gidemezsin

[gidemezsin]

birisinin hüngür hüngür ağlayarak kurduğu bir cümlenin, hiç kimsenin gönlüne değmemesi kadar canım yandı o gece. sonra, gırtlağımda yüklemi olmayan bir cümle ile eve döndüm. insan aptal olduğunu öğrenince eve döner hep.

[gidemezsin]

biliyor musun bir anda anlamını kaybetti her şey gözümde. sanki bir sabah hepsini geride bırakarak uyandım, öyle terk ettim kopamadığım her şeyden.

[gidemezsin]

zorlandığımı kimse görmüyor. bende mutfak dolaplarıyla karşılıklı oturup ağlıyorum.

[gidemezsin]

bi yeri terk edince o yer seninle gelmez sanıyorsun değil mi, ben de öyle sanmıştım

[gidemezsin]

siktir etmeyi bileceksin bazen ya

[gidemezsin]

[gidemezsin]

bin bıçak var sırtımda,biniyle de adaşsın

[gidemezsin]

Yak bir sigara, her şeyi siktir et.

[gidemezsin]

Birinin çabasızlığına kırgın olmak...

[gidemezsin]

verdiğin değer kadar yalnız kalırsın.

[gidemezsin]

bin bıçak var sırtımda,biniyle de adaşsın

[gidemezsin]

seni son gördüğümde ilk tanışmamızdan daha yabancıydık

[gidemezsin]

[gidemezsin]

başımı duvarlara yaslayınca aklıma omuzların geldi

[gidemezsin]

alelâde söylenmiş bir sözün oluşturduğu boşluğa ne kadar uzun süre bakılabilirse o kadar uzun baktım.

[gidemezsin]

içimdeki beklentiyi bitirdim ve bu sessiz bir vedaydı.

[gidemezsin]

anlaşılmak istemiyorum. çünkü gördüm, birinin ciğerinizi bile bile deşmesi, bilmeden yapmasından betermiş. ne hissedeceğimi benden iyi biliyordun ama durmadın işte.