gecmisinyankisi

[gecmisinyankisi]

yıllar önce yaşanmış, bitmiş, bçzi üzmüş şeylerin hâlâ etkisinde olmak çok garip

[gecmisinyankisi]

bu sefer hislerimi gerçekten açık yazmaya çalışacağım. kendiöi kötü hissediyorum, hem fiziksek hem mental olarak. çok yorulduğumu hissediyorum. bir yandan da üninin başlayacak olması beni çok yoruyor, nasıl olacak, nasıl olaylar yaşanacak, arkadaş bulabilecek miyim, bulduğumuz kişi nasıl olcak, ailem sevecek mi, sürekli gezmek mi isteyecekler???? bunların hepsi beni darma duman yapıyor. Allah'ım nolur sürekli bir yerlere gitmek istemeyen ailemin de seveceği, kafa yapımız çok uygun bir arkadaş nasip et yarabbim. buna mental olarak da çok ihtiyacım var. son zamanlarda kalbim çok sıkışıyor, çok düşünüyorum, olur olmadık şeyleri unutuyorum. toparlanmam lazım, iyi olmam lazım. nasıl yapacağım bilmiyorum. ben sevildiğimi hissetmek istiyorum, ben gltmek istiyorum, nereye olduğunu bilmeden. çok yorgunum. allahım sen bir an önce toparlanmamı nasip et

[gecmisinyankisi]

Her şeyden ve herkesten nefret etmemi sağlayan aileme teşekkürlerimi en içtenlikle sunuyorum ...

[gecmisinyankisi]

hayatta her şeyin bizim için olduğunu fark ettim, aldığımız her karar farklı bir durumun kapısı aslında. ve biz her zaman iyi kapılar aralayamayız. ama içine girdiğimiz odayı güzelleştirme de bizim elimizde. bu yüzden her yerde çiçek açtırmaya çalışacağım. geçmişte takılı kalmayacağım, anı yaşayacağım ve her şey çok güzel olacak

[gecmisinyankisi]

en en en yakın zamanda çok iyi dostum olacak hem annem çok sevecek hem çok şyi birş olacak hem beni yarı yolda bırakmayacak

en en en yakın zamanda anksiyetemş yeneceğim

en en en yakın zamanda çok sevilip çok sevdiğim çok sağlıklı bi ilişkim olcak

[gecmisinyankisi]

bak etrafına ne kadar kalabalık, bak kendine ne kadar yalnızsın. bak etrafına, iyi bak. o kadar kalabalığın içinde yalnız kaldın. kendini bir yere sığdıramadın, bir yere ait hissedemedin. bu sefer de olmadı, bu sefer de başaramadın, yapamadın. yine kaldın bir başına, yine onca insanın içinde tek kaldın.

[gecmisinyankisi]

bir hikayem var, bitmedi. kalemi ben aldım elime tekrardan. ben yazacağım devamı. mutlu sonla bitireceğim. acılardan uzak yazacağım. belki de acının ta kendisini yazacağım. bilemezsin, bilemem. ama bir daha başı öne eğilmeyecek. onu bilirim.

[gecmisinyankisi]

herkes benimle sonsuza kadar gelmeyecek, düşeceğim kalkacağım ama her yolun sonunda ben, ben olacağım. çok üzüleceğim çok arada kalacağım ama altından kalkacağım. ben bir şeyleri denge de tutmayı öğreneceğim. hayatımdan arkadaşlarım çıkabilir, ailem baskıcı olabilir ama önemli olan benim bunlara hangi gözle bakıyor olabilmem. mesela ailemin izin vermediği şeylere odaklanmak yerine izin verdiği kısımlara odaklanmalıyım. sonuçta onlarda bu hayatı tam yaşayamadılar. bazı arkadaşlık ilişkilerim bitebilir, ama sonunda güzel anılar biriktirmiş olacağım. boş yere sinir stres krizi yaşayıp kendimi yitirmeme gerek yok. ve kendime söz, sana çok iyi bakacağım. seni çok iyi yerlere getireceğim

[gecmisinyankisi]

bir gün gideceğim biliyorum, hissediyorum. o zaman, her zaman yaptığın gibi beni suçlarsın. ya da bir umut iğneyi ilk kendine batırırsın. şayet batırırsan de ki; sığdıramadım onu kocaman eve, dört duvarın içine. çok çabaladı ama sevemedim, kendi sinirimi ondan çıkardım hep, yollarını cam kırıklarıyla doldurup koşmasını istedim sonra ayakları kanadı diye onu suçladım de. çok çabaladı da ben göremedim, gözümün önünde mum gibi eridi umursamadım de. göz yaşlarıyla dalga geçtim, başarılarını küçümsedim, bir şeyler öğreteyim derken hakaretten vazgeçmedim de. ve yine bil ki; bir gün gidersem en çok senin iyiliğin için giderim. sen göremiyorsun ama ben birbirimize ne kadar çok zarar verdiğimizi görüyorum.

[gecmisinyankisi]

kalp ağrıları, gönül sızıları.

[gecmisinyankisi]

bu sefer derin anlamlı, süslü püslü cümleler kuracak halim yok. bu sefer dümdüz yorgunum, hissizim.

[gecmisinyankisi]

içimdeki nefreti, kini besleme. başa çıkamazsın.

[gecmisinyankisi]

hayatta her şey aileyle başlar, baban susarsa ailen susar, sen susarsın. baban ezilirse sende ezilirsin. bu silseye köle olursun, nefes alamazsın. sahi en son ne zaman huzurlu bir nefes aldın? hatırlamıyorsun. ne zaman özgür hissettin? sen hiç özgür olmadın. olamadın. özgür hissetmene de izin vermediler. izin vermedin kendine. senin en büyük nefretin kendine değil, sana izin verilseydi imkan verilseydi en güzel şekilde nefes alacaktın, en güzel şekilde yaşayacaktın. sana imkan vermediler, sende ezildiğin için kendine imkan yaratamadın. o yüzden kendini suçlamayı bırak.

[gecmisinyankisi]

varlığın hayatı yaşanabilir kılıyor.

[gecmisinyankisi]

sana rağmen, sevdim seni.

[gecmisinyankisi]

gözlerimin içine bakıyorsun. konuşmamı bekliyorsun, biliyorum, görüyorum, hissediyorum. oysa bilirsin ben biraz senim. kinim sana çekmiş, hafızam seninki gibi kuvvetlidir. bana o günkü nefretle bakışlarını unutmama izin vermez. ettiğin bedduaları, kustuğun nefreti unutmama izin vermez. şimdi çek gözlerini gözlerimden. ben sana eskisi bakmayacağım. eskisi gibi konuşmayacağım. eskisi gibi sevmeyeceğim. sen o gün kovdun beni, belki ben gidemedim ama ruhum, çocukluğum terk etti o evi, seni. bir daha da sana uğramayacak. çünkü o küçük kızın gözünde sen hep canavar olarak kalacaksın. benim yaşadığım korkunun, nefretinin ahıyla tutuşacaksın. sen o gün beni değil, babamı, annemi, annemin karnındaki kardeşimi de kaybettin unutma. unutmazsın.

[gecmisinyankisi]

sevenler vardır. gerçekten sevenler. bir de sevilmeyi sevenler vardır. onlar başkalarının sevgisini severler. ve o sevgiyi kıskanırlar. ve yine o sevgi bittiğinde çekip giderler.