bir hareket bir dokunuş bir görmezden geliş buna yol açıyor. Karşı taraf bunu yapmak istemese bile bu durum gerçekleşebiliyor. Çünkü biz insanız; güçlüyüz, hassasız, kırılganız, sağlamız... Varoluşumuz bile bir çelişkiler bütünü değil mi aslında? İki zıt ağacın meyvesi, pozitif ve negatifin birleşimi, kadın ve erkeğin sonucu...
0 notes
hilyuksel · 8 months
Text
29.01.2024/ 16:13
Bazen insana her şeyin yük olduğun zamanlar olur hayatında. Üzerine bir de bu durumun haricinde en büyük yük kendisi gibi hissetmeye başlarsa o varlık, adeta bir fırtına kopar sessizlikte. Kendini yok etme döngüsünün başlangıcıdır bu. Kimse bilmez silinmeye başladığını. Sadece zihni farkındadır durumun, o da kim bilir ne zaman kabul etmiştir…
Olur da bir gün bu döngüye düşerseniz aynanın karşına geçin. Farkına varın bu durumdan kendi kendinizi kurtaracağınızın. Çünkü yalan söyleyecekler yanındayım diyerek, yalnız bırakacaklar. Asla kabul etmeyecekler o fırtınanın başlamasında bir gök gürültüsü olduklarını. Yine de haksızlıkta etmeyelim; gerçekten yanınızda olan birisi varsa da tutun elinden, bırakmayın. O sizi karanlık zihninizle kabul edendir çünkü. Bilin ki o zaman sadece kendinize sahip olduğunuz için değil, doğru insanı bulduğunuz içinde şanslısınız…
0 notes
hilyuksel · 8 months
Text
17.01.2024/ 03:25
Zerre içinde zerreyim
Ben kendimi bilmez miyim?
Yani, işin sırrı kendini bilmekte
Değişmek istiyorsan eğer, bileceksin kendini
Neyi terk ettiğini bileceksin
Neyi terk ettiğini bileceksin ki,
Neye kavuşmak istediğini bilesin.
Şimdi düşünüyorum da..
Bırak bilmeyi,
Ben aslında hiç öğrenemedim kendimi…
1 note · View note
hilyuksel · 9 months
Text
14.12.2023/ 09:29
Sorgulamalarım var çok fazla hayata dair. Neden varım?Amacım ne? Ne istiyorum? Ne için yaşıyorum? Ben kimim? İşin kötüsü de bunları o kadar çok yapıyorum ki sorgulamalarımın farkında bile olmuyorum bazen. Zihnim yoruluyor ve ben neden yorulduğunu fark etmiyorum. Kendime yaptığım hem en güzel şeylerden hem de en kötü şeylerden birisi galiba sorgulamak. Ufkum açılıyor ama o açıklıkta kayboluyorum da bazen. Ne tuhaf değil mi her şeyin eninde sonunda bir çelişkiye belki de bir paradoksa dönüşmesi…
0 notes
hilyuksel · 10 months
Text
28.11.2023/ 03:38
Galiba kaçmak isterken saplanmaktan en çok haz duyduğum şeysin sen. Ama kabul etmeliyim ki senden kaçarken aynı zamanda kendimden daha doğrusu kalbimden kaçıyordum. Ondan kaçmayı bıraktım, teslim oldum. Artık beni sarmana, seni sarmaya hazırım. Seninle tam hissediyorum kendimi. Kahveler kızıllara dönerken; parçaların yerine oturduğunu gözlerinde görüyorum…
0 notes
hilyuksel · 1 year
Text
05.10.2023/ 19:38
Ben iyileşiyorum. Artık gözlerimin önüne doldurduğun o bulutların geride sisleri bile kalmadı. Şu an senle ilgili tek saygı duyduğum şey sana karşı duygularım. Sen gömülmeye, hatırlanmaya değmezsin ama beslediğim duygularım bunları hak ediyor. Bu yüzden mektuplarım kalacak. Çünkü fark ettim ki onlar sana adanmış değil aslında. Onlar benim zihnimde aşık olduğum figüre adanmış. Sen o olmadığını kanıtladın bana. Aşk adına yaptığın bütün tanımlamalar, kendin karakterin adına yaptığın bütün anlatımlar; altı boş bir hacimmiş sadece. Bu kadar yücelttiğin şeyler konusunda çelişkinin zirvesindesin. Ama iyi haber şu ki ben artık çelişkiler kraliçesi değilim. Kendime yalan söylemiyorum. Senin beceremediğin ama sürekli geri istediğin o yanlızlığa sahibim. Ve bununla gurur duyuyorum. Çünkü artık fark ettim ki denk değiliz. Seviyeni aşağılayacak da değilim ama senin seviyene inmek adına çok çabaladım. Hak etmedin orası ayrı ama emin olabilirsin o kadar aşağılara inmem artık. Öfkeli değilim yanlış anlama beni sadece gözlerimi açtım. Yalanların, manipülasyonların ve özellikle de kendine yaptığın manipülasyonlarla umarım bir gün mutlu olursun. Ben mutluyum. Hatta hiç yapamam diye düşündüğüm bir şeyi yapacağım. Tam beni tanımana izin verdiğim günde, senden kalan ama sana göre sadece fiziksel bir şey olan bana göre kırmızı ipi özgür bırakacağım. Buna hazırım. O özgürlüğü hak ediyorum.
1 note · View note
hilyuksel · 1 year
Text
29.07.2023
Bana saldırmak adına senin eline benim verdiğim silahlar dışında neyin vardı söylesene. Basit bir şekilde izin verdim işte sana beni benle vurman için. Kendimde bunu yapacak güç kalmamışken tutuşturdum eline benliğimi. Belki de bir sınavdı senin adına kıyar mı bana diye. Kıyarmışsın anlaşılan. Peki benim gücüm var mı seni senle vurmaya? Ya da şefkatim mi kazanır söz konusu senken? Dejavuların ortasında kaldım. Çıkış yolunu göremeyecek kadar kör olmuşum meğerse.
1 note · View note
hilyuksel · 1 year
Text
Kış Uykusu
Seni her dakika, her saniye özlüyorum. Ama gururum el vermediği için hiçbir zaman söyleyemiyorum. Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum. Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi. Biliyorum eski günlere dönemeyiz. Gerek de yok buna. Beni bir uşağın gibi, bir kölen gibi yanına al. Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver. Beni affet...
0 notes
hilyuksel · 1 year
Text
02.08.2023/ 01:50
Duygularımın yarattığı boşlukları ruhum dolduracak diye umarken farkettim aslında hiç dolmayacaklarını. Kim bilir belki de en başından beridir varlardı da ben anlamadım. Belki de kayboluşumun hazin yolculuğu budur. Bir dizi boşluğun ben ele geçirmesi. O sonsuz boşlukta savrulmak, silinip gitmek...
0 notes
hilyuksel · 1 year
Text
29.07.2023/ 17:36
İçimde yavaş yavaş küle dönen kor parçalarıyla kendimce bir savaşım var. Bu parçalarda nerede küle döner de bitirir beni bilmiyorum. Bilmek istediğimden de emin değilim zaten. Sadece benden bir şeyler götürdüğünü hissediyorum. İşin kötüsü bunu engellemek için elimden gelen hiçbir şey yok.
0 notes
hilyuksel · 1 year
Text
15.07.2023/ 08:23
Kendimle bir savaşın ortasındayım. Üzerime sinmiş ölü bir enerjinin benimle girdiği bu savaştan oturduğum yerde kurtarılmayı bekliyorum sanki. Hayata dair, geleceğe dair çok fazla beklentim, isteğim ve hayallerim var. Ama bu savaşta ya kaybedersem? O istek ve hayallere ne olacak? Battığım bu yerden sürünerek de ola çıkmama yardım edecek tek şey güçsüzleşmiş kollarım, biliyorum. Ancak bulunduğum halde kollarım bile kayıp sanki. Ahh, tanrım... Nedir benim bu imtihanım? Toparla kendini...
0 notes
hilyuksel · 1 year
Text
14.07.2023/ 10:14
Nerden başlasam bilemiyorum. Garip bir doluluk var içimde. Sırtımda ne olduğunu anlayamadığım yüklerim var. Boğuşuyorum sanki var olan her şeyle; kazanacağımı ya da kaybedeceğimi kestiremeden... Beni bu noktaya getiren şey neydi sahiden? Yaptığım seçimler, aldığım kararlar, söylediğim sözler, düşündüğüm fikirler mi? Kısaca beni bu noktaya getiren benim desem de olur aslında. O zaman neden bu kendimle cebelleşişim? Kendime katlanmam, sonuçlarla yüzleşmem gerekmez mi? Neyden kaçıyorum? Başarısız hissetmenin acizliğinden mi, hayallerime olan mahcubiyetimden mi, sevdiklerime yaptığım yüz üstü bırakışlarımdan mı?.. Neyden bu kaçışlarım? Ben kendimden kaçmazdım. Ne ara unuttum bu prensibimi? Neden kendimi aklımdan korumadım? Acıya, acı çekmeye o kadar mı aşığım ben?
0 notes