Text
Abdullah bin Mes’ûd -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna vardım. Kendisi sıtmaya yakalanmıştı.
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Gerçekten şiddetli bir sıtma nöbetine tutulmuşsunuz!” dedim.
“–Evet, sizden iki kişinin çekebileceği kadar ızdırap çekmekteyim.” buyurdu.
“–Bu herhâlde iki kat sevap kazanmanız içindir.” dedim.
“–Evet, öyledir. Allah, ayağına batan bir diken veya başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı Müslümanın günahlarını bağışlar. O Müslümanın günahları ağaç yaprakları gibi dökülür.” buyurdu. (Buhârî, Merdâ, 3, 13, 16; Müslim, Birr, 45)
1 note
·
View note
Text
Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- buyurur:
“İki nîmet var ki beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum.
Birincisi, bir kimsenin, ihtiyâcını karşılayacağımı ümîd ederek bana gelmesi ve bütün samîmiyetiyle benden yardım istemesidir.
İkincisi de Allah Teâlâ’nın, o kimsenin arzusunu benim vâsıtamla yerine getirmesi yâhut kolaylaştırmasıdır.
Bir Müslümanın sıkıntısını gidermeyi, dünya dolusu altın ve gümüşe sahip olmaya tercih ederim.” (Ali el-Müttakî, VI, 598/17049)
1 note
·
View note
Text
Senin dört düşmanın var:
Birincisi dünyadır. Dünyanın silahı insanlarla birlikte olmak, hapishânesi uzlettir.
İkincisi şeytandır. Şeytanın silahı tokluk, hapishânesi açlıktır.
Üçüncüsü nefistir. Nefsin silahı uyku, hapishânesi uykusuzluktur.
Dördüncüsü hevâdır. Hevânın silahı konuşmak, hapishânesi susmaktır.” (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, IV, 600)
4 notes
·
View notes
Text
Şâir Firdevsî, Şehnâme adlı eserinde ne güzel söyler:
“Bir yem tânesi çeken karıncayı dahî incitme! Çünkü onun da canı vardır. Can ise, tatlı ve hoştur.”
Âlemlerin Efendisi, hayvanların faydasız ve sebepsiz yere, keyfî bir şekilde öldürülmesini yasaklamıştır. Bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur:
“Kim bir serçeyi boş yere sırf eğlence olsun diye öldürürse, kıyâmet günü o serçe feryâd ederek Allâh’a şöyle seslenir:
«–Ey Rabbim! Falan kişi beni gereksiz yere öldürdü, herhangi bir fayda için öldürmedi.»” (Nesâî, Dahâyâ, 42)
5 notes
·
View notes
Text
Yâ Rabbim.!
Gözlerimize görmeyi bahşettin,
Cemâl'ini görmeyi de nasip eyle..
🌸
Kalbimize sevmeyi lûtfettin.
Sevdiklerinden olmayı da nasip eyle..
🌸
Kulaklarımız için duymayı takdîr ettin.
- "Ben sizden râzıyım"
Müjdesini duymayı da nasip eyle..
🌸
Yokluğumuza var olmayı yakışdırdın.
Ebedî vuslatında Cennet ve Cemâl'ini de
Görmeyi nasip eyle..
#ÂMİN 🤲🌸
🤍🍉Hayırlı Sabahlar 🤍🍉
207 notes
·
View notes
Text
13 notes
·
View notes
Text
Ebû Hüreyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sas) şöyle buyurdu:
“Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi sınıf insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
Âdil devlet başkanı, Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, kalbi mescidlere sevgi ile bağlı müslüman, birbirlerini Allah için sevip birliktelikleri ve ayrılıkları Allah için olan iki insan, güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine ‘Ben Allah’tan korkarım’ diye yaklaşmayan yiğit, sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, tenhâda Allah’ı anıp gözyaşı döken kişi.”
10 notes
·
View notes
Text
Allahım beni ilimle zengin et, hilimle süsle, bana takvayı ikram et ve beni afiyetle güzelleştir.
22 notes
·
View notes
Text
Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi:
“Allahım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla!”
Buhâri, Daavât 60
133 notes
·
View notes
Text
Abdullah bin Mes’ûd -radıyallâhu anh- birisine bir âyet okutur (öğretir) ve:
“–Bu âyet, üzerine Güneş’in doğduğu veya yeryüzünde bulunan her şeyden daha hayırlıdır.” derdi. Sonra da bu sözünü Kur’ân’ın her âyeti için tekrar ederdi. (Heysemî, VII, 166)
3 notes
·
View notes
Text
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştu:
“Her ziyafet çeken, ziyafetine (insanların) gelmesini ister ve bundan memnun olur. Kur’ân da Allâh’ın ziyafetidir. Ondan uzak durmayınız.” (Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 1)
6 notes
·
View notes
Text
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve şöyle dedi:
- Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
- “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatın yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” (Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92)
1 note
·
View note
Text
Allah'ım Senin hazinelerin geniş ve Sen vermeyi seversin. Bizlere, bizde görmek istediğin meziyetleri ver ve bizi sevdiklerinden eyle.🍂
<~~~~~~~~~~~~~~~~{^} ~~~~~~~~~~~~~~~>
Allah'ım, kötülerin iyilerden kat kat fazla olduğu asrımızda Sen bizleri iyilerden eyle ve kötülerin şerrini bizden uzak eyle...🍂
73 notes
·
View notes
Text
"Nasipten öte yol, teslimiyetten başka teselli yok. Hiçbir şeyi çok istememeyi öğreneceğiz. Hayırlısı deyip yola devam edeceğiz. Gerekirse en baştan başlayacağız. Dua edeceğiz. Allah'a teslim olacağız ve huzur bulacağız."
209 notes
·
View notes