bir gün duştayken buharlaşacağım ve siz yağmurdan kaçarken gözünüzün içine löp diye düşen su damlacığı ben olacağım
Don't wanna be here? Send us removal request.
Photo
23K notes
·
View notes
Photo
920K notes
·
View notes
Text
bence sınıfta arctic monkeyi artistik monkey diye okuyup hunharca gülen kızdan daha samimi bişi olamaz...
1 note
·
View note
Photo
2M notes
·
View notes
Photo
14K notes
·
View notes
Photo
20 notes
·
View notes
Link
günlerin farkı kalmadığı zaman anlıyosun, üzülüyosun. diğer insanlar için bugünün cumartesi olmasının anlamı eğlenmekken senin için uyan, günü bitir, uyu zamanlarından birinden farkı yok. bitmiyo diyosun. zaman kavramıyla barışık olamadın hiç. üzülüyosun. hep gün doğmadan neler doğar dedin,...
12 notes
·
View notes
Photo
tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm........
oh god.
59 notes
·
View notes
Text
doğal olmakla gerizekalı gibi davranmak arasında o ince fark..
0 notes
Text
az önce yoğurdun üstüne su içince çok mükemmel bi tat oldu kesin ayranı icat eden insan da böyle icat etti mesela şimdi ayran diye bişi olmasa ben az önce ayran diye bişi gerçekleştirirdim
1 note
·
View note
Text
2 saat 43 dakikadır oturduğum yerden kalkmadım az önce kalktığımda yürümeyi unutmuştum
neden olmasın?
1 note
·
View note
Text
beşiktaş’lı oluşumun hikayesi bir tür çaresizlik ve yokluk hikayesidir. beş altı yaşlarındayım. yıldıztepe mahallesinde oturuyoruz. evimizin tam karşısında geniş bir arsa var. mahallenin çocuklarıyla beraber sabahtan akşama kadar it gibi top koşturuyoruz. takım falan tutmuyorum henüz ama kırmızıyı çok sevdiğimden galatasaray’a yakın gibiyim. kahvaltı sonrası kendimi arsaya attığım her zamanki günlerden bir gün. bir kaç arkadaş bekliyor zaten. birlikte minyatür kale maç yapmaya başlıyoruz. bir süre sonra yanımıza geliyorlar sırıta sırıta. şimdi isimlerini bile anımsamadığım iki kardeş. sırtlarında pırıl pırıl galatasaray formaları. babaları almancı, izne gelirken almış hediye diye. nasıl da güzeller. o güne kadar ne benim ne de diğer çocukların forması olmamıştı hiç. geberiyoruz kıskançlıktan. resmen geberiyoruz. devam ediyoruz bir süre sonra maça ama kimsenin oyunla alakası kalmamış. herkesin aklı formalarda. bırakıyoruz maçı. ben fazla dayanamayıp koşarak eve gidiyorum. babam işte. annem evde. soluk soluğayım. annee diyorum, anne n’olur bana forma alalım. gülüyor annem önce. ısrarımı görünce de bağırmaya başlıyor. para nerde diyor, kardeşinin götüne bez alamıyoruz sen forma derdindesin. sahi ya lan. bizim paramız yok ki. zaten ben bildim bileli hiç olmadı ki paramız. neyse.. çekiliyorum bir köşeye burnumu çeke çeke ağlıyorum. annem kapı aralığından bana bakıyor. iyice abartıyorum ağlamayı. annem yan odaya geçiyor. takır tukur sesler. hiç dışarı çıkasım yok. ağlamayı da kestim. mal mal oturuyorum. annem sesleniyor. isteksizce yanına gidiyorum. bir şey uzatıyor bana. eski siyah tişörtümün üzerine beyaz atlet parçaları dikip forma yapmış. arkasına da 7 rakamı dikmiş. anne diyorum bu beşiktaş forması. ben galatasaray istiyorum. olsun oğlum diyor bu daha güzel. hem bak 7 numara bu feyyaz’ın forması. forma bir şeye benzemiyor aslında. alelacele çocuk avutmak için yapılmış uyduruk bir şey. ama annem o kadar güzel gülüyor ki. o dakika karar veriyorum. ben artık beşiktaş’lıyım.. velhasıl neden beşiktaş sorusunu duyduğumda sallama cevaplar verirdim bugüne kadar. ilk kez itiraf ediyorum.beşiktaş’lıyım çünkü paramız yoktu. beşiktaş’lıyım çünkü kırmızı tişörtüm yoktu. beşiktaş’lıyım çünkü o gün annem bana çok güzel gülüyordu.
2 notes
·
View notes